kendisine duyduğum nefret, recep tayyip erdoğan'a duyduğum nefretten daha fazladır.
bunu anlamak öyle karmakarışık bir bilmece çözmeyi gerektirmiyor. recep erdoğan karşı tarafta. benden, bizden değil. haliyle ihanet edecek bir pozisyonda değil. onun yaptıklarını açıklayacak farklı sözcükler vardır. ancak kemal kılıçdaroğlu benden, bizden, bizim tarafta. ve o; bana, bize, bizim tarafımıza ihanet ediyor. bunu kaldırmak, kabullenmek, sindirmek ya da anlamlandırmak çok daha güç, çok daha zor.
birtakım azınlık bir daha kemal kılıçdaroğlu kimliğinde birinin böylesi bir pozisyonda bulunamayacağını düşünerek ne olursa olsun bu statü çıkarına tutunuyor; bu da yeterli beslenmekten bile uzak olan ama "benden, bizden olan iktidarda olsun." diyerek eli titremeden recep erdoğan'a oy atan "çomarın" davranışıyla benzerlik gösteriyor. bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyemiyorsun çünkü "entelektüel" olan, "kafası çalışan" taraf kemal kılıçdaroğlu destekçisi ve ellerinde bulundurdukları bu nitelikler seni akp'li ya da sağcı ilan etmeye yetiyor.
başarı da başarısızlık da bu kadar göreceli kavramlar değil. memlekette açlıktan, yoksulluktan, geçim kaygısından, oğlunun-kızının alınacak defterini kitabını hesap etmekten sikini kaldıramayan bir kitle var ancak bu kitleyi bile kendine oy atmaya ikna edememişsin be adam, edememişsin. herif "erkekliğinden" vazgeçmiş, sen onu recep erdoğan'dan vazgeçmeye ikna edememişsin.
şayet deprem olmasaydı, depremin olduğu gün arkadaşımla bir ilçe teşkilatının önüne gidip" kk aday olma." pankartı açacakken, adaylığın kesinleştiğinde anamı babamı ikna ettim. yetmedi mhp'ye oy atan ama recep erdoğan'a oy atmayacaklarını bildiğim insanlara yalvarır tonda konuştum. seçim günleri en az beşer kişi aradım sandığa gittiklerinden emin olmak için.
kemal kılıçdaroğlu ya çok büyük bir hain ya da akılsız. bakın, on beş yaşında çocuğa biraz politika öğretirseniz, hdp'nin aday çıkarmadığı bir senaryoda en çok bu nokta üzerinden yıpratılacağını bilir. önlem alır, strateji geliştirir, "aga siz bir aday çıkarın da üstümüzden şu 'terör' destekçisi imajını bir atalım." falan der. akp'liler hüdapar'ın genel başkanıyla sahneye çıkarken bile "ittifakın içinde değil." diye diye gezdiler. kapının ardında "abicim siz alınmayın da şey edelim." diye iki laf etmişlerdir.
eren erdem diye bir niteliksiz eleman var mesela, kemal kılıçdaroğlu aday olsun diye elinden geleni yaptı ve nihayetinde ödüllendirildi. tarihte kaybetmeye bir ödül verildiği, kaybedenin hak ehli olduğu başka bir durum var mı kardeşim? birisine iddiaa tahmini sorsan, sorduğun herifin tahminleri tutmasa gidip de tekrar sormazsın lan tüyo versene diye. pişkinlik, ihanet, aptallık. her neyse artık.
şeytan şeytanlığını yapıyor diye şeytana duyacağın öfke alışılmıştır ancak omzundaki melek şeytana uyarsa yıkılırsın. ben seçim akşamı "apo'nun piçleri yıldıramaz bizleri." diye slogan atan 17-18 yaşındaki çocukları gördüğümde bir yıkıldıysam, bu basiretsizin istifa etmediğini gördüğümde iki yıkıldım.
loptavsani2 profili
-
kemal kılıçdaroğlu
-
koklaması zevkli olan şeyler
sahaftan alınmış eski basım kitabın sayfaları.
(bkz: entel feridun)