evet bu hafta kültür seviyemi arttırmak için yeteri kadar gayret göstermediğim için l3ronson’un yazısını baştan sona büyük bir dikkatle okudum ve kendi eleştirimi kaleme aldım. keyifli okumalar dilerim.
l3ronson bugün burada hikaye anlatıcılığı konusunda yeteneklerini göstermiş ve şimdiden gelecek yazıları için heyecanlanmamızı sağlamıştır. giriş gelişme sonuç (sonuç kısmını ayrıca ele alacağım) ve olay örgüsü bakımından hiç hata yapmadan duru bir yazı kaleme almış.
hikayemiz aşık olduğu hobisine allah vergisi bir yeteneği olan bu bakımdan çok şanslı bir gencin hayatına dair bilgiler ediniyoruz. bu noktada en büyük eleştirim bizi hikayeye hazırlarken olaya dahil olan karakterlerin hikayeye bir artı katmaması. bu süreç içerisinde en sıkı dostumuz hakkında bile çok az bilgiye sahibiz. bu noktada yazarın bunu bilerek yaptığını ve bizi en yakın arkadaşımızın öyküsü hakkında meraklandırmak istediğini farkettim ( benim teorim, yazarın burada yakın arkadaş karakteri için bir spin off planladığı yönünde . l3ronsonun uğradığı saldırının, arkadaşı üzerinde bıraktığı travma ve bunun sonucunda sınıf başkanlığı yetkilerini tek elde toplayıp günden güne yozlaşmasını işleyecek bir yazı l3ronsonun yarattığı evrene derinlik katacaktır.) bu durumdan yazarın uzun soluklu bir serüvene çıktığını çıkarabiliriz.
aşık olduğu işte yetenekli bir gencin hikayesi sonradan dram dolup taşıcak hikayesini kurmak ustalık gerektirir. l3ronson’un bizi hikayeye bağlamak için kullandığı yöntemleri çığır açıcı bulmasam da kitabına uygundu. para , şan, şöhret ve kadınlar , hiç birinin dikkat dağıtamadığı tanrısal bir tutku ve canavarca elinden alınışı ( evet elinden).
yazar bu zamana kadar hikayeyi ilmek ilmek işlerken ben tam anlamıyla sanata azdım ve tatmin olmam gerekiyordu. l3ronson’a güvenim tamdı ve bu gece beni tatmin edeceğine hiç şüphem yoktu.
semih saygınerin hikayeye girişi ile olayların kontrolü artık kahramanımızda olmaktan çıktı. semih saygıneri bir ağabey bir yol gösterici aynı zamanda bir idol olarak tanıdık. yazar burada onun mutlak güç zehirlenmesi geçiren bir otorite figürü olduğunu hikayenin son anına kadar şüphe uyandırmayacak bir şekilde saklamış, en dikkatli okuyuculara bile ters köşe yapmıştır. kahramanımızın otorite olan problemleri tek başına bir şey ifade etmiyor çünkü cevizi kırmak için istemek yetmez çekice sahip olmak gerek, bu mesajı sindirmek benim için zor oldu.
sonuç bölümü en can alıcı bölüm çünkü tüm hikayeye bakışımızı şekillendirecek ipucları içeriyor. sizi sıkmamak ve uzun bir yazı olmaması için , sade ve kısa bir şekilde teorimi paylaşmak istiyorum.
öncelikle sonuç kısmını tek düze bulduğumu söylemeden geçemicem, yazar bu zamana kadar titizlikle yaratılan evrenin meyvelerini yemekte fazla aceleci olmuş . açıkcası l3ronson’un bu olayları gerçekten yaşadığı konusunda güçlü şüphelerim var. kahramanımızın ellerinin çekicle kırılması dolayısıyla bilardonun çürük adamına dönüşmesi . tahminimce engeli olan bir uzvu ikna ederek işlevli hale getiremeyiz. bu elin tedavisi hakkında bir bilgimiz var mı ? darp raporu alınmış mı ? saldırı sonucunda l3ronsonu evine semih ağabey mi bıraktı ? bence bu detayların saklanmasının bir sebebi var. bu hikayenin güçlü yönleri olarak, duyguları hissettirmek , kusursuz bir anlatıcılık, merak hissinin daima diri tutulması ve imgelerin dahiyane kullanımı diyebilirim. eksik yönlerine gelicek olursak mizah zaman zaman yazarın güçlü bir silahı olsada bazen tutukluk yaptığını söylemeliyim. yan karakterlerin yüzeyselliği ve olaya bir katkısı olmadığı konusunu zaten detaylıca konuştuk. son olarak hikayenin kısa oluşu en büyük eksikliği olmuş. yazarı tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum.
skazer1 profili
-
semih saygıner'in bilardo hayatımı bitirmesi