eşref hamamcioglu kazanmalı. seçimi 1 gün kala iptal ettirip, yeni alınan seçim kararının ardından dursun özbek'in ortaya çıkması tesadüf değil. zaten kendisi ankara'dan çağırılıp aday edildiğini itiraf etti. galatasaray akp denen menfaat ve para oluşumuna teslim olmamalı. kulübe haciz gönderen özbek başkan seçilirse galatasaraylılığımı askıya alırım.

ekrem imamoğlu seçilirse giderim demiş. ananın amına kadar yolun var derseniz dava edebilir, söyleyeceklerinizi saygı çerçevesinde dile getirmeniz gerekiyor.

edit: ekşi sözlük yazarlarını bilgilendirdiğim ve hukuki sorumluluklarını dile getirdiğim bu girdinin en beğenilen entryim olması beni çok kırdı. saygılarımla.

galatasaraylı olmak harika bir duygu olsa gerek. her branşta final heyecanı yaşıyorlar.

bizim alkol ve tütünden elde edilen kar kadar bir bütçe ile yönetilen ülke, bize kafa tutuyor amk. biz türk'ler severiz atar gideri. o yüzden hoşumuza gitmiyor bu durum.

yan mahallenin kabadayısının kuzeni bu...
biz de evde, anaya babaya atar gider yapan abinin kardeşiyiz.

polikanızın da, ekonominizin de anasını seveyim.

görsel

her türlü kaba girebilen aşağılık şerefsizler olmaları. ileride karşımıza şekil değiştirmiş şekilde tekrar geleceklerdir.

hatta bu sefer sol ideolojiler üzerinden yürüyeceklerdir bundan emin olabilirsiniz. zamanında atatürkçü gibi takılırdı bu şerefsizler. akp iktidarından sonra molla oldular. şimdi de liboşlara dönüşüyorlar.

dikkat edilmesi lazım. aynı hatalara tekrar düşmemek lazım bu kansız orospu çocuklarına karşı...

twitter'da denk geldiğim mühendisyen hesabının paylaştığı ürkütücü bir flood.

olaylar akdeniz üniversitesi içinde bulunan elmalılı hamdi yazır kyk yurdunda geçiyor. kyk yurdu olmasına rağmen, menzil cemaatinin elinde ve himayesinde olduğu söyleniyor. öğrencilere zorla namaz kıldırma, kuran okutma gibi dayatmalarda bulunuluyormuş. ve bunları yapmayanlara da baskı uygulandığını ifade ediyor bir öğrenci

öte yandan en ürkütücü olanı intihar eden öğrencilerin, cinsel istismara uğradığı yönünde

ölüm yurdu olarak tabir edilen bu yurtta, neler olup bittiği yönünde ciddi bir endişe var. yayın yasağı gelmiş ve olayların üzerinin örtüldüğü konuşuluyor. hiçbir yetkili ağızdan açıklama yapılmamış.

öğrenci yurdundan gelen şüpheli ölümler hakkında bunca iddia ortalıkta dolaşırken, yetkililerin sessiz kalması kabul edilemez.

gencecik çocuklar neden ölüyor? cinsel istismar mı? intihar mı? cinayet mi? cemaat baskısı mı? ihmal mi? nedir? çıkıp açıklama yapın!

edit: @sevmeozaman nickli yazar arkadaşımın da şu başlıktaki entry'sinde bazı detaylar var. kendisine de konu üzerinde durduğu için teşekkür ediyorum.

muğlalıyım ve sülalem 7 göbek chplidir.

muğla büyükşehir ve ilçe belediyeler tıpkı diğer tüm partilerin belediyeleri gibi rezalet durumdadır. liyakat sıfırdır ve şöförüne kadar torpille işe alım yapılır. beyaz yaka ve teknik bilgi gerektiren bölümlere ise alımlar tamamen seçim dönemi en çok bağışı yapan ailenin ağzından çıkan laflarla olur. örneğin marmaris’te bu aile malatyalı bir kürt aşiretidir. belediyedeki tüm kadrolar muğlalı veya marmarisli olmayan doğulu vatandaşlarımıza verilmektedir. neredeyse tüm ihaleler aynı kişilere verilir, usulünce yapılmaz. örneğin mühendislik bürosu işlettiğim dönemde açılan ihalelerden ya son gün ya da kapanmasına 1 saat kala haber alıyordum. ailem chp’li ve yerli olduğu halde fen işleri 1 saat önceden arayıp ihalemizin süresi bitiyor 1 saat içersinde teklifinizi verin diyordu (mühendislik projesi bu!). son dakikaya kadar hiç bir platformda açıklama yapmazlardı.

özetle chp’nin ve belediyelerinin akpli olanlardan en ufak bir farkı yoktur. yöneticiler aynı liyakatsızlığı ve adam kayırmayı korkunç bir biçimde icra etmektedirler

gördüğünüz gibi restorasyonu yaptıran koca şubede bir tane bile işini düzgün yapan, potansiyeli olan, liyakatli adam yokmuş ki çıkıp da “ağa bu nedir” diyememiş.

oğlum zaten millet kaçıp gitmeye memleket arıyor, allah belamı versin 30 milyon sivil olarak söker atarız sizi o topraklardan. ona göre şaapın.

uluslararası piyasaya bakacak olursak iktidar da utancından 100 defa istifa etmiş olması lazımdı.

ilk içtimada başçavuş “hepiniz aynı derecede değersizsiniz” demişti amk.

birileri muson yağmurlarına yanlış konum atmış galiba. tropikal iklime döndü şehir amk

"en çok ben çalıştım, en çok ben efor sarfettim" zihniyetinde olan bir tıp doktorunun sözüdür.

emeği küçümsememesi gerektiğini kendi emeği aldığı maaşla, çalıştığı koşullarla küçümsenirken öğrenmesi gerekirdi.

neyse zaten mühendislik dışında eğitimi olan insanların mühendisliği ve eğitimini idrak edebilmesi pek mümkün değil. bu idrak noksanlığına rağmen böyle apır sapır konuşan tipler gözümde cahilden fazlası değil.

değerli dostlarım, pek sevgili ekşi sözlük ahalisi. öncesinde yazılımcı olduğumu belirteyim, hani bu işlerin mecburi kıyısında köşesindeyim. ara sıra denk geldiğim reklamlarla bu ihtimal aklıma geliyordu da yok canım ben bir şey arattırmışımdır, evde ağa bağlanan diğer kişilerin verileriyle düşündüklerim denk geliyordur vs diye düşünüyordum.

bu sabah uyandım, yan tarafımda duran telefona uzandım ve telefonun arkasını görmemle içimden ya dedim bu kılıflar da sürekli sararıyor şöyle sararmayan kaliteli bir şey bulayım da onlardan kullanayım.

az önce google değil ama ınstagramda karşıma şu reklam çıktı.

görsel

bakın ürün aramadım, alakalı alakasız şeyler bakmadım. olaylar yukarıda belirttiğim gibi gelişti. düşünce ütopik geliyor olabilir de muhtemelen kamerada ya bu kılıfla çok bakıştı dur şu reklamı gösterelim demiş olabilirler :)
bu denk gelişi de bir yerlere not düşmek için buraya yazmak istedim. mutlu günler.

görsel

bence çok güzel ve harika bir durumdur. hayatta olgun olmaya başladığın yaşlarda düşünmen gereken başka hiçbir şey yoktur. çevrendeki arkadaşların evlilik sorunları, çocuk sorunları, eş dost akraba sorunları gibi şeylerden bahsederken senin bunlardan uzaktan yakından alakan yoktur. hayatta mutlu olmamın şartının illaki evlilik olmadığını bilirsin. senin temel amacın evlilik değildir bu hayatta. hayatta başka amaçların vardır ve çoğunlukla evlenen insanlarında aslında nasıl bilinçsiz tercihler yaptığını görüp kendin bunları yapmadığın için her gün kendine teşekkür edersin.

gerçekten bak hayatta evlilikten çok daha güzel ve mutlu eden şeyler de var. hatta çoğunlukla evlilik sana bir yük olarak geri dönmüş oluyor. ayrıca sırf evli olmadığım için birileri beni aşağılamaya çalışacaksa birçoğunun evlilik şikayetlerini burunlarının dibine koyarak gerekeni de yaparım. benim için 30 yaşında bekar olmanın avantajı çok daha fazladır. hayat başarısını ya da mutluluğunu evlilikle ölçmek aptalların işidir.

edit: mutsuz bir evlilik yapmaktansa, sırf evlenmiş olmak için evlenmektense ve aradığım şeyi bulamazsam ömrümün sonuna kadar bekar kalmayı tercih ederim.

hangi restoransa söylesin de yolumuz düşmesin

edit: restoranı buldum. restoran değil daha doğrusu kafe. nesve diye bir yer kayseri de yer alıyor. uzak durulmasi gereken yer. bir kişi de çıkıp uyarmaz mı abla ne yapıyorsun diye

edit2: derindengelenler adlı çaylak arkadaş malatya neşve kafe dedi. birçok şubesi olan bir yer olabilir. tiktok kullananlar, kullanıcının hangi ilde yaşadığına bakıp paylaşırsa fikir sahibi olabiliriz

edit:3 derindengelenler büyük çaba sarf etti. "abi kusura bakma rahatsız ediyorum. aşağıdaki linkteki mekan ile videodaki zemin, sandalyeler ve masalar (kahverengi yüzey, siyah kenarlık) aynı sadece dışarı bakan cam farklı. ınstagram gönderisi ocak 2020 belki dışını değiştirmişlerdir"

ınstagram gönderisi

kadının başka bir videosu da malatya konum olarak etiketlenmiş. malatya'da ki yazarlara duyurulur. ben köpeğin ağzına girmiş çatalı kullanmak zorunda mıyım? git evinde istersen köpeğe ağzından yedir.

(bkz: teoman) tabii ki! google görsellerde bile teoman diye aratınca çıkan sonuçların çoğu deri ceketli :)

hangi birini sayayım kardeşim. hepsi birbirinden büyük. aşırı özeti aşağıdaki gibidir.

1- henüz teknolojik devrimi tamamlamadan aşırı özgüven ile sağa sola atarlanmak

>hadi atarlandın >

2- ingiltere ve fransayı küçümseyip atarlandığı polonyayı işgal etmek ve dünya savaşına girmek

>hadi girdin >

3- fransa'ya diz çöktürdükten sonra ingiltereyi saf dışı bırakamayıp arkada azılı ve kinlenmiş bir düşman bırakmak

>hadi bıraktın>

4- rusya gibi devasa bir soğuk coğrafyayı ve devleti iyi analiz edemeyip cahil cesareti ile ruslara savaş açmak

>hadi açtın>

5- yanına italya gibi tabansız, beceriksiz bir devleti kendine ayak bağı etmek

>hadi ettin>

6- italyaların yunanistanı işgal edip eline yüzüne bulaştırmasından sonra hala arkalarında durmak

>hadi durdun>

7- bunu çok önemli rus işgalini ertelemek pahasına yapıp, rus kışını hesaba katmamak

>hadi katmadın>

8- sik kafalı japonları, sırf rusların odağını doğusuna dağıtsın umuduyla ittifaka almak

>hadi aldın>

9- mal japonlar ruslar ile saldırmazlık anlaşması yapıp abd ye diklenmeye başladığında japonlara siktir çekememek ve abd'nin aradığı savaş bahanesini altın tepside sunup abd ile de savaşa girmek

>hadi abd'yi de karşına aldın>

10- rusya gibi muazzam insan gücü, abd gibi muazzam sanayi devi ve ingiltere gibi sömürge devi bir ülke ile bu kadar fazla cephede aynı anda savaşıp bu savaştan karlı çıkabileceğini zannetmek

>hadi zannettin>

11- elin hala güçlüyken en karlı anlaşma ile savaştan ayrılabilmek için barış zemini aramamak

>hadi aramadın>

12- savaşı sadece isin uzmanı generallere bırakıp sadece onların koordinasyonunu yönetmek yerine, binlerce km uzaktan cephe ile ilgili generallere emir yağdırmak, işlerine karışmak

>hadi karıştın>

13- hearman göring gibi dalyaraklara karışmayıp, sırf güzel kıç yalıyor diye hava kuvvetlerini bile darma dağın etmesine seyirci kalmak

>hadi kaldın>

askerler cephelerde, daha fazla tiger ve panther tankı, daha fazla mp40 ve stg44 diye ağlarken, kısıtlı üretim gücünü ve çeliğini salak saçma hayali projelere ayırmak

tüm bu mallıkları yaptıktan sonra kusura bakma abi hata oldu diyemezsin. adamın götünden kan alırlar amk, ki aldılar da.

hem şovcu hem de bencilmiş ve mezuniyete gitmeyen iş hayatında başarısız oluyormuş.şu yorumlara bir şey de yazılmaz.en iyisi engelliyeyim baya vakit kaybı üstelik gülünç durum

sen 60'larda "komünizme karşı" yeşil kuşağı oluşturup, destekleyip, iktidara getirirsin ama ülkeye komünizmi yeşil kuşak getirir ahahajsjwjxjehx

ulan abd^*

t; cem küçük beyanı.

yeğeni e-spor için arkadaşları ile haftalarca point otelde günlüğü 150 eurodan kalıp faturayı galatasaray'a gönderiyordu.

sonra galatasaray'ı icraya falan da vermişti.

şimdi başkan adayı.

umarım kaybeder, çünkü projeleri hep satmak üzerine.

kazanırsa biteriz.

t: eski başkan

atatürk'ün en büyük eseri türkiye cumhuriyetidir. hani sizin haini olduğunuz, sattığınız, içine sıçtığınız cumhuriyet.

edit;imla.

devlet tabi ki kiracının yanında olsun.
ama benim malıma çökerek değil.
toki var değil mi?
devlet konut yapsın ve ayda 2000 tl taksitle satsın evi olmayan insana.
suriyeli tiplere 40 milyar dolar dökmeyi biliyorsun.
git evi olmayan düşük gelirli vatandaşa ev yap ve uygun taksit ile sat.

kiracı tayfası da s@lak. bunları sorgulamak yerine 2 evi olan vatandaşa sarıyor. kendi mal sahibi değil ben de olmayım o zaman değil mi?

edit: hala özelden oh iyi oldu size evlerinizde bedava oturacağız yazan var ya djsjsjsj :) :) oğlum ben en fazla 1 sene zarar ederim. evim hala benim. eninde sonunda kiracıyı çıkartır ama satarım ama günlük kiralığa çeviririm. ama siz bu kafa ile asla mal sahibi olmadan geberip gidersiniz. yahu insan bir sorgular neden devlet ona buna para döküyorda bize konut yapıp uygun taksitle satmıyor diye.

susun be kardeşim. bütün derdiniz bitti lpg mi kaldı. uyuyan devi uyandırıcaksınız amk durduk yere. benzinle 5. vites çıktığım yerden lpg'de 2yle zor çıkıyorum zaten dalyaraklar. gidin ekmeği domatesi tartışın lpg'yi karıştırmayın bu mevzulara.

edit : ayrıca bence lpg fiyatının yükselmemesinden şikayet etmekten ziyade benzin ve mazotun neden bu kadar pahalı olduğunu tartışmak daha faydalı gibi.

"size bir şey söyleyim mi?
temmuzda öyle bir atağa kalkacaz kiiiiii"

diyeli 2 sene oldu.

edit : akpkklıların desteklediği açıklama. ya da arapperestlerin.

edit 2 : 1 sene olduğunu söyleyen çok olmuş. 2. senesi olacak demek istemiştim.

bir de aktrollün teki cehape hedape falan diye zırvalamıştı kaçmış.

10 günlüğüne memlekete geldim. gün aşırı köye gidiyorum. mesela dün 05.30 da kalktım, 06.00 da bahçedeydim. köyün bölümlerine belli aralıklarla ve sırayla su verildiğinden depoyu doldurup hortumları serip meyve ağaçlarını suladım. daha önce dikimi yapılmış fasulye, domates, salatalık ve biber fidelerinin otlarını çapaladım. 08.30 gibi kahvaltı. ardından domates fidelerine ip ve sarık dikimi, hayvan gübresini bulunduğu yerden el arabası ile fidelerin arasına dökümü gibi işler yaptım. öğleden sonra 10 kg kadar çilek ve 5 kg kadar kiraz topladım.
gerçekten tertemiz hava vardı. sabahın serinliği, doğanın uyanması, toprağın sana geri bildirimleri, bitkiler arasındaki börtü böceğin telaşı, sadece kuş seslerinin olması.
hepsi ayrı güzeldi.
tatil planının ilk etabı bitmek üzere ;)

ilk tatil planımı gerçekleştir

allah kabul etsin. 20 yıl evvel kurtulduğunuz "iğrenç" rejimi kuran, sultan vahdettin'in kaçarak terk ettiği yurdu ve istanbul'u düşman işgalinden kurtaran, ayasofyayı tekrar istanbul'a, vatana kazandıran atatürk ve silah arkadaşlarının da ruhu şad olsun.

aktroller, maaşlar yattı galiba. aferim iyi çalışıyorsunuz?

başlıktaki bilgi doğru değil. doğrusu şu, türkiye'de küçük büyük her muhalif partinin bir ekonomi plani var. sıkıntı iktidardaki akp'nin belli bir planının olmaması. yokuş aşağı giden freni patlamış kamyon gibi ekonominin kontrolunu kaybettiler.

parol, yüksek lisans tezini yaparken üzerinde çok çalıştığım ilaç...
parol ismi aslında ticari bir isimdir. etken maddesi asetaminofen veya yaygın olarak bilinen ismiyle parasetamol 'dür. asetaminofen'in onlarca bilimsel adı vardır fakat burada detay vermek gereksiz.
şüphesiz asetaminofen bir çok ticari ilaç isminin etken maddesidir ve çok yaygın olarak kullanılır.
hülasa; parol'u parol yapan parol ismi değil etken maddesi asetaminofen'dir.
yüksek lisans tezi laboratuvar çalışmalarında hastalandığımda % 100 saflığı yakın asetaminofen'i hassas terazide 500 mg olarak tartar onu toz halinde içerdim. :) hey gidi günler, aradan 33 yıl geçmiş... asetaminofen ile çalışmanın faydaları diyelim. :)
asetaminofen'in ateş düşürücü ve ağrı kesici özelliği vardır. kuvvetli bir ağrı kesici değildir. parol içtim ağrıma pek faydası olmadı diyenler bunu bilsinler.
ama asetaminofen mucizevi bir ilaçtır. vücutta bilimin pek açıklayamadığı etki mekanizmaları vardır. yüksek lisans tezimde enzimatik reaksiyonlarını kabaca vermeye çalıştım ama bu sadece tartışmaya, asetaminofen'i daha iyi anlamaya çalışmak için bir öneri niteliğinde idi. gerçekte okuyucu şunu bilsin ki ilaçların vücutta ne gibi reaksiyonlara sebep olduğunu bilimin tam olarak açıklayabildiğini düşünmesinler. madem ki işe yarıyor, karıştırma yoğurt yiyeni mantığı vardır bir yerde... denendi, test edildi, işe yarıyor, oldu da bitti... arada bir kaç kişinin ilaç yüzünden ölmesi genelin iyiliği için göz ardı edilebilir şeklinde düşünülür. unutmayın aspirin bile aspirine karşı alerjik olan bir bünye için ölümcül olabilir.
insan vücudunda bir ilacın ne gibi etkiler yaptığını bilimsel olarak ortaya koymak için milyarlarca doları bu iş için harcamanız gerekir. evet ilaç firmaları ortaya büyük paralar koyarlar ama tüm gerekli bilim için kesenin ağzını tam olarak açmazlar. bir yerde açamazlar. hala çok kulllanılan bazı ilaçların anne sütüne geçip geçmediği bile (basit bir çalışma sonuçta) araştırılmamış, ilaç firmaları tarafından. her araştırma para, maliyet demektir.
konu nereden nereye geldi. :)
parol daha doğrusu asetaminofen iyi bir ilaçtır. şunu ilave edeyim, karaciğerinden sorunlu olan insanların kullanmasını pek tavsiye etmem. bir de böbreklerinden... karaciğerde yıkıcı hasarlara sebep olabilir. karaciğeriniz sağlam olmalı. uzun süre parol kullanmaktan kaçınınız ki karaciğeriniz bi kendine gelsin...
parol ile duygusal bir yakınlığım olduğu için bir şeyler yazayım, okurlar biraz da olsa bilgi sahibi olsun istedim.

10 kıtasında tek bir kere bile türk kelimesinin geçmediği istiklal marşı'ndan da rahatsız oluyorsanız sizin derdiniz başka demektir.

biz vatandaş olarak o 239 milyarı ödeseydik, bu ödenmeyen para merkez bankasında basılmasaydı daha az zararımız olurdu.

vergi gelirinden vazgeçtiniz de nasıl sübvanse ettiniz durumu? para basarak.

enflasyon bir de bu sebepten patladı.

türkiye'nin, takım halinde kapanan rakibi karşısında sağlı sollu orta yaptığı maçta, oynadığı 6 maçta 6 gol atan, uzun boylu pivot santrafor serdar dursun ilk 11'de oynatılmamaktadır.

işte bu ülkenin genel sorunu, adamcılık, doğruyu yapan kişiyi başa getirmemek, içten içe çürümüşlük. aynen futbola da yansıyor.

black mirror bölümü gibi ürküten bir skandala konu olan durum. anladığım kadarıyla siparişler suser'ın kendi kredi kartından karşılanmıyor (son 4 hane benim değil gibi demiş), dolayısıyla maddi olarak -şimdilik- giren çıkan bir şey yok. ama kişisel bilgiler vb. hepsi kabak gibi ortada ki bu da uzun vadede daha büyük sıkıntılar yaratabilir gibi. yemeksepeti'nin böyle bir durumda "30 günde hesabınızı silebiliriz, onun için de e-posta lazım" demesi ayrı bir rezalet. e-posta en fazla, hesap silinmeye kalkışıldığında onaylamak için bir onay e-postası şeklinde işe yaramalı. 30 günde nasıl hesap siliniyor allah aşkına?!

suser kişisinin ys hesabına sıklıkla girip kendi kredi kartı bilgileriyle ilgili dikkatli olması gerekiyor, bugün hesabı hackleyen yarın kredi kartı bilgilerine de ulaşıp onları da ekler. vay arkadaş herifçioğlunun biri almanya'dan buralara bağlanıp ne dümenler çeviriyor...

bu ülkede pandemi var diye cezaevinden mahkum saldılar, hala da aramızdalar, bakın araştırın bu adam kesin cezaevi izinlisi falandır.

ülkede ceza yok, bu kişi en fazla 6-7 yıl sonra çıkar, kaldığı yerden devam eder.

ülkede cumhurbaşkanını eleştirmek dışında, insan öldürmek dahil her şey serbest.

(bkz: interstellar) baba kızın ilişkisini her hatırladığımda içim sızlıyor. babanın vitesi kızına bırakması, veli toplantısında savunması vs. ah murhpy.^*

2 saat izledim bişey mi var diye, yok. boşa izlemeyin.

var olan tweetlere zaten var olan yasalarla dava açılabiliyorsa demek ki ayrıca bir sosyal medya yasasına gerek yokmuş. demek ki bu sosyal medya yasasının arkasında başka planlar varmış.

bu akpliler de kendi kendilerini ifşa edip, açmaza düşürmekten zevk alıyor galiba arkadaş. hahahahahah.

serhan acar'dan 3. antrenmanlarda kask içi kamera görüntüsüne geçince "latifi'yle bariyerlere yakın gitme heyecanını yaşıyoruz" ^*

mig-29 ile burun buruna gelmez. çünkü mig29 daha ne olduğunu anlamadan patlayacaktır.

zaten amacı da mig-29 ile burun buruna gelmek değildir. mig-29 havada f-35 ararken, mig-29ların bulunduğu havaalanını bombalayacak bir uçaktır.

alamamamız türkiye için büyük kayıptır, ama en nihayetinde bir anti'si yapılacaktır.

edit: bunları konunun uzmanları yüz kere yazdı bu başlığa ama, hala daha mig-29ların daha üstün olduğunu falan yazan oluyor. dayanamadım tekrarladım.

10 kg. kurumuş garibim.

curry ben de uykum da senden razıyız

(bkz: şikayet ediyormuş gibi yaparak övünmek)
aynen çok zor bi durum çok ühü ühüü

bana. sıklıkla bana yani.

(bkz: ben)

tanım: erkeklerin ilgisini çeken şeyler

kokain için yeni yatırımlar.

hafızasını kaybeden kadının kaç gündür hafızasını kaybettiğini merak ettiğim durumdur. kurusıkıyla ateş edene kadar, sadece benzinliğe veya markete götürseler yeteri şoku yaşardı.

ne işletmeciye, ne oraya işletme ruhsatı verip denetlemeyen yerel yönetime, ne başka kimseye hiç bir şey olmayacaktır.
ölen yok, yerinden çıkmış..talihsizlik..vata piti..

300den fazla madenci ihmal ve hatalar nedeniyle öldü, sadece madencilerin avukatı tutuklu şu anda....

ekonomi yada mülteci değil..en büyük ve acil sorun adalet..hep öyleydi, öyle olmaya devam ediyor.

adam yüz felci geçirmiş, birisi beddua ediyor, birisi de “vay be zamanında büyük stardı” falan diyor. bunun sözlükle alakası yok aslında ülkenin yarısı yavşak doldu, haliyle buralarda da ortaya çıkıyorlar.

1- adam niye gebersin? senden daha zengin, senden daha zeki, senden daha ünlü diye mi?

2- adamın yüz felci geçirmesiyle, bir zamanlar çok büyük star olmasının ne alakası var?

ya çok kötüsünüz :((((

ben çok seviyordum. üç kez konserine gittim. instagramdan canlı yayınladığı konserlerini falan da kaçırmam. neden böyle söylüyorsunuz? neden? neden? neden? ühühühüühüh :’(

edit: her namesiyle, her notasıyla yüreğimize dokunan adam! üzülme sen bu ekşicileri okuyup da. bunlar zaten hiçbir siki beğenmezler. ben seni seviyorum. sen söyledikçe ben dinlicem.

(bkz: detay)

sen hertürlü pisliği yap şimdi süt dökmüş kediye dön inşallah elenirsin hikmet.