maalesef istanbul'dan ankara'ya taşınanlardanım.
bu şehirde en çok dikkatimi çeken şey insanların neredeyse tamamı trafikte kırmızı ışık ihlalini normal görüyor.
ben kırmızı ışıkta beklerken arkadan korna çalanlar var!
özellikle kısmen daha az trafik yoğunluğunun olduğu bölgelerde kırmızı ışığın tek anlamı yavaş geç!
başımdan geçen bir olay:
iki şeritli yolun sağ şeridinde kırmızı ışığın yeşile dönmesini bekliyorum. suv tipi bir araç emniyet şeridinden, daracık yerden geçmeye çalışıyor. camı indirip:
-ne yapıyorsun?
-ben sağa döneceğim.
-e kırmızı yanıyor?
-sen kim olduğumu biliyor musun? trafik bilmem ne daire başkanıyım ben
hödük aynama da çarparak, yarı kaldırımda geçti gitti.
adamın yaptığı işe bak, davranışa bak.
bu lümpen insanlar arasında yaşamak ızdırap verici.
keşke herkes kurallara uysa.
satanistkesendindarkedi2 profili
-
ankara'da kırmızı ışık kuralına uyulmaması
-
polisin zanlıya şikayetçiyi ifşa etmesi
23 kasım 2020 tarihi gece saatlerinde organize sanayi bölgesinde bulunan işyerimde mesai yapmaktaydım. saat 23:50 civarında çok yakın olduğunu düşündüğüm bir yerden arka arkaya silah sesleri duydum ve bir süre bekleyerek işyerinden ayrılmaya karar verdim. çıkarken yaklaşık 30 metre ileride alkollü olduğunu düşündüğüm 2-3 kişi farkettim (2 kişi aracın dışındaydı, aracın içinde de birinin olduğunu düşündüm ama karanlık olduğu için emin olamadım.) aracıma binerek uzaklaşmaya başladım ve sonrasında polise haber verdim ve evime gittim. yaklaşık yarım saat sonra bir numara beni aradı ve şöyle bir konuşma geçti;
(x: polis olduğunu iddia eden kişi y: ben)
x: polisi arayan sen misin?
y: siz kimsiniz?
x: polisim ben, sen nerdesin?
y:ne için soruyorsunuz, problem nedir?
x: adın ne senin?
bu noktada telefonu kapatıp 155'i aradım. durumu izah edip beni arayan kişinin polis olup olmadığını sordum. polisin özel numaradan arama yapmaycağını, eğer arama yaparsa çağrının 155'ten geleceğini söylediler. bu konuşma olurken arka planda farklı bir numara 5 kere üst üste beni aradı. son aramasına cevap verdim;
z: şikayette bulunan sen misin?
y: sen kimsin?
z: ben polisim, nerdesin sen?
y: senin polis olup olmadığını nerden bilebilirim? az önce 155'i aradım polisin özel numaradan arama yapmayacağını söylediler.
z: bana işimi mi öğretiyorsun? bırak şimdi bunları senin blabla organize sanayide işyerin var mı?
x: sana cevap vermek zorunda değilim var veya yok kim olduğun bile belli değil.
z: sen yarın görürsün kim olduğumu, asılsız ihbardan işlem başlatıyorum hakkında.
konuşma bu şekilde sonlandı. tekrar 155'i aradım ve durumu anlattım, numaramı ihbardan dolayı birilerine vermiş olma ihtimallerini sordum, asla böyle bir şey olamayacağını söylediler.
ertesi gün işyerime yakın bir yerde bir kişi yolumu keserek onları neden ihbar ettiğimi sordu. biraz afallayarak nasıl yani, ne ihbarı dedim? dün gece saatlerinde bahsi geçen yerde içki içtiklerini bu sırada polislerin geldiğini ve arama yaptığını ardından da sizi ihbar eden kişi bu diyerek benim whatsup profil fotoğrafımı gösterdiğini söyledi. şok oldum ve durumu izah etmeye çalıştım. onları kastederek bir şikayette bulunmamıştım en nihayetinde. ihbarda duyduğum silah seslerini ve adresi tarif etmiştim. bir şekilde durumu geçiştirerek uzaklaştım.
polis bu davranışıyla beni açık hedef haline getirmişti. şu an kendimi güvensiz hissediyorum ve hukuki olarak ne yapmam gerektiği konusunda emin değilim.
edit: whatsup profil fotoğrafını neden gizlemiyorsun diyen arkadaşlar belki haklı olabilirler ama neden ben bir şeyleri gizlemek zorundayım? kimden niye saklanayım? ayrıca yazarken atladığım bir nokta var; polis bahsi geçen 3 şahsın telefonlarına benim numaramı girerek arama tuşuna basmış ve hemen çağrıyı sonlandırmış. rehberlerinde kayıtlı olup olmadığımı görmek istemişler.