danalargirmisbostana1
profili

  • itü'yü bırakmak

    peşin edit: bu bir sitem yazısıdır.

    özet: itü'de halihazırda okurken okulu uzattım, bu süreçte sınavlara girdim, nihayetinde elle tutulur bi puan aldım ve okula rahatça giydiriyorum şimdi

    herkese selam sözlük yazarları

    2014'te ikinci girişimde itü'de moleküler biyoloji ve genetik bölümünü (%100 ingilizce) kazandım. neden ingilizceyi özellikle belirttiğimi anlayacaksınız çok yakında.

    ilk sene en düşük kurdan başlayarak ingilizce hazırlık okudum, zira ingilizce benim için çok önemliydi. gerek bölümün gerektirdiği gerekse dünyanın gerektirdiği bir dil olması hasebiyle bu dil üzerinde oldukça kafa yordum. allahım şu hazırlık bitse de ingilizce makalelere boğulsam falan derdindeyim o zamanlar. hazırlık sınıfı fena geçmedi bu şevk minvalinde. hatta şans eseri ikinci dönem derslerime shawn farrel adında native olan harika bi hoca girdi. türkçeyi en az bizler kadar bilen bu hoca sayesinde benim de dile bakış açım yavaş yavaş değişmeye başladı ve aileme açık açık 'beni ingiltere'ye dil okuluna gönderin gözünüzü seviyim' dedim. karşı konulamaz idealistliğim sayesinde polis olan babam polis-bakımdan (polis çocukları bunu bilir) kredir çekip beni gönderdiler 2 aylığına (bu kredinin borcu geçtiğimiz mayıs ayında anca bitti)

    sonra artık bölüme başladım, üç-beş arkadaş edinmeye başladım ama bunlar hep farklı bölümlerden ve hazırlıktan oldu. ilk sene hepinizin bildiği havuz derslerini alıyorum, ingilizceyi de çatır çatır konuşmaya başladığımdan acayip hevesliyim. bi gün bi derse girdim, kimya101e. şöyle bir diyalog geçti prof ile sınıf arasında:

    p: çocuklar aranızda yabancı öğrenci var mı ? (bunu baya baya türkçe soruyor bu arada)
    s: yok hocam
    p: o zaman ben dersi türkçe anlatıyorum, çünkü çok fazla sayısal veri olduğundan siz bazen yanlış anlıyor veya karıştırıyorsunuz.

    hadi bakalııım. götünü yırtarak, ingiltere'de para harcamamak için öğlenleri 1 poundluk çizburger yiyen adama gel de anlat sen, hoca ingilizce anlatamıcakmış dersi.

    böyle onlarca hoca gördüm, bölüm hocalarım da dahil sürekli 'ıııı, şey, tiri parts offf maytosis' diye diye dönemler geçti. bu durum bende soru işareti oluşturmaya başladı bile.

    biraz da okulun işleyişi hakkında konuşalım sevgili yazarlar. sanıyorum türkiye'nin sayılı üniversite kampüslerinden birine sahip itü, kocaman ve yeşil. akşam sokak lambaları yanınca bile sinematografik oluyor, fotoğraf çekmemek için zor tutuyorsunuz kendinizi. gelgelelim idare ve tavır hakkında bu kadar iyimser değilim. instagram'da deli gibi rektörleri ve farklı farklı üniversiteleri takip ediyorum. ege mesela, rektörü sürekli öğrencilerle iç içe. akdeniz'in rektörü de böyle. inanır mısınız, ben bizim mistır karaca'yı bir kez bile görmedim. yemekhane'deki tabldotların içinden defalarca kabuklu canlılardan çıktı, ulen gel bi açıklama falan yap, arkadaşlar üzerinde çalışıyoruz de. yok. yemekhaneyle ilgili tek inisiyatifi zam yapmak olan bi rektörle karşı karşıyayız öğrenciler olarak. bu da bizi okul içinde fahiş fiyat uygulayan diğer işletmelere mecbur bırakıyor.

    sevgili yazarlar, derslerde tepegöz cihazı çalışmayan bir teknik üniversite arıyorsanız doğru adrestesiniz! inanılmaz gerçekten. bir keresinde kimya labaratuvarında tam sabun yapıcaz, fırına koyduk karıştırıyoruz falan, elektrikler kesildi. gittik deney grubu olarak anlattık durumu. tamam ben size tam puan veririm gidin siz cevabını aldık. itü'de elektrikler kesiliyor ve kesildiğiyle kalıyor. nasıl ama ?

    geçen haftalarda arkadaşlarım mezun oldu, ben de gizli gizli hesaplarını stalkluyorum. bi baktım serdar kuzuloğlu çıkmış konuşma yapıyor. konuşmanın tamamını soluksuz izledim. çok ve devamlı çalışmak hakkında şevk veren cümleler sonunda keşke biri çıkıp 'burası itü, asırlardır çağdaş olamıyor' deseydi. burası bi üniversiteden ziyade sürekli başka hesapların döndüğü okul. okula durduk yere dev cami yapmanın manası nedir sizce ? bilim yuvası oldu da cami eksik mi kaldı ? az ilerde maslak camii var zaten, abdullah gül bile oraya gidiyor bazen. insan gerçekten hayret ediyor. sonra celal şengör de fatih altaylı'nın programına çıkıp kütüphane yapcaz para verin bize diyor. babacım sen rektöre gidip desene bunu. öyle kuru kuru hegel-marx gömmekle yürümüyor bu işler.

    peki kardeşim derdin ne senin? mit'de bunlar olmuyor mu sanki dediğinizi duyar gibiyim. burdaki aksaklıklar sadece basit denilerek geçilemez sevgili arkadaşlar. bunlar birer birer hevesinizi kırıyor, ne bok yiyorum lan ben burda dedirtiyor.

    iyi bi sıralama yaptım, muhtemelen ege bölgesinde bi tıp fakültesini kazanacağım. orası dört dörtlük mü olur ? elbette hayır, belki daha kötü olacak. ama böylesine büyük ümitlerle geldiğim okulda yaşadığım hayal kırıklığı sonrası oraya daha düşük beklentilerle gideceğim.

    önümüzdeki tercih dönemi için oldukça karamsar bi itü tablosu çizdiğimin farkındayım. adaylar kesinlikle tercih etmesin demiyorum, mezun olur olmaz işe başlayan onlarca inşaat, ee ve haberleşme, işletme okuyan arkadaşım var. sadece gelirken beklentileriniz deli divane olmasın. benden size tavsiye, yazarlara duyuru. *kıps*

    edit1: moleküler biyoloji ve genetik bölümü mühendislik değil fen edebiyat fakültesi bölümüdür. itü’de ekonomi, işletme ve yabancı dil bölümleri de var. itü’yü topyekün mühendislik yuvası olarak gören yazarlar bunları bi düşünsün.

    edit2: ingilizce konusuna çok takılanlar olmuş, amacım da buna dikkat çekmekti zaten. bi ekleme yapalım. başka yazar arkadaşlar da anlatmış ama itü’deki hocalarda bi ingilizce fobisi var. yanındaki arkadaşına ingilizceye çevir muhabbetini bizzat yaşadım. hocalar türkçe anlatmakta diretiyor. ingilizce konuşanların da dili felaket durumda. yukarda sadece havuz derslerinden bahsetmememe, aksine bölüm dersleri diye belirtmeme rağmen anlaşılmamış. bariz şekilde hoca 20-30 kelimeyle dersi geçiştiriyor. %100 ingilizce bölüm okuyorum diye suçlu olmadığımız kaldı.

    edit3: bazı yazarlar itü’yü hedef aldığımı, tercih döneminde bunu yapmamın art niyet olduğunu söylemiş. başlangıçta konu başlığı ‘18 temmuz 2019 itü’yü bırakmam’ şeklindeydi. sözlük başlığı itü’yü bırakmak olarak taşıdı. enty içeriği tamamen benim yaşadıklarımdan oluşuyor ve son cümlelerimde de inşaat ve ee gibi bölümlerin harika işlediğini söyledim. e ben daha napıyım ?!

    edit4: rektör görmemeye takılanlar var. şu bilgiyi veriyim de görmemek ne demek anlayın. itü öğrenci konseyi yemekhane zamlarını konuşmak için rektörle haftalar sonrasına randevu alır güç bela. oval masaya oturup rektörün gelmesini beklerler. rektör geldiğinde söylediği tek cümle: yemekhane zamları içinse hiç konuşmayalım. öğrenci konseyi bunu duyunca kalkıp gider. rektör bu.