dostum nasa tarıyo demişsinde taramaktan anladığın şey ne. öyle gece görüşü dürbün gibi falan düşünme olayı, teleskop uzaydan gelen dalgaları yakalamaya çalışıyor matematiksel olarak ortada görüntü falan yok gelen ışık demeti kesintisiz se onun yıldız olduğunu anlıyorlar, hafif dalgalanmalar varsa yıldızın etrafında dönen bir gezegen olduğu anlaşılıyor. kırılma anındaki ışığın tayfından gezegenin atmosferi neyden oluştuğu tespit ediliyor. altını çiziyorum bunların hepsi matematiksel hesaplama. bu hesaplamalar bir araya getirilip bir gezegen simüle ediliyor, bu simülasyonlar insan eliyle bilgisayarda hazırlanıyor birebir gezegenin canlı fotoğrafı değil. kaldıki güneş sistemimizin en ucundaki gezegenin uydularının bile net bir fotoğrafı yok ki piramit inşa eden küçük uzaylılara bakıp feyz alabilelim. nasanın yıllarca taradığı gezegenlere gidip lpg soluyup co2 salan canlılar bulmamız bile olası. o mesafedeki gezegenden de dünyayı bizim yöntemlerimizle inceleseler muhtemelen bizi bulamazlardı o kadar küçük ve etkisiziz ki dünyanın güneş ışınları üzerindeki kırılımına hiçbir etkimiz yok. suyla dolu bir gezegen olmasından ve atmosferdeki metan gazından dolayı organik bileşik bulunma ihtalinden başka birşey göremezlerdi.
d3d9 dll3 profili
-
nasa'nın uzaylıları bulamamasının sebebi
-
yozgat'ta 20 bin tl'ye satılan 9 odalı ev
komikli espiriler falan iyi hoşta, ülkenin yarısı öyle evlerde oturuyor a*na koyim, kafanızı plazanın oval camından uzatında bi sağa sola bakın. karartma camdan görmek zor olur haliyle.
-
2017 ekonomik krizi
hala çiftçinin keyfinin tıkırında olduğunu düşünen bir güruh var ülkede. ara ara girip okuyorum başlığı, tartışmalar hoşuma gidiyor açıkcası. ancak biri çiftçi şöyle rahat böyle rahat dedimi bütün sinirim tepeme çıkıyor.
doğduğumdan bu yana köyde yaşıyorum, ara ara okula üniversiteye gittim. bi dönem şehirde çalıştım, 8 ay önce işten atıldım (çalıştığım firma battı) köye en azından bir süreliğine geri döndüm. babam çiftçi, bende üniversiteyi bitirene kadar mecburen onun yanında çiftçiydim (köyde böyledir kışın okula gidilir yazın köyde çiftçilik yapılır). 120 dönüm arazimiz var. bu araziden kaldırdığımız mahsülle 2002 yılında şehirden bir ev aldık. güzel modelli bir traktör aldık. arabamızı aldık ve kalan parayla da babam 3 çocuk okuttu. sene oldu 2015 tam 4 yıldır hesaplıyorum tüm geliri gideri cebimize sadece 1500 tl kalıyor. anlayabiliyormusun yazıyla binbeşyüz 1 yıllık kazancı, ortalama bir çiftçinin. babama biz beleşe hammallık yapıyoruz 2008 buhranından kalan dağ gibi borç bu yolla ödenmez satalım traktörü arabayı, sende emekli maaşınla geçinirsin en azından yıpranmazsın dedim. el mahkum kabul etti sattık traktörü arabayı aleti edevatı borcun büyük bir kısmı kapandı. çiftçiliğide tamamen bıraktık isteyen olursa icarına veriyoruz tarlaları.
ha bu adam akıllanıyormu akıllanmıyor efendim, yine gidip malum partiye verecek oyunu. hatta bu konuyla ilgili en ufak bir şey söylesem çok sağlam azar yiyorum. çünki dinin elden gideceğinden korkuyor. malum parti onun için dinin temsili sonuçta hacca gitmek için onca yokluğun içinde çocuklarının boğazından kesip 30 40 bin lirayı basan adamlar bunlar. onun için bunlar bize de müstahak babamada müstehak efendim sonuna kadar hak ediyor fakirliği yoksulluğu altındaki opel vectra yı satıp 87 model kartala binmeyi.