ürkütücü gerçek.
bu durum beni daha çok, hani şu uyku ile uyanıklık arasındaki garip dilim vardır ya, işte orada etkiliyor. tamamen uyanıkken düşündüğümde canımı o kadar sıkmıyor halbuki. ne zaman ki uykuya dalmak üzereyken aklıma geliyor, o zaman felaket bir duygu yerleşiyor içime.
insan çok garip bir varlık. böyle bir şeyin olacağını bile bile yaşayıp delirmemek bazen çok tuhaf geliyor.
kokosh12 profili
-
bir gün ölecek olmak
-
norm ender 100. yıl marşı
benim de hoşuma giden marş.
insanlar marş söylerken sırıtmak zorunda değil arkadaşlar.
bu arada bugünlerde marşları ve millî duyguları küçümseyenler doluşuyor bu başlıklara. bıktık sizden, anlasanıza! -
45 yaşında bir kadın ile flörtleşmek
normal olay.
siz 45 yaşı ne sanıyorsunuz? sandığınız şeylere bakılırsa yaşınız 17 falan galiba. biz de o yaşlardayken 30'u geçenin öldüğünü sanıyorduk.
bu arada, hepimizin memelerinin sarktığını size kim söylediyse güzel yemiş sizi. ayrıca iltifat edildi diye de yatağa dalmıyoruz, bazı arkadaşların sandığı gibi.
kendinize eğlenecek başka işler bulun. -
gülen'in fb ve bjk'li isimlerle sohbet videosu
kendileri yapınca inkâr eden camianın videosu.
ulusoy varmış, galatasaray 4 sene üst üste şampiyon olmuş çünkü himmetmiş bla bla bla...
kalkavan'ın ifadesi:
görsel
üst üste beşiktaş şampiyonluğunun olduğu dönem:
görsel
bu da himmet:
link
aha bu da fetönün takımıymış. kalkavan orada da var:
görsel
bunu paylaşmaktan vazgeçmeyeceğim.
ülkedeki üst düzey birçok insanın kıyısından köşesinden bir şeylere bulaştığı yerde bütün ihaleyi, bu işe bulaşan birkaç futbolcuya değil galatasaray taraftarına yıkmaya çalışanlara yazıklar olsun! terörle, teröristlerle beraber siz de yerin dibine batın! -
taliban sözcüsünün korumasıyla ilişkiye girmesi
seks ihtiyacını birbirleriyle, şiddet gösterme ihtiyacını da kadınlarla giderip bunun adına din diyen ahlaksızların "marifet"i. diyoruz bunların olayı din değil diye de anlatamıyoruz...
-
voyager 1'in insanlığın sonunu getirme ihtimali
uzun bir hesaplama gerektirebilecek ihtimal.
2025 gibi güç kaynakları tükenecek ve uzayda başıboş şekilde dolaşacak. dolayısıyla karşısına 2 ihtimal çıkacak:
1- bir gök cismine çarpmadan sonsuza dek süzülmek
2- bir gök cismine çarpmak
ikinci ihtimalin gerçekleştiğini farz edelim. karşımıza başka bir ihtimal grubu daha çıkacak:
1- çarptığı cisim kara delik, nötron yıldızı ve benzer tarzda, üzerinde yahut içinde yaşam olmama ihtimali çok yüksek bir cisim mi
2- çarptığı cisim henüz ölmemiş bir yıldıza ait bir sistem mi
diyelim ki ikinci ihtimal gerçekleşti. bu kez iki ihtimal daha çıkacak:
1- sistemdeki bir yıldıza mı çarptı
2- sistemdeki bir gezegene mi çarptı
diyelim ki ikinci ihtimal gerçekleşti. yine iki ihtimal var:
1- gezegende yaşam yok
2- gezegende yaşam var
diyelim ki ikinci ihtimal gerçekleşti. iki daha:
1- akıllı yaşam yok
2- akıllı yaşam var
diyelim ki ikinci ihtimal gerçekleşti. yine iki ihtimal var:
1- bizden daha akıllı bir yaşam formu yok
2- var
ikinci ihtimal gerçekleşti. iki daha:
1- bizden akıllılar ama buraya gelecek teknolojiye henüz sahip değiller
2- teknolojileri buraya gelmeye yetiyor
ikinci gerçekleşince bir ihtimal serisi daha çıkıyor önümüze:
1- iyi niyetli canlılar
2- kötü niyetliler
ihtimal sayısını artırmak da mümkün. çarparken gezegenin atmosferinde yandı mı diye sorabilirsin yahut oradaki canlılar kötü niyetli olup da buraya gelmeye kalkışmayabilirler mesela. işte tüm bunları formüle döküp hesap edersen, bu ihtimalin çok düşük olduğunu göreceksin. -
fenerbahçe'nin tescilli 5 yıldızlı logosu
sanıyorum galatasaray ve diğer takımların aksine, şampiyon olamadıkları her 5 yıl için 1 yıldız alıyorlar.
-
kadınlar hakkında net gerçekler
burada yapılan genellemelerin hiçbiri değildir.
bir tarafta aldatan bir kadın görebilirsiniz. öte yanda kocası yatalak olduğunda onu sırtında taşıyan bir kadın bulursunuz.
bir tarafta yalancının önde gideni bir kadın vardır. bir başka ilişkide bir kadın dürüstlüğü yüzünden terk edilir.
bir yanda paraya tapan bir kadın bulursunuz. bir yanda yoksulluktan ölecek hâlde olmasına rağmen çocuklarıyla beraber o evliliği yürütmeye çalışan bir kadın vardır.
insanlar çeşit çeşittir ve asla birinin karakterini hepsi için geçerli kabul edemeyiz. "ben yaşadım, oradan biliyorum" diyenlerin kesin dille yazdıklarına bakıyorum ve hayatımda yapmadığım şeyleri görüyorum. sen beni tanımıyorsun diye ben senin, genellemeler eşliğinde attığın iftiralarına maruz kalmak zorunda mıyım?
karakteri kötü olan kadınlar üzerinden tüm kadınları kötüleyen erkekler; karakteri kötü olan erkekler üzerinden yapıp sizi de dahil edeceğim suçlamaları kabul eder miydiniz? öyle şeyler yapmıyorsanız neden edesiniz, değil mi? o zaman biraz mantıklı olun ve şu başlıklarda aklınız sıra yargı dağıtmaya son verin. -
alaçatı'da tatil yapmamış insan
tatili bulduk da alaçatı'sı kaldı...
-
erkeklerden kadınlara sorular
3-5 cevaplarım diye geldim, sorulara baktım, gidiyorum. bundan daha iyisini yapabiliyor olmanız gerekiyordu halbuki.
gitmeden ben size sorayım birkaç soru: hiç tanımadığınız bir insanın donunun rengini, hangi pozisyonu sevdiğini yahut grup sekse bakış açısını öğrenip ne yapacaksınız? bu soruları, sizin beklentinize uygun şekilde cevaplayan herkesin size bu konularda karşılık vereceğini ve hatta "vereceğini" düşünmeye sizi iten ne?
diyelim ki buradan tanıştığımız biriyle bir şeyler yaşamayı kafaya koyduk. bu kadar bel altı ve ahmakça sorulara düşeceğimiz fikrine nereden kapılıyorsunuz? belki biz büyük zekâ parıltıları içeren akıl dolu sorulara düşüyoruz ama siz sorduğunuz açık saçık sorularla bizi tahrik etmek yerine sadece kendinizi beyinsiz durumuna düşürüyorsunuz. zira birbirinin aynısı olan bu soruların bize gösterdiği tek şey, bu soruları soran grup olarak, tornadan çıkmış gibi aynı zihniyetlere sahip olduğunuz.* dolayısıyla herkesle aynı olduğunuz bir ortamda bir kadının sizi tercih etmesi için hangi gerekçeye güveniyorsunuz? (bu bir genelleme değil. başlık altında aynı soruları usanmadan soran gruba yönelik bir eleştiri. bir önceki sayfaya baksa aynı soruları soran bir sürü tip olduğunu görecek ama okuma huyu da yok tabii ki.)
bir de dünyadaki 4 küsur milyar kadının tamamını yakından tanımış ve hepsiyle ilişki yaşayıp aynı sonuçları almış gibi "hepiniz şöylesiniz, hepiniz böylesiniz" gibi aptalca genellemeler yaptığınız hâlde kendinizi bir aptal gibi hissetmiyor oluşunuzu nasıl açıklıyorsunuz? hayatınıza giren kadınlar size hep aynı ve kötü davranıyorsa, bunda sizin payınızın olabileceği aklınıza geliyor mu? siz onlara hep aynı şekilde ve kötü davrandığınız için hep aynı karşılığı alıyor olabilir misiniz? sonuçta aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır.
istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz çünkü zaten eğer cevap veren olursa, onları okumaya hiç niyetim yok. elbette benim bir önemim yok ve okumam şart değil ama başka kadınlar faydalansın diye yine de cevap yazabilirsiniz. -
fenerbahçe'nin 8 yıldızlı yeni logosu
aziz yıldırım bile adama özetle boş işler peşinde koşuyorsun demiş, yukarıda bir fenerli de galatasaraylıların ardı yanmış da ondan yazıyorlar diyor. bunların sadece yönetimi değil, taraftarının bir bölümü de komik.
-
büyük patlamaya neden olan şey
ne olduğu henüz bilinmeyen olay. evet, bilmiyoruz.
yine de konuyla ilgili birkaç şey yazmak istedim.
öncelikle şunu söylemek gerekir ki her ne kadar ismi büyük "patlama" olsa da, gerçekte olan şey bir patlama değil. patlamalar belirli sebeplerle belirli bir merkezi noktadan dışarıya doğru yayılarak ve etrafa alevler, patlayan cisme ait parçalar saçarak gerçekleşir. büyük patlama bu şekilde gerçekleşmedi. büyük patlama bir genişleme olayıydı.
mesela büyük patlamanın belirli bir merkezi yok. bir merkezden dışarıya doğru yayılma da yok. dolayısıyla evrenin neresine giderseniz gidin, kendinizi olayın merkezinde zannedersiniz çünkü evrendeki tüm galaksiler, bulunduğunuz galaksi hangisi olursa olsun ondan ve birbirinden hızla uzaklaşıyor olacaktır.
bu olay sizi yanıltmasın. yerel olarak kütle çekimsel yakınlaşmalar olabilir. birbirine çok yakın bazı galaksiler bir yandan uzayda hızla belirli bir doğrultuya doğru hep beraber hareket ederken bir yandan da kendi aralarındaki çekim gücünün etkisiyle birbirlerine doğru yaklaşabilirler. bir arkadaşınızla birlikte bisiklet sürdüğünüzü düşünün. sizden farklı yöne doğru süren başka bisiklet sürücüleri de olsun ortamda. siz iki farklı bisikletle arkadaşınızla aynı yöne doğru gidiyorsunuz. bir yandan da birbirinize doğru yaklaşıp el ele tutuşarak sürmeye devam ediyorsunuz. bunun gibi düşünün. fakat büyük resme baktığınızda birbirine uzak galaksilerin hepsinin birbirinden uzaklaştığını görürsünüz.
büyük patlama'nın aslında bir patlama olmadığına bir başka kanıt da büyük ölçekte baktığınızda evrenin homojen olmasıdır. gerçek patlamalarda durum bu değildir. merkezde olay çok daha ağır iken dışarıya doğru gittikçe daha hafif bir hâl alır. atom bombasını düşünün mesela. bombanın düştüğü yerde olup bitenlerle, o noktadan 100 km ya da 300 km öteye gittiğinizde olup bitenler aynı değildir.
olayın bir patlama olmadığını anlamak için bu 2 örnek yeterli. patlamalar belirli şartlar gerçekleşince tetiklenir. dinamiti yakmanız, atom bombasının mekanizmasını harekete geçirmeniz gibi... o hâlde böyle bir olayın "tetiklenme"si için bir başka olayın gerçekleşmesi gerekir mi?
normalde neden-sonuç ilişkisi içerisinde birçok şeyi açıklayabiliriz. yumurta yere düştüğü için kırıldı, hava bulutlandığı için yağmur yağdı gibi... fakat söz konusu olayda durum bundan farklı.
büyük patlama'yı zamanda geriye sardığınızda her şeyin birbirine gittikçe yaklaştığını, bir noktada bir araya geldiğini ve en başında olayın sadece bir atom boyutuna indirgendiğini söyleyebilirsiniz. atom boyutunda olan bir şey için makro dünyanın değil kuantum dünyasının kuralları ön plana geçer. örneğin normal şartlarda odanızın ortasında bir anda hiçlikten bir insan beliremez ama uzay boşluğunda, adına sanal parçacık denilen parçacıklar bir anda belirebilir ve kısa süre sonra kaybolabilir. bu kuantum dalgalanmalarının gerçekleşmesi için açık ve net bir sebebe gerek olmayabilir. bu durumda büyük patlama'nın kuantum mekaniksel ilk anında da buna benzer, durup dururken olan bir hareketlenme yaşanmış olabilir.
***
büyük patlama'nın neden oluştuğunu açıklamak için kullanılan bir teori multiverse denilen çoklu evren teorileridir. buna göre herhangi 2 evren çarpışarak büyük bir enerji ortaya çıkarmış ve evrenimizin oluşmasına neden olmuş olabilir.
bir başka görüşe göre evrenimiz sürekli olarak o duvardan bu duvara seken bir pinpon topu gibi davranıyor. bir noktada durarak büzülmeye başlıyor ve başlangıçtaki tekillik noktasına geri dönüyor. sonra diğer doğrultuya doğru tekrar genişlemeye başlıyor. bu tür görüşlerin gözlemsel sonuçlarını elde etmek pek de mümkün olmadığı için (gerçi bu ikincinin tam tersinin olabileceği, yani genişlemenin sonsuza dek sürebileceği konuşuluyor) bunların doğru ya da yanlış olduklarına dair net bir yorum yapmak için henüz erken.