blind man chasing the cake3
profili

  • sma tip 1 hastası duru'ya ses nefes ol

    bitmek bilmeyen sma kampanyalarının bir diğeri. 2.1 milyon euro imiş hedef. buraya da bu paranın bireysel bağışçılar tarafından toplanması için yazan insanlar var.

    şu soruları bir kendinize sorun:
    * bu medikal kondisyona sahip kaç çocuk var?

    * bu çocukların hepsinin tedavisinin sağlanması bireysel bağışlarla mümkün mü?

    * eğer değilse aileleri/yakınları tarafından başlatılan bağış kampanyaları hedef tutara ulaşamayan çocukların tedavi görememesi adil mi?

    * bu hastalığın tedavisinin mümkün olmadığını defalarca farklı başlıklarda detaylıca açıklamış tabip suserların bir bildiği olabilir mi?

    * tedavisi mümkün olan bir kondisyona sahip ve tedavi masrafları için çok daha düşük tutarlara ihtiyaç duyan çocukların bu furyaya dahil olamamaları nedeniyle tedavi görememeleri ne kadar doğru?

    * bu kondisyonun doğum öncesi tespit edilebilir olması kampanyaları başlatan ailelerin kamu vicdanından beklediği sorumluluğun bir kısmını kamunun üzerinden alıyor olabilir mi?

  • ekşi itiraf

    dün zaman bulamadığım tüm işlerimin yanında bir sorumluluk daha aldım. bu durumu da burada anlattım. (bkz: #92487973) kimseyle paylaşmadığım bir durum olduğu için yıllar sonra ilk defa derdimi sözlükte anlatmış oldum. dünden beri gelen tüm mesajlarla buranın ne kadar güzel insanlarla dolu olduğunu bir kez daha hatırladım. gelen birçok mesaja cevap vermeye vaktim olmadığı için herkesin merak ettiği birkaç konuyu bu entry ile açıklamanın iyi bir fikir olacağını düşündüm.

    öncelikle şunu belirtmeliyim ki bazı arkadaşlar işimi kaybetme riskini alarak arkadaşımızı alıp götürmem nedeniyle beni kahraman ilan etti fakat böyle bir durum yok. şirket aileme ait ve aynı zamanda ailem de çok yardımsever insanlardır bu nedenle haberleri olsa dahi böyle yoğun bir dönemde iş dışındaki şeylere odaklanmamam konusunda bir tavsiye duyardım fakat içlerinde bu çabayı takdir ederlerdi diye düşünüyorum.

    abimize gelirsek, abimiz 52 yaşında bir garip adam. kendisi bir süredir sokaklarda kalıyormuş. daha önce daha güneyde birkaç yerde böyle kalmış “etraftakilerin rahatsız olması” gibi nedenlerle yer değiştire değiştire kendini onu ilk gördüğüm yerde bulmuş. kendisi aslında yetenekli bir abi, marangoz. yıllarca marangozluk yapmış. kimsesi yok. sadece uzak akrabaları varmış texas’ta. onlar ne durumda olduğunu bilmiyorlar mı diye sordum. biliyorlar, dedi. hiçbiri iş, kalacak yer filan teklif etmemiş. sen bir iş bulup bulamayacaklarını sormadın mı, dedim. sordum, yardımcı olamayacaklarını söylediler, dedi. abimiz iyi niyet gösterip yardımcı olmaya çalıştığı bir arkadaşının kötü niyetine kurban gitmişti. burada sanat galerisi olan bir arkadaşım var. onun tablolar filan için ahşaptan anlayan bir adama ihtiyacı olabileceğiniz düşündüm. bu abi de daha önce tablolar için çerçeve yapmış, tecrübesi var. arkadaşı arayıp tecrübeli bir ahşap ustasının işine yarayıp yaramayacağını sordum, yetenekli biriyse görüşmek isteyeceğini söyledi, görüşmeyi ayarladık.

    abimiz saç sakal tıraşı, duş ve bir adet takım elbise sonrasında yeniden bir başarılı ahşap ustası adayıydı. kendisini görüşmeye götürdüm. arkadaşım abinin miami'de daha önce nerede çalıştığı gibi yakın geçmişi sorgulamaya başlayınca ona abinin miami’ye yeni taşındığını söyledim. aslında yalan söylemedim, abimiz dün sokakta kalıyordu. şimdi ise arkadaşımın işyerine pek de uzak olmayan bir yere, ev arkadaşı arayan bir tanıdığımızın evine taşınmıştı. ev arkadaşı arayan çocuk bir müşterimizin yanında çalışıyordu ve iki yatak odalı evde kalmasına karşın tek başına yaşadığı için kirayı paylaşmak istiyordu. bu çocuk da sevinmişti, artık ahşap ustası bir ev arkadaşı vardı. evde ne bozulsa tamir eder?

    arkadaşımla görüşmesi güzel geçti ve haftaya işe başlamasını istedi. bu işin piyasasına göre pek iyi bir saatlik ücret teklif etmediği için abinin kabul edip etmeyeceğinden emin değildi, abi ne olursa tamam diyeceği için seve seve kabul etti. bizim arkadaş da kendisine çok makul gelen bir ücrete istediği tecrübeye, bilgiye sahip elemana sahip olmuş oldu. abimizin karnı tok şu anda yeni evinde. abimizi eve bıraktığımdaki “thank you for everything brother” hayatım boyunca duyduğum en içten teşekkürdü. ev arkadaşı arayan çocuk doğal olarak bir katkı bekliyordu taşındığı gün. ilk ayın kira katkısıyla ilgili yardımcı oldum, sonraki aylarda kendi kazandığı parayla ödeyebileceği makul bir tutar zaten. en iyi yer, en iyi ev değil ama abimiz, arkadaşım ve ev sahibi kardeşimiz hepsi mutlu ama sanırım en çok ben mutluyum. şimdi show time, bu süreçte halletmem gereken bazı işleri üstlenen iş arkadaşlarıma hiçbir zaman görmeyecekleri bu yerde teşekkür ederim.

    edit: imla

  • ekşi itiraf

    şu an şirketimizin ana showroomundaki koltuklarda yatan bir evsiz arkadaşımız var ve orada kalabileceğini ben söyledim. peki buraya nasıl geldim?

    birkaç aydır iş nedeniyle miami'deyim, her gün işe gelip giderken altından geçtiğim bir köprü var ve bazı günler bu köprünün altında bir adam görüyordum. bu adam tahminimce birinin çöpe attığı kanepeyi alıp orada kendine gölgede yatacak yer yapmıştı. saçı sakalı birbirine karışmış, üstündeki kıyafetler paramparça bir garip adam. ne zaman görsem yaşadığım hayatı sorgulamama neden olan bir adam. birkaç kez onu gördükten sonra gidip ona yiyecek bir şeyler aldım ama döndüğümde gitmişti. biraz bekledim de ama şirkete dönmem gerektiği için gitmek zorunda kaldım. dönüp de bulamadığımda yemeğini kanepesine bırakıyordum.

    sonunda bugün öğle vakti yine onu gördüm ama kanepesi yoktu betonda yatıyordu, yanında durdum ve aç olup olmadığını sordum. çok açım, dedi. bir yere gitmemesini tembihleyip gidip yiyecek bir şeyler aldım ve döndüm. yemeğini verdim ve çok içten bir şekilde teşekkür etti ben de yanına oturdum. yolun kenarları dar ve bu yüzden adamın kanepesi birazcık yola doğru taşıyordu. kanepesine ne olduğunu sordum, o da bana görevli birilerinin gelip "yolu kapadığı için" alıp götürdüğünü söyledi. üzüldüm dedim, arabanın bagajında duran bir ufak mat vardı onu alıp getirdim yine çok teşekkür etti, alıp yanına koydu ve yemeğini yemeye devam etti. belli ki karnı çok açtı. bu noktada yardımımı yapıp işe dönme derdindeydim. sonra benim yemekleri bırakan kişi olup olmadığımı sordu, evet ben bıraktım bekledim ama gelmedin dedim. masmavi gözleri doldu bana sarıldı, ağladı. "o kanepe sahip olduğum her şeydi" dedi. tahminim doğruydu, kanepeyi yakınlardaki çöpten almış birkaç insanın yardımıyla taşımıştı.

    çöpten aldığı kanepesini kaybedince sahip olduğu her şeyini kaybeden adama sarıldım, her şey çok güzel olacak dedim. hikayesini dinledim. bir kez daha rastgele karşıma çıkan bir yabancıdan çok şey öğrendim. hikayesini duyduktan sonra ona daha fazla yardım etmem gerektiğini düşündüm. benimle gelmesini söyledim, şaşırdı ve ne yapmaya çalıştığımı anlamadı ama alışveriş sepetinde duran eşyalarını ufak çantasına koydu ve geldi. yarın bir trade show için atlanta'da olmam gerekiyor bu yüzden şu anda elimde tüm işlerin yanında bir gün içinde kalacak ve çalışacak yer bulmam gereken bir arkadaş var. sanırım yine bir şeyleri ayarında bırakmadım...