dün alışveriş merkezinde yine evden getirdiğim yemeği yerken aklıma gelen başlık.
bu başlıkla beraber, kilo vermenin çok zor olması başlığını da birbiriyle neden sonuç ilişkisi içinde olduğunu düşünüyorum.
ilkokulun başında evden beslenme getirmek gayet normalken, daha sonralarda evden kendi yemeğini getirmek varoşluk olarak adlandırılmaya başlanıyor. daha sonra da, içinde ne olduğunu bilmediğin, en uyduruk malzemelerle yapılan kalori bombolarına maruz kalınca, “kilo vermek çok zor” diye başlık açılıyor.
halbuki evden yemek getirmek diğer insanlar tarafından yadırganmasa belki de çoğu kişi böyle yapacak. hem yediğin yemeğin içindeki malzemelerin kalitesini biliyorsun, hem kalorisini hesaplayabiliyorsun, hem de dışarıda yediğin fiyatın 3’te 1’ine yiyorsun. bu kadar avantajlı bir şey nasıl olur da yadırganır gerçekten ilginç.
i wasnt talking to you2 profili
-
evde tost yapıp işyerine getiren varoş kız
-
borsa istanbul
entrylerde coin konusunu gördükçe ben de kısa da olsa kendi deneyimimi yazayım.
öncelikle hisse senedi alırken aslında şirkete ortak olmuş olursun. akıllı yatırımcı kitabında, "bir hisse senedi, şirketinden bağımsız düşünelemez." yazar. şirketin nasıl ki bir çeyrekte 3 kat büyümesini beklemiyorsak, hisse senedinin de bir çeyrekte 3 kat değerlenmesini beklememek gerekir.
hisse senedinde geleceğe dair fiyat tahmini yaparken elinde çok daha somut veriler olur. şirketin ihracat oranı, kapasite artırımı, ham madde fiyatları vb gibi etkenlere göre şirketim şu kadar büyüyecek ve tahmini hisse fiyatı da şu zamanda şu kadar olacak diyebilirsin. kripto para konusundaysa aldığının coinin yükselmesi genellikle bir balinanın coini toplamasıyla olur. ki büyük ölçüde de kısa zaman sonra en iyi ihtimalle bir düzeltme görürsün.
güvendiğim bir şirketin hissesini aldığımda aylarca ekrana bakmadan alım yapabilirim. şu an yatırım hesabımın bulunduğu bankanın mobil uygulamasını dahi tutmuyorum telefonumda. çünkü ben şirkete ortak oluyorum. kısa vadede şirketin %5 değer kaybetmesi beni üzecek bir şey değil. şirketlere yatırım yapmanın bir diğer güzel yanı, şirket değer kaybetse de, elinde baz alacak somut şeyler var. o şirket çalışıyor, üretiyor, para kazanıyor ve büyüyor. ortak olduğum şirket büyüyorsa benim için bir sorun yok. aynı zamanda her ne kadar dalgalı zamanlar da geçirsek şirketlerin belli bir değeri var. mart ayındaki düşüşte 2 gün düşüşün ardından yine yukarılara çıktı. çünkü bu şirketler bir şey üretiyor ve ister beğenin ister beğenmeyin üretim yapan yerin talibi olur.
coinlerdeyse yukarıda yazdığım şeylerin neredeyse hiç biri yok. %5 değer kaybettikten sonra, %50 daha düşmeyeceğinin hiç bir garantisi yok. %50 düştükten sonra, bunun tekrardan yükseleceğine dair bir beklentiye de giremezsin. çünkü coinin olması gerektiği fiyatı da değerleyemezsin. hangi parametreye göre şu coinin/tokenin fiyatı 1 dolar olmalı diyebilirsin? benim aldığım coinin arkasındaki ekip şunu üretiyor, bu yüzden değerlenecek desen, 5000 coin'den kaç tanesi gerçekten bir şey üretip değerini artırıyor? bunun dışında, hisse senedindeki gibi bir yatırım söz konusu da yok bana kalırsa. aynı hisse senedini 10 yıl boyunca alarak temettü ve büyümelerinden faydalanabilirsin. coin kısmında ise neredeyse günlük, haftalık işlemler kâr al çık gibi bir bakış açısı hakim.
evet coin çok daha fazla kazandırabilir. 1 koyup 10 da alabilirsin. fakat nasrettin hoca kazan doğurdu fıkrasını da unutmamak gerek bu konuda. bir gecede 1 koyup 10 alma ihtimalin varken hiç ses etmiyorsan, 100 koyup 1'e düştüğünde de neden böyle oldu diye sormamak gerek.