yalnizgezenredkit1
profili

  • etkileyici ses tonları

    bazı insanlar için hayat vergisidir. ilkokul sıralarında hiç şarkı söylemedim. okulda yeri gelir şarkı söyleme sırası bana gelirdi. hep bir şekilde atlatırdım. cidden kendi sesimi hiç beğenmezdim. bazı insanlar vardır şarkı söylemeye bazısı ise dinlemeye gelmiştir dünyaya, ben dinleyen taraf olmayı seçtim hep.

    şarkı söylemedim fakat ne oldu ise ergenliğe girdikten sonra oldu. sesim çatılaştı. ilk fark eden annem oldu. oğlum senin sesin neden sabah erken öten horozun sesi gibi oldu derdi .

    unutmam hiç lisede türk dili ve edebiyatı dersimiz vardı, öğretmen kitaptan orhan veli'nin" güzel havalar" şiirini okuturdu.ben başka birşey için el kaldırdırdım az grip ve halsizdim . o an benim okumak istediğimi zannedip söz verdi. bir anda ne olduğunu anlayamadan şiiri okumaya başladım.

    şiiri az hasta az duygusal bir tonla okudum. o hafif olan sınıf gürültüsü tamamen kayıp olmuştu.
    --- spoiler ---

    beni bu güzel havalar mahvetti,
    böyle havada istifa ettim evkaftaki memuriyetimden.
    tütüne böyle havada alıştım,
    böyle havada aşık oldum;
    eve ekmekle tuz götürmeyi böyle havalarda unuttum;
    şiir yazma hastalığım hep böyle havalarda nüksetti;
    beni bu güzel havalar mahvetti.
    --- spoiler ---
    okudum ve bitti. sonra sınıfta abartısız üç beş saniye müthiş bir sessizlik oldu. ne olduğunu anlayamadan sınıfta alkış ve liseli coşkusu başladı.ilk defa sınıfta biri şiir okuyor diye alkışlandı.
    hoca bile çok beğenmişti. arkadaşlar aşık olduğum konusunda laf attılar.

    o gün sesimin tınısını ilk defa beğenmiştim. şarkı söylemek istemeyen ve hep kaçan ben kendimi bir şiirde bir şiirin içinde bulmuştum.yıllardır o anı beklemiş gibi...

    yıllar sonra sesimi üniversitede radyo kurmak isteyen bir arkadaşım; radyocu taklidi yaptığım için beğendi. onun için bulunmaz birşeydi. her ne kadar ısrar etti ise de kabul etmedim. birlikte radyo programı yapmayı...

    üçüncü kez askerde fark ettim. bölük çavuşu olanlar bilir. birkaç bölük asker tabur ictimaya katılır. dağılan bir, iki, üç, dört , beş artık kaç bölük varsa tabur alay içtima alanına katılır. oraya giderken çeşitli yürüyüş kararları saydırılır. bilenler bilir.

    o gün dördüncü bölüğün nöbetçi çavuşu bendim. üç yüz tane askere askeri bölük ictima alanında toplayıp saydım ve konuştum . oraya gideceğiz ve en çok ses bizden çıkacak. çoğunluk akşama kadar bağırdıkları için pek memnun olmasalarda alay ictima alanına doğru yol aldık.

    yemin ederim ki sesimin çıktığı kadar öyle bir bağırıyordum ki bunu duyan askerler ayaklarını yere daha sert vuruyorlar sesleri bir daha gür çıkıyordu. tabur ictima alanına yaklaştıkça üç yüz tane adamın sesi gürleşiyor , gelen diğer bölüklerin sesini bastırıyor, sesler yükseldikçe ben daha bir yırtınıyorum. askerlerim ayakları sert vuruyor o burun kıvıran adamlar çoşkuya geliyorlardı. sanki altı bölük değilde tek bölük asker oraya yürüyordu. o da bizim bölüktü.

    tabur ictima alanına girdik. ben roma'yı fetih etmiş bir komutan kadar mutluydum. tabur komutanı herkes gelir gelmez ;
    -siz kaçıncı bölüksünüz?
    +dördüncü bölük komutanım..
    -aferin size , aferin çavuş bjk çarşı grubu yanınızda halt etmiş.

    çıkışta aynısını tekrar yaptık. tek duyduğum şey ikinci bölük astsubayının bölük çavuşunu sesten dolayı fırçalamasıydı.

    şimdilerde ilk defa benle telefonda ya da reelde konuşan istisnasız yirmi kişiden net duymuşumdur etkileyici sesimin olduğunu.önceden duyanlar alışkanlık kazandığı için normal geliyor. sesimin etkiliyci olduğunu genelde ilk defa konuştuklarımdan yada bir kitleye hitap ediyorsam sonrasında duyarım.

    bir zamanlar arka sırada şarkı söylemeye sesinden dolayı utanan çocuk (hala da söyleyemiyor gerçi) sesinden çok memnun.

    bazı seyler hiç değişmiyor "şarkı söyleyememek" gibi...