buradan yoneticilere sesleniyorum, şu adam ve yanindakileri futbolcu karsilamalarinda uzakta tutun. kirathane isletiyo lan bu adam, ne isi var bunlarin milyon dolarlik adamlarin yaninda...

klinik depresyonun ne olduğu gerçekten bilinmiyor. umarım hiç yaşamazsınız.
kedi, yaşadığınız şehir vs. bunlar hiç fark etmiyor. hiçbir şeyden zevk alma isteği gelmiyor. kedi aşığı bir insanım, gerçekten depresyonu yaşamış olsanız kedi sizinle dümdüz baya türkçe konuşsa, hayvan dile gelse sikinizde olmaz.

burdan çıkmak da öyle kolay bir iş değildir. bu bir hastalıktır. belki bazen yıllar süren bir terapi, ilaç almanız gerekir. eğer major depresyondaysanız gerçekten acı çekersiniz, fiziksel acıdan bile kötüdür bu, yataktan çıkamaz yemek bile yiyemezsiniz.

major depresyonun en ağır şartlarını yaşamış biri olarak, umarım siz bunu hiç yaşamazsınız. düşmanımın bile başına gelmesini istemem.

mor ve ötesi protestliği “ne habersin ne türksün” diye şarkı yapıp sonra habertürk kanalında program yapmak, “rock n coke'a çıkmayız” diyip fanta fest'de türkiye'yi turlamaktır.

o yüzden çok takılmayın.

vize alamadıkları içindir.

devam devam adam gayet doğru olanı söylemiş. siz değil miydiniz "tıpış tıpış oy vereceksiniz" diye söylenen. kk aday olmasın diyenlere çomar, akplisin yani diye saldıran. alın size demokrat dedeleriniz tepe tepe kullanın.

inşallah.
verirsem namussuz şerefsizim.
o kadar illahlah bunlardan

bundan önceki gözden ışık çıkarıp bir altı ay sonra her her cennet olacak diyordu. daha önceki nisan marttan iyi mayıs nisandan haziran mayıstan iyi olacak diyordu hep daha kötü oldu.

edit: başlıkta yazım yanlışı olmuş (bkz: propaganda)

gün geçtikçe vites yükseltiyorlar. milli devlet televizyonu olması gereken kanal alenen arapça güzellemesi yapmakta, arap harflerinin esas alfabemiz olduğu şeklinde insanları manipüle etmeye çalışmakta. ve cumhuriyet inkılaplarını hedefe koymakta.

kaynak: https://twitter.com/…?t=xtzjcabd2hnxuhha7dwblq&s=19

sahne de şu: (türkoloji bölümünde geçiyor) türk öğrenci derste tahtaya ismini yazıyor, nasıl olduysa hata ediyor. aldığı cevap şu; buraya dikkat, "hayır kendi(!) harflerinle". hoca yabancı bir öğrenciyi tahtaya çağrıyor, kız arap harfleriyle yazıp aferin alıyor, kendi harflerimiz arap harfleriymiş meğerse. (bkz: göktürk alfabesi) sonra tam olarak şunu söylüyor "çok çalışmaları gerekiyor size yetişmek için." türk öğrencinin tepkisi de manidar "bir gecede cahil bırakıldım!"

takdir türk milletinin. amacı hala göremediyseniz, görüp de canınız sıkılmıyorsa yazıklar olsun. ben sindiremiyorum. allah yayında ve yapımda emeği geçen herkesin belasını versin.

edit 2: dizinin bu bölümünü izleyeceğim. eğer yanlış bir çıkarım yaptıysam, sanmıyorum ama, editlerim.

dersin osmanlıca olmadığı ne malum, türkoloji bölümünde osmanlıca var diyenlere ithafen: "kendi harflerinle yaz" cümlesi sıkıntı değil mi sizce de?
okulun ülke dışında olduğu, hocanın yabancı olup türkı öğrenciyi alaya aldığı söylenmiş. yabacıların türkleri eziklediği bir dizi çekmekte problem yok yani?
arkadaşlar hilal kaplan'ın çalıştığı trt'den neo-osmanlıcılık yerine milliyetçi bir gaye mi bekliyorsunuz siz? tamam biz aptalızdır
görsel

öneriniz üzerine diziyi izliyorum. baş karakterlerden biri türk, diğeri paki. şaşırdınız mı
e: pakiyi diğer yabancılar türk sanıyor (ne kadar da benziyoruz değil mi) bir de türke ve pakiye cahil muamelesi yapıyorlar. üsttenci batıya karşı sünni asyalı kardeşliği, gözlerim yaşardı. türk karakteri ise tam bir ezik ruhlu batı yalakası çizmişler, paki de bizimkine ahlak dersi veriyor. çok daha fazlası çıkacak bu dizide. tiksinme ve merakla izliyorum. (bkz: koyu beyaz)

buyrun o erkek benim soruları alayım?

toplumun dayattığı erkek kalıplarına inat alevli şortum ve en kıllı halimle plajda salınacağım. kıllı erkekler vardır ve onlar da toplumun birer parçasıdır, bizleri mına kodum kastamonu ayısı diye ötekileştiremezsiniz!!

suratından öfke, kibir ve kötülük akan bir adet dindar kadın barındıran video. alayı böyle bunların. önce inancımızı yaşayamıyoruz mağduruz derler. gücü eline geçirince herkes bizim gibi yaşasın derler. yaşadıkları her coğrafyayı yaşanmaz hale getirdikten sonra, müslüman ülkelere değil avrupa'ya kaçarlar. sonra orada da şeriat isteriz diye sokaklara dökülürler. anlayacağınız bunlar birer kanser hücresidir ve malesef ki ülkemizde fazlaca metastas yapmış durumdalar.

midye diye yenilen şeyin yanında o çıplak eller es geçilebilir rahatlıkla.

midyeler çoğunlukla tek bir yerde kalır ve sudan süzdükleri planktonları yerler. filtreli besleyici oldukları için bazen bakteri ve toksin tüketirler ve bu da onları sizin için potansiyel olarak tehlikeli hale getirir. pişirme, kirletici maddelerin çoğunu yok eder, ancak bazıları kalabilir.

kabuklu deniz ürünleri yemek, kabuklu deniz hayvanlarıyla aynı ortamı paylaşan alglerden kaynaklanan toksinlerin neden olduğu gıda zehirlenmesi riski de taşır. norovirüse yol açabilirler.

katarlı kamal saleh al mana'nın sahibi olduğu boheme ınvestment gmbh tarafından işletlen mc donalds türkiye’nin akıl almaz fiyatlarıdır. amerika birleşik devletlerinin standart kampanyasız cheeseburger fiyatı 1,49$ dan satılırken. mc donalds türkiye aynı ürünü 74 tl veya bugünün kuruyla 2,74$ a satmaktadır. peki hangi kalemden dolayı fiyatlar daha yüksek? kira mı? personel mi? ürün maliyeti mi? hepsinin türkiye’de daha düşük olduğunu biliyoruz. ama fırsatçı katar’lıların bu memleketin adamını söğüşlemesine tabiki kimse birşey demeyecektir.

adam kızına barbie almak ister ve bir oyuncakçıya girer.
– “vitrindeki barbie bebek kaç para ?” diye sorar.
satıcı
– “hangisi beyim ?” ve devam eder:
– “barbie spora gidiyor 19.95 usd,
barbie alışverişde 19.95 usd
barbie discoda 19.95 usd
barbie plajda 19.95 usd
barbie boşandı 265 usd.”
, adam şaşırır.
– “neden hepsi 19.95 de, boşanmış olan 265 usd ?”
satıcı cevaplar:
– “çok basit boşanmış barbie ile birlikte; ken’in evini, arabasını, mobilyalarını da alıyorsunuz.”

ben valla billa gram sikilmadan valit gecirebilirim.
okunmayi bekleyen 100 + kitap var.
binlerce cizgi romanim var. bazilari digital ancak iddia edebilirim ki tr deki en genis kesintisiz koleksiyona sahip ender insanlardan biriyim bu konuda.
ps5 ve pc var.
mutfakta son 7-8 senedir hobi olarak bulunuyorum. bazen sabahtan aksama kadar bir cok yemek ve tatliyi cikartiyorum.
nettlix amazon disney youtube spotify var.

sizce bunca seye ragmen nasil sikilabilirim?
illa insanlar ile vakit gecirmek zorunda miyim?
eger burclara inansam zaten bogayim demek ki zaten cokta insan sevmiyorum. hele aptalliga tahammulum yok. ben asil gotunde kurt varmis gibi devamli action pesinde olan insani anlamiyorum. evde insan nasil sikilir anlamiyorum.

aynen yeni başkana kendi ekibi lazımdı. özellikle bir yardımcının direkt cb danışmanı olması harika bir hamle.

balda sahtecilik global bir durum. bunun türkiye'ye özgü bir problem olduğunu sanıyor iseniz yanılıyorsunuz. 8.5 milyar nüfusa sahip ve daha da artan bir gezegende gıda sektörü taklit ve sahteciliğe daha çok yönelecek. ülkelerin ilgili bakanlıkları da bunlara, bu kadar popülasyonu beslemek adına göz yumacak. distopya gibi gelebilir ama insanlık nüfusu azalmaz ise geleceğimiz nokta bu.

1) akp'ye oy vermeyin.

2) chp'ye oy vermeyin.

3) hadi bir hata yaptınız verdiniz. akp'ye verip kazanınca sevinmeyin, chp'ye verip kaybedince üzülmeyin.

o fasılı geçtik. erdoğan - kılıçdaroğlu ortaklığı bize böyle bir ülke bıraktı.

artık seçim falan formalite işler. bu iki abimizin gönlünü hoş etmek için, güzel bir pazar günümüzü heba ediyoruz işte.

en cok yayaya yol vermeyi lutuf zanneden bir toplumda dikkat ceker.

odtü'nün kapısından bile geçemeyecek tipler gelmiş burada odtü'ye bok atıyorlar. he anam he, sol liberaller kültürünüzü yok etmek üzere. kültürünüz çok sağlam ya.

senin arabını da sikeyim arabın kültürünü de sikeyim dolarını da sikeyim. yatırımmış. sana yatıracaklar haberin yok.

uzun zamandir kullanmamıştım, şehir dışı işleri için bu ara çok sık gidip geliyorum, dün yükleyip ilan verdim gideceğim mesafede aracım (şirket değil kendi aracım yakıtı da kendim alıyorum) 800-1000 tl civarı yakıt yakıyor, aynı güzergahı otobüs 290 liraya gidiyor.

istediğim fiyat 200 tl, herkes mesaj atıp 50 - 70 tl ye gitmek istiyor , bu fiyat yolda içtiğim bir kahveyi bile karşılamıyor, hem kapıdan alınsın istiyor hem gideceği yere bırakılmak istiyor hemde otobüse göre 2 saat erken gidecek ve para da vermeyecek, hepiniz mi ananizin amindan kurnaz doğdunuz ben gittiğim yolculuklarda parasını verip birde yemek ismarliyorum.

bir insan neden askerlik yapmakla övünür ve diğerinden kendini üstün görür inanılmaz bir şey. kısa dönem askerlik yaptım ve ilk bomba sesinde uzun dönem ve bedelli kardeşlerim ile birlikte altıma edicem korkudan her normal insan gibi. yani o eğitimi alsanız da almazsanız da savaşa benzer tepki verirsiniz. umarım deneyimlemeyiz asla.

ayrıca zorunlu askerlik kaldırılsın. dünyanın en saçma uygulaması. görüldüğü üzere, insanlarda zeka geriliğine de neden oluyor sanırım. ^*

sonucun fiyasko olduğu en popüler operasyon olabilir, şimdiye kadar yakışanı görmedim o kadar suni duruyor ki hatta komik geliyor. bir ihtimalde uygulama başarısızlığı bilmiyorum, az bir dolgu ile başarılı olabilir ama kalanı ziyan olmasın donar diye çekomastiği sonuna kadar sıkan tesisat ustasına mı yaptırıyorsunuz bu işi? yakıştığını düşündüğünüz ancak yanıldığınız üçlemenin biri de bu işte

inekleri sevip köpekleri yiyen de var ama pek verimli olmadığı için diğeri tercih ediliyor genelde...

kendini zeki zanneden aptalların girdiği triplere şahit olmak olabilir.

kuaföre yetişme telaşıyla başlayıp, boşanmaya kadar devam eden süreçtir.

reis devlet arsivlerinde kayitli olan hazineleri cikarmaya basladi.

(bkz: bok yiyin)

herhalde türkiye’nin en sevilmeyen adamı şuan kılıçdaroğlu.

akepe tayfası zaten sevmiyordu, son seçimden sonra muhalif kesim de nefret eder oldu kendisinden.

ruhsal sorunlarım olduğunu öğrendiğim tespit. ne güzel manipülasyon ama. evlenirsen normalsin yok evlenmessen sorunlusun.

#155020222 hiç bir memur %17,55 almadı. %17,55+8000 seyyanen zam aldı. en yüksek maaşlarda bile %50’ye geliyor bu oran.

ayrıca memura yapılan zam net maaşa, özel sektöre yapılan brüt maaşa yapılıyor. memurun aldığı %50 zammın özel sektörde eşleniliği %60 ların üstüne karşılık gelmektedir.

duyulmayı, görülmeyi, bilinmeyi hak etmeyen hiçbi şeyi duymamak, görmemek ve bilmemek. alakalı alakasız her haltı merak etmemek.

acayip güzel bi defans kalkanı. içeri almadığım hiçbir boş beleş bilgi ve eylem bana giremiyor.

ülkede hayvancılığın gerilemesiyle birlikte çoban kalitesi de düşmüş. eskiden birinci olurdular.

edit: imlâ

(bkz: roberto baggio)
gerilim iyidir.

biz son 2bin senede kaldığımız için, öncekine kıyası pek sağlıklı yapamıyoruz.

aslında evrim aptallığa onbinlerce sene sürse de elbette çare olacak.
insanları tanrı kabul etmekten, görmediğimiz insanüstü şeyleri tanrı kabul etmeye kadar geldik. hatta geçiyoruz oraları.

şimdi bu kafalarda bok gibi nehirdeki su kutsandı artık temizdir diye içip ebesininkini hastanede görmüş hint başbakanı var.

bu kafalarda gavs azraile bi kodu, gözünü çıkardı diyen var.
bu kafalarda sakız çiğnesem oruç bozulur mu diyen var.
ne bileyim kabir azabını dindiren kefen, peygamberi gösteren terliğe inanan var.

bu kafalar aşı günahtır diyen var. ilaç yok, hipokrat yalan diyen var. bu insanlar ya sike sike akıllanacak, ya da bi deprem, bi pandemi, birkaç savaş, dini çatışmalar filan eriyip gidecekler.

sümer tabletlerinde inanna'nın manitası krala rüyasında inanna göründü, tanrıya kocaman bir ibadethane yapmak için şu ülkeyi al dedi. hatta o ülkenin kralına söyleyin bunun için versin ülkeyi bizi uğraştırmasın gibi şeyler yazıyor.

5 bin sene evvel. daha evrim buralara kadar geldi yani.
polat alemdar gibi yavaş ama çabuk çabuk bu kadar oluyor işte.

yavşaklar buzulların altındaki biyolojik oluşumları deşiyorlar, aslında çok tehlikeli.

o solucanın üzerindeki bir bakteri veya virüs insanlığın binlerce yılda geliştirdiği bağışıklığa uymadığında ne olacak ? beraber yaşadığımız hayvandan geçen visrüste şaftımız kaydı. adam başka zaman diliminden canlı getiriyor.

entrydeki üslup sorununa takılmazsanız ki takılmayın, buzul kazmak çok ciddi ve sıkıntılı iştir.

karakter göstergesidir. o insanları bir daha görmeyecek olmanız karakterinizden ödün vermeyi gerektirmiyor. kişi önce kendine saygı duymayı bilmeli.

dövizi sabit tutmak için, "arka kapı" tabir edilen hazine protokolünü kullanıyor musunuz diye soru geldi. hafize hanım da, "hayır kullanmıyoruz, gerekirse direkt müdahale ediyoruz" dedi. şurda 52:30-54:00 arası cevaplıyor.

bildiğim kadarıyla, tcmb bu tür müdahalelerini 15 gün içinde açıklamak zorunda. ama sitesinde en son müdahale 2021'de gözüküyor.

zaten damadın icat ettiği arka kapı protokolü de, bu açıklamayı yapmamak, ne zaman ne kadar döviz satıldığını gizlemek için yapılmıştı.

hafize hanım geleli nerdeyse 2 ay oldu. bu sürede direkt müdahale yapılıyor da açıklanmıyorsa, kanuna aykırı hareket edilerek suç işleniyor.

yok direkt değil, hala arka kapıdan satış oluyorsa da, hafize hanım şeffaflık diyerek insanların gözüne baka baka yalan söylüyor.

hangisi bilemedim. benim yanlışım varsa, daha bilgili arkadaşlar düzeltirse sevinirim.

sığınmacıları sevdiğiniz kadar şu güzel cennet vatanın ağaçlarını da ormanlarını da sevemediniz be. vatanı türkülerde, sloganlarda seviyorsunuz.

zavallıları gördükçe çok üzüldüğüm kampanyadır. herkesi gitmek zorunda sanmanıza çok gülüyorum. yurt dışında iş buluyorsun, 1095 gün çalışıyorsun, para veriyorsun ve kışlaya girmiyorsun. hatta şubeye bile gitmiyorsun parayı konsolosluğa ödüyorsun.

savaş çıksa ne olacakmış? daha savaş çıkmadan gençlerin %80'i ülkeyi terk etmek istiyor bütün anketlerde. sence savaş çıkınca ne olacak?

gece gece küfür ettirme beni. boğazını sıksam olmaz mı?

(bkz: gibi)

ekrem imamoğlu son derece mantıklı adımlar atarak chp’de ve türkiye’de yaşanması gereken değişimin temel taşlarını döşüyor. agresif çıkışlar popülist tavırlarla hareket etmiyor. yolun sonu umarız hepimiz için iyi olur

pirincin lapa olmasi için verilen öneriler. kimisi yikamam diyor kimisi karıştırmam. pirinci güzelce yikayacaksiniz su berraklaşana kadar. sonra onu 30 dakika ılık suda bekleteceksiniz. kavurma işi evet önemli. bol yağ. tereyağı. güzelce kavurduktan sonra 1 bardak pirince 1 buçuk su atacaksınız. karabiber kekik de ekleyeveksiniz. suyunu çekince karıştırıp üstüne kağıt havlu serip 5 dakika daha ocakta en kısık tutup altını kapatacaksınız.tane tane enfes pilav hazır..

+ ömür boyu nafaka

sınıf tekrarı velinin isteğine değil öğretmene bırakılmalı

en az dış görünüş kadar etkili olan diksiyon, hitabet, beden dili, ikna yöntemidir.

bir şey anlatırken dinlenebilmek gerçekten çok önemlidir. kendinizi dinletebilmeli ama bunun için gönüllü olmak yerine başkalarının sizin konuşmanizi istemesi.

saglikli bir iletişim günümüzde çok önemli. duruşunuz, posturun düzgün ve dik olması, göz teması, bedenini konuşurken enstrüman gibi kullanabilmen- karşındakinin beden dilini iyi analiz etmen- ortama ve konuya hakimiyet, algiyi yönetebilme, güler yüz. bunlar olduktan sonra çok şey olur.

ıs hayatında da sosyal hayatta da ikili ilişkilerde de alır yürürsünüz. her ortamda her cevrede bulunabilirsiniz ustüne bir de psikolojik savaş hilelerini öğrenip manipülasyonun anasını aglatirsaniz kimse karşınızda duramaz , şaka şaka manipülasyon yok;) içeriden ve dışarıdan her anlamda kendimizi donatabildigimiz kadar donatıyoruz ki zırhımizla dokunulmaz olalım.

iliskide olan kisiler 20 yasin uzerindeyse, arada ki yas farkinin kimseye dert olmamasi gerekir. iki kisinin arasinda olanlar sadece onlari ilgilendirir, burada ki sacmalayan kisileri ilgilendirmez.

sorsan baksan analari ile babalari arasinda 14-15 yas fark olan kisiler burada akil vermeye, fikirlerini sunmaya baslamislar. su yas farki olayini gecin artik, hem televizyonda filmlerini izlediginiz insanlar burada belirtilen yas farkini hayli hayli katliyorlar.

20 yasinda olanlarin kolay kandirildiklarini dusunen bir kac arkadasada ozel olarak, bu 20 yasinda olanlar "sizi dereye goturup, susuz getirebilirler". insanlarin yaslari ile kandirilmanin ters orantili oldugunu dusunmeyi birakin.

sanırım bir şiir de vardı

''kara kuru bir kızdı ben sevdim güzel oldu''

daha önce sevgilisi olmuş bir kadınla sevgili olmaktan bir farkı yoktur.

boşanmış olduğuna vs. bakacağınıza insanlığına, vicdanına, huyuna suyuna baksanız eminim çok çok mutlu ilişkileriniz olur.

milletin "bu devran dönecek" diye kendilerini kandırdığı durumdur.

islamcıya verilen tavizlerin sonu gelmez, ülken afganistan'a dönüşmeden taleplerinin sonu gelmeyecektir.

h*lk gerçek isl*mı gördüğü zaman her şey için çok geç olur.

70'lerdeki iran, ırak, pakistan, afganistan gibi ülkeler nasılmış bir ataştırın

karma eğitimin olduğu, kadınların -en azından şehir merkezlerinde- istediği gibi giyinebildiği ülkeler şu an ne durumda?

iranda "devran dönüyor mu bakın bakalım.

iş işten geçmeden halk tavrını koymadıkça, ülke isl*mileşmeye devam eder.