yer: köln.
eşyalarımızı getiren tır yeni evimizin önüne park etmiştir.
arkadan yaklaşan belediye otobüsü selektör yapmaya başlar, kornaya basar.
"lan, tır yanlış mı park etti acaba?" dediğimiz sırada, belediye otobüsü şoförü camdan sarkarak seslenir:
"abi, istanbul plakasını görünce dayanamadım! hoşgeldiniz!"
justus jonas3 profili
-
yurt dışında türk ile karşılaşmak
-
tek eşliliğin erkek doğasına aykırı olması
bahanedir.
bazı canlılar ömrü boyunca biricik eşiyle birlikte yaşar.
bir belgeselde izlemiştim. erkek leylekler dişilerinden önce yola çıkıyor, eşlerini beklerken yuvalarını onarıyorlardı.
fakat dişiler beklenen gün gelmediler. erkekler telaşlandı. endişe içinde gözlerini ufuktan ayırmıyorlardı. öyle ki, ekran başında ben bile gerildim. sonunda ufukta ince bir çizgi belirdi. leylek hemcinslerimle birlikte bir umut sardı içimi. yaklaştıkça silüetleri belli oldu, evet eşleri geliyordu!
her dişi kendini bekleyen eşinin yanına kondu. kavuşmalarını öyle tatlı bir dansla kutladılar ki, sevinç gözyaşları içinde izledim.
insana gelince:
erkek, toplum içinde hormonları yerine iradesi ile davranabildiği ölçüde beyefendidir, medenidir.
bastıramadığı cinsel açlığına açıkça veya dolaylı biçimlerde kılıf arayan erkek ise malüldür. farkında olmadan, hayvani yönünün ağır bastığını bağırarak itiraf etmektedir. -
toplu taşımada 65 yaş beleşçiliği kaldırılsın
erich fried demiş ki: "çocuklar kurbağalara şaka olsun diye taş atar ama kurbağalar ciddi ölür."
buradaki yeni yetmeler, toplu taşıma araçlarındaki yaşlılarla empati kuracak bilgi ve görgüyü henüz edinememiş olabilirler. görmüş geçirmiş emektar insanlar hakkında böyle hafif sözler sarf edecek cesareti bu bilgisizlikten alıyor olabilirler.
o halde size gerçek bir hayat öyküsü anlatayım, eğer birazcık yüzünüz kızarırsa korkmayın, bu çok iyi birşeydir:
adam 70 yaşında. bu ülkenin yetiştirdiği en iyi türkçe edebiyat öğretmenlerinden. emekli maaşıyla geçinemediği için özel ders veriyor. sincan'da oturuyor, ders için gerektiğinde elmadağ'a gidip geliyor. toplu taşım araçları kendisi için büyük kolaylık, böylelikle, tasarrufta bulunabiliyor. kendi otomobili hiç olmadı. hoş, olsaydı da rahat bırakmazdınız: (bkz: 60 yaş üstü bireylerin araç kullanımı yasaklansın).
kel mahmut gibi namuslu, ilkeli bir cumhuriyet öğretmeni. giresun'da, şebinkarahisar'da ve sürgüne gittiği bir çok anadolu kasabasında, yoksul ama parlak cevherleri bulup yetiştirdi. gerektiğinde, masraflarını bizzat karşılayıp okumalarını sağladı.
bugün, kendisine halen minnet duyan, bayramlarda elini öpmeye koşan nice başarılı doktor, mühendis, öğretmen, müfettiş ve üst düzey yöneticiler kazandırdı bu memlekete. 40 yıllık memuriyeti sırasında ödediği vergi de cabası!
biri işletmeci, diğeri mühendis olmak üzere iki evlat da yetiştirdi. ne onları okuturken, evlendirirken, ne de kendi işleri için kimseden torpil, tavassut talep etmedi.
boğazından tek kuruş haram geçmemiştir, çocuklarına ve öğrencilerine de hep bunu öğütledi. alın teriyle elde edilmiş başarının verdiği mutluluğun yerini hiçbir şeyin alamayacağına inanıyordu.
kanser oldu, ciğerinin yarısını aldılar. yine de çalışmaktan vazgeçmedi. halen kimsenin tek kuruşuna muhtaç olmadan çalışmaya devam ediyor.
bırakın da, en azından devletin sağladığı hak sayesinde toplu taşım araçlarını kullansın, öğrencilerinin ayağına gidebilsin!