yobazlığın başkenti
peki neden böyle dedim? 7 göbek yerli bursalı olarak bursa'dan ve şehrin insanından neden nefret ediyorum? çünkü gelişmeye çok müsait bir yapıya sahip olmasına rağmen şehir yıllar içinde adım adım tipik bir orta doğu şehrine çevrildi. yobazlık git gide arttı. özellikle şehrin doğu bölgesi (osmangazi'den başlayıp inegöl'e kadar olan bölge) bu yobazlıkla haşr oldu. 4 seneye yakın eskişehir'de okudum. her tramvaya bindiğimde bir dost edindim. hatta dost edindiğim bir insanın evinde kaldım, aynı masadan yemek yedim, dert dinledim, derdim dinlendi. bursa'da ise neredeyse çeyrek asrım geçti fakat doğup büyüdüğüm mahallemde dahi dostum diyebileceğim insan yok. çünkü içten pazarlıklı, kırsaldan gelip hala medeni olamamış, izole kültürü (daha doğrusu kültürsüzlüğü) ile insanları yargılayan bir topluluğa sahip bursa. monşer değilim, fildişi kulem var ama tüm gün haldun dormen oturuşu yapıp yeşil çayımı yudumlarken insanları aşağılamıyorum. aşağı insanları anlatıyorum. bursa'ya gelmeyin, burada yaşam kurmak istemeyin. umut bu diyarları çoktan terketti…
not: ben umudumun ta kendisiyim. tek umudum kendimim. ancak kendimi kurtarmaya devam ettiğim sürece bu topraklara olan elimdeki azıcık umudu ayakta tutabilirim. gün olur talih yanımda olursa belki bursa için de tekrar umut besleyebilirim. aptal aşık değilim, hak edersem yapabilirim. hak ederlerse hak ettiğim günde hak ettiklerini yaparım.
caskazura4 profili
-
bursa'nın iki kelimelik özeti
-
gaffar okkan
aynı uğur mumcu gibi şehit edilmiş ülkemizin şerefli polislerindendi. diyarbakır emniyet müdürü iken kahpece şehit edildi. failleri meçhul(!) olarak da kaldı. bölge halkıyla ilk kez bu kadar yakınlaşan ileri gelen güvenlik gücü mensubuydu. devlet ile bölge halkı arasında bir köprü kurmaya başlamış artık şehirde ''gaffar baba'' lakabı uygun görülmüştü. apartta oda arkadaşım diyarbakırlı apolitik bir çocuktu. pek de kendisiyle yıldızım barışmasa da ağzımdan bir gün gaffar okkan ismini duyunca çok şaşırmış ve gözlerinin içi parlamıştı. onun gibi apolitik bir genç bile ismini duyup hüzünleniyordu diyarbakırlı olunca.
ahir hayatımda tek dileğim ne gaffar okkan'ın ne de uğur mumcu'nun ne de nicelerinin kanının yerde kalmaması, verdikleri mücadelenin ve canın hesabının sorulmasıdır.
ışıklar içinde uyu gaffar baba.
https://www.youtube.com/watch?v=ajzj0ovunkq -
budapeşte denince akla gelenler
hayalimdeki şehir. gitmeyi, görmeyi o kadar arzu ediyorum ki. tuna nasıl iki şehri bölmüş nasıl birleştirmiş? budin ve peşte’nin birleşimi. tuna’nın kenarında güzel bir akşam yemeği. bürokratik sorunlar aşırı fazla olmasa tuna yatağında da araştırma yapmayı isterdim.
imkanım ilk doğduğunda yurtdışında gitmeyi düşündüğüm ilk şehir. umarım bir gün bu hayalimi gerçekleştirebilirim. -
dünyanın en güzel gofreti