o kadin benim4
profili

  • avokado nasıl yenir sorunsalı

    kişilerin damak tatlarına göre şekillenen durum. tek bir şekli yoktur.

    tercihlerim:

    1-) kahvaltıda kızarmış ekmeğin üstüne sürmek için avokada çatalla ezilir, hafif zeytinyağı, biraz limon suyu ve balla püre haline getirilir. ceviz de yakışır bu püreye. rondo kullanınız ceviz ekleyecekseniz.

    2-) 1.maddede bal çıkarılıp dozunda sarımsak eklenebilir.

    3-) orta yumuşaklıkta bir avokadonuz varsa dilimleyerek, sade bir şekilde kahvaltı tabağınıza koyabilirsiniz.

    4-) gene orta yumuşaklıkta bir avokadoyu, portakalı, yeşil elmayı ve kerevizi küp küp doğrayıp zeytinyağlı-limonlu sosla birleştirip salata olarak tüketebilirsiniz.

    afiyet olsun.

  • sera kadıgil'in meb'nın yüzüne söyledikleri

    her vatandaşın dikkatlice dinleyip değerlendirmesi gereken, geçen senelerin muhasebesini yapabilme bilincine erişmesi için de günde 3-5 doz dinletilmesi gereken konuşmadır.

    madde madde konuşması şu şekildedir:

    1-) 2013 senesinde sayın yusuf tekin milli eğitim bakanı müsteşarı olarak görevlendiriliyor. aynı sene ‘tesadüfen’ andımız kaldırılıyor.

    2-) 2014 senesine geliyoruz, 6528 nolu kanun yusuf bey hariç merkezi ve taşradaki tüm eğitim yöneticileri, yaklaşık 50 bin kişi görevden alınıyor. aynı kanunla özel okul öğretmenlerinin, devlette çalışan öğretmenlerden daha düşük maaş almasının önü açılıyor ve meb’in teftiş sistemi çökertiliyor.

    3-) 2015 senesine geliyoruz, özel okullara ‘eğitim desteği’ adı altında öğrenci başına destek verilmeye başlanıyor. devlet okullarına ve devlet okullarında okuyan çocuklara bütçe ayıracağımıza 8 milyar tl’yi özel okullarda okuyan çocuklara ayırıyoruz.

    4-) 2016’ya geliyoruz, ‘maarif vakfı’ adı verilen ve ‘gölge bakanlık’ olarak adı geçen yer kuruluyor. burada öğrenci başına 70 bin lira harcanırken milli eğitim bakanlığı’nın öğrenci başı bütçesi 23 bin lirada kalıyor. yine aynı düzenlemeyle ‘sözleşmeli öğretmenler’ denen garabet icat ediliyor. ne olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz. daha bu sabah meclis önünde bir sözleşmeli öğretmen kadın arkadaşım vardı. şöyle seslenmiş, ‘ben bu ay öğretmenlik karşılığında 6 bin lira maaş aldım. 3 bin lirayı çocuğuma baksın diye tuttuğum bakıcıya, ki bu fiyata bakıcı da yok, 2 bin lirayı faturaya verdim. ben bu ay bin liraya bu ülkede öğretmenlik yaptım’ diyor. bir kadın öğretmen söylüyor bunu.
    `***` burada ücretli öğretmenlik ve sözleşmeli öğretmenlik kavramlarını karıştırıyor. bahsettiği arkadaşı için ücretli öğretmenlik düzeltmesini kabul ediyor.

    5-) aynı dönemde, müsteşarlık döneminizden bahsediyorum, ortaokul düzeyinde özel yurt açılması için yasal düzenleme yapılıyor. ( özel öğrenci barınma hizmetleri yönetmeliği 6 mayıs 2017’de yayınlanıyor. ) ensar vakfı’ydı, oydu, buydu, özellikle merkezden uzak çocukların tutulduğu o merdiven altı yerlerin önü böyle açılıyor.

    6-) aynı yıl okullara mescit zorunluluğu geliyor.
    `***` 24 haziran 2017 tarihinde yayınlanan millî eğitim bakanlığı kurum açma kapatma ve ad verme yönetmeliği'ne göre, açılabilmeleri için her kuruma 'abdesthane' ve 'doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit' zorunluluğu getirildi.

    7-) 2017 yılına geliyoruz, siz yine müsteşarsınız. teog’da 17 bin birincimiz oluyor. sadece batman’da bir sınıfta 10 kişi var. müsteşarımız bu durumu normal karşılıyor.

    8-) sosyal etkinlikler yönetmeliği değiştiriliyor, okullar ve okullar arası ve uluslararası organizasyonların yerini tügva, ensar, ilim yayma cemiyeti gibi cemiyetlerin yaptığı saçma sapan etkinlikler alıyor.

    9-) aynı sene* kamu taşınmazları üzerinde eğitim ve yurt faaliyetleri için üst hakkı tesis edilmesine ilişkin yönetmelik çıkıyor. sizin müsteşarlığınız döneminde binlerce kamu taşınmazı bu vesileyle tarikatların ve cemaatlerin hizmetine giriyor. gençlik bakanlığı’nda burada konuştuk, övünüyorlardı yurt sayısı arttırmakla. aynı dönemde tarikatların yurt sayısı yüzde 93 oranında artıyor.

    10-) 2018 yılına geliyoruz, müsteşarlık kalkıyor ve görevinizden ayrılıyorsunuz. bu görevinizden ayrılmadan sadece 10 gün önce bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkıyor, rektörlerin en az 3 yıl profesörlük yapanların arasından atanacağı hüküm altına alınıyor. aradan çok değil 2 ay geçiyor. 12 eylül 2018’de 17 nolu cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bu 3 yıl şartı kalkıyor ve siz bundan sadece 2 gün sonra hacı bayram veli üniversitesi’ne rektör olarak atanıyorsunuz. ben hukukçuyum sayın tekin, harika çocuk yasası vardır, tarihimizde bir kere çıkarılmıştır kişiye özel kanun. idil biret ve suna kan. bunun yanına isminiz altın harflerle yazılıyor.

    11-) bundan sonra ne yapıyorsunuz? bakan olduktan sonra 2 ay geçiyor, ensar’da karaman il milli eğitim müdürü olacak asım sultanoğlu isimli şahsı alıyorsunuz, urfa’da il milli eğitim müdürü olarak atıyorsunuz. ben ensar’da avukat olarak görev yaptım biliyor musunuz sayın tekin? o asım denen adamın makamına ikinci gün gittim, ‘burada ensar vakfı diye bir vakıf merdiven altında bir yer açmış, 40’a yakın çocuğun başına bunlar gelmiş. siz bunları biliyor musunuz’ dedim. arkadaşınız belli, gelince sorun, benim yüzüme ‘olur mu öyle şey canım? bizim bundan haberimiz olur mu?’ dedi. bu sebeple görevden uzaklaştıran bu insan, sizin bakan olmanızdan 2 gün sonra iş yapmış gibi, marifetmiş gibi urfa’ya yine il milli eğitim müdürü olarak atanabiliyor.

    bunların hepsi sizin döneminizde oluyor. bu açıdan bence siz diğer bakanlara benzemiyorsunuz. siz önemli bir bakansınız. çünkü bence recep tayyip erdoğan’ın, mustafa kemal atatürk’ün lafını dinlediği tek yer var, o da ‘cumhurbaşkanı olmasaydım milli eğitim bakanı olurdum’ dediği cümledir. sizi bu görevde tutmasının sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. bütün bakanlıklar arasında dişiyle, tırnağıyla, tam olarak saray rejiminin istediği düzeni getirebilmek için yıllarca çalıştığınız için şu an o sandalyede oturuyorsunuz. ve benim buraya gelen herkese ‘sayın bakan’ diye hitap ederken size ‘sayın tekin’ diye hitap etmemin sebebi de tam olarak bundan kaynaklanıyor. siz bu ülkedeki çocuklara, bu ülkedeki çocukların eğitimine değil, bu ülkedeki çocukların kendi istediğiniz gibi yaşamasına ve yetişmesine hizmet etmek için varsınız. bunun yanı sıra bir başarınız daha var. yazmıyorsunuz kitapçıklara ama yüzde 1 olan özel okul sayısını yüzde 9’a kadar arttırdınız. yani ‘dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz’ adı altında, türk eğitim sistemini sermayeye peşkeş çekiyorsunuz.

    kaynak

  • türk hava yollarından türk ibaresinin kaldırılması

    türkiye hava yolları olduğunda milliyetçi oylarına değil, türk kelimesine tahammülü olamayanlara oynanmış oluyor.

    işlerine geldiğinde chpkk oluyor. şunu chp iktidarı yapsa hdp kitlesine oynuyor, pkk’nın istedikleri yapılıyor diye yedi düvele duyururlardı.

  • kızıl saç vs sarı saç

    kızıl saç işkencedir.

    boyadıktan sonraki ilk hafta yastık, gömlek yakası, baş havlusu vs her şeyinizi boyar atar. ıslak saç ve ter akmasını hızlandırır.

    tam akması durdu dediğinde ise tonu değişir, ilk boya günü gibi olmaz. sürekli canlı ve fresh bir ton istersen 3 haftada bir boyarsın.

    kızıl saç tecrübem etrafımdakilerle ilgili. deneyimlemedim. denesem zaten sinir krizi geçirirdim.

    sarı ise tonu ve ten renginizin uyumu varsa hoş durur. koyu renk saçın varsa dipler geldikçe cennet mahallesi style ile gezersin. kendi saç rengi koyu olanlar mutlaka açıcı kullanmalı ve sarı boyayı uygulamalı. bu açıcılar ağır kimyasallar. doğal olarak saça ve saç derisine zarar verir. kendi saç rengi açık olanlar ise şanslı. istediği tonu eğer saçı boyasızsa elde eder, kuaföre bile gerek yoktur. uzun yıllar sarı kullandım ve kuaför ihtiyacı duymadım.

    kızıl eğer ten rengi ile uyumlu ise sonuçlar harika oluyor. yukarda bahsettiğim eziyete katlanıp da kendine yakıştıranlara hayran hayran bakıyorum.

    saç renginin karşılaştırmasını aynı kişi üzerinde yapmak hata gibi. ten rengi belirleyici neticede.