hayvan olun3
profili

  • 5 senelik köpeğini mi kurtarırsın bir insanı mı

    insanı sırf insan olduğu için diğer türlerden üstün sayan ve buna göre davranacağını belirten tüm kaçıkların yerine her seferinde hayvanları kurtarırdım. hayvanı güvenli yere taşıdıktan sonra, geri dönüp türcü faşist manyağın sadece öldüğünden emin olmak için kontrol ederdim. hitler'in, kenan evren'in, josef mengele'nin ölü olduğunu düşünmek beni nasıl mutlu ediyorsa bir türcü faşist dünyadan eksildiğinde aynı duyguları yaşardım.

    bak bir beyinsiz ahmak da şöyle demiş:

    "kopekle insana ayni diyen de net beyin yoksunudur. insan benzeriyle empati kurar. yani insanla. kopek ile kuracaginiz empati normal olarak ikinci sirada gelmek zorunda. bak normali bu."

    köpekle insan olgusal olarak aynı değildir, insanlar arasında da olgusal bir eşitlik yoktur, düzgün bir ahlaki değerlendirme yapabilmek için aynı türden menfaatlerin eşit şekilde önemsenmesi gerekir. zira işin içine özellikler girince hiçbir zaman "aynı" veya "eşit" bir durum ortaya çıkmaz. fakat tür ya da ırk gibi ahlaki anlamda ilgisiz birtakım niteliklerden bağımsız olarak menfaatler söz konusu olduğunda eşitliğe varmak kolaylaşır. aksi durumda, insanlar arasındaki eşitlik fikri temellendirilemez. zehir gibi matematik zekası olan birisinin, bilişsel kapasitesinin buna uygun olmasından ötürü matematik öğrenmekten menfaati vardır. zihinsel engelli bir çocuğun böyle bir çıkarı yoktur ama acı çekmemekten, yaşamını devam ettirmekten çıkarı vardır. kadınların kürtaj hakkı vardır, ama erkeklerin kürtaj hakkından bahsetmek mümkün değildir. bireyler arası yetenekler ve ihtiyaçlar farklılık gösterebilir. bir file insan ölçüsüyle sert bir yumruk atmak fili etkilemez bile, ama aynı yumruk bir bebeği öldürebilir. buradan hareketle, hayvanlarla insanlar arasında acı ve haz duyma gibi belirli ortak özelliklere rastlanır, menfaatlerin eşit şekilde önemsenmesi ilkesine içkin bu durum; ortaya çıkan acının ve hazzın türden bağımsız olarak ahlaken değer taşıyan nitelikler olduğunu ve sırf ait olduğu türden ötürü insana öncelik vermenin türcülük olduğunu söyler. türcülük ırkçılık gibi bir ayrımcılık biçimidir, ırkçılar sadece ırkı temel alarak ahlaki karar alır, türcülüğün ırkçılıkla benzerliği buradadır; tür ahlaki karar almada rol oynar. başka hiçbir şey öneli değildir, sadece türünüz önemlidir. burada türcülüğü eleştirenler asla "bir insanla bir karınca eşittir ya da eşit şekilde muamele etmemiz gerekir" demez. ahlaki eşitliktir söz konusu olan. yani bir anti-türcü olarak duruma göre insanı hayvana tercih edebilirim veya başka biri de hayvanı insana tercih edebilir. bunlar türden bağımsız seçimlerdir. türe bağlı olarak yapılan hiçbir seçim temellendirilemez.

  • yeşil nasim

    şöyle demiş;

    "gerçek dünyada ifade özgürlüğü yok. gerçekleri söylerseniz baskı altına alınırsınız, bu sistemin desteklediği bir şey değil. hedeflenen kullancıların içerikleri filtreleniyor ve aşağı seviyelere düşürülüyor. o nedenle insanlar onların videolarını zar zor görüyor. youtube'da ya da başka video paylaşım sitelerinde eşit büyüme şansı yok. kanalınız onlar isterse büyür."

    http://t24.com.tr/…aninin-kimligi-belli-oldu,597247

    eğer bunu che guevara karizmasında bir adam söyleseydi şu an milyonlarca kişi peşinden gidiyordu.

    youtube iyi yırtmış bence.

  • hayvanseverim deyip et yemek

    doğayı seviyorum diyip hıyar domates yemekten farkı yoktur diyen arkadaşlar ciddi değildir umarım.

    şimdi, bu yorumları yazan kişilerin ülke ortalamasına göre eğitim seviyesi daha yüksek olduğu, seküler vs. olduğunu tahmin ediyorum. ama gel gör ki vizyonları yeni akit müdavimlerinden fazla değil. bi de veganları islamcılara benzetirsiniz. ama lütfen bana hilal kaplan'dan , adnan oktar'dan falan daha eleştirel akla sahip olduğunuzu ispatlayın.

    --- spoiler ---
    genelde sebze ve meyve tüketerek hayatlarını sürdüren vejetaryen ve veganlara sorum bitkileri neden 'canlı' mertebesinde ve kendileriyle eşit moral düzeyde görmedikleridir. eşyanın hakikatine tam anlamıyla vâkıf olmak mümkün olmadığı halde, neden kozmolojik hiyerarşide insanlarla hayvanlar eşit mertebede görülür de bitkiler bu sınıfta ele alınmaz anlamak pek de mümkün değil. böyle bir bakış açısını içselleştiren kişi için hayvanları kesmenin bir havucu topraktaki kökünden ayırıp, kıtır kıtır doğramaktan daha 'vahşi' bir tarafı olamaz.

    bitkilerin de bizim kadar "canlı" olmadığını nihai olarak kanıtlamak mümkün değilken aramızda böylesi bir hiyerarşi kurma çabası ancak keyfî bir tercih olmaktan öteye gidemez. üstelik velev ki cansızlar; bu cansız olan varlıkların bizim emrimizde olduğu ve onları arzu ettiğimiz gibi tüketebileceğimiz anlamına mı gelir? neden? insanın da pekâlâ doğadaki her bir varlıkla -ister taş parçası ister olsun ister bir elma ister bir inek- eşit mertebede olmadığı nasıl iddia edilebilir.
    kaynak
    --- spoiler ---

    (bkz: türkiye'de veganlık eleştirmenleri)