önümüzdeki sene şu anki fiyatları mumla arayacak olmamız ve göz göre göre şeriat duzenine geçiş.
lanet olsun, ömrümün yarısından fazlasını bu adamların yönetimindeki ülkede geçirdim. denk geldiğim zamanı skyim.
acayipimben4 profili
-
seçimi cumhur ittifakı kazanırsa olacaklar
-
yazarların bu hayattan beklentisi
sadece sağlık sıhhat, gerisi nasılsa bir şekilde halledilir.
-
en iyi reflü ilacı
yeme alışkanlığını değiştirmektir. lise yıllarımdan bu zamana kadar reflü hayatımın bir parçasıydı, ne zaman yemek yesem gırtlağıma kadar geliyordu. haliyle bu durum artık eziyet olmaya başlamıştı. çevremdeki insanlar sorunumu duyunca öneriler yaparlardı; kimisi acı turşu suyunu bir dikişte iç kimisi ise zeytin çekirdeği yut tarzı önerilerdi. bu yoldaki en büyük destekçim ise gaviskon ve nexium ilaçlarıydı fakat ömrümün sonuna kadar da bu ilaçları kullanmak istemiyorudum.
günlerden bir gün yine yemek masası hazır beni bekliyor, her zaman ki aç halimle oturup yemekleri afiyetle gömdüm o kadar yedim ki midem resmen kapakçığa kadar dolmuş bir vaziyetteydi. sonrasında ise affedersiniz o kadar yemenin üzerine midemde ne var ne yoksa çıkardım berbat haldeydim. ardından bu zamana kadar reflünün verdiği zararları düşününce bu laneti üzerimden atmam lazım şeklinde bir misyon oluşturdum kendime .
gözlerimden akan yaşlar eşliğinde hayatımın daha kalitesiz bir halde olduğu, reflü sebebi ile boğazımın tahriş olması gibi kötü etkileri daha çok üzmüştü beni.
karar vermiştim artık aman tanımaz bir şekilde bu hastalığa çareyi bulacaktım. öncelikle işe evdeki tüm reflü ilaçları atmakla başladım, sonrasında ise reflüyü neler tetikliyor onları araştırdım bunlar kısaca:
asitli içecekler (kola,gazoz, vs.), kahve, domates, ışıl işlem görmüş yiyecekler(salam, sucuk) ve daha bir sürü tadı hoş gelen fakat mide düşmanı gıdalar. ne kötü diye düşünürken kararlılığımdan ödün vermeden araştırmalarıma devam ettim ve reflü düşmanı bu yiyecekleri hayatımdan bir süreliğine çıkardım.
sıra bedenime gelmişti, amansız yemek sevdalısı olan bir kişi olarak 1.70 boyla 90 kilolara kadar ulaşan bünye; ne kadar çok yediğimin bir göstergesi olarak aynada kendini belli ediyordu. 90 kilo vay be... bu düşünceler içerisinde artık bir spor salonuna yazılmam gerektiği, ekmeği vs. karbonhidrat yüklü gıdaları bırakmanın daha iyi olacağı kanısına vardım. sonrasında ise diyet mevzularını araştırdım. if adında bir diyet programı bulup onu kendime göre uyarladım.
bir kaç farklı detayı da düşündükten sonra. sıra bu kararları uygulamaya gelmişti. ilk başlarda dik duruş göstermek istesem de öğün azaltma ve hayatımdan ekmeği çıkarmak zor gelmişti: gözle görülür enerji düşüşü, midemin sürekli boş kalması hissi, başımın ağrısı resmen yemek yoksunluğu cekiyordum; sanki bir bağımlı gibiydim adeta. ama yılmadan devam ettim ve 2 hafta sonuna bu yoksunluk belirtilerinden kurtuldum. savaşı kazanmıştım, galip bendim.
spora gidiyor ve günde sadece 1 öğün besleniyordum. sporda ve günlük hayatımda ihtiyacım olan kaloriyi yulaf, reflü düşmanı olmayan besinlerden tedarik ederek 6 ayın sonunda artık farkedilir şekilde kilo vermiştim. 90 kilo olarak başladığım yolculuğum 74 kiloya düşerken beni benden almış ve reflü sorunumu yaklaşık 5 ay gibi bir sürede unutmuştum.
dogru ya reflüm vardı değil mi? artık yok, tamamen kayboldu diyemem tabi mutlaka beni sinsice bir yerden izliyordur. eski halime dönme sinyallerini bekliyordur belkide mümkün değil.
sonuç olarak reflü illetinden kurtulmak isterken hem spora başlamış hemde yeme alışkanlığımı düzene oturtmuştum. benim naçizane tavsiyem ileri bir seviyede değilseniz ilaç, ameliyat gibi yöntemler uzun vadede kesinlikle üzüyor. yapmanız gereken şey hayatınızı düzene sokmak, vucudunuza neyin giripte sizi rahatsız etmeyeceği konusunda kendinizi tanımak. gerektiğinden fazla gıda tüketmemek her daim kararında yemek. okuduğunuz için teşekkür ediyorum. yazarken telefondan yazdığım için yazım yanlışlarım ve atladığım noktalar olmuştur. merak ettiğiniz bir husus varsa yesillendirebilirsiniz. -
çiçek yetiştiren erkek