umutta mut varsa umutsuzlukta da umutvar1
profili

  • arda turan

    barcelona'ya transferinden beri şu başlık altındaki hemen hemen her yorumu okudum. her zaman ki gibi klasik bir türkiye tablosu çizip iki kutuba ayrılmışız. bir; arda'nın transferini milli gurur meselesi haline getirenler, iki; arda'dan bir halt olmaz, barça'da mı oynayacak diyenler.

    ıkinci gruptaki arkadaşlara söylenecek en güzel sözü arda söyledi zaten. yapamaz dediğiniz her şeyi yaptı adam. yapmaya da devam edecek, sizler boş konuşmaya devam edebilirsiniz.

    ben kendimi birinci gruba daha yakın görüyorum ama şöyle de bi ekleme yapmak istiyorum. elbette arda'nın başarısı gurur duyulacak bir olay. ama meseleyi milli olmaktan çıkarıp bir takım evrensel kavramlarla açıklamak lazım.

    bana göre arda'nın transferi milli gurur kaynağı olmanın yanında ülkecek çok eksik olduğumuz bir değere de vurgu yapıyor ve yapmalı da. hayal kurmak. bu kadar basit. hiç detaylı analizlere, kimin yerine oynarlara, arda gerçekten yetenekli mi sorgulamalarına ihtiyaç yok bence. hayal kurmak, tabiki çalışmak ve sonuç.

    bizim en büyük eksiğimiz budur bana göre. sadece futbol için de geçerli değil. biz hayal kurmayı bilmiyoruz, öğretilmemiş bize. ya da izin verilmiyor hayal kurmamıza. arda o kararı verip yurtdışına gitmeseydi kurduğu hayal en fazla derbide gol atar mıyım olacaktı. ya da 4. 5. yıldızları ilk kimin takacağıyla uğraşacaktı. gitti ve bence nasıl hayal kurması gerektiğini, nasıl çalışılacağını ve sonunda da nasıl başarılacağını öğrendi atletico'da. barselona'da da bu tecrübelerini kullanıp umarım en iyi yere gelir diye duacısıyım ben bu adamın. sırf şu ülkeye hayal kurmanın nasıl bir şey olduğunu biraz olsun gösterebilsin diye.

    yeterince uzun olan bu girdiye de çetin cem yılmaz' ın arda ve barcelona'ya transferi üzerine yazdığı, söylediklerimle örtüşen bir alıntıyla son vereyim:

    "bu ülke vasattan başkasına tahammül etmez. bu ülke uçlara gidenlerden hoşlanmaz. bu ülke bir bataklıktır, çıkmaya çalışanları aşağıya çeker. bu ülke, ahmet çakar’ın ülkesidir; arda gibiler hayal kurarlar, ahmet gibiler “seni barcelona’da idmana bile çıkartmazlar” derler. bu ülke erman toroğlu’nun ülkesidir; tek işi top oynamak olan çocuklar sakatlandıklarında onlara “fazla seksten dolayı” diye laf atanların, o 22 yaşındaki çocukları kameralar önünde ağlatırlar.

    arda turan, ispanya’ya gittiğinde birden messi olmadı. galatasaray’dayken de hata yapıyor, rakibine tekme atıyor, kırmızı kart görebiliyordu. atletico madrid’de de sinirlendi, kırmızı kart gördü, hakeme ayakkabı bile fırlattı. tek fark, orada hata yaptığında ipe gönderilmedi. orada arda’nın kendisi olmasına izin verildi. orada arda’nın paçasına sarılıp onu aşağı çekmek isteyen olmadı. arda, ispanya’da bir hayal kurdu. olabileceği en başarılı insan olmayı denedi. ve başardı."

    yazının tamamı için:
    http://www.yazihaneden.com/…ansferden-daha-fazlasi/

    sonuç: bana göre türkiye şartlarında bir futbol devriminin kendisidir arda turan. buraları okuduğunu biliyorum, yürüyedur kaptan.

    geleneksel futbol girdileri notu: ali sami yen'in üzerine hayaller kurduğu futbol takımı.