madstar2
profili

  • kedi tarafından uyandırılıp kendisinin uyuması

    gerçekten şerefsizliktir. * ya kardeşim ezan vakti tepemde zıplayıp beni uykumdan edip, uyandığımdan emin olduğunda uykuya dalamazsın. ne bu nöbetleşe mi uyuyoruz?
    edit: başlık "kedinin seni uyandırıp uyuması" idi ama moderasyon böyle değiştirince kulağı arkadan tutup amuda kalkmak gibi olmuş.

  • hücreye attıran vfs global rezaleti

    bugün insanlara duyurmamın rica edildiği şöyle bir mail aldım. değiştirmeden aynen yapıştırıyorum. umarım yardımcı olabileceğimiz bir şeyler vardır.

    ben alim memiş. üniversite öğrencisiyim ve aynı zamanda ufak bir markette çalışıyorum. bütün yaz boyunca biriktirdiğim paramla 10 günlüğüne fransa'ya, akrabalarımın yanına gitme hayali kuruyordum.
    "vfs global" adlı vize başvuru merkezine (altunizade/üsküdar) gidip gerekli olan evraklar listesini aldım ve işten arta kalan zamanda, tam 1 ay boyunca gerekli evrakların peşinde koştum. en sonunda vizemin çıktığını söylediler. 3 ay boyunca çalışıp biriktirdiğim parayla vize masraflarını karşıladım ve uçak biletimi aldım. vizemi aldığımda bu vfs global denen yere özellikle başka bir evrak almam ya da vermem gerekiyor mu diye sorduğumda "hayır vizenizi alın, hayırlı olsun" dediler. ilk kez vize işleriyle uğraştığım için bilinçsizce ve inanarak uçuş gününü yani 16.09.2016 tarihini beklemeye başladım. paris charles de gaulle havaalanına iniş yaptığımda vize/pasaport kontrolü için gayet rahat bir şekilde fransız polisinin karşısına geçtim ama bir sorun vardı. herkes geçti ben kaldım. fransızca bilmiyorum, çat pat ingilizcem de tahmin edersiniz ki fransız milliyetçiliğinin karşısında yeterli olmadı. etraftan yardım istedim ve 40-45 yaşlarında bir hanımefendi polisle konuştukta sonra bana "senin evrakların eksikmiş, hotel rezervasyonun ve seyahat sağlık sigorta belgen yokmuş, onlar nerede diye soruyor" dedi. o esnada fransız polis bana ingilizce "ne kadar paran var?" diye sordu. cebimdeki tüm para 210 euro'yu çıkardım ancak bunun yeterli olmayacağını söyledi. yardımcı olmaya çalışan hanımefendi aracılığıyla ilk defa avrupa'ya çıktığımı, istenilen tüm belgeleri istanbul vfs global vize başvuru merkezi'ne verdiğimi ve oradan bana hiçbir belge verilmeden sadece vizemin hazır olduğunun söylendiğini, ama aynı zamanda paris'teki tüm masraflarımı babamın karşılayacağına dair dilekçe yazarak onun hesabına 3 bin tl para yatırdığımızı söyledim. fransız polis kadına "tamam siz gidin ben arkadaşın fransa'ya girişini yapacağım" dedi ve kadını yolladı.
    sonra havaalanı içindeki polis merkezine götürüldüm. yaklaşık 2-3 saat geçti, bazen ayağa kalktığımda bile ve "sit down" "stop" "wait" gibi sert tepkilerini aldım. artık tamamen sinirlerim bozuldu çünkü hiç bilmediğim bir yerde saatlerdir hiçbir şey söylenmeden oturuyordum. bir süre sonra nihayet bir tercümanla görüştürdüler ve tercüman bana fransa'ya girişini belgelerim eksik olduğu için bloke etmişler dedi.
    polis tarafındam üstüm başım aranıp telefonum hatta çakmağıma bile el konulduktan sonra havaalanı içindeki hücre gibi bir odaya atıldım. oda buz gibiydi ve içerde mali'li, kongolu geneli afrikalı olmak üzere insanlar vardı. toplam 8-9 kişiydik. korku ve endişe içinde bana ne olacağını bilmeden bekliyordum. 1 saat kadar uyuya kalmışım, uyandığımda her hücrem donmuştu. kafamın üzerindeki telsiz telefonu kullanmak istiyordum, kuzenimin numarasını ezbere biliyordum ama polisin sert bakış ve davranışları yüzünden resmen tenezzül etmeye korkuyordum. birine sessizce "telefonla konuşmak serbest mi?" diye sordum "evet" dedi. hemen kuzenimi aradım ve kuzenime durumu anlattım, o da "biz havaalanının hemen dışındayız, polis bize de hiçbir şey söylemiyor, senin hakkında hiçbir bilgi alamıyoruz." dedi. telefonu yanımda fransızca bilen ve ne olduğuna dair bir fikri olduğuna inandığım birine verdim ve sonunda beni zapi diye bir yere, bir polis oteline götüreceklerini öğrendim. saat 4-5 olmuştu ve açlıktan neredeyse bayılacaktım ama polis orada yemek olmadığını, zapi'de yiyeceğimi söyledi. akşam saat 8 gibi yola çıktık.
    zapi denilen yer havaalanı içinde bir hücre binasıymış, arabayla 5 dakika içinde vardık. demir parmaklıklar arkasında kuzenlerimi gördüm. olayın dramatikliğine bakın...
    içerde polis bana bir poşetin içinde diş fırçası, diş macunu, tarak ve iki tane beyaz çarşaf verdi ve resmen bir hücreye attı. orada yaklaşık 1 saat bekledikten sonra iki kişilik başka bir odaya atıldım. yerde 2 tane minder, bir tane musluk, 3 tane lamba (birisi bozuk) bir de hoparlör vardı. bildiğiniz hapisane hücresi. hoparlör sabah 6.45 öğlen 12.45 akşam 18.45teki yemek saatlerini ve ziyaretçileri haber vermek için kullanılıyormuş. açlıktan ölmek üzereydim, ama burda da bana yemek saatinin geçtiğini ve yarın sabah yiyebileceğim söylendi. anlayacağınız ancak terörist olsam bu kadar kötü muamele görebilirdim.
    bir telefon kartı alıp akrabalarımı aradım, nerede ve ne halde olduğumu söyledim, onlar da bana polisin hala hiç bir bilgi vermediğini, dışarda içeri girmek için izin beklediklerini söylediler. ertesi gün kuzenimin güç bela ayarladığı 10 dakikalık görüşmede, (sözde) eksik belgelerimin (otel rezervasyonu, para ve seyahat sağlık sigortası) tedarik edildiği halde fransa'ya giriş yapabileceğimi söylediklerini öğrendim. bu belgelerin hepsi istanbul'daki fransa başkonsolosluğu'nda zaten mevcuttu, ama vfs global bana yanımda götürmem için herhangi bir kopya vermemişti. mailimden hepsinin bir kopyasını aldık ve 1000 euro parayla da artık girişim için hiçbir engel kalmadı diye düşünürken "yalnızca biz çağırdığımızda fransa'ya girebilir" dendi. polis ise beni çağırmak yerine o arada hemen bana pazar günü saat sabah 11'de istanbul'a uçak biletimi almış :) buna rağmen cumartesi gününü de zapi'de geçirerek pazar sabahına kadar haber bekledim ama çağırılmadığım için zaten hazır olan uçak biletimle istanbul'a dönüş yaptım...
    şuan türkiye'deyim ve bugün vfs global vize başvuru merkezine gittiğimde gayet sakin bir şekilde "pasaport ve vizenin yanında ek bilgi kağıdı olarak 'aldığınız vize fransa'ya girmenize yetmeyebilir' yazan kağıdı görmediniz mi?" dediler. hem bana öyle bir şey verilmedi, hem de evrakların en azından kopyaları neden verilmedi dediğimde pişkin pişkin "fransa başkonsolosluğu kağıdı unutmuştur" dediler. "unutulan" bir kağıt ve ihmal yüzünden 3 gün zindan gibi hücrelerde suçsuz yere tutuldum ve terörist muamelesi gördüm... fransa'ya giriş yapmadığım halde pasaportuma "girdi" diye kaşe basılması da cabası...
    başıma gelen ve hiç haketmediğim bunca şey üzerine ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ama bu işin peşini bırakmayacağım. destek, görüş ve fikirlerinize ihtiyacım var. şimdiden okuyan, paylaşan, yardım eden herkese teşekkür ederim.

    yazar notu: zamanında fransa'dan vize almak için başvurduğumda tüm belgelerim, bankadaki param vs. tam olmasına rağmen red aldığım ve reddedilme sebeplerimin asla doğruyu yansıtmamasına rağmen aynı şirket yüzünden schengen fırsatımı red ile taçlandırdığım firmadır aynı zamanda.
    bu arada mailde pasaport görüntüleri ve hücre için verilen kitin de fotoğrafı mevcut.