Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. ekşi sözlük'te mesajlaşmanın çaylaklara açılması

    an itibariyle güncellenen mobil uygulamada başlamıştır. hayırlı olsun tüm çaylaklara.

    edit: çaylaklardan mesaj almak için ayarlarınızı değiştirmeniz gerekiyor. şöyle: https://vgy.me/lpdrqm.jpg

    şu da kanıt: https://vgy.me/pwsskr.jpg

    edit 2: çaylak arkadaşlar sözlükteki tek yazar ben değilim. deneme tahtasına çevirdiniz mesaj kutumu. dakikada 14 mesaj geliyor :(

    edit 3: sadece mobil uygulama değil, her yerden açılmış.

    edit 4: yetkili bir abi değilim ya arkadaşlar. gidin derdinizi başkana anlatın.

    edit 5: kusura bakmayın ama çaylak mesajını bir süreliğine kapatmak zorunda kaldım. yukarıdaki mesajı yazdıktan sonra daha çok mesaj gelmeye başladı. aşırı yoğunluktan e-devlet gibi çöktüm anasını satayım :(

  • 2. bir çaylaktan alınan ilk mesaj

    "götünüz kalkmış olm sizin"

    artık ne kadar zamandır içinde biriktirdiyse nefretini.

  • 3. sefer görev emri olanlar hazır olsun

    (bkz: bilal de hazır olsun mu)

  • 4. önceki partnerlerin bebeğin genetiğini etkilemesi

    (bkz: eser miktarda fındık içerebilir)

  • 5. 4 yaşında yeğenine tecavüzle tehdit edilmek

    sosyal medyadan tanıdığım bir arkadaşımın başına gelen olaydır. kendisi bugüne kadar hiç anlatmadı korkusundan. bugün en sonunda canına tak etti ve gazeteden yardım istedi. kadına karşı uygulanan psikolojik şiddetin mağdurlarından. "adım gülay mübarek. 2 yıldır her gün ölmekten çok yoruldum. adımı soyadımı şehrimi bile artık korkmadan yazıyorum. tek istediğim bu adam benim, yeğenimin, ailemin peşini bıraksın. lütfen. rahat uyumak istiyorum. ".. bunlar onun feryadı.. onun için bimer'e yazabiliriz ya da hastag yaparak twitter hastag #gülayınsesiolmayageldik onu telkin edebilir veya yardım edecek herhangi bir şey. bilmiyorum. aklıma pek bir şey gelmiyor. zaten şu anda çok korkuyor. hikayeye baştan başlayalım. http://www.hurriyet.com.tr/…n/duyun-sesimi-40752005

    hatay’da yaşayan 29 yaşındaki kadın iki yıldır bir adamın tehdit, şantaj, taciz, psikolojik ve dijital şiddetine, yani ısrarlı takibine maruz kalıyor.

    duyun sesimiinternette tanışıp iki ay görüştüğü e.k., gülay ilişkiyi sonlandırma kararı alınca peşini bırakmadı. iki yıldır nefes aldırmıyor. gülay’ın ailesine ve çevresindekilere küfür ve tehdit dolu mesajlar attı. gülay’ın çalıştığı işyerini arayıp defalarca patronuyla kavga etti. onun yüzünden gülay işinden oldu.

    kpss’ye hazırlandığı süreçte gülay’a zarar vermek için her gece yüzlerce kez aradı, farklı numaralardan 1500’den fazla mesaj attı.

    gülay’ın ablasının eski eşine mesajlar atıp kadını karaladı. çocukları ablasından koparıp ailede huzur bırakmayarak gülay’a zarar vermek istiyordu.

    adam facebook’ta gülay’ın adıyla onlarca sayfa, sayısı 250’yi geçen sahte hesap açtı. facebook’ta çok takipçisi olan sayfalarda, gülay’ın yaşadığı ilçenin yerel sayfalarında gülay’ın fotoğraflarını iftira, küfür ve hakaretlerle paylaştı.

    gülay numarasını değiştirdi, sosyal medya hesaplarını kapadı, “evleniyorum, hayatımda başkası var” dedi ama işe yaramadı. adamın gülay ile çevresindekilere hakaret dolu mesajları bitmedi.

    bir yıl böyle geçti.

    2016’nın aralık ayında gülay, hatay emniyet müdürlüğü’ne gidip siber suçlar birimine adamı şikâyet etti.

    sonrasında adamı arayarak kendisinden şikâyetçi olduğunu bildirdi, “bu iş mahkemede bitecek, vazgeç” dedi. o sırada konuşmayı kaydediyordu. adam “seni mahkeme kurtarmaz. o hapse girsem de sana tecavüz edeceğim ve seni öldüreceğim” dedi.

    gülay, “bunlar sinir anında bir kereliğine söylediği şeyler değil. iki yıldır bilerek, isteyerek söyledikleri. bu kişi iki yıldır sürekli beni öldüreceğini, bana tecavüz edeceğini yazıyor, söylüyor, haykırıyor” diyor ve ekliyor: “tehditleri arasında 4 yaşındaki yeğenime tecavüz etmek de var. defalarca dile getirdi bunu. ve bu kişi şu anda adana feke’de bir ilköğretim okulunda ücretli öğretmenlik yapıyor.”

    adamın ifadesi gülay’ın şikâyetinden 6 ay sonra alındı. ifadesinde her şeyi inkâr etti ve mesajları gülay’la ayrılmalarını isteyen üçüncü kişilerin attığını söyledi. ifadesini verdikten sonra gülay’ı yine tehdit etti. gülay şikâyetini geri almadı.

    gülay, ses kayıtları, sms’ler, internet üzerinden yollanan mesajlar vs. tüm delilleri her biri ayrı suç oluşturacak şekilde teslim etti. savcı ondan bunları sadeleştirmesini, azaltmasını istedi, aksi halde içinden çıkamayacaklarını söyledi. “ama yapmadım” diyor gülay, “çünkü her biri çok önemli.”

    iki yıl geçti, iki kez savcı değişti ve daha ortada iddianame yok. gülay sürekli mahkemeden haber bekliyor, durmadan gidip soruyor ama bekleyiş sürüyor.

    ısrarlı takibin suç sayılması için kaç kadın ölmeli?

    hatırlarsanız, 17 yaşındaki helin palandöken de ısrarlı takibe maruz kalmış, sosyal medyadan bile çağrı yapmış ama kimse sesini duymamıştı. helin, reddettiği erkek tarafından pompalı tüfekle öldürülmüştü. eğer ülkemizde ‘ısrarlı takip’ suç olsaydı, helin ölmeyebilirdi.

    ısrarlı takip tck’da suç olarak düzenlenmiyor. oysa türkiye’de kadınların yüzde 27’si yaşamları boyunca en az bir kez ısrarlı takibe maruz kalıyor. bazıları öldürülüyor. taciz, özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit, şantaj gibi ısrarlı takibe konu fiiller nedeniyle yargılanan erkekler ise caydırıcı cezalar almıyorlar.

    mor çatı’nın 2016’da yayımladığı ‘türkiye’de erkek şiddetiyle mücadele mekanizmaları izleme raporu’nda da belirtildiği üzere, faili caydıracak cezaların verilmemesi, ısrarlı takibe maruz kalanların etkili korunduğu yasal düzenlemelerin olmaması ve ısrarlı takibin tck’da ayrı bir suç olarak tanımlanmaması nedeniyle ısrarlı takip engellenemiyor.

    gülay’ın başından geçenler bunun kanıtı. iki yıldır dava bile açılamadı.

    ısrarlı takibin suç sayılması için, faillerin hakkıyla ceza alması için daha kaç kadının ölmesi gerekiyor.

    helin’in sesini duymayanlar, gülay’ın sesini duyarlar mı?

    edit : şahıs gazeteye konuştuğunu öğrenmiş tehditlere başladı. yardım edin https://hizliresim.com/loq6gx

    edit 2: gülay 'ın tüm tehdit edilen arkadaşları taşın altına elini koyuyor https://hizliresim.com/gorarz
    https://hizliresim.com/ro5ra1

    edit 3: tehdide maruz kalan herkes yazıyor https://hizliresim.com/z9xb23

  • 6. dans ederek çocukların dövüldüğü kreş

    lan bir tane yetişkin olsa diyeceğim ki ruh hastasının biri yapıyor işte ucuz atlatılmış.

    iki tane yetişkin var ya videoda. lan bu psikolojideki iki kişi nasıl oluyor da birbirini bulup birlikte çalışabiliyor.tarikat mısınız anasını satayım.

  • 7. bursaspor taraftarının metin oktay'a küfür etmesi

    yuh amına koyim ya..

    ulan ülkede insan kalitesi yerlerde be.. her sektörde her yerde bu böyle. siyaset, okul, sanat, medya... metin oktay lan bu! melo'ya küfretmiyosun lan, metin oktay'a ediyorsun!

    " fener-galatasaray maçı bitip futbolcular çıkış tüneline yöneldiğin de, fener tribnünleri ayağa kalkar ve alkış tutardı; bu alkış sadece metin oktay içindi"

    böyle bir insana küfretmek ha? allah belanızı vermiş lan sizin.

    not: fb

  • 8. anne ben burka giymek istiyorum

    burka deyince modern mi oluyor? neden çarşaf demiyorsunuz onu anlamadım.

    soru şu:

    seküler ebeveynin "istiyorsan giy yavrucuğum" deme ihtimali, muhafazakar ebeveynin "ben mini etek giyecegim, saçımı da açıyorum" diyen kızına "elbette bitanem sen bilirsin" deme ihtimalinin kaç katıdır?

    buradan size ekmek çıkmaz arkadaşlar. siz ikinci cümleyi diyemeyeceğiniz için, birinci cümleyi sorguluyorsunuz. yanılıyorsunuz.

  • 9. beck depresyon testi

    47, o da sanırım az evvel otobüste yer bulabildiğim için.

  • 10. 30 yaşından sonra anlaşılan gerçekler

    oyunun kurallarının senin için de aynı olduğu. evrenin has çocuğu falan olmadığın.

  • 11. porno

    porno izleme bağımlılığı diye birşey yoktur.

    porno izlemek bağımlılıksa düzenli olarak dizi izlemek,spor programı veya talk show seyretmek de bağımlılık sayılır.porno izlemek olsa olsa alışkanlık olabilir.

    edit:imla

  • 12. ldp'nin burkalı kadınlarla dalga geçmesi rezaleti

    liberal demokrat partinin bizim partimiz olduğunu gösteren bir başka latifedir. ldp türkiyeye gerçekten fazla bir partidir. yakından ilgilenen oldu mu aranızda bilmiyorum lakin muvcudiyetini sürdürdüğü vaziyeti haketmeyen bir parti. şimdi seçime girme hakkını da aldılar ellerinden...

  • 13. sözlük yazarlarının cep telefonu melodileri

    gta4 theme.
    tam bu noktadan başlıyor.

  • 14. fakir adamın çocuk yapması

    ülkemizin genel -no brainer- sorunu. mahallenin geçinemeyen adamı bir kadına aşık oluyor. evleniyorlar (para varsa), sonra zaten asgari maaşını ikiye bölmek zorunda kalıyor. çocuk yapıyorlar anne de iş arıyor, baba daha çok çalışıyor. bir tane daha yapıyorlar, büyük çocuğa iş yaptırıyorlar çocuklar eğitimi tam alamıyor, geçimsizlik ve stres aileyi sarıyor ve böylelikle aile yoksulluk cehennemine dönüşüyor.
    ülkenin yarısı bu örnek arkadaşlar, bu insanlar neden böyle yapıyor?

    edit: kardeşim adamın geçindirecek parası yoksa yapmasın. çocuklara yazık değil mi?

  • 15. ekşi itiraf

    3 sene sonunda huzuruma kavuştum.

    *tekrardan piyanoya başladım, bu mutluluk bana 10 sene yeter.
    *bitince çok mutsuz olacağımı düşündüğüm ilişkiler sona erince "oh be dünya varmış!" ruh haline büründüm, kafam rahat. geceleri "acaba ilişkimiz nereye gidiyor? beni seviyor mu?" diye diye uyuyamadığım günler sonra erdi.

    belki dünyanın en mutlu insanı değilim ama en huzurlularından biriyim.*

    maşallah diyelim lütfen.

  • 16. bir insanla ilişiği kesmek için yeter sebepler

    sizi sürekli ilişiği kesmekle tehdit etmesi.

  • 17. burger king insanların sağlığını sömürüyor

    merhabalar arkadaşlar

    eski bir burger king çalışanı olarak (vardiya müdürü) size anlatacaklarımdan sonra, tekrar bir burger king restoranına gidip yemek yeyip yemek size kalmış.

    öncelikle burger king çalışanlarının maruz kaldığı emek sömürü ile başlayalım.

    yönetim kadrosu (vardiya müdürleri, servis süpervizör) gününün 14 saatini iş yerine ayırmak zorunda ve bunun için herhangi bir mesai ücreti almıyor. ekip üyeleri ise belli başlı çalışma saatlerine sahip olmalarına rağmen kesinlikle uygulanmıyor.

    bu arkadaşlar uzun süre çalışıp mesai alma hakkına sahipler ancak, restoran karlılığını düşünen gurup müdürleri tarafından vardiya müdürleri bu arkadaşların mesai saatleri ile oynanması emrediliyor, yapmaz ise işten kovulmakla tehdit ediliyor. restoranlarda çalışanların giriş çıkış saatlerini takip eden parmak okuyan bir sistem var, bir ekip üyesi 18 saat çalışınca parmağını okutup 10 saat mesai hak etmesine rağmen, vardiya müdürleri tarafından bilgisayarda bu mesai yok ediliyor. her hafta 2 defa restorana gelen 2 tır, en az 20 palet mal, bu arkadaşlara hiç bir ek ücret ödemeden taşıtılıyor. günde 15 saatin üzerinde çalışma ve angarya işlerle çalışan bu arkadaşlar asgari ücret alıyor. burger king çalışanları restoranda yemek yemek zorundalar, ayrıca yemek ücreti alamıyorlar. bu yemek sistemi de günlük yemek puanı adı altında saçma sapan bir sisteme tabi. aşağı yukarı bize bir işçi için verilen yemek maliyeti 5 tl. yani burger king çalışanları sizin o beğenerek yediğiniz wooper, steakhause gibi hamburgerleri hiç yemediler. yemediler değil yiyemediler çünkü puanlama bu hamburgerleri yemelerine yetmiyor. bazı zamanlar yine yukarıların telkinleriyle et yiyemiyorlar çünkü et vermemiz yasaklanıyor. yani çalışanlar çalıştıkları süre boyunca hamburger yemek zorundalar ve 5 liralık bir hamburger yemek zorundalar. anlayacağınız personelini aç çalıştıran bir şirket var. tabi bunların hepsi gözünü para hırsı bürümüş tab gıda marifetleri.

    gelelim insanların sağlığı ile nasıl oynuyorlar:

    her restorana verilen hedefler var, tabi bunlar maliyet hedefleri. bazı zamanlar mutfak gideri olarak 0 maliyet emri geliyor. bu demek oluyor ki eldiven, dezenfektan, paspas, temiz bez yok bu ay sana. her saat başı değiştirilmesi gereken eldivenler değiştirilmiyor, her saat başı değiştirilmesi gereken dezenfektanlar değiştirilmiyor, mikrop yuvası olan paspaslar defalarca ve defalarca kullanılmaya devam ediyor, insanların hamburgerlerinin hazırlandığı bordlar eski mikrop yuvası bezlerle siliniyor.

    sabah saatlerinde makinelerin belirli bir ısıya ulaşıp ulaşmadığını kontrol etmek için cook-out dereceleri alınır. cook-out her et ve tavuk çeşidinden birer adet pişirilerek derecelerinin kaydedilmesi ile oluşturulur. pişirilen etlerin bekleme süresi 45 dk ile 1 saat, tavukların 30 dakikadır. cook-out erken saatlerde alındığı için bu etler atık olur ve atık olarak kaydedilir. ancak kar hırsı bürümüş canavarlar atık maliyeti vermediği için biz bu etleri öğlen saatinde kullanmak zorunda kalırız. kullanmazsak terfi edememek, kovulmak ile tehdit ediliriz.

    bütün ürünler hazırlandıktan 10 dakika sonra tüketilmek zorundadır. aksi taktirde atık olur. yoğun saatlerde sıcak ünitede hazır ürünler bekler, süresi dolanların atılması gerekir ancak biz onları da atamayız, sıcak üniteden geri alınan ürünler salataları değiştirilerek yeni bir kağıda sarılarak tüketiciye verilir. sağlık açısından ne kadar sakıncalı olduğunu anlatmama gerek yok herhalde.

    pişirilen ürünler yoğun saatlerde kullanılmak üzere, üzerinde ürünün kullanılması gereken zamanı geriye doğru sayan çütü ünitesinde tutulur. tahmin de edeceğiniz üzere süresi dolan ürünleri maliyet dayatması gerekçesi ile atamayız, sadece saate takla attırarak saatlerce saklamak zorunda bırakılırız. ve emin olun arkadaşlar bu tür ürünlerin kullanım koşullarına dikkat etmediğinizde yediğiniz şeyin yemek değilde bakteri olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. bu bakteriler öyle basit bakteriler de değilidir, yukarıda saydığım durumlar sarmonella gibi tehlikeli bakterilerin yuva haline gelir o ürünleri.

    patates ve bazı ürünleri pişirmek için devasa bir fritöz vardır. bu makineye kilolarca yağ koyulur, sağlık bakanlığının şartnamelerine göre yağların yanıklık seviyelerini kontrol eden bir aletle yanıklık kontrolü yapılır. yağlar belirlenen seviyelerin üzerindeyse değiştirilmek zorundadır. ancak o kör olası para kazanma hırsı insan sağlığından daha değerli olduğu için buna izin verilmez. 8 ayrı gözde bulunan yağlardan bir göze taze yağ eklenerek bakanlık şartnamesi seviyesine indirilerek kayıt altına alınır, ve siz aylarca o yanık yağlarda pişirilen etleri yersiniz. sağlık açısından yanık yağın sizde ne gibi hastalıklar yaratacağını söylememe gerek yoktur herhalde.

    bu sektörün içinden gelen biri olarak kar hırsı için çalışanların nasıl sömürüldüğünü, para için halk sağlığının nasıl hiçe sayıldığını elimden geldiğince anlamaya çalıştım. ben bir vatandaş olarak, neler döndüğünü gören biri olarak sizleri bilinçlendirmek ve nasıl zehirlendiğinizi anlatmak için kullandım bu mecrayı. artık sizlerde neler olduğunu bildiğinize göre karar sizindir.

    peşin edit: muadili firmaların daha iyi koşullar taşıdığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

  • 18. ilk bölümden efsane olan dizi

    (bkz: breaking bad) yazanlar var şu başlık altına. yapmayın etmeyin arkadaşlar, evet ben dahil birçoğumuzun izlediği en iyi dizi veya en iyi iki üç diziden biri olabilir ama ilk bölümden efsane olmuş demek, efsaneye hakaret. adamlar ilk bölümde karakterleri sermişler, yoksa çok büyük bir doruk verelim, müthiş bir aksiyon-gerilim olsun falan dememişler. karakterleri tanıdıkça ve geçirdikleri değişimleri, yaşadıkları olayları gördükçe dizi efsane oldu zaten.
    diziyi ilk duyduğum kişiler bile ilk 5-6 bölümün daha durağan geçtiğini, daha sonra olayların rayına oturduğunu söylemişti.
    izlenme oranlarını efsane olmanın bir kriteri olarak değerlendirmek isterseniz de, o sayılar da destekliyor zaten.
    http://www.wiki-zero.com/…ux3rozv9vbml0zwrfu3rhdgvz
    kısacası efsane dizi (bkz: breaking bad) ilk bölümden efsane olmamıştır.

  • 19. kadın nasıl sevilir

    bak böyle;

    http://sketchtoy.com/68546469

  • 20. herkes bimer kullansa ülkenin uçacağı gerçeği

    tartışmaya açık bile olmayan gerçektir.
    lan amk belediye veya devletle ilgili ne kadar sorun yaşadıysam hep bimer ve daha öncesinde ilgili kurumların " bilgi edinme" kısmı çözdü yıllarca..

    mesela istanbul'da yeni taşındığım evimin bulunduğu caddede yollar iğrenç asfaltlanmıştı.
    arabanın anası ağlıyordu.
    herkes de durumdan şikayetçi ama şikayetlerini sadece birbirlerine anlatıyorlardı..
    sordum millete; " aylardır böyle" dediler..
    bi de öyle cahil tipler değil bildiğin cihangir terk formatındalar..

    sorunu bimer'e yazdım, belediyeden cevap geldi, 2 hafta sonra da iş makineleri gelip yolu a4 kağıdı gibi yaptı..

    izmir kordon'daki masa sandalye işgaliyesi yüzünden insanlar öff pöff yapıp rahat yürüyemiyordu.
    yazdım belediyenin bilgi edinme ve şikayet birimine,
    yine 2 haftaya tüm masa sandalyeleri kaldırdılar - hatta kaldırırkenki 3-5 fotoğrafını çekip bana yolladılar-.

    muğla'daki anne babamı ziyarete gittim yaz mevsiminde..
    balkona oturduk.
    mahallede ışıksız bir kaldırım kısmı var böyle 50 metrelik.
    dolmuş durağı da olduğu için insanlar - özellikle kadınlar- akşam korkarak o 50 metreyi tamamlayıp mahallenin ışıklı kısmına geliyorlar.
    anneme sordum niye mahalleli bişey yapmıyor? annem " herkes imza attı kağıda muhtara verdi dilekçeyi 2 ay oldu" dedi..
    lan dedim ne muhtarı amk ya..
    hemen yazdım bimer'den 2 haftaya bölge elektrik dağıtım müdürlüğünden proje bilmem ne mühendisi aradı ve sorunu çözmek için hemen ekip yollayacaklarını söyledi.
    ekip geldi.
    sorun bitti..

    yani yemin ediyom şu insanlar birbirlerine çemkireceklerine 2 götünü kaldırıp bimer'den şikayetlerini belirtseler ülkenin ab'ye girmesine gerek yok.

  • 21. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    bi allah falan varsa eger kimseyi suraya connect ya da ribony linki verecek altina da karilar gelsin yazacak kadar dusurmesin aminakoyim. bunun bi alt seviyesi de bunlara yazanlardir sanirim.

  • 22. cumartesi sabahı yapılacak en güzel aktivite

    (bkz: ekmek almaya gitmek)

  • 23. ülker vs eti

    biri pazarlama şirketi, inavasyoncu diğeri ise etinin yeni ürünlerinin başarı yakaladığı anda kopyalayan ve tamamen satış odaklı bir firma.

  • 24. türk doktorla avrupalı doktor arasındaki farklar

    başlık: türk doktorla avrupalı doktor arasındaki farklar
    entry: avrupada zorunlu hizmet yok. doğru.
    gerizekalı entrysi: ama siz peşinen bunu kabul ettiniz sanki önceden yoktu rerererörörö.

    edit: ciddiye alıp cevap verdiğim için özür dilerim. bu yazar bir başka entrysinde geceden sabaha 36 bira içtiğini iddaa etmiş. yani trollün tekini ciddiye alıp cevap vermiş bulundum. tekrar özür dilerim.

  • 25. almanya bütçesinin 45 milyar dolar fazla vermesi

    ornek alinacak cok seyleri var.

    1- almanya zengin yeralti kaynaklarina sahip bir ulke degil, yani norvec, arap ulkeleri, abd veya rusya gibi topraklarindan petrol, gaz, elmas, altin falan cikmiyor. sirf insan emegi.

    2- hiyarin biri, basinda teror belasi yok ondandir demis. ıkinci dunya savasinda yerle bir olmus bir ulkeden bahsediyoruz be ekmek beyinli. 1960lara kadar adamlar yikik sehirlerini imar etmekle ugrastilar. ayrica 2015'den beri 10 tane teror saldirisina maruz kaldi islamcilar tarafindan, ve yine 2015'den beri butceleri fazla veriyor.
    ayrica sanki bizim teror belasi olmasa butce fazla verecek de konusuyorsun.

    3- bizde mesela bir yil buyume yasanir ama butce acik verir, derler ki cok tesvik verildi, yardim yapildi, vergi affi oldu fln o sayede buyumeyi basardik ama butcede acik cikti. bu adamlar hem %2.2 gibi ciddi buyume sagliyor hem butce fazla veriyor.

    4- ustune bomba yagan kentlerden kacan suriyeliler turkiye'yi begenmedi bunlarin ulkesine dolustu 2 milyon'a yakin multeci besliyorlar. hem de cogumuzdan daha iyi besleniyorlardir eminim. biz esek bagliyoruz buraya o bile durmuyor.

    5- bu almanlara lakaplar takan gurbetcilerden kac tanesi ulkesine kesin donus yapiyor? madem almanya bu kadar bok, bu kadar pis, 5 vakit ezan okunan, osmanli ulkesine geri gelsinlerde beraber sahlanalim? bıraz sıkar dönmek ama..

    velakin almanlara laf soyleyeni allah carpar.
    aptal olmayip onlari ornek almak lazim.
    bunun icin igneyi once kendimize batirmak lazim zira almanlar bunu yapmayi basardilar da bu gunlere geldiler, bizim %50 ise hayallerde yasiyor.

  • 26. kanoyla otobüse binemeyen çiftin şoförle kavgası

    dünyanın en vizyonsuz adamları neden bizim ülkemizde ya? lan düşünsene kano hobin var, gidiyosun biniyosun denizde nehirde falan, belli ki extrem sporları seviyorsun, montun columbia çantan wolfskin vs hani belli bir outdoor giyim zevkin de var. esenler otogarında köyden getirdiği turşu bidonunu otobüse tıkmaya çalışan emmi gibi kanoyu belediye otobüsüne sokmaya çalışır mısın mına koyım ya? abi kano sporunu yapma daha iyi. ya da siktir git bi zahmet araba kirala.

  • 27. gelecekte yapay zekaya kaptırılmayacak meslekler

    basini orospulugun cektigi mesleklerdir.

    yalniz burada unutulmamasi gereken orospulugun sadece fiziksel bir aktivite olmadigidir.

    yapay zeka ne kadar gelisirse gelissin, insanlarin orospuluk seviyesine kolayca ulasamayacaktir saniyorum.

  • 28. çaylaklardan mesaj bekleyen yazarlar veritabanı

  • 29. taziye evindekilerle dalga geçen sağlık personeli

    size bu görüntülerdekinden daha kötü olan bir sağlık personeli olayını anlatayım. aslında bence ayrı bir başlık bile olabilir.
    iki sene kadar önce yaz aylarıydı. annemin odama girerek kalk, x amcan ölmüş babanlar bulmuş demesiyle uyandım. (öz amcam değil bu arada)
    baban çok kötü olmuş sen git yardım et dedi annem. babam yaşlı zaten. hipertansiyonu var. korkarak çıktım evden bizim eve yakındı zaten gideceğim yer. apartmana vardığımda asansör yenileme sebebiyle kapatılmış ve çalışmıyor . birinci veya ikinci katta koşarken sağlık görevlilerini gördüm. ne yaptınız, durum nedir dedim? yeni çıkıyoruz, asansör niye bozuk diye bana sordular. arızalıdır dedim. ölmüş mü dediler? ölmüş dedim. arkamdan, şimdi çık yedinci kata diye hayıflanmalarını ve anlamadığım bir espiri yaparak güldüklerini duydum. lan cenaze var yakınlarıyız biz insan biraz saygılı olur. içimden hayatı sorguluyorum. koşarak kata vardığımda kapı önünde babamı arkadaşlarını ve apartman sakinlerinden bir kaç kişiyi gördüm. görevliler benden bir kaç dakika sonra geldiler. içimden hala küfür ediyorum bir yandan da babam iyi mi diye anlamaya çalışıyorum. görevli bir kaç kişi içeriye girdi. içeri girip çıkmaları bir dakika sürmemiştir. gelen ambulans doktoru olan kadın ex diye bilgi verdi. o ara polisler geldi içeriye girdi. çünkü adli vakaydı. x amcamın makatından kan akmıştı. x amcam hristiyan ve kimsesi olmadığı için nasıl gömeceğimizi düşünmeye başlarken babamla apartman boşluğunda birer sigara yaktık. dışarıdaki sağlık görevlilerden bir tanesi burada sigara içmeyin bayan var rahatsız oluyor demesiyle sigaraları da söndürdük. bayan dediği bu arada gelen ambulans doktoru ve bir sağlık görevlisi. o ara tam görevliler gidecekken x amcam ve polisler kapıda belirdi. donmuştum. ölen adam yürüyordu yalpalayarak. hala kimsenin hortlak diye bağırıp kaçmamasına hayret ediyordum. herkes şaşkındı. gülsem mi? ağlasam mı? anlayamadım. sağlık görevlileri gitti aşağıya sedye getirmeye. sedyeyi sonradan getiriyorlar olaya bak. acil yardım, ilk yardım bu mu? sedye geldikten sonra ikinci kriz başladı. öldüğü rapor edilen kişinin hastaneye acil götürülmesi için aşağıya indirilmesi gerekli. sağlık görevlilerinin gücü yetmiyor. çünkü bu iş için yeterli sayı ve güçte değiller.toplandık hep beraber indiriyoruz sinirle sedye indirirken tartışmaya başladım. nasıl öldü dersiniz? bu ne demek? dedim. doktor hanım sırtında morluk görünce ölüm morluğu sanmış dedi. sanmış ne demek lan diye çıkıştım? elinizde cihazlar yok mu? hangi çağdayız diye bağırıyorum. sigara içme diye bağıracağına işinizi yapsaydınız önce dedim. bir yandan elimizde sedye hastaneye gittik. saniyeler önemliyken biz önce öldürdük, sonra dirilttik. sonra keyfe keder hastaneye götürdük. şu görüntüler bana çok da kötü gelmiyor artık.

    gelen mesajlar üzerine edit: bir kaç konuyu açığa kavuşturmak isterim atladığım. doktorun ve görevlilerin içeriden aniden çıkma sebepleri kötü kokuydu. öleli bir kaç gün oldu da ceset kokmuş diye düşündüm meğersem mide kanseri ve kanaması geçirmekte olduğu için yatağına kan ve dışkı bulaşmış. kan ve dışkı kokusundan kaçmış sağlık ekiplerimiz.

  • 30. sittin sene nba'de şampiyon olamayacak takımlar

    84 draftında michael jordan'ın yerine sam bowie'yi seçen , 2007'de kevin durant yerine greg oden'ı seçen çok aptal bir şehir takımı var. 40 yıldır olamıyorlar bi 60 sene daha olamazlar.

    (bkz: portland trail blazers)

  • 31. youtuber kelimesi için alternatif isim önerileri

    (bkz: cıvık müdürüm afedersin)

  • 32. şeriatçıların çocukları ölüyorsa seviniyorum

    potansiyel bir akıl hastası beyanıdır. beyan sahibinin de zihinsel durumu bizzat incelenmeli ve sonuca göre ruh ve sinir hastalıkları hastanesine kapatılıp tedavi edilmelidir. hangi gruba ait olursa olsun çocukların ölmesine sevinen kişi fırsatını bulduğunda o çocukları kendi de öldürür, onlara tecavüz de eder, işkence de uygular.

    bunu diyen kişinin diğer girdilerine de baktığımızda zaten içinin ne kadar kararmış olduğunu görebiliyoruz. şeriatçıların çocuklarına potansiyel canlı bomba demiş ama kendisi potansiyel olmanın da ötesinde canlı kanlı bir çocuk katli savunucusu. sadece henüz davranışa dökecek fırsatı bulamamış.

  • 33. cnbc-e

    türkiye'de bir yabancı dizi kültürü varsa en büyük katkının kendisine ait olduğu kanaldır.

  • 34. kadın orgazmı

    bırakın da kadınlar anlatsın palyaço tipli zevzekler. kadın düşürcez diye yapmadığınız şaklabanlık yok. yeter be.

  • 35. 25 şubat 2018 beşiktaş fenerbahçe maçı

    maç günü gelmeden, troller, gerizekalılar sıkışmadan diyeyim. bu ülkede derbi tanımına en cok uyan maçtır. ister kabul edin ister etmeyin. şimdi semtmis oymus buymuş kimsenin umrunda olmadığı icin medya doldurusuyla fener galatasaray maçları daha büyük gibi lanse edilse bile, gerçek bir derbi tam olarak böyle olur.

    dünyanın en güzel şehirlerinden birisi, bu şehri ikiye ayıran bir boğaz ve bu boğazın iki yakasında, iki ayrı semtin, iki köklü kulübü. kimse kusura bakmasın ama bir derbide daha ne aranır ki?

    not: semtimiz kartal semti

  • 36. sözlükten buluşulan kadının bekleneni verememesi

  • 37. 2 uzaylının hindistan'da amatör kameraya takılması

    bir mühendis tarafından kayda alınan görüntülerdir. zira herkes yanında hesap makinesi taşımaz.

  • 38. erkekler'de şiddet mağduru

  • 39. mesajınız var yeşili

    bugün de yanmazsa bi daha hic yanmaz dediğim yeşildir.*

  • 40. fikret orman

    bazen çıkışları hatalı olsa da bazen de sağduyulu ve barışçı açıklamaları ile ders verdiğini düşündüğüm başkan. fenerbahçe camiasının bayern'in gol müziği ile birlikte yaptığı paylaşım hakkında şöyle: "bayern münih gol attığında çalınan şarkıyı rakibimiz kullanıyor. bunlar türk futboluna yakışmıyor. bana da 'biz de vardar ovası' şarkısını çalalım' diyorlar. biz, türk takımının avrupa'da yenilgisinden medet umacak bir kulüp müyüz? beşiktaş böyle acizlik yapar mı?" bir açıklama yapmış. çok haklı. taraftarlar böyle espriler yapar birbirlerini kızdırır. çoğu zaman futbolun eğlenceli tarafı budur hatta. ama bunu kulüp yapınca koskoca kulüp itibarsız oluyor. fenerbahçe'de aziz yıldırım yönetimi her zaman bunu yapan davranışlar ortaya koydu. hep kavgadan rakibe saygısızliktan gerilimden beslendiler. savunmayin şu yönetimi fenerbahçeliler. siz de istiyorsunuz kurtulmak. ama yine savunacaksiniz. fikret orman in açıklamalarına "hahaha sus ağlama nasıl koydu bayern" "zaaa müthiş yapmış sahada oyuncular, dışarda resmi hesap vuruyor ahaha" falan yorumları yapacaksınız. koskoca kulüp mahallenin dedikoducu teyzesi gibi yönetilirken bunun karşısında durmazsaniz, seçimlerde yeniden aziz yıldırım size de türk futboluna da müstehak.

  • 41. iranlı turistlerin taksici dövmesi

    istanbulda gerçeklesen über olay.iranlı turistler, kendilerini dolandırmak isteyen taksiciyi evire çevire dövmüş.içimin yağları eridi diyebilirim.
    http://www.diken.com.tr/…i-taksim-meydaninda-dovdu/
    edit: hürriyet gazetesi de olayı yazmiş.başka kaynak isteyen arkadaşlara gelsin.
    https://www.google.com.tr/…-meydan-kavgasi-40752178

  • 42. survivor 2018 all-star

    adem şov yaptı gene. 3/3 yaptı. olaylara da karışmıyor. performans bahanesi de kalmadı artık eleştirenlerin. şu an erkeklerde ve tüm yarışmacılarda en iyisi. dolayısıyla şampiyonluğun 1 numaralı adayı.

    anıl, ramazan dinlemedi tokatlayıp yolladı. gönüllülerin en iyileri ramazan'la anıl'sa yazık bunlara. iki gündür ikisinin aldığı oyun sayısı 2 bile değil. gene de üzülmesin anıl. acun abisi panoramalarda çok güzel aile terbiyesi almış çok efendi çocuk dedirtip anneannelere oy attırır şampiyon yapar merak etmesin.

  • 43. bir gemiye verilebilecek en güzel isim

    (bkz: tayyip)

    limandan açılıyor böyle ağır ağır. ufuk çizgisine yaklaştıkça gözden kayboluyor. en uzun direğinin ucu da görünmez olunca artık tamamen kurtulmuş oluyoruz.

    "o gemi bir gün gelecek" diye beklemeye de gerek yok.

  • 44. camileri genelev yaptılar

    sayısını hatırlayamadığım kadar camii’ye gittim, bir tane bile orospuyla karşılaşmadım. siz camii diye geneleve gitmiş olmayasınız?

  • 45. 2000'li yılların en kötü yılı

    (bkz: 2002)

  • 46. guta'da çocuklar katledilirken susan ekşici

    benim bu. bu başlığa denk gelmeseydim guta'da yaşananlarla ilgili birşey yazmazdım. ama madem yazar arkadaş illa ki bir çift söz söylemizi istiyor, buyur bakalım. hoşuna gitmeyebilir ama.

    adını sıfatını unuttuğum allah var ya hani bahsetmişsin, guta'da çocuklar ölüyorsa allah yüzünden ölüyor bunun farkında mısın ilk olarak? suriye iç savaşı niçin ortaya çıktı? arkaplanından bahsetmiyorum, genel olarak baktığında olay ne? "benim tapınma biçimim doğru seninki yanlış, bu yüzden seni öldürmekte haklıyım". işin özeti bu az çok. benim tanrım seninkinden daha feyizli, senin benim tanrımın dünyasında yaşamaya hakkın yok...

    katliamlara bakıp imana gelebilen kişiye saygı duyarım, ben bu olanlara baktıkça bu metafizik olguların gerçek olmadığına hiç olmadığım kadar emin olabiliyorum. neyse konumuz bu değil.

    guta'da ki çocuklar pis bir oyuna alet edildiler. bazıları bütün dünyaya "bakın esad kimyasal silah kullanıyor" diye duyurabilmek için o çocukların canına kıydı. amaçları belli, suriye'yi dünyanın gözünde müdahale edilmesi gereken bir yer haline getirmek. böylece tıpkı kaddafi-libya gibi esad-suriye'yi de batırabilecekler. mesela libya çok güzel bir örnek. libya da çocuklar üzerinde kimyasal silah kullandıydı dediler, fransız jetleri pek güzel başka libyalı çocukların üzerine füzeleri yağdırdılar. kaddafi dönemi halka yatırım için kullanılan petrol kuyuları şu an fransız total'in akaryakıtı olarak dünyaya servis ediliyor. libyalılar da baktılar ki iç savaş çok tuttu, ilki kesmeyince ikincisine başladılar, daha fazla çocuğu öldürüyorlar. ironiktir ki öldürenin de ölenin de ağzından aynı kelimeler dökülüyor ama, "tanrı büyüktür".

    günümüzde devam eden 4 büyük savaş/silahlı çatışma vardır. bunlardan biri afganistan'da, biri ırak'ta, biri suriye'de ve sonuncusu şaşırtıcı bir şekilde ortadoğu-batı asya'da değil meksika'da, uyuşturucu kartellerinin vahşetleri var. peki sayın guta'da ki çocuklar için sesini çıkaran ekşici, meksika'da kaç tane çocuk ölüyor her yıl? bir kez olsun onlar için sesini çıkardın mı? hayır mı, neden? onlar müslüman değil diye umursamıyor musun yoksa? e peki bu ikiyüzlülük değil mi?

    keza hemen yanıbaşımızda afrika denilen devasa bir kıta var. onlarca savaşın sürdüğü, her yıl onbinlerce guta'nın yaşandığı bir afrika.. kimisi din kardeşin, kimisi değil.. afrika için duyar kastın mı peki? neymiş, çeşitli vakıflar varmış, onlara bağış yapılsınmış. ne gibi, bunun gibi mi? afrika'da her yıl binlerce çocuk sırf açlıktan, onbinlercesi savaştan ölürken afrika'ya kitap göndermek gibi mi mesela? bağış ne işe yarayacak, en fazla daha çok mermi olarak devam eden savaşa dahil olur.

    hele bir de afganistan savaşı var ki... taliban ve el-kaide kaç tane guta'ya vesile oldu afganistan'da. yine ölen de öldüren de aynı deitenin büyüklüğünü ağızlarından düşürmezler tabi, dinlerinden güç alıp katliamlara devam ederler.

    guta'ya sesimi çıkarmıyorum ben, bu başlığı görmeseydim de böyle bir entryi hiç yazmazdım. filistin'i de umursamıyorum. arakan'ı da umursamıyorum. çünkü dünyada o kadar çatışma, vahşet ve katliam oluyor ki, hangi birini umursayacaksın? hangi birini engelleyeceksin? oturduğun yerden bağış yaparak, iki satır yazı yazarak ne elde etmiş olacaksın? bir etkin olabilecek mi? bir etkin olmasını istiyorsan, birşeyler yapmak istiyorsan git oraya, savaşmak istediğini söyle zaten bütün teçhizatı sana sağlarlar. git militan ol çatışmaya katıl o zaman.

    ama buradan sanki kendin dünyadaki bütün vahşetleri umursuyor ve engellemeye çalışıyormuş gibi, bir tanesine kafayı taktığın için insanları ikiyüzlülükle suçlama. çünkü en azından benim gibiler kendimizi kandırmıyoruz, olanların farkındayız, elimizden birşey gelmiyor. yapabileceğim birşey yok, ve açıkcası benim sorunum değil. sen bu kadar umursuyorsan yapabileceklerin belli, git ve savaşa katıl. ama kıçının üstünde oturduğun yerden iki satır yazı yazdın diye "hepiniz ikiyüzlüsünüz, umursamıyorsunuz çünkü müslümanlar onlar :((" diye ağlama. hangi dinden olduklarının benim için bir önemi yok, senin için var. sırf kimisiyle din kardeşisin diye bazı katliamlara diğerlerinden daha çok dikkat gösteren sensin, ortada bir ikiyüzlülük varsa bu da senin ikiyüzlülüğündür. ben dinlerinden bağımsız olarak bütün katliamları ve vahşetleri umursamamayı tercih ediyorum.

  • 47. güneşe aynı hacimde buz kütlesi çarpsa olacaklar

    samanyolu'nda kartlar yeniden dağıtılır.

  • 48. vatan yansa ateşinde ısınacak asalak kesim var

    vatanı direkt olarak ateşinde ısınan kitle yakmadığı içindir belki sayın .. ulan ülkenin içine sıçanlar kendileri fetöyü kral yapanlar kendileri, şimdi sağa sola fetöcü diyip ülkeyi yakıyorsunuz diyorlar. size daha ne denir ki?

  • 49. akit'in vakıfbank kadın voleybol takımı eleştirisi

    ya ben bu kaçak güreşmelerinden, sağ eli götünden dolandırıp sol kulağı gösterip durmalarından çok sıkıldım artık. kırk küsür yaşındayım, en az otuz yıldır bunlar hep böyle. her seferinde farklı, küçük bir konudan girerek, aslı söylenmek istenenin gizlenip durmasından gına geldi.
    açıkça yazsanıza olm. şeriat devleti istiyorsunuz işte.
    bugün voalybol takımı, yarın başka bir konu gezinip durunca ne elde ediyorsunuz? kurbağa deneyi meselesi mi bu?
    yeter da. deyiverin gari.
    biz şeriat devleti istiyoruz deyin.
    bir sefer olsun delikanlı olun amk.

  • 50. bayrağı cepte şehit olursa bayrağı örtecekler

    23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramını bütün dünya çocuklarına hediye eden ulustan, küçücük çocuğa şehit olmayı yakıştıran zihniyete.