türkiye'nin yakın dönemde bir haftadan uzun sürecek bir savaşa girmesi mümkün değildir. buna hem ekonomisi, hem de dünyanın ekonomik yapısı uygun değildir. peki, neden?
türkiye'nin savaşma ihtimali olduğu tek ülke, yunanistan'dır ve böyle bir savaşın yaşanacağı alan oldukça geniştir. yani kuzey köşesinin edirne, doğu köşesinin kıbrıs'ın doğu suları, batı köşesinin de libya açıklarının olduğu, yaklaşık 600 bin kilometrekarelik bir savaş alanı söz konusu olur. bu ise karadeniz'i dünyaya bağlayan yolları kapatacağı gibi orta doğu-avrupa bağlantısını da kapatır. dolayısıyla dünyanın hiçbir gücü böyle büyük bir ekonomik yıkımı göze alamaz. ingilizlerin bir lafı var. "boğazlara hakim olan devlet, uzun süreli savaşlara girmemeli".
dolayısıyla bir çatışma olacaksa bile bunun bir haftayı geçmemesi ve kıbrıs'taki gibi orta ölçekli ya da kardak'taki gibi çok küçük ölçekli olması gerekir. bu da türkiye'nin askeri üstünlüğü ile sona ereceği için pek istenen bir durum olmayacaktır. bununla birlikte yaşanan gerginliklerden bu tarz krizlerin çıkması bazen planların dışında gerçekleşir. yani kıbrıs açıklarında sondaj yapan türk gemilerine ve mürettebatına rum ve yunanlar müdahale etmeye kalkarsa ya da şov yapacağız diye aptalca bir harekette bulunurlarsa olabilir.
demem o ki, türkiye'nin güvenliğine ve geleceğine dair yorum yaparken, bilgiye göre yorum yapmak gerekir. sürekli işgal korkusu yaymak, birilerinin toplum üzerinden baskı ve kontrol oluşturması ve korkak bir toplum yaratmaktan başka hiçbir şeyi sağlamaz.
cigdem degil cekirdek1 profili
-
yunan ordusu hazır bekliyor