Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 18 ekim 2020 göztepe fenerbahçe maçı

    --- spoiler ---

    bu sene şampiyonu belli etmişler beyler izlemeye gerek yok fener'i yapacaklar.

    --- spoiler ---

    son 5 sezondur fb için kurulan cümle ama kimlerin şampiyon olduğu tarihte yazılı. bu sezon tutarsa ''biz demiştik'' diyecekler. amip olmak bunu gerektirir çünkü.

    bir futbol maçı.

  • 2. tuba mikrofonun açık

    dolu dolu, tok bir sesle "evet, malım tuba" derken hoca; aslında tuba'ya akademik hayatında başarılar diliyor.

  • 3. valiyi umursamayan dönercinin kapatılması

    insan gibi "hayırlı işler" diyen sade vatandaşı da siklemeyen esnafın, bu sefer terse gelmesi hadisesidir.

  • 4. ilkokulda aşık olunan kızın adı

    adı şeyda idi. ne ilginçtir ki bütün ilkokul süresince aşık olduğum bu kızın en yakın arkadaşı ile evlendim. tabi bize ayrılan mutluluk süresinin sonuna geldiğimiz için yıllar sonra ayrıldık. ilkokul aşkım ile eski eşim hala çok iyi arkadaş oldukları için ikisi birlikte benden nefret etmeye devam ediyorlar şu anda.

  • 5. en lezzetli reçel

    cok afedersiniz ama ilginclik yapicam diye listelerine abuk subuk seyler yazanlar bsgitsin. cilek receli diye bir gercek varken hele.

  • 6. 18 ekim 2020 kktc cumhurbaşkanlığı seçimleri

    bir kemalist olarak onurunu ve bağımsızlığını korumayı tercih eden kıbrıs halkını cani gönülden kutlarım.

    bizim aşağılık kompleksli batı özentisi asalaklar yine her konuyu olduğu gibi bu konuyu da akp karşıtlığına bağlamış ama türkiye'de hdp seçmeni hariç hiç kimse akıncı gibi bir adamın yaptığı saçmasapan türkiye karşıtı açıklamalardan sonra seçimi kazanmasını istemez.

    edit: sorosçuların gozü yaşlı.

  • 7. mustafa akıncı

    ulan seçim ikinci tura kaldı diye rumlar sınırımızı geçip gösteri yaptılar adamı öyle seviyorlar burada gelmiş utanmadan kıbrıs bilmem ne diyor ulan kıbrıs ne zaman sizin oldu düdük.

    adamın bizanslılara sığınan şehzade orhan'dan ne farkı var. mustafa kemal de bu zihniyet ile mücadele etmedi mi cumhuriyeti kurarken...

    tanım: rumların kktc başkan adayı, türk ve türkiye düşmanı amacı kıbrıs'ı anahtar teslim rumlara vermek olan piyon şahıs.

  • 8. solcuların çok zeki olup iktidar olamaması

    prezervatif yüzünden. evet evet tam olarak prezervatif yüzünden. bilinçli, akıllı insanlar kullandı. kendileri gibi az sayıda çocuk yetiştirdiler. diğerleri ise kullanmadı tavşan gibi üredikçe ürediler. en az 3 çocuk yaygaralığı daha da güçlenmek için. gün gelecek tüm dünya onların olacak. zombiler gibi...

  • 9. denizli valiliğinin eşsiz türkçe bilgisi

    kelimeler yanlış kullanılmış,
    noktalama işaretleri diyeceğim de sadece 2 yerde virgül kullanılmış,
    noktalardan virgüllerden sonra boşluk bırakmak diye bir şey de yok,
    bazen birinci tekil şahıs bazen çoğul şahıs üzerinden konuşuluyor; anlam karmaşası var,
    "de" ve "da" kullanmayı anlaşılan valimiz de bilmiyor,
    hepsini geçtim konuşma dili de sanki valiyi evinde ziyaret etmişim de samimiyiz, bana olayı anlatıyor gibi,
    kim, kime yazmiş, neden yazmış belli değil,
    sonunda iki nokta ile bitiyor, trip atan ergen mesajı gibi,

    son olarak da bunu valilik atiyor. şunu yazan sade vatandaş olsa "bilgisi kısıtlı" der geçersin de; vali okumuyor mu, yardımcıları okumuyor mu, halkla ilişkiler birimleri okumuyor mu, kimse okumuyor mu?

    ülkenin her kurumundaki bu lakaytlık, boşvermişlik, cahillik, azaysızlık, kalitesizlik beni öldürecek!

    edit: ingilizce klavye kullandığım için bazı arkadaşlar haklı olarak eleştirmiş; düzeltmeye çalıştım elimden geldiğince.
    ilk açıklama silinmiş, böyleydi: https://ibb.co/cdw1sx6

  • 10. neden varız sorunsalı

    bilmem neden varız?
    kime neyi ispat etmeye çalışıyoruz burada?
    ya da kim bizi dünyaya fırlatarak kime neyi göstermeye çalışıyor?
    “neden hiçbir şey yokken bir şey var”

    peşin edit: ibadet için varız diyeceklerin ağzına kürekle vurmak isterim.

  • 11. 18 ekim 2020 göztepe'ye verilen penaltı

    topa kayan serdar aziz'e yaklaşık 10 saniye sonra doğru dürüst temas bile etmeyen göztepeliyi görüp, direkt çalınan penaltıdır. penaltıyla uzaktan yakından alakası yoktur, var'a dahi gidilmemiştir.

  • 12. direksiyonu iki elle tutan tip

    9 15 pozisyonunda tutuyorsa istediğimiz sofor tipidir. kazaları hep kendine güvenenler yapar kurallara uyanlar degil otu boku kutsallastirmayin... çaaat diye evladınıza carparlar allah korusun ebenizinkini görürsünüz...

  • 13. bekir coşkun

    ankara'da soğuk bir haftasonu kendisiyle bir bir söyleşide denk gelmiştik; toy bir üniversiteli olarak daha o zamanlar yazılarından duruşundan haberdar değildim. bir sürü sorulduktan günün koşulları tartışıldıktan sonra birisi "korkmuyor musunuz?" diye sormuştu ve o zamanki cevabı hayatımda kendime kılavuz yaptığım sözlerden birisi oldu daha sonra:

    "korkuyorum. korkmaz mıyım, ben de insanım. korku insani bir duygudur arkadaşlar. ama korkuyoruz diye de korkak davranacak değiliz!"

    meşrebine göre yolun açık olsun!

    edit: bu entry'nin dikkat çekmesini beklemiyordum; ankara'da serebral palsi çocuklara eğitim veren bir kurumun yöneticisinin başlığını canlı tutan yazarlar olursa (bkz: #114449280) sevinirim.

  • 14. masterchef türkiye

    tanya isimli yarışmacının çok tehlikeli olduğu yarışma. mutfak becerileri konusuna girmeyeceğim zira ortada* ama bir insan hiç mi şu yarışmada karakter belirtisi göstermez.

    bu kızda başından beri bir numara yoktu aslında yemek becerileri de ortalamaydı yani öyle 'vay, müthiş' bir durum yoktu ama hem somer torpiliyle, hem de bizim milletin şive hastalığıyla kızı öyle sempatik, öyle yetenekli gösterdiler ki millet her açıdan hayal kırıklığına uğradı tabii. şive olayı da ilk başta bizlere tuhaf ve sempatik gelse de, kıbrıslı kardeşlerimi tenzih ederek söylüyorum, bu tanya'nın şivesi (bkz: sezercik küçük mücahit) filmindeki 'sırfınma senin de hosuna gidezek'ten hallice, zamanla iyice batıyor.

    bu tanya ne ara efsane soğukçu oldu? kız hemen somer torpiliyle muhtemelen ravioli yaptı, barbaros'tan sonra çıktı. ilk kaptanlık oyununda uğur gibilerin tulumba yaptığı yerde tanya'nın tulumbası abdurrahman çelebi oldu. çok iyi hatırlıyorum orda tulumbaya benzeyen bir tane tulumba yoktu, kötünün iyisi diye kaptan oldu.

    sonra kızın en büyük şansı barbaros ve serhat'la aynı takıma düşmek oldu, haftalarca bırak potaya girmeyi, dokunulmazlık oyunu bile oynamadan geçti, duygu potalardan pota beğenmezken. ee tabii şimdi dokunulmazlık, oyun filan zor geliyor prensese. ne uğraşacak beleş beleş geçmek varken di mi?

    bu kız bir soğuk tabak yapar en az 2 kişi, ne yaparsa 2 kişi. tek başına furkan gibi tatlının bile sorumluluğunu alamaz, hele ana yemek olsun. onda da kazanırsak 'biz kazandık', kaybedersek 'benim fikrim değildi'. bir hatasının sorumluluğunu almaz, hep başkaları yüzünden, yok 'ben tatlıya geçeceğdim,vermediler', sanki furkan'a karşı tatlı kazanma ihtimali var, krem karamel bile yapamıyor.

    çıkıntılık yapmadığı, bir duruş göstermediği için millet bunu iyi zannetti, diğer aşırı sivri tiplerin arasında kaynadı gitti, ama çok sinsi belli. zaten amacı bu, rengini belli etmeden gelebileceği yere kadar gelmek, zira kendi de biliyor ki güvenebileceği bir yeteneği yok başka. aptal erkekleri nasıl etkilemiş bilmiyorum, zira güzel de değil, şimdi şahken şahbaz olmuş, tam olmuş.

    bugün de esra ve kankitosu ebru'yu dahi hedef göstererek sorumluluk almamak ve yarışmada 1 hafta daha kalmak için her şeyi yapabileceğini göstermiştir. strateji konusunda barbaros'un yanında staj alması gerekir.

    serhat kızın yanından ayrılınca çocuğa renk geldi sempatikleşti, umarım kankam dediği ebru da gözünü açar pek umudum olmasa da, zira seni çok rahat sırtını sıvazlaya sıvazlaya gönderir tanya.

    yalnız çok bilenmişim tanya'ya ben de.

  • 15. 2 çocuğunu köprüden dicle nehrine atan kadın

    müslüman annedir.
    sorsan amına kodumunun orospusu içki günah der.

  • 16. kütahya'daki 1.5 milyarlık muhteşem daire

    birinci sınıf a kalite malzemelerden yapıldığı iddia edilen daire.sadece kapılara baktım ve piyasadaki en ucuz kapı olduğunu gördüm.parke,fayans hepsi sıradan malzemeler.neye göre a kalite?

  • 17. parasına kesinlikle değen şeyler

    kesinlikle (bkz: lazer epilasyon)'dur.

  • 18. esnafın fiş ya da fatura kesmemesi

    gözlemlediğim kadarı ile esnafın büyük bir çoğunluğu fiş ve fatura kesmeyerek ya da eksik keserek vergi kaçırıyor. yani vatana ihanet ediyor. fatura ya da fiş kesmediğine şahit olduğum sektörler ise;

    - inşaat işi yapanlar
    - lokantalar
    - berberler
    - nalburlar
    - telefoncular
    - dini malzeme satan dükkanlar
    - çiğ köfteciler
    - giysi satan dükkanlar
    - çay bahçeleri
    - kokoreçciler

  • 19. ton balığının az tüketilmesinin asıl nedeni

    fiyatının vatandaş için lüks olmasıdır.

  • 20. 18 ekim 2020 ankara yağmuru

    ankara kavmi olarak helak oluyoruz sanırım.

  • 21. karikatür gösteren öğretmenin başının kesilmesi

    kafa kesme meraklısı aşşağılık bok böceklerini sözlüğe üşüştürmüştür.

    tipik bir islamcı refleksidir ayrıca ne eksik, ne fazla.

  • 22. geceye hayatta öğrendiğin bir şey bırak

    sahip olduğundan daha fazlasını göster, bildiğinden daha azını konuş...

  • 23. kariyer yapmak için patronuyla yatan kadın

    dişiliğini kullanan kadındır. patronu, çayını kendi koymayı göze alıyorsa bize bok yemek düşer. yalnız bana ürkütücü geliyor bu kadın. tabi kadınla alakası yok, bir deneyimimden dolayı benimle alakalı konu.

    15 - 16 yaşlarında falandım. buram buram testosteron kokuyorum. ergenliğin o karanlık dehlizlerini el yordamıyla aydınlattığım dönemler. ateşin nasıl bulunduğunu ben o zaman anladım mk. gün içinde enerjiyi kontrol edemeyip saçma sapan karate hareketleri yapıyorum.

    eniştemin yanında büro mobilyası dükkanında çalışıyorum. çarşıda 3 erkeğe 2 erkek, 1 domates düşüyor anasını satiyim. öyle bir dönemde böyle bir ortamda çalışıyorum. bir gün sabah dükkanı açmışım 3 metrelik tavandaki florasanlara zıplayıp değmeye çalışıyorum. lan o ara birisi kapıdan, merhaba dedi. kadın sesi bu. tam havadayken yakalandım sese. şirazem kaydı. havada merhaba dedim gitmesin diye. bileğimi burktum yere konarken.

    dedi yağ sökücüye ihtiyacınız var mı? lan biz büro mobilyası işi yapıyoruz. ne işimiz var yağ sökücüyle. cevabımı beklemeden, “izin verin ürünü anlatayım” dedi. ama kadın afet. kadın bildiğin ateş. girdi içeriye. bir giyinmiş abi hani biz pantolonu giymek için alırız ya, bu çıkarmak için almış. gömleğinde yukarıdan karnına kadar bütün düğmeler açık. geceleri o dönem cine5’te hayali ihracat yapıyoruz. bu ihracat da değil, baya bildiğin uluslararası lojistik. kadın anlattı bir şeyler ama benim tek anladığım şey, temel içgüdüdeki sorgu sahnesinin ne kadar zor çekildiğiydi. neyse kadın 15 dakkada bana 3 bidon yağ sökücü sattı. baya da iyi paraya sattı. kasadan verdim parayı. çıktı gitti. peşinden ben kalakalmış, büyülenmiş bir şekilde bakarken az önceki o sahneye yakışmayacak şekilde 3 tane fanelalı kıllı tüylü adamı geldi bir minibüsle yağ sökücüleri bırakıp gittiler.tabi adamları görünce ben kendime geldim.

    lan adamlar çıktı peşine eniştem geldi. dedi ne istiyorlarmış. ne getirdiler minibüsle? dedim yağ sökücü getirdiler. bidonlara baktı. bana baktı. ne yapıcaz? dedi yağ sökücüyü. bilmiyorum dedim. nasıl dedi bilmiyorsun? sen almadın mı dedi. ben aldım dedim. niye aldın dedi. kullanırız diye aldım. nerede kullanıcaz? dedi. dedim ilerde yemek yaparsak lazım olur. 3 bidon? dedi. sinirlenmeye başladı ama bir şey de diyemiyor. gitti oturdu. 37 ekran sikindirik bi tüplü televizyonu vardı. gitti onu açtı. ben, kaça aldığımı sormasın diye çıktım bu oturunca masasına.

    1 saat falan dolandım. gittim büfede çay içtim. hayal kurdum falan. döndüm dükkana. bu hala televizyon seyrediyor. hayatında o televizyonu açtığını görmediğim adam oturmuş esra ceyhan seyrediyo. dedi ödeme günüydü bugün. kasada para vardı yok şimdi. yağ sökücü aldık ya mk. niye bu kafasında bunun bağlantısını yapamıyo ne salak adam lan bu. diye düşündüm.

    hesabı iyi yaptın mı ki? diye sordum. yağ sökücüyü düştün mü? dedim. bunun yine bakışları değişti. ben yine çıktım. ama dönmedim tekrar dükkana. eve gittim. bıraktım işi. teyzeme de dedim senin o gerizekalı kocanın yanına gitmicem artık dedim.

    bu sonra gitmiş bidonları tuvalete koymuş. bunun bir tane salak kardeşi var. gidiyor sular kesik tuvalete giriyor. bidondan maşrapaya su zannedip yağ sökücü koyuyor. sen git götünü yağ sökücüyle yıka. bir feryad bir çığlık. iyi oldu ama. uyuz oluyodum zaten buna. bütün kadınların götüne bakıyordu allah da onun götünü yaktı. ilahi adalet.

    bir tane dişiliğini kullanarak para kazanmaya kalkan kadın eniştemin kardeşinin götünün yanmasına neden oldu.

    ben sonradan kendi hayatımda bir iki şirket falan kurdum ama mesela hep işe alacağım kişi kadınsa giyimine falan dikkat ettim. abi mühendislerin çalıştığı bir şirkette en yüksek maaşı görevi sadece çay getirmek olan kadın alır mı? ben böyle şirketler biliyorum. yatmak falan? mesafeyi bile korudum. benim korktuğum bir şeydir bu. geçmişimde de böyle bir olay olunca kararlarımı etkileyebilir diye ultra dikkat ettim tabi.

  • 24. yanlış iş + yanlış aşk + kötü şans + ilerlemiş yaş

    bu filtreler iyice daralmaya başladı yakında direkt adımı göreceğim diye korkuyorum

  • 25. 18 ekim 2020 bekir coşkun'un vefat etmesi

    akepenin kaybettiğini göremeden gitti rahmetli.
    ışıklar içinde uyusun.

  • 26. 17 ekim 2020 kedimizin kaybolması

    baştan üzüldüğüm sonradan bir sonraki yazara verdiği cevap ve üslup dolayısıyla zerre üzülmediğim yazarımsının derdidir.

  • 27. boş bir bankta saatlerce oturmak

    doluysa oturmak sorun yaratır zaten.

  • 28. haklarını arayamayan meslek grupları

    ögretmenler de bu güruha girer. bakmayın twitter'da atama istiyoruz diyenlere, onlar atama aldıktan sonra başlarına ne gelirse gelsin seslerini çıkarmazlar. devlete atanmak demek zaten onlar için bütün sorunların da bittigi anlamına gelir. ama sorun şu ki özelde de durum budur, herkes her şeyden şikayet eder ama kimse otoriteye karşı gelmez. hayatımda sadece bir kez kolejde çalıştım ve orada derste su içmek bile yasaktı. ögretmenim ben ve sürekli konuşuyorum, düşünün sıkıntıyı. 1 ay sonra istifa ettim. ama orada yıllardır çalışan her hoca her gün bir şeylere lanet ederken arkamdan sadece baka kaldılar. halbuki sana yapılan eziyete karşı birlik olup bir gün ders bıraksan hakkını yine alırsın veya en azından denemiş olursun. ama yok bu bizim kültürümüzde yer etmiş bir durum, bana dokunmayan yılan bin yaşasın düsturu her kurumda ve her çalışanda var.

    haklarımızı yedirmeyelim, insan olmanın hayvandan ayrılan en birinci kurallarından birisi bu.

  • 29. zeytinyağı neden pahalı sorunsalı

    yunanistan'da bir ağaçtan elde edilen zeytin bizdeki bir ağaçtan elde edilen zeytinin iki katından fazla. bizde az olmasının nedeni üreticinin ağaçlara bakamıyor oluşu. mazot, gübre, ilaç, işçilik anasının nikahı. öyle olunca üretim düşük oluyor, fiyat da yükseliyor. bunlara bir de domates zararlısı tuta kelebeğinin zeytinin de yenilebilir olduğunu keşfetmesini ekleyin. tutanın domatese verdiği zarar inanılmaz boyutta. şimdi de zeytine veriyor aynı fiyatı. kullanılan ilaç da anasının nikahı. devlet ilacı üreticiye bedava sağlayacağına taşağını kaşıdığı için ürün ne çıkarsa bahtına oluyor.
    öte yandan kaliteli ayçiçek yağının (soğuk sıkım) litresi de 12-13 lira. zeytinyağı neden pahalı olmasın ki

  • 30. banknottan atatürk'ü çıkarıp abdülhamit'i koymak

    anca fotoşoklarlar dalyarr-ak sürüsü.

    bu çöp nesil ve sikik hayalleri de elbet bir gün toprak olacaktır ama türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.

  • 31. yalancıyı sikseler dünya nasıl bir yer olurdu

    ortalıkta daha çok yalancı olurdu.

  • 32. sma tip 1 hastası sofia'ya yardım kampanyası

    şaka mı yapıyorsunuz. devlet zaten nusinersen adındaki 80 bin dolarlık bir ilacı ücretsiz sağlıyor. bahsedilen ilaç tedavisi nerden baksanız 2 milyon dolara yakın bir fiyata sahip yeni bir gen tedavisi ilacı. devlet hangi birine nereye ücretsiz sağlasın bu ilacı. mantıklı olmak lazım.

    tanım: bağış kampanyası. acil şifalar diliyorum

    edit: evet bu hastalıkla alakalı artık bakanlık da tarama çalışması için çalışmalar yapıyor. akraba evliliği yapmadan önce bayaa bir düşünülmesi gereken bir hastalıktır aynı zamanda.

  • 33. ersin tatar

    yavru vatana ve yüce türk milletine hayırlı olmasını diliyorum. kıbrıs şehitlerin kanı ile sulanmış türk milletine anasının ak sütü gibi helal topraklardır. akıncı gibi küçük pazarlıklar ile şerefini ve haysiyetini kiraya vermeyeceğine güvencemiz tam.

  • 34. bir erkeği fiziği dışında çekici yapan detaylar

    -ses tonu,
    -kasılmadan kelimeleri tam ve doğru vurgularla telaffuz edebilmesi ve mümkünse ingilizce kelime kullanmaması,
    -moda ikonu olmasa da en azından yerine göre giyinmesi,
    -espri yapabilmesi, espriyi anlayabilmesi (dolaylı yoldan zeka)
    -kavga ederken bile belli bir seviyeyi koruyabilmesi, (hülasa olgunluk)
    -insanları dinlerken yüzünde belli belirsiz bir tebessüm olması, mahkeme duvarını yeterince görüyorum gün içinde.
    -öfkesini kontrol altında tutabilmesi, illa ki vurup kırmak gerekmiyor.
    -cömert olması, sanmayın ki sadece maddi bir şeyleri niteliyor bu dediğim. cömertlik para savurmak değildir.
    -kendine güvenmesi, ortalıkta “ben en iyisiyim” diye dolananlardan bahsetmiyorum. zaten o bir özgüven belirtisi değil aşağılık kompleksidir.
    -vicdanlı ve merhametli olması. açıklamaya gerek duymuyorum.

    aslında şöyle bir dönüp bakınca fizik dışında değil hepsi fizikten önce geliyor.

  • 35. bir şişe şarap içmek

    bir şişeden az içiliyor mu?

  • 36. rusların en iyi olduğu konu

    valla uzun yıllardır rusyada yaşayan biri olarak diyorum ki en iyi oldukları konu korsancılık ve siber korsancılık. daha var bir çok konu ama en iyisi bu.

    mesela üniversitede hocalar, okunması gereken kitabı söylemez. direk pdf'ini atar. internet üzerinden az çok bütün hocaların kitapları bulunabilir. kimse korsan bu diye bik bik ötmez. genel bir habitus olmuş artık burada.
    ayrıca mesela önde gelen bir firma, bir yazılım çıkartır. satışa sunar. rus hackerlar direk crackini yapar, patchini yapar. rutrackera yükler. bedavaya erişirsiniz. hatta kız arkadaşım anlatmıştı. bizdeki bu yurtdışından getirilen telefonlar için para ödeme saçmalığından bahsetmiştim. o da dedi, bizde de vakti zamanında devlet böyle bir şey yapmıştı. finlandiyadan ucuza telefon geliyordu. sonra bizim hackerlar bir şeyler yaptılar ve kayıt olmazsa da kullanmaya devam ettik. sonra da devlet vazgeçmiş kayıt işinden.
    bir de çoğu film, daha sinemada yayınlanmadan rutrackera düşer fullhd olarak. nasıl olur anlamam.

  • 37. geceye iç ferahlatıcı bir cümle bırak

    her şey geçer.hiçbir şey kalmaz.kim kalmış ki sonsuza dek, dert tasa kalsın?

  • 38. 18 ekim 2020 bursa gök gürültüleri

    o kadar sık yaşanıyordu ki ağır çekime aldım bir tanesini.

    https://twitter.com/…tatus/1317690584484773893?s=21

  • 39. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden

    bursada yaşayanlar için şiddetli gök gürültüsü ve şimşek sebep olmuş olabilir

  • 40. ateist olma nedenleri

    ya akıl var mantık var tanrı olsan bir üstteki entry yi yazan arkadaşı mı yaratırdın.

    (bkz: akıl var mantık var)

  • 41. kedisiyle konuşan insan

    haber değeri olmayan. kedisiyle konuşmayan olursa açın başlık.

  • 42. vallahi de korkmuyoruz sizden billahi de

    hayatım boyunca haksızlığa karşı böyle isyan edip konuşan bir kaç kişi gördüm

    londra'ya yürüyen iskoçların feryadı. ingiltere madenlerinde ölümüne çalıştırılan işçilerin öykünüşü desem... "oo nasıl böyle bir şey olabilir, nerede insan hakları, silerler böyle işi" gibi bir çok tepki oluşturdu.

    bu adamlar soma'lı madenciler. sen, ben yani. yeter artık, birileri tepki koymalı. ister sosyal medya, ister sınıf, ister kahve ve yahut ev. ünlemlerle konuşma zamanı geldi.

    devleti yönetenler zenginleşmek için çırpınırken halk eziliyor. ölüyoruz merkez. kimsenin haberi yok...

  • 43. en güzel üniversite hayatı geçirilecek şehir

    zoom.
    adobe connect.

  • 44. 2 kasım 2020 yüz yüze eğitime geçilmesi

    yüzeysel bakarak yorum yapanları gördükçe şu sözlükten gerçekten soğuyor insan.

    üniversitelerin açılması bir çok farklı başlıkta değerlendirilebilir evet ama burada en önemli konulardan biri ne zaman açılacağının bilgisinin ne zaman verildiğidir.

    ilkokul ortaokul ve liseler için haftaya başlıyoruz, 2 hafta sonra başlıyoruz diyebilirsin. çocukların hemen hemen hepsi zaten baba evinde yaşıyor.

    üniversite öğrencisine 2 haftaya başlayabiliriz denemez.

    neden?

    çünkü bu gençlerin büyük çoğunluğu yaşadığı şehirden farklı bir şehirde üniversite okuyor.

    tüm gençleri yerleştirebilecemiz yeterli sayıda yurdumuz var mı? yok.

    üniversite okuyan çocuklarda durum şu:
    özel yurtlara kimse kayıt olmadı
    evde kalanlar evi boşalttı, eşyaları sattı/verdi
    bu yıl kazananlar devlet yurduna başvurdu mu ne yaptı bilmiyorum, kazanan msj atarsa editlerim.
    bir grup da belki bilgisayar almayacakken gitti bilgisayar aldı. (hadi bunu geç)

    bu kadar insanın konaklama problemini çözebileceği yeterli süre verilmek zorunda. bunun için de açılacaksa bile en uygun plan , dönem başlarında açılması hatta bunun da en az bir ay önceden duyurulmasıdır.

    bir de 2 hafta sonra kalkıp “vaka arttı üniler uzaktan eğitime dönsün” denecekse hiç açılmamalıdır.
    insanlara 10 aylık yurt seneti imzalatıp, ev sahiplerini de kiracı edindirip, milletin parasını gitmeyeceği yurda , oturmayacağı eve bağlatıp; gençleri gerisin geri memleketlerine yollamış olursunuz.

    siz gene ama “liseler açıldı yaaa üniversiteler de açılabiliiiir “ diyin tabi. “özel ders veriyorum maske takıyoz, matematik dersi veriyorum ben kendim. açılabilir bence. “ “ilkokullar gidiyor yeaa, üniler de gidebilirr”

    edit: şu an ağlayan ev sahibi, yurt sahibi; üniversitelerin açılması durumunda fiyatları arşa çıkarmazsa ben de bir şey bilmiyorum. müthiş bir talep olacak çünkü, herkes birden ev yurt bakmaya başlayacak.

    belki ama belki bir grup yobaz öğrenci düşmanı küçük şehirli insan anlamıştır öğrencinin bir şehir için değerini. belki...

  • 45. avrupa yakası vs kardeş payı

    elit vs köylü. kimin elit kimin köylü olduğunu belirtme ihtiyacı bile duymuyorum. işte öyle bir versus. burhan altıntop bu karşılaştırmayı görse "çoluk çocuk bir de köylüyle muhatap olmayacaksın" derdi.

  • 46. instagram'daki insanların hep mutlu olması

    ınstagram'da ne gerçek ki zaten. eğitimlerde 5 tane şınav çekemeyen adam eline mg3 alıp, "vatan bize emanet" pozları veriyor. sırf fotoğraf çekinirim düşüncesiyle, daha önce kamp nedir bilmeyen insanlar kampa gelip, işini bitirip reklamını yaptıktan sonra ilk geceyi çıkaramadan kamptan ayrılıyor. öğürerek alkol içen * daha doğrusu içemeyen dümbelekler, "yine içiyoruz işte" pozları paylaşıyorlar. bu tiplere götümle gülmekten göt kası yaptım yeminle.

  • 47. merih demiral

    merih’i çok beğeniyorum , bu kadar içten ve gözükara oynaması onu farklı kılıyor. fakat dengesiz hareketlerini arttırırsa diz sakatlığı nükseder. maalesef biz çok tez canlı bir milletiz , şimdi kaymasına , dengesiz sert müdahalelerine helal olsun deriz bir çarpraz bağ sakatlığı yaşayıp eski seviyesine dönemeyince de sövmeye başlarız. adam bugün küfür etmiş herkes helal olsun ya aslanım benim diyor. bunu diyen mallar en gözde olduğu zaman arda’nın hakeme krampon fırlattığında da koçum benim tam türk , sempatik adam diye güzelleyenler. eminim şimdi yine en çok onlar küfür ediyordur kendisine. umarım melih alpay özalan değil carles puyol olur her manada. zevkle takipteyim.

  • 48. baklava amerikan tatlısı olsaydı olabilecekler

    baklava yiyip çay içen amerikan polisleri.

  • 49. dimitrios pelkas

    gol attı diye yazmış olmak istemiyorum ama gerçekten yukarıda yazanlarla farklı maçı izliyorum, adamın müthiş bir oyun görüşü var, kaç tane araya pas attı sayamadım.

    şut denemesi de güzel yani gole yatkın bir oyuncu, elbet o toplar da denedikçe girecek.

    1 maçta kesin bir şey söyleyemeyiz ama bence faydalı bir transfer izlenimi yarattı.

  • 50. türkiye'nin covid-19 ile mücadele stratejisi

    virüsü kandırma stratejisi. mesela virüs insanların içindeyken haberleri izliyor ve ulan sabahtan akşama kadar bulaşıyoruz yine istediğimiz sayılar gelmiyor diyor ve yavaş yavaş bulaşmamaya başlıyor, yoruluyor. biz buna tıp literatüründe virüsü yıldırma politikası diyoruz.