siztekbizhepimiz1
profili

  • beyaz yakalı isyanı

    ne kadar sesim duyulur, duyulsa da doğru kişiler tarafından duyulur mu bilmiyorum. yine de bunları yazmak kendime olan borcummuş gibi hissettiğim için yazacağım. üniversiteden mezun olalı 2 sene olmuş, mezun olduktan 2 ay sonrasından itibaren çalışma hayatında olan genç bir kadın olarak yazıyorum.

    lafı çok dallandırıp budaklandırabilirim, şimdiden affola ama isyanımın hedef kitlesini tanımlayayım öncelikle.

    istanbul teknik üniversitesi mezunuyum, şehir plancısıyım, gayrimenkul değerleme uzmanıyım. bu ülkede 2000li yıllarda gayrimenkul sektöründe tecrübeler kazanmış, parasına para katmış, bugün belki de yönetici olan belki de farklı sektörlere danışmanlık veren her bir kimseye çok kırgınım.

    ekonomik koşulların bu denli olumlu seyrettiği, dolarların euroların havalarda uçtuğu yıllarda çalıştınız. birikiminize birikim kattınız, kazandığınız paranın kuş kadarıyla kiranızı ödediniz, ihtiyaçlarınızı alabildiniz. yediniz içtiniz gezdiniz. bugün geldiğimiz noktada köşenize çekildiniz ve aristokrat bir ton ile olup biteni yorumluyorsunuz. sesiniz çıkmıyor. beni ve benim gibileri görmüyor/göremiyorsunuz.

    belki sizden 5 kat fazla çaba harcıyorum, çalışıyorum. oturduğum evin kirası maaşımdan sadece 1.000 tl eksik olduğundan bir ev arkadaşıyla yaşamak zorundayım. marketten eve getirdiğim sadece 1 poşet bile 200 tl'ye bedel olduğundan dışarıda kutlama yemeği için sizin şirket organizasyonu vs yapmanızı beklemek durumundayım. hayatımda sahip olmayı hayal edemeyeceğim mülkleri işim gereği sadece ziyaret edebiliyorum.

    bütün bunlara rağmen maaşa yapacağınız zam kararını verirken hala üstünüzdeki insanların götünü yalamak için susuyorsunuz. hala ben bu yollardan geçerken ceplerim dolmuş taşmıştı, bu çocukları ziyan olmasın diyemiyorsunuz. hala şirket masraflarını nasıl kısarım, nasıl şirketin yalakçısı gibi kuş kadar pirimler dağıtırım hesapları yapıyorsunuz.

    gerçekten yazık.

    sizden farklı hiç bir şey yapmadım. hiç bişey daha kolay değildi. sırf google da araştırma yapabiliyorum diye bugünün şartlarını övemezsiniz. öveceğinize o basit teknolojiyi bile öğrenemeyecek kadar nasıl fosil olabilirim diye aynaya bir bakın.

    emeğimize çöktünüz. işin bütün koşturmasını bizlere verip, fiziksel yorgunluğumu bile telafi edecek hiç bir maddi yarar sağlayamıyorsunuz. toplantılarda ekran paylaşmayı dahi bilmeyen sizler apple dan aşağı bilgisayar kullanmazken ben ekranı bozuk bilgisayarımın küçük köşesinden dosyalarımı okumaya çalışıyorum. şoförlü lüks araçlarınızla toplantılara giderken siz, öğrenci akbilimi nasıl devam ettirebilirim hesabındayım ben.

    alçaksınız, ellerim hiç titremiyor bunları yazarken. bu ortamın size getirdiği mutsuzluk/gerginlik sebebiyle bizi aşağılamak/kötü hissettirmek temel motivasyonunuz olmuş.

    yok bize hayat çok kolaymış yok işte zamanında şöyle çalışmış yok buralara gelmek kolay olmamış bık bık bık

    yöneticileriniz %70 zamlarla şirketten şirkete koşturuyor/işini özgürce değiştirebiliyor diye aiz de pozisyonlarca yükseldiniz. şimdi o koltuklara zamk gibi yapıştınız. ödünüz kopuyor konforum biraz azalır da çalışkan insanların önünü açarım diye.

    bir tane başarılı toplantı geçirip aldığınız dolar bazlı pirimleriniz, hediye çekleriniz size o oturduğunuz evleri aldırdı. şimdi gelmiş bomboş tavsiyelerle yok şöyle yatırım yap yok şöyle biriktir.

    bütün gün para düşünen ama günün sonunda 100 tl biriktirebilmiş asalaklar mı olalım?

    siktirin gidin.

    bugünlerin mimarı da sizsiniz. siyasal otoritenin aldığı berbat kararlar yüzünden fikirtepeler finans merkezleri inşa edilirken bu işlerin merkezinde olmanıza rağmen gıkınız çıkmadı, hala çıkmıyor. vatandaşlık karşılığı ev satan ve milyonları cebine koyan sizin cinsinizdeki iş arkadaşlarınızla boğazda balık falan yiyorsunuz. benim menümde makarna vardı bugün.

    ha diyebilirsiniz ki mesleğin 2.yılında benim de soframda makarna vardı. evet belki, ama maaşının iki binde biri ile alıyordun. ben bir makarna için bile maaşımın binde birini harcamak durumundayım.

    neyse, size kırgın olmamı anlayacak zekanız hem yok hem de buralarda bişeyler okuyacak kadar teknolojiye yakın değilsiniz.

    siz çürümesine az kalmış fosillersiniz. çok yakında dilerim o kaybetmekten korktuğunuz konfor sizi terk eder. bu ülkenin yaşanmayacak hale geldiği günlerde fosil emekliler olur camdan dışarıyı seyrederken bir anlık da olsa pişman olursunuz dilerim.

    çöp olan yıllarımı kimse geri veremeyecek olsa da, küçük içten bir isyan bırakayım bu tarihe.

    emeğimi sömürdünüz, geçinme hakkımı çaldırdınız. hayal kurma hevesimi çaldınız, umutlarımı tükettiniz. sizi affetmeyeceğim.

    ek: sanki tüm bu olanların sebebi yalnızca yöneticilerim demişim, hiç bir meseleden kapitalizmden falan haberim yokmuş gibi bana ders vermeye çalışıyorsunuz. eğer ki egonuzu tatmin ediyorsa devam :)

    durumum çok kötü çok fakirim, en kötü durumdaki benim demişim gibi örnekler sıralıyorsunuz. bu şükür/minnet çarkı içerisinde oldukça hiç bir şeyin değişmeyeceğine daha da emin oluyorum.

    neden şehir planlama okudun neden değerleme uzmanı oldun falan diye soranlar var. siz 18 yaşınızda yaptığınız tercihlerden çok memnunsunuz sanırım? hadi varsayalım ki ben yanlış yapmış olayım. yalaka patronumu haklı mı yapacak bu? yahu hak ettiğimi alamıyorum diyorum bunu anlamanın nesi zor?

    daha büyürsün, ne isyanı, patrona ağzını açamaz, yeni anladı bunlar da diyenler falan var. öncelikle kalbiniz kötü, umarım bir ara iyileşir. patrona muhtemelen siktir git diyemem ama benim siktirip gittiğim şirketler oldu. a ve b birbirinden çok farklı olmamakla beraber şu anda patrona gidip bişey dememi beklemenizi hiç anlamadım. geçinemiyorum diyen birisinden sikerler yapacağınız işi cesareti beklemeniz çok tuhaf. işsiz kalıp ana habere falan mı çıkayım. onu da beğenmez 'gençler iş beğenmiyor' dersiniz.

    balık yese susar diyenleri hele hiç anlamıyorum. boğazda balık yemeyi isteyemez miyim? hepiniz kabul etmişsiniz ki aileden zengin değilsem tek mutluluk şansım zengin koca aramak. yok öyle yapmayacağım. patronun kapısını çalıp siktir git demesem bile çok şey diyorum. bişeylerin değişeceğine dair ufak umutlarım var. gösterebildiğim çabayı gösteriyorum. boğazda balık yiyeceksem de bu birilerini aşağılayarak, götünü yalayarak olmayacak. siz sistemi böyle kabul ettiniz diye olaya sağından solundan bakmayı bırakmayacağım.

    ha bi de en son okuduğumda biri şey yazmıştı, yazarın önceki entry si bu sene ilk defa tatile gidememesi ve aquaparka gidip restauranttan şikayet etmesi üzerine, yorum yok falan :d yahu tatile her sene gidiyor olmamın hesabını mı vericem? sıraya geçme kavgasını anlatmam mı sorun? psikolojiniz bozulmuş. ne yapsan, yok sen bunu yapma gelip burda yazma örgütlen

    yok burda yazma patrona söyle
    yok sistemden çık
    starbuckstan içme
    o kadar kira verme
    bu mesleği seçmeseydin

    size ne?

    bütün bu kararların hesabını size neden vereyim. geldim tespit yaptım dedim ki benim bulunduğum pozisyon için hak ettiğimi yalaka yöneticiler yüzünden alamıyorum + muhtemelen geleceğim onlarınkinden zor olacak. sıçayım böyle meseleye dedim. haklıyım, biliyorsunuz. ya siz de o yalakalardan olduğunuzdan ya da her şeyi ben bilirimci olduğunuzdan çeneniz kapanmadı.

    sizden özür dilemeyeceğim meslek seçimim, boğazda balık yeme isteğim, starbuckstan kahve içme isteğim, ekşi sözlük yazarı olmam için :)

    ek 2: 2 sene çalışıp genel müdür olmayı ummuyorum. bu kadar karamsar bakmam önümüzdeki 12 senede daha kötü günlerim olacağına inancım. ayrıca düzelecek geçecek olabilir, 20 li yaşlarımı karamsar geçiren birisi olmuş olacağım gerçeği değişmeyecek. gençliğimi de çaldınız.

    ek son: hedefin yanlış, hükümeti suçla sorumlu onlar diyorsunuz. o hükümeti ben seçmedim. şu an bu zengin fosiller kesin hayatlarında bir kez oy verdiler, ooo türkiye kalkınıyor zenginleştik dediler. ülkeye giren yatırımcılar mültecilerle yer değiştirince belki 1 cümle anca kurdular. hükümet sorumlu evet ama neyini suçlayayım. strateji mükemmel bence. benim isyan ettiğim kitle dolarla kiralama yapabiliyor diye hükümet üstüne işese sesini çıkarmazdı. çocuklarını yurtdışında okutacak cesareti buldular parayı biriktirdiler. bugün hala parası birikimi olan hükümete hala sarılır, sesini çıkarmaz. imkanı varken aktif siyasette olmaz.

    kendi kendini yönetiyor diye öğretilmişti bir zamanlar bana bu ülke :) tabii ki onları hedef alacağım. sesiniz çıkmadı, korkaksınız siz. sorumlusunuz da, kabul edeceksiniz bunu.