bugünlük yine en iyi, en mükemmel, en saygı duyulanız, yarın yine yatarak para kazananlar sınıfında yerimizi alacağız.

yine de günümüz kutlu olsun. hak ettiğimiz değeri ve itibarı göreceğimiz günlere…

bu adam gibi adam amerika'da olsa homeless olur. hem kafa çalışmıyor hem delibaş. sokaklarda da tinercilerin getir götürünü yapar.

ancak ülkemizde teknik direktör olur spor eleştirisi yapar hiç bir bok yapamazsa acun'un programlarında şamar oğlanı olur parayı yine kazanır. bayrağı öper vatan millet sakarya der.

öküzüm ama para yine bende ismiyle bir film çekilebilir.

"yabancı kadınlar aşırı derecede para düşkünü"ne kadar gayet iyi gidiyordu aslında.

bu nasıl bir genellemedir allah aşkına? hangi yabancı kadınlar mesela?

ayrıca yere bir zahmet çöp atma aw. adamın sızlandığı şeye bak.

edit: gördüğüm kadarıyla çoğu avrupa ülkesinde kuralların uygulanması bazı arkadaşları aşırı delirtmiş. türkiye'deki kuralsız düzen sizin ayarlarınızı bozmuş.

bu cümleyi kuran terörist hala tutuklanmadı fakat sığınmacı ve kaçaklarla ilgili haber yapan gençlerimiz hukuksuzca günlerce içerde tutuldu.
kime çalışıyorsunuz lan siz?

yüzlerce hatta binlerce var. mesela ortaokul türkçe öğretmenim. yazmayı ve okumayı sayesinde sevdim. sonra lise bilgisayar öğretmenim, hocam, ustam, manevi babam. bugün severek yaptığım bir mesleğim varsa onun emekleri sayesindedir. arada kötüleri yok muydu? vardı dünya kadar hem de. bu sorunun temelinde yatan cevap bardağın neresinden baktığınızla alakalı.

(bkz: kışın deodorant kullanılır mı sorunsalı)

soruya bak. tabii ki kışın duş alınmaz, deodorant kullanılmaz, dişler fırçalanmaz. aksini iddia eden vatan hainidir.

izansızlığın bu kadarı. sözlük sözlük olmaktan çıktı. vasatlık yuvası.

5. maddedeki fotoğrafları kendi albümünden mi verdi diye merak içerisinde bırakan tweet'dir.

“5- cumhuriyet tarihinde dünyanın uyuşturucu ve organize suç çete üyeleri/ liderlerinin fotoğrafları ve bilgileri toplanıp; havalimanları sınır sistemi ve güvenlik birimlerinin el tabletlerine ne zaman yerleştirildi?”

popüler kültürden o kadar uzağım ki başlığı görünce naci görür hoca bir basın toplantısı yaptı, diğer uzmanlar da destek oldular, akademisyenlerden beklenen istanbul depremi için son çağrı falan sandım. başlığı açtım kıvançlı berenli ağlak soslu aşk filmi çıktı.

terör örgütü gelecek benim yaşam mahallime girecek, çoluk çocuk demeden katledecek, yetmeyecek karımı, çocuklarımı rehin alacak o da yetmeyecek insanların üzerine 2000'den fazla roket yağdıracak ben de sevgi pıtırcığı olup "hoff yha svaşın da kurlı olr .s.s" diyeceğim.

hamas savaş kurallarını kadınları, çocukları rehin alarak zaten bozdu. gazze bombalanmasın ama bu tüneller içinde hamas teröristleri varken su basılsın, elektrik verilsin hatta betonla doldurulsun.

edit: amk işsizleri sayfa sayfa mesaj atmislar. olm mesaj kutumu taciz etmeyin lan, sizin sikko sikko fikirlerinizle ilgilenmiyorum.

3% enflasyona öldük bittik diyen memleket amerika. ortadoğuluların anlaması kolay değil.

avrupa kıtası hükümetlerinin sikko göçmen politikalarının sonuçlarını halk çekiyor.

yiyin amk birbirinizi, irlanda'yı dublin'i bilmem ama londra sokakları şam'a peşaver'e dönmüş.

kendi elinizle 80 iq lu tipleri kucakladınız. kucakta sikiyorlar sizi şimdi

bizdeki durum nedir soran olursa, fatih'in fethettiği istanbul sınırlarında türk yok.

sonra aldıklarını giyinip en hanımefendi, en karizma benim hareketleri ile ortalıkta hava atacaklar.
insanların gerçek yüzleri rezillik.

dönüşlerde sarsmaması, yol tutuşu.

kahve yapmak için

gençler şuan ki gelir durumu pakistanlı tezek satıcısı ile hemen hemen aynı olan şahsımın bir türlü anlayamadığı olay. 13 milyon doları varken insan niye daha çok kazanmak için olmadık işlere girer ?
cevap söyle olur " kapitalizm , başarı ve büyüme güdüsü , kazanmaya olan hiç bitmeyen açlık".
ayda 10 bin usd harcasam bana 108 yıl yetecek bir para ve hala insanlara yetmiyor...
ayda 280.000 tl ile geçinemem diyecek kaç insan var burada??

edit: 9786 sefer tekrar edildiği üzere evet fakirim...
yani şöyle...
+++ adım bond , james bond
----- ben de fakir bildiğin pis fakir...

edit2 : 280 binde para mı pis fakir diyen arkadaşların asgari ücretle çalıştıklarına yemin edebilirim...
kardeş 10 bin senin engin hayal gücüne yetmiyorsa , 54 yıl 20 bin usd yapalım, oldu mu şimdi ???

köfte, balık, patates kızartmalarında yıllardır evi kokutmadan kullanıyoruz. buzluktan çıkarılan pasta börek vs şeyleri de 5 dk.^* içinde çözüp ısıtıp veriyor. bayat ekmeklerin üzerine domates yumurta öbür zıvır koyup atıyorsun içine 3-5 dakika da mis gibi kahvaltılık oluyor. kendisinin modasının geçeceğini hiç sanmıyorum.

yaz başında haber ilk çıktığından beridir takip ediyorum konuyu. burada ne ponzi ne de benzeri bir piramit sistemi var. dolandırıcılık da sadece banka müdiresi tarafından yapılmıyor. bayağı büyük organizasyon var ve mevzu yüksek faiz vaadiyle sınırlı değil. tefecilik, vergi kaçırma, suç örgütü kurma, darp, gasp, tehdit vs. vs. ne ararsanız var. tam bir rezillikler zinciri.

yalnız bu ekibin elinde nasıl bir medya gücü varsa bütün mevzuyu kadının üzerine attılar ve başlığın konusu terim, olaydan bi habermişcesine aklandı. futbolcular da saftirik mağdurlar olarak lanse edildiler. hala da edilmeye devam ediyorlar. medya tarafında inanılmaz bir manipülasyon çalışması var. ya bilerek salağa yattıklarını halk anlamıyor zannediyorlar ya da öyle ümit ediyorlar. asıl ortalama zekanın rahatlıkla idrak edebileceği bu basit köylü manipülasyonları ama neyse.

ülkede araştırmacı gazetecilik biteli zaten çok olmuştu ama artık mide bulandırır hale geldiler. son günlerde klasik ve dijital medyada dönenlere şöyle bir göz attım. fatih portakal, yarısı yalan yanlış olan ve devam eden yargı süreciyle uyumsuz bir sürü çarpıtma bilgi verip konuyu futbolcular salak, açgözlü, o yüzden tufaya düştülere getirdi. https://youtu.be/owsndiyq6oq?si=rzbtgoxw2aovqnon

sonra, mehmet demirkol ve kaan kural'ın socrates'deki programını izledim. nasıl başardılar bilmiyorum ama en az 15 dakika bu fon hakkında konuştular ve fatih terim adı dahi geçmedi bu diyalogda. kaan kural abd'de yapay zeka ile dolandırıcılığa kadar götürdü konuyu. demirkol, ık mık vergi kaçırma dedi. sonra konu değişti. konunun başlığı bile futbol dünyası ve dolandırıcılık öyle bir korku. https://youtu.be/mtdqcd3q8ri?t=1686

youtube üzerinden yayın yapan; vole, socrates, sports digitale, nutspor zart zurt bildiğiniz tüm kanalları bir kurcalayın. üstüne adı sanı bilinen spor yorumcusu sıfatlı gencinden yaşlısına şöyle bir göz gezdirin. bunlara resmen konuyu gündemde tutacak hiç bir şey paylaşmayın demişler. aklama çalışması bile yapılmıyor, oradan anlayın operasyonun büyüklüğünü.

hele halk tv vs. hepten saçmalık. arkadaş sadece twitter üzerinden okuduklarınızla program yapmaktan hiç utanmıyor musunuz? hayır, bazı kişisel twitter hesapları bile başka bir çok detayı geçen hafta vermişti. sırf gargara yapıldı ve nasıl elden para verildi? gev gev konuşarak konuyu kapattılar. gerçi bunların siyaset konustukları konular bile böyle, ne bekliyorsam artık. konuşulan ise yine dolandırıcı müdirenin masum imparatoru kandırdığı.

bakın en bombası da ismail saymaz. herif, fatih terim'i aklamak için alttan girip üstten çıktı. finans konularıyla uzaktan yakından alakası olmadığını zaten borsa oynamak vb. kullandığı avam tabirlerden anlayabiliyorsunuz da asıl mide bulandıran banka müdiresinin fatih terim'in adını kullanarak diğer futbolcuları kandırdığını iddia etmesi. yani; arda turan, selçuk inan, fernando muslera, ayhan akman, emre belözoğlu, semih kaya ve emre çolak gibi fatih terim'in evlatları sayılan futbolcuların babalarına hiç danışmadan, sırf seçil erzan bu fonun adı fatih terim fonu dediği için katıldığını iddia etti.

bakın bu fona fatih terim katılıyor, kızı buse terim katılıyor, damadı katılıyor, damadının kuzeni emre belözoğlu katılıyor. yetmiyor kendi yönettiği futbolculardan bir sürü insan dahil oluyor ve hepsi "haa adı fatih terim fonu ise buyur al milyon dolarlarımı bacım" diyorlar. iddiası o ki; kimse banka müdürünü aramıyor, fatih terim'e danışmıyor. sonra tüm bu söyledikleriyle çelişecek şekilde araya ufak bir fatih terim neden sorguya çağrılmadı? sorusu sıkıştırarak konuyu gargarayla kapatıyor. tamam iso, sen öyle diyorsan kesin öyle olmuştur.

bir çok kişinin fark ettiği üzere konu bir türlü fatih terim'e gelmiyor. ne hukuk sorguya çekebiliyor, ne bir tane ahlaklı gazeteci soru yöneltebiliyor. kendisi de ölü taklidi yaparak konunun gündemden düşmesini bekliyor. gerçekten pek tuhaf. bu süreçte fatih terim'e neden çıkıp açıklama yapmıyorsunuz? sorusunu yönelten tek kişi, adını her okuduğumda kafamda kısa devre yaptıran lube ayar oldu. kebapçı konusunda bile açıklama yapan adam sus pus. kimse de soru yöneltemiyor. fatih altaylı dahi aylardır bu konuyu yazıyor ama fatih terim'e tek soru yöneltebilmiş değil.

bakın bu düzenekteki mantık şu; müdire zaten mimli ama daha önce benzer bir sistem kurmuş ve neredeyse 10 sene boyunca sürdürmüş. kurulan bu yeni sistem de tabi ki yasal değil. kim bilir, kimlere ne faizlerle para vererek tefecilik yaptılar. çünkü kimse olayın detayını anlatamıyor. bakın anlatmıyor demiyorum, anlatamıyorlar çünkü kadın bu insanları sadece 3 vereceksin 5 alacaksın, hem imparator da bu işin içinde şeklinde ikna etmemiş. sistemi bir şekilde anlatmış olmalı ama bu kriptoya koyacağım, yok çok karlı bir hisse var vs. değil. bu uyanıkları bu kadar kolay ketenpereye getiremezsiniz.

medyada yaratılan algı; futbolcu cahildir, çabuk kandırılır. bunlar da kandırılmış. bok kandırılır. lan bu adamların çevresinde legal iş yaparak at gibi para kaldıran onlarca iş adamı var. nijerya'nın köyüden gelen, gerizekalı denilen emenike dahi emlak zengini oldu fenerbahçeli müteahitler sayesinde. en yaşlısı 20 yaşında zaten milyonlarla oynuyordu. bugün ulaşamayacakları siyasetçi veya ünlü yok. aralarında yaşı en küçük olan 32 yaşındaki emre çolak. bunları çiftlik bank kuruyoruz diyerek bütün birikmiş nakitlerini dökmeye ikna edemezsiniz.

hani sosyal medyada bu haberlerin altına sürekli elimde köprü var, arda'ya duyurulur yazanlar var ya. o arda hepinizi göt cebinden çıkarıp çakmak cebine koyar da ruhunuz duymaz. adamın hastane basıp, gazeteci dövüp tek bir gün nezarethane görmüşlüğü yok. hocasından biliyor işi. neden arda'nın muhabbeti sızdı da diğerleri yok biliyor musunuz? çünkü öne onu atmışlar. sakalı ağardı, en naif olanı oydu, en çok parayı o kaptırdı şeklinde mağdur yaratılıyor. kendisi de zaten bana faiz değil dediler, alnımın teri, çoluk çocuk nafakası diyerek iktidara sinyalini yapmış. yer mi lan bayrampaşalı.

belli ki burada bir tefecilik sistemi kurulmuş. bankacı büyük kredi isteyip alamayan müşterileri bulup kol gibi faizi döşerken, futbolcular da finansörlüğünü yapmış. onlara garantörlük eden de terim. belki bu nokta farklı şekilde aksettirilmiş olabilir ama futbolcuların bu kadar ketum olduğu konu bu kadar basit değil. muhtemelen arada bir yerde birisi büyük patladı veya içlerinden bir kaçı kasaya el attı, sonrası çorap söküğü. zeytinburnu tedrisatından geçmiş, üç ülkede futbol oynamış, 16 yaşından beridir milyonlarla oynayan emre belözoğlu'nun, al abi 4 milyon dolar diyerek sadece bir bankacının ağzıyla para yatıracağına nasıl inanabiliyorsunuz. hele ki adı fatih terim fonu olacak ve emre, fatih babasına danışmadan buyur bacım edecek. asıl köprüyü size satarlar olm.

ayhan akman'ın hali hazırda tefecilikle uğraştığı, bu kadının önceden kurduğu fonun da benzer bir organizasyon olduğu gibi sürüyle iddia var ama dava bitsin onları öyle tartışalım. kim bilir daha neler çıkacak altından.

bu arada şu başlıkta fanatik oldukları için gev gev edenlerin dahi argümanları yok. boş fanatizm yapmaktan öte gidemiyorlar. bir tanesi bile yok ya imparator öyle şey yapmaz diyemiyor. belki de tek faydası o oldu. vaktiyle meslektaşlarını, takım arkadaşlarını, devletin polisini, hatta kendi yöneticisini darp ettikten sonra hep bir şekilde sıyırabilmiş bir adamı savunduklarını idrak etmeye başladılar. gerçi bunların için her yol mübah da en azından aklı başında, vicdanlı taraftarlar çürümüşlüğün kokusunu aldılar.
(bkz: ehven-i şer)

ofiste gecen her dakika.

edit : link yenilendi.

ama şaşırtmayan harekettir. taksici ve arap ikisi aynı cümlede olunca senaryo yazmak zor olmuyor.

alt edit: olm ne çok taksici varmış ekşide, arkadaşlar geçim sıkıntısı hepimize var, biz adam sikiyor muyuz amina koyayim? bana su videoyu savunan var ya.

seks yaptığı kadın hakkında "çaktım" gibi bir söz söyleyen insanın zaten korunmaması çok şaşırtıcı değil. inşallah kız hamile değildir de üremezsin kardeş.

nazilli pidesi diye bir şeyin olmadığı başlık.
karacasu da, bozdoğan da aydın'ın ilçesidir. o yüzden bu iki ilçeye mahalle kılıfı giydirmen hiç hoş olmadı. puanım bir.

pideyi soracak olursan hangisi diye, nazilli pidesi diye bir şey olmadığı için yenipazar pidesine oy veriyorum. nazillililer pek pideden anlamaz çünkü.

yıl 2008, bankada işe başladığım ay, 19,600 tl'ye sıfır hyundai getz almıştım, beş ay önce satıp sıfır opel corsa aldım, sanırım bir 15 sene de bunu kullanıp, bir milyonun altına otomobil almış efsane nesil başlığına yazarım.

neticede 20 sene sonra facebookta "o sözün aslı kürttür, kurt değil" diyecekler, adam şimdiden uyarmış, ne var bunda?

uykusuzluk ve ses kirliliği psikozu tetikleyebiliyor. bu bilindik bir şey. halk arasındaki adı cinnet işte. en korktuğum şeydir birinin bu haline denk gelmek.

ben ayıoğlu ayı üst komşumun sebep olduğu uykusuzluktan artık düşünememe noktasına gelmiştim ki, evden bir iğnemi dahi almadan kapıyı çarpıp evi terkedip gittim, maalesef mecburdum. hala daha kıyafetlerimin çoğunluğu orada alacağım yarın hatta.

eğer üst komşuyu gönderebilirim diyen varsa ücretsiz kiracım yapabilirim ahsjsj. ^*

her zaman iyiyi ve doğruyu seçmenin bir yolu vardır şiddet çözüm değil. ancak özellikle ve inadına gürültü yapan komşu gerçekten korkunç bir şey. yaşamadan bilemezsiniz. şu an aynı sebeplerden bi arkadaşım zona geçiriyor mesela.

herkes benim kadar sabırlı ve otokontrollü olamayabilir. dışarıdaki insanları zorlamak büyük aptallık bence. kimsenin kimseye eziyet etmeye hakkı yok. şu anki alt komşum emekli bir kbb doktoru kulaklarına iyi bakmış olsa gerek, adamın kulakları aşırı duyuyuyor -fısıldasam bile duyuyor- karşılaştığımızda "evde misiniz hiç sesiniz duyulmuyor ben gittiniz sandım" diyor. kendim o kadar çektim ki başkasına aynı şeyi yaşatmamak için çok dikkat ediyorum. insanlara şu huzuru evlerinde vermiyorsanız aldığınız kötü karma mutlaka bir yerden çıkar, çıkıyor, gözlerimle çok gördüm.

(bkz: anti access area denial)

adam aslında presipte area denial weapon konseptini anlatıyor. ama ne anlattığını bilmeden yaptığı için kulağa malca geliyor.

yoksa flak olgusu tam olarak bu, düşman uçağının bir hedefi vurabilmesi için izlemesi gereken taaruz profili hesaba katılarak geçeceği güzergaha barometre sensörlü ve şarapnel tesirli patlayıcı mühimmat atılır.

tanım: heriflerin 50'lerde maliyetinden dolayı vazgeçtiği bir doktrinin ilkel projesine çok yükselen adam.

edit: imla

2004'te 1 liraya tavuk döner yiyordum ve babam bana aylık 300 tl gönderirdi o 300 tl ile 1 ay geçinirdim. yani o zaman 300 tane döner alabiliyordum. şimdi 300 döneri alamazsın babanın bir aylık gönderdiği parayla. alım gücünün nasıl eridiğinin en net göstergesidir.

birkaç gündür resmi sayfalarından filistin harici hiçbir şey paylaşmayan istanbul üniversitesi filistinli üniversite öğrencilerine 23-24 dönemi için yemekhanenin ücretsiz olacağını paylaşmış

türk öğrenciler siz para vermeye devam edeceksiniz
mazlum filistinli kardeşlerin konforu önceliğimiz

https://www.instagram.com/…?igshid=mzrlodbinwflza==

ayrıca sibel ünli isimli öğrenciyi hatırlıyor musunuz?
hani yemekhane kartında bi lira kalan intihar eden kız
https://x.com/…692399?s=46&t=npii4_2ipkzlwur1fl76sq

bankacı bir sarışına vererek olmayacak durumdur

abuk subuk ırkların çeşitli sebeplerle dünyanın gelişmiş yerlerine akın akın göç edip, göç ettikleri yerleri de kendi yaşadıkları boktan ülkelere çevirmeye çalışmaları sebebiyle kaçınılmaz olarak ortaya çıkandır. insanlar bunları istemiyor.
türkiye de sözde sağ ama kendi tahminimce kaydı kuydu olmayan, mülteci statüsünde olan, geçici korunma ile gelen 10m insanı ülkeye doldurup yaptığı yardımla övünüyor. bu ülkenin sağı bile sağ değil.

görsel

arthur morgan.

rica ediyorum kötü şehir planlaması filan demesin kimse. zira iki adım ötede hayvan gibi otopark da yapsan, adam bencil ve görgüsüzse aynı andavallıkta hareket ediyor.

şehir planlaması kötü, çünkü medeni şehir yaşamı için bir talep yok, kurallara uymayanlara yaptırım uygulanması gibi bir talep de yok. bugün son on on beş yılda yoktan var olan zengin mahalleleri bile gecekondu mahallesiyle aynı yapıda. aynı yamuk yumuk daracık kaldırımlar, aynı yola sıfır binalar, aynı otopark yokluğu, okul önlerinde yaşanan kaos. sadece sokaklarda gezen araçlar lüks. çünkü çoğunluğun böyle bir talebi yok, çoğunluk götünün keyfine hareket etmeyi seviyor, racon kesip hava atmayı seviyor, rantı seviyor. bu arsa en fazla şu kadar kişilik okulu kaldırır, ya da şu anki alt yapıya göre yeterli yoğunluğa gelindi artık imar durumunu yeniden düzenleyeceğiz de bakalım ne oluyor.

bu siyasal islamcı zavallıya, fazlasıyla naif bir cevap vermiş zeki usta.

akp'li yancı ismail;

gemiler türkiye limanlarından israile kalkmaya devam ediyor,
ticaret tam gaz,
üsler yerinde duruyor,
yahudi cesaret madalyası iade edilmiyor,
nota verilmemiş,
büyükelçiler karşılıklı çalışıyor.

sen napıyon, kahve içenlerin kahvesini döküyorsun yetmiyor yönetmene salça oluyorsun

üç yaşında zekan var kardeş.

allah im hala diyor ki tacir olmayanin basiretli davranma zorunluluğu yok

aç yargıtay kararlarına bak, hayatın olağan akışına aykırı ve makul bir zekaya sahip kişilerden bahsediyor mu bahsetmiyor mu incele

basiretli tüccarın ne anlattığını bilmez gelmiş burada yok banka sorumlu da bilmem ne

sen bankaya para yatirdin da sana paran mi verilmiyor? hayır tamaen kayıt dışı ve çok yüksek getiri beklentisiyle elden para toplanmış sen de bunj yemişsin

bırakın terim ve mafyasini savunmayı
bankayla hiç bir alakası olmayan konu

hdp'li türkler kadar ilginç değil.

zamanında yaptıkları şikeyi “kişilerin yaptıkları kulüpleri bağlamaz” diye yutturan uyanıklar söz konusu eski futbolcuların dolandırılması olunca olayı galatasaray’a bağlıyor. başkan şike yapınca kulübü bağlamıyor, futbolcu kendi parasını saçma yatırımlarla kaybedince kulübü bağlıyor. vay amk zekaya bak. bunlar aynı zamanda hakemler de insan hata yapabilir diye toplanıp hakem hata yapınca ağlayan uyanıklardır. ne kadar art niyetli olduklarını emre belözoğlu’nu bile galatasaray’a yamamalarından belli. la ben de patlayacak, para katlayacağız dediğim coinde 15-20 bin batırdım. benim keriz gibi para hırsıyla yaptığım batık yatırımın çalıştığım şirketle ne alakası var?

mesela icardi diyor ki beyler çok güzel bir kebapçı buldum eminönü’nde. muhteşem et döner yapıyor öyle güzel yapıyor ki tadı damağınızda 10 gün kalacak. torreira, oliviera ve tabiki ndomble buna inanıyor ve gidip sofraya oturuyorlar. lan madem bu kadar güzel neden birer porsiyon yerine 10’ar porsiyon yemiyoruz diye tadına bakmadan 10’ar porsiyon söylüyorlar. ndombele o sırada dönüp “niye on söylediniz siz yemeyecek misiniz?” diye soruyor. o da 20 porsiyon söylüyor. yemek bir geliyor ki leş. iki lokma yiyip bırakıyorlar. hesap da kol gibi geliyor ama esnaf dayağı yememek için hesabı ödüyorlar ve gidiyorlar. burada resmen para çöpe atılmış, karşılığında hiçbir şey almamış oluyor bu arkadaşlar.

bu örnek olay ile malum olay arasında galatasaray’ı bağlayan ne kadar şey var?

2015 yılında "faizler düşmeli" diye beyan veren ama milyon dolarlarına yüzde 300 faiz arayışında olan bir şahıs.

(bkz: yandaş)

eski eşim 'bireysel alan' tiratları atan, telefon ekranını ters kapatan, sessizde kullanan, zaman zaman uçuş moduna alan, ekranında şifresi olan biriydi. söyleyeceklerim bu kadar. iyi günler, kolaylıklar.

"söyledikleri yanlış" diyen yok.
ulan bu adam doğruları anlatabilmek için hapis yattı be.
yıllardır kelle koltukta gezip ülkede en tehlikeli insanların suçlarını afişe ediyor.
bir kere de yalan, dolan bir haberi çıkmadı. neyin üzerine gittiyse başkalarının üzerine gitmeye cesaret edemediği dev suç ilişkileri çıktı ortaya.

şimdi sen bu adama gelip "fenerli" falan diyerek bunu kirletemezsin.
bir bakarlar bu adam kimmiş diye,
sonra "fenerli" diye sataşan dallama kimmiş diye bakarlar.

fetö taktikleriyle adamın itibarına saldırarak ortaya çıkıp duran rezillikleri gölgeleyemeyeceksiniz.

normalde bu twerk işinin seksi gelmesi gerekmez mi bana hep çingene işi gibi geliyor.

olay türkiye'de yaşanmıştır. zaten başka nerede olacaktı ki...

avcılar'da 79 yaşında geçimini sağlamak için çalışan hacı bayram kaymak, tamirini yaptığı çatıda kalp krizi geçirerek ölmüş.

işte bizim gerçekliğimiz budur. biz buyuz. en tepedeki atsın tutsun şöyleyiz böyleyiz diye. biz çatılarında 80'ine merdiven dayayan işçilerin öldüğü bir ülkeyiz.

cumhurbaşkanı erdoğan:

"dün bir vatandaşım, "kiracıyım, ev sahibi sıkıştırıyor, 2 bin 500 veriyordum, 7 bin 500'e çıkardı. 'ya verirsin ya çıkarsın' diyor." dedi.

mecburen ilçedeki belediye başkanımızı aradım ricada bulundum. 'ya uygun kiralık bul ya bizim toki'den varsa imkan sağla' dedim.

her şeyi devletten beklemek olacak şey değil.

o ev sahibi şimdi dinliyordur beni. sende vicdan var mı? insaf ya.

fahiş fiyat balonunu söndürecek uygulamalarda harekete geçiyoruz."

haber

---

boşuna sarı siteden kiralık ucuz ev arıyormuşuz.
oysa ki cumhurbaşkanı erdoğan'dan rica etsek bize de ucuza kiralık ev bulurmuş.

buna sahip olduğunu belirten bir erkek gördüğümde "amcıya bak amele puhahahahah" diye dalga geçiyorum. birçok kadın da öyle. "ben amcıyım" demenin öteki türüdür.

1 kişi de çıkıp demiyor ki "ulan ağzınızdan allah kitap vatan millet düşmüyor, dolara %bilmemkaç faiz diyene elinizde tuzla koşmuşsunuz" diye.

noldu arda efendi yatırım amaçlı mı verdin 7.5 milyon doları?

polis bu kadının evine baskın yaptığında ben de oradaydım. o gün olmasa bile sanırım 1-2 gün sonrasında da yakalandı zaten.

konu biraz ilginç. bu kadar büyük vurgun yapmayı planlayan birisi, ev adresini gizleme gereği duymaz mı? elektrik, su faturaları, kira sözleşmesi, kullandığı otomobili hepsi kendi üzerine. hatta olay patlamadan bir gün önce evine girip çıkıyor.

vergisiz kazanç vaadine inanıp vergiden kaçınan ama paralar gidince de vergisini vermekten imtina ettiği devletine sığınan bir mağdur(?) topluluğu var. burası da ayrı bi yüzsüzlük.

1. tutkulu sınırsız sevişebilmek.

2. ilk madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

kanında varsa evde kelepçeyle bağlasanız da yapacağından gayet boş ve sikko bir tespittir.

evet uzun süre aynı ortamda bulunmak, etkileşim halinde kalmak bu tip sonuçlar doğurabilir lakin dediğim gibi kadın kişisi düzgün bir karaktere sahipse zaten aklının ucundan bile geçmez ama kanında varsa evde bağlasan da bir şekilde aldatır.

3 yıl bünyesinde çalışmış olduğum marka.

bazı bilgiler;

-senede 3 kez indirim olur; black friday (kasım ayı), yaz indirimi (haziran ayı), kış indirimi (ocak ayı)
-fiyatlar gerçekten düşer, önceden yükseltilip sonra düşürülmesi gibi bir durum söz konusu değil
-her indirim döneminde bütün ürünler indirime girmez, sadece seçili ürünler indirime girer
-mağazayı arayıp, referans koduyla ürün sorgulaması yapabilirsiniz ürünün olup olmadığına dair fakat hiçbir şekilde ürün ayırtamazsınız
-eğer etiket fiyatı yanlış yapıştırılmış bir ürün varsa, müşteri gördüğü etiket fiyatından ürünü satın alabilir
-personellerin ellerinde olan ipodlardan tüm sistem görülebilir, bir ürünün nerede, hangi mağazada, kaç adet olduğuna kadar bilgi alabilirsiniz
-mağazada olmayan ürünü sizin için getirebiliriz demek, sizin yerinize onlineden sipariş verilmesi demektir, yani özel bir depodan veya mağazadan getirtilmiyor, eğer onlinede stok varsa oradan sipariş verilebilir sadece
-indirim dönemlerinde her hafta düzenli olarak fiyat düşüşü gerçekleşir
-iade ettiğiniz ürünü hemen iadenin arkasından satın alamazsınız (indirim dönemlerinde çok yaşanır, tükenmesin diye indirimden önce alıp indirim zamanı iade edip indirimli fiyatıyla satın almaya çalışırlar fakat iade edilen ürün kasa arkasına gider etiket kontrolü yapıldıktan sonra reyona verilir, müşteriye değil)
-mağazadan satın alınan ürünün iadesi ve değişimi her zaman daha sıkıntılıdır, ürün yöneticiler tarafından incelenir kullanılıp kullanılmadığına dair, onlineden alınan ürünün değişimi yapılmaz direkt iade alınır ve iade prosedürü çok daha kolaydır
-reyonda gördüğünüz çalışanlar satış danışmanı sıfatıyla reyonda olsalar dahi depo organizasyonundan, kasaya, satış raporlarının takibine kadar her şeyi yaparlar
-aldığınız bir ürün kısa zaman içerisinde deforme olduysa, götürdüğünüzde incelemeye alınır ve kullanıcıdan kaynaklı değil de üründen kaynaklı bir problemse iade veya değişim şeklinde yardımcı olunur, burada fiş şart değildir, önemli olan inceleyen yöneticinin verdiği karardır
-personellerin de indirimli alışveriş yapmak için bir limitleri vardır, sınırsız limit değil maalesef
-indirim dönemleri dışında indirime giren ürünler olur, buna pvp ürünler denir
-onlineden sipariş verilen bir çok ürün yine mağazalardan gönderilir
-bir personel için inditex grubunda çalışılabilecek en iyi markadır (bence)
-personeller için bireysel prim yoktur, havuz sistemi vardır
-maaş bakımından sektör ortalamasının üzerindedir
-personelin haftada 2 gün izin yapması zorunludur, shift saatlerinize bağlı olarak kimi haftalar 3 gün olduğu da olur

edit: ekleme.

en başta senin öğretmenler günün kutlu olsun. nurlar içinde yat. mekanın cennet olsun..

acele etme