seçimi kaybederseniz tavrınız ne olur diyen gazeteciye:
saçma bir soru, ancak sandıktan çıkan sonuca saygımız vardır, bakın istanbul'u nasıl bıraktıysak, kaybedersek aynen öyle bırakırız dedi.
istanbul'u nasıl bıraktıklarını düşündükçe... neyse.
spatulacess5 profili
-
12 mayıs 2023 cumhurbaşkanı özel yayını
-
mansur yavaş
az önce habertürk kanalında mehmet akif ersoy'a "6'lı masa beni cumhurbaşkanlığına aday gösterirse bu görevden kaçmam" demiştir.
-
ekşi itiraf
çook değer verdiğim bir dostum, büyüğüm var. kendisiyle 15 temmuz sonrası tanıştık. sendika üyeliği nedeniyle öğretmenlikten ihraç edilmişti tanıştığımızda çoktan. devlet aklının her an teyakkuzda olduğu ve cadı avı misali "fettullahçı" avının sürdüğü bir dönemdi. yani ön yargılarla hareket etmem için, o insanla samimi olmamam için tüm geçerli argümanlarım hazırdı aslında. ama ben o insanla ilk konuştuğumdan itibaren onun fettulahçı olmadığına inandım, hissettim veya öyle olmasını umut ettim bilmiyorum. o 2. üniversitesini okuyordu, alt sınıfımdı, 3 yılda bitirdi o inatla hukuk fakültesini. hukuktan bahsettik, demokrasiden, insan haklarından... tüm zorluklara karşı insanlık onuruyla hareket etmenin ve namusluca düşünmenin ve vatanı sevmenin derdindeydik. hiç kötü bir söz duymadım ağzından vatana, millete, devlete dair. kırgındı, ama geçer elbet diyordu, kızmıyordu.
çok zor günlerden geçti, yanında olmaya çalıştım madden manen... insanız, zor günler geçirdim, yanımda oldu tereddütsüz... 2 yıl nerdeyse her güne yakın bir süreyi birlikte geçirdik, sıkı bir dostluk kurduk, birlikte yedik birlikte içtik, birlikte güldük birlikte ağladık... sonra, okul bitti ve mezun olup yollarımız ayrıldı. o memleketinden daha uzak bir yere, ülkenin başkentine, ben de okuduğumuz şehirden uzakta bir yere memleketime döndük. herkes kendi hayatını kurup yaşamaya, telefondan telefona birbirimizden haber almaya başladık.
az önce... 1 saat kadar önce haberini aldım ki, iade-i itibarını almış, göreve dönüyormuş... bir dakika bile aklımın ucundan hain olduğun geçmemişti kadim dostum, şimdi devletin gözünde de suçsuz olduğun ortaya çıktı... güzel hayallerin adamıydık. birlikte açacaktık ankara'da büroyu... neler neler...
güzel günler yakın demek geliyor içimden...
öz kardeşim aklanmış da görevine dönüyormuş gibi hissetmiyorsam şerefsizim...
iyi günde kötü günde değil, biz her günde yan yanayız...
çoooook mutluyum, sen de hep mutlu ol e mi kadim dostum... -
hayatı boyunca hiçbir tarikate bulaşmamış insan
ulu önder gazi mustafa kemal atatürk'ün izinden giden, o'nun şu sözünü şiar edinen insandır.
"türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en hakiki tarikat,medeniyet tarikatıdır." -
bisiklet kullanımının yaygınlaşmaması
bugün (aslında dündü*) şahit olduğum bir olayı anlatmak istiyorum:
bir kafede 2 yudum çay içip muhabbet edelim diye eski bir dostla sözleştik. otururken trafikten bağırış çağırış sesleri yükselmeye başladı, bir anda desibel yükselince dışarı çıktık ne oluyor diye ve bir jip sürücüsü ile 2 bisikletli (karı-koca) tartışıyordu ve otomobil sürücüsü adam bisikletli adama ağza alınmayacak laflar ederken aynı zamanda çenesini de tutup itmeye çalıştı bisikletli vatandaşı. bisikletli arkadaş ise, "abi bi' dinle istersen, sana ne dedim ki, aracını üzerimize sürdün yanımda karım var ve az daha altına alacaktın bizi, biraz dikkat et dedim diye saldırmaya çalışıyorsun" dedi, otomobil sürücüsünün karısı ise yine ağza alınmayacak küfürler ederek bisikletlilere sözlü saldırıda bulunuyordu. bir anda 7-8 kişilik bir grup oluştu orda ve bisikletli arkadaşlara hadi bin de git bisikletine ortalığı karıştırma tarzında söylemlerde bulundular. bi' tane işgüzar da otomobil sürücüsünden yana olup bisikletliye sataştı ve araya girmesek muhtemelen olaylar daha da çirkinleşecekti.
velhasıl, bisikletli arkadaş polis çağırmaya çalıştı ve araç sürücüsü bir anda kayboldu karısıyla birlikte ve ortamı yatıştırdıktan sonra biraz bisiklet sürücüsüyle sohbet ettim, babayiğit de bi' adamdı vesselam. biri dedi ki, "madem o kadar erkeksin polisi arama, vur ağzına bi' tane de erkekliğini görelim." bisikletli adam da, "erkeklik ağza vurmakla mı alakalı kardeşim, ben milli güreşçiyim, 8'iniz gelse sererim hepinizi ama kavga etmek mi çözüm? üzerimize arabasını sürdü ve dikkatli olmasını söyledim diye de kavga çıkardı, haklıyken haksız mı olalım güç gösterisi yapmak adına" dedi.
bisiklet kullanımının yaygınlaşmaması işte tam da bu şehir magandaları yüzündendir. 2 senedir ben de profesyonel bi' şekilde bisiklet kullanıyorum ve birçok kez şahit olmuş durumdayım aynı magandalığa ve saygısızlığa. sanırım bu ülkenin birçok şeyi yakalaması için yüzyıllarımız var ne yazık ki...