kalkıp burada kişisel dramamı detaylarıyla anlatacak değilim. sadece eğer bedelli yılın son demlerinde ya da 2018’in ilk yarısında çıkmazsa şu an güç bela kurmuş olduğum bütün hayatımı yitirme riskiyle karşı karşıyayım. 6 ay neyse geçer gider ama tekrar toparlanmam belki de iki yıl alır. bu sürede de gene öğretmen emeklisi annemin eline bakar olurum.
bu mesele benim için çok önemli arkadaşlar. tamam belki her şeyi zamanında doğru kafayla tartıp, erken yirmilerde hayatımı çok düzenli bir şekilde yürütemedim. para kazanmam gerekiyordu, yüksek lisans iş güç falan derken askerliği erteledim. yaş oldu 28. şu an severek yaptığım iyi bir işim var ve güzel de kazanıyorum. ama daha hayatımı bir senedir kurmuş durumdayım, ve kenarda köşede bir birikimim yok. kirada yaşıyorum. bedelli çıkarsa bankadan çekip, biraz anneden babadan toparlayıp halledeceğim. hiç öyle bir tuzu kuruluk durumu söz konusu değil benim için. eğer bir mucize olmazsa ömrümü orta direğin çeşitli renklerinde sürdüreceğim.
fakat eğer bedelli çıkmazsa işimi kaybedeceğim ve şu an zaten dünyadaki durumlar ve ekonomi nedeniyle daralma trendine girmekte olan iş yerimde döndüğümde iş bulamama ihtimalim çok yüksek. hal böyleyken tekrar ne zaman para kazanabilir duruma geleceğimi kestiremediğimden evimi kapatmak zorunda kalacağım.
eşitsizlik hayatın her noktasında var zaten. anayasa önünde eşit olsak dahi, reel eşitsizliğin çeşitli formlarını okulda, iş hayatında; paranın, sosyal sınıfın ya da belli bir siyasi görüşten olmanın imtiyaza çevrildiği pek çok durumda gördük. ne çapsız insanlar nerelere geldiler; sadece şanslı doğduklarından ya da bağlantılarından ötürü.
şimdi bedelli askerlik elbette bu reel eşitsizliğin tezahürlerinden biri olacak. bu kolayca yanlışlanabilir bir argüman değil.
ama memleketteki derece derece, gani gani eşitsizlikler içinden bedelli askerliği ele alırsak eğer, biz bedelli askerlik isteyenler olarak kimseyi halihazırda olduğundan daha kötü duruma düşürmüyoruz. örneğin kamu sektörünü kendi adamlarımızla doldurup, oralara layık nicesinin hakkını yemiyoruz. bazı insanlar bedelli askerlik yapsa da bedelliden yararlanamayanlar, yararlanabilenler yüzünden zarara uğramıyorlar. adı üstünde ben bir sene boyunca oraya buraya borç ödeyeceğim, başka planlarımı erteleyeceğim. bedelli yaptım diye scotchumun içinde buzlu bademle gezmeyeceğim yaygın kanının aksine. askerlik herkesi öyle ya da böyle zora sokuyor. ben bu zorluğu halihazırda kendiliğinden de bir takım zorlukları olan hayatım için daha elverişli kılmak üzere bedeli neyse vererek savmak istiyorum. bu benim suçum değil, sistemi baştan yanlış kurduğumuz için yapısal bir sorunun neticesi.
hal böyleyken anadolu kırsalında yaşayan ve maddi olanağı olmadığı için bedelli askerlik yapamayacak olan vatandaşın “gariban” olmasında hiçbir sorumluluğu olmayan ben neden kendi mağduriyetimi önlemek için bedelli istemeyeyim? üstelik devlet bunu daha önce defalarca kez yapmışken ve toplum buna rıza göstermişken. benim askere gitmemin kime ne yararı var? o devasa eşitsizliğin ne kadarını telafi edeceğinizi düşünüyorsunuz güç bela kurduğum şeyi yıkarak?
benim diyeceğim budur. desteklemiyorsanız da gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz.
archidvx1 profili
-
bedelli askerlik