herkese merhaba,
bu satırları birçoğumuzun hissettiği şeyleri paylaşmak için yazıyorum.
tam bir hafta sonra ikinci kez sandığa gidip önümüzdeki 5 yılın cumhurbaşkanını seçeceğiz.
bu ülkede yaşayan 12-25 yaş arasındaki alt, orta ve orta üstü yaşayan gençlerin gerçekten umudu kalmadı. bunu birbirimize o kadar fazla söyler olduk ki anlamını yitirmeye başladı gibi hissediyorum.
arkadaşlar umudu kalmadı bu gençlerin. en iyi liselerde, üniversitelerde okuyan gençlerden tutun, esnaflık yapanlara, hizmet sektöründe çalışanlardan tutun iş bulamayanlara insanlar sadece günlerini bitirmek için yaşıyorlar.
bir makarna bir salça olmuş 80 lira. tereyağı olmuş lüks. insanlar teknolojik aletim bozulmasın diye dua ediyor çünkü yenisini alamam diye ödü kopuyor. tatili bir kenara bırakın kendi şehirlerindeki spor merkezlerine hamburgercilere gidemiyorlar. bu mutsuzluk sokağa, toplu taşımaya, kantinlere yansıyor. kimse gülmüyor kimse birbirine selam vermiyor. kimsenin önünde gerçekleştirecekleri bir hedef kalmadı. eskiden orta sınıfın önüne hedef olarak koydukları ev almak, araba almak gibi hedefler bile çok uzak hatta imkansız. kariyer yapmak artık gerçekten bir dayın bir enişten yoksa imkansız.
25-40 yaş arasındaki orta-genç arasındaki topluluk için de işler farklı değil. yarısından fazlası ne iş yapıyorlarsa yapsınlar yurt dışına gitme yolunu arıyorlar. düğün yapmak, çocuk yapmak insanların yüz bin kere düşündükleri şey oldu. ev sahibi kirayı artırmasın tek istekleri. ayda bir kere yemeğe çıkmak büyük bir lüks.
40-60 yaş arasındaki ekip de çocuklarına en iyisini sunamamak, işlerinin karşılığını alamamaktan fıttırmak üzereler. emekli olup datça'ya yerleşmek ya da dünyayı gezmek bir yana dursun evine yeni mobilya alamıyorlar.
insanlar giydikleri kıyafet konusunda endişeliler. insanlar konuştukları her söz için hem kendileri hem de sevdiklerini düşünerek bin kere düşünüyorlar.
ve evet,
başımıza ne geliyorsa bu yüzden geliyor. bu yüzden sistem değişmiyor, bu yüzden her gün biraz daha çaresiz hissediyoruz.
bu ülkenin aydın ve ün sahibi kişileri neden organize bir şekilde seslerini çıkarmıyorlar bu olan bitine?
bu ülkenin ün sahibi akil insanları,
bu seçim sonrası artık sıra sizlerin hayatına gelecek. çocuklarınızı robert'e, gsl'ye göndermek eskisi gibi onları hayattan izole etmeye yetmeyecek çünkü sıra arkadaşının düzensiz sığınmacı olması çok yakın. komşunuzun, set çalışanının, size hizmet eden işçinin türk olmamasına çok az kaldı. hayatın sizin için bile pahalı olmasına çok az kaldı. bırakır gideriz diye mi düşünüyorsunuz?
bugün her şeyinizi satsanız 1/20 olarak yurt dışına gideceksiniz ve kimse sizi tanımayacak. sıradan mahallenin sıradan insanları olacaksınız.
ve evet,
28 mayıs'tan önce ekonomimizi son canavar kkm'ye kurban vermeden önce alışverişlerinizi yapın.
kemal kılıçdaroğlu ve altılı masanın diğer liderleri,
bir haftayı geride bıraktık. neredesiniz, nereye kayboldunuz? bizi neden yalnızlığa terk ettiniz? neden kazanacak halde gibi durmuyorsunuz? en çok örgütleneceğiniz anda bir haftadır neden yerden kalkamadınız?
sinan oğan ve ümit özdağ,
yetmedi mi pazarlıklar? neden bizi bir haftadır iyice dibe soktunuz? iki hafta anadoluyu karış karış gezip kk'ya oy isteyeceğiniz halde bir haftadır neyin pazarlığını yaptınız? yetmedi mi?
terör diyerek, iha siha diyerek, togg diyerek bu ülkenin umudunu bitiren cumhur ittifakı seçmeni,
sevdiğiniz insanların geleceğini hiç mi düşünmediniz? sinan ateş'i hiç mi düşünmediniz? ayda 10 bin lira yardımın üç ay sonra yetmeyeceğini hiç mi düşünmediniz?
bu ülkenin değerli tsk emeklileri,
neredesiniz? hiç mi bu ülkenin geleceğini kimlere emanet ediyoruz diye sormuyorsunuz? bu ülkenin düzensiz sığınmacı sorunu, hizbullah'ın mecliste oluşu sizi hiç mi endişelendirmiyor?
neden organize olabileceğiniz tonca şey varken tek bir ağızdan söylem geliştirmiyorsunuz? neden saydığım insanlardan biri bu birleşimi yapıp insanlara umut vermiyor?
bu seçimin kemal kılıçdaroğlu, recep tayyip erdoğan seçimi olmadığını ekşi sözlük yazarları neden anlamıyor? burada kanalize olabileceğimiz tonca şey varken neden aday tartışması ile birbirimizi yedik?
çok üzgünüm.
çok mutsuzum.
çok halsizim.
çok umutsuzum.
çok.
dogray3 profili
-
21 mayıs 2023 çaresiz bırakılmış olmamız
-
makarnaya en çok yakışan şey
düşünüldüğü kadar sağlıksız olmayan yemeğe yakışan soslardır.
makarna, vitamin ve mineraller bakımından çok zengin ve çok yararlı bir besin kaynağıdır. makarna a, b1, b2 vitaminleri, demir, kalsiyum, fosfor, potasyum ve protein yönünden de çok zengindir.yağsızdır. çok az (%1-1,5 minör) yağ bileşenlerini ve yüksek oranda linoleik yağ asidi içerdiğinden kolesterolü düşürücü etkisi vardır.makarnada bulunan kompleks karbonhidratlar kana yavaş karıştığı için tok tutar.metabolizmada, hemen enerjiye dönüşür.makarna sanılanın aksine şişmanlatmaz.şeker ve kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.
peynir, kıyma, salça, fesleğen ,nar ekşisi, yumurta, hardal içiren soslar aklıma ilk gelenler.
yaratıcı olmak sizin elinizde.
bence domatestir. -
büyük chp boykotu
el ele vererek, birilerine sesimizi duyurma çağrısı olarak başlattığım boykottur. biliyoruz ki sayın kemal kılıçdaroğlu ve ekibi bu platformu takip ediyor.
artık taban kabullenemiyor , istemiyor bu mevcut düzeni. günlerdir sayılamayan, sayılmak istemeyen imzalar , seçim gecesi yalnızlığı, delege anlaşmazlığı ve daha nice başarısız çalışmalar yüzünden mustafa kemal atatürk'ün partisi kepenk kapatamaz.
zaman değişim zamanıdır.sayın kemal kılıçdaroğlu'nun başta adalet yürüyüşü olmak üzere partiye katmış olduğu değerler için teşekkür ediyor ve artık değişimi başlatmasını talep ediyoruz.
aksi halde chp'nin sonunun kaçınılmaz olduğunu başta chp'liler olmak üzere bütün türkiye görmüş bulunmakta.
unutmayanız ki bu parti delegelerin ve genel başkanın tapulu malı değildir.
edit: boykota nasıl katılabiliriz? diye mesajlar geldi. mitinglere katılmamak ve oy vermemek en büyük boykot değil midir?