Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 29 eylül 2017 akhisar belediyespor fenerbahçe maçı

    çampiyon mu olcan çen.

  • 2. emrah serbes

    arkadaşlar, mastürbasyonunuzu bölüyorum ama emrah serbes de aynen böyle ahlak satıyordu. konforlu koltuklardan güvenli cümleler kurmak için doğru düzlemdeyiz şu an fakat bahsi geçen durumda kaldığınız zaman umarım doğru tarafta yer alabiliriz.

  • 3. lord eddard stark uçurulsun kampanyası

    1 seneden fazladır devam eden fakat başarıya ulaşamamış kampanyadır.

    yani bu adam 1 seneden fazla süredir her tür provokasyonu yapıyor, türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu mustafa kemal atatürk'e hakaret ediyor fakat uçurulmuyor.

    sebebi nedir? illa biz mi bulup uçuralım bu arkadaşı.
    edit: "farklı düşüncedir saygı duyun" diyen arkadaşlar var. rte hakkında farklı düşünce içeren entry girdiğimizde anında siliniyor, herkes hakkında farklı düşünce üretemiyoruz sanırım. belli başlı kişilere mi izin var?
    edit2: yarın 14.00'da kadıköy boğa heykeline gel demiş, gelmeyeceğini adım gibi biliyorum ama yine de gideceğim. gelirse yüzünün son halini gösteren fotoğrafları paylaşırım.

  • 4. aykut kocaman

    yarım kalan işlerim var demişti gelmeden önce, geçen sefer tam amına koyamamıştı takımın şimdi işlerini tamamlıyor.

  • 5. biz ıslandık ama atatürk ıslanmadı

    edirne'de ilk okul öğrencisi üç arkadaş, yağmurdan korumak istedikleri atatürk büstüne şemsiye tutarken ki görüntüleri beni çok duygulandırdı.
    bazı yobazlara örnek olur inş.

    kaynak

  • 6. tff ile beşiktaş arasında oynanan tiyatro

    her olaylı maç sonrası türkiye futbol federasyonu'nun beşiktaş lehine aldığı kararlardan oluşan, artık bıkkınlık getirmiş tiyatrodur.

    son olarak hakeme alenen o... çocuğu diyen şenol güneş'e bir maç ceza verilmesiyle iyice ayyuka çıkmıştır. oysa ki tff'nin belirlediği kurallar çerçevesinde şenol güneş'in minimum üç maç ceza alması gerekir. 2013-2014 sezonu içinde benzer bir vakada fatih terim'e 9 maç ceza verilmiştir.

    ne yazık ki bu kararlar izlediğimiz tiyatronun ne ilk ne de son perdesidir.

    aynı federasyon yine 5 şubat 2017 beşiktaş fenerbahçe maçı'nda dil çıkaran robin van persie'ye üç maç, kaleciye orta parmağını gösteren talisca'ya ise bir maç ceza vermiştir.

    yine aynı maçta sahaya iki kez taraftar girmiş, oyun sürekli durmuş, buna rağmen beşiktaş kulübü yalnızca bir maç seyircisiz oynama cezası almıştır.

    nasıl bir tesadüfse yine aynı derbide beşiktaşlı oyuncu tosic oyundan atılmasına rağmen sahayı terketmemiş, sonrasında aynı kurul bu durumu görmezden gelmiş, cezayı üç maçla geçiştirmiştir. aynı müsabakada şenol güneş yine agresif hareketler sergilemiş, fenerbahçe oyuncusu kjaer'in boğazını sıkmış, ve alt sınırdan yalnızca bir maç ceza almıştır.

    tüm bunlara rağmen şenol güneş'in tff aleyhinde yaptığı açıklamalar, federasyonun kapalı kapılar ardında lucescu'nun bırakacağı a milli takım teknik direktörlüğü konusunda şenol güneş'le anlaştığını işaret etmektedir.

  • 7. rıdvan dilmen

    geçen hafta beşiktaş'ın penaltısı için "ben 3 kez izledim anca gördüm, hakem nasıl görsün" diye kıvırıyordu, şimdi hakemi gömüyor.

  • 8. 29 eylül 2017 fenerbahçe kulübü açıklaması

    fenerbahçe'liyim ama, açıklama gereksiz uzun, pek çok cümlesi yersiz, dürüst olmak gerekirse, evet hakeme küfür edildi, yönetmeliğe göre cezası bu kadar az olmamalı, ama bunu savunmak sana düşmez, bir kere hakem rezaletti, hepsi bir yana, açıklama da sanki hakem bir devlet büyüğü gibi lanse ediliyor bu adam dokunulmaz değil, yeri gelir küfür de yer, sen hem hakemlerden çok çektik de hem de savun yanlış, o kadar cümlenin içinde mahmut uslu'dan söz etmemen ayrıca komik, adam başlı başına fenerbahçe'yi sevmemeye neden, ilk önce kendimize bakalım
    not: çare ali koç

  • 9. istanbul'da oturulası semtler

    (bkz: kuştepe)
    (bkz: gaziosmanpaşa)
    (bkz: gazi mahallesi)
    (bkz: hacıhüsrev)
    (bkz: karabayır)
    (bkz: kurtuluş mahallesi)
    (bkz: gülsuyu)
    (bkz: dolapdere)
    (bkz: tarlabaşı)
    (bkz: fikirtepe)

    istanbul'a yeni gelecek olanlara tavsiyemdir. hepsi birbirinden elit ve nezih mekanlardır. akşam evinizin camında ya da balkonunda içeceğinizi yudumlarken, gözlerinizi kapatıp istanbul'u dinleyebilirsiniz.

  • 10. tsk üniformalarında eski türkçenin yasaklanması

    rte yada 4 parmak olsa asla gerçekleşmeyecek yasaklamadır.

    kökeninde türklük var ya alerji yapmıştır.

  • 11. zenginliği anlatan en iyi cümle

    bir keresinde özel ders verdiğim bir kadınla deprem hakkında konuşuyorduk.

    dedim ki; avize sallanmaya başladı çok korktum,
    o da dedi ki; ay hic sorma biz de salonda oturuyorduk, havuza bi baktım gitti geldi çok korktuk.

    işte bu cümle.

  • 12. bir öğretmenden duyulacak en ağır söz

    zamanında tiyatro hocam senden oyuncu olmaz deyip beni kovmuştu. şimdi aynı pezevenk benim yönettiğim filmde benden rol istiyor.

    edit: çok sayıda gelen mesaj üzerine: esas yaptığım iş oyunculuk. yıllardır oyunculuk ve oyuncu koçluğu yapıyorum. yönetmenlikte daha yeniyim. bir tane film yönettim. şimdi ikincisi için hazırlanıyorum.

    ikinci edit: yine mesajlar üzerine.. yönettiğim ilk kısa filmi burdan izleyebilirsiniz... şu anda ikinci filmimi çekiyorum. eğer izlerseniz, iyi ya da kötü bi youtube yorumu yazarsanız sevinirim...

    üçüncü edit: sözlük züppeleri çamura başlamış. olay tamamıyla gerçektir. "filmi çekmişler" ifadesiyle "filmi yönettim" ifadeleri farklıdır. kendinden üçüncü şahıs olarak bahsetmek edebi bir tarzdır. bir de ekip işi olduğu için, çoğul kullanılır. cehaletşn bu kadarı ancak okumakla mümkün olur zaten.

  • 13. teog yerine klasik sınava geçilmesi

    fetöcüler para kazanmasın operasyonu eğitim sisteminin fişini tamamen çekmek ile sonuçlandı.

    1: efendim bunlar dershaneler ile yılda 10 milyar lira finans alıyorlar.
    2: kapayın amk dershanelerini, kanun çıkarın.

    1: efendim bunların lisanslarını falan iptal ettik ama hala millet bunlardan özel ders alıyor, teog için vs.
    2: teogun anasını sikim, kaldırın.

    1: efendim ygs, lys den de kazanıyorlar.
    2: sikin!

  • 14. hayattan bugüne kadar öğrenilen en önemli şey

    her zaman ikinci bir planın olsun. ilk yaptığın plan gerçekleşmezse ikinci plan sayesinde fazla sarsılmazsın.

  • 15. atatürk'ün ortalama bir insandan fazlası olmaması

    (bkz: motorlu taşıtlar vergisinin 2018'de %40 artması)

    tamam birader, gündem değiştirmek istiyorsun ama değişmiyor be. istediğin kadar yırtın, istediğin kadar provokasyon yap, %40 hala orada.

  • 16. ak parti tarafından çözülen türkiye'nin sorunları

    (bkz: kendi sorunları)

  • 17. abd'ye gidiş dönüş bileti + iphone x

    türkiye'de cihaz almaktan daha karlıdır.
    hem ülke gezmiş, hem de daha ucuza telefon sahibi olmuş olursunuz.
    ufak bi hesapla; aşağı yukarı aşağıdaki gibi bi ödeme planı çıkıyor.

    abd vs tr

    iphone x abd satış fiyatı; 999 $ > 3 553, tl
    abd'ye gidiş/dönüş ekonomi bileti; 1.689, tl

    totalde; 5242 türk lirası

    iphone x türkiye satış fiyatı;
    giriş fiyatı: 3,450 tl
    trt payı: 345 tl
    ötv: 862 tl
    ara toplam: 4, 657 tl
    toplamın %18 kdv'si: 838 tl
    satış fiyatı: 5,495 tl

    ps: vergiler 2017 senesine aittir. 2018'de katlanmaması dileğiyle.

    edit: uçak biletiyle ilgili çok fazla soru geliyor. şuradan ss aldım.

    eklemeden geçemeyeceğim, mesaj kutuma orada ne yeyip ne içeceksin diye 30-40 lirayı hesaba katmaya çalışanlar var; arkadaşlar, siz olayı hala anlamadınız mı yoksa?

  • 18. ekşi itiraf

    yakin bir arkadasimin henuz 7 yasindaki cocugunun facebook profilini sikayet edip kapattirdim. yine acsin yine kapattiririm. sosyal medyada zaman gecirmek icin uygun yasa gelince rahat birakacam kendisini.
    sen kimsin de buna karisiyorsun dediginizi duyar gibiyim. anasi cok bilmis surtukluk pesinde biri. cocugun fotograflarini cekip cekip face e atiyor. kizcik da anasinin iyi bisey yaptigini saniyor. hayir simdi a kadin bu kizin yasi kac basi kac boyle alimli calimli fotograf koyuyorsunuz desem, sana ne diyecek. resmen istismar bu. kizdim.

  • 19. şimdi vatandaşımıza diyoruz ki 700 lira öde

    bindiği makam aracının vergisini kendi cebinden ödemeyen bakan beyanıdır.

  • 20. 3.5 milyon euro'yu ödemeyeceğiz

    bu kadar rahat rahat atıp tutmalarının sebebi mahkemelerin tff'yi haklı bulacağının garantisinin verilmiş olmasıdır. rte ft'ye o parayı ödetmeyecektir. mahkemeler, hakimler, federasyon hepsi boş küme bu ülkede. rte ne derse o oluyor hala anlamadınız mı?

  • 21. kadınına prenses muamelesi yapan erkek

    kadinina yapsin, ama bu muameleyi gotu boklu kezbanlara yapinca kendini gercekten prenses saniyorlar. dun ozel bir universiteye gittim, kizlarin yuzunde bir ton boya, havali havali gezmeler falan. sanki okumaya degil, maksimde sahne almaya gitmisler amk. bunlarin gotunu boyle kaldiran erkeklerin beynini sikim.

  • 22. maliye bakanlığı için alternatif vergi önerileri

    (bkz: korna çalma vergisi)

    yemin ediyorum, bu vergi çeşidinden çok para kaldırır hökümet!

  • 23. izmir'de oturulası semtler

    buca (yeşil parklari, rum evleri ve otobana çok yakin oluşu)

    bornova (her turlu sosyal imkan, elit siteleri ve istanbula çok yakin oluşu)

    gaziemir (havaalani dibinde, muthis lokasyon)

    limontepe (otobana çık çeşmeye 30 dakika, muazzam lokasyonu var ve genelde körfez manzarali)

    örnekköy (karşiyaka semtinde en iyi konumlardan biri, hem cevreyolu hem anadolu caddesi kesisimi)

    menemen (yeni istanbul yoluna yakin, foçaya 20 dakika)

    ataturk mahallesi (bornova sirtinda, korfeze hakim konumda)

    pınarbaşı (izmirin yeni gözde lokasyonudur)

    kuruçeşme ve gediz mahallesi (akli olan burdan konut ve arsa alir, 10 sene sonrasinin manhattani olacak)

    izmire yeni göç edecekler için hazirladim bu listeyi. tereddut etmeden bu semtlerden ev bakin. güzel izmirimin her yeri guzel ama buralarda huzur ve gelecek de var.

    asla bulaşmamaniz gereken yerler;
    bostanlı: tırrek ve apaçi merkezi, her yer suriyeli oldu
    mavişehir: suriye kamplari var dibinde. rezalet oldu eskiden iyidi. her gün bi kavga bi cinayet.
    urla: mafya merkezi, gece sokaga çikamiyoruz korkudan artik, cok kotu burdan ev, arsa falan alinmaz.

  • 24. 200 ülkücünün kerkük'e gitmesi

    kürdistan bayrağı burda bizim vatanımızda göndere çekilirken bu 200 arkadaş nerdeydi acaba? kahvede okey oynayıp,çay mı içiyorlardı yoksa.

    geçiniz bu işleri...

  • 25. kocasını porno izlerken yakalayan kadın

    (bkz: hem de 1080p)

  • 26. rüzgar erkoçlar

    30 küsur yıllık erkeğim, evlenemedim. rüzgar üç senede evlendi. bu bir başarıysa; tebrikler.

  • 27. atatürk'ün 15 yaşındaki kızla ilişkisi

    hikaye bombaymış. dansözler, nargile içen atatürk, rakı ile sarhoş olan 15’lik çıtır.

    sanarsın harf inkilabını yapan o değil, adeta koğuş ağası. pala bıyığı da var mıymış?

    siz bu işleri bırakın da, 40%’lık zammı nerenize koyacaksınız onu tartışın. ölü adamın düttükleriyle uğraşacağınıza, ölüyü diriyi yapana bir çare bulun.

    gereksiz insanlarsınız.

  • 28. küçük kızı taciz eden takkeli pislik

    aşağıdaki görüntülerde göreceğiniz pislik, yavşak, kötü kalpli bir yaratık. kadri gürsel'in eşini öpmesinden rahatsız olan toplum var ya; hehh işte o toplumun en güzel örneklerinden biri bu onun bunun çocuğu. siz müslümansanız yere batsın öyle müslümanlık.

    https://twitter.com/…ragz/status/913707768237953026

  • 29. emrah serbes'in adliye çıkışında yaptığı konuşma

    net şekilde ego kokan leş gibi bir konuşmadır. gerizekalı olsa yaklaşık 20 saniye içinde 2-3 defa "emrah serbes" demesinden anlar bunu. vicdanın ağır bastığı yerde de ego olmaz diye düşünsem de vicdanını, niyetini okumak falan bana düşmez. ama bariz görünen şey egosundan bir şey kaybetmediği.
    alkol almış mı almamış mi göreceğiz. ama alkol almış olduğunu varsayarak "diyelim ki adam alkol almış çılgın atıyor, altında da camaro, bunlar olağan şeyler" diyenin ta vicdanını sikeyim. hayvan gibi alkol alıp araba süren adam şerefsizdir, düşüncesizdir, aşağılıktır, potansiyel katildir, orospu çocuğudur. emrah serbes de böyle yapmışsa bu sıfatların hepsinin sahibidir.

  • 30. 8/5 çalışmak vs 9/6 çalışmak

    bana kalırsa ikisi de kötü.

    son yıllarda özellikle yazılım şirketleri bunun saçmalık olduğunu anladı, çoğu personeli remote çalıştırıyorlar, kalanlar için de daha esnek saatler var. bu cümledeki "esnek" türkiye standartlarındaki esnek değil tabii. türkiye'de esnek dendiği zaman "sen ölene kadar çalıştıracağız" anlamına geliyor.

    son çalıştığım şirket de o konuda rahattı. çoğunlukla evden çalışırdım çünkü beylikdüzü'nde yaşamak zor iş. insan hayata küsüyor, kalkıp bir yere gitmek istemiyorsun. 23 gün evden çıkmama rekorum var lan benim. buradan tüm siparişleri evime getiren bakkal hüseyin abime de saygılarımı sunmak isterim. üstlerim de anlayışlıydı, ben de işleri yetiştiriyordum sorun olmuyordu. 2 senedir de freelance çalışıyorum, kesinlikle şu dünyadaki en iyi çalışma şekli. yine de bir programınız olması lazım ancak benim iş yaptığım şirketlerin çoğu abd'de olduğu için onların saatine göre yaşıyorum, işime geliyor.

    6 sene önce benim de ofisim vardı. bana ait yani. benim ofisim mmm. kimseye saat geyiği yapmadım, tamam bir çalışma saatimiz vardı ama genelde uyulmazdı. "abi kedimi veterinere götürdüm ya", "uyanamadım valla", "akşam çok içmişim" cümleleri havada çarpışırdı ofiste. kimseye de ağzımı açıp tek kelime etmedim, ben de kafama göre gidiyordum zaten. sonuçta önemli olan işlerin yetişmesi, hangi saatlerde orada olduğumuzun ne önemi var ki?

    sonra şirket iflas etti tabii ama olsun*.

  • 31. kızlar porno izler mi

    yıl 2004-2005, o zamanlar eletrikçide çıraklık yapıyorum. evlere uydu falan takıyoruz. hotbird'de spice platinium olduğu zamanlar. (belki hala vardır, uzun zamandır bakmadım.) yine bir gün çanağı monte ettik, kabloyu vs. çektik, uyduya kanalları yüklüyorum. yanımdaki arkadaş, " ben iniyorum, sen kullanmayı tarif edip gelirsin" dedi. neyse kurulumu bitti, evdeki hanım ablaya "şurdan açılır, burdan kapanır" tarif ediyorum. hotbird uydusundaki kanalları gösterirken bir anda spice platinium ile karşı karşıya kaldık. hayatımın en uzun 3 saniyesinden birini yaşadım o an. adam karıyı kucağa almış erik gibi kütürdetiyor. bu zor dakikalari atlatıp evden çıkacakken, hanım abla çaktırmadan "o kanal kaç numarada?" diye sordu. ne diyeceğimi bilemedim. bir an duraklayıp, kanalın adını söyleyip uzaklaştım.

    velhasıl izliyorlar, izleyebilirler. bundan doğal ne olabilir? belki oradan gördüklerini partneriyle uygulamak, monotonlaşan cinsel hayatını renklendirmek istiyordur?

  • 32. suriyelilerin doğum oranı türkleri geçti

    hep söyledim; bayrama ülkelerine gidip sonra geri dönen mülteci olmaz, o la maz
    bu mülteci ayağı türkiye'ye yapılan demografik bir yıkım operasyondur.
    bunlar dernek adı altında özel klinik mali danışmanlık , göçmen iskanı, istihdamı gibi devlet yetkisinde devlete paralel işleri yapıyorlar kendi dillerinde.
    türkiye'de yeni bir paralel devlet yapılanması kuruluyor .

  • 33. gelir vergisi diliminin %30'a yükselmesi

    bence %40 mtv'den daha kazık bir vergi.kabaca brüt maaşı 4000 olanların yıllık 700 tl, 10000 olanların 2400 tl fazla vergi vereceği anlamına geliyor.yani 50 ile 200 arası daha az maaş alacağız.
    mtv'den arabayı satarak kurtulabilirsin ki ben öyle yapacağım.
    lakin burda o şans ta yok.ne yani işi mi bırakalım.

    edit:bazı arkadaşlar 10000 tl'den fazla almayanlar paniklemesin demiş.

    şuradan hesap yapın brütten nete

    ocak ayı bürüt maaşınız 4000 tl olsun,hesaplayın, ekim ayından itibaren 3.dilime giriyorsunuz.
    ocak ayı bürüt maaşınız 5000 tl olsun,hesaplayın, eylul ayından itibaren 3.dilime giriyorsunuz.
    ocak ayı bürüt maaşınız 10000 tl olsun,hesaplayın, mayıs ayından itibaren 3.dilime giriyorsunuz.

    2017 verileri;

    13.000 tl'ye kadar % 15
    30.000 tl'nin 13.000 tl'si için 1.950 tl, fazlası % 20
    70.000 tl'nin 30.000 tl'si için 5.350 tl, (ücret gelirlerinde 110.000 tl'nin
    30.000 tl'si için 5.350 tl), fazlası % 27
    70.000 tl'den fazlasının 70.000 tl'si için 16.150 tl, (ücret gelirlerinde
    110.000 tl'den fazlasının 110.000 tl'si için 26.950 tl), fazlası % 35

  • 34. 29 eylül 2017 türkiye rusya voleybol maçı

    bizimkilerin voronkova'ya voleybolu bıraktıracağı maç oluyor adeta.

  • 35. bülent yıldırım

    alper ve skirtel'e kırmızı kartları vermese de biz berabere bile kalamazdık ama alper'in kırmızı kartı nedir öyle cidden?

    zaten kaybedeceğimiz bir maçtı. şimdi aykut kocaman'a hakem diye ağlama fırsatı vermekten başka bir şey yapmadı.

    edit: hep üst tarafa baktık ama alper'in ayağı yere inerken rakibinin bileğine geliyor. bence karar doğru ama yine de bu aykut kocaman'ın ağlamasını engellemeyecek.

  • 36. ders kitabındaki sigaralı kaka görseli

    yahu sigarayı geçtim bokun ne işi var kitapta. başka kelime mi bulamadınız. hey allahım ya

  • 37. cenaze yıkayacak insan yoktu

    akp kurmaylarının fantastik beyanlarında üst sıraları zorlayacak ve aşırı mağduriyet içeren rte demeci.

    rte yoktu
    cenaze yıkayan yoktu
    rte geldi
    düşmanı yendi
    bu güzel gasilhaneyi
    bizlere verdi

  • 38. ingiltere denince akla gelenler

    ülke genelinde neredeyse hiç konut amaçlı apartman olmayışı, dünyanın en katı tarihi binaları koruma yasaları

    en fakirlerin bile oturabildiği, kırmızı ince tuğladan örülü hafif rutubet kokan müstakil dubleks evleri,

    şereflikoçhisar kadar şehirlerin ankara kadar yer kaplaması,

    sürekli yağan yağmur ve kapalı hava,

    her evin demirbaşı ekmek kızartma makinesi,

    olmayan yemek kültürü ve sayısız göçmen restorantı, hint mutfağı,

    markette ucuz ve sınırsız çeşitlilikte tropikal meyveler, egzotik yiyecekler,

    milyonlarca hindistan, pakistan ve bangladeşli göçmen,

    dıştan bakınca kilise, aslında satın alınıp cami yapılmış camiler

    sarışın olan herkesin güzel veya yakışıklı olmak zorunda olmadığı gerçeği, güzel ve yakışıklılığın her ülkede aslında sabit olduğu,

    kibar, ama bireyselleşmiş, tek sosyalleşme imkanı publarda sarhoşken olan bir toplum,

    en ücra yerlerine kadar kusursuz yollar, kaldırımlar, tersten akan trafik,

    suyu ağzına kadar dolu, üzerinde tekne işleyebilen kenarı örülü, insanın karşısına sık sık çıkan nehirler ve kanallar,

    pek ağaç, neredeyse hiç tarla, sebze vs. olmasa da dağlardan şehirlere kadar her yeri yemyeşil çimenlerle kaplı bir ülke,

    dünyanın en zengin müzelerinden bazıları,

    ispanya, italya, almanya, norveç, tunus, avrupanın neredeyse her yerine en fazla 30 pounda uçuşlar,

    üzerine kraliçe basılı, türk parasını güneş görmüş kar gibi eriten aşırı değerli para birimi,

    bir ay içinde türkiyeye karşı müthiş bir özlem, güneşli havayı özlemek (ingiltereden sonra ispanyaya gidince bile insanın bir kemikleri ısınıyor, memleketine gelmiş gibi oluyor insan)

    anılar, sayısız anılar, öğrencilik anıları, okul yılları, gezi anıları, kurs anıları, otobüs yolları,

    bir zaman sonra insanda bu huzur içinde sürekli yaşama ve kalma saplantısı...bir taraftan hayatın acı gerçekleri...

  • 39. bayburt'a 300 milyon liraya havalimanı yapmak

    satsan 300 milyon etmeyecek şehre yapılacak olan havalimanı.
    bayburt'u tümden havalimanı olan bir yere taşısak daha az masraflı olur.

  • 40. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    (bkz: düşüyo mu böyle)

  • 41. 75'i ikiye bölemeyen maliye bakanı

    360 derecenin ne demek olduğunu da bilmiyorsa pekala başbakan olabilecek potansiyeli vardır.

  • 42. fenerbahçeli ağlaklığı

    şike yapıp mağdur olmayı başarabilmektir.

  • 43. östersunds fk

    hatırlatmak lazım:

    galatasaray bu takıma elendi diye östersunds'u değil galatasaray'ı küçümsüyoruz.

  • 44. hahahahahahahahahaha

    bende bu başlığı arıyordum.

    fenev çomarları online mı ?

  • 45. yaz saati aynı istikamette devam edecek

    artik tasak geccek bisey kalmadi gercekten bu ulkede, hepimize zulum ediliyor hepimize eziyet ediyor, her alanda mudahale ediliyor, cok mutsuzum bu ulkede yasamaktan hem de cok

  • 46. kaynar suyla kedi yakmak

    kedimiz yamalı'nın üzerine kaynar su dökülerek yakılması olayıdır

    olayın hemen üzerine veteriner hekim turgay bey *yanık raporunda kedinin sıcak suyla yakıldığını belirtmiştir.

    yamalı olaydan sonra 2 ay gibi kısa bir süreçte iyileşti fakat eski neşesinden eser yoktu ve yemeyi içmeyi bıraktı. en sonunda da "kedi aids'i" denilen fip hastalığına yakalandı ve ne yazık ki bir ay önce yamalı'yı kaybettik. :(

    şuan hayvansever geçinen n.ç isimli kadınla karşılıklı mahkemeliğiz. pişkin pişkin "bir daha gelsin bir daha yakarım." diyince sinirle "sizi buraya gömerim." demiş bulundum ve ben de tehditten yargılanıyorum.

    olayın ayrıntısı aşağıdadır.

    eskişehir/odunpazarı'nda işletmekte olduğum cam atölyemde doğumunda beri beslediğim kedim yamalı,karşı komşumuz n.ç isimli kadın tarafından üzerine kaynar su dökülerek yakılmıştır.
    neden yaptığını sorduğumda "bir daha gelsin bir daha yakacağım" dedi.
    kendimi tutarak fiziki bir müdahale yapmadım fakat n.ç nin yanında çalışan garson üzerime yürüdü ve beni ittirdi.
    mahkemede tam tersini iddia ettiler. benim onları darp ettiğimi söylediler fakat olayı çok iyi gören kameralar olduğu halde görüntüleri yok ettiler.
    kendisi bir hayvansever olduğunu ve haytap'tan ödülleri olduğunu mahkemeye beyan etti. hayvansever olduğu için gönüllü olan bir avukatla mahkemeye geldi.
    ilginçtir bu avukat kedinin serbest gezmemesi gerektiğini belirtince hakim "hayvanı hapis mi etsinler?" dedi ve hayvanın sahipli de olsa özgürce gezebileceğini söyledi.
    komiktir cam atölyemizde başka bir kediyi de ateşle yakmış olabileceğimizi iddia etti ve haliyle reddedildi.
    olay anında orada olan çalışanlarını tanık olarak çağırmadığı halde, orada olmayan eşini tanık olarak dinletmek istedi. hakim ayrıntılı soru sorunca orada olmadığını itiraf etti ve salondan çıkarıldı.

    kendisine hayvansever diyen kişi bunu yapmaz. daha da kötüsü gönüllü bir avukat bu iddialarda bulunamaz diye düşünüyorum.

    bizi tanıyan veya tanımayan tüm hayvanseverlerin kamuoyu oluşturmak adına desteğini bekliyorum. şimdiden teşekkürler.

    fotoğraflarını da buraya ekliyorum içi kaldıramayacak olanlar bakmasın.

    https://i.hizliresim.com/v3lw0j.jpg
    https://i.hizliresim.com/yolzna.jpg
    https://i.hizliresim.com/oyz4yz.jpg
    https://i.hizliresim.com/qjlovq.jpg
    https://i.hizliresim.com/8nbrak.jpg

    bu da mutlu günlerinden. şuracıkta dursun.
    https://i.hizliresim.com/pgoj5z.jpg

  • 47. büfelerde 500 ml suyun 1 lira olması

    ankara'da bir sene önce 50 kuruşa su alabilirken şu anda sanki kesin mütalaa varmış gibi hepsi 1 lira olmus durum, büfeye 1 lira verip saf saf para üstü bekleyen bir tek ben miyim bilmiyorum. bu 1 lira olayı 1 yıl içinde oldu sanki, ki 50 kuruş fiyat neredeyse 10 yıldır yürürlükteydi.

    her şeyi geçtim şu belediyenin seymenler su makinelerinde bile bir gecede tüm sular 50 kuruştan 1 lira oldu.

    su'yun insan hakkı olduğu bir dünyada buna şaşırmak normal sanırım.

  • 48. ığdır'da doktorun kalbinden bıçaklanması

    gencecik bir insanın bıçaklanmasının hala haklı görüldüğü olay. ülkece kafayı yedik sanırım. hala ama öyle ama böyle diye yazanlar var.

    ben bu ülkede tıp fakültesini kazandım, bitirdim ve bir tıp hekimi olarak ığdır devlet hastanesinde mecburi hizmetimi yaptım. aynı zamanda memleketim olduğu için orayı seçtim çünkü en büyük sıkıntılardan birinin doktor sayısındaki eksiklik olduğunu biliyordum. memleketime 5 yıl hizmet ettim. sizilerin gitmeye korktuğu yerlerde, hizmet ettim.

    dünyaya bir daha gelsem her şeye rağmen yine doktor olurdum o kadar çok seviyorum bu mesleği. kalbi duran bir hastanın kalbini tekrar çalıştırmanın verdiği hazzı dünyada hiç bir şeyden alamam çünkü bunu biliyorum. para için mi bu mesleği yapmayı seçtim? tabi ki iyi bir hayatım olsun, iş garantim olsun diye istedim bu mesleği. çok para kazanayım diye bir mesleği yapmak istemek suç mudur? bence değil. tabi o zamanlar kazandığım paranın aldığım risklere oranını bilmediğimden yaşayacağım sıkıntının ne olacağını hesap edemedim. çünkü benim ailem gidip doktor dövmüyordu, küfretmiyordu nereden bileyim.

    kalp krizi geçiren hastayı yoğun bakıma yatırdım hasta sonradan yoğun bakımda öldü. 50-60 kişi kapıda toplanıp doktoru bize verin diye bağırırken ben işime devam etmek zorundaydım. bu baskı altında sizler tuvalete bile gidemezken ben başka hastalara bakmak zorundaydım. benim suçum neydi burda? doğru teşhis, yerinde müdahale ama hasta öldü ne yazık ki biz azraile engel olamıyoruz.

    kurşunlanarak ölen hastayı kurtaramadık diye, 155'i arayıp çevik kuvvettin, etten ördüğü duvarın arkasından ölüm haberini yakınlarına verdiniz mi hiç? peki benim suçum ne burda? ben mi kurşunladım, ben mi öldürdüm?

    beyin kanaması geçiren 85 yaşındaki kadını sevk etmemiz gerekiyor çünkü ilgili uzman yok hastanede dediğimde, hastanın oğlunun silahla beni kovalamasında suç ben de mi? yine mi ben suçluyum?

    2 hafta önce ığdır'daydım. hasta sevki için beklenen ambulans geç geldi diye ambulans şöförü dövülüp 5 kaburgası kırıldı bunu da mı doktor yaptı? ve gördüm ki aradan geçen 9 yılda hiç bir şey değişmemişti memleketimde ne yazık ki

    daha bir çok şey yazardım ama empati kurabilseydiniz zaten anlardınız. ne zaman ki çocuğunuz, kardeşiniz, eşiniz doktor olurda eve sağsalim döndüğü için dua edersiniz o zaman anlarsınız bizi, tıpkı benim annemin her nöbet sonrası eve döndüğümde yaptığı gibi.

    allah serkan kardeşime yardım etsin. o'nu evladına, eşine, onu sevenlere ve tıp camiasına bağışlasın. o iyileşecek inşallah ve bu mesleği yapmaya devam edecek buna inanıyorum. ve sizin gibi it sürüleri gidip yine o'na hakaret edeceksiniz. o yine dimdik durup işini yapacak. bu işler hep böyle devam edecek ne yazık ki...

  • 49. cepten internetin yüzde 50 zamlanması

    amk vk'dan iki video izliyorduk telefonda yer tutmuyor diye...

    asılmak bile pahalı.

  • 50. türkiye'de mutlu olmanın formülü

    insanlarin irrasyonel ve pragmatist oldugunu varsayilan ayar olarak kabul etmek. hatta bunlarla dolu bir evrene geldigini kabul etmek.*

    misal trafikte sagdan ikinci seritte giderken sacma bir arac onume kiriyor sinyalsiz. bakiyorum ki surucu hanimefendi makyajini tazelemeye calisiyor. olmedigime sukredip, icimden irrasyonel tespiti yapiyorum. ya da otobuse binme sirasi oluyor, bir tane pragmatist varlik gelip herkesin arasindan otobuse binmeye calisiyor. neden pragmatist? cunku kendisi hepimizle ayni otobuse binecekken cocuklugunda gecirdigi korkular muhtemelen otobusun bir anda basip gidecegi yonunde olusmus. denk gelirsek gulerek yol veriyorum, genelde sasiriyorlar zaten.

    bu ve turevleri her yerde, arada nispeten rasyonel veya pragmatist olmayanlarina denk gelip ufak jestler icin karsilikli tesekkurlesip, poncik hale geliyoruz zaten. kalanini bu ayarda kabul edip ona gore davrandin mi butun isler cozuluyor.

    hayat boyle guzelmis. vallaha bak.