normal erkektir.
çocukken müslümandım ama bu namazı hiç sevmezdim.
sabahın dip köründe kalkılır. abdest almış numarası yapılır. tıklım tıklım dolu bir camiye gidilir. büyük ihtimal yer kalmamıştır, o yüzden dışarıdaki sedirlerde bir köşe kapılır. oturulur.
imamın çılgın vaazı dinlenir. kudüs'ü kurtarmalıyız, yahudiler göttür, müslümanların uğradığı zulüm, bombalar, gençlerin ahlaksızlaşması, otuzbircilik, yanda burnunu karıştıran adam, öndeki ıslak çoraplı adamın transparanlaşmış topuk bölgesi (ki yürek hoplatır), hemen solda kulağını haşince kaşıyan adam, bir anda kompresör motoru gibi "kğkhğgkğghgh" yapan büyük burunlu dedeler, periyodik olarak "allllllıahh...." diyen zengin ruhlu dedeler... muhakkak ki allah evlenmeden sevişmeyi, gülümsemeyi ve tüm eğlenceli şeyleri yasaklar, korkasınız diye sizlere cehennem azabıyla ilgili tasavvurlar verir. aman ha.
sonra namaz kılınır. burda bazı orospu çocuğu amcalar seni ön saflara çağırır zorla. göt göte namaz kılarsın. secdeye inince aniden gelen yoğun çorap kokusunun da etkisiyle halıda/hasırda eline gelen kırıntıları düşünmeye başlarsın. bunlar ne acaba, sertleşmiş sümük mü, takva taneleri mi... sübüsüs... sübüsübüb... sübübübüsüs... (secdenin sesi)
namazın son oturuşunda bi tane dede yerden bi kırıntı alır ve cebine koyar, ama çaktırmadan böyle. hop.
namaz bitince oturursunuz ve sürreal anlar başlar.
yaklaşık 3405 defa:
allahuekber allahuekber
la ilahe illallahuallahuekber
allahuekber velillahilhamd
diye şarkı söylersiniz.
bu kısmı severdim aslında. ruhani bir havası var. sanki ben dahil 400 tane slip donlu davar hep birlikte göğe yükselirdik. koro halindeki dini melodilerin gücü böyle bir şey. kabenin etrafında yapılan "lebbeyk allahümme lebbeyk" olayı da hoşuma gitmiştir hep.
neyse, bu güzel sürreal anlardan sonra bir şeyler daha olur tam hatırlamıyorum ve olay biter. insanlar tokalaşmaya ve bayramlaşmaya başlar. babanı beklersin. el öpersin. kötüdür.
ama ekmek alırsınız babayla. eve gelirsiniz. yaşınız küçükse, abiniz, ablanız, anneniz falan evdedir. gözlerini ovarlar, gülümserler. sıcak ekmek kokusu eşliğinde kahvaltıyı beklerken ablanla boğuşmaya başlarsın.
kafam karıştı bak. küçükken bayramlar güzeldi sanki, ama geçmişin illüzyonu da olabilir.
ancak bayram namazı hiçbir zaman güzel olmadı.
daha kötü olan tek şey teravi namazı. ancak o anılarıma girersem titreme krizi geçirebilirim.
iyi bayranlar, sevgiler, öpdüm.
kedi tavsan fare pati3 profili
-
bayram namazına gitmeyen erkek
-
dünyanın düz olduğunun kanıtları
bazen söyleyecek söz bulamıyorum.
yemin ediyorum dinleyeceğini bilsem sana sayfalarca açıklarım dünyanın yuvarlak olduğunu.
daralıyorum kardeş daralıyorum. daralıyorum sizi görünce. cehaletiniz dipsiz bi kuyu lan. dipsiz.
ya elimde değil üzülüyorum lan. hayal kırıklığı yaşıyorum her seferinde. yapmayın yalvarırım yapmayın bu kadarını yapmayın.
dayanamıyorum.
* bak abi. çok yüksek bi yere çık. al eline teleskop mu dürbün mü ne istersen. çok uzaklara bak. ukrayna'yı göremediğini farket. şimdi çıplak gözle havaya bak. andromeda'yı görebiliyosun. 2.5 milyon ışık yılı uzaktaki galaksiyi gören şu gözler, götünün dibindeki ukrayna'yı göremiyor.
* o up uzun bina var ya birleşik arap emirliklerinde. burj khalifa mıdır ne boktur. ramazan ayında o binanın alt katındaki adam, en üst katındaki adamdan 3 dakika önce oruç açıyor.
* mevsimler.
* etrafımızda dönen uydular. bak, iss'i biliyosun. international space station. ne zaman üzerimizden geçeceğini bildiren android-ios aplikasyonları var. hangi dakika hangi yönden gelip gideceğini söylüyo sana. ben sevgilimle oturdum izledim balkondan kaç kere. 400 kilometre yükseklikte saniyede 8 kilometre hızla gidiyo olmasına rağmen çıplak gözle çok net görüyosun, keisnlikle tavsiye ederim. bizim kullandığımız app "iss detector", ama hepsi iş görüyo tonla var.
* yine iss'in 24 saat livestream'i var. 90 dakikada bir gündoğumunu izleyebiliyosun. aç izle güzel abim, kendi gözünle gör yalvarırım.
ha bi de şöyle bişi yapiyim. eğer dünya düz ise lütfen aşağıdakileri açıklayınız:
0. kutuplarda aylarca güneşin doğmaması/batmaması.
1. dünyanın manyetik alanı
2. atmosfer? atmosfer basıncı?
3. gelgitler.
4. coriolis etkisi. örneğin kuzey yarımkürede rüzgarların saat yönüne, güney yarımkürede saat yönünün tersine kıvrılması.
5. türkiye'de yaz mevsimi iken avusturalya'da kış mevsimi olması.
6. jeoloji ve newton fiziğinin tamamı........
......
yatıcam şimdi.
yazdığım entry'ye bak ya. utanıyorum bu entry'den.
şimdi sessizce uyumaya gidiyorum.
rabbim bu ülkeye bi daha istiklal marşı yazd- pardon o farklıydı amına koyayım. -
teröriste işkence yapılsın diyen insan
(bkz: 17 ocak 2017 reina saldırganının yakalanması)
duygularına yenik düşmüş insandır.
ama bu tutum bizlere, çocuklarımıza, geleceğimize zararlıdır.
evet, "ılık götlü bi liberalim" ve çocuklarımız için üzülüyorum kardeşim. ama bir dinle. senin de iyiliğin için anlatıyorum bunları. biliyorum hemen altıma bir cümlelik "ama anan da şöyleydi" tarzı nükteli bir entry gelip 34985 fav alacak. biliyorum, ama bunları söylemezsem ben bu gece uyuyamam. çünkü ben buralıyım. burada doğdum ve büyük ihtimal burada öleceğim. ve korkuyorum çocuklarımız için. sizlerden de korkuyorum kardeşim.
yapmayın. korkunç insanlar olmayın. eli sopalı kalabalıklar olmayın.
işkence ve idam için tezahürat ettiğinizi görüyorum. yapmayın arkadaşlar. ne yaptığınızın, ne dediğinizin farkında değilsiniz. öfkeli olduğunuzu biliyorum ama bunlar çözüm değildir. insanlık bunu yaparak hiçbir zaman mesafe katedememiştir. öfke ile fikri değerler belirlenmemelidir. öfke ile her akla gelen söylenmemelidir. önce akıl süzgecinden geçirilmelidir.
şu anda bazı gazetecilerin "teröristin oğlu zorla konuşturulabilir mi" gibi söylemler ortaya attığını, insanların da bunu tartıştığını görüyorum. kimisi de "çocuğu pataklayıp konuştursunlar" diyor. tahmin ediyorum ki siz bile bunu diyene tepki göstermişsinizdir. "o kadar da değil" demişsinizdir. ancak "çocuğu pataklayın" diyen adam en azından kendi içinde tutarlı. işkenceye evetse, hadi o zaman. veya, işkenceye bazen hayır, bazen evetse, hadi o zaman çocuğa işkence yapılmalı mı yapılmamalı mı sorusunu tartışalım. ya da "işkenceyi hak etmek için kaç insan öldürmüş olmak veya kaç insan öldüren birinin kaçıncı dereceden yakını olmak gerekir" sorusunu tartışalım. tut ki çocuk 4 yaşında değil de 14 yaşında olsun. 20 yaşında olsun. o çocuk 20 yaşında olsaydı bir çoğunuzun "gebertene kadar dövün, konuşturun" diyeceğini duyar gibiyim.
madde 5: hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı ceza ve işlemler uygulanamaz. (bkz: insan hakları evrensel bildirgesi)
çocuklarımıza şiddet ve kinle dolu bir dünya bırakmak istemiyorsak elimizde şiddete ve işkenceye kime karşı olursa olsun hayır demekten başka bir seçenek yoktur.
reina saldırganının yakalanması, insanlık dersi vermemiz için bir fırsattır.
şimdi eksileyebilirsiniz. fazla uzatmıyorum.
ama unutmayın ki sizin çocuklarınız sizin yarattığınız dünyada yaşayacak.
edit: beni "terörü meşrulaştırmaya çalışmakla" suçlayan ve hatta terörist olduğumu ima eden arkadaşlar olmuş. gerçekten ayakta alkışlıyorum kendilerini. pes. işkenceye karşı çıktığı için terörist ilan edileni de ilk defa görüyorum. istanbul doğma büyüme türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım, mutlu musun? fikirlerimi saçma sapan buluyor olabilirsin, gerizekalı olduğumu düşünüyor olabilirsin. ama her gün benim şehrim kan ağlıyor, kalkmış bana terörist diyorsun. bravo. buradaki bir başka suser'dan alıntı yapayım. "bizim içimiz yanmıyor mu sanıyorsun? ama ne geldiyse başımıza aklımız yerine öfkemizle hareket etmekten gelmedi mi?*"