si murg1
profili

  • apple türkiye rezalet günlüğü

    bugünden itibaren sözlükte tutacağım günlüktür. çünkü bir sabah uyandığımda iphone 6s'im dev bir hamam böceğine dönüşmemişti ama inanın dönüşmesini tercih ederdim. en azından kendime "telefon da hamam böceğine dönüştü, ne garip!" der geçerdim. velhasıl apple türkiye'nin müşterilerine yaptığı böcek muamelesinden daha az yıpratırdı bu durum.

    öncelikle dün apple türkiye başlığına yazdıklarımı buraya kopyalayacak, daha sonra bugün ve sonrasında her gün yaşananları buraya yazacağım. neden? çünkü nasıl bir üçüncü dünya ülkesi olduğumuzu hep birlikte görelim. "çok uzundu okumadım" tayfası, entry çok uzun olacak, hiç başlamayın.

    öncelikle dün apple başlığına yazdıklarım:

    ..........
    apple türkiye call center'ında çalışan gamze isimli biriyle telefon görüşmesi gerçekleştirdik. kendisi beni mahkemeye vereceklerini söyledi. telefonda söylediği üzere, şirket avukatlarından haber bekliyorum.

    ama önce olayların öncesini anlatayım biraz. bir yıl önce turkcell'den faturalı ve kampanyalı olarak satın aldığım iphone 6s, üç ay önce imei numarasının sistemde kayıtdışı gözükmesi yüzünden servis dışı oldu. kilitlendi yani telefon, çalışmıyordu.

    üç ay önce umut adındaki bir apple türkiye call center çalışanıyla görüştüm. ürün değişimi yapacaklarını ama bunun üç hafta süreceğini söyledi. bu arada babam akciğer kanseri, işler yoğun... yeni telefonun üç hafta sonra gelecek olmasını pek umursamadım.

    bir ay ya da biraz daha uzun bir zaman sonra umut isimli call center çalışanı tekrar arayıp bir belge göndereceğini, onu imzalayıp kendisine göndermemi söyledi. söylediğini yaptım ve tekrar beklemeye başladım.

    yaklaşık bir hafta sonra arayıp elimdeki ürünü aras kargoyla aras kargonun x deposuna göndermemi söylediler. ürünü aldıktan sonra üç iş günü içinde tekrar bağlantı kuracaklarını mail yoluyla bildirdiler. ürünü söyledikleri adrese yolladım ve beklemeye başladım. ilk üç gün arayan olmadı. yedinci iş günü umut isimli call center çalışanını aradım. ürünün henüz ellerine geçmediğini söyledi. üşenmeyip aras kargoyu aradım. ben ürünü verdikten bir gün sonra ürün gönderdiğim adresteymiş ama alınmamış oradan. tekrar umut isimli call center elemanıyla konuştum ve kendisi bir gün sonra ilgileneceğini, ürünü aldıracağını söyledi.

    bir gün sonra arayan olmadı elbet. üç gün sonra, bir cuma günü, apple türkiye'den bu sefer gamze isimli birisi aradı. telefonumun kargo şirketinin deposundan çalındığını söyledi. ben şaşkınlık içindeyken, o daha da şaşırtan cümleler kurmaya devam etti. takip eden pazartesi günü apple irlanda'dan aranacağımı, arayan yetkiliye "uygun bir dille" telefonumun kargoda kaybolduğunu anlatmamı söyledi.

    pazartesi irlanda'dan telefon beklerken gamze hanım aradı tekrar. "hani irlanda'dan arayacaklardı?" dedim, "şimdilik aramayacaklar" dedi. kargo şirketiyle yazışmaları devam ediyormuş, beni ilerleyen günlerde arayıp bilgi vereceklermiş. yemin ederim asabım bozuldu. hastane, kemoterapi, işler... taksitlerini ödediğim bir iphone'um var ama neredeyse üç aydır elimde saçmasapan bir telefon! gamze isimli çalışana daha yetkili birisiyle görüşmek istediğimi söyledim. kayıtlar kendilerinde mevcut ki, verdiği cevap şu oldu. "benden daha yetkili birisi yok!" bunun üzerine "gamze hanım siz durumun ciddiyetinin farkında değilsiniz. bana sattığınız ürün kaçak!" dedim. cevaben "telefonu turkcell'den alıyorsunuz, sonra biz uğraşıyoruz!" deyince sinir krizi geçirdim resmen. bu ne rahatlık?! apple o ürünü bana sattığı için bu ülkede bir call center'ı var ve sen ben o ürüne para verdiğim için, ki halen taksitlerini ödüyorum, bir iş sahibisin. sinirle "sizin yaptığınıza kaçakçılık derler!" gibi bir cümle kurdum ve bingo! gamze denen şahıs "bu saatten sonra şirket avukatlarımızla görüşeceksiniz çünkü şirketimi kaçakçılıkla itham ettiniz!" gibi şeyler söylemeye başladı. "arasın avukatlarınız, bekliyorum!" deyip kapattım telefonu.

    üç gün sonra telefonun değişişimi için işlemlere başladıklarını söyledikleri bir mail aldım apple türkiye'den. üç ay önce de işlemlere başlıyoruz, en geç üç hafta içinde sorununuzu çözeceğiz demişlerdi.

    niye yazıyorum bunları? yemin ederim telefon falan önemli değil artık. vatandaş olarak şu yaşadıklarımız gerçekten çok ağır gelmeye başladı. apple'ın amerika ya da ingiltere'de kayıtdışı telefon satması mümkün mü? hadi diyelim piyasada kayıtdışı görünen telefonları dolaşıyor ve bir vatandaş o telefonu satın aldı, değişim için bu kadar muallak bir süreç izleyebilirler mi?

    diyeceksiniz ki tüketici hakları falan... dedim ya, peder bey kanser ve uğraşacak zamanım yoktu. apple türkiye'ye güvendim o süreçte. sonuç? sonuç gamze!

    süpersin gamze, aynen devam.
    ..........

    06.12.2017 editi:
    dün twitter'da apple support hesabıyla iletişime geçmiş, sözlüğe yazdıklarımı kendilerine de yazmıştım.

    bir taraftan da umut isimli kıdemli danışmana mail atıp görüşme talebimi ilettim. çünkü kendileriyle her istediğinizde görüşemiyorsunuz. mail atıyor ya da telefona mesaj bırakıyorsunuz, onlar sizi arıyor. cevaben benim dosyama gamze hanımın baktığını yazdı. gamze hanım beni mahkemeye vermekle tehdit ettiği için kendisiyle görüşmek istemiyorum yazdım. cevaben benim devreye girmem durumu daha da zorlaştırır gibi bir şeyler yazıp aramayacağını belirtti.

    umut beni neden aramıyor diye derbeder olup yollara düşmüşken bugün abd'den aradılar. apple'dan arayan kadınla yaklaşık on dakika konuştuk, yaşananları anlattım. özür dileyip en kısa sürede çözüme kavuşmam için apple türkiye ile görüşeceğini, hatta beklememi söyledi. yaklaşık on dakika hatta beklettikten sonra iyi günler dileyip apple türkiye'ye bağladı.

    apple türkiye'den isminin yetkin olduğunu söyleyen birisiyle görüştüm. yetkin bana "sizi anlıyorum çünkü jetonlu telefonlar zamanında telefonlar bu kadar hayatımızda değildi ama artık her şeyimiz oldu telefonlar" dedi. ciddi ciddi böyle dedi. telefon ekranına baktım. "baudrillard sen misin hocam?" dedim. "yok efendim, yetkin ben, yetkin" dedi. uzatmayayım. yirmi dakika boyunca, üç aydır söylenen şeyleri tekrarladı yetkin. elinden gelenin en iyisini yapacağını, dosyamı inceleyeceğini, vs... yirmi dakika boyunca sakin kalmaya çalışsam da, özellikle gamze ile görüşmem söz konusu olunca sinirlendim biraz. yetkin dinledikten sonra "sonuçta ben de sizi arayıp çözüm üretmeye çalışıyorum" deyince biraz güldüm tabii. sen beni aramadın yetkin. ben amerika'ya yazdım, onlar beni arayıp sana bağladılar.

    neyse efendim, bugünlük gelişmeler bu şekilde. yarın ve takip eden günler boyunca buraya gelip sadece "bugün de bir gelişme yok" yazacağıma eminim ama üşenmeden bunu yapacağım. dedim ya, keşke bir sabah uyandığımda telefonum dev bir hamam böceğine dönüşmüş olsaydı.