fatih terim'in sahayı erkenden terk etmemesi için golü son dakikaya yerleştiren alanyaspor maçıdır.
şu inceliğe bakar mısınız?
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 19 ekim 2020 galatasaray alanyaspor maçı
-
2. karı kocayı birlikte badeleyen cinci hoca
biseksüel hocalarımız var artık bir de türkiye gelişmiyor derler al işte size kanıt.
-
3. arabası evin hizasını geçtiği için öldürülmek
halil sezai’yi 13 yılla yargılayan bu devlet, bu adamları tutuksuz yargılar malum sebeplerden.
hepimiz biliyoruz bunu. -
4. topyekün bir eğitim öğretim reformu yapmalıyız
iktidara yeni gelmiş gibi konuşuyor ya bazen, aklım almıyor. gerçekten aklım almıyor.
-
5. masterchef türkiye
ahahah serhat, şeflerin tatmadığı sandviçini afiyetle götürüyor. valla tebrik ederim
hiç eyvallahi yok. inandığı yemeğin arkasında sonuna kadar duruyor. -
6. erdoğan'ın kanunen 2023'te aday olamaması
geçen temmuz ayında uğur dündar'ın
iyi parti gn. bşk. yardımcısı aytun çıray ile yaptığı
roportajda bahsi geçen konu.
özetle,
aytun çıray diyor ki,
"tbmm erken seçim kararı alırsa erdoğan yasal olarak aday olabilir.
erken seçim kararı alınmazsa aday olamaz. hiç bir muhalefet partisi erken seçim peşinde olmamalıdır."
ama bugün hem akşener, hem kılıçdaroğlu erken seçim olsun demeye başladılar. -
7. taksim meydanı tasarım yarışması
dumura uğratmış proje.
belediye meydan düzenlemesi yapacak, istanbulsenin.org diye bir site yapmışlar, gideceğimiz,gezeceğimiz meydanların nasıl olmasını istediğimizi bize soruyorlar lan.
öyle kafalarına nasıl eserse, hangisi daha çok kazandıracaksa öyle yapmak yerine bize soruyorlar.
o kadar alışkın olmadığım birşey ki şaşkın şaşkın projeleri izliyorum. -
8. konya'da iki insanı katleden trafik teröristi
vefat eden baba-oğul uzaktan akrabam. annemle babamın memleketinden. konya'da daha önce arabayı bu şekilde kullanıp mahalleyi rahatsız eden kişileri çok şikayet ettik de polis bir şey yapamayız dedi. biz de polisimize güvenip hayatımıza devam ettik... mesela fransa'da benzer bir olay oluyor (olayı gerçekleştirenler de türk. fransız değil), ölen ve yaralanan olmamasına rağmen, araç ve ehliyet 5 yıl süreyle alınıyor bir de üzerine para cezası veriliyor.
türkiye eğitimsizliğin, cehaletin ve ciddiyetsizliğin zirve yaptığı, motorunu bağırtarak kullandığı araçla kızların ilgisini çektiğini düşünen pek çok cahilin yaşadığı bir ülke. allah rızkını verir diyerek doğurulanlar var ya, işte bunlar onlar. -
9. bekir coşkun
yıllar önce yazdığı bir köşe yazısından çok etkilenmiş, umutsuzluğumu anlattığım bir mail atmıştım. çok uzun bir cevap vermiş, umudun her zaman olduğunu kendi tarzıyla anlatmıştı.
huzur içinde uyusun. -
10. üretimi robotlar yapınca insanlar ne yapacak
robot teknisyeni
robot teknikeri
robot bakım uzmanı
robot güvenlik uzmanı
robot temizlik uzmanı
robot şefi
robot kontrol uzmanı
robot servis operatörü
150. bölge robot müdürlüğü
robot bakanlığı
robotu kontrol eden robotun bakımını yapan robotun birim yöneticisi (insan)
gibi meslekleri yapacaklar tabi.
robotların seri üretimi ve bakımı maliyetli olacağından afrika ülkelerine ve bazı fakir ülkelere gelmesi mümkün olmayacak. türkiye'de sadece zenginlerin oyuncağı olarak kalır. biz bu endüstri devriminde rol alamayız. eski sistemle devam edeceğiz. devlette 1 işi 4 kişi yapmaya devam eder. özel sektörde de 4 iş için 1 insan robot gibi çalışmaya devam eder. robotu yine dünyadaki egemen devletler üreteceğinden yine egemen devletler olarak kalır. biz de günde 1 dolara robot parçaları üretiminde çalışırız. -
11. en güzel üniversite hayatı geçirilecek şehir
maddi durumunuz aşırı iyi değilse eskişehir, eğer maddi durumunuz iyiyse izmir derim ama kendi görüşüm, ankara kesinlikle değildir.
not: bu entry'de güzel hayattan kasıt saf eğlencedir.kariyer isteyen istanbul'a falan gitsin.
tavsiye editi: ülkenin en iyisi dediğimiz üniversiteler bile dünya çapında ilk 1000'e zar zor girdiği için kariyeri siktir edin eninde sonunda işsiz kalmanız olası, iş bulsanız bile ilkokul mezunu bir esnaf sizden kat kat fazla kazanıyor olacak o yüzden burada eğitim neferliği yapanları çok sikinize takmayın, keyfinize bakın. -
12. fatih terim
daha birkaç gün önce " bu masraflar ile kulüpler batar" deyip, arda turanı, maç başı para alan arda turanı 3 dakikalığına oyuna almıştır.
kendi şirketi ve kendi parası olsa böyle hamle yapar mı, çok merak ediyorum.. -
13. beden eğitimi dersinden akılda kalanlar
menende’ydi adı hiç unutmam. ortaokuldayız. öğretmen sırayla kasadan atlatacak. menende durmadan arkaya kaçıyor. korktuğunu düşünerek yanına gittim. “korkma, çok kolay, bir kez atlayınca sürekli atlayasın gelecek bak” dedim. “korkum ondan değil, koşarken ayakkabılarımın çıkmasından korkuyorum” dedi. ayaklarına baktım, ayağının içinde oynadığı, kocaman bir spor ayakkabı. ablasınınkini giymiş olmadığından. hemen oracıkta ayakkabıları değiş tokuş yaptık, o atladı korkmadan ve hemen bana koştu, ayakkabıları değiştirdik yine. üç beş tur böyle devam etti. o zaman çok dramatik gelmemişti bu durum. hatta çözümü bulunca ana sorunu unutmuştuk. şimdi yazarken içim fena oldu. menende tek değildi, hala da değil. fakirlik bu milletin laneti. kim neden lanetledi bizi bilmiyorum ama bi’ yerde bu zincir kırılmalı artık. anılarımız küf bile tutmuyor.
-
14. türkiye'nin en fazla cahil barındıran ili
ikinci üçüncüyü bilmem;ama birincilik erzurum'un dostlar.
-
15. 2 çocuğunu köprüden dicle nehrine atan kadın
bu tarz olaylarda ben çocuğumun eline çöp batmasın diye şöyle böyle yapıyorum diye anlatanlar etrafa nasıl bu kadar pembe bakıyorlar merak ediyorum. herhalde zannediyorlar ki herkes en az onlar kadar pamuk hayatlar yaşıyor ama sırf masallardaki gibi öylesine kötülük yapıyorlar. onların da kendileriyle karşılaştıracak kadar benzer hayatlar yaşadıklarını zannediyorlar sanırım. sizin çocuğunuza nasıl güzel baktığınızla bu olayın ne alakası var bilmiyorum. o kişinin hayatına doğsa belki daha beterini yapacak adam kendi iyiliğini anlata anlata bitiremiyor. zannetmeyin ki çok mükemmel olduğunuz için böyle üzerine titriyorsunuz çocuğunuzun, sadece buna imkanınız var. kadın kötü ama biz iyi miyiz onu henüz bilmiyoruz, o yüzden karşılaştırmanın pek bir anlamı yok.
-
16. ankara'da en çok özlenen şeyler
dost kitap evinde kitaplara bakmak ama almamak. ankara'da yaşamış olanlar iyi bilir.
-
17. covid'den ölen 1 milyon takipçili fenomen
kronik hastalığı yoksa büyük ihtimalle aldığı steroidlerin vücuduna etkisinden ölmüştür diye tahmin ediyorum ama yine de üzücü olmuş
-
18. notre dame katedrali'nin cam tavan projesi
çok şükür restorasyon adı altında ucubeye çevirmek bize has bir davranış değilmiş.
-
19. izmir trafik sorunu
geçici çözümler üretilmeye çalışılıyor ancak doğru değil.
ilave şerit uygulaması başladı mesela, altınyol konak yönünden bir şerit karşıyaka yönüne veriliyor akşam saatleri. ilk kullandığım gün söyledim, karşı taraf kitlenecek diye ve doğal olarak kitlendi. sürekli radyo trafik dinliyorum, çiğli yönünden konak, buca, gaziemir, bornova yönüne gidenler isyan etmeye başladı. çünkü o yönde hiçbir zaman olmayan trafik sıkışıklığı başladı. akşam saatlerinde hep rahat olan soğukkuyu-altınyol çıkışı kilitlenmeye başladı. ben evime 15 dakika erken gideyim diye, buca’da oturan adam eskiden mürselpaşa caddesi’nde trafiğe girerken şimdi soğukkuyu’dan itibaren kilit vaziyette gidiyor. adamın hakkını yemeye hakkım yok.
birkaç kişi belirtmiş, bence de trafiğin büyük sorunlarından biri şoförler. hatta özellikle ağır vasıta şoförleri.
altınyol konak yönü 4 şeride çıkarıldı pandemi dönemi ama sağ şeridi kullanan yok. insanlar sağ şeritte gitmeyi gururlarına yediremiyorlar sanırım. ben genellikle en sağdan gidiyorum rahat rahat. ama bir sorun var, kendimi tehlikeye atıp ağır vasıtaların sağına giriyorum.
ağır vasıtaların sağına girmeyin diyorlar bangır bangır, kardeşim ağır vasıta en sağ şeritten gitse nasıl sağına gireyim? bangır bangır bağırılması gereken şey ağır vasıtaların en sağ şeritten gitmesi gerektiği değil mi?
ama benim karşılaştığım manzara, en sağ şeritte ben, solumdaki şerit kamyon, onun solu otobüs. eee binek araçlar için sadece en sol şerit kaldı.
oradaki şoförler de 50 ile bile gitse sol şeritte gitmeyi hak gören insanlar. sonuç kilit.
evet toplu taşıma özendirilsin, evet sinyalizasyonda büyük yanlışlar var düzeltilsin, evet ek güzergahlar ve yollar üretilsin de şoförün kafası değişmeyince aynı tas aynı hamam olacak.
8 şeritli yol olsa, herkes en sol 3 şeritte seyredecek, ağır vasıtalar 8 şeridin ortasından ilerleyecek ve sağ şeritler kullanılmaz hale gelecek. sonuç yine kaos.
bilenler için söyleyim, mürselpaşa caddesi’nde dgm köprü vardır, dgm köprü girişinde 2 şerit köprüye 1 şerit halkapınar yönüne gider. bazı çakallar en sağ şeritten köprü girişine kadar gelip köprü girişinde kaynak yapar ve köprü girişi kilitlenir. birkaç ay boyunca oraya trafik polisi koydular ve köprü girişi hiç kilitlenmedi. demek ki kurallara uyarsan trafik bir nebze rahatlıyor.
bence kısa vadede etkili çözüm, fahri trafik müfettişlerini arttıracaklar, trafik polisleri de alkol muayenesi ve gecenin köründe yaptıkları hız kontrollerinden çok, dönel kavşak, sol şeridin sürekli ihlali, şerit değiştirme ihlallerini kontrol edecekler, trafik önemli ölçüde rahatlayacak. -
20. milyonluk tazminatı reddeden uzman jandarma çavuş
feragat ettiği para ile birileri kendine daha lüks makam araçları alıp daha ihtişamlı makam odaları yaptıracak ve karıları 50bin dolarlık çantalar takacaktır.
-
21. 19 ekim 2020 milli piyango skandalı
piyango biletine yatırılan para "enayi vergisidir".
ve de ülkenin en "adil" vergisidir ha... herkesten enayiliği ölçüsünde, doğru orantılı alınan bir paradır bu, tam enayiye tam bilet, yarıma yarım, çeyrek enayiye çeyrek...
gazeteler de enayileri günlerce gaza getirirler, "şu kadar milyon lirayla neler yapılır" teranesi günlerce sürer.
hedef kitle varoşlardır, az biraz matematik bilen adam zaten milli piyango bileti almaz. hele bir de yiyip yiyip doymayan yöneticilerin yönettiği bir ülkede bilet almak için çıldırmış olmak gerekir.
bilet alanlar bu videoyu iyi izlesinler... bir bardak soğuk suyu da yanlarında hazır etsinler. bir daha da hangi ülkeden yaşadıklarını asla unutmasınlar! -
22. şu ana kadar en az 6 ay ikamet edilen iller
st petersburg
venedik
lyon
çorum -
23. kasım 2020'de dünyaya çarpacak olan göktaşı
(bkz: cem uzan'a hapis şoku) başlığından içerik olarak hiçbir farkı olmayan haber.
-
24. öyle mi alay komutanı
"sanki hırsızlığı, namussuzluğu, arsızlığı biz yapmışız gibi hesabı bizden sormaya çalışıyor devlet. bir tane kıçı kırık patrondan hesap sormayı beceremeyen devlet gücünü bizde sınayacak. öyle mi alay komutanı? burdayız biz. şimdi bize güç göstereceksiniz ha! ve biz bu güçten korkacağız öyle mi? vallahi de korkmuyoruz, billahi de korkmuyoruz sizden!"
tanım: sınıfın öfkesini en yalın haliyle aktaran madencinin aklıma kazınan cümlesidir. -
25. 19 ekim 2020 alanyaspor'un verilmeyen penaltısı
https://twitter.com/…tatus/1318245998729244672?s=19
kahkahalar eşliğinde izlediğimiz. hahahahahah.
dün göztepe'ye verilen müthiş komik penaltı bugün bu.
anlıyoruz. lig çok çok zorlu geçecek. evet.
beinsports pozisyon tekrarını neden gösteremiyor onu da anlamadık. -
26. tahammül edilemeyen 3 insan tipi
- çok konuşan
- bağırarak konuşan
- bağırarak çok konuşan -
27. coronagercegi.com
sitenin teması, fontlar, resimler, argümanlar... aynı eski penis büyütme reklamlarındaki gibi yalan ve dolandırıcılık kokuyor.
bu arada çok açık fikirli biriyim, her konuyu farklı her açıdan görmeyi severim, komplo teorilerine de özel bir merakım vardır ama bu site o kadar itici ki okuyamıyor bile insan. -
28. ucuz ve güzel şarap
(bkz: sava)
-
29. arap mallarını boykot ediyoruz
arap mallarını boykot edelim, yahudi mallarını boykot edelim,amerikan mallarını boykot edelim, italya mallarını boykot edelim,hollanda mallarını boykot edelim (hollanda’yı boykot ederken bir kasa portakalı çöpe atan adam vardı,aklıma geldi gülmekten entry giremedim 5 dakikadır)
farkındaysanız ülke kalmadı. üretilen malları boykot etmeyi bırakıp, doğru dürüst dış politika yapamayan hükümeti mi boykot etsek acaba? -
30. doğalgaz talebinin yüzde 22'sini 40 yıl karşılar
hiç kullanmazsak da sonsuza kadar yetebilir.
-
31. saba tümer'in instagram'da paylaştığı fotoğraf
üçünüzde harikasınız yorumu yarmıştır.
-
32. köfteci yusuf
fiyatı uygun bir köfteciye giden insanlara belki de bütçesi ancak ona yeten insanlara
varoş ve fakir diye hitap edenleri göstermiştir. bir insanın lokanta seçimi sizi nasıl hakaret etme noktasına getiriyor gerçekten anlamıyorum.
neden bu kadar kötüsünüz oğlum? bırak yesin lan, beğensin, ne var bunda? avrupa birliği'ne girmene mi engel oldu?
içiniz çürümüş resmen. -
33. serdar aziz'den türk futbol hakemlerine hakaret
olmayan temastan penaltı üreten
omza çarpan topa elle oynama + sarı kart veren
bizim oyuncunun çenesini kırarcasına omuz-kol temasına gelişten falan bile olsa sarı kart vermeyen
orospu çocuğu spor kamuoyu ve onun etkisinde kalıp sünepelik yapan tetikçiler için kullanılmış hafif ifadelerdir.
seyircili maçlar olsa sizin ne sülaleniz ne de geçmişiniz kalacaktı. -
34. ümit özdağ
seni normal zamanda programa çağırmayanlar sırf muhalefeti karıştırmak için çağırıyorlar sen de bunu kabul ediyorsun ümit özdağ. bir de ahmet hakan özel tek konuklu program ayarlamış.
bu tuzağa düşmemeliydi. -
35. 19 ekim 2020 optimar anket sonuçları
bu arkadaşın 24 haziran ibb seçimlerindeki anketi de malum parti lehineydi.1 milyon fark yedi malum parti.
-
36. ülkücü zekası
"askida ekmek" uygulamasini ekmekleri hakikaten askıya asarak yapma seviyesindedir.
-
37. 19 ekim 2020 covid19 yeni hasta sayısı 1958 olması
1958 yilinda abd ilk uydusunu uzaya firlatti. yeri degil ama guzel bi bilgi. sayilar zaten yalan.
-
38. istanbul'u sevmeme modası
gelişmesi gereken moda. siktirin gidin köyünüze amk, rahat edelim.
-
39. starbucks'ta boş bardakları yere atan adam
keşke şu black mirror'da işlenen vatandaş puanlama sistemine geçilse. ortalama puanı 3.5 dan az kişilerin sadece kendi aralarında takılabildiği yerlere giriş hakkı olsa. bunun gibi soytarıları ortalarda görmek zorunda kalmayız. medeni ortamlara girebilmek için böyle davarlıklar yapamazlar. aslında doğru kullanılırsa harika bir sistem olurdu.
evini kiraya vermek istiyorsun, kafanda belirlediğin puan 3.8 bu puandan aşağı kişilerle muhatap olmak zorunda kalmıyorsun. evli, bekar, çocuklu diye sormana bile gerek kalmıyor. kişinin vatandaşlık puanına bakıyorsun 4.00 ver anahtarı otursun hakkıyla. -
40. hatay'ı diğer şehirlerden ayıran en büyük fark
atatürk'ün belki biraz daha uzayacak ömrünü sırf dünya basınına -özellikle de fransa'ya- ne denli güçlü olduğunu göstermek adına hasta yatağındayken kalkıp mersinlere-adanalara gidip saatlerce güneş altında, sancılar içinde törenlere katılması, sonrasında da sağlık durumunun iyice kötüye gitmesi geliyor aklıma.
"hatay" adını bile atatürk'ün kendisinin verdiği bu şehir üzerinde oynanan oyunları, yemekleri, tarihi eserleri, dini ritüelleri bir kenara bırakırsak, şu hikaye de kalbimizin plaklarında derin izler bırakır.
tayfur sökmen'in "hatay'ın kurtuluşu için harcanan çabalar" adlı eserindeki anıda;
albay şükrü kanatlı komutasındaki birliğin reyhaniye'ye gelişinde, o bölgenin ileri gelenlerinden birinin, "türk ordusu hatay'a girerse tek evladım olan necla'yı kurban edeceğime and içtim" diyerek çocuğunu albay şükrü kanatlı'nın atının önünde yatırması oldukça ürkütücüdür.
fakat aynı zamanda orada yaşayan insanların ne büyük bir özlemle türkiye'ye katılmak istemelerinin de bir göstergesidir. -
41. upuzun mesaja kısacık mesajla cevap veren kız
kızı erkeği yok bu işin. o an ilgi alanında siz yoksunuzdur ve sizinle konuşmak istemiyordur, zorlamayın.
hele ki sırf uzun cevap yazdırmak için kavga çıkaracak tarzda damarına basan cümleler yazmayın. size son defa uzun uzun yazar, sonra bir daha göremezsiniz kendisini.
en iyisi o anda yazmayı kesmektir. makul bir süre bekleyin yazmadan. eğer dönesi varsa zaten o size dönecektir. o sırada siz de yolunuza bakın, kimse vazgeçilmez değildir. -
42. menajerimi ara
hanım kontenjanından maruz kaldığım için olaylara ilk bölümden beri hakimim. bakın kardeşim bu küt saçlı kızı öldürüyor musunuz oyunculuk eğitimi diye yurt dışına gönderdik diyip diziden çıkarıyor musunuz ne yaparsanız yapın diziden direk kovalayın. 12 yaşındaki ergen gibi histeri krizlerinden gıba geldi artık.
ikinci olarak onun anası rolündeki sarı gacıyı da şirketten direk şutlayın konken partilerine düşsün ne bileyim olmadı tombala çetesine kolunu kaptırsın. o köpek balığının asistanını da alın smsi atan çıkarın işten kovdurun yerine çaycıyı asistan yapın. her hafta eli yüzü düzgün sempatik ünlüleri konuk edin entrika sadece iş yüzünden dönsün ünlülerin hayatlarıyla dalga geçilsin.
alın size 50 bölüm garantili gül gibi dizi. ilk bölümden beri küt saçlı ergenle anasının histeri krizleri baydı artık böle devam ederseniz 3 bölüm sonra mortingen şutungen şıtraze yani. -
43. ya ben ya kedi diyen kız
"ya ben ya kedi diyen erkek" olmuştum bir dönem.
kediler ayakkabımı yiyince "ben gelince şunları odaya kapat" demiştim de "burası onların evi beğenmiyorsan siktir git" demişti. -
44. eski sevgiliden öğrenilenler
kimseye güvenmemem ve doğru seçimler yapmam gerektiğini. ve sağolsun yavşaklığın gerçekliğini öğretti.
hepsi bana ders oldu. -
45. kışın geldiğinin anlaşıldığı an
işe gelmek için uyandığımda hala gece olduğunu ve sokak lambalarının yandığını gördüğüm an anlıyorum.
şehrin ışıklarının kaçta söndüğünü birini severken değil, işe gelirken öğrendim. * -
46. yazarlara whatsapp'tan gelen son mesaj
aslında whatsapp'tan değil ama not düşmesem ölürüm:
"zaten snobtuk şahbaz olduk" jkldashkjfsd -
47. işsiz adamdan gss prim borcu çıkaran ülke
işssiz ve gelecek kaygısı yaşayan cebinde parası olmayan adamdan gss prim borcu çıkarır strese sokar.
sanki borç yapmışsınız gibi sevinmeniz için “ hadi sevinin lan” diye sözde af uygular borçları siliyoruz der.
farklı ırka mensup insanlara değer üstüne değer verirken kendi vatandaşına hiçbir sektörde değer vermez. -
48. mustafa akıncı
akp'li değilim. hayatım boyunca akp'ye ya da herhangi bir islamcı, liberal partiye oy vermedim.
ama ben mustafa akıncı gibi vatanını rumlara, avrupa birliğine kim peşkeş çekerse anasını avradını sikeyim.
bu herifi savunmak solculuk ve muhaliflik değildir.
ne olacak zannediyorsunuz kıbrıs rum olunca? oradaki türklere, türkiye'ye rahat verecekler mi? daha fazlasını istemeyecekler mi? -
49. hoşlanılan erkeğe açılmak
bu konuda biraz yetkili bir abla sayılırım.
kendisine tam 2 ay önce bugün açıldım. kim olduğu, nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil. hoşlandım işte, olan oldu. şartlardan tutun birçok şeye kadar aslında pek oluru yoktu zaten ama içimde, derinlerden bir ses "ya tutarsa?" demiyor da değildi. öncesinde arkadaşlarıma hatta 40larındaki yazar bir abimize danıştım. hislerimi ve düşüncelerimi anlattım. eninde sonunda açılmamın en mantıklı karar olduğunu hepimiz biliyorduk. reddetse bile ki %90 olasılıkla olacak olan buydu yine de açılmış ve beni istemediğini bilmenin rahatlığıyla devam edecektim. bir yazı hazırladım. aslında amacım eylül ya da aralık ayında açılmaktı. neden bilmiyorum. daha duygulu geldiler herhalde. her neyse, yazıyı hazırladım ve arkadaşıma attım. uzun bir yazı. mesaja baktığınızda "devamını oku" çıkıyor. üstüne biraz kafa yorduk. oldukça naif ve bir şeyleri açıklayabilen bir yazı olmalıydı. öyle de oldu. eninde sonunda yazıdan emin olduğumuzda arkadaşım "hadi at tws." dedi ve her şey spontane gelişti. o yazıyı hazırladığım gün ona da açıldığım gün oldu. ben yazıyı 1 saat içinde hazırlarken sık sık çevrimiçi olduğu o gün tam ben yazıyı atmadan kısa süre önce interneti kapattı ve sabaha kadar mesajı görmesini ve yanıtlamasını beklemek zorunda kaldım. sabahları erken uyanıyor. muhtemelen o sabah o da kırmadan ve uzaklaştırarak nasıl cevap vereceğini düşündüğü için iletildikten 1-2 saat sonra yazdı. iş görüşmesi gibi ciddiyet ve kibarlık içinde geçen oldukça seviyeli ve kısa cevaplı bir konuşmayla böylece reddedilmiş oldum. dürüstlüğüme teşekkür etti. hala takipleşiyoruz. bazen anlayamadığım şeyler oluyor ama soramıyorum, yazamıyorum artık. ne yazık ki. ortak tanıdıklarımız var ve birbirimiz hakkında bir şeylerden bahsederken hiçbir şey yaşanmamış gibi renk vermiyor ama artık bir iletişimimiz de yok. eskiden de pek olduğu söylenemezdi ya zaten, neyse...
doğru ve iyi bir insan olduğunu düşündüğünüz ve durum değerlendirmesini, gözlemlemeyi iyi yaptığınız bir insana açıldığınızda pişman olunacak hiçbir şey yok. zaten karşıdaki size duygularınızı kenara bırakıp baktığınızda mantığınıza da yatacak derecede iyi gözlem sonuçları veriyorsa kesinlikle açılın ve asla çekinmeyin. adım atmak erkek işi değil ya sonuçta. bu benim bunu ilk yapışım değil. sorgulamayın beni. kim olduklarını, ne olduklarını sormayın. yaptım işte. adım attım, olumlu dönüş aldım. bir adım daha attım, olumsuz dönüş aldım. ben zaten birini merak ettiğimde o kişiye yanaşmanın ve konuşmanın da bir çaresini ararım genelde. güzel olana güzel olduğunu söylerim. severim adımlar atmayı. adım atın. ama öncesinde yaptığım gibi değil de bu kişiye yaptığım gibi yapın. karşıdakinden iyi gözlemler alın. gerekirse güvendiğiniz bir insana danışın eğer siz hislerinizi kenara bırakıp değerlendiremiyorsanız. bu yazıyı böyle bitirmek istemezdim ama çok kırıcı bir şekilde reddedilmeyeceğinizin, kullanılmayacağınızın ya da başta reddedip sonradan bunu takıntı ve ilgi manyağı haline çevirip size zarar vermeyeceğinin garantisi yok. hislerinizden korkmayın ama kendinizi koruyun.
son olarak ankara'da oturan canlarım: boylu boslu, gözlüklü, açık tenli, bilgisayar çantası vs. ile gezen bir beyefendi görürseniz uzak durunuz, uzak durmayanları uyarınız lütfen. reddetti diye kocişkom olduğu gerçeği değişmiyor ya ayol. aaaa!!!!
edit: ekşi sözlük tacizi bitmiyor tabii. sizler çok güzel ve her istediğini elde eden kadınlar ya da kız arkadaşı çok zeki ve her istediğini elde eden, zeki kızlarla sevgili olan insanlar olabilirsiniz. ne güzel. ama bir insanı sırf sevdiği bir insana hislerini açtı diye yaftalamak, kusasım geldi demek, ilk açılışınız da değilmiş bu diye kınamak, aptal olduğunu, paragöz olduğunu ima etmek... bu mesajların hali ne? küçük sinekten farkınız ne? sevip, saydığım kişiye hislerimi açtım, reddedildim. yine olsa yine yapardım. keşke olumlu olsaydı ama olumsuz dönüş aldım diye ne bu yaptığım yanlış oldu ne de ben aptal, paragöz, istediğini elde edemeyen çirkin bir insan oldum. ben yine benim. olduğum gibi. insan mesaj kutusunu açtığına pişman oluyor ya. gerçekten iğrençsiniz. sevmiş ve sevilmiş gibi bir haliniz yok hiç. yazık sizi hayatına dahil eden insanlara. -
50. behzat ç.
ne kadar saçmalamış ve saçmalayacak olursa olsun, eğer tekrar çekilirse, deli gibi izlenecek dizidir.
ama lütfen, fatih artman * inat etmesin ve olsun yeni bölümlerde.