14 yaşında ilk mrımı çektirdiğimde kaygılıydım. olayı anlamaya çalışıyordum. bedenimdeki anormallikleri normalim yaptığım için bunun hayatımda 1 anı olarak kalacağını düşünüyordum. öyle olmadı. çektirdiğim mr grafileri anı değil anılar oldu. çevremde kaygı seviyesi yüksek insanların "ölmeden mezara girer gibi ben senin yerinde olsam duramam." diyişlerini "abartıyorsunuz. altı üstü dümdüz duruyorum işte!" diyerek geçiştirdim. zaman zaman aletin çıkardığı sesleri rolling in the deep girişine benzetip adele'nin şarkıya girdiğini hayal ettim, eşlik ettim ona. hayaller kurdum. ben karşı karşıya kaldığım durumla baş etmek için yeni yollar buldukça mücadelenin sertliği arttı. 15 dakikayla başlayan çekimler 1.5 saati bulmaya ve kontrast maddeyle çekilmeye başlandı. kontrast madde sersemleştirdi beni ve zihnimi. her şeyle baş eden güçlü(!) biri olduğum için sersem halimle bile bir başkasına ihtiyacım yoktu. tek başıma halledebilirdim bunu. bir şeyleri tek başıma halledebilmekten nefret ettiğime karar verdim koca bir mıknatısın içinde. bu nefret ve öfke gözlerimi doldurmaya yetti ama ağlayamazdım güçlü insanlar mr cihazının içinde de güçlü olmak zorundalardı tahmin edeceğiniz üzere. mıknatısın çekim alanından biraz uzaklaştığımda-hastanenin önündeki bankta- ağlayabildim ancak.
bu yazıyı yazmayı planlamıyordum. bazı durumların birileri için ne kadar sembolik- hayatta yolunda gitmeyen durumun göstergesi- olabileceğini göstermek açısından güzel bir örnek olduğu için "bu da burda kalsın." diyorum.
halimiziittenbeter1 profili
-
mr cihazına girildiğinde düşünülenler