beklentilerin çok daha ötesinde başarı ile sonuçlanan test. burada yapılan şey daha önce denenmemiş bir şeydi, böylesine büyük bir roketi, hem de farklı bir yakıtla, farklı bir motorla uçurmak, sonrasında hatta indirmeye çalışmak örneği olmayan bir iş.
tam iniş anında yeterince yavaşlayamayıp çakıldı doğru ama buraya kadar olanlara bakmak lazım. o yüksekliğe kadar çıktı, sonrasında motorları durdurup düşüşe başladı. düşüş manevrası, yani böyle su kulesi gibi bir yapının, göbek üstü inmesi hiç denenmemişti. hatta bu bir kaç yıl önce ilk duyurulduğunda bir çok yerde bunun mümkün olmadığı söyleniyordu. böyle bir yapının rüzgarda nasıl davranacağı, ne yöne yatacağı, denenmemiş şeyler. buna rağmen hatasız bir şekilde, 12-13 km yükseklikten inişe başladı ve tam olarak doğru noktaya, iniş bölgesine hatasız bir şekilde vardı. son anda motorları yeniden çalıştırmayı başardı, hatta eksiksiz bir şekilde eğik konumdan dik konuma da geçebildi.
bilmiyorum farkında mısınız, tüm bu olanlar, gerçek anlamı ile ilk defa deneniyor. bunların hepsinin ilk denemede hatasız gerçekleşmesi ise, bilgisayar modellerinin ve mühendislik bilgisinin bugün nasıl bir düzeye geldiğini gösteriyor. düşünsenize 15 kat yüksekliğindeki bir su kulesini 13 km den bırakıyor, ve nokta atışı istediğiniz yere indiriyorsunuz.
bugün yapılan gerçekten örneği olmayan bir işti, emeği geçen herkese teşekkürler.
kern2 profili
-
9 aralık 2020 spacex starship sn8 testi
-
black mirror
en baştan yazayım 4. sezon ile ilgili bir takım spoiler barındırmaktadır...
son sezonuyla amerikan yapımlarının özelliği olan, iyilerin kazanması, hep mutlu sonla bitmesi hastalığına tutulmuştur. dikkat edin 5. bölüm hariç, kötüler her zaman kaybetti. ilk 3 sezonda bölümler bittiğinde insanın ağzında acı bir tat kalırdı, şimdi ise ucuz (ama yapımı pek pahalı) holywood yapımlarına dönmüş. bittiğinde kötüler yaptıklarının cezasını çekti, iyiler kazandı, hey hey hey... hele ilk bölüm, nasıl da kötü yazılımcı ettiğini buldu, diğerleri ise ölmedi bile, özgür oldular. black mirror değil marvel filmi sanki.
öte yandan önceki sezonlarda olan yaratıcılığı da tüketmişler. altı bölümün üçü insan zihninin dijital bir kopyasının yapılması üzerineydi (1,4,6). yani aslında sonları, çocuk masalı gibi değil de, yine eskiden olduğu gibi bitseydi de çok bir şey değişmeyecekti. kötü son yapmak değil, bunu insanın içini ürpertecek kadar gerçek göstermek, bu gerçekten olabilir dedirtmek, hiç düşünmediğini düşündürmek marifet. ne diyeyim, belki de black mirror u dizi gibi düşünmemek lazım, çok iyi bir kaç kısa film gibi düşünmeli. bize geleceğin ne kadar karanlık olabileceğini gösterdiler. sonra da işte seyirci mutlu son istiyor şeklinde bitip gitti.