kerem'in duası ne? hayır yani bilelim de eda etmeyelim.

edit: gol attı. bilelim de eda edelim.

edit2: ofsaytmış, bilelim de eda etmeyelim.

edite: yine gol attı. bilelim de eda edelim.

kayın babasında olduğu gibi abd tarafından onay verilirse siyasetteki yolu açılacaktır. rte şimdiye kadar batı ile işbirliğini hiç bozmadı. batı aleyhine yaptığı açıklamalara bakmayın onlar seçmen kitlesini uyutmak içindi. uygulamalarına bakarsanız batıyla hiç ters düşmediğini görürsünüz. bu politikaların türkiye'ye olumlu ve olumsuz çok fazla etkisi oldu. olumlu etkisi türkiye'ye sıcak para akması, olumsuz tarafı tr'nin dış politikasını batı iradesinde şekillendirmesi. arap baharında batı ne derse onu yaptık ve büyük zarar gördük. türkiye'nin mülteci deposu olması da batı projesi. türkiye uzun vadede pakistan'a dönecektir. akp'den bu duruma olumsuz bir eleştiri gelmedi. bayraktarlar seçim döneminde iyice politize olmuştu. kılıçdaroğlu'nun abd'den getireceğim dediği bir türk firması vardı adını hatırlamadım şimdi. bayraktarlar o türk firması cia ile ortak hareket ediyor diye eleştiri getirmişti. aslında bu durum bayraktarlar için de geçerli. onlar da cia ile ortak hareket ediyor. türkiye envanterindeki sayıdan daha fazlasını ukrayna'ya yolladılar. bunların çoğu savaş dışı kaldı. tsk'ya ihaları günlük yüksek meblalara kiralıyorlar abd istediği için onlarca tb2'yi ukrayna'da heba ediyorlar. o ihalarda hepimizin vergisi var. velhasıl kelam selçuk bayraktar cumhurbaşkanı olabilir ama şu an olduğu gibi abd sözünden çıkmayan bir devlet olmaya devam ederiz. abd'nin türkiye'yi pakistan'a çevirme projesi tıkır tıkır işlemeye devam eder. muhalefet tarafına baktığımızda yine batı sözünden çıkmayacak isimleri görüyoruz. türk halkı nasıl bir kapana kısıldığının farkında değil.

ya abi, şu adamların dediklerini yapın işte amına koyayım siz de. hala daha öğrenemediniz mi amk? youtub, polisin talimatına uymayan geberik zenci videosu doldu mk.

yani hasbelkader yolum amerikaya düşse ve polis bana "amuda kalkıp top sektir" dese, elimden geldiği kadar yapmaya çalışırım amk.

adam sana silah çekmiş, arabadan in diyorsa in işte, geberip gidiyorsun yoksa.

(bkz: bilallendiniz)

o hayvanlar doğduktan 15 sene sonra anca yumurta bırakabiliyorlar. bilim insanları bunların yumurtalarını tespit edip koruma altına almak için uğraşıyorlar.

niye?

kaskafalı bir itperestin besleyip çoğalttığı itlerden biri yesin diye tabi.

(bkz: boş yapma abdülhamid)

8 yıl önce dün almanya. allah o aralar yürü ya kulum diyordu^*
bu aralar şöyle diyor

adalet.

adaleti özledik. suç işleyen valinin oğlunun öldürdüğü aileye icra göndermediği, medyanın siyasileri parti fark etmeksizin kovaladığı ve yargılanmasına sahip olduğu günleri özledik.

adalet.

bu ülkenin aydınlık, vergisini ödeyen, sabıkası temiz, lisede disiplin cezası bile almamış ciddi bir kesim var. biz siyaseten temsil edilmiyoruz, bizi temsil etsin diye oy verdiğimiz adamlar hüda-par kadar desteklemiyor bizi.

işte bu yüzden eğer bu kız cinsel kimliğinden, düşüncelerinden dolayı linç edilirse sonuna kadar arkasinda durmamız lazım. çünkü birbirimizden başka sahip olduğumuz bir bok yok...

afrika kökenli oyuncularının smaçlarıyla kazansalardı sesleri çıkmayacaktı küçük mussolinilerin. resultante importante bitches

motorcular bir zahmet şerit ihlali yapmaktan vazgeçip, emniyet şeridi kullanmayıp insan gibi arabaların aralarına girmeden ve takip mesafesine uyarak sürsünler motorlarını.

üzülmedim rahat rahat izledim.

tam keriz silkeleme.

veli sanıyor ki 200 bin lira ödeyince oxford eğitimi alıyor.

geçen sene bir aptalla tartıştık.

200 bin ödemiş okula. nası götü kalkmış. çocuğa eğitim verecek bayburt üniversitesinden yeni mezun öğretmenimsiyi bana övüyor.

ben devlette öğretmenim, beni adam yerine koymadı. servet ödediği için özel okul hocası kıymetli.

oysa öğretmen lisesi, eğitim fakültesi, yüksek lisans derken10 sene formasyonun içinden çıkmışım, 15 sene de deneyimim var :) iki yayınevinin zümre başkanıyım vs.
bizim okulda yıllık eğitim ücreti 100 lira bağış :d

edit: ekol olmus kolejler harici gerisi çöp, para tuzağı. tek avantajları ingilizce eğitimi. ben olsam iyi bir devlet okulu bulup gerektiğinde özel ders ile nokta atışı şekilde eksikleri gideririm. özel okula vereceğim parayı çocuk adına yatırım fonuna koyup parayı üniversite eğitimine kadar büyütürüm.

doğru kararla işten çıkarılmıştır. kurumsal kimliği olan bir yerde babanın kahveciden bozma kafesi gibi ortalığa krema fırlatamazsın.

pipisi küçük diye üzülen erkekten daha iyi durumdadır.

(bkz: baki mercimek)

beşiktaş defansına liderlik etsin diye alınmıştı ama gördük ki liderlik vasfı yokmuş.

ben okudum özet olarak gidiyomuş arkadaşının evine eşi güzel yemekler yapıyomuş yiyomuş içiyomuş bazen anasını da getirip yedirip içiriyomuş, aynı iş yerinde çalışıyolarmış kadın demiş ki instagramdan niye takipleşmiyoruz buda karı bana aşık oldu ölüyo bana demiş bidaha evlerine gitmeyecekmiş rahatsız olmuş ama skedebilirmiş belli olmazmış. herşeyin suçlusu o değilmiş :d

sadece emlakçılar değil.

oto galericiler, halciler, taşeronluk yapanlar.

aracı olan oluşumlar hep yasaklanmalı. kısaca alın teri olmayan emeksiz kazanç yapan kim varsa yasaklanmalı.

yani olabilecek en kötüsü geldi.

ilk hafta kopenhag ile içerde. takım hazır değil yeni transferlerin bazıları oynamayacak belki ve oyun pratiği oturmamış.

2.hafta ingiliz maçı.muhtemelen ilk maçta almanlara kaybedip bizim maça ölümüne çıkacaklar. çok zor.

3. ve 4. hafta arka arkaya bayern ile oynayacaksın. yoruma bile gerek yok kafadan 0 puan. en formda döneminde bile yenemeyeceğin bir takım kendisi.

5.hafta manchester. tabi manchester arka arkaya iki kopenhag oynayacak. 9 puanla gelebilirler. biz 3 puanla çıkabiliriz. her türlü zor maç.

6.hafta kopenhag deplasmanında kazanmak sadece uefa avrupa ligine götürebilir seni.

en gerçekçi hedef 3.lüktür. hayırlı olsun

edit: düzeltme

(bkz: kapalı alanlarda sigara içme yasağı)

bunun dışında boş küme.

kemal kılıçdaroğlu'nun yeni danışmanı olan, en koyu akp'linin dahi sarf etmekten çekineceği sözleri dile getirmiş şahıs.
bizim ailemiz tüm kuşak chp'lidir. bir kez olsun başka partiye oy vermedik fakat bu sondu, bir daha asla oy vermeyecek, vereni de engellemeye çalışacağım. aman eleştirmeyelim oylar bölünmesin, yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik, artık aday oldu bari destekleyelim diye diye mecburiyetten verdiğim oylar burnundan gelsin kemal kılıçdaroğlu. zavallı bir kuklasın sen. bunak fosil

bu güzel şehire ancak bu kadar ihanet edilebilirdi. yolları delik deşik çukur ve tümseklerle dolu izbanı leş kokan üst geçit veya izbana giden asansörleri çalışmayan, şehirde tüm sistemin çökmesi için yarım saatlik bir yağmurun yeterli olduğu sadece yer yer makyajlanmış ama içten içe çürümüş bir şehir izmir.

başta belediye başkanı olmak üzere alt yapı fen işleri cart curt ne kadar sorumsuz varsa hepsine yazıklar olsun.
birde halinden memnun herkesin halini seveyim.

adam kuafor,
esi tekvandocu,
tatil icin butce 10k euro,
tatil icin secilen ulke meksika

bence amac zaten tatil degilmis, gumruk memurlari da olayi anlamislar.

adam da 'hic degilse parayi kurtaralim' kafasinda

edit: biraz daha arastirinca, arkadasin facebook'da takip ettigi sayfalari gorebiliyorsunuz
- amerika ilanlar
- amerika'da yasayan turkler

bu maç bize bir şeyi çok net olarak gösterdi; ne yazık ki benimde içinde bulunduğum futbol tayfa çok zehirli bir grup. girdiğimiz yeri zehirliyor, yıkıyor, taş üstünde taş bırakmıyor. iftiralar, hakaretler, küfürler havada uçuşuyor bizim olduğumuz yerde. mesela bu maç özelinde; santarelli italyan ya amk, o yüzden maçı satıyor. cansu, hande şirket olmuş vargas'a pas vermiyor. bunlar zaten balondu, hemen götleri kalkmış. zehra kameralara oynayacağına maçına baksın... bunun gibi yüzlerce entry ile zehirledik ortamı. işin acı tarafı bir bok bilmeden yapıyoruz bunu. oyunun kuralları ne deseler hiçbirimizden çıt çıkmaz. o derece cahil cesareti olan insanlarız.

eyyy futbol tayfa, bence uzak duralım bu kızlardan. maç bitmeden bir şeyler yazıp kendimizi rezil etmeyelim. türkiye'nin an itibariyle en başarılı takımını, tuttuğumuz futbol takımlarının seviyelerine indirmeyelim, ezkaza buradan bir iki entry okuyacak kızlarımızın kalbini kırmayalım. amk her maç başlığında da alakalı, alakasız bulunmayalım yani.

edit: bu arada lütfen bir bakın benim iki önceki entryme. vargas'ın nasıl kötü oynadığından bahsediyorum. kural ne bilmem ama baya baya vargas eleştiriyorum. hadsizliğe bakar mısınız bendeki !

tanım: dişi kurtları, avrupa voleybol şampiyonası'nda finale çıkartan spor müsabakası.

görsel

konya'nın başını alır, seydişehiri yani.

(bkz: rıfkı)

görsel

bence saçma değil kim duysa tuhafına gidiyor.

araştırılması ve gereğinin hemen yapılması gerekir.

gs trolleri “isim versin, ispatlasın” demeye başlamadan önce peşin peşin yazim.

adam bayan fizyoterapist demiş.
erkek koç demiş, koç'un bir kıza "karıma benziyorsun" dediğinden bahsetmiş. belli ki evli.
13 yaş kız basketbol takımı demiş.
bütün iddiaları da kıvırmadan dile getirmiş.

bu kadar detay verilerek bahsedilen 13 yaş bayan bir basket takımının erkek koçu da bayan fizyoterapisti de bellidir.
burada mesele gs değil, hangi kulüpte böyle pislikler dedikodu bile olsa hemen araştırılmalıdır.
dedikoduysa yapan hakkında, değilse bunu sallamayıp göz yumanlar hakkında derhal gereği yapılmalıdır.

unutmayın, 6 yaşında tarikat müridiyle evlendirilen h.k.g yaşadıklarını tam "15 sene sonra" ispatlayabilmişti.

bir fenerbahçeli olarak ilk defa galatasaraylı bir futbolcunun başlığına yazmama sebep olan futbolcu.

görüyorum ki başlık altında geçilen dalgadan rahatsız olan kişiler var. ben 2014 yılından beri ekşi sözlük yazarıyım. fenerbahçe ile alakalı başlıklar altında her gün düzinelerce galatasaraylı yorumu okudum bu geçen yıllar boyunca. çok uzağa gitmeye de gerek yok. arda güler başlığına bir girin, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

zaha'yı transfer ettiğiniz günden bu yana fener'e trensfer çalımı attık diye bayram ediyorsunuz. "zahahahaha" diye ortalığı ayağa kaldırdınız. transfer videosunu bile resmi hesabınız ali cabbar müziği ile verdi. bırakın da onca tantanadan sonra istediğiniz verimi alamayınca buraya yazma cürretini bulsun fenerliler de.
siz galatasaray ile uzaktan yakından alakası olmayan henüz 18 yaşında bir yıldız adayının başlığı altında şişirilmiş balon diyeceksiniz, sakatlığı ile alay edeceksiniz, şansızlığı yüzünden madrid kadrosuna giremiyor oluşu üzerinden fenerbahçe'yi hedef alacaksınız, sonra zaha başlığına fenerliler dadanıyor diye sitem edeceksiniz öyle mi?

bu başlığa dadanma kültürünü siz başlattınız arkadaşım. ağlayacaksanız oynamayalım.

önemli edit:
(bkz: #156313045) bu entryde bana cevap veren arkadaş daha önce ismail kartal başlığında tam olarak şunu yazmış;
(bkz: #156056224)
hislerime harika tercüman olmuşsun kanka.
mesaj alımına kapalı olduğun için buradan teşekkür edeyim dedim.

ne bayern eski bayern ne de galatasaray eski galatasaray. galatasaray’ın kadrosunu küçümsememek lazım çok iyi bir kadro kurdular, bayern’e direneceklerini düşünüyorum. buradaki arkadaşlar boş yere enseyi karartmasın, inancınız yüksek olsun.

skor tahminim: bayern 7 gs 1

pastoral sahneler(fotoğraf gibi) tarkovski ve çehov etkisi. az fakat derin diyaloglar. türkiye'de nuri bilge ceylana özenip de onun filmlerine benzer film çekmeye çalışan yönetmenlerin büyük bir kısmı çuvallıyor. taklitlerinin çok ve vasat olması.

hayatım boyunca kavgadan kaçındım, türkiye burası, millet delikanlı değil en nihayetinde. ama en son molde maçında artık iki kerem'i de yuhlayanlara bağırdım. siz gerizekalı mısınız, sezon başı futbolcu yuhlamak nedir diye. cevap veremedi amk dürzüleri.

maalesef başarısı yine başarı taraftarını da stada çekmiştir. geçen seneki ortam ne bu ne. skandal.

yunus ve berkan hikayesi de aynı. berkan elbette bu takımın futbolcusu değil. ama yerli kuralı varken de berkan gibi yedeğinin olması lazım kardeşim. bu adam geçen sene çok maçta gayet yeterli oynadı. herifi boklaya boklaya yok paraya gönderttiniz. ne salak adamlarsınız, biraz geniş düşünün.

yav bana biri bana galatasaray'daki resmi üçüncü, ilk 11'deki de ilk maçına çıkan adamı oyuncu değişirken yuhlamanın mantığını açıklasın ya. şımarık çocuklar gibi ne istiyosunuz ulan siz?

buraya otuz yaş üstü erkek olarak yazıyorum (34). ailemin ve çevremin “evlen artık” şeklinde oluşan yoğun baskılarını göz ardı ederken, sizin o çok alay ettiğiniz 1+1 evde yedi yıldır kedisiyle birlikte yaşayan bir adamım. işime gidip geliyor, eve geldikten sonra hobilerimle uğraşıyor ya da kendimi müzik dinlemeye ve kitap okumaya veriyorum. çok sıkılırsam bir şişe şarap açıyor, keyfime bakıyorum. oyun oynuyor, evde kendi çapımda oluşturduğum küçük bir ev stüdyosunda müziklerimi kaydediyor, zamanı olabildiğince pozitif ve sonunda kazançlı değerlendirebileceğim şekilde yaşıyorum. daha çok mu sıkıldım? bir bara gidip yalnız başıma içiyor, orada yeni insanlarla tanışıyorum.

peki evlenseydim ne olurdu? çünkü burası önemli bir nokta. evlenmiş olsaydım, istemediğim bir evlilik yapacaktım. muhtemelen boşanmayla sonlanacak bir evlilik olacaktı bu. çünkü sırf evlenmek için evlenmiş olsaydım, hayatımın en büyük pişmanlığını yaşayacaktım. halbuki evlilik, aile ve toplum baskısıyla yapılan bir şey olmamalı. içsel bir baskıyla da yapılmamalı. çocuk sahibi olmayı çok istiyorum diye de herhangi biriyle evlenecek değilim. evleneceksem, o evliliğin içinde mutlu ve (kısmen de olsa) özgür olmayı hissetmeyi istiyorum. evlenecek olsam, çocuğumun mutlu, keyifli ve sağlıklı bir şekilde büyümesini istiyorum. evleneceksem, evli olduğum kadına aşık olmayı istiyorum. siz devam edin. benden bu kadar.

bir ara "fakirler ölsün porche'dan selamlar" diyen bir kız vardı. büyük tepki çekmişti insanlardan.

nasıl da bir anda normalleşti bunlar farkında mısınız. bunları ilgi çekip etkileşim kasmak için mi yapıyorlar yoksa herkese kısa yoldan zengin olma zorundalığı dayatıp saadet zincirleri ve borsa batağına çekmek için proje mi deniyolar, bilmiyorum. ya da aslında kadınların çoğu hep böyleydi de sosyal medyada daha çok göz önünde olduğu için mi denk gelir olduk... kimse erdemden ahlaktan bahsetmiyor. yani bir erkek bütün bu erdemli sayılan davranışların hiçbirine sahip olmasın önemli değil, aylık şu kadar geliri olsun beni beslesin yeter mi deniyor gerçekten. peki şöyle bir dönemde bir erkek eğer babadan zengin veya ortalamadan biraz şanslı değilse bütün bunlara dürüst bir sekilde ve erdemli vasiflarını kaybetmeden, nasıl sahip olabilir? sahip değilse gerçekten yok olsun mu isteniyor?

işin boktan yanı bu yazıyı buraya kadar okuyup anlamaya çalışan yine o gereksiz sayılan erkekler olacak. olası bir savaş durumunda cepheye gönderilen, çalışması ve ev geçindirmesi yetmeyen daha da fazla olması istenen. ya da iyi biri olduğu için sıkıcı diye yaftalanan. sapık sanılmamak adına ilk adımı atmaya çekinen düşünceli erkekler oturup düşünecek bunları. bu videodaki gibi tipler de umutsuzca mutluluğu erkeğin maaşı peşinde aramaya devam edecek. günün sonunda ise daha fazla tüketip kazancına kazanç eklediğiniz kuresel sermaye sahipleri dışında kimse mutlu olmayacak.

sağlam kafa sağlam vücutta bulunur önermesinden yola çıkarak, biz milletçe beslenmeyi karın doyurmak, spor yapmayi da kilo vermek saniyiruz.sonuc olarak da az protein fazla glutenle de o kafa saksıdan biraz hallice oluyor..

ben niye çalışmak isteyeyim? yaşım 30 2 senedir evliyim eşimle ilk defa bir araya geldik. çünkü ben işim dolayısı ile oradan oraya savrulmak zorundayım. çünkü büyüdüğüm istanbul'da artık yaşanmıyor. memleketimde ise iş yok.

güzel bir ilçeye taşındık küçük ama kötü değil çok şükür ancak 15bin lira kiraya anlaştık. şehirde doğalgaz yok henüz. evimizi taşıma derdindeyiz şu sıralar nakliye, depozito, ilk ayın kirası ve git gel diğer giderler toplam 60bin lirayı buldu şu an. eşinle ayrı geçirip zar zor kenara attığın birikiminin bir kısmı çat diye gitti bak. şak diye.

geçen sene düğün altınlarını satıp 2011 model bir fiesta alabildik onun da borcu önümüzdeki ay bitecek. aracın ederi 15bin dolar, avrupa'da aynı araç muhtemelen 2-3bin dolar. yazık değil mi?

kiradan kurtulalım ulan lanet olsun 10-15 sene borç ödeyelim kira yerine diyoruz ve ev kredisi soruyoruz bakın en baba banka 500bin lira kredi veriyor. oğlum 2 milyon liradan aşağı bir daire alamayacağım zaten, benim 1,5 milyon lira param yok ki. olsa bile faize yatırır aylık 50bin lira gelir elde ederim.

hanım diyor ki yav ikimiz de çalışıyoruz neden bir tatile gitmiyoruz. çünkü koştur koştur hiçbir şeyden tat alamayacağım 3 günlük bir tatile 30bin lira bayılmak istemiyorum.

bakın bu ülke insana kendini enayi gibi hissettiriyor.

düzenli bir hayatım olmadı ki ticarete girip risk alayım. 6 senedir şantiye şantiye dolaşıyorum.

bu ülkede yeteneği ölçecek bir mekanizma yok.

bu ülkede bize 60 yaşından önce emeklilik yok.

almanca çalışalım göçelim diyoruz 2 sene kendimizi gömüp her gün aynı disiplinle çalışmamız gerekiyor ve sonu da garanti değil. gittin sefil olmayacağının da garantisi yok. bir de ben almanca mı çalışayım kariyer mi yapayım çocuk mu yapayım yoksa memur zihniyetiyle bunların hiçbirini düşünüp sorgulamadan her gün ciğeri 5 para etmez insan müsveddeleri tarafından mobing yediğim işime mi gideyim?

tek hedefim borsadan vs sermayemi arttırıp ekonomik özgürlüğümü elime alıp bu piç kurularından kendimi kurtarmak.

işte anca o zaman kendi memleketimde özgürce yaşayabilirim.

işte benim hayattaki tek hayalim bu. çalışmamak. benim gibi üretmekten iliklerine kadar haz alan bir adam bile şu an bunların hiçbirini sikine bile takmıyor.

ülke elden gitmiş sokaklarda it gibi sığınmacı sürüsü, züppe piçleri kokain partilerinde eskortları götürür, kusura bakmayın bu dünyanın enayisi biz değiliz.

dün akşam üzeri 4.levent'teki merkezi bir şubesinden iki tane ithal muz aldım ve kasada başka ürünlerle birlikte ödemesini yaptım. marketten çıkmadan önce fişi kontrol ettiğimde 2 adet muz için 875gram olarak ödeme alındığını gördüm ve kasaya giderek tekrar tartma işlemi yapılmasını istedim. kasadaki beyefendi tekrar tarttı ve 800 lü rakamlar çıktı yine göstergede. 2 muz o kadar ağır gelemez dedim ama benzer rakamı görünce neyse dedim. peşimdeki sırada bekleyen adam da kasiyere elindeki yoğurt kovasını verdi ve alayla bunu da tart bakalım ne çıkacak dedi. kasiyerle birlikte dalga geçtiler. orda onlarla tartışmak istemediğimden çıktım marketten.

eve geldiğimde mutfak tartısında muzu tekrar tarttım ve çıkan rakam 404 gram. yasal mercilere durumu taşımadan önce benzer durumu yaşayan olup olmadığını ve ne gibi yollar izlediğinizi bilmek isterim. insanı enayi yerine koyan ve haksız yere parasını alan bu kurumların ceza alması gerektiğini düşünüyorum.

not: aranızda bu kadar bir miktar için mi sorun çıkardın diyenler olabilir ama günde kaç kişi kaç tane ürünü bu şekilde tarttırıyor ve insanlar ne kadar zarar görüyor bir düşünün lütfen. ayrıca hiç bir personelin müşteri ile dalga geçme lüksü olamaz. görsel
görsel

edit: evdeki tartıyı evde başka ürünle de test ettim arkadaşlar sonuç olarak hataları baki. birisi de bunların aynı ürün olduğunu ne bilelim demiş. kamera görüntüsünden gayet bakabilir oradaki kişiler. gün içerisinde evdeki tartı ile birlikte tekrar markete gideceğim. herkesin bilinçli davranması için bu başlığı açtım.

edit 2: aynı markete mutfak tartısıyla birlikte giderek kendilerini şaşkınlığa sevkettim ve iade yapıldı. tartılar konusunda sık sık sorun yaşadıklarını ifade ettiler ama maalesef bu konuda yeterli önlem almadıkları ortada. mağaza müdürü h. bey yeterli bir açıklama yapamadı ama hatalarını kabul ederek personeli uyaracağını belirtti. kesin bir çözüm tabi ki yok daha bilinçli tüketici olmak dışında maalesef bir önlem alınmayacağını görmüş olduk.

burada insanları bilinçlendirmek için yaşadığım bir sorunu anlattım ama mesajla hakaret ve küfür edenleri de görünce bazı şeyler bazı insanlara müstahak galiba. siz yine bildiğiniz şekilde devam edin stockholm sendromlu arkadaşlar.

bel ağrıma iyi gelen bir yöntem, ağrısı olan deneyebilir bir süre...

ulan sanki kadınlara yazılanları görmüyoruz. utanmasalar haşemayla maça çıkmadınız hepinizi kırbaçlamak lazım diyecek adamlar var kızlar napsın?

bim aktüele göz ucuyla da olsa bakmadan geçemem heralde.

umarız ismail kartal'ın mantıklı bir açıklaması vardır dediğim olay. bir hastalık veya sakatlık durumu yoksa hazırlık maçlarında da iyi performans veren bir oyuncunun kadroya alınmamasının bir nedeni yok.

akp'lilerin bile şimdi ne yarak yiyeceğiz dediği elimizdeki seçimi sik gibi ortaya atılıp verdin ya yatacak yerin yok senin. milyonlarca insanın nefretisin artık.

100 yıl sonra tarih kitaplarında nasıl bir hain olduğun yazacak. doktora öğrencileri nasıl demokrat taklidi yapan bir otokrat olduğunu parti içi kurultaylardaki saçmalıkları inceleyerek çalışacak. en önemlisi insanlar çocuklarına, torunlarına senin nasıl bir yüzsüz biri olduğunu anlatacak.

umarım partinin başına geçerkenki kaset kumpaslarının tesadüf olmadığı da delilleriyle ortaya çıkar ilerleyen zamanda bir şekilde.

uzun süre osurmak, daha ileri işemek, daha ileri tükürmek, esnerken çenesi çıkmak, çok yemek, uzun boy, büyük ayak, büyük karış, anladınız siz, çocuğunun pipisinin boyu, kulak- burun oynatmak, alınan yeni teknolojik aletler, iyi okey- tavla oynamak, daha fazla kadınla birlikte olmuş olmak, yemek ayırt etmemek, anne-baba-akraba mesleği…

tabi ki bütün erkekler bunları yapmıyor.

1- türkiye bugün şampiyon olmadı, finale çıktı.

2- türkiye hep şampiyon olmuyor. 1-2 ay önceki şampiyonluk, milletler ligi'ndeki ilk şampiyonluğumuzdu.

- olimpiyatlar'da ve dünya şampiyonası'nda madalyamız dahi yok.

- eğer 3 eylül'de şampiyon olursak 1949'dan beri var olan avrupa şampiyonası'nda ilk defa şampiyon olmuş olacağız.

- bir turnuvanın en başarılı takımı olmak için de bir iki şampiyonluk değil, o turnuvanın tarihinde en fazla şampiyonluk almış takım olmak gerekiyor. yani tüm zamanların en başarılı ülkesi olmak için yalnız bir nesil değil, nesiller yetiştirmek gerekiyor.

3- voleybolda rekabet çok yüksek. türkiye'nin hem avrupa'da hem de dünyada çok zorlandığı güçlü rakipleri var.

4- voleybol bir olimpiyat sporu ve tabiki önemli bir spor. internetteki kaynaklara göre dünyada en sevilen 5. spor ve 900 milyon takipçisi var.

5- sporla dünya barışı arasında bir bağlantı var.
- gelişmişlikle sporda başarılı olmak arasında bir bağlantı var.
- kadın haklarıyla kadın sporu arasında bir bağlantı var.
- başarının alkışlanması ve ödüllendirilmesiyle hakkaniyet arasında bir bağlantı var.
mesele bunları anlayabilmekte herhalde.

hızlıca bir bilgi vereyim.
cumhuriyet döneminde ankaraya su anki kızılay avmnin oldugu yere kızılay binası yapıdı. onunde kocaman bahcesi ile. internette 1-2 tane resmi var. hatta mimari acıdan cumhuriyet donemi mimarisi oldugu için tescillendi.

sonra bu bina sebebiyle yani kızılayın merkezi burada oldugu için buraya kızılay dendi. kızılay meydanı da boyle verildi.

daha sonra o guzel park ile beraber binaya yıkım kararı cıktı. ve rant olarak avm yapıldı.

ince düşünmeyen insanlar yüzünden sinirin tepeme vurması. kendimi telkin etmeye çalışıyorum.

boskoviç işi bende rahat olun 50 yıldır bu kem gözleri boşuna taşımıyorum

öncelikle allah rahmet eylesin.

burda dikkat çekmek istenilen olay ne? kullanılan cümleler boş. bim'de alkollü içki yok diye mi öldürdü? katil alkol almış ve sarhoşmuş diye mi öldürdü?

habercilik dili şeytan dilinden beter oldu. toplum mühendisliği yapılıp abuk sabuk olayları alkole bağlama modası çıktı. dikkat edin yapılan yorumlar, olayın paylaşıldığı hesaplar hepsi aynı havuz çıkışlı.

amaç belli. alkol yasaklarını gerekçelendirmek için zemin hazırlamak.

o sırada alkol: "ben ne alaka!"

vururrr gözlerimeeeee acımasızzzz zamanlar nefretleeee

dünyadaki en güzel gülüşe sahip olabilir, başka bir ülkeye transfer olursa çok üzülürüm .insallah ali koç bu kıza çok maaş veriyordur .kendi kabilesinden atılan bu kız kendini yeniden yarattı . hep mutlu olsun inşallah . ebrar da ..hepsi de

15 bin ilk kira
15 bin emlakçı
30 bin depozito
25 bin taşınma masrafları

85 bin tl nakit biriktirmiş olmak da gerekir