bir temizlik şirketinden yardımcı talep ettim ertesi güne. kapı çaldı açtım bir kadın bir erkek kapıda. dedim ben 1 kişi talep etmiştim bir yanlışlık oldu sanırım. yok abla dedi bu benim nişanlım bende bel fıtığı var da yardım ediyor bana.
iyi dedim gelin. neyse kadın yaptı kahvesini dedi kahvaltı yapmadık biz. hazırladım bir şeyler yediler. adam abla sen bana malzemelerin yerini gösteriver de başlayayım ben dedi gösterdim adam başladı halıları kaldırmaya. perdeleri çıkarttı attı makineye. kadın elinde kahvesi balkonda oturuyor. dedim abla bu adam temizlik yapıyor ama sen de yardım mı etsen. yok ablam o benden daha iyi temizler çok memnun kalırsın dedi. dedim normali beni bulmaz zaten.
neyse aradan geçti 2 saat falan adam geldi abla dedi senin banyodaki spotlardan 2 tanesi yanmış yakında elektrikçi varsa alıp geleyim değiştirivereyim. dedim zahmet olmasın boşver ben hallederim sonra. yok abla anlarım ben bu işlerden yapayım dedi. sen bilirsin dedim, kadın balkondan seslendi ice tea alsana bana da şeftaliliden. olur dedi adam çıktı. 20 dakika sonra geldi almış spotları değiştirdi. baktım bir ara çıkmış mutfak tezgahının üstüne mutfak dolaplarının üstünü siliyor. ben şok. bugüne dek tek bir kadın silmemiştir orayı. adam saniye durmuyor ama siliyor süpürüyor. kirlileri makineye atıyor, camları siliyor, bazaları açmış tozlarını alıyor. dayanamadım sordum siz normalde ne işle meşgulsünüz diye. ben fabrikada işçiyim abla dedi. akşamcı olduğumda gündüzleri nişanlıma yardım ediyorum beli ağrıyor kıyamıyorum dedi. adamcağız o gün evimi mis gibi yaptı. abla da balkonda 1 paket sigara, 4-5 kahve, 1 lt ice tea içmiştir sanırım.
yani o gün “sevmek” üzerine çok kafa yorduğumu hatırlıyorum. herkese böyle sevilmek nasip olsun ne diyeyim.
iskenderi anlamak sanati3 profili
-
temizlikçi kadın tuhaflıkları
-
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
babam tüm işleri batırmış çekmiş gitmiş. annem işsiz, abim askerde. ben ortaokula gidiyorum kardeşim ilkokula gidiyor.
mevsim yaz okullar tatil hava cehennem sıcağı. eve gelen icraların haddi hesabı yok sonunda evden çıktık bir tanıdığın yanına yerleştik geçici süre için. rahatsız etmeyelim diye sabahın köründe çıkıyoruz evden akşama kadar deli gibi dolanıp duruyoruz. karnımız aç cebimizde 5 kuruş yok. akşam eve dönünce önüme konan yemeği yemekten utanıyorum. sürekli midem ağrıyor.
bir gün bi baktım annem abimin yeni sayılabilecek gömleklerini ütülüyor. neden ütülüyorsun abim yok ki dedim, gelince hazır olsun diye dedi. dünya saçması geldiyse de bir şey demedim. aradan birkaç gün geçti bir sabah bir baktım annem elinde abimin gömlekleriyle dışarı çıkıyor, bir işim var siz bekleyin yarım saate dönerim dedi çıktı. 1 saat sonra elleri boş geldi. hadi ayakkabılarınızı giyin çıkıyoruz dedi.
hatırlayan vardır mutlaka eskiden mudurnu chicken vardı tavuk döneri meşhur. oraya gittik. annem bize tavuk suyuna çorba söyledi. kendine söylemedi. iştahla 2 kaşık aldım canım nasıl çekiyor ama midemin ağrısından içemiyorum. biraz bekliyorum geçer diye yok. su içiyorum yine bekliyorum. geçmiyor. içemedim. ve o gün o çorbayı içemediğim için 2 gün ağladığımı hatırlıyorum.
velhasıl üstünden yıllar geçti, çok şükür herşeyi toparladık hepimiz okuduk meslek sahibi olduk. annem abimin gömleklerini satıp aldığı için midir, aylarca çektiğim mide ağrısından mı bilinmez ama hala tavuk suyuna çorba içemem. -
17 haziran 2017 bim'den kondom alan kız
kardeş haydar dümen'e yazsan? bu travmayı atlatabilecek gibi durmuyorsun zira.