Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 7 aralık 2023 adalara vize muafiyeti

    bodrum'daki barzo oevlatlarına kötü haber. bin liralık lahmacunları götünüze sokabilirsiniz artık.

    7 euro'ya şarap ve kalamar bulabileceğiniz cennet gibi yerlere 7 günlük vizesiz girebilirsiniz artık.

  • 2. rize'de tepkiler nedeniyle kaldırılan yılbaşı süsü

    hayatlarında hiç kurdeleli hediye paketi almamışlar herhalde.

  • 3. gizem bağdaçiçek

    şu kızı başından bastırıp ters kelepçe yaparak gözaltına almanın tek bir izahı olamaz ya. suçludur suçsuzdur orası bambaşka konular. ülkemizin nerelere geldiğinin net göstergesidir bu. katil olmak onlyfansçı olmaktan daha değerli bu ülkede.

  • 4. 7 aralık 2023 sokak köpeği saldırısı

    yahu arkadaş 2024 e giricez 2024!
    koskoca bir ülkenin "başkentinde", vahşi hayvanlar dolaşıyor, insan avlıyor.

    tekrar ediyorum, bir ülkenin başkentinde vahşi hayvanlar insan avlıyor. burası bir afrika ülkesi değil.
    orta asyanın veya hindistanın unutulmuş bir köyü de değil.

    türkiye burası türkiye. utanın be utanın. utanın.

    ek; zafer partisinden bu konunun kökten, temelli çözümü ile ilgili çalışma ve vaatler bekliyorum. bir siz varsınız bu ülkede bizi düşünen. lütfen görün, duyun bizi.

  • 5. somali cumhurbaşkanı'nın oğlunun karıştığı kaza

    diplomatik pasaportu sebebiyle bir sey yapilmaz diyen yazarlar, hangi uluslararasi sozlesme ile bu hak taniniyormus? biri viyana sozlesmesi demis. evet viyana sozlesmesi diplomatik ve konsuler iliskilere dair uluslararasi hukuk temelini olusturur. ancak bu sozlesme diplomatik dokunulmazligi, gorevlilerin resmi gorevlerini yerine getirirken korur. kasten birinin olumune sebep olan trafik kazasi gibi durumlar dokunulmazlik kapsaminda degildir ve o ulkenin ic yargi yetkisi kapsamindadir. diplomatik dokunulmazlik var diye o ulkede suc isleme ozgurlugu saglayan hangi yasa, sozlesme olabilir amk???

    bonus olarak; disisleri bakanliginin, somali'nin silah ambargosunun kalkmasini kutlayan mesaji

    https://x.com/…277026?s=46&t=q1o7dl8nuc_17wrjrdq1xw

  • 6. imamoğlu'nun rakiplerine fark atması

    kudurmuş köpek gibi iett yazanlar son 5 ayda ne sıkıntı yaşadılar yazsınlar da bilelim. konya'da yaşayıp iett yazıyor adam. sonra ekrem neden fark attı. atar tabii

    son 5 yıldır devlette işini tek düzgün yapan kişidir

  • 7. markete 5 işe 10 dağa 15 plaja 20 dk olan ev

    şili'de mi yaşıyorsun kanka

  • 8. en lezzetli çikolata

    tadelle
    diğerlerinin burada yeri yok.

  • 9. otomatik vites arabayı çift ayak kullanmak

    frene basacağım zaman eğilip elimle basıyorum. sonuçta insanın elinin ayarı daha hassas dolayısıyla daha yumuşak bir frenleme oluyor.

  • 10. ateşin yakmadığını öğreten öğretmen

    içerik bir yana da...
    tavırlar, üslup, ses tonu, ani anlamsız hareketler, bilgiççe argümanlar vs. irrite edici.

  • 11. mansur yavaş

    ankara büyüksehir çorbacısının gelmiş geçmiş en iyi başkanıdır. karl marx görse bu adamı hüngür hüngür ağlardı. muhaliflerin oylarıyla seçilip belediyenin tüm parasını akplilere çay, çorba, internet, süt, kira, elektrik, dahre vb yardımı adı altında yediren çok kral bir abimizdir kendisi. genelde mercimeği övülür ama ankara'ya uğrarsanız kelle paçasını denemeden gitmeyin derim.

  • 12. engin polat'ın namaza başlaması

    geçiniz efendim bunları. cezaevinden çıktığı gün aklına bile gelmez.

    (bkz: orospunun yemini yarağı görene kadarmış)

  • 13. sokak köpeği sorununa çözüm projeleri

    yok kısırlaştırma yok barınaklarda besleme gibi duygusal duygusal entry girmeyin o bütçeyi kaldıracak ekonomi bizde yok. tek çözümü hepsini toplayıp itilaf etmektir. yoksa bugün başkasının çocuğu yarın benim çocuğum.

  • 14. seksin altın kuralı

    kuralları kaldırmak.

  • 15. pdf'yi pi di ef diye okuyanlar

    kanka ateistim inşallah diyorum bazı kalıplar vardırlar! her şeyi bu kadar dert etmemek lazım

  • 16. rock ve metal müzik seven sözlükçüler

    58 yaşındayım. biz black sabbath'dan başladık bu işlere.

  • 17. bütçenin %55'i memur ve emekliye gidiyor

    yalan. kara propaganda.
    iktidarın kendi ekonomik beceriksizliğinin üstünü örtmek, koyunları gütmek için sürekli kullandığı sopa.
    amk defalarca bütçeden rakamlarla bunun böyle olmadığını anlattık. yok amk hala aynı kafa.
    (bkz: #153337874)
    eytyi de emekli ikramiyesini de iktidarda kalmak için kendileri çıkardı. kimse boğazlarını sıkmadı.
    yok,eytyi kılıçdar çıkarmış. bre kafasına koduğum; cb, kılıçdar mı erdoğan mı?
    ülkeyi kılıçdar mı yönetiyor erdoğan mı?

  • 18. çalışmayan bir kadınla evlenmek

    bilhassa kadının yerinin erkeğin yamacı olduğuna inananlarin her nedense sürekli hayret ettiği ve kafalarında endişe kaynağı olarak taşıdıkları bir olgu. her sabah kendilerine sürprizmiscesine buna şaşırarak uyaniyorlar, akşamına hipergami tartışıyorlar ilginç.

    bu sabah twitter'da bir yazışma gördüm, gençler hakikaten beni ürkütüyor. iki tane geleneksel değerlere bağlı olduğunu iddia eden tip flortlesiyorlar efendim. amerikanlar zannımca. adam diyor ki benim için çocuklarımı büyütecek aileme bakacak, evini çekip çevirecek kadın önemlidir. kadın da diyor ki ben de evimi çekip çevirmek çocuklarımı büyütmek istiyorum, bunu çalışarak yapamam, ben bir ev kadını olmalıyım. adam diyor ki hayır sen gold diggersin ben nasıl gecindireyim tek başına aileyi, nasıl ev alayım, sen para için evlilik peşinde koşuyorsun. kadın diyor ki ben nasıl hem full time çalışayım hem eve bakayım hem çocuk buyuteyim hem yemek yapayım mümkün değil ki. adam diyor ki siktir git irispu kendine sugardaddy arıyorsun sen. kadın diyor ki oh paşam hem bakıcı hem temizlikçi hem de kiraya ortak ev arkadaşı mi ariyorsun dümbük? adam diyor ki a***** k**** s***o***!!!! kadın diyor ki y***b***a***i****. sonra adam başka bir gün mesaj atıyor "hey wassup"
    şimdi ben bu ne istediğini bilmeyen oğlancığa ne diyeyim? en azından "geleneksel değerler önemli ağğbiii" diyen kişinin bal gibi yapması gereken şey bu.

  • 19. şeyh sait bulvarı

    kayyum atanan diyarbakır büyükşehir belediyesinin yeni yapılan bulvara verdiği isim. bu ülkede bir vatan haininin adının bulvara verildiğini de gördük.

    konu hakkında ümit özdağ'ın attığı tweet:

    ''diyarbakır belediyesine kayyum atanmıştı. vali aynı zamanda belediye başkanı. şimdi kayyum vali diyarbakır’da şeyh sait bulvarı inşa ediyor. hangi devlet kendisine karşı isyan etmiş, yüzlerce subayı, askeri ve sivil memuru katletmiş ve sonunda idama mahkum edilen bir vatan haininin ismini asıldığı şehirde inşa ettiği bulvara verir? madem şeyh sait bulvarı yapacaktınız neden kayyum atadınız? hdp’de yapardı şeyh sait bulvarını. siz yapmaya devam edin. biz zamanı gelince o bulvarın adını diyarbakır’ın yiğit evladı ziya gökalp’in adını vereceğiz.''

    atatürk döneminde asılan bu vatan haininin bulvara isminin verilmesi konusunda, atatürk'ün partisi chp'den herhangi bir tepki yok. milliyetçi olduğu iddia edilen stepne mhp'den de yok.

    şu bulvara bu ismi verenlere gereğini yapmayan devlete de, bu olay için memleketi ayağa kaldırmayan millete de yazıklar olsun.

    kaynak

    edit: bazı yazarlar dm'den, akp'den neden tepki beklemedin, neden akp yerine chp'yi eleştirdin gibi şeyler yazıyorlar. akp denen oluşum, seçim kampanyalarında ''her evet şeyh sait'in ruhuna bir fatihadır'' diye afiş asanların partisi. 20 senedir her fırsatta atatürk başta olmak üzere tüm milli değerlerimizin aleyhinde konuşanların saf tuttuğu bir parti. onlardan milli değerlerimizi savunmasını beklemiyoruz zaten.

    ama atatürk'ün partisinden bekliyorum mk. siz beklemiyor musunuz ? hâlâ daha olayı parti çekişmesi haline getirip bu rezilliğe karşı partinizi savunmaya nasıl geçebiliyorsunuz ? şu olaya karşılık en sert tepkiyi vermesi gereken, kamuoyunu ayaklandırması ve derhal olayı yargıya taşıması gereken chp'den bir tweet bile yok.

    o kadar sıkılıyorum, o kadar bunalıyorum ki. ülkesini seven, miilli değerlerine ve atatürk ilkelerine bağlı sıradan bir türk vatandaşı, tarihin hiç bir döneminde bu kadar aşağılanmamıştır. hiç bu kadar kendini 2. 3. sınıf vatandaş hissetmemiştir. seyit rızacılar, hizbullahçılar, şeyh saitçiler bile daha değerli bir pozisyona geldi bu insanlardan. oldu olacak seyit rıza mı daha iyi hain, şeyh sait mi diye kıyas yapalım. bizi bu duruma düşüren siyasi konjönktürün de, 3 5 hainin oyunu alabilmek için bu durumuma sessiz kalan tüm partilerin de ta mk. bu olayı gündeme getiren ümit özdağ'ı da tebrik ederim ben arkadaş. ne trollü ilan edecekseniz edin. parti marti s2mde değil.

  • 20. akşener'in istanbul'un ulaşımı kötü demesi

    siyasi çıkarlar çatışında tabi ki istanbul'da ulaşım kötü olacak. ümraniye metrosuna binerken paristeki gibi demeyi biliyordu. :)

  • 21. irem sak'la akşam yemeği vs 10 bin tl

    miktarın önemi yok, yemek teklifinin kimden geldiğinin önemi de yok. parayı alayım.

  • 22. evliyken eski sevgiliyle buluşmak aldatmak mıdır

    evet
    evet
    evet

    evliliği geçtim sevgiliyken bile aldatmadır.

    şunu anlamıyorsunuz. bir insanın hayatında biri varken karşı cins ile yapılan "gizli" " saklanan" her münasebet aldatmadır. birine aitseniz başkalarına kör, sağır, dilsiz olacaksınız. eskisi, diğeri, beriki yok abi. ya sadık olacaksınız ya da silik bir insan.

    ilişkinin, aşkın, sevginin bir onuru var beyler bayanlar. yeni nesil bilmez, yeni nesil her şeyi normalleştirme çabasında ama bu kadar da değil.

    başka soru varsa onu da cevaplayalım ya zevkli oluyor böyle.

  • 23. celal şengör'ün aslında cahil birisi olması

    celal şengör cahil değil, zengin bebesidir.

    fatih altaylı ve ilber ortaylı da öyle. yaş ortalamalarının yetmiş olması bu gerçeği değiştirmez.

    kaymak tabakada doğup büyümeleri sebebiyle ülke nüfusunun %90'nın yaşadığı sosyoekonomik sorunlardan azadeler. ve bunu bilseler de tam olarak idrak edemiyorlar.

    bu zamanın z kuşağı zengin bebeleri arabalarıyla ınstagram'da hava atıyorlar. bunlar da kendi dönemlerinde aldıkları üst düzey eğitimle televizyon programlarında hava atıyorlar.

  • 24. ender saraç

    hakkında bir takım iddialar ortaya atılmış ünlü sağlık uzmanıdır...

    yalnız beni şaşırtan, daha ortada yargı kararı yokken, kesin bir kanıt yokken birçok kişinin şahsı bu kadar kolay suçlu ilân etmesidir... daha önce boşanmış çiftlerden karşı tarafa iftira atan o kadar çok kişi gördük ki... ortada kesin bir şey yokken böyle linç başlatmak çok garip değil mi? benim gözümde, kesin bir kanıt ortaya konmadıkça masumdur... unutmayın, kanıtsız toplumsal linç yaygınlaştığında siz de her an bir linçin kurbanı olabilirsiniz...

  • 25. çocuğunun duvarı boyamasına izin veren anne

    çocuğuna dur demeyen annedir. çocuk sahibi olmadan önce, böyle yapan insanlara "aoow, çocuğa dur bile demiyor" dediğine kesin eminim.
    çocuk duvara hilti ile girip anasını s... ses çıkarmaz.
    o çocuk okula başlayınca, prens/prenses olmadığı şamar gibi vurulur yüzüne ve uyum sorunları başlar. annesinin konfor alanından çıkmıştır artık. hoş geldin yeni sorunlar.
    yanlışı doğruyu öğretmek lazım. kendi öğrensin dediğinde büyük bir risk alırsın. çoğu öğrenemez.

  • 26. iki erkeğe birden aşık olmak

    görsel

  • 27. ilk bilgisayarda yapılan mallıklar

    gereksiz yer kaplıyor diye system32 dosyasını silmiştim. sonra tabi hayat sana format atmayı öğretiyor.

  • 28. meral akşener

    mhp içinde yetişen hiçbir insana güvenmem. 3 ortak özellikleri var.
    1. ellerine yağlı bir fırsat geldiği anda dava mava dinlemezler. tüm o görüşlerini bırakıp 180 derece dönebilirler. bunu da "ülkenin yararı bunu gerektiriyordu" diye savunurlar.
    2. hiç gerek olmayan anlarda, artislik yaparak olmadık reaksiyonlar gösterirler. ortadaki durumu çözmek yerine daha da boka batırırlar.
    3. çevrelerine aşırı bağlıdırlar. bizden olmayan ölsün gebersin mantığıyla hareket ederler.

    o yüzden meral akşener güzellemelerine hep burun kıvırarak, nurella bakışı atarak yaklaşırdım. zaman beni haklı çıkarttı.

    o kadar övülen sinan oğan'ı gördük. şimdi meral akşener. sırada ümit özdağ var. dünyada vatanını ölümüne sevdiğini iddia edip de vatana bu kadar zararı dokunan tek zümre mhplilerdir. ötesi gelmez.

  • 29. taylor swift

    müzik zevkimdeki kara deliğin tam ortası olduğuna inandığım sanatçı. bu açıdan da herhalde dünyanın en küçük ve zevksiz azınlıklarından birine ait olmalıyım zira bir sürü videosu milyar dinlenmiş biri. demek sorun bende, kadın süper şarkılar yapıyor ama ben zevksizim!

    yine de çözemiyorum;taylor swift'i dua lipa'dan daha iyi yapan şey ne mesela, hala anlamadım, hala bulamadım. ikisinin de en popüler şarkılarını dinliyorum, bir levitating gibisini, bir don't start now gibisini, bir hallucinate gibisini taylor swift repertuarında bulamıyorum?

    elbette zevkler ve renkler tartışılmaz; ama bir yere kadar tartışılmaz. örneğin; smooth criminal kötü şarkı diyemezsin, porsche 911 çirkin bir araba da diyemezsin, monica bellucci çirkin kadın diyemezsin*. bunların bu kadar ünlü olmasının sebebi, genel zevklere hitap ediyor olması. bunlar kendi çaplarında sanat eseri.

    buradan yola çıkarak milyar dinlenmeleri olan taylor swift şarkılarını da beğenmem lazım ama olmuyor. popüler kültür zevkim, taylor swift'te inanılmaz derecede tıkanıyor, the weeknd'i, lady gaga'yı, dua lipa'yı, katy perry'i, geçmişte de kylie minogue, britney spears, madonna'yı algılayan zevkim, taylor swift'i algılamıyor.

  • 30. yazarların süre bazında en çok oynadığı oyun

    (bkz: zuma)

    tam kafa dağıtmalık oyun. oynarken beyin devre dışı kalıyor. omurilik soğanı ile oynuyorsunuz.

    (bkz: sanitarium)

  • 31. galatasaray'a küfür eden tff temsilcisi

    adamı git de küfür varsa rapor et diye maça gönderiyorlar. galatasaray'a edilen küfüre eşlik ediyor.

    hiç bir şey bu kadar çürümemişti. bu adam bu işten para kazanıp çocuklarına yediriyor.

  • 32. türklere özgü memleket sorma takıntısı

    amarikalıarın ice breaker dedikleri şey... yani vatandaş seninle dostane bir diyalog kurmak için biraz veri alıyor alt tarafı.. bizim memleketteki standart uygulama da bu.. ağzına kadar aşağılık kompleksi dolu ortalama zekanın anlayabileceği bir şey değil...

    ortalama zeka dediğim şey bildiğin beyinsiz de işte maksat kalpler kırılmasın...

    takıntı tıkıntıııı... uuuuu..

  • 33. itü'lülerdeki anlamsız kibir

    bu okuldan mezun, piyasada gördüğüm kadarıyla en dişe dokunur işleri yapıp da havasını atmayan okullar itu ve yıldız.

    odtu ile aynı masaya oturunca anlıyorsunuz.

    boş başlık

  • 34. hayatınız matematik olsa hangi konu olurdu

    biz lisedeyken otobüs örneğini anlatırlardı, gideceğiniz yolun önce yarısını gidiyorsunuz, sonra kalan yolun yarısını, sonra yine yarısı ancak varacağımız yere bu şekilde asla ulaşamıyoruz, çünkü sonsuz bir ifadeye denk geliyor, aslında her insan bir nevi kendi limitlerini kovalıyor ve asla sona ulaşamıyor, benimkine benzerliği ise manidar...

  • 35. banka şubelerinin birer birer kapanması

    28 yıl yaptım bu bankacılık denen şeyi. 1994 krizinden başladım ne kadar kriz varsa ıska geçmeden hepsini yaşadım. gün geldi bankalar patır patır şube açtı gün geldi kapatmalar başladı. bilin ki bankalar şube kapatıyorsa bunun en baş sebebi krizin derinleşeceğine dair öngörüleridir. bankalar genelde piyasayı ve ekonomik geleceği en iyi öngörebilen kurumlardır. bankalar şube kapatıyorsa kriz büyüyecek demektir. ona göre vaziyet alın. ekonomi genişleme politikası güttüğünde likidite açıldığında enflasyon indiğinde krediler bollaştığında yine şube açmaya başlarlar. ama rüzgar tersten esmeye başlamasın daha yağmur gelmeden küçülmeye giderler. tabi bunda gelişen teknolojinin payı da var ama o kriz ile kıyaslandığında devede kulak. 2024 yılı 2023'ten daha kanlı geçecek ona göre.

    edit : gelen sorular, mesajlar üzerine bir açıklama yapma isteği oluştu. arkadaşlardan gelen mesajlar asıl sebep dijitalleşme olamaz mı diyor. ben kendimi tam ifade edememişim onu anladım. benim vurgum bankaların şube kapanma hızında artış olması ve 2024 yılı içindi. ama daha uzun vadede yorum yapmak gerekirse dijitalleşme, fintek teknolojilerinin artışı, gümbür gümbür gelen yapay zeka bunda baş rol oynayacak. hele ki banknot denen şey ortadan kalkar devletler kripto para işine girerse bir arkadaşımızın yazdığı gibi şubeler ancak müze olur çocuklarımıza göstermek için. ama kısa vedede (2024 yılı için) teknolojiden daha ziyade yaklaşan resesyon sesleri bankaların şube birleştirme ve kapatmalarında şu anda daha etkili bir husus.

  • 36. behzat ç.

    eski behzat ç.; az konuşan, salaş giyinen, dünyada olduğuna pişman, depresif acılı bi karakterdi.
    bu blu tv deki bayaa ciks mor camlı gözlük takıo saçlar geriye yatık falan.
    akbaba ve hayalet de yenidoğan bebesi gibi genizden çatlata çatlata konuşan karakterler değildi yaa. ilk sezonlara bakın.
    karakterlerin ruhlarındaki o ankara griliği yok sanki.
    korkuyorum diziyi izlemeye.

  • 37. borsa istanbul

    dinamiğinizi sikim afedersiniz. şunu karşımda söyleseler sike sike öldürürüm. amk boş boş konuşuyorsunuz ya.

    herkes warren buffett amk yerinde, 2 tane terim öğrenen başlığa damlıyor bide “dinamiğimiz” çıktı onu da öğrendik gördük şükür.

  • 38. tebliğciler'in pavyona girmesi

    tebliğ ayağına cemaatin paralarını ezmeye gelmişler*

  • 39. cmxxiv

    şunu kabul edelim ki eski cem yılmaz performansından uzak olacak, öyle kahkahalar attırmasa da gülümsetecektir. fakat yine şunu kabul edelim ki piyasada kendisinden bir tane daha yok. ne doğu demirkol ne baturay bilmem kim, ne o, ne bu, ne bir başkası. cidden kendinden başka kimse yok. kahkahalar attırmasa da gülümsetmesi yeter. afişi görmek, her şeye rağmen heyecanlandırmaya yetiyor.

  • 40. ruhsar'dan akılda kalanlar

    "fakat, trikotajla hiçbir ilgisi olmadığı halde sürekli ağ ören kader, yine ağlarını örmüştü."

    bunu tabi ki çocukken hiçbirimiz anlamamıştık. oradaki ses tonundaki taşak geçme, her şeyle alay edebilen bir senaryo, absürd komedi ve kara mizah harikaydı.

    zaten dönemin karikatüristleri yazıyordu senaryoyu. hande ataizi'nin meleksi güzelliği, mazhar'ın zeki, nazik ama şapşal, tembel türk erkeği olması, göksel kortay'ın "yapiciğiim" diyen o muhteşem trt türkçesi, reyhan'ın sırılsıklam salaklığı, kız kurusu firdevs'in de seksiliği vs... her şey şahaneydi yahu.

    youtube'da arada açar izlerim. insanlar ne kadar saçmaymış falan yazıyorular. hadi canım şaka yapıyorsunuz. lan olay saçma olması ve ölüm vs gibi konularla bile alay edilebilmesi zaten. inceleri harika. 90'ların kalitesi işte. keşke daha uzun sürseymiş.

  • 41. kemal kılıçdaroğlu'nun çürüme makalesi

    bilmem kaç tane seçimi kaybettiği halde yüzsüzlüğü, arsızlığı, pişkinliği elden bırakmamış, hem kendisini hem partisini her seçimde rezil rüsva ettiği halde istifa etmeyi düşünmemiş, rakibi tarafından tüm ülkeye hatta dünyaya rezil kepaze edilmekten gocunmadan şamaroğlanı olmuş, basiretsiz, liyakatsiz ve beceriksiz bir bunağın makalesi. ve ne diyor biliyor musunuz? tam demokrasi!
    ulan bu ülkede her şey olunuyor da bi rezil olunmuyor gerçekten.
    bence bunların alayı, iktidar muhalefet el ele verdiler bizi deniyorlar. bizim üzerimizde bir şeyler deniyorlar yani bunun başka açıklaması yok.

    edit: düzeltme

  • 42. bir insanın sahip olabileceği en değerli şey

    tutumudur.
    aslında bir insanın sahip olabileceği tek şey tutumudur.
    stoacı filozoflara göre tutumunuz dışındaki hiçbirsey size ait değildir..
    birgün herşeyiniz elinizden alınabilir.
    malınızı, sevdiklerinizi hatta uzuvlarınızı..vs kaybedebilirsiniz.
    ama koşullar ne olursa olsun, nasıl bir tavır ortaya koyacağınızı yalnızca siz belirleyebilirsiniz.
    dolayısıyla insana ait olan tek şey tutumudur.
    o nedenle erdemli olmak ve doğru karakter geliştirmek insanın en öncelikli amacı olmalıdır.

  • 43. 6 aralık 2023 baskonia fenerbahçe beko maçı

    guduric canı istediğinde liderlik yapacak, sen ona o görevi vermeyeceksin. bu guduric'in olayı.

    motley, iq testinde 70'i geçerse hesabımı silerim. bir insan basketbol oynarken bu kadar zorlanmamalı. inanılmaz basit şeyleri algılayamıyor. kendisini seven biri olarak artık kesinlikle fb kalitesinde olduğunu düşünmüyorum.

    sertaç, 2 metre adamsın boş panyalı atış yaparken pozisyon alamıyorsun, daha kötüsü bunu ard arda iki kez yapıyosun amk.

    dorsey, inanılmaz şaşırttı. son çeyrek bi iverson özeti izletti. kumaşı iyi, mental berbat bi arkadaş. sevmem böyle oyuncuyu. gard dediğine her maç belli sayı belli asist yazacaksın, gardın biraz orospusu makbuldür. bu arkadaş çok çıt kırıldım.

    yam madar gene bildiğimiz gibi. son topa kadar mücadele. kredisi yüksek. kötü de oynamadı.

    pierre hala sakatlıktan dönemedi, onun silik oyunu hayes'i de etkiliyor. umarım bir an önce toparlar. hayes iyi bir maç çıkarmasına rağmen pierre ile muazzam maçlarından uzak.

    calathes wilbekin, bugün biraz daha iyi olabilirlerdi. ama bugün sıkıntımız uzunlardı, suçu bu arkadaşlara yüklemek yanlış.

    maç uzunlara yazar. ikinize de çift antrenman basketbol fundemental çalıştırmak lazım.

  • 44. entelektüellik arttıkça erkeklerin kadınsılaşması

    entelektüel birikim artıkça erkekler medenileşir, kadınsılaşmaz. örneğin alanı kickbox olmayan bireyin kickbox ile ilgilenmesi de bir entelektüelliktir. çünkü entelektüellik, tanımı itibariyle bireyin uzmanlaştığı konu dışındaki genel kültür seviyesinin yüksek olduğunu ifade etmek için kullanılır.

    kadınlar, doğası gereği erkeklerden daha nazik olduğu için medeniyet=kadınlık gibi bir mantık safsatasına düşüyorsunuz (hatalı ikilem). cinsiyeti fark etmeksizin bir insanın birikimli ve kibar olması onun bilinçli ve temkinli olduğunu gösterir, zayıf veya korkak değil.

    zeki ve bilgili bir erkek temkinlidir çünkü maskülenliğin gerektirdiği özelliklerin ilkel olduğunun farkındadır. kavga ederek birikimini boşa harcamak istemez örneğin.

    bu aynı antinatalistlere karşı gereksiz propagandalara benziyor. * size ne oğlum amk?

  • 45. teoman'ın tarkan kadar saygı görmemesinin sebebi

    teoman tarkan'a göre daha halk adamı olduğu içindir. halk kendinden gördüğüne ve ulaşabildiğine saygı göstermez. geçen kış, arkadaşımla bir mekanda oturmuş sohbet ederken tam yanı başımda tanıdık bir ses duydum, bir baktım teoman yanımda oturuyor. hiç ünlü triplerinde ve kasıntı bir tip değil. hani böyle rockçı kasıntılığı ve asla coolluk olmayan kıl halleri olur ya, asla yok adam doğal cool.

  • 46. 9 aralık 2023 beşiktaş fenerbahçe maçı

    ya ben bizim takvimimizi, fikstürümüzü sikeyim.

    adamlar teknik direktörü çözdü,
    oyunculardan çıkan çıktı, kalan kaldı,
    stoperlerinin stoper değil, aslında futbolcu olmadığını falan anladılar mesela.
    en son başkan işini de çözdüler.

    şimdi bizimle maç yapacaklar. eğer bir şekilde mümkün olsaydı transfer döneminden sonraya denk gelirdi bizim derbi, kadro kalitesini de çözerlerdi ona da eminim.

    galatasaray sezonun başında tüm çöp teknik direktörlerle oynadı. gs ile oynadıktan sonra değişen 20 tane teknik direktör var herhalde.

    trabzon sene başındaki ekiple devam etse küme düşecekti, o ara gs rahat rahat çaktı geçti bunlara. abdullah avcı'yı aldılar biraz toparlar gibi oldukları an bizimle oynadılar hem de en eksik olduğumuz hafta.

    beşiktaş şenol krizinin tam göbeğinde gs ile oynadı. tarihi fark bekliyordu herkes gs'den. 2. vitese atmadan yaya yaya beşiktaş'ı yendiler.

    adana gelene gidene çakıyordu, formdan düştüler en son bu hafta teknik direktörü de kovdular, adamların teknik direktörü belli oldu mu onu bile bilmiyorum. şimdi gs ile oynayacaklar.

    sonra diyorlar ki fener zor maçlarını daha oynamadı. lan biz galatasarayla aynı ligde oynamıyoruz ki amk? oynadığımız takımların sadece isimleri aynı. başka aynı olan bir şey yok ki sezon başından beri?

    paf takımlarıyla gs, as takımlarıyla biz oynuyoruz sanki sene başından beri amk. bu fikstürden çektiğimiz çile nedir gerçekten bilmiyorum.

  • 47. tez yazmak

    yüksek lisansımın sonuna yaklaşırken gereksizliğinden tamamen emin olduğum eylem. benim için çok eziyetli geçmedi. çünkü ben mümkün olsa saniyemi salise salise planlayacak yaradılışta bir ruh hastasıyım. beni master teziyle yıkamazsınız. iş değil bunlar bana.

    gel gelelim, neden gereksizdir bu eylem. boş boş şişirme, sayfalar dolusu yazı var her tezde. hele sosyal bilimlerde yazılan tezlerin yazılacağı vakitte bin türlü iş yapılırdı. o onu dedi, bu bunu dedi, al aha ben de şunu diyorum tadında bi sürü üfürük. son beş senede yazılan bütün sosyal bilim tezleri dünyadan silinse yaprak kıpırdamaz.

    benim alanım moleküler biyoloji. halka açık plajlardan örnekler toplayıp enterokokları inceledim. bir tanesinde antibiyotik direnci geni buldum. adını veremeyeceğim bu plajda denize girerseniz de içinize enterokok kaçarsa kurtulması çok kolay olmayabilir. başka işler de yaptım, yerine yurduna baktım genin. genomda mı, plazmidde mi, başka bakterilere de geçer mi, risk nedir vs. bak mis gibi bir ton sonuç var bende, halk sağlığını falan da ilgilendiren. bütün bu yaptıklarımı size on sayfada açıklayabilirim, yeter de artar. ben kaç sayfa yazdım peki, 78 sayfa. 68 sayfası temiz üfürük. zaten çoktan yazılmış şeylerin tekrar yazılması. zaman kaybına gel. pozitif bilimlerin bile çoğu olmuş üfürük. neyi neden yaptığımız belli değil. biri bir formatı tutturmuş, biz de takılmış gidiyoruz peşinden. yazmam desem olmuyor. neye direneceksin. al hocam 78 sayfayı, hayrını gör.

  • 48. c. şengör'ün fransız ihtilali felakettir demesi

    fransız devrimi, afrikalı bir albayın uykusundan uyandıktan sonra üç beş askeri yanına katarak yaptığı sabah darbesinin adı değildir. öncelikle bunun iyi kavranması gerekir. bu “devrim”e dair bizdeki geleneksel anlatım öyle yüzeyseldir ki, sanki her şey plansız bir oldu bitti, gerçeklikten bütünüyle kopuk basit bir tiyatral gösteri, yahut vıcık vıcık romantizm kokan bir piyasa edebiyatından ibarettir. hayır. fransız devrimi dediğimiz şey öncesi ve sonrasıyla uzunca bir sürecin adıdır. her şeyden önce insani yönü itibariyle ele alınması gereken trajik bir süreçtir bu. ihtilal, etat generaux'tan bastille baskını'na, terör dönemi'nden 9 thermidor darbesi'ne, direktuvar'dan ta napolyon'un imparatorluğuna kadar uzanan geniş ve son derece dinamik bir süreci kapsar ve her biri kendi içinde sebep ve sonuçlarıyla önemli etkiler yaratan kısımlara ayrılır. bu öyle bir dönemdir ki, belki birkaç asra sığacak önemli hadiseler çeyrek asra bile ulaşmayan dar bir tarihi kesite sıkışmış, iç içe geçmiş, üst üste binmiş, hararetlenmiş, patlamış ve dünya'nın hemen her yanına korkunç alevler saçarak püskürmüştür. yalnız bütün bu gürültü patırtı, bütün bu toz duman arasında şunu mutlak suretle ifade etmek gerekir ki: ihtilal önce kalplerde ve zihinlerde doğmuş, bu bir ideale dönüşmüş, idealler olayları çağırmış, sonra olaylar bu kanlı ihtilali adım adım peşinde sürüklemiştir. ta ki napolyon'un iktidarına kadar…

    burada gözden kaçırılmaması gereken bir başka husus da devrimin insan figürleridir. çünkü devrim bunların sırtlarında yükselir ve düşer! “ıncorruptible” (bozulmaz, baştan çıkarılamaz, yıkılmaz) olarak adlandırılan efsanevi figür maximilien robespierre'den adaletsiz şekilde yargılandığı davada hakim kürsüsünün yanından kendisine haksız suçlamalar yönelten savcıya “sizin benden yukarıda oturmanız bir marangozluk hatasıdır.” diyen bir başka efsanevi figür georges jacques danton'a, bastille baskını'nın mimarı gazeteci ve hatip camille desmoulins'ten ateşli bir figür, gazeteci ve politikacı jean paul marat'a, “ölüm meleği” louis antonie de saint-just'tan gizli polis şefi joseph fouché'ye ve dahi napolyon'a kadar uzanan bir şöhretler geçididir bu. ki bu figürlerin her biri için onlarca kitap ve makale yazılmış, tiyatro oyunları sahnelenmiş, filmler çekilmiştir. bunları kavramadan ve ayrıntılı incelemeden bu devrim hakkında konuşmak, fikirler öne sürmek, ancak ve ancak “cahil cesareti” dediğimiz o kahrolası özgüvenin bir yansıması olabilir. celal şengör'ün “fransız ihtilali bir felakettir” demesi neden sebeptir bilemem ama içinde “terör dönemi” diye adlandırılan bir dönem barındıran, “madam giyotin”in eşsiz yardımlarıyla 15 bin ila 40 bin arasında kişinin kellesinin uçurulduğu, kurbanlar arasında devrin fransız entelijansiyasının da önemli bir yer tuttuğu, avrupa'nın onlarca yıl sürecek büyük harplere sürüklendiği, dünya savaşlarına giden karanlık sürecin tohumlarının ekildiği böylesi bir ihtilal için “felaket” ifadesinin kullanılması, hele ki gözümün önünden geçen bütün o kanlı sahneleri düşündükten sonra pek de uzak durduğum bir düşünce değildir açıkçası. 170-200 bin arası asker ve sivilin öldüğü, insanlık dışı katliamların yaşandığı “vendee isyanı” manzaraları bile tek başına felaketin büyüklüğünü gözler önüne serebilmek için yeterlidir bence.

    fransız ihtilali'ni hakkıyla değerlendirebilmek ve ihtilalin seyri ve sonuçları ile ilgili şöyle “dört başı mamur” bir eser okumak ve aynı zamanda da gerçek arşiv belgeleri ışığında ihtilalin silinmeye yüz tutmuş izlerini sürmek isterseniz, yahut yetkin bir tarihçi tarafından belgesel tarzda hazırlanmış objektif bir esere ulaşmak ihtiyacındaysanız, size naçizane tavsiyem; nazım poroy çevirisiyle türk tarih kurumu tarafından 3 cilt halinde yayınlanan ünlü fransız tarihçi françois-alphonse aulard'a ait “fransa inkılâbının siyasî tarihi” adlı eseri olacaktır.

  • 49. ölümlü dünya 2

    sonunda beklenen dündar dinç şarkısı resmi olarak geldi. başkan dündar dinç geliyor!

  • 50. dünyanın en kötü hissi

    yetersizlik hissi. insanı düşürdükçe düşürür.