Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. galatasaray'ın uefa temalı yaptığı paylaşım

    yazın oruçlunun önünde dondurma yemek gibi olmuş.

  • 2. tc no ilk sayısından ırk bulmak

    ben şimdi rum muyum amk.

    (bkz: kırdın beni god damn it)

  • 3. 21 nisan 2017 manisa depremi

    masajımız alınmış gibi,

    şöyle uşak'tan itibaren bir yarılsa, ada ülkesi olsa ege,
    enteresan bir felaket olur.

  • 4. logosunu görünce güvendeyim hissi veren markalar

    (bkz: volvo)

  • 5. galatasaray

    sene olmuş 2017, hala uefa kupası olan tek türk takımı. yani kızlar kusura bakmayın ama "bizim uefa kupamız var", evet.

  • 6. matej mitrovic

    penaltı kaçıracaktır

  • 7. bir insanın kaybedebileceği en değerli şey

    insanlar karşımdaki kanepeye oturduklarında sıklıkla kayıplarını anlatırlar.

    tüm parasını kaybeden bir adam, eşinden boşanmış bir kadın, eşi ölmüş bir adam, annesinden sevgi görmemiş bir genç kadın, işinden atılmış bir adam, çocuklarını yitirmiş bir anne-baba.

    hepsi zorlayıcı, hepsi yanında mutluluğu, neşeyi, gülümsemeyi de götürüyor.

    özellikle çocuk kaybı, en büyük ve zorlu yitim sürecidir. yıkıcıdır insan için. buna rağmen, birlikte götürdüğü bunca güzelliğe rağmen, bu kayıpla bile yaşanıyor.

    benim hastaları dinlerken kulak verdiğim en önemli yitim, umudun yitimidir. her ne nedenle olursa olsun hayattan umudu kalmamış bir insan, tehlikededir. kendini öldürebilir bile.

    bir insanın kaybedebileceği en değerli şey umuttur bana göre. umut bizim sabah uyanmamızı, aynaya bakmamızı, dışarı çıkmamızı, hayatımızı sürdürmemizi sağlayan itici güçtür. onsuz bir adım bile atamayız, yataktan çıkamayız, yemeyi içmeyi bırakırız. umudunu tamamen yitirmiş bir insan, intihar etmese bile tedricen, içten içe ölmeye başlar.

    bunu okuyan ve umutsuzluğa düşmüş insanlar olabilir. inanın hayat sürprizlerle dolu. bazen iyi bazen kötü ama devinim hiç bitmiyor. bugün karşınıza çıkan kötü bir sürpriz, yarın sizin itici gücünüze dönüşebiliyor. bugün kayıp olarak gördüğünüz bir durum, yarın sizin için kazanç haline gelebiliyor. çocuğunu kaybeden, bu büyük acıyı yaşayan birisi bile bir süre sonra yeniden gülümseyebiliyor. hepsini gördüm, şahitlik ettim. o yüzden umudunuza sahip çıkın.

    hayatımızdaki en değerli şey, umudumuz.

  • 8. cem yılmaz'ın cumhurbaşkanlığına aday olması

    (bkz: ulusa stand up)

  • 9. beşiktaş

    niye üzülüyorsunuz gençler? destan gibi bir yolculuk oldu. evet kupayı alamadık ama kimlerle boy ölçüştüğümüzü de unutmayın.

    teselli arayana çok. oyuncularımız öyle güzel perfonmans verdiler ki...

    "barça'da oynamış adam 8taş'da mı oynayacak" denilen adrianomuz... adam her şeyini koydu ortaya.

    "para için gitti beşiktaş'a" denilen gökhan gönülümüz... her şeyini verdi, elinden gelenin en iyisini yaptı hem ligde, hem avrupa'da.

    "hain" denilen caner erkinimiz... penaltı atışlarında gördünüz mü ne haldeydi? kırk yıllık beşiktaşlı gibiydi.

    "sakat geldi kim bu herif" denilen fabrimize bakın... taraftarın sevgilisi oldu...

    uzar da uzar... benfica görmüş adam, kariyerimin en büyük takımına geldim diyor. yaşlı denilen adam her şeyini koyuyor. bitmiş adama niye o kadar ödediler denilen herif kariyerinin en etkili sezonunu yaşıyor. uzar da uzar; taliscamız, quaresmamız, babelimiz, ouşanımız, cenkimiz ve diğer tüm oyuncularımız...

    kendi evimizde hala kaybetmedik, kazandık ve elendik.

    onların topu direkten döndüyse bizim de döndü, milyon tane gol kaçırdık bizden çok daha genç, çok daha üstün bir ligde oynayan, yorulmayan ve monaco gibi yarı final oynayan, psg gibi kendi evinde barça'yı oynatmayan, nice gibi flaş bir takımın ardından 4. olan, romayı evire çevire yenen bir takıma karşı...

    üzülmeye gerek yok, inşallah seneye daha flaş işlere imza atacağız.

    not: fikret başkan, sana mitro'ya kim para vermene vesile olduysa hesabını sor. yazıktır, günahtır...

  • 10. çaykur'un katarlılara satılması

    rize evet 75.54% hayır 24.44% referandum sonucuna göre rizelilerin hakettikleri eylemdir. artık çay fiyatlarını göreceğiz.

  • 11. trtspor spikerinin nedved ile italyanca röportajı

    siyasal islam değdiği yeri çürütür,kavramların ve kurumların içini boşaltır. önemli olan ne olduğun değil, ne kadar biat ettiğindir. rezil olmak nedir bilmezler, arsızdırlar. bu röportajın özeti de budur.

  • 12. vodafone arenadaki kızıl saçlı kız

    her maçta bu kızı en az 10 kere gösteren reji baydınız artık. kızda sürekli bir şov halinde. avrupa ligi, lig maçı farketmiyor sürekli bu kızı görmekten ve yapmacık heyecanlı hallerinden çok sıkıldım.

  • 13. 21 nisan 2017 ebru şallı snapchat hikayesi

    internette kişinin rızasıyla paylaştığı şeyi paylaşmak özel hayatın gizliliğini ihlal değildir. suç hiç değildir.

    mahrem ise neden snapchatte hikaye yaptın derler adama.

    edit: yine ne orospu cocuklugumuz kalmis ne gerizekaliligimiz.

    insan yerine koyalim aciklayalim; internette paylastiginiz herhangi bir sey artik mahrem degildir. bir sahisa ana avrat kufur edip herhangi bir online ortamda paylasip baskasina mesaj atacaktim yanlislikla paylasmisim derseniz bu yaptiginizin hakaret sucu oldugunu degistirmez; hakim sahsin mahremidir yanlislikla paylasilmistir demez/diyemez. ustune ustluk basin/yayin yoluyla yaptiginiz icin ceza ilgili kanuna gore belli miktarda arttirilir.

    ayrica fotografin kendisine ait olmadigi soyleniyor; unluler boyle hareketlerle gundem olmaya calisiyor adamin biri de bizim anamiza sovuyor iste boyle bir yer oldu burasi da.

  • 14. kutlu doğum haftası fetö projesidir

    e biz de yıllarca aynı şeyi söyledik?

    sırf hristiyanlıkta paskaly, şükran günü, noel var diye kandil, kutlu doğum haftası gibi bir sürü sonradan yaratılan yamalarla islam kirletilmiştir dedik.

    islamda böyle kutlamalar caiz değildir dedik.

    ama dinsiz dediler.

  • 15. takım penaltı atarken arapça bağırmak

    ardından beşiktaş adına 2 penaltı da kaçmıştır.

  • 16. 30 yaşındaki adamın 20 yaşındaki kızla çıkması

    18 yaşını geçmiş her insan istediği ile istediğini yapar.
    isterse bir kız kendinden 15 yaş büyük adamla seks yapar. isterse bir adam kendinden 20 yaş büyük kadınla evlenir. isterse 30 yaşındaki adam vücudu için 20 yaşındaki kızla çıkar. isterse parası için bir kadın bir erkekle beraber olur. 18 yaşını geçtikten sonrası bizi ilgilendirmez. bir ilişkide mühim olan yalan olmaması ve çiftlerin birbirinden ne beklediğidir.

    hukuk vardır gerisi boştur. size de bok yemek düşer affedersiniz. ne mal insanlarsınız ya.

  • 17. şenol güneş

    maçı penaltı atışları neticesi ile kaybettiği halde üstüne çullanılan teknik direktör. ulan şenol güneş mi kaçırdı amk penaltıyı. kazanmak da var kaybetmek de. yok final maçı kazanamıyormuş da yok formsuzmuş. zıbarın yatın lan klavye başında ona buna giydirmek kolay .

  • 18. ekşi itiraf

    siz şimdi çabalıyorsunuz falan ya meğersem o puanları açıklanmayan öyp kadroları belirli kişiler için açılmış. istediklerini atamışlar. o yüzden öyp lilerle o kadar uğraşılmış.

    bir rektör düşünün sağda solda en çok adamı biz attık diyebilsin diye canının istediğini hiç bir bağlantısı olmasa bile işten atabiliyor, ihraç edilmesine karar verebiliyor.

    en çok adamı siz attınız da attığınız masum insanları acaba kendi adamlarınızı yada eskiden beri tanıdığınız esas fetöcüleri korumak için mi attınız?

    sesimi duyuramıyorum be sözlük.

    bu kişiye yetki verdiniz sayın cumhurbaşkanım ama işte kötü niyetli kullanıyor. neden müdahale etmiyorsunuz?

    adalet istiyorum ve bulamıyorum.

    rektör kendi ağzıyla söyledi biliyor musunuz, neden dedim, banka, sendika, okul, bylock hiç biri hiç bir zaman olmadı dedim. biz öyp lilere farklı muamele yaptık dedi.

    benim aldığım puanlar ortada öyle full falan çekmedim ve birçok kadroya başvurdum öyp den ama puanımın yettiğine girdim, en çok istediğime değil. eğer puanlar açık listelense zaten masumiyetim ortaya çıkacak. o puanlara ulaşsak ne olacak?

    adalet istiyorum. bir rektör herkese istediğini yapabilirmiş ve kimseyi de tanımazmış bunu yaparken.

    hayat adil değil.

  • 19. ebru şallı

    alın lan hadi gene iyisiniz
    https://pbs.twimg.com/media/c98aeo_xuaemwhn.jpg

  • 20. onedio'nun bitmek bilmeyen erkek düşmanlığı

    erkekleri eleştirdiği oranda kadını metalaştırmakta olan sitenin yaptığıdır. saçma sapan algılar üzerine videolar çekerek ergen kızların veya algısı zayıf kadınların günlük feminizm mastürbasyonunu yaptırarak rahatlatmaktadır.
    (bkz: erkeklerin sadece seks düşündüğü algısı)
    oyuncu kadrosuna toplumsal olarak dışlanan ve güzellik algısına uymayan güzellikteki kadınları koysun bakalım, ergen kızların hiçbir çaba harcamadığı idealleri ve boş feminist duyguları üzerinden ekmek yemesin.

  • 21. şuara suresi'ndeki inanılmaz mantık hatası

    islam da diğer dinler gibi kendini savunmak adına "puta tapma" gibi bir argüman gelişmiştir.
    ama onlar puta tapıyordu. bir tahta parçasına..
    hayır efendim puta falan tapmıyorlardı. bir ruha tapıyorlardı, put da o ruhun temsilcisi idi.
    ama sana göre onlar kendi yaptıkları bir tahta parçasına dua ediyorlardı.

    bak aynı mantıkla sen de kendi yaptığın bir taş eve gitmek için can atıyorsun, kendi yaptığın camı bile olmayan bir kocaman siyah kutunun etrafında dönerken ağlıyorsun...
    mantık aynı değil mi?
    ama ona sorarsan aynı değil.
    kendi yaptığın bir taşa taş atıyorsun, neymiş şeytan taşlıyormuşum..

    din böyle bir algı.

    başka bir dinden olan kişi aynısını yapınca komik geliyor, aşağılıyorsun.
    ama sen de aynısı yapıyorsun deyince kafir oluyorsun, küfür yiyorsun.

    *

    edit. şu entry başlık ile uyumlu : (bkz: #67620878)

  • 22. fabricio agosto ramirez

    bugün penaltı çıkaramadı diye bu adama bok atan olursa galatasaraylı halimle skerim belasını.

  • 23. penguen dergisi'nin kapanacak olması

    maddi sorunlardan kaynaklı olması çok olası.

    ben dergiyi ilk çıktığı zamanlardan beri takip ediyorum. son dönemlerde dergide olmayı hak etmeyen amatör ötesi çizerlerden dolayı kalite çok düşmüş olsa da her hafta uykusuz + penguen alırım. hatta yıl boyunca tüm sayılarını toplayıp ciltlettiriyorum bir almanak gibi. kısacası iflah olmaz bir mizah dergisi okuruyum. o nedenle birkaç söz söyleme hakkım var.

    dergi satmıyordu arkadaşlar. daha doğrusu türkiyede düzenli mizah dergisi alan sayısı çok azaldı. buna paralel olarak satışlar da inanılmaz düştü.

    yaklaşık 6 yıldır bursa'nın bir ilçesinde yaşıyorum. bulunduğum ilçede ilk zamanlarda 3 farklı gazete bayisi vardı satan. zamanla bu sayı 2'ye düştü. son 1.5 yıldır da sadece tek bir bayide bulunuyordu dergi.

    ne var ki 4-5 ay önce son mizah dergisi satan gazetecei de "artık satmayacağım kusura bakmayın" dedi. dağıtıcı ile papaz olmuşlar. satış az. her hafta dergiler iade dönüyor. kar bırakmıyor.

    sırf dergi almak için bursa merkez'e gidiyorum bazen. koskoca heykel'de tek bir yer var dergi satan. eskiden heykelden timurtaşpaşaya kadar bir sürü gazete - dergi bayisi vardı ve hepsinde de mizah dergisi olurdu. şimdi sadece sönmez iş sarayının köşesinde tek bir tane bayi kaldı. o da bırakır yakında.

    d&r, migros gibi alışveriş mekanlarında oluyor bir de. her hafta sonunda d&r'a gelen onlarca dergi hiç satılmadan deste deste sıralanıyor. iade ediliyorlar.

    kısacası arkadaşlar, dergiyi alan okuyan yok. düzenli "mizah okuyucusu" kalmadı ülkede. otobüs falan beklerken alıp birkaç sayfa okuyup atan bir kesim vardı artık satış da azalınca onlar da bitti.

    hal böyle olunca eski usta çizerlerde tahmin ederim heves kalmadı. eski karikatürlerini tekrar veriyorlar arada. sadece düzenli takip eden bizler anlıyoruz. nasılsa çoğunluk farkında değil. "yumurtalar"dan fırlamış yeni yetme amatörler ise çok çok kötü. son zamanlarda parlayan tek bir tane bile sağlam karikatürist yok.

    penguen de kapanırsa bu işin sonu gelecek demektir.

    umarım uykusuz + penguen birleşir. beceriksiz amatörlerden arındırılmış, sağlam, kaliteli mizah yapan adamlar doğru dürüst bir dergi çıkarırlar ve ülkede mizah dergisi kavramı bitmez. ya da "misvak" gibi yobazların eline kalmaz.

    mizah ülkenin en önemli muhalefetidir. yanlışları gösterir. bunun farkında olan hükümet için bu dergilerin kapanması elbette istenen durum.

    umarım düşündüklerim gerçekleşmez..

  • 24. 21 nisan 2017 olympiakos anadolu efes maçı

    murat kosova tüm basketbol maçlarını anlatmalı!

    ancak son hücumda oly gayet net bir üçlük buldu. kosova o heyecanla panik şutu dedi buna ama sanırım panik olan oydu, bizdik.

  • 25. çocukken hayal edilen meslek vs bugünkü meslek

    avukat olmaktı. oldum. herkes de değişik sebeplerle öyle düşündü, o yüzden lisede alan seçerken tm seçeceğim belliydi, keza aksatmadan okudum ruhsat da aldım.

    ama ne yalan söyliyim, hayalimdeki avukatlıkla alakası yok olayların. ben gerçekten bazı noktalarda hakikate ulaşacağımızı ve hukukun üstün geldiği yerleri mahkemelerin kabul edeceğini sanıyordum. ama meğer alakası yokmuş. gerçekten göklerden gelen bir karar var ve politik-siyasi tüm dosyalarda 15 temmuzdan bu yana tamamen kaybediyoruz ya da tutukluluk halleri devam ediyor.

    çocukken tee babamın babası -dedem- 12 tane torunu olmasına rağmen bir tek bana 'sen avukat olacaksın' demişti, yani herkes benim ne okuyacağıma zaten çocukken karar vermişti. kız çocuğu olmama rağmen aşırı hak arama düşkünü ve hz.ömerin adaletini aratmayan adalet arayışlarım vardı.

    uğur dündarın ben çocukken bi programı vardı, her yıl yapardı muhakkak ciğerimizi sikerdi. çocuk esirgeme kurumu gizli kameralı yayını aaabii. hatırlarsınız. ilk allahı reddedişim çocukken bu programı izledikten sonra oldu. günlerce ağladım, annemler bilirler. tek derdim, çocukların günahı yoksa seçimi yoksa neden anne babaları erkenden ölmüş ve onlara bu hayatı yaşatıyorlar? hepsi dayak yiyiyor, beslenemiyor, ilgiye ve sevgiye açlar...

    çocukken insanın dünyası da küçük oluyor. sokaktaki ve ailemdeki tüm tanıdığım çocukların anne ve babası vardı. doğal olarak uğur dündar'ın gösterdiği dünyaya çok uzaktım, tanıdığım herkesin ailesi varken bu çocukların nasıl olmaz allah nasıl bunu yapar diye o'na o kadar çok kızdım ki, annemler de ikna edemedi beni. evrime dair, insanlığa dair henüz hiçbir şeyi bilmeden önce zaten allah'ın adaletini ve varlığını reddetmiştim, neyse ki sonra hata yapmadığımı okudukça anladım.

    eşitlik ve adalet çocukluktan beri derdimdi, neden böyle oldu annem babam ne yaptı da aklım başımdan gitti bilmiyorum.

    ha bide şey var, çocukken ne zaman ailem müzik açsa denizler ile alakalı da olan grup yorum kaseti takarlardı. şarkışlanın olduğu albüm, marşlarımız albümü 97'de çıkmış, 9 yaşındayım ve albüm hafızamda hala.

    "n'olayıdım n'olayıdım oy
    okur yazar olayıdım
    deniz (yusuf) mahkemeye düşmüş
    avukatı ben olaydım"

    sırf bu nakarat yüzünden 9 yaşımdayken deniz gezmişlerin avukatı bile olmadan asıldıklarını sanıyordum. öyle değme yokluklar yaşandı sandım, eminim bugün bir şekilde mücadelenin içinde bir yerlerde olan insanların da hissiyatı böyledir.

    bugün, çocukken şarkısı türküsü marşıyla ailemle ne düşündüysem onu yapıyorum. siyasi avukatlık yapıyorum, ücretsiz solcu gençlerin ve mücadele edenlerin avukatlığını yapıyorum. köpek gibi zaman harcıyorum, pişman değilim. ailem de bu tarz bi avukatlık yapmamı savunuyor, o yönden de sorun yaşamıyorum. sadece arada sırada mücadeleyle alakasız mesleklerde olan arkadaşlarımı görünce bazen "acaba" diyorum... acaba mimar falan olsaydım daha mı iyi olurdu... bilemiyorum.

  • 26. 2019'da cumhurbaşkanlığını kazanabilecek aday

    chp ve hdp'nin ortak noktası solcu olmaları, solcu bir aday mhp'den oy alamaz. chp ve mhp'nin ortak noktaları milliyetçi olmaları, milliyetçi bir aday hdp'den oy alamaz. mhp ve hdp'nin ortak noktaları muhafazakar olmaları, muhafazakar bir aday chp'den oy alamaz.

  • 27. 20 nisan 2017 panathinaikos fenerbahçe maçı

    sadece fenerbahçe tarihine değil, euroleague tarihine geçen maç.

    ilk kez saha avantajı olmayan bir takım deplasmandaki 2 maçı da alarak seriye 0-2 olarak başladı.

    edit : marjinal bir nick olsun uyarısı üzerine, bu formatta ilk defa oluyor. 2000-2001 yılında tau ceramica (şimdinin baskonia'sı) da yapmış fakat o zaman format tamamı ile değişik, final four falan yok.

  • 28. logosunu görünce sıçtık dedirten markalar

    (bkz: metro turizm)

  • 29. türkler arap mıdır

    brezilyalı arkadaşımın bana yönelttiği soru. cevap vermekte zorlandım. ne dersem diyeyim "peki neden arap gibi yaşıyorsunuz?" dedi.

    edit: neden adama "peki siz neden portekizli gibi yaşıyorsunuz?" demedin diye soru geldi lan. sığ adamlar. soran adam japon olsaydı, rus olsaydı ne diyecektim? dediği doğru mu değil mi ona bakın.

  • 30. eski yazar profilleri geri gelsin kampanyası

    bu başlığı fark etsem daha önceden de yazardım, yahu sesimiz kesildi diye mi bir açıklama gereği dahi hissedilmiyor anlamıyorum. kimse alışmadı bu değişikliğe ve çok kötü oldu. illa yusuf yusuf olduğunuz dönemdeki gibi topluca sırayla entry mi silmemiz gerekiyor? bir kere ama bir kere de yazar kitlenize saygı duyun.

    eyy sözlük ses ver unutturma şu konuyu.

  • 31. 1975-85 arası doğumluların tamam yerine ok demesi

    1930-1950 arası doğumluların "tamam" yerine "peki efendim nasıl arzu buyurursanız" demesi şeklinde bir tespit sunmak isterdim bende. ama elimde bir örnek yok. tek kaynağım da zeki müren filmleri.

  • 32. 17 mart 2017 insan kopyalanmasının yasaklanması

    ama yasaklanınca bunları merdiven altı işletmeler de yaparlar bence. bandrolsüz insana hayır

  • 33. kumalık türk tipi taşıyıcı anneliktir

    profesör şükran şıpka'nın açıklaması. yasallaşmalıymış.

    artık dört karı alabilecekmişiz. ben bir hatun bile bulamadığım için beni ilgilendirmeyen olay.

    ülke ülke değil panayır yeri. ülkenin anasını sikecekler matmazel.

    https://www.evrensel.net/…-tipi-tasiyici-anneliktir

  • 34. anderson talisca

    lyon maçında atağın yönünü değiştiren öyle güzel toplar attı ki bu kadar olur. ne diyim ulan sana. helal olsun.

    ama amına koduğum o boş kale olan pozisyonda o topu nasıl dışarı attın hala ağlıyorum lan halaaa!

  • 35. akit yazarının kadıköylülere nankör demesi

    bu ülkede atatürk sayesinde yaşayıp her türlü şeyi yaşayıp istedikleri kişiyi seçip başkan yapmalarına rağmen hala atatürke laf eden onu dinsiz diyerek kotulemeye calisan nankörlerin yaptigi kadar nankörlük değildir.

    edit:kelime duzeltmesi

  • 36. 17 yıl önce uefa kupası almış takım

    2013 şampiyonlar ligi çeyrek finalistidir ayrıca.

    şampiyonlar ligine gittiği nadir senelerde 8-0, 6-0 gibi skorlarla rezil olan takımı tutan mallara hatırlatmak lazım.

    her daim avrupa'da başarı yakalayan takımdır.

  • 37. mobilyaların aşırı pahalı olması

    son zamanlarda farkettiğim durum.

    ailemden birisi evlendiği için ona mobilya bakmaya gittik. ortalama bir fiyat beklerken şok oldum. işin garibi benden başka kimse umursamadı.
    birkaç sene önce ben ev döşerken kanepe koltuk 400-500 tl civarıydı. hadi ekonomi kötüye gitti dolar arttı o da tamam. benzin arttı zam geldi 700-800 belki yine anlarım ama ortalama bir l koltuk alsanız tek başına en az 1.500tl ki o da en kötüsü, en rahatsızı. oturma grubu diye bir şey var aklınız durur. bir kanepe 2 koltuk en az 3000 tl. iyi bir şey alayım derseniz böbreği bırakıyorsunuz.
    işin garibi sorduğumda bunun normal olduğunu söylediler. hatta tüm ev için yüzbinlere yakın fiyat bırakanlar varmış. bu milletin mantığını ben anlamıyorum. insan neden 5 senelik kredi alıp evine "kraliyet mobilyası-osmanlı mobilyası"(sanki çok kaliteli hepsi) döşetir? paran yok diye ortalama semtte ortalama büyüklükte(hatta küçük) eve çıkıyorsun ama kendini kral zannediyorsun.
    tabi bu konuda mobilyacıların da fikrini merak ediyorum kâr durumu nedir? satışlar ne durumdadır? fiyatlar neden böyledir?

    içim sıkıldı sözlük
    ekleme: başlığı yanlış açmıştım o yüzden anlamsız olmuştu ama moderasyon düzeltmiş. size de binlerce liralık sunta girerse siz de aynı hatayı yaparsınız.

  • 38. ateistlerin mantıksal problemleri

    "örnek olarak "2017 yılında tanrının varlığına mı inaniyorsunuz" derler. "2017 yılında tanrının varlığının aksine dair bir bulgu mu var?" denildiğinde ise ortaya hiçbir argüman koyamazlar."dan sonrasını okumadım. bir şeyin varlığını ispat etmek için kanıta ihtiyacınız vardır, olmadığını ispat etmek için değil. unicorn'ların varlığını da benzer şekilde kabul etmeniz gerekir aksi takdirde. bu kadar düz düşünen, daha doğrusu düşünemeyen birisinin elinden çıkan uzun uzadıya bir yazıyı okuyup kendime işkence edemem kusura bakmayın.

  • 39. hoşlandığı erkeğe sunum hazırlayan genç kız

    ulan biz burada yokluktan yozgat'a gidip ahtapot sikiyoruz elin herifi çıtı pıtı kızı reddediyor.

  • 40. 21 nisan 2017 ebru şallı'dan güzel olmam

    (bkz: hg harun abi)

  • 41. 227 bin 596 arasında birinci seçilen fotoğraf

    jüri olarak 6 nokta körler derneğinin seçilmesi şık bir hareket olmuş.

  • 42. olympic lyon resmi twitter hesabının attığı tweet

    ilk maçı şans eseri bir golle kazanan, rövanşı beceriksiz bjk'li futbolcular sayesinde penaltılarla zorla yarı finale çıkan lyon'un attığı tweet. gören duyan da fransa'da 6-0, türkiye'de 5-0 kazandılar, katliam yaptılar zanneder. komik değil, vooov dedirtecek bir mizah yok, ergence bir tweet.

    not; gassaray.

  • 43. adana'da menemen yiyen 4 kişinin ölmesi

    önemli bir ayrıntı, menemen ev yapımı domates konservesinden yapılmış. ben de konuyla ilgili annemden öğrendiğim bir bilgiyi paylaşayım, eğer hazırladığınız konservenin kapağı kolay açılıyorsa bozulmuştur, tüketilmemesi gerekir.

  • 44. uefa kupasını teröristlerin yardımıyla alabilmek

  • 45. koparılan siğilin yeniden çıkması

    siğilin köklerinin kalmasından dolayı tekrar çıkar hatta sağına soluna yayılır. çözümü vardır ama. hergün bikaç defa siğilin üzerine tuz sürülür. bi süre sonra siğil küçülünce siyah siyah nokta gibi şeyler görülür. onları temizlerseniz bu illetten kurtulursunuz.

  • 46. #pınarürünleriboykot

    gezi olaylarından beri mado'ya adım atmadım, yörsan* işçilerine sendika hakkı tanımıyor diye yıllardır onların da ürünlerinden almıyorum, şimdi listeme pınar da eklendi. üç beş lira bile olsa kendimce gıcık olduğum rejim karşıtı veya hükümet yalakası firmalara para kazandırmamaya gayretliyim arkadaş.

  • 47. 21 nisan 2017 deniz baykal skandalı

    yüzde yüzde olsun diyen yok şaibe olmasın yeter.

  • 48. 9 şubat 2017 pronet rezaleti

    aslında entry ilk buradaydı: (bkz: pronet/#67623421), gelen mesajlar üzerine olayın yaşandığı tarih ile ayrı başlık açtım. son iki aydır bu entry kenarda satır satır uzadı, kısmet bugüneymiş. sadede gelelim:

    9 şubat 2017 perşembe gecesi pronet güvenlik sistemi kurulu iş yerimize hırsız girmiş. girmiş diyorum; 7 katlı binamıza girmişler, bütün katları rahat rahat gezmişler. biz hırsızlığı 10 şubat sabahı 7:45 gibi ofisi açtığımızda fark ettik. gel gör ki 2009 yılından beri müşterisi olduğumuz ve yılda yaklaşık 4000 tl hizmet bedeli ödediğimiz pronet de hırsızlığı bizden öğrendi. saat 9:15'te pronet çağrı merkezini aradığımızda hala "sistem aktif" diyorlardı. o sırada kapıdaki şifre paneli sökülmüş, ana cihaz duvardan demonte edilmiş ve aküsü çıkarılmış, birçok hareket sensörü yere atılmış ve kameralar offline moda geçmiş haldeydi. bir önceki akşam 19:25'te çıkarken sistemi kurup ofisi kapatmışız. hırsızlık günü olay yeri inceleme ekipleri gittikten sonra gelen teknik ekip tarafından saat 15:45 gibi tekrar devreye alınmış:

    https://s21.postimg.org/j7fn6ir87/pronet_i_lem.jpg

    öğrendiğimize göre, hırsızlar öncelikle akşam saat 22:00 gibi bizim binamızın da içinde olduğu 5-6 iş hanına giden telekom ana hat kablosunu kesmişler. ilk rezalet bu: çünkü bağlantının koptuğuna dair ne pronet merkezine ne de bize bildirim gelmedi. çünkü bağlantı kopması, arıza, vb teknik sorunların önüne geçebilecek test sinyali sadece günde 1 kez atılıyormuş. yukarıdaki linkte belki dikkatinizi çekmiştir, en son 9 şubat sabah 8.30'da atılmış. gel gör ki biz 10 şubat sabahı 9:15'te (yani 2 test sinyali arası 24 saat dolduktan sonra) pronet'i aradığımızda hala yenisi atılmamıştı. buna da ikinci rezalet cevap geldi: "ana panelin aküsü çıktığından sistem saati resetlenmiş". eee? bu ne demek? hareket sensöründe, kamerada, ana panelde arıza var mı yok mu diye günde sadece 1 kere atılan test sinyalini de ana makineden değil yine arızalanma ihtimali olan yerel cihazdan gönderiyorlar. niye; böylelikle test araması masrafı müşteriye yükleniyor.

    arada çok önemli bir ekleme yapmam lazım. alarm sözleşmesinin 3.3 maddesi aynen şöyle: “pronet, alarm merkezi hizmetinden faydalanan müşteri’nin elektronik alarm sistemlerinden gelen mesajları 365 gün 24 saat boyunca izler. müdahale yapılması gereken mesajlar için müşteri’nin pronet alarm merkezi hizmet formu’nda belirlediği kişilere ve/veya ilgili mercilere haber verir.” 365 gün 24 saat izliyorum diye söz verdiği, taahhüt ettiği, sözleşme imzaladığı sistemdeki sorunları günde sadece bir kere kontrol ediyor.

    belki başka mağduriyetleri de önlerim, pronet kullanmaya devam edecekler için şunu belirteyim; "sistem 365 gün 24 saat izlenir" ibaresi var, ama özetle hikaye. bu yazıyı okuyan pronet kullanıcıları şunu bir sorgulatsın: pronet'in hem kablo kesilmesinde yine de çalışan, hem de en azından saat başı test sinyali atan gprs modeli de varmış pronet plus diye. yeni çıkan bir ürünmüş ama bundan bize bahsetmemişler. ürün yeniymiş, biz 2009'da girmişiz, abone talepleri ile işlem sağlıyorlarmış, falan filan. eğer pronet kullanmaya devam edecekseniz en azından plus'a geçin, test sinyali aralığınız 1 saate düşsün (son olarak gelen mailin tamamını kör olmadan okumak isteyen cesur yürekler için link de verelim;

    https://s31.postimg.org/jza2mwbln/pronet.jpg )

    neyse devam edelim; tahminen gece yarısı gibi binaya girmişler. sokağımızda 4 otel ve sabaha kadar açık 2 restoran var. gece mesaisinde çalışan onlarca kişiye sorduk, hiçbiri alarm duymamış. bitişik binamızdaki pansiyonun resepsiyon masası alarm sirenine 5 metre mesafede. sabaha kadar arkadaşları ile oturmuş, alarm çalsa sesini duymaması mümkün değil özetle. binaya çatıdan girdikleri ve kameralarımız offline olduğu için de hiçbir kayıt yok.

    çatıdan binaya inen koridorda hareket sensörü var. olay sonrası pronet'ten gelen teknik servis personeli sensörün aktif olduğunu bağlantı sinyali gitmese dahi alarmın en azından mutlaka "lokal olarak" çalmış olduğunu söyledi. hırsızların "zaten alarm çaldığı için" panelleri ve aküleri söktüklerini tahmin ettiğini belirtti. ama işte, internet bağlantısı olmadığı için onların ve bizim haberimizin olamadığını yine ekledi. bu ihtimale aklıselimle hak versem bile, komşularıma daha çok güveniyorum. büyük ihtimalle hırsızların alarm sirenini de etkisiz kılan bir yöntemleri var, alarm sessiz modda gibi çalıştı o gece.

    velhasıl, tüm bu yaşananlardan sonra pronet'i iptal etmeye karar verdik. cihaz söküm bedeli altında 350$ istediler, cihazlarınızı ben söküyorum, gelin parayı alın alabiliyorsanız dedim, 2-3 gün ikna etmeye çalıştılar, ama çok uzatamadılar.

    yıllardır size "tek bir şey" için para ödeyeceğiz; sistem açıklarınız yüzünden ihtiyacımız olduğunda hiçbir işe yaramayacaksınız, hırsızlar iş yerime girecek, bütün katları masaları gezecek kadar uzun süre kalacak, kaynak makinesi ile kasayı açacak, bana yüz binlerce lira maddi ve manevi zarara yol açacaksın, ben yine de sana çok bulaşmayacağım ama taahhüdünü yerine getiremediğin için sözleşmemi iptal etmek istediğimde de sökme bedeli diyeceksin.

    ve dahası bu yazıyı yazmamı sağlayan son rezaleti yapacaksın; kendileri sözleşmedeki taahhütlerine uymadıkları için aboneliğimi iptal ettim. taahhüt cayma bedeli çıkarmışlar ve utanmadan şirket kredi kartından cayma bedelinin tamamını onayımız olmadan izinsizce ve haber vermeden çekmişler. ekstreyi kontrol ederken fark ettik bunu da.

    nasıl bir şirket olduğunuzu herkes bilsin diye kenarda biriktiriyordum bu yazıyı, bugüne kısmetmiş.

  • 49. olympique lyonnais

    hayatimda gördügüm en sogukkanli takim olabilir.

    mac tamamen bitene kadar disiplinden kopmadilar.

  • 50. oğuzhan özyakup

    atiba için yazdım dün gece (bkz: #67615846), oğuzhan için de geçerli.

    yeri gelince "oyun kurucu, 10 numara" diye sergen ile karşılaştırdığınız adam maçın büyük bölümünde lyon'un beklerini ve kanatlarını kovaladı. niye? başta quaresma beyimiz olmak üzere öndeki dörtlü bizim sahaya dönmediği, dönse bile rakibini kovalamadığı için atiba ve oğuzhan her atakta 4-5 kişiyi karşılamak zorunda kaldı.

    mesela dün aboubakar olsaydı, diakhaby denen ibibik valbuena'nın lacazette'in ayağına rahat rahat 40 m top atamazdı. iki topla ceza sahası ön alanımıza geldiler hep. avrupa'da üst düzey takımlarla oynarken ilerde sert basmazsanız mücadele edemezsiniz.

    neyse geçmiş olsun, canları sağ olsun.