Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 3 kasım 2020 abd başkanlık seçimleri

    türkiye'de fetonun boşalttığı yerlere kgb'nin yerleşmesi ve bunun bir ekşisözlük yazarınca sözlük üzerinden hepimize tebliğ edilmesi.

    ahahahahaha

  • 2. 5 kasım 2020 süt fabrikasındaki skandal görüntüler

  • 3. 1939'da chp baştayken depremde 33 bin kişi öldü

    bakınız çok daha çarpıcı bir örnek vermek gerekirse lut kavmi. cehape belediyeciliğinin nasıl bir şey olduğunu görmeniz açısından ibretliktir, bir kavim yok oldu resmen en ufak afette.
    insanlar bu kadar kötü bir belediyecilik karşısında adeta taş kesilmişler, helak olmuşlardı. gökten taş yağma ihtimali olan arazilere imar izni veren bir partidir cehape.
    aynı şekilde dinozorları helak eden meteorlar noktasında da cehape belediyeciliğinin acizliğini görebilirsiniz. meteorlara karşı dayanıksız evler yapmak suretiyle benim başörtülü dinozorlarımın.......(devam edemicem)

  • 4. bir arabayı varoş yapan detaylar

    ön konsoldaki koyun postu.

  • 5. toplumun hala çıldırmaması

    yoksulluk aldı başını gitti, ekonomi çökük, her yiyeceğin gramajı düşüyor, kalitesizleşiyor fakat fiyatı artıyor, adalet yok, adalete inanç yok, siyasetçiler halkla bariz bir şekilde dalga geçiyor, depremler oluyor ve devlet hala siyaset yapıyor, askıda ekmek gibi fakirliğin tescili kampanyalar yapılıyor, korona tehlikesinde ülkeye hala turist alınıyor, can sağlığımızın hiçbir önemi yok, kadın ve cinsiyet ayırt etmeksizin tüm canlılara şiddetin önünde durulmuyor, devlet adamları artık aleni şekilde rüşvet yiyor, doğayı para için peşkeş çekiyor, kaz dağları telef ediliyor, tarikatlar bizim vergilerimizle besleniyor, ekonomi battıkça artan şiddet eğilimi artıyor, ekonomi batık ama devlet adamları sefa içinde yaşıyor, senin bir aylık maaşını onlar akşam yemeğinde yiyor, 20 yıllık maaşınla bir çanta alıyor.
    toplum hala çıldırmıyor, tüm bu ahlaksızlıklar sapkınlıklar olurken susuyor. rica ediyorum artık çıldırın, şuan dünyanın en kötü ekonomisine sahibiz, bunun ülkeye ödeteceği bedeller çok ağır. çöken ülkeler başka ülkelerin maşasıdır, anlamıyorum hiç mi vatan sevginiz veya bir aidiyetiniz yok, ülke bitti bitti, eski siyasetçileri çöpe atın, bu adamlar zarar, bu adamlardan zerre umudunuz olmasın. türkiye’nin acil bir değişime, reforma ihtiyacı var. bu zamana kadar yaşamak için çalışıyordun, yine gezip tozamıyordun, avrupalı gibi kendini gerçekleştiremiyordun ama hayatta kalıyordun, böyle giderse onu da yapamayacaksın, git biraz tarih oku demek istediğimi anlayacaksın.

  • 6. 800 bininci olup tıp fakültesinde okumak

    üniversite sınavında derece yapıp doktor olacak kişiyle 800 bininci olup doktor olacak kişiyi bir tutmayın bir zahmet. evet sınav tamamen zeka ölçmüyor*ama o kadar da değil. o iki kişinin arasında çalışma disiplini, zeka, sayısal zeka, analitik düşünme becerisi, üç boyutlu düşünme*, stres altında performans, zaman yönetme becerisi gibi daha da arttırabileceğimiz bir sürü fark var. beceri, okulu bitirip bitirmemek değil herkes bir şekilde bitiriyor. bu olayın ne kadar skandal olduğunu anlamak için şöyle bir hayali ve gerçekleşmesi mümkün olmayan senaryo düşünelim. 10 sene boyunca tıp fakültesine 800 bininci olan öğrencileri yerleştirelim. onlar doktor olduklarında şu anki doktorlarla benzer seviyede olurlar mı? başka sorum yok.

  • 7. joe biden

    biden türk düşmanıymış, yok şöyle yok böyle diyen davarlarda sike sürülecek akıl yok maalesef.
    lan amip, biden türklerden nefret ediyor da, trump çok mu seviyor, macron çarmığa germe fantazisi kurarken, merkel pamuklara sarıp sarmalıyor mu.
    olum ne yiyip içiyorsunuzda bu berrak beyinlere sahip oluyorsunuz.

    kimse kimseyi sevmiyor arkadaşım bunu kafanıza sokun artık.
    ayrıca elin dalyarağı abd başkanı bizi neden sevsin. biden ya da macron her ne sikimse, seni, beni, onu sevmek ya da haklarımızı korumak zorunda mı.
    bizi sevmek ve haklarımızı koruyup kollamak mecburiyetinde olan, bizim seçtiğimiz devlet kadrolarıdır. zaten onu seçmemizin nedeni de bizatihi bu değil mi.

    dahili bedhahların yönettiği bir ülke halkının zır cahil kalması ve harici bedhahlardan sevgi bekleyen bir mandayıca dönüşmesi gayet normal ve çok acı.

    uyanın artık gençler, uyanın.
    “özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir”diyen bir liderin torunları bu duruma düşmemeli.

  • 8. trendyol'da satılan umudunu kaybetme ürünleri

    e tamam da bebeğim sizler yaptınız bunu. günlerdir herkes elele verip şu anı romantize etmeye çalışmamış, sağda solda köfte ayran illüstrasyonu paylaşmamış gibi kabağı bardakçının başında patlatıp vicdan aklamasın kimse.
    herkes etkileşimini kapmaya, bakan bile bunun ekmeğini yemeye çalıştı, bu tüccarlar kimseden daha çok suçlu değil.

  • 9. bilgisayar fiyatlarının uçması

    lan yeter artık bu nedir, ortalama sıradan bir bilgisayar 10 bin lira olmuş. 10.000 türk lirası.iyi bir şey alayım dersen 15-20 bin lira. laptop lan bu laptop. adamlar bu paraya son model araba alıyorlar almanyada kendi para birimleriyle.günümüzde en ihtiyaç duyulan şey bu. lüks falan değil. herkeste olması gereken en önemli ihtiyaçlardan biri artık. o lüks bu lüks diye diye ihtiyaçlarımızın adını lüks yaptılar. telefon lüks, araba lüks, bilgisayar lüks, tatile çıkmak lüks, et yemek lüks...e ne yapalım biz o zaman !

    bir şey almasın mı lan artık bu millet ne hale getirdiniz bizi yeter ! paramızın değeri daha ne kadar düşecek, alım gücümüz daha ne kadar azalacak ?

    yazıklar olsun emeği geçen herkese. bir kaç kişi zengin olacak diye milyonlarca insan fakir olmaya mahkum edildi, yazıklar olsun. venezuella gibi olmak lafı artık hiç uzak gelmiyor.

  • 10. teskere alıp nizamiye kapısından çıkılan an

    arkaya son bir kez bakılır ve nöbet tutan arkadaşlara kolaylıklar ve hayırlı tezkereler dilenir. bir daha da geriye bakılmaz.

    ben özel izinle gece 2'de çıkmıştım. 1-3 nöbetindeki askerin ruh halini düşünemiyorum.

  • 11. çukurova üniversitesi'ndeki yolsuzluk

    ülkede baştan aşağı devletin her kademesi yolsuzluğa bulaşmış durumda. haramzadeler.

  • 12. istanbulluların istanbul dışında hayat yok sanması

    hayat degil o. onun adi : “savasci sendromu”

    bir psikologun makalesinde denk gelmistim. savasci sendromu diye birsey var. savasta yeralan o baski sinir harbi strese alisan askerler, savas bitip evlerine donduklerinde bir sendroma yakalanirlarmis. bu huzur hissiyati, sessizlik dinginlik onlara mutsuzluk verir ve akabinde bunyeleri tekrar savas ortamina geri donmek, alistiklari adrenaline stresli ortama kavusmak icin can atarmis.

    istanbulda yasamakta boyle iste. savasci sendromuna yakalaniyorsunuz. yakalaniyoruz. ben de 13 sene istanbulda yasadim. o strese kavga gurultu adrenalin heyecana cok pis alistirir adami istanbul. sonra birakipta sakin sessiz guzel bir hayata basladin mi bir sure sonra hatirlatmaya baslar kendini savasci sendromu. yasamadigini dusunursun. kendine o kadar cok vaktin kalir ki kucuk cocuklar gibi onunla ne yapacagini bilemez birilerine danismak istersin. kendinle kalirsin uzun yillar sonra ilk defa.

    evet zordur istanbul’un savasci sendromundan kurtulmak. zaman alabilir. mesakatli olabilir. ama deger. sabredin. ama bir yil ama bir kac yil. sabredin. zihniniz normal bir insan oldugunuzu, sizin de huzur ve sukunet icinde yasayabileceginizi farkettigi an cok sey kazanacaksiniz. belki de omrunuze omur katacaksiniz. sagliginizi iyilestirecek beyninizi kemiren gereksiz stres ve kosusturmacalardan kurtararak bunyenize verebileceginiz en guzel hediyelerden birini vereceksiniz.

    sabredin. gececek...

  • 13. hala doğalgaz açmamış insan

    biri benimdir. havalar soğuk ama doğalgaz faturasının vücudumdaki etkisi daha ağır.

  • 14. evlilik ve çocuğun bireyin hayatını bitirmesi

    konuyla ilgili kafamda net bir fikir zaten var, ama üşenmedim ve tek tek entryleri okudum, okudukça gülümsedim, bir yandan da üzüldüm, kıyamam ya
    kestirmeden ifade edeyim, tek tük istisnalar dışında evli ve çocukluların çoğu içine düştükleri ve çıkmalarının da artık imkansızlaştığı sefaletle baş etme yöntemi olarak önce alışma, sonra içselleştirme en sonda da bunun azılı bir savunucusu olma dergahından geçiyor ve uğruna terk ettikleri ruhlarını birileri hatırlattığında agresifleşiyorlar. buna isyan eden bir azınlık var, kendi hayatları için kurtuluş savaşı verenler, geri kalanı ise bununla yaşamayı öğrenmeye ve bu sefalete alışmaya çalışan çaresizler. kanıksamaktan başka çözümleri yok. böyle yaşamayı ve böyle yaşamaktan mutlu olmayı en azından mutlu görünmeyi öğrenmek zorundalar. alternatif yok.
    yapmayın etmeyin işlerini zorlaştırmayın yazık günahtır. unutmaya görmemeye duymamaya hissetmemeye çalıştıkları şeyleri dillendirmeyin, hatırlatmayın, deşmeyin yaralarını. küçümseme, hakaret, ne kadar mutlu ve kutsal bir oluşum içerisinde olduklarını azılı şekilde ispat etme kaygısı, biz mutluyuz asıl sen sefilsin şovları şeklinde reaksiyonlar alırsınız. şaşmaz bu.

  • 15. 5 kasım 2020 istanbul depremi

    bazı şerefsizler her deprem başlığına aynı şeyi yazmaktan bıkmadı. evet amk sismik götlüyüz, evet 3.5'luk depremi hissedecek kadar kötü binalarda oturuyoruz, yavsağa bak hele ben uykumdan uyanmışım herif hissettim diye dalga geçiyor.

  • 16. büyük istanbul depreminde ilk yıkılacak ilçe

    aramızda hala avcılar demeyenleri gördüğüm başlık.

  • 17. kıdem tazminatı

    internet siyasal konularda fikir beyan etmeye, tartışmaya uygun bir yer değil, aziz vatanımda ise hiç değil. lüzumsuz yere sikko bir suç uydurulup, aklım başıma gelsin diye tutuklanacak yaşı da geçtim. hafif bir dille yazayım.

    bilinçli veya bilinçsizce yürütülen yüzlerce yıllık işçi sınıfı hareketinin, on binlerce canla ödediği bedelin karşılığı işçinin özlük haklarıdır. işçi deyince aklınıza sadece fabrikadaki işçi geliyor ya, siz yakasının rengine sıçtığım abcxyz kuşağı,siz de işçisiniz. kanun gereği de, tanım gereği de işçisiniz.

    ister arap mitolojisi ister islam deyin adına. ister fıtrat deyin ister ahlak. ister öküze tapın, ister hiç bir şeye. ister sağcı muhafazakar mukaddesatçı milliyetçi olun ister leninist, maoist, stalinist bok püsür. ya daha da saymaya ne hacet, aklınıza gelen her sikimde ayrışın be kardeşim, nefret seviyesinde, düşmanlık seviyesinde ayrışın. şimdi kocaman bir lakin geliyor.

    lakin hepimiz, hepiniz ömrü/m/nüzü satıp, adına iş diyor ve geçiminizi sağlıyor/sun/uz. 3 5 tane diskli emekçi harici hiç bir toplum kesiminden ses çıkmadı, bırakın ulan sokağa çıkıp ses çıkarabilmeyi, o 2 cümleyle düzeni sarstığınız, sarsmaya da bayıldığınız platformlarda dahi siklemediniz bu meseleyi. elimizden, elinizden özlük haklarınız alınırken. burada dahi birleşemediniz, birleşemedik. önce arabuluculuk ayağına özlük haklarınız kahpece pazarlıklara konu edildi, ölümü gösterip sıtmaya razı etme misali. sikinizde olmadı, haberiniz olmadı, merak dahi etmediniz. şimdi de bu.

    geçmiş olsun, yasalaşacak düzende kıdem tazminatlarınızı yaşayacak ömrünüz varsa, acınızdan ölmezseniz emekliliğinize doğru alırsınız bilahare.

  • 18. hepsiburada.com

    yıllardır alışveriş yaptığım fakat artık alışverişi bırakacağım site. yaşadığım olayi size anlatayım.

    1 eylülde bulaşık makinesi ve buzdolabi siparişi verdim. ılk bulasik makinesi geldi. daha sonra da buzdolabi. buzdolabi geldikten sonra servisi çağırıp montajını yaptırdım. bulasik makinesi montajı yapıldı. sıra buzdolabına geldiğinde ise, (kutuyu servis elemanı açtı) ve ne görelim buzdolabi hasarli. servis elemanı rapor tutup montajını yapmadan gitti. asıl olay bundan sonra başlıyor.

    hepsiburada ile görüşüp iade/iptal kaydı açtırmak bile baya zamanimi aldi. yok kargoda hasar tutanağı olmadan açılmaz dediler. dedim elimde servis raporu var. tutturdular kargo hasar tutanağı olmalı. diyorum ki lojistik firmasi getirdi. kocaman kutulu bir şekilde. defalarca aramamin sonunda durumu anlayan bir calisan sagolsun iade iptal için kayıt açtı sagolsun.

    lojistik firmasi beni aradı. ürün kutulu olmazsa almayız dediler. bir de buzdolabini tekrardan kendim kutuladim bir şekilde ve bu süreç te 1 haftayı geçti neredeyse.

    daha sonra bir baktım ki iade talebim olumsuz karşılanmış. sebebini sormak için aradığımda servis raporu olmadığı için olumsuz olduğu söylendi. servis raporum var diyerek tekrar kayıt actırdım. bu sefer de servis raporu var ama kargo hasar tespit tutanağı yok diye olumsuz dönüş oldu. dedim ki lojistik firması getirdi ve kutuyu servis açtı. ürünü açmam gerektiğini ve hasar var ise hasar tespit tutanağı doldurmam gerektiğini söylediler. gel de kafayı yeme. bu sefer servis kutuyu açmışsın kurulum yapmam derse ne olacak diyorum bana hala hasar tespit tutanağınız yok diyorlar.

    yine defalarca aramam sonucunda durumu tekrar anlattım. bu arada buzdolabini geri getirdi lojistik firması. (urun adanaya gitti geldi tekrardan) urunu kabul etmedigimi söyledim ve almadım. varolan kayıt üzerinden defalarca not ekliyorlar ama hala sonuç alamadım. 2 ayi geçti süreç. eylül sonu evlendim. psikolojik olarak da baya sinir harbi yaşamış olduk eşimle.

    he bir de internet uzerinden tüketici haklarına başvuru yaptım beni bezdirdikleri için. bakalım süreç nereye gidecek.

    ürünün iade edilse bile çok yordu beni bu firma sagolsun. çok acayip soğudum.

    durum guncellenirse yazacağım buraya.

  • 19. somali'nin imf borcunu ödemek

    (bkz: ayranı yok içmeye taht-ı revanla gider sıçmaya)

    erduvan: ben özel bir istekte bulunmak istiyorum! bu parayı somaaaağli'ye ben bağışlamak istiyorum.
    ak seçmen: allahuekber woohoo
    algı yönetim merkezi: sana kaset yapacam!
    ak seçmen: hülllooooooğğğ

  • 20. taksiciler aç kaldı mutlu musunuz

    gayet mutluyum.

    ahlaksız hırsız fırsatçı insanların aç kalmasından gayet zevk duyuyorum.

  • 21. erdoğan'ı darbeyle değil seçimle değiştireceğiz

    neden şaşırılıyor anlamadım...

    adam getirdiğimiz gibi götüreceğiz diyor.

    seçimden 3 ay önce kurulan partinin başkanını vaşington'da devlet başkanı protokolüyle tarihte ilk ve son kez karşılayan amerika değil mi? kendileri getirip oturttular bu adamı zaten koltuğa, şimdi çıkarlar çatışınca neden ağlanıyor?

    gerçi feto pezevengiyle beraber yürüdüler yıllarca bu yollarda, şimdi ona da düşman...

    elin sikiyle gerdeğe girersen olacağı bu reisçiğim, sokarlar çıkarırlar, ne olduğunu anlayamazsın, sen ülke yönetiyorum sanırsın ama amerika sikini çekince sikilmiş bir ülke kalır elinde...
    (bkz: 2020 ekonomik krizi)

  • 22. 5 kasım 2020 donald trump tweet'i

    (bkz: durdurun dünyayı inecek var)

  • 23. marcelo vs roberto carlos

    bu soruyu hangi real madrid fani ispanyola sorsam roberto carlos diyor. sonucta adamlar ucl maclarindan tutun da kiytirik getafe macina kadar real madrid'in bütün maclarini 90 dk izliyorlar. bence de roberto carlos.

  • 24. modemin su üretmesi

    bugün doğacaklara isim önerileri.

    (bkz: modem su)

    tanım: yok. nasıl tanımlanabilir ki bu garip olay ?

  • 25. kocasını öldürüp kanını içip ilişkiye giren kadın

    ilişkiye girdi noktasında error verdiğim olay. olun bu bok canlıyken zor kalkıyor. (bkz: ölüden göt istemek)

  • 26. covid-19 ikinci karantina dönemi

    nisan ayındaki pozitiflik oranı %18 lerdeyken başlayan yasaklarla 26 mayısta %3 lere kadar düşmüştü. bütüm yasakların kaldırıldığı haziran ayında %8 le başlayan ivme artarak bugüne kadar geldi. bugün istanbuldaki pcr sonucu pozitif çıkan vaka sayısı %30 larda ve hiç bir yasak yok. testi pozitif çıkan, ya da hastaneden tedaviden çıkıp koşa koşa cafelere, restoranlara, kahvehanelere giden bir sürü kişi gördüm, duydum. pozitif çıktığını bile bile hiç semptomu yok, kimseye bulaşmaz diye düşünüp, markete, avm ye alışverişe gidip, tespit edilen kişiler varken hala yasakların gelmemesi gelecek kara günlerin habercisi.

    ısrarla hasta olmak için elinden geleni yapanlara sesleniyorum, bu hastalığa yakalandığınızda atlatabileceğinizin garantisi yok, ne yaşınıza güvenin ne de vücut direncinize.
    artık sağlık çalışanları da çok yoruldu, kapasitelerininin çok çok üstünde bir performansla çalışmaktan yıldılar. ne zaman biteceğini bilmemek her geçen gün umutların tükenmesine, gelecek güzel günlere inancı bitirdi.

    not: verdiğim yüzde oranları istanbul için geçerli.

  • 27. trump'ın danışmanının meleklerden yardım istemesi

    hepsi ayni kumastan hic fark etmiyor. hristiyan, musluman, yahudi ne olursa olsun.

  • 28. feminizmin başarısızlığının sebepleri

    her feminizm tartışmasında olduğu gibi entry’leri okuyayım dediğinizde iq’dan 12 puan kaybettiğiniz konu. düzgün bir şey yazabilecek kapasitede değilseniz yazmayın. internete sizin hezeyanlarınızı okumak için para vermiyoruz.

    her sosyal konuda olduğu gibi burada da neden-sonuç ilişkisini doğru kuramıyoruz. feminizm bir sonuçtur. kadınların toplumda yüz elli yıl önceki konumuyla şimdiki konumu arasındaki farkı yaratan teknolojik gelişmelerin; iş makinelerinin, ev aletlerinin, buzdolabının, hijyenik pedin, doğum kontrol hapının sonucudur. kadınlar bir sabah kalkıp “biz niye on bin yıldır evde çocuk bakıyoruz abi gidelim fabrikaya da sigorta primimiz ödensin” demediler. sanayi inkılabı sonrası değişen üretim araçları daha çok çalışan gerektirdi. kadınlar iş hayatına kocasının tarlasında gönüllü köle olmaktan farklı bir şekilde girdi. bu durum kadınlara para = güç kazandırdı. bu güç elbette değişimin kapısını aralayacaktı.

    kapıyı kıran doğum kontrol hapı oldu. ya da genel olarak modern doğum kontrol yöntemleri. bununla ilgili tolstoyevski bir şeyler yazmıştı ancak burada mı, blogda mı yoksa twitter’da mı okuduğumu hatırlamıyorum. bilen gören paslasın. orada “hamileliği kontrol edebilmek ateşi kontrol edebilmek kadar büyük bir adım” demişti. hakikaten öyle. doğum kontrolü kadınlara evlenmeden cinsel hayat fırsatı, evlilikte hayatını planlama olanağı sundu. bir kadın bir bebeği büyütmek için para getirecek bir erkeğe ve yardım sağlayacak bir aileye, dolayısıyla “uysal olmaya” mecburdur. doğum kontrolü, kadını, annelik belasını savuşturma fırsatı vererek boyun eğmekten kurtardı.

    annelik, cinsel ahlak, parasızlık... kadını esir eden şeyler. feminizm bunlara boşuna karşı değil. değişen toplumsal düzen, kadınlara bu gerçeklerle ilgili, konumlarıyla ilgili konuşma cesareti verdi. feminizm bu cesaretin sonucudur. feminizm noktasına varabilen medeniyet başarılıdır. feminizmle sorununuz varsa medeniyetten nasibini almamış bir primat olmakta ısrar ettiğiniz içindir. toplumun selameti için kısırlaştırılıp ormana bırakılmanız gerekir.

    peki feminizm hiç mi “neden” olmadı? tabii ki oldu. avrupalı, amerikalı, kanadalı, kanunların yapılmasında etkili feministler, iran gibi ülkelerde kadın olmakla isveç gibi ülkelerde kadın olmanın farkını belirlediler. abd’de feministler yüz yılı aşkın süredir eşit işe eşit ücret için mücadele ettiler. fark saatte 0,71 dolara kadar düştü. biz türkiye’de kadın-erkek sadece iş için uğraştığımızdan o seviyeye henüz gelemedik, ancak türkiye gibi erkeklerin ekseriyetle hödük, kadınların özsaygıdan yoksun olduğu bir ülkede bile feminizm az buz iş çıkartmamıştır. ben hatırlıyorum 2000’lerin ortalarına kadar evlilikte tecavüz suç değildi. “evin reisi erkektir” diye kanun vardı. töre cinayeti denilen bela, aile içi şiddet komedi dizilerinde kendine yer bulabilen şeylerken lafına bile tahammül edilemeyen meseleler oldu. feminizmden şikayet ederken feminist bakış açısına göre şekilleniyorsunuz. işte bunlar hep başarı.

    ayrıca siz değil misiniz “medeni kanun bize zulmediyo” diye zırlayan? milleti sjwlikle suçlayan? abd’den mağduriyet devşiren? feminizm başarısızsa bunları kim bu hale getirdi? valla ben de feminizme inanmıyorum ama bi güç var.

  • 29. sadakatsiz (dizi)

    adam haftalardır aldatırken ses çıkarmayanlar şimdi bülbül kesilmiş ben sizin iki yüzlülüğünüze tüküreyim. herkes tarafından aldatılan bir insan onları nasıl acıtacağını iyi bilir. tüm arkadaşları asya’ya ihanet ederken o iyi niyet mi besleyecekti. bırakın bu büyüklük sende kalsaydı havalarını, yok öyle dünya. böyle pislikler aynı acıyı yaşamadan asla anlamıyor. iki çift lafımda diziler ahlakımızı bozuyor diyenlere. ya siz hiç mi esra erol, müge anlı izlemiyorsunuz? hiç ummadığınız tipler neler neler yapıyor. gerçek hayat diziden etkilenmez, dizi gerçek hayattan etkilenir anlayın artık şunu.

  • 30. benefit süt toplama merkezi

    5 kasım 2020 süt fabrikasındaki skandal görüntüler başlığında bahsi geçen kişinin çalıştığı kurum.
    görsel - görsel (fotoğrafı çevirdim)

    facebook sayfası: link - görsel
    konya ticaret odası kaydı: link - görsel

    tesis bakanlık tarafından kapatılıp faaliyetleri durdurulmuş: görsel
    tarım ve orman bakanlığı açıklaması: tweet

    firma inandırıcılıktan uzak bir açıklama yapmış: link
    "temel hedefi itibarsızlaştırma olan, elemanımız tarafından bilgimiz dışında çekilip çeşitli sosyal medya platformlarında paylaşılmış görüntüler ve yapılan eylem bizleri de üzmüş olup kesinlikle kabul edilmesi mümkün değildir. ilgili şahsın iş ahdi iptal edilmiş olup, hakkında gerekli yasal işlem ve incelemeler başlatılmıştır. kamuoyuna saygıyla duyurulur."

    firmanın web sitesinde uğur turgut'un fotoğrafı mevcut görsel ve hayırlı olsun mesajları gönderiliyor adı ile. basit bir "eleman" olduğuna inanmıyorum. (ilgili gönderi de silinmiş, yemezler.)

    haber linki: aykırı

  • 31. covid-19

    yahu neler okuyorum ben ya? olm siz geri zekalı mısınız ya? boğazı ağrımış az ateşi çıkmış ama ilaç alıp düşünce işe gitmşi filan soğuk algınlığı sanmış. kardeşim hiç mi aklınız basmıyor? ulan corona olabilirim de hafif atlatıyorum insanlara bulaştırmıyım diye hiç mi düşünmüyorsunuz? inanamıyorum ya

  • 32. biten türk dizisini yeniden başlatma hakkı olsaydı

    (bkz: avrupa yakası)
    ama aynı kadro olacak

  • 33. istanbul çöl gibiydi biz ağaçlandırdık

    batının ahlaksız uyduları nedense tam aksini iddia etmektedir.

    istanbul from google maps photos through 1984 to 2017

    istanbul^un 34 yıllık değişimi (google earth) ( 1984-2018)

  • 34. öykü serter

    “milletin a.’ına koyan cengiz holding’in silinen vergi borcu 425 milyon, sarayın günlük gideri 10 milyon, izmir’e gönderilen yardım 5 milyon!, sadaka mı veriyorsunuz lan!”.

    çok etkileyici! aptala anlatır gibi basit, ama ziyadesiyle açıklayıcı. ülkede ciddi manada bir muhalefet yetersizliği olduğunu bir kez daha gözler önüne seren saptamalarda bulunan onurlu kişi.

  • 35. iyi erkeklerin nerede olduğu sorunsalı

    çok iyi birisin seni kırmak istemiyorum denilip terk ediliyorlar.

  • 36. donald trump

    buyuk ortadogu - demir ipekyolu projeleri arasindaki, daha basit tabiriyle ifade etmek gerekirse cin - amerikan ekonomik savasindaki tampon bolge, olaylarin buyuk kutleli fiziksel savasa dogru ilerlememesinin onundeki sigorta idi, secimler boyle sonuclanirsa dunya trump'i cok arar, icimizdeki amerikali'lar da gotune kina yakar.

    ortadoguda kan dokmeyen, amerikan ordusunu etliye sutluye bulastirmayan, islami teror orgutlerine destek vermeyen, kurdistan'a arka cikmayan bir amerikan baskani bizim pembe gotlu muhaliflerin pek isine gelmedi, obama gibi tatli dilli katiller lazim bunlara ki tatmin olsunlar.

  • 37. beş para etmez adamlar deprem vergisini soruyor

    beş para etmez bir kişinin söylemi.

  • 38. sevgiliye söylenebilecek en ağır söz

    eski sevgilinin adi ile hitap etmek.

  • 39. kulağa en çekici gelen tıp terimi

    (bkz: hallux valgus)

    sanırsın iskandinav efsanesi.

  • 40. venezuela'da asgari ücretin düşüş grafiği

    amme hizmeti türkiye grafiği

    2016 - 431 dolar
    2017 - 385 dolar
    2018 - 373 dolar
    2019 - 356 dolar
    2020 - 274 dolar

    bu grafiğe baktığında, nereye doğru gittiğimizi 3 yaşındaki çocuk hatta 3 aylık köpek bile anlar, ama bazı yetişkin insanlar anlamaz, anlamak istemez.

  • 41. özgür demirtaş

    14 ay öncesinden sonucu iki ihtimalli tahmini tutturduğu için övünen profesör :)

  • 42. bir insanın akp'li olduğunu anlama yolları

    ülkenin kötü giden noktalarını söylerken sessiz kalıyorsa ak partilidir.

  • 43. modern çağın mutsuzluk nedenleri

    kapalı kapılar ardındaki hayatları düşünüyoruz. hangi evlerde neler yaşanıyor merak ediyoruz. dışardan gördüğümüz her şeyi elde etmeye çalışıyoruz. ekranlarda gördüğümüz renkli, canlı, seks, alkol ve parti dolu hayatları yaşamak istiyoruz.
    hayallerimiz var gerçekleşmesini istediğimiz, bir de elde ettikçe daha fazlasını isteyeceğimiz doymak bilmeyen arzularımız.
    paramızın yetmediği şeyleri istiyoruz, gerekirse her şeyden kısarak elde etmeye, satın almaya çalışıyoruz. sonra nefret ettiğimiz işlerde çalışarak, borçlarımızı ödemeye çalışıyoruz.
    elimizde olanlarla mutlu olmayı bilmiyoruz.

    başkalarının yaşamlarına sahip olmak için çabalıyoruz sadece. elde edersek mutlu oluyoruz sabun köpüğü gibi, edemezsek mutsuz.

  • 44. 5 kasım 2020 euronun 10 lirayı geçmesi

  • 45. atatürk diyemeyen il başkanını orada tutuyorsun

    bu millet atatürk diyemeyen cumhurbaşkanlarını koltukta tuttu o da bir şey mi dedirtmiştir.

  • 46. amuda kalkıp bacaklarını açarak fenomen olmak

    kızın türkiye şampiyonluğu var. senin neyin var sokuk?

  • 47. konuşacak hiç kimsesi olmayan insan

    bir ara çok konuşmuştur ve hiç faydasını görmediği için bırakmıştır belki de

  • 48. sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran şey

    günümüz şartlarında hayallerimi gerçekleştirmek için değil de, yalnızca hayatımı idame ettirebilmek için gitmem gereken iş.

  • 49. 5 kasım 2020 tramer ağır hasar kaydı rezaleti

    üst edit: öncelikle mesaj atan ve destek olan tüm yazarlara teşekkürler. işlemlerimi takip eden sigorta şirketi sahibinin hdi sigorta genel müdürlüğü ile yaptığı görüşmede, sigorta şirketinin kaydı 2013 yılında kapattığı, konuyla alakalı herhangi bir dava vs. olmadığı bilgisini öğrenmiştir. bu durumda kaydın 2019 yılında neden gözümediği ile alakalı olarak tamer ve sbm sistemi sorumlu gibi gözüküyor. ancak sigorta şirketinin ilettiği bilgi yazılı değil ve kimse doğal olarak evet şuc bende demez diye düşünüyorum.

    zaman editi: gece mahmurluğu ile başlıkta yazan 5 eylül ibaresi yanlış belirtilmiş. günümüzün tarihi olan 5 kasım olması gerekiyordu. moderatörlerden ricam konuyu doğru başlığa taşımalarıdır. doğru başlık: 5 kasım 2020 tramer ağır hasar kaydı rezaleti

    özet: 2019 yılında satın almış olduğum 2012 model volkswagen polo aracımda, satın almadan önce yapılan tramer sorgusunda, satın aldıktan sonra yapılan sigorta ve kasko işlemleri sırasında herhangi bir ağır hasar kaydı gözükmemesine karşın, 2020 yılı kasko yenilemesinde aracın ağır hasar kayıtlı olduğuna dair hata alınması ve yeni bir tramer sorgusuyla 2013 yılına dair ağır hasar kaydı gözükmesi durumu.

    2019 yılında, 2012 model volkswagen polo model aracımı, araç satışa sunulmadan alınan ekspertiz raporuna güvenmeyerek almadan önce bir de kendim ekspertize götürdüm, tüm parçalarının orjinal olduğunu teyit ettikten ve tramer sisteminden yapılan sorgulamada toplam 4 parça hasar ile 1500 liralık hasar kaydı olduğunu gördükten sonra satın aldım. hemen ardından sorunsuz şekilde, herhangi bir ağır hasar uyarısı almadan trafik sigortamı ve kaskomu yaptırdım.

    2019 tramer sorgusu

    aldığım ekspertiz raporu

    kasko ve sigortamın 1 yılını doldurmasının ardından,sigorta şirketimin kasko yenilemesisırasında arabanın ağır hasar kayıtlı olduğuna dair uyarı alması ile yaptığımız tramer sorgusunda, aracın 2013' e dair ağır hasar kayıtlı olduğunu görüntüledik.

    2020 tramer sorgusu

    konu ile alakalı olarak, 2013 yılında ağır hasar kaydını reddeden (bkz: ergo sigorta) firması, gerek sigorta şirketimin yaptığı görüşmelerde, gerekse benim online sbm ve sigortam360 üzerinde yapmış olduğum başvurularda kesinlikle konu ile alakalı iş birliği yapmamış ve açmış olduğum son şikayet kaydına cevap vermemiştir. ergo sigorta' nın satılıp isminin (bkz: hdi sigorta) olmasına rağmen, açmış olduğum kayıtlara ergo sigorta adıyla cevap verilmesi de ayrıca enteresan bir konu.

    2.kayıt
    cevap vermedikleri 3. kayıt

    satın aldığım aracın ağır hasar kaydının, belirtilen olayın üzerinden 7 yıl geçmesinin ardından tramer sistemine girilmesi ve 2. el araba fiyatlarının uçması sonucunda, ciddi bir maddi zarar ve mağduriyet yaşıyorum. konuştuğum 30 yıllık sigortacıların hayatlarında böyle bir şey görmediklerini belirttikleri bu konu hakkında, değerli suserlerin desteğini ve fikirlerini bekliyorum.

    konu şu an avukatlar tarafından inceleniyor. ancak devlet tarafından onaylanan ve tüm araç alım satım işlerinde kullanılan, güvenilir olmak zorunda olan tramer ve sbm sisteminde bu tarz manipulasyonların olabildiğini herkesin görmesi gerektiğini düşünüyorum.

    edit: led zeppelin dinleyen kadın rumuzlu yazara teşekkürler. yazım hatası düzeltildi

    zorunlu edit: bazı suserler aracın tramer sorgusunun tarafımdan yapılmadığını yazmış. entry üzerinde yanlış yorumlara sebep vermemesi adına belirtmedim ancak, aracı aldığımı kişi ile kasko ve sigorta işlemlerini yapan insanlar aile dostlarımız. tramer sorgsunun da aşağıda bir yazar tarafından belirttiği gibi paralı olması sebebi ile, 2019 yılında aracın o zamanki sahibi tarafından yapılan sorgulama(tarafımızdan kontrol edilmiş) ve yine 2020 yılında sigorta şirketi tarafından yapılan sorgulama(yine tarafımızdan kontrol edilmiş) ekran görüntüleri şeklinde eklenmiştir. hiç tramer sorgusu yapılmasa dahi, sigorta şirketleri ağır hasarlı araçları çok fahiş fiyatlardan kaskolamaktadır. benim aracım, 2016 yılından itibaren aralıksız şekilde kaskolanmış ve kasko yapılırken hiçbir şekilde ağır hasar kaydı uyarısı alınmamıştır.

    zorunlu edit 2: bazı yazar arkadaşlar ilk sorgunun tramer tarafından yapılmadığını belirtmiş, bu kesinlikle gerçek değil. ilk sorgu da tramer sisteminden yapılmıştır ancak aracı aldığımız kişi alım satım işleriyle ilgilendiğinden, bir çok firmanın vermiş olduğu indirimli toptan tramer sorgusu satın alarak, tramer sistemindeki sorguyu farklı bir ekran üzerinden yapmaktadır. getirilen bilgi yine tramer sistemlerindeki bilgidir. öyle ki, şu an aynı sistemler üzerinden geçmiş sorgularımız sekmesinden o dönemdeki yaptığımız sorgulamayı hala görüntüleyebiliyoruz. ekran görüntüsü hiçbir kırpma olmadan aşağıda iletiyorum.

    2019 yılı tramer yeni görüntüsü

  • 50. dorukhan toköz

    robert lewandowski bayern münih'e gittiğinde dortmundlular bu kadar tepki göstermedi. adam başka bir takımın futbolcuları ile bir araya geldi diye demediğinizi bırakmadınız. futbolu çok ciddiye alıyorsunuz. futbol bir eğlence aracı iken siz kendinizi sinir krizine sokuyorsunuz.