nesi sıçmış bi' anlasam.
darbe girişiminin tezgah olduğunu mu ima etmiş? adamlar darbe planın taraflar arasındaki savaştaki bir hamle olduğunu, karşılığında da savaşın diğer aktörünün karşı hamlesini belirtmiş.
ne demiş; erdoğan kendi mi yaptı demiş de ağır sıçmış?
edit: dur şuraya şahsıma gerçekleşen anlatım sonrasında makale yazıyım da entry dolu dursun. belki de ne anlatmak istendiği anlaşılır.
halkı sokağa davet ederken kendi kitlesi dışındakilerin de bu kadar işin içine gireceğini eminim ki öngörememiştir. bugüne kadarki hal ve hareketlerinden edindiğim izlenime göre akp'liler dışındaki herkesi hep olumsuz cümleler kurarken düşünüyor.
o nedenle kapaktaki yüzde 50 ifadesi gayet yerindedir. çünkü onu desteklemeyip sokaklara çıkan insanlar; "evet, tayyip erdoğan'ın yönettiği ülke artık olması gerektiği gibi demokratik değil ama asker benim ülkeme darbe yapamaz" dedi. bunu bi' anlayalım önce.
yeldeğirmenlerine karşı yeldeğirmeni savaşmıyor durduk yere. 14 yılda bu hale geldik, getirildik. ben mi getirdim bu ülkeyi bu hale? ben mi dedim evinde zor tuttuğum yüzde 50 var diye? bir bitmedi düşmanımız. bir bitmedi düşmanlığımız.
herkes işini yapacak. muhalif mizahcı da ince görecek. işine gelmiyorsa eğer ona o ince görme fırsatını verecek işi yapmayacaksın ve olmasına izin vermeyeceksin.
eğitici not: bir de çizimdeki diğer elin amerika mı, fetö mü, başka dış güçler mi olduğunun anlaşılmadığı belirtilmiş. zaten o çizim yapan kişi bunun cevabını biliyor olsaydı bu çizimi yapamazdı. şimdiye çoktan kafasına sıkarlardı. politik mizah çiziminde yazar bu tarz ucu açık, okuyucuyu düşüncelere iten bir kalem kullanır. mizah olarak tanımlanmasının da nedeni budur. aksi halde son yıllardaki salih memecan oluyorsun.)
hareket saati gelmis otobus kaptani4 profili
-
leman darbe özel sayısı
-
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
1944'te ikinci dunya savasinin son yilinda new york'ta yasayan chester carlson adinda bir insan bir fikir uzerinde calismaktadir. bu fikire gore insanoglu elinde bulunan bir dokumani cogaltabilecektir. icadina o kadar guvenmektedir ki bunu gelistirebilmek icin fon arayisina girer.
maddi olarak yardim almasi gerekmektedir zira bir mucidin tek basina gelistirebilecegi bir fikir degildir bu. ona yardim edecek birine ihtiyaci vardir. bunun icin de kendisine en uygun sirket olarak dusundugu uluslararasi is makineleri yani ibm'in kapisini calar. pazarlama ekibine sunum yapma imkani bulur. carlson, milyonlar kazandirabilecek bir bulusu oldugunu dusunmektedir ve bu inanilmaz teknolojiyi ibm'e sunar. pazarlama bolumundekilerin carlson gibi koplayama deneyimleri yoktur. departmanda calisan onlarca sekreter vardir ve bunu zaten sekreterler sayesinde yapabiliyorlardir. bu yuzden de kopyalama isinin onemini anlayabilecek kapasitede insanlar degillerdir. carlson'un fikrine bakip gulerler, komik bulurlar ve guzel bir oyuncak olabilecegini soylerler.
carlson bu hayal kirikligi sonrasinda icadini kodak, general electric de dahil 20'den fazla buyuk sirkete teklif eder. ama hepsi de onu gericevirir.
yilmaz ve icadi uzerinde calismalara devam eder. ilk basarisindan 9 yil sonra haloid adindaki kucuk bir fotograf malzemeleri sirketi icadi ile ilgilenmeye baslar. haloid, carlson'un icadini anlar ve onunla ayni fikire sahip olduklarini belirtir. fakat kopya cikarma makinesinin zorluklari dusunulenden cok daha fazladir. 1 yil boyunca yapilan calismalar ve harcanan paralar sonrasinda iki taraf da vazgecme esigine gelmistir.
1948 yilinda beklenmeyen bir kurtarici icadin gelistirilmesi icin para teklif eder. amerika birlesik devletleri muhabere teskilati, ellerinde bulunan havadan cekilmis goruntulerin olasi bir nukleer savas sirasinda yok olmasindan endise etmektedir. fotograf plakalarindaki gumus halojenur, radyasona karsi cok hassastir ve fotograflarin bulaniklasmasina neden olmaktadir. bu nedenle carlson'un icadinin siddetli atomik patlamalara dayanabilmesi ve cogaltilabilmesi icin haloid sirketine 100 bin dolar yatirim yapma karari alir.
bu para ilk seri uretim fotokopi makinesi olan 914'un gelistirilmesini saglar. haloid, bu yatirim ve gelistirilen urunle birlikte ismini xerox yapar. xerox, yunancadaki kuru ve yazmak kelimelerin birlesimidir. herkesin kullanabilecegi ve elle yazilsa saatler surecek bir dokumani bir dugme ile cogaltmaniza olanak saglayan muhtesem icadi yaratirlar.
http://youtu.be/zbt6gsgrz-y
dunya uzerinde uretilen her xerox makinesinden bir sentin 16'da 1'i kadar pay alan chester carlson, 700 milyon dolar para kazanir. yoksul bir aileden gelen ve hicbir zaman gecmisini unutmayan carlson, parasinin 150 milyon dolarini hayir kurumlarina harcar.
#60555311
debauchee uyarisi ve onerisi ile daha fazla kisiye ulasabilmesi adina buraya da tasidim. -
tc cumhurbaşkanına hakarete sevinen kitle
cumhurbaskani oldugundan beri ona ve kurdugu partiye oy vermeyen kitleye agizindan salyalar sacarak demedigini birakmayan biri benim ulkemin cumhurbaskani degildir.
hadi tamam benim ulkemin cumhurbaskani oldu diyelim. dunya uzerinde milyonlarca insanin nefretini kazanirken neden demediniz "bu ulkenin cumhurbaskani nefret soylemi yapamaz, insanlari ayristiramaz" diye? simdi de kalkmis yine magdur edebiyati yapiyorsunuz. az bile yapiliyor. daha bunlar iyi gunler.
not: ulkesinin kurucusuna denmedik laf birakmayanlarin zoruna giden durum. ayrica dusundugunuz kadar cok insan da sevinmiyor buna. ona yapildigi icin tepki gostermiyor o kadar. ayni seyler abdullah gul'e yapilsaydi emin olun dusundugunuzden cok daha fazla insan tepki gosterirdi. -
rte'nin şehit cenazesi namazını yanlış kılması
kılıçdaroğlu yapsaydı ne dinsizliği ne imansızlığı ne de kitapsızlığı kalırdı.
bu tür şeyleri hiç sevmem. insan unutabilir, hata yapabilir. bayram namazında bile hata yapabilen ve bazen yandakine bakan bir insanımdır. ben normal karşılarım bunu ama bu insanlar montaj video üzerinden kılıçdaroğlu ezandan önce orucunu açtı diye salyalar akıttı. yürüyen merdivene ters bindi diye denmedik laf bırakmadılar.
tanım: insanlık halidir. "insan" hata yapabilir.