bruma'yı kadroya almayışı ile beni çok mutlu eden hoca.
hocanın idmanlarını gs tv verdiği kadar izledim. belki 10 kere bruma'ya topu kaptırdığı anda pres yapmasını söyledi tudor. bruma çok sallamadı, yetenekli hızlı ve takım onun ayağına bakıyor ya bir nevi, bende bruma olsam bende çok sallamam. takımda yerini garanti görmek, ona çok muhtaç olunduğunu bilmek, karakteri oturmamış, genç bir topçunun başına gelebilecek en kötü şeylerden. ispanyollar bonservisini alsınlarda para gelsin diye beklediğimiz günleri kimse unutmasın. onlar da almadı zaten bildiğiniz gibi.
sen tudorsun. gelmişsin ilk maçın. nedir abi en kolayı. geçen haftanın kadrosunu aynen sürersin sahaya. kazanamazsan zamana ihtiyacımız var dersin geçer. kimse de sana gık demez. kazanırsan ne ala, haftaya da derbi var içerde onu da kazandınmı hayat kebap.
bruma'yı koşmuyor diye, senin istediğin sistem ve ciddiyetin oyuncuların kafasında belirsin diye kadroya almamak ancak rahatsız, riski miski umursamayan adamın yapacağı iş. şu anda takımın uzak ara en yeteneklisi ve bir sürü maçta puan almanı sağlamış tek adamı kadroya almayıp masaya lap diye koyan adama ben kurban olurum. fikri planı ve savunduğu doğruların peşine giden adama el arabası lazım taşımak için.
bizi ite kaka gelen şampiyonluklar kesmez hacı. 32 yaşındayım kaç şampiyonluk gördüm hatırlamıyorum. bize camianın çocuklarını sikecek adam lazım. bize vasatları sikecek adam lazım. bize baskı yapmadığı zaman bu hoca beni siker dedirtecek hoca lazım. rahatsız lazım hacı rahatsız.
takım çok yavşadı. penaltı olur saçma sapan itiraz eden yok, dirsek yer bizim takımdan biri, itiraz eden yok. ligin en önemli haftası kar kıyamet 40 bin kişi gelmiş iki tane yan toptan aynı golü yiyemezsin arkadaşım. 6 aydır aynı golü yiyoruz lan var mı böyle şey?
rahatsızları, delileri, risk alan adamları sevin. vasatları sikin.
baslikla uyumsuz nick2 profili
-
igor tudor
-
ütopya
bu yarışmanın içinde biri var, herif türkiye. yani alsan bu herifi eritsen böyle mesela hamur haline getirsen şöyle top halinde yukarıdan aşşağıya atsan diyelim, adam edirne'den kars'a sinop'ta hatay'a türkiye haritası olarak düşer yere. o kadar türkiye bu adam.
öyle semih-akp ya da tuncay-chp sığlığında bir karşılaştırma değil derdim.
bak hacı, yaşım 32. 10'dan fazla ülke gördüm. 5 yıl yurt dışında yaşadım, amerika'da mba yaptım. evli barklı adamım. peder polis, türkiye'nin bir çok yerinde bulundum. yani aklına gelen gelmeyen binlerce tip insanla muhattap oldum ama bir ülkeyi bünyesinde bu kadar net barındıran bir insan evladını ilk defa görüyorum.
adı altar gültekin bu adamın.
nereden geldiği belirsiz, inanılmaz rahatsız edici boş bir özgüven.. bizim bütün dertlerimizin tek cümle özeti.
içi bomboş kos koca bir neslin temsilcisidir altar.
ailesinin yıllardır ona aşıladığı gibi 'farklı' olduğuna dair aşırı ve kesinç bir inanç. kızsa prenses, erkekse aslan parçası. dersler kötüyse zekidir ama çalışmıyordur. o da olmazsa başka bir süslü psikolojik tespit ile açıklanır zaafları altar'ın. çünkü altar'ın mesela kafasının basmama ihtimali yoktur matematiğe, sorun olsa olsa matematiğin kendisi yada hocada olmalıdır. derhal okul değiştirilmeli ve gereken yapılmalıdır. altar ailenin göz bebeğidir, nasıl mümkün olabilir altar'ın alık olması.
herkesin prenses ya da aslan parçası olduğu gruplara girdiği için de bocalar altar. sonra yalnız kalınca diğer arkadaşları gibi, kendini bilgisayara verir. annesine göre yalnızığı seviyordur. ''ulan ne yanlızlığı amk, çık bir mahalle maçı yap, ciklet falan çal, zillere basıp kaç, kime çekti bu tipini siktiğimin altar'ı'' diyordur belki babası içten içe kimbilir ama nafile sesini duyuramaz.
dünya kupası elemleri mesela kuralar çekilir. güçlü bir takım (ispanya, hollanda, ingiltere falan) daha az güçlü ama yine de iyi bir takım (hırvatistan, belçika, rusya) ve biz türkiye. sonradan boktan iki takım daha (malta san marino, faroe adaları)
birinci çıkacağımıza inanır altar. 'oo hırvatistan mı, rahat çakarız hacı hırvatistan kim amk 2008'de perişan ettik onları' diyen adamdır altar. biz hiç birinci çıkamayız ama inatla hep birinci çıkacağımıza inanır altar sebepsiz yere.
futbolcuysa eğer oyundan alınınca kızar altar. çünkü çok iyi oynarken nerden çıkmıştır şimdi oyundan çıkarılmak falan. 'ulan boş kaleye 3 tane golü atamadın, beynini sikeyim senin' diyemese de hocası, çak falan der yalandan elini uzatır. çakmaz altar. kendisinin nasıl oyundan çıkarıldığına anlam veremez. zaten menajeri de olan babası çoktan küfretmeye başlamıştır hocaya..
altar evlenir. çok bocalar. bir 'prenses' ile evlendiğinden o prenses kendisini, altar da kendisini sevmekle meşgul olduklarından birbirlerini sevemezler bir türlü. ama altar'a göre yine o haklıdır. ne yani bu kadar anne, baba, teyze, amca onun bir dediğini iki etmemişte bu bade denen kız da kim oluyor, boşanır gider. nedir yani.. zaten onun özgür ruhuna göre değildir evlilik fikri..
suçu kendinde aramaz altar, en büyük hatası da budur..
hayatını yaşayıp hatıralar yaratacağına her gün, hayaller peşinde koşar altar.. bir gün bir bakar, elinde ne başarılmış bir hayal ne de bir hatıra var.