bu kadar az dikkat çekmesini anlamlandıramadığım, tüyler ürpertici bir saldırıya uğramış mimar.
memlekette adım başı bir psikopat katil var yemin ediyorum. bir kısmı hayvanlara eziyet ayağında işin daha, bir kısmı orakla insan avı seviyesine ulaşmış...
trojanas3 profili
-
batman'da davayı kazandı diye eli koparılan mimar
-
masterchef türkiye
duygu ne kadar kötü insanlara denk gelmiş hayatında.
ilk kocası ilk günden bunu dövmeye başlamış ve dolandırmış, arabasını evini vs yürütmüş. adamın zaten 5 sabıkası varmış öncesinde bu saftirik bilmiyormuş. ailesinin onaylamadığı bir adammış, aile hissetti demek ki ama işte gençlik...
ayrıldıktan 14 gün sonra duygu'nun "kardeşim" dediği en iyi arkadaşı ile evlenmiş (ki o kız da nasıl bir karaktersiz ve de ayrıca salak çünkü hadi duygu adamın gerçek yüzünü bilmiyormuş, bu kız biliyormuş. böyle bir pislikle neden evlenirsin? sonra o kız televizyonlara çıkmış "çocuğumu göstermiyor, dolandırdı" vs diye . benden kötü şeyler yaşadı diyor duygu. ehhh, karma ve kendin kaşınma durumu oluyor onunki biraz ama arada çocuk olması ve insanın çocuğundan ayrı tutulması çok ağır. çocuğu alıp kaçırdı galiba adam, korkunç. duygu gene ucuz kurtulmuş.
bunları yaşayan duygu insanlara güvenme konusunda sorun yaşar tabii. elemelerde olayın detayına girmemiş ama kocasının onu dolandırdığını söylemişti. terapi gördüğünü ve kendini yemek yapmaya da bu dönem verdiğini onun için bir nevi terapi işlevi gördüğünü söylemişti.
şimdi de kızcağıza yarışmadayken telefon geliyor. telefondaki kız "nişanlın seni benimle aldatıyor, haberin olsun" diyor. nişanlısını arayınca adam da bunu doğruluyor, klasik "yaptım bir hata" lafıyla. kızcağız zaten güven sorunu yaşıyor, çok zor olmuş bu adama güvenmesi ve bu güven gene sarsılıyor. en üzücü olan bu. dediği gibi hayatınızı birlikte geçirmeyi düşündüğünüz insana bile güvenemeyeceksen kime güveneceksin. üzüldüm kızcağıza.
ayyüce'ye neden o kadar tepki verdiği de daha iyi anlaşılır sanırım şimdi. -
makasla üzerine yürüyen kadını öldüren polis
olayın başını bilmiyoruz ama belli ki birileri kadından şikayetçi olmuş, polis çağırmış da ondan gelmiş polis.
kadını devamlı makası (ki kesici alet ve kadının polisi onunla öldürmesi pekala olası) bırakması için uyarıyor. kadın bu arada siyahi polise "nigger" diye hakaret eden, hiç bir şekilde onu iplemeyen ırkçının teki ve bu isteğe karşı koyuyor "beni vurman gerek nigger" diyerek, defalarca. karşı koymakla kalmayıp agresif hareketlerde bulunuyor.
sonrasında aniden polise doğru yaklaşınca elinde makasla (masadan bir şey almak için) polis silahı kadına doğrultuyor, vurma pozisyonuna giriyor. tekrar tekrar makası bırakmasını söylüyor, ve de geriye gitmesini. bu arada telsizden durumu bildiriyor. yardım istiyor.
kadın agresif davranmaya devam ediyor. polisin uzak dur uyarısına rağmen üstüne üstüne gitmeye devam ediyor, bu arada polis biraz geri basıyor mesafeyi korumak için ve kadın aradaki resepsiyon masasını da geçip polisin olduğu tarafa geçip üstlerine yürümeye yeltenince "buraya gelirsen seni öldürürüm" diye tekrar uyarıyor. bu lafın üzerine de kadın "tamam" diyerek elinde makasla adamın üzerine koşuyor, belli ki saplayacak makası. polis de kadının üstüne doğrultmuş halde tuttuğu silahı ateşliyor ve 2 kurşun atıyor.
benim üstüme dengesiz, saldırgan birisi makasla koşturarak hamle yapsa o bir kaç saniyelik tepki süresi içinde "ay dur yeniden hedef alıp, ayağına sıkmaya çalışıyım da ölmesin şimdi hanım teyze, her insan hayatı çok değerli, belli ki hasta, belli ki sinir krizi geçiriyor, belli ki uyuşturucu etkisinde, belki onu yönlendiren çok kötü adamlar var telsizle onu tehdit ederek (çünkü o gün benimle uğraşasaları gelmiş)" diye düşünebileceğimi sanmıyorum. düşünenleri kutluyorum. bence o an, o saniye kendi hayatımın derdine düşerim. niye düşmeyeyim? kadın birisinin annesi, karısı şusu busuysa ben de birilerinin babası, oğlu, amcası, sevdiğiyim.
bu arada, krimonoloji dersi aldığımızda hocamızın anlattığı üzere öyle filmlerdeki gibi tak tak "hedef tutturmak" silahla çok kolay yapılan bir şey değil, hele hele hareket halindeki bir hedef söz konusuysa. en iyisi bu konuda la polisi onların bile isabet oranı %25 mi ne demişti . o yüzden şöyle bir senaryoda adam nokta atışı yapıp ölümcül olmayan bir yerden vursaydı demesi kolay. amerikan polisi kendisine saldırılıyorsa öncelikle kendini korur (ki neden korumasın), ve eminim onlara isabet oranını arttırmak için hedefi mümkün olduğunca büyük tutmaları söyleniyordur böyle bir durumda. bu yüzden de "gövde"yi hedef almıştır başından beri.
şu polis ayağa sıkmaya çalışıp, ıskalayıp, kalbine, boynuna makas saplanarak ölse "aptal niye indirmedin kadını" derdi bu sefer de millet.
sapla samanı da karıştırmayın. şu senaryoda (elinde ölümcül bir silah tutan dengesiz bir insanın polise saldırması) polis kendini savunmada haklı diye bu onların orantısız güç kullandıkları senaryoları, elinde ölümcül bir silah olmayan, üstüne saldırmayan insanları sırf korkuları, ön yargıları vs nedeniyle vurmalarını da haklı çıkarmaz.
bu arada hayatınız değerliyse, siz siz olun, kimsenin üzerine öldürücü bir silah taşıyarak yürümeyin. hele hele onun da elinde varsa bir şey. sizin hayatınız değerliyse, karşınızdakinin de değerli. onlar da insan, onlarınki de can. "ama ben aslında bir şey yapmacayacaktım, gözdağı olsun diye şeetmiştim" diyemeden canınızdan olabilirsiniz. kimse müneccim değil, size bir şey olmasın diye kendi hayatıyla kumar oynamak zorunda da değil.