Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. yazarların araba kullanmayı öğrendiği ilk araba

    hyundai getz 2005 modelle silecek çalıştırmayı bile bilmeden yola çıkıp bununla övünen kadınların olduğunu gözler önüne sermiş başlıktır.

    fren yerine gaza basıp çocuk ezenlere sövüyoruz ama araba kullanmayı bilmeyip bir şekilde öğrenirim diye trafiği atlayanlar aynı sövgüyü hakediyor bence.

  • 2. fenerbahçeli sözlük yazarları

    trabzonlu olarak katildigim liste. fenerbahce formalarimin numarasi hep 61’dir

  • 3. neslican tay

    yoğun bakımda olduğu söylenen güzel kızım.
    biliyorum hastalığını.
    kanserin ne kadar lanet bir tipinin sana denk geldiğini.
    akciğer metastazlarıyla boğuştuğunu.
    oksijen desteğiyle yaşatıldığını.
    ağrıların için morfin verildiğini.
    o morfinle kuşlar gibi uçtuğunu.
    rüyalar gördüğünü, şarkılar söylediğini.
    nereden mi biliyorum bunları?
    biliyorum çünkü doktorum.
    biliyorum çünkü milyonda 2 görülen bu lanet hastalıktan(osteosarkom) kurtulma olasılığı %1'dir.
    biliyorum çünkü tam 2 yıl önce aynısını yaşadık.
    17 yaşındaki oğlumun ölümünde.
    kemoterapiler, ameliyatlar hepsini yaşadık.
    fitoterapiler, envai çeşit ilaçlar.
    iyi niyetli olmak, dualar okumak yetmiyor.
    hatimler indirmek, kutsal topraklara gitmek falan.
    hepsi yalan.
    sen de insanları ve hayvanları seven ruhu güzel bir gençsin.
    tıpkı oğlum gibi.
    iyi insanlar çok fazla yaşamıyor kızım.
    oğlum hep ''bu dünya adil değil baba'' derdi.
    siz bu dünyaya fazlasınız.
    bu dünya kötülerin cenneti ,iyilerin cehennemi kızım.
    yine de inşallah ben yanılırım, iyileşirsin.
    çünkü çok gençsin, hayat dolusun, yaşamayı seviyorsun.
    allah senin için en hayırlısı neyse onu versin güzel kızım.

  • 4. kalitesiz olduğu halde kaliteli sanılan markalar

    çok net erikli, sağlık bakanlığının yayımladığı listelere bakınca anlarsınız

  • 5. ben erkan can sorularınızı bekliyorum

    merhaba, ben erkan can.

    sorularınızı bekliyorum.

    kanıt

    edit: soru cevap bitti. herkese çok teşekkürler.

    sorularınıza verilmiş yanıtları görmek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: (bkz: ben erkan can sorularınızı bekliyorum/@erkan can)

    not: soru cevap etkinliğini mobil ve web tarayıcınızdan takip edebilirsiniz.

  • 6. the guardian'a göre 21. yüzyılın en iyi dizileri

    (bkz: the guardian) tarafından yayımlanan liste. şurda görülecek listedir

    1.(bkz: the sopranos) (1999-2007)
    2.(bkz: the wire) (2002-08)
    3.(bkz: mad men) (2007-15)
    4.(bkz: the thick of it) (2005-12)
    5.(bkz: breaking bad) (2008-13)
    6.(bkz: the office) (uk) (2001-03)
    7.(bkz: game of thrones) (2011-19)
    8.(bkz: fleabag) (2016-19)
    9.(bkz: peep show) (2003-15)
    10.(bkz: atlanta) (2016-)
    11.(bkz: happy valley) (2014-)
    12.(bkz: 30 rock) (2006-13)
    13.(bkz: line of duty) (2012-)
    14.(bkz: curb your enthusiasm) (2000-)
    15.(bkz: the west wing) (1999-2006)
    16.(bkz: nighty night) (2004-05)
    17.(bkz: deadwood) (2004-06)
    18.(bkz: girls) (2012-17)
    19.(bkz: ken burns’s the vietnam war) (2017)
    20.(bkz: oj made in america) (2016)
    21.(bkz: arrested development) (2003-19)
    22.(bkz: twin peaks the return) (2017)
    23.(bkz: black mirror) (2011-)
    24.(bkz: the daily show with jon stewart) (1999-2015)
    25.(bkz: the handmaid’s tale) (2017-)
    26.(bkz: red riding üçlemesi) (2009)
    27.(bkz: transparent) (2014-19)
    28.(bkz: the killing) (2007-12)
    29.(bkz: spaced) (1999-2001
    30.(bkz: killing eve) (2018-)
    31.(bkz: blue planet) (2001/2017)
    32.(bkz: the office) (us) (2005-13)
    33. (bkz: big brother) (2000-2018)
    34.(bkz: catastrophe) (2015-19)
    35.(bkz: this is england) (2010-15)
    36.(bkz: the great british bake off) (2010-)
    37.(bkz: brass eye paedogeddon) (2001)
    38.(bkz: detectorists) (2014-17)
    39.(bkz: the good wife) (2009-16)
    40.(bkz: the power of nightmares) (2004)
    41.(bkz: friday night lights) (2006-11)
    42.(bkz: south park) (1997-)
    43.(bkz: the americans) (2013-18)
    44.(bkz: the crown) (2016-)
    45.(bkz: the bridge) (2011-18)
    46.(bkz: doctor who) (2005-)
    47.(bkz: nathan barley) (2005)
    48.(bkz: better call saul) (2015-)
    49.(bkz: insecure) (2016-)
    50.(bkz: downton abbey) (2010-15)
    51.(bkz: patrick melrose) (2018)
    52.(bkz: the good fight) (2017-)
    53.(bkz: black books) (2000-04)
    54.(bkz: parks and recreation) (2009-15)
    55.(bkz: utopia) (2014)
    56.(bkz: the jinx) (2015)
    57.(bkz: sex and the city) (1998-2004)
    58.(bkz: orange is the new black) (2013-19)
    59.(bkz: wolf hall) (2015)
    60.(bkz: sherlock) (2010-)
    61.(bkz: state of play) (2003)
    62.(bkz: succession) (2018-)
    63.(bkz: show me a hero) (2015)
    64.(bkz: six feet under) (2001-05)
    65.(bkz: flight of the conchords) (2007-09)
    66.(bkz: inside no. 9) (2014-)
    67.(bkz: borgen) (2010-13)
    68.(bkz: band of brothers) (2001)
    69.(bkz: the good place) (2016-)
    70.(bkz: shameless) (2004-13)
    71.(bkz: lost) (2004-10)
    72.(bkz: planet earth) (2006 and 2016)
    73.(bkz: spiral) (2005-)
    74.(bkz: the inbetweeners) (2008-10)
    75.(bkz: it’s always sunny in philadelphia) (2005-)
    76.(bkz: a very english scandal) (2018)
    77.(bkz: the shield) (2002-08)
    78.(bkz: freaks and geeks) (1999-2000)
    79.(bkz: halt and catch fire) (2014-17)
    80.(bkz: veep) (2012-19)
    81.(bkz: gavin and stacey) (2007-10)
    82.(bkz: strictly come dancing) (2004-)
    83.(bkz: buffy the vampire slayer) (1997-2003)
    84.(bkz: looking) (2014-16)
    85.(bkz: gogglebox) (2013-)
    86.(bkz: fresh meat) (2011-16)
    87.(bkz: the leftovers) (2014-17)
    88.(bkz: justified) (2010-15)
    89.(bkz: the l word) (2004-09)
    90.(bkz: 24) (2001-10)
    91.(bkz: silicon valley) (2014-)
    92.(bkz: garth marenghi’s darkplace) (2004)
    93.(bkz: rupaul’s drag race) (2009-)
    94.(bkz: skins) (2007-13)
    95.(bkz: the trip) (2010-)
    96.(bkz: broad city) (2014-19)
    97.(bkz: the shadow line) (2011)
    98.(bkz: the mighty boosh) (2004-07)
    99.(bkz: life on mars) (2006-07)
    100.(bkz: i’m a celebrity get me out of here) (2002-)
    türkçe kaynak

    bu arada bayağı bir işsizlik var bende *

    edit: bazı bkzlar düzeltildi.
    edit 2: bir yazar arkadaş uyardı bayağı yerine baya olacakmış
    edit 3: doğru yazmışım aslında türkçe de baya diye kelime yokmuş 2 yazar arkadaş uyardı öğrenmiş olduk
    ( bayağıyı çok fazla anlamında kullanmıştım)

  • 7. erdoğan'ın putin'e nice to meet you demesi

    yeni öğrenilen bilgileri uygulama isteğinin sonucudur.

    - hello, my name is tayyip. what is your name?
    - vladimir?
    - where are you from?
    - ?
    - how are you? gud? hehe
    - :(((

  • 8. 24 yaşında doktorun 9 bin tl kazanması

    9 bin tl yi çok para sananların hezeyanlarıdır. hayır doktor değilim. sadece diyorum ki; onların maaşı fazla değil, bizimkiler az. büyükşehirlerde, özellikle istanbul’da yaşayan bir kişi o parayla ancak insan gibi yaşayabilir. sağlıklı beslenebilir, arabasının kredisini temel ihtiyaçlarından kısmadan* ödeyebilir, ayda 1-2 kez tiyatro-konsere, 1-2 kez sinemaya gidebilir. birikim yapabilir.

    bunlar lüks değil emin olun. siz fakirsiniz. ben de öyle.

  • 9. şeriatçıların borçka'dan kovulması

    borçka' da yaşıyorum ve bu olayı destekliyorum, ailem de destekliyor. şeriat söylemleri sevmiyoruz biz, türkiye olarak sevmiyoruz, borçka tepkisini dile getirenlerden biri sadece darısı tüm türkiye ilçelerinin başına:)

  • 10. ulaşılan en yüksek kilo ile şu anki kilo farkı

    0,142 tondum, 9 ayda 85 kiloya düşmüştüm. şu an 0,095 ton çekiyorum. farkı da söylemek gerekirse şu an 47, yarın sabah 49.

  • 11. filmi çekilse başyapıt olacak romanlar

    (bkz: puslu kıtalar atlası)

  • 12. belediye senin verginle sana zorla caz dinletiyor

    biz de kendi vergimizle günde beş kere ezan dinlemek zorunda kalıyoruz.

  • 13. beşiktaşlı sözlük yazarları

    aralarında (bkz: 1 2 3 gol yetmez 4 5 6 olsun) tezahüratını hatırlayanlar vardır.

  • 14. 15 eylül 2019 tarihli ibretlik vaka

    edit1: aracın motoru düzensiz çalışmaya başladığı için en yakın yağ değişim yerine attım kendimi. bilerek, isteyerek seçilmiş bir yer değil sadece bir zorunluluk. pazar olması dolayısıyla da ne yetkili servisler açık ne de benzin istasyonlarının servis bölümleri.

    edit2: iki ayrı yazardan aynı işyeriyle ilgili benzer olayların yaşandığıyla ilgili mesaj aldım. adam lokasyonu da bildi, anladım ki yalnız değilmişim. mekan küçükçekmece-avcılar arasında güçlü otomativ diye bir yer. google mapste o şekilde çıkıyor. bilmek isteyenlere duyurulur.

    edit3: cimer'e başvurmamı söyleyen yazarlara söylemek istediğim birşey var. evet başvurdum, ancak bu yolları bilmeyen, sizin benim gibi sosyal medyayı aktif kullanmayan vatandaşlar ne yapacak? devlet kurumlarının basiretsizliği, aman sendeciliği ne olacak? ben verdim parasını çıktım, ya yanımda para olmasa ne yapacaktım? bıçak, dayak, silah?

    edit4: aracın lastikleri nereden patlatılmıştı da anladın diyenler için projeksiyon :https://eksiup.com/p/xo110977cwdj

    edit5: arkadaşım mekanı paylaştım, neden entryi okumuyorsunuz? bir mağduriyet yaratıp paramı geri alma sevdasında da değilim, başınıza gelmesin diyorum hala bla bla konuşan insanlar mevcut şaka gibi. neden kötü niyetlisiniz?

    edit6: mekanın adresi tam olarak bu:https://www.google.com/…2!3d40.9855866!4d28.7693118

    son edit: avukatımla ve cumhuriyet savcısıyla konuşmamdan çıkardığım sonuç, tanık ve delil olmadan hiç bir sonuç elde edilemeyeceği oldu. cimer, beyaz masa ve maliye şikayetlerimi yaptım. aracım bmw değil bu arada, lastik fotosu internetten bulunan stok bir fotoğraf, bmwsi olan bla bla diye yürümeyin oradan.

    okumak istemeyenler için özet:
    yağ değişimi için tanımadığım bir özel servis/lastikçi/sokak tamirhanesi karışımı bir yere gittim, lastik tamiri yapıp paramı almak için kaşla göz arası lastiklerimi 9 yerinden deldiler, sapasağlam lastiklerimi yamalı hale getirdiler, yamalı olması bir kenara deldikleri yer aslında tamir olamayacak yer. yani o ebattaki en ucuz lastik 2.000tl civarında, yaklaşık 2500tl'lik zarara uğradım. 100-150 tl yağ değişimi ücreti ödemem gerekirken, 550 tl para ödedim, uzun vadede de 2500tl zararım olacak. ne polis, ne de zabıta umursamadı. yapılan yapanın yanına kar kaldı.

    olayı anlatmaya başlamadan önce kısaca kendimden bahsedeyim. yaklaşık 6 yıl bir oto lastik üreticisi firmada bölge müdürlüğü görevinde bulundum. çocukluğumdan beri de sanayilerde onlarca ustayla muhattap oldum, kiminle de arkadaş olacak kadar vakit geçirdim ama bu tarz bir olay ne gördüm ne de duydum. ibret olsun, sizin de başınıza gelmesin diye yazıyorum.

    15.09.2019 günü saat 18:00 sularında aracımın motor yağını değiştirmek üzere istanbul'da yol üstünde bir özel servise girdim. serviste yağ değişimi sırasında yaptıkları kontrollerde, sağ ön lastiğimin havasının inik olduğu, patlak olabileceği söylendi. ön sağ lastiğimi söktüler ve su havuzunda kontrol amaçlı işyerinin arka tarafına aracımı göremeyecek şekilde ustayla birlikte gittim.işyerinin sahibi olduğunu iddia eden kişi ve eşi aracın başında kaldılar. açıkcası karı-koca oldukları için de şüphelenmedim.

    ustayla birlikte ön sağ lastiği lastik havuzunda kontrol ettiğimizde, herhangi bir patlak bulunamadı. ancak aracın başına döndüğümde, işyerinin sahibi olduğunu söyleyen şahıs diğer üç lastikte üçer adet patlak olduğunu söylendi. daha yeni yaz tatilinden döndüğümden dolayı(stabilize yollar vs.) olabilir diye düşündüm. ancak lastikler tamir edilirken, ön sol lastiğin yere yapışacak kadar indiğini gördüm.

    o an şüpheye düştüm çünkü patlakların hepsi lastiğin belli yerinden(lastiğin omuz diye tabir edilen yeri) yapılmıştı. ayrıca sabahtan beri de aracı kullanıyordum, bu kadar yoğun bir fıss sesi olsa duyardım. araç konusunda çok hassas bir insanım. işyeri sahibine bu durumun normal olmadığını, ben aracı getirdiğimde lastiklerimin sağlam olduğunu, onlar kontrol ettikten sonra lastiklerin inmeye başladığını söylediğimde ise; biz bir şey yapmadık, sen neyi ima ediyorsun, lastiklerin sen geldiğinde patlaktı, biz mi yaptık yani gibi geri dönüş aldım.

    tiplerin çirkinleşmesinden midem bulandığı için peki dedim, kaç lira tuttuğunu söyleyin. ilk başta işyerinin sahibi olduğunu iddia eden şahıs, orada çalışmadığını ve usta diye tabir ettikleri adamın dükkanın sahibi olduğunu, hesabı da onun çıkartabileceğini söyledi. resmen ayaküstü dolandırıcılığa uğruyordum. ustanın yanına gidip buranın sahibi senmisin diye sorduğumda ise, ne alakası var neden öyle dediler ki şimdi sana dedi. iyice şüphelendim ancak arabanın lastikleri sökülmüş durumda olduğu için gitme şansım da yoktu. tekrar işyeri sahibi karı kocanın yanına döndüm, usta da arkamdan geldi, bana bir hesap çıkardılar 550 tl. 10w40 yağa 250tl para istediler. balans, 9 kez lastik tamiri vs. 100-150tl'ye halledebileceğim işi, kaşla göz arası lastiklerimi patlatıp tamir etmeye mecbur bıraktırarak 550 tl hesap çıkardılar. davacı olmak için ödemeyi kabul ettim ancak fiş istediğimi söyledim. fiş veremeyiz, dediler, o zaman polis çağırırım dedim. kimi çağırırsan çağır, nereye şikayet edersen de et dediler.

    bir hışımla 155'i aradım. adres tarifi istediler, tabi ki yapamadım. ilk defa gittiğim bir yer çünkü. google maps'ten bakıp, adresi öğrenip tekrar aradım, kayıt oluşturdum. aradan 10 dakika geçti, cep telefonumdan bir polis beni aradı. durumu anlattım, yapabilecekleri bir şey olmadığını, gelse bile işyeri sahibinin inkar edeceğini, bu durumda zabıta ya da maliyeyi aramam gerektiğini, onların da 24 saat esasıyla çalıştığını söyledi. aklına uydum, zabıtayı aradım. zabıta polisin söylediklerinin doğru olmadığını, ortada bir suç unsuru bulunduğunu, zabıtanın ancak gidip denetim yapabileceğini ancak duruma müdahale etme şanslarının olmadığını söyledi, tekrar polisi aramamı öğütledi. beni arayan numaradan polisi geri aradım. polise bu durumun kavgayla sonuçlanabileceğini, darp edilme şansımın yüksek olduğunu söyledikten sonra ancak getirtebildim. polis geldikten sonra fiş verdiler, çalışmayan yazar kasa bir anda çalışır oldu. paramı ödedim, çıktım geldim.

    istanbul'un ortasında göz göre göre böyle bir olay yaşamama ve devletin vatandaşını bu derece yalnız bırakmasına inanamıyorum. allahaşkına ekşi ahalisi, ne yapılabilir söyleyin. ben daha önce o sektörde çalıştığım için beni dolandırdıklarının farkına vardım, ya işten anlamayanlar? kaç kişinin böyle parasını almışlardır ve almaya da devam edeceklerdir düşünsenize.

  • 15. sabahları poğaça çay ile kahvaltı yapan kitle

    (bkz: reflü)
    (bkz: gastrit)
    (bkz: talcid)
    (bkz: rennie)( uyardılar düzelttim yanlış yazmışım)
    yoğun istek üzerine
    (bkz: gaviscon)
    edit edit üstüne...
    nexium da varmış.
    2. sıradan lansor geldi... alkışlıyoruz.

  • 16. satrançta vezir yerine kraliçe diyoruz kampanyası

    tabii lan çok mantıklı. hatta 8 piyonun 3'üne dişi 2'sine de gay olduklarını belli eden motifler koyalım.
    sikeceğim duyarınızı. şimdi biri çıkıp fil'e imam diyelim dese yıkarsınız burayı.
    ne gerek var amına koyayım oynayın işte olduğu haliyle. her şeyi hallettik bir kraliçemiz kaldı.
    her şeyi geçtim nasıl feda edeceksin lan kraliçeyi? türkiye evladım burası. satranç da olsa cinayet çıkar.
    ' ne yedim ama senin karıyı bee'
    'bak bak ibneye sıkışınca kraliçesini yedirdi gavat ehe ehe' esprileri can alır bu ülkede.
    akıllı olun.

    ekleme: gelen 50. mesaj şerefine ekleyim dedim batakta kız sikme deyimi var ama şöyle bir fark var: bataktaki kağıtlar orta malıdır. her el yeniden dağıtılır o kız zaten senin değildir kucaktan kucağa zıplar. satranç ise taraf oyunudur. tek eldir. şah sensin diğerleri de ordun. gerekirse veziri harcarsın mecbursan veya daha avantajlı bir pozisyonda kalacaksan. ama şimdi sen ona kraliçe dediğinde işin rengi değişir olmaz yani.

  • 17. bir avrupalı gibi dert yan

    iphone çok pahalı. ben aylık maaşımın beşte birini bir telefona veremem.

    not: ülkemizde ise yıllık maaşın yarısını görmüyorlar bu telefona

  • 18. 16 eylül 2019 fenerbahçe'nin tff ziyareti

    tff baskanina (?) "en fazla sampiyon olan takim fb" yazili dergi küpürü hediye edilmis, ama gs lobi faaliyetlerinde bulunuyor. ben bu kadar midesiz olay gercekten uzun zamandir görmemistim, geri adim atan namerttir bu saatten sonra.

  • 19. muriqi'nin bonservisinin 100 milyon euro olması

    adam daha fenerbahçe’ye geldiği ilk hafta 9 şampiyonluk kazandı tabii ki 100 milyon euro olacak aq.

  • 20. altay bayındır

    çok iyi kaleci ama çok gol yiyor.

  • 21. türk beyaz yakalısı

    şu sıralar çok sıkı çalıştığını göstermek için bilgisayar ekranına ciddi bakışlar atarak sözlükte kendi ile ilgili olan bu başlığı okumakta.

  • 22. ekşi itiraf

    dün makine mühendisliği mezunu bir arkadaşımın düğünü vardı. adam üniversiteden arkadaşları için iki masa ayırmış, biri evli çiftler diğeri bekarlar için. düğünde sağdıç olmanın bana verdiği yetkiye dayanarak düğün başlamadan önce 19 olan bekarların masa numarasını 31 ile değiştirdim. pişman değilim, masa numaralarını öğrendikleri anki yüz ifadelerini düşününce hala anıra anıra gülüyorum.

  • 23. metroda inenleri bekleyen saf insan

    bir şeylerin düzeleceğine dair var olan umutlarımızın filizidir.

  • 24. çamaşır makinesinden uçan araba yapan siirtli

    yalnız küçük bir sorun var : uçan araba, uçamıyor.

  • 25. erdoğan olmazsa hepimiz bir hiçiz

    ülkenin kurucusunun , yani mustafa kemal'in yerleştirdiği sistem olan güçler ayrılığı ve parlementer sistem denilen ülke rejimini sahtekarlikla bozan ve ülkeye 20 yıldır zarar veren birisi vatan hainliginden yargilanacak en sonunda. bunu izlemeden ölmek istemiyorum.

    ne mutlu türküm diyene !

  • 26. hindistan denince akla gelenler

    bok dolu plajlar.

  • 27. 22 yaşında mühendise 3 bin tl teklif edilmesi

    türkiye şartlarında iş bulabilmiş şanslı mühendistir.

  • 28. adalet yoksa galatasaray var

    adalet varsa galatasaray yok demiş bir arkadaş.

    bu arkadaşların daha önceki söylemleri fetö bitti galatasaray bitti idi daha sonra var geldi galatasaray bitti dediler, bu lafların hepsini yedirdik çok şükür.

    şaibeli şampiyonluk diyen arkadaş inönü’deki bjk maçımızı izlesin, kadıköy’deki fb maçımıza baksın, ilk yarıda oynadığımız rize ve konya maçlarına baksın, o zamanlar hakemler iyiydi ne oldu da kötü oldu lan bu hakemler.

    edit: alttaki yalancı arkadaşa da iki çift laf edelim, denizli maçıymış, hangi sene şu anelka’nın smaçla gol attığı, fanatik fenerli aykut’un bile isyan ettiği, federasyonun fener lehine yapılan hatalara engel olamıyoruz dediği sene mi?

    edit2: alttaki arkadaşın mantalitesine göre 2000 uefa kupasını fenerbahçe kazanmalıydı çünkü fener bizi o sene yendi, aynı zamanda galatasaray real madrid’i yendiği senelerde la liga şampiyonu sayılmalı, o sene cl’yi kazanan real’i yendiği için de galatasaray cl şampiyonu olmalı.

    senin kimi yenip yenmediğine göre belirlenmiyor şampiyonluk senin kaç puan topladığına göre belirleniyor, o zaman gidip denizli’yi yenseydin, maç 1-0’dı son 16 dakika uzatmaya girerken, onu da yanlış biliyor yaşı küçük belli, uzatmada skoru 1-1 yaptın hatta denizli’nin küme düşmemesi kesinleşti uzatma sırasında ve ali ipek’e göre düşmediniz maçı bırakın bile demişsiniz.

    hakem konusuna gelirsek o sene samsun maçında samsun kalecisi kerem nobre’ye dokunmadan penaltı ve kırmızı kart görmüştü hatta tff utanıp adama ceza veremedi. beşiktaş fb maçı sonrası maçın hakemi tümer metin’e gidip aslında itirazında haklıydın bile dedi.

    o sene fanatik fenerli aykut kocaman’ın konya fener maçı sonrası açıklamaları;

    “bıktığım bu düzen ve bu sistem, düzelmek için bir kurban istiyor. bu maçla futbol yaşantımı noktalıyorum.”

  • 29. vedat muriqi

    alanyaspor maçından önce 100 milyon euro olan değeri maçtan sonra tekrar 3,5 milyon euro'ya düşmüştür. zavallı fenerbahçe taraftarları geçen sene nasıl bir travma yaşadıysa artık, topa vurabilen her forveti dünya yıldızı sanıyorlar.

  • 30. harry potter'da ölmesine en çok üzülünen karakter

    sirius black

  • 31. akp'nin fındık üreticisini bitirmesi

    akp, türkiye’yi kendi kendine yeten bir tarım-hayvancılık ülkesi olmaktan çıkarıp, 80 senelik fabrikalarını, limanlarını, atölyelerini ve meralarını da özelleştirme adı altında yok eden bir şebekedir.

    eğer gerçek bir vatan hainliği tanımı gerekli ise, akp’nin sadece bu eylemleri yeter.

    akp ağır bir ihanet örgütüdür.

  • 32. ersun yanal

    maç sonu "alanya'ya yenilerek belki de galatasaray'ı şampiyonluktan ettik" demesini beklediğim türk futbolunun şişirilmiş zeplini.

  • 33. bir mühendisin en mutlu olduğu an

  • 34. düşün ki baban bunu okuyor

    param bitti

  • 35. 2000 öncesi doğan çöp nesil

    öncesi değil sonrasıdır o. dil sürçmesi herhal...

  • 36. satırla köpeğin patisini kesen cani kadın

    vietnam'da yaşanan iğrenç olay. köpeğin adı mina, söylenenlere göre zincirde olmasına rağmen komşu ördek ve tavuklarını kovaladığı için komşular şikayet ediyormuş, sahibi olan kadın da bunun üzerine patisini kesiyor.

    zavallı köpek uzun süre tedavisiz kalmış, oradaki birkaç hayvansever mina'nın tedavisini yapmışlar ama iyileşemeyen doku sebebiyle kolu bir miktar daha kesilmiş. vietnam'da hayvan hakları olmadığı için köpeğin patisini sardıktan sonra sahibine geri teslim etmek zorunda kalmışlar, ancak bunun için açılan bir imza kampanyası var.

    bakışına bak kuzumun

    ekleme: guv2000 sağolsun, mina'nın son hali hakkında bilgilendirdi. olay eylül 2017de olmuş. 1 kasım 2017 den beri koruma altındaymış. köpek sahibine geri verilmemiş, zaten köpeği almaya gittiğinde zinciri çözüldüğü an kadından kaçıyor garibim.

    son halinin videosunu ekleyemedim ama aşağıdaki linkte var, mina oldukça mutlu görünüyor.

    tüm ayrıntılar için: link

  • 37. renault 9 broadway

    bizimkiler dizisinin başrol karakteri şükrü ile özdeşleşmiş otomobil. alüminyum alaşım jantları, otomatik ön camları ve merkezi kilit sistemiyle teknolojik bir şaheser olarak lanse edilirdi.

    ayrıca (bkz: renault 9 broadway jantı)

  • 38. yabancı dilde mesajlaşacak yazar veri tabanı

    tonla app varken ekşi sözlük yazarından medet ummak neden?

  • 39. luiz gustavo dias

    önüme gelene bin tekme tarzı oynuyor. değişik bir tip.

  • 40. 6 tl'ye et döner furyası

    tam bir fiyat/yağ performansı.

  • 41. kanser hastasına yardım kampanyası

    ülkenin sgk'sı öyle kötü bir halde ki, binlerce kanser hastası bu durumda maalesef. üstelik herkes fahiş miktarda sağlık ödemesi yaparken.

    kılışdar sigortayı batırdı dedikleri dönemde, her ilaç karşılanırdı. kimse mağdur edilmezdi. bazen ilaç bulunamazdı sadece. o da lojistik sebepli. yıl 2019 olmuşken bu manzaralar içler acısı...

  • 42. kocaeli'de köpeğe ve çocuklara taş atan ihtiyar

    evveliyatı sikilmesi gereken ihtiyardır.sadece yaşa hürmet gösterilmemesi gerektiğinin kanlı canlı örneğidir.

  • 43. letgo'da hiçbir şeyin satılamaması

    letgo'nun mantığının yanlış anlaşılmasından kaynaklanan durum. benim anladığım; hiç bir işime yaramayacak, bir nevi çöp olarak gördüğüm şeylerin satılması için kurulmuş bi platform. reklamlarının çizdiği imaj da bu. sizin çöp gördüğünüz bir şey, bir başkasının işine yarayabiliyor. yeterli ucuzlukta bir fiyat belirlemek şart. temsil misal; evde hiç bir şekilde kullanılma ihtimali olmayan 82 ekran, eşek ölüsü gibi tüplü televizyonu 200 liraya satmıştım letgo'da. alan kişi "yaşlı annem için alıyorum, uzaktan kumandası olsun, çalışsın, yeter" demişti.

  • 44. 2 kilobayt ram ile aya gidildiğine inanan insan

    ram o kadar önemli değil abi, önemli olan ekran kartı.

  • 45. bol memeli elit ortam

    (bkz: vücut dismorfik bozukluğu)

    meme değil 2 tane yaratık gördüm ben
    oradakiler pornocu bile olsalar şu görüntü iğrenç. insanın kendine şu kötülüğü yapabilmek için aklını yitirmiş olması lazım.

    eğer buna oyş diyen erkek varsa da o da ayrı ucubik bir freak tir. toplumdan dışlanmalıdır.

  • 46. masterchef türkiye

    orhan bayılmış, ambülansa kaldırmışlar ama fötr şapkası hala kafasında. kimsede demiyor mu yahu şu şapkayı bir çıkaralım adam rahat nefes alsın.

  • 47. sigortam.net'in göğüs dekolteli reklamı

    memintolar da tombiktoymuş esprisi zaten yapılmış ben gidiyom.

    şaka bir tarafa, elbette o dekolte oraya bilinçli kondu. bunda şaşılacak bir şey yok. asıl şaşılacak şey bunu inkar edenlerin veya sanki ilk defa bir reklamda dekolte araç olarak kullanılmış gibi davrananların olması.

  • 48. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    size de oluyor mu böyle hiç olmayacakmış hissi?

  • 49. 18 eylül 2019 club brugge galatasaray maçı

    büyük ihtimalle zerre varlık gösteremeden, 2-3 farklı bir mağlubiyet ile döneceğimiz maç olacak.

    galatasaray uzun süredir rezalet oynuyor. türkiye liginde rakipler beceriksizliklerinden ve galatasarayın adından korkup bunu cezalandıramasa da avrupada bu durum tam tersi oluyor genelde.

    hücum planımız yok, form durumumuz çok kötü, defansımız zaten evlere şenlik, beklerimizin kıçını kaldırmaya hali yok, orta sahamız zaten tam oturmadı... galatasaray bu maçta 1 puan alacaksa, o da maksimum, muslera sayesinde alır. o da formda olmazsa kıçımıza baka baka geri döneriz bu deplasmandan.

  • 50. evrim teorisi

    allahım cahillik ne fena. dışardan ne kadar acınası durduğunun farkında değilsin ve kendini bi şey sanıyorsun. daha ne olduğunu neyi savunduğunu bile bilmediğin bilimsel gerçeklikleri saçma bulup, kabul edene de "zeka küpü" diye tarizde bulunuyorsun. neyse, biz yine okuyanların bilgi edineceği bir şeyler karalayalım.

    öncelikle bu başlıkta ve basılı/basılı olmayan kaynaklarda zeus bilir zibilyon kere anlatıldığı üzere evrim bir gerçekliktir, doğa yasasıdır, dış dünyadaki bir realitedir. evrim teorisi bu evrim sürecinin nasıl olduğunu açıklayan bir teoridir.

    genellikle kafasını dinle ve yaratılışla bozmuş, bu alanın dışında bir düşünce tarzının varlığını bile aklına getirmemiş, öğrenmemiş ve/veya temel bilim, temel biyoloji ve evrim eğitimi almamış kişilerce hala bir türlü anlaşılamamaktadır bu teori. ve bu cahil kişiler, yukarıda göreceğiniz üzere ısrarla bunu öğrenmemekte diretmekte, kendilerine anlatılmasına bile katlanamamakta, gerçekliğe karşı gözlerini sıkıca yummuş bir şekilde kafalarını kuma gömüp debelenmektedirler. dert değil, siz debelenin, ama aklı başında insan okuyup anlayacak ve öğrenecektir. siz hala ısrarla "bu hücreler şunu yapmayı akıl etmiş, nerden akıl edecek" "organa ihtiyacı olduğunu görüp organ geliştirmişmiş nerde var bu zeka" falan diyorsunuz ve anlamak istemiyorsunuz. kimsenin böyle bir şey iddia ettiği yok. ortada bir zeka, bu evrim sürecini yönlendiren bir akıl yok. böyle bir dış akıl olmadığı gibi evrim sürecindeki bireysel organizmaların da en ufak bir bilinci veya evrimin yönü üzerinde bir isteği/müdahelesi yok.

    öncelikle yaşamın oluşmasına kadar olan kısım evrim teorisinin konusu değildir. big bang teorisi ve gezegenlerin oluşması fizik, kuantum fiziği, astro fizik, jeoloji vb. bilimlerin alanıdır. ilk canlılığın oluşması ise kimya, biyo-kimya ve biyolojinin alanıdır ancak evrim teorisi bununla ilgilenmez. ve ilk canlılığın ortaya çıkışı, yani kendini kopyalayabilen ilk organik molekülün oluşmasından sonrası evrimdir. ama illa bu konularda da gafama gafama vur diyorsan: (bkz: abiyogenez) (bkz: god of gaps) (bkz: bilim)

    şimdi gelelim sizin algılayamadığınız meseleye. ilk olarak hep "mucizevi" veya "milyonda bir olasılık" diyorsunuz evet haklısınız. ancak siz bunu imkansız gibi baştan kabul ediyorsunuz. bakın, sadece tek bir deneme yapılırsa evet "milyonda bir" ihtimal sıfırdır diyebiliriz. ancak milyarlarca deneme yapılırsa "milyonda bir" ihtimalin "olmaması" bakın olmaması sıfırdır neredeyse. bunun anlaşılmayacak bir şeyi yok. çok basit. bak mesela şu an dünya üzerinde bir sürü ender hastalık var. x hastalığı mesela, milyonda bir görülüyor ve senin bir çocuğun olacak. senin çocuğunda bunun olma olasılığı evet sıfıra yakındır, çünkü senin çocuğun açısından sadece tek bir deneme var. ancak sen "bu hastalık milyonda birmiş, dünya üzerinde bu hastalığın görülmesi sıfırdır" dersen salak derler sana, cahil derler. çünkü dünyada milyarlarca çocuk meydana geliyor, ve matematik ve istatistik biliminin söylediği gibi "milyarlarca deneme" içinde "milyonda bir olasılık" mecburen denk geliyor. oluyor yahu bu, gözümüzün önünde bugün oluyor. 7 milyar insan var, bakıyorsun milyonda bir olasılığı olan hastalık hakkaten de aşağı yukarı 7000 insanda o hastalık var.

    hah şimdi gelelim evrime, abicim bak bilale anlatır gibi anlatıyorum, cahil cahil sapırdamayı kes ve iyi oku. çünkü bu dış dünyadaki bir gerçeklik, senin eğitimisiz aklınla "ben inanmiyom yea" diyebileceğin bir şey değil. otur öğren: kendini kopyalayabilen o ilk organik molekül, ya da ilk organik hücre kendini kopyalıyor, yüzmilyarlarca var yeryüzünde (daha doğrusu suda). elimizde yüzmilyarlarca hücre var, ve yüzmilyarlarca nesil değişiyor. ve her nesilde mutasyon geçiriyorlar. buraya kadar benimle misin? yüzmilyarlarca çeşitli mutasyon. ve senin de dediğin gibi "milyonda bir" ihtimalle bu mutasyonlar faydalı mutasyon olup bu canlıda olumlu bir geliştirmeye sebep oluyor. mesela en basitinden daha hızlı sentez yapabilmesini sağlıyor gibi. şimdi bak bilal, yüzmilyarca hücre diyorum, milyonda bir ihtimal diyorum, mutasyonla bunlardan milyonda biri yani yüzbinlercesinde faydalı mutasyon oluyor ve gelişiyor (daha doğrusu bulundukları ortama adaptasyon sağlayacak bir mutasyon geçiriyor). diğer gelişemeyen yüzmilyarlarcası rekabet edemiyor veya ortama uyum sağlayamayıp ölüyor, eleniyor. sonra o hayatta kalan yüzbinlercesi de ürüyor, yüzmilyarlarca oluyor, sonra yine milyonda bir ihtimal faydalı mutasyon vs. bunlar tabi benim burda adım adım anlattığım gibi değil, sürekli bir şekilde her an oluyor.

    yani senin dediğin gibi yüzmilyarlarcası bir araya gelip "lan bu böyle olmuyo şöyle kendimize güzel bi özellik geliştirelim" demiyorlar. tesadüf eseri, milyonda bir ihtimal o özellik oluşuyor ve oluşmayanlar ölüyor.

    sonra mesela bunlar bir araya gelip "hadi lan koloni oluşturalım" demiyorlar. yüzmilyarcası içinden birkaç yüzbini belki en basit haliyle "işbirliği" yapabiliyor, tesadüfen, bilinçleri dışında. çünkü böyle bir şeyin tesadüfen olması, o hücrelerin kimyasal olarak o şekilde bir araya gelmeleri mesela milyonda bir ihtimal evet haklısın. ama yüzmilyarlarca deneme var bilalim, o yüzden oluyor bu. hakkaten bir araya geliyorlar çok küçük bi azınlık, ve avantaj sağlayıp devam ediyorlar. sonra yine milyonda bir ihtimalli ama olması istatistiki olarak zorunlu tesadüfler sonucu her adımda beraber yaşamaya bir adım daha yaklaşıyorlar, her adımda daha "sıkı fıkı" oluyorlar. çok hücreli organizma yani "jelibon" oluyorlar. bak bunlar yüzmilyonlarca yıl sürüyor bilalcim, kafan almıyor biliyorum ama bunu matematiksel olarak ortaya koyunca olmaması imkansız.

    evet, bu jelibonlar (kendi akıllarıyla "gelin jelibon olak" demeyen) jelibonlardan eğer senin tabirinle "sıkılan" veya bilimsel olarak "herhangi bi sebeple beraber yaşamayı bırakmayanlar" yok değil, var. ama onlar eleniyor anacım doğal seçilimle. onlar genlerini sonraki nesile aktaramıyor ki bugün sana gösterip "bak sıkılıyorlar" diyelim (gerçi bir sürü fosille, gen analiziyle, kimya bilimiyle, bilgisayar programlarıyla gösteriyoruz ama sende nerde o kafa). sadece "sıkılmayanlar" yani milyonda bir ihtimalle o şekilde bir arada yaşayabilenler hayatına devam ediyor.

    bu jelibonlar kemiği falan da aynaya bakıp fiyakalı görünmek için yapmıyor, öyle bir akılları yok. yine bilale anlatır gibi anlatıyorum, yüzmilyarcası içinden tesadüfen milyonda bir ihtimalle aralarından birkaç yüztanesi belki daha azı en ilkel anlamıyla kemik hücrelerinin atası diyebileceğimiz normal hücreden daha sert bir hücre şeklinde olacak faydalı mutasyon geçiriyor. ve bunlar çevreye göre daha avantajlı olup çokça ürüyor. sonra yüzmilyonlarca yıl süren bu üreme sırasında her defasında milyonda bir ihtimal olup bu hücre tipi daha da sağlamlaşıyor aynı mekanizmayla ve kemik yapısı oluşuyor.

    yani aklı olan, ve bu aklını tamamen kilit altına vurup "ben anlamıycam ve ne anlatırsanız anlatın dinlemiycem ki nananananan" demeyen aklı başında birisi heralde artık bu noktada evrim teorisinin işleyiş mekanizmasını çok basit şekliyle anlamıştır. senin yukarıda saçmaladığın şekliyle kimsenin hiçbir organizmaya akıl ve bilinç atfetmediğinin farkına varmıştır. bundan sonrası da aynı bu şekilde çok çok küçük değişikliklerle, yavaş yavaş, milyonda bir milyonda bir (ama yüzmilyarlarca deneme olarak, ve tüm o denemelerin çoğunun yok olması ve çok küçük bir azınlığın başarmasıyla) meydana geliyor senin anlayacağın.

    ama ben en son yine de sana direkt gözlemlediğimiz bir örneğini tekrar vermek istiyorum:

    youtube

    bak arkadaşım yahu gözümüzün önünde bakteri bir haftada evrimleşti. şimdi sen ne diyeceksin bakteri baktı, "ohaaa ulan gençler burada antibiyotik var hemen antibiyotik direnci geliştirelim yürüyün ula" mı dedi diyeceksin? gördüğün üzere oradaki milyonlarca bakteriden aralarda birkaç tanesi tesadüfen bu direnci gösterince yan taraftaki besini bol yere geçebilerek avantajlı hale geliyor ve milyonlarca olacak şekilde ürüyor. bak birkaç haftada ha. e be bilalim milyarlarca yıl ve koskoca okyanuslar, yerüzünde evrimin olması saçma öyle mi? olmaması kaçınılmaz be bilalim be.işte bu aynı süreç tüm dünya tarihi boyunca bu şekilde işliyor ve sürekli yeni türler oluşturuyor. bakteriyi bu değişikliğe iten bir ortam değişikliği yoksa, yani ortam ile zaten uyumlu ise bir popülasyon, o zaman da hemen hemen aynı kalıyor.

    bak bir de şu entry'yi oku bakiyim: (bkz: #94233894)

    şimdi anladın mı bu teoriye inanmadığını söyleyen birisi niye türlü hakarete uğruyor, aşağılanıyor? tüm dünyada en mantıklı şeymiş gibi bu teori canla başla savunuluyor? çünkü bu bu teorinin açıkladığı doğa yasası olan evrim, bizim genetik, karşılaştırmalı anatomi, jeoloji, antropoloji gibi onlarca bilim dalıyla yüzbinlerce fosille apaçık ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde gördüğümüz bir doğa gerçekliği de ondan. yüzbinlerce bilimadamının yüzbinlerce makalesiyle, teziyle araştırmasıyla incik cıncık her ayrıntısını ortaya koyduğu bir doğa fenomeni de ondan. ve bugüne kadar aleyhine en ufak ne bir delil getirilebilmiş, ne de hakemli dergilerde tek bir makale yayımlanabilmiş de ondan. sen gelip buna inanmıyorum deyince dünyanın yuvarlaklığına inanmıyorum demekten daha az gülünç bir şey söylemiyorsun. sen nasıl "yav ben bu görelilik teorisine inanmıyom" deyince ciddiye alınmayıp dalga geçiliyorsan evrime de inanmayınca aynı böyle cahilliğini ortalığa seriyorsun. okumamakta, öğrenmemekte direnebilirsin, cahillik elbetteki seçebileceğin bir şey. ancak sonra gelip de burada böyle saçmalayınca, ve biz de seni şamar oğlanı yapınca ağlama. ya cahillikten kurtul, oku öğren; ya da o cahilliğini saklandığın delikten çıkartma. takıl kendi kendine.