bu tiplerle ilgili olarak yapılan en büyük hata "empati" kurulmasıdır.
"hasta mı acaba? çocukluğu nasıl geçti? travma mı yaşadı?" falan vs. insanlar belki iyi niyet, belki cehalet diyelim bu "empati" tuzağına düşüyor. bu sinan gibi şerefsizler de işte tam olarak bundan besleniyorlar. hani bu tarz olaylarda hep şaşırıp "ya bu kadar olayı nasıl yapmış, bunun gibi biri nasıl bu kadar rahat bugüne kadar dolaşabilmiş" diyorsunuz ya, işte bunun en büyük nedeni insanların bu tipler için kurduğu salakça "empati" ve duyar kasma davranışıdır. bunun gibilerin hasta falan olduğu yok. birilerine tecavüz, cinayet planı yaparken, kaçarken, yalan söylerken kafa zehir gibi çalışıyor.
bu olay da da köylüsünden yetkilisine kadar herkes aynı aptallığın içine düşmüş, hatta bir gerzek bir jandarma rütbelisi de o kadar olayı bilmesine rağmen buna iş teklif etmiş. yok bi de evine alıp besleseydin sığır.
eee ne yapsın peki millet? diyebilirsiniz.
yapılacak şey belli. böylelerine acımayacaksınız. siz idare ettikçe bunun gibi tipler sizin çocuklarınızın, sevdiklerinizin kanına girer. sapık, manyak olduğu tescillenen tipleri en başta toplumun yok etmesi gerekiyor. bununda yüzlerce yolu var. kurtulun artık şu sjw gerzekliğinden.
ceo5 profili
-
müge anlı ile tatlı sert
-
3 temmuz 2022 köpeğin beni parçalaması
bunu gece yarısı sokak köpekleriyle de denesene delikanlı...
-
sokak köpekleri sorununun çözümü
öncelikle; "sokak köpekleri durduk yere saldırmaz" diyen gerizekalılara izletilmesi amacıyla şunu ortaya bırakalım.
şu kısırlaştırma, barınak vs. romantizmini sallayıp durmayın artık. bu sorun böyle çözülmez. hiçbir gelişmiş ülke de böyle çözmüyor zaten.
bu iş öyle konuşarak anlaşarak da çözülmez. karşınızda "benim için köpekler sizin çocuklarınızdan değerli" diyen ruh hastası köpektaparlar var. bu zihniyette ki yaratıklara ne anlatabilirsiniz? insanlara köpekler tarafından zarar verilmesinden memnun olan tipler bunlar.
hani bir laf var ya" amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok" diye, bu durum da aynen böyle. avrupa ve amerika'da sokakta bir tane başıboş köpek göremezsiniz çünkü hemen yakalanır ve bu iş için yapılmış özel tesislere götürülür. burada 15 gün-1 ay arası bir süre bekletilir, sahiplenen çıkmazsa itlaf edilir. öyle kısırlaştır, sokağa sal, yada ömür boyu barınakta besle falan gibi saçmalıklarla uğraşmazlar.
akıllı toplumlar böyle yapıyor, aklı kıt toplumlarda bir avuç psikolojisi bozuk köpektaparın elinde oyuncak oluyor.
sokak köpeği sorunu sadece geri kalmış ülkelerde görülür. adeta ülkeler arası gelişmişlik seviyesi indeksi gibidir. ne kadar çok sokak köpeği o kadar geri, fakir toplum demektir. şu an bu konuda liderlik hindistan'da. aslında bu konuda kuzey kore, vietnam ve çin daha kötü olabilirdi ama orada köpek yedikleri için sokaklarda görmek pek mümkün değil. bu da sapıklığın, makyaklığın farklı bir modeli. -
sokak köpekleri sorununun çığrından çıkması
şu kısırlaştırma, barınak vs. romantizmini sallayıp durmayın artık. bu sorun böyle çözülmez.
bu iş öyle konuşarak anlaşarak da çözülmez. karşınızda "benim için köpekler sizin çocuklarınızdan değerli" diyen ruh hastası köpektaparlar var. bu zihniyette ki yaratıklara ne anlatabilirsiniz? insanlara köpekler tarafından zarar verilmesinden memnun olan tipler bunlar.
hani bir laf var ya" amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok" diye, bu durum da aynen böyle. avrupa ve amerika'da sokakta bir tane başıboş köpek göremezsiniz çünkü hemen yakalanır ve bu iş için yapılmış özel tesislere götürülür. burada 15 gün-1 ay arası bir süre bekletilir, sahiplenen çıkmazsa itlaf edilir. öyle kısırlaştır, sokağa sal, yada ömür boyu barınakta besle falan gibi saçmalıklarla uğraşmazlar.
akıllı toplumlar böyle yapıyor, aklı kıt toplumlarda bir avuç psikolojisi bozuk köpektaparın elinde oyuncak oluyor.
sokak köpeği sorunu sadece geri kalmış ülkelerde görülür. adeta ülkeler arası gelişmişlik seviyesi indeksi gibidir. ne kadar çok sokak köpeği o kadar geri, fakir toplum demektir. şu an bu konuda liderlik hindistan'da. aslında bu konuda kuzey kore, vietnam ve çin daha kötü olabilirdi ama orada köpek yedikleri için sokaklarda görmek pek mümkün değil. bu da sapıklığın, makyaklığın farklı bir modeli. -
öğretmeni tarafından darp edilen lise öğrencisi
ön edit: ee peki çözüm ne diyenler oldu. çözüm çok basit. gelişmiş ülkelerde sınıfta sorun çıkaran öğrenci ile öğretmen uğraşmıyor, polis çağırıyor, gereken müdahaleyi onlar yapıyor. buyrun amerika'dan örnekler: örnek1 örnek2 örnek3 kimseye abartı gelmesin, bu gayet makul bir uygulama. gelişmiş ülkelerde yıllardır böyle yapılıyor. karşınızda sizi şiddet uygulamakla tehdit eden veya hakaret eden kazık kadar insanlar var. öğretmen "öğrenci" ile muhatap olur, haydutlara, saldırganlara ise polis müdahale eder. 155'i aradığınızda polisin gelmiyorum demek gibi bir seçeneği yok, orası okul da olsa ekip gelir. bu gayet doğal bir hak, nasıl ki öğrenciler en ufak bir olayda ögretmenini polise şikayet edebiliyorsa aynı hakka öğretmenler de sahiptir, kanunen hiçbir engel yok. türkiye'de de bir kaç öğretmen gereken durumlarda bunu başlatsa arkası gelir. ayrıca bu öğretmen sendikaları ne halta yarar? bunlar öncü olmalı bu işe.
sistem oturana kadar başta idarecilere ve velilere bu durum garip gelebilir ama alınan olumlu sonuçlarla bu kısa zamanda vazgeçilmez bir uygulama haline gelecektir. polisin gelip alması, karakola, adliyeye gitmek kolay şeyler değil, bunun tadına bakan parazitler kısa zamanda hizaya gelir.
ortama bakınca asıl mağdur öğretmen gibi görünüyor. etrafta anıranların öğrenciden çok haydut gibi bir halleri var.
evet mümkün olduğunca öğretmenin öğrencileri dövmemesi gerekir ama "ne olursa olsun dövemez" gibi bir durum da yok, gerçekçi olalım. şu an liselerde öyle rezil, öyle iğrenç bir öğrenci profili var ki en sabırlı insanı bile dayak atmak bir yana nazi subayı gibi düşündürecek hale getirebiliyorlar. emin olun özellikle sorunlu mahallelerde bulunan liselerde öğretmenlerin uğradığı zulmü afrikalı kölelere gösterseniz "abi al kırbacı eline beni pamuk tarlasında çalıştır ama burada bırakma" der.
öğretmenler için gerçekten çok üzülüyorum, tek sorunları bu rezil öğrenci profili ve onların işgüzar, duyarsız velileri değil. idareci anlamında da çok kötü durumdalar. ülkenin bütün okullarında öğretmenlerin okulun eksikleri için yalvar yakar velilerden para toplamak zorunda kaldığı bir ortamda "para istediniz de vermedik mi?" (bkz: eğitim bakanının urfa il eğitim müdürüne tepkisi) diyecek kadar bu ülkenin gerçeklerinden kopuk birinin milli eğitim bakanı olduğu bir ülkede öğretmenlik yapmaya çalışıyorlar. yok biliyor da kameralar önünde şov yapıyorsa bu çok daha vahim. böyle bir kafaya hangi derdinizi anlatabilirsiniz?
edit: yahu bırakın şu at hırsızlarına çocuk demeyi. ne çocuğu? 17 yaşına gelmiş bu kazmalar mı çocuk? bunlar her haltı sizden iyi biliyor.