bizim köylülerde bir nietszche tandansı bir de rus edebiyatı bitmedi gitti. şimdi bunun niye özellikle taşra 'erkeği ' olmaktan kaynaklandığını yazarım da uzun yani üşendim. kardeş taşradan geldiysen de bam diye cihangir'e yerleşilmez ki, böyle kompleks yaparsın işte. türkiye'deki en snob kitlenin ortasına dalmışsın. beş yıldır istanbul'dayım demiş. ya istanbul beş yılda çözülecek yer olsa bunca roman yazılır mıydı hakkında?
nuri bilge'nin taşra fetişinden faydalanmışsın ne güzel. kendi taşra hikayeleri bittiği için başkalarınınkine sarıyor zaten. tamam anlıyorum, bir nevi yıllardır beklediğin şekilde seni oradan çekip çıkarmış. sen de onu yaşamak istiyorsun, hakkındır. ama işte unutmamak lazım istanbul'a gelince 15 yaşına geri dönmüş oluyorsun. burası böyle bir yer. konuştuğunuz konular (nuri bilge de dahil) eski konular. batı için zaten eski ama istanbul için bile eski.
nietszche tandanslı bir yazarın cinayet deneyimlemek istemesi hikayesini, burada üniversite öğrencileri yazıyor. gir bir sinema sınıfına yılda minimum 1 kere görürsün bu hikayeyi. hocalık yaptım zamanında, kaç kere ödev olarak okudum bu hikayeyi anlatamam sana. bugüne kadar kimse anlatmadı böyle bir şeyi türkiye'de diyorsan, sebebi budur. niye oluyor peki bu? nietzsche'nin türkiye'de özel hayatından dolayı bir romantikleştirilmesi var. bu çok okuyan ama kadınlarla arası iyi olmayan erkeklerimizde, ideal ve romantik bir kabuk oluşturmak için kullanılıyor. nietzsche ile anlaşılamamak bağlamında özdeşleşip (niye çünkü taşrada fikirleri olduğu için onun kadar anlaşılması zor düşünceleri olduğunu zannetmek), bu sebepten kadınlarla sıkıntı çekmek üzerinden bu bir hikaye bu. zaten bu yüzden cinayet deneyimlemek istiyor. bir erkek hikayesinde cinayetin cinsel edim olduğu aşikar. acaba seninkisi bıçakla mı işleyecek bu cinayeti? okuduğum ödevlerde bu hikaye böyle gelişiyordu. ve bıçakla olması pek de şaşırtıcı değil neden acaba?
özünde bu hikaye, şehirli kadınla (yani salome) mücadele edilememesinin hikayesidir., anlaşılmayan nietzsche'nin değil. o özgür ve özgüvenli ve yerini bilmeyen kadını bu sebeplerden arzulamak ancak aynı sebeplerden onunla mücadele edememek çatışmasının ürünüdür. öğrencilerimde hiç sekmedi bu. adamın fikirlerini iyi profesörlerden dinlemiyorsunuz, böyle çarpık oluyor. sebebini anlatmayacağım demiştim ama anlatmış oldum. ayrıca bunun temel sebebi de 'nietszche ağladığında' kitabıdır. okuduğuna yemin ederim ama kanıtlayamam.
velhasıl, üstte bahsettiğim rus edebiyatı ve nietszche'nin taşradaki romantikliği konusunu gören bir ben değilim, bir tarafımdan uydurmuyorum. açın umut sarıkaya okuyun. görürsünüz. zaten taşra denince nuri bilge, şehirli alt kültür denince demirkubuz, komedi denilince cem yılmaz denilir ilk. ama hepsi kusura bakmasın üçünde de aslında ilk umut sarıkaya denmeli.
umut, olm sana laflar hazırladım. her gece kafamda kuruyorum. çıkar artık şu dergiyi. şu yüz yılda dergi bekletiyorsun insana. dünyada seninkinden başka dergi bekleyen kitle kalmadı.
tirtsin sen tirt kal buk dedi dudaklari2 profili
-
akın aksu
-
tff'nin 8+3 kuralı
üç büyüklerin hepsi zorlanıyor bu sebepten. 1 türk'e düşürün ya da kaldırın şunu. almanya gibi türk altyapılı 12 kişi kadroda olmak zorunda olsun. saha da değil. üç büyüklerin yerlilerine iyi kötü yurt dışı takımlardan teklif geliyor satamıyorlar. kerem mesela, yeri garanti gs'de ama bunun yerine yurt dışında oynasa kendisine çok daha fazla şey katacak. yaptığı top kayıplarını azaltmak zorunda kalacak. şu an bütün oyunu berbat edip, bir asist yapsa yeri garanti olmaya devam ediyor. ya da yunus, türk olmasa takım salacak aslında onu. o da kendi stiline daha uygun ve çok süre alabileceği bir yere gidecek. win win. ama ne olur ne olmaz, türk lazım diye tutulmaya çalışılıyor.
kural yüzünden yine türk ithalatı başladı ne yazık ki. kural yokken gençlerimize pl, serie a, la liga takımları yatırım yapıyordu. şimdi geri almaya çalışıyoruz. bu yurt dışına çıkan futbolculardan da şampiyonlar ligi seviyesinde olan çağlar, merih, hakan gibileri alamıyoruz da geri, doğal olarak. merih mesela, adam türk olmasa, atalanta'da 11'i kaybettikten sonra alabilirdi takımlarımız. ama adam türk olduğu için ben o bataklığa girmeyeyim en iyisi diye düşünüyor, direkt kapalı tekliflere. haksız değil. garabet gerçekten.