üzdün bizi kel^*..

bir buçuk dolar için değer miydi?

edit: ocak 2023 itibariyle amazon prime türkiye üye sayısı 900.000’e yakınmış..

850.000 üye desek, kişi başı 1,5 dolardan 1.275.000 dolar yapıyor.. çarpı 19 dediğimizde, 24.225.000 tele gibi aylık bir rakam demek.. değermiş amk..

pardon kel.. abimizsin..

bugüne kadar her ay bu miktarı almadığın için teşekkürler..

şirazesinin iyice kaydığını berrak şekilde gösteren ve niyetinin ne olduğunu apaçık ortaya dökmüş olduğu itiraf gibi tweet. ben senin kadar kinci birini görmedim. kendi mahallesine bu denli düşman olmuş birini de görmedim. bence sen hiç bu mahalleye ait değilmişsin. yürü git beştepe'ye de 19 günlüğüne sarayda bir oda versinler sana, sonra boşaltıp utanç müzesi yapacağız orayı yalnız, senin kaldığın odayı da sergileriz, kusura bakma artık.

edit5: son kez editliyorum, gelen mesajların çoğu gitme protesto et vs gibi zırvalarla dolmuş. arkadaşlar hangi birini protesto edeceğiz? gidecek yer kalmaz. yarın çıktığınızda bir bakın açık alanı sigara dumanı işgalinde olmayan bir tane kafe bulursanız bana fotoğrafını atın. imkansız, bulamazsınız.

edit4: bazı sigara kullanan arkadaşlardan bile destek mesajları alıyorum. sırf onların hatrına bazı agresif tabirleri kaldırıyorum entryden.

2023 yılında hala çözülememiş sorundur. birazdan büyük çoğunluğu bu başlığın altına toplanıp bencilliklerini kusarlar, bu sigara içenler kadar birbirini tutan ikinci bi tarikat yok.

kafelerin açık alanlarında oluşan bu duman tabakası yüzünden kendi halinde çalışmak sohbet etmek bir şeyler içmek isteyen insanlar ya kafelerin iç bölümlerine hapsoluyor ya da sigara içenlerin kanser dumanlarını çekmek zorunda.

edit: aşağıda aptalın teki bu talebi akp'li belediyelerin belediye tesislerinde içki içilmesini yasaklamasına benzetmiş. bak anlama zorluğu yaşayan kardeşim, bir insanın yan masamda birasını içmesi beni hiçbir şekilde rahatsız etmez, benim sağlığıma zarar vermez, kokusu gelmez, yanımda çocuğum varsa çocuğumun sağlığı için bir zarar vermez.

yazın bir sahil kenarında yan masamdaki insanlar içki içiyor diye ben geçip kafenin sikik iç mekanında çalışmak zorunda kalmam. yan masada sigara içilmesiyle içki içilmesi arasındaki farkı anlayamıyorsan bence sigarayı biraz azalt zira beyin hücrelerin zarar görmeye başlamış.

edit2: tepkiler hiç şaşırtmıyor. adam içerde otur abi diyor. sen git evinde iç aq. ben neden içeride oturacağım, kendi kendini ve etrafındaki insanları zehirleyen sensin ben değilim.

edit3: sigara terör örgütü üyeleri hiç şaşırtmıyor. argümanlar gerçekten eşsiz. neymiş onlar olmasa kafeler batarmış, harika bir fikir yürütme süreci gerçekten. kendim dahil kimsenin sağlığı sikimde değil diye dövme yaptırın alnınıza öyle gezin. adamlar hala şu olaydaki mantıksızlığı göremiyorlar.

hizlandirilmis sekilde dinledim. notlarimi aldim geldim.

1) ilk olarak tabii ki siginmaci krizinden baska politikasi olmadigi yonunde elestirildi. ogan da aslinda projemiz var ama medya bunlarla ilgilenmiyor dedi ki cok hakli. hemen hicbir siyasetciye politika sorulmiyor. medya tumuyle magazinlesti diyebiliriz.

2) ikinci olarak, dogu ve guneydogu'nun kalkindirilmasi ve terorden arindirilmasindan bahsetti. bunu da "ben zaten o bolgenin cocuguyum" diyerek yapti ki bence vurucuydu. cunku o bolgenin cocugu turk milliyetcisi ve cumhuriyetci bir isim. ve insanlar bu cumhuriyetci isimler dogu'dan cikmaz, dogu'ya da gidemez zannedebiliyor. yeni nesil bilmez, akp'den once mhp'nin vekillerinin 1/3'u dogu ve guneydogu anadolu'dan cikiyordu. dusunun ki neredeyse istanbul ve ankara'daki kadar vekil cikariyordu o bolgeden. bugun "biz sirtimizi pkk'ya yasladik" diyen hdp yoneticileri ve 20 senelik akp bunu unutturdu bu millete. ben hatirlatmayi vazife sayiyorum.

3) ucuncu olarak, bir genc, umit ozdag'in bir projesi olan ermenistan sinir kapisininin adinin talat pasa sinir kapisi olmasi durumunu sordu. ermenistan'la iliskileri kotuye goturmez mi dedi. buralari okuyorsa alinmasin ama sahiden cok bos bir soruydu :) insanlar devletler arasi iliskileri boyle ufak tefek isim farkliliklarindan bozulur zannediyor. gercekten uluslararasi iliskilerde uzlasmanin cok zaman her iki ulkenin de hayrina olacagini dusunmuyorlar. bu da medyanin magazinlestirilmesiyle bu hale geldi. oysaki o gorusmelerde milyar dolarlara varan ticaret anlasmalari yapiliyor. ulkeler bir sinir kapisinin ismine takilir mi zannediliyor gercekten? genc arkadaslarin uluslararasi iliskiler konusunda biraz okuma yapmasi lazim.

4) dorduncu olarak, turancilik fikri konusunda turkiye'nin gelecegini o bolgede goruyorum dedi. bunu da o bolgede hammade ve dogalgaz varken turkiye'de sermaye, sanayi ve insan gucu olmasina, boylece iki cografyanin birbirini tamamlayacagina bagladi. cok dogru buluyorum. turkiye'nin tum teknoloji ve egitim sistemi bati'ya entegre. turkiye yonunu bati'ya cevirmis bir ulke. bu ataturk zamaninda (hatta daha da oncesinde) karari alinmis bir gercek. ancak sadece bati'ya bagli olmamali. ozellikle ekonomik alternatif yaratmak icin ve cikarlari bunu gerektirdigi olcude rusya ve avrasya cografyasiyla da yakin iliski icinde olmali. buna benzer bir uyariyi trump 2017 ya da 2018 yilinda almanya'ya yapmisti. almanya'yi sadece rus gazina bagimli oldugu icin elestirmisti ve zarar goreceksiniz dedi. dedigi gibi de oldu. ukrayna savasi patlak verince avrupa'da en buyuk zarari almanya gordu.

5) besinci konu, odtu-bogazici gibi okullari arastirma universitesi yapacaklarindan bahsetti. yani bazi universitelerde ders anlatmak yerine makale yazilmasi, arastirma ve deney yapilmasi icin ayrilmasi gerektigini soyledi. savunma sanayi muhendislerinin avrupa'ya yuzlerce muhendis gonderdigini dolayisiyla bu uretimlerin turkiye'de de yapilabilecegini anlatti. egitimin bakan politikasi degil devlet politikasi olmasi gerektigini anlatti. onun icin egitim bakanliginin isminin onunde "milli" kelimesi var zaten. olmasi gereken zaten bu.

6) bir diger konu, afet bakanliginin kurulma vaadi. turkiye'yi son depremden daha buyuk bir felaket bekliyor. en hizli sekilde kurulmasi lazim ki ilk kararnamede "suriyelilere verilen ayricaliklari kaldiracagiz. geri donus calismalarini baslatacagiz. ve afet bakanligini kuracagiz" dedi. depremzedelere verilecek evlerin ucretsiz verilecegini de ekledi.

7) yedinci olarak, suriyeliler meselesini 2012'den beri dile getirdigini soyledi. ongorulebilir bir seydi ve bugun sayilari kacaklarla birlikte 13 milyonu buldu dedi. kesinlikle ongorulebilir bir seydi. 2006'da yazan yazarlar taniyorum. daha suriye'de savas cikmadan soylediler boyle bir felaketin olacagini.

8) sekinci konu. dogu turkistan'da bir zulum oldugunu ancak bir yonuyle de abartildigini bu abartiyi da amerika'nin cin'in yumusak karnina dokunmak icin yaptigini soyledi. biz dogu turkistan'i savunurken amerika ve cin arasindaki gerilimin parcasi olmamaliyiz dedi. cok dogru bir yaklasim. sonucta turkiye'ye hizmet etmeye aday bir kisi turkiye'nin cikarlarini dusunmeli.

9) bir avukat bir suriyeli icin "benim de multeci muvekkilim var mulk edindi nasil geri gondereceksiniz" dedi. gecici koruma altindaki siginmaciya bambaska bir "hukuki" statu olan multeci ifadesini kullaniyor. bir avukat yapiyor bunu. sana o diplomayi verenin utanmasi lazim. neyse. sinan ogan suriyelilerle ilgili dunyanin her yerinde yalan beyanla devleti kandirmak sucu oldugundan bahsetti. "buna dayanarak hepsinin vatandasligi iptal edilebilir cunku turk vatandasligi alanlarin tamami yalan beyanla vatandaslik aldi" dedi. suriyelilerin gitmesi demek sadece istanbul'da 4 milyon kisinin azalmasi demek. kadinlara tehdit sadece hudapar'dan gelmiyor, suriyelilerden de geliyor dedi. bir kadin olarak kutluyorum kendisini. firsati olan herkes bunu dile getirmeli. onlarin saldirisindan olen genclerimiz oldu. unutmuyoruz.

10) onuncu konu, bir genc hdp'nin %10 civari oyu var bunu kapatmak ne kadar demokratik dedi. peki hdp baskaninin biz sirtimizi pkk'ya, ypg'ye pyd'ye dayiyoruz demesi ne kadar demokratik? yahu canli bomba olup kendini patlatan ve yuzlerce insanin olumune sebep olan bir teroristin cenazesine heyet gonderiyor hdp. resmi olarak heyet gonderiyor. boyle bir parti dunyanin neresinde demokrasi adina acik tutulur? bu gencler neyin kafasini yasiyor? ocalan'in yakalanmasi bir basari miydi? basariydi. bu basari saglanip ocalan yakandiginda mecliste bir kurt partisi yoktu. pkk'nin hendek kazmasi turk devleti acisindan bir basarisizlik miydi? basarisizlikti. bu basarisizlik yasandiginda mecliste bir kurt partisi (hdp) vardi. simdi kim kalkip cozumun mecliste oldugunu soyleyebilir. onune toprak getiriyor, ozerklik getiriyor. cozemezsin. mecliste de cozemezsin. uzlasilacak tarafi yok cunku. bununla ancak guvenlikci politikalarla mucadele edebilirsin. 1998'de ocalan'i tek tarafli olarak silah birakmaya getiren nokta turk ordusunun guvenlikci poltikasiydi. bunu bu genclerin bilmesi gerekiyor. partinin oy oraniyla partinin ceza almasi arasinda bir korelasyon yok. %10 oyu olan parti kapanir mi diyenler, akp'nin 2008'de %46 oyu varken ceza aldigini bilmiyor. akp'ye %46 oyu varken kapatma davasi acildi ve akp laiklige aykiri eylemlerinden dolayi "hazine yardiminin kesilmesi" cezasi aldi. kapanabilirdi de. bu karar da cikabilirdi. bir kisinin cok seveni var diye onu cezalandirmaktan geri durulmuyor. bir partinin oy orani belli bir seviyede diye de onu cezalandirmaktan geri durulamaz. dolayisiyla, hdp sirtimizi pkk'ya yasladik diyorsa elbette cezalandirilmalidir.

11) bir baska konu, sinan ogan'in "bir turk milliyetcisi (ornegin mansur yavas) aday olsaydi ben aday olmazdim" demesi uzerine bir izleyici, mansur yavas su an cb yardimcilarindan biri ne fark ediyor diye sordu. sinan ogan da "ne kadar istişare ile karar alinacak olsa da neticede cumhurbaskaninin bir agirligi olacak. ve kemal beyle mansur bey pek cok konuda ortak dusunmuyor" dedi. hakli. siyasi cizgileri de birbirinden ayri iki isim. ayrica kisisel olarak, kemal beyin secilirse imamoglu ya da yavas'i aktif olarak gorevlendirecegini sanmiyorum. zaten aksener bunu kemal beye sart kostugunda da "kemal beyin istedigi zamanda belediye baskanlari cb yardimcisi olarak gorevlendirilecek" dendi. yani kemal beyin inisiyatifine birakildi.

12) tunceli :)

13) baskanlik sisteminin yikimini yine baskanlik sisteminin hizli karar alma sureciyle toparlayabiliriz. sinan ogan da 1 donem daha baskanlik sistemiyle gidilmeli dedi. zaten direkt parlamenter sisteme gecilirse akp %40 civari oyuyla mecliste olacak. onlarin yarattigi hasara karsi onlarla mecliste nasil karar alinabilir...

14) ekonomi konusunda asgari ucretin su an ortalama ucret oldugunu dusunursek, aclik siniri seviyesinde olan ucreti en azindan ilk asamada yoksulluk seviyesine cikarmak istedigini soyledi.

15) sayistay ve devlet denetleme kurulunun bagimsizligina vurgu yapti. cok onemli bir nokta. universitede maliye de okumus biri olarak su bilgiyi vereyim, bilmeyen cok kisi olduguna eminim. eskiden sayistay denetcileri denetimde bir yolsuzluk tespit ettiginde bunu savciya bildirebiliyordu. hatta bununla gorevlilerdi. akp doneminde bu gorev denetcilerden alinip sayistay baskanina verildi. tek kisinin inisiyatifine birakilmis oldu.

16) yunanistan tarafindan isgal edilen adalarin ve kayaliklarin geri alinacagini soyledi.

17) umit ozdag'in calismasi olan sanayinin anadolu'ya kaydirilmasi projesinden bahsetti. anadolu'da yasayan biriyim ve cok onemli buluyorum bunu. cunku hem insan kaynagi hem de cografi olarak anadolu boyle bir projeyle guzel bir sekilde kalkindirilabilir. zaten kalkinma dedigimiz sey topyekun ilerlemedir. bazi bolgelerin geri kaldigi bir kalkinma modeli yok. istanbul'un ise nufusunun azaltilip teknoloji, çip uretim merkezi haline getirilecegini soyledi.

18) zafer partisi temizlensin diyen kisiye soyleyecek bir seyim yok. sahsen dezavantajli gruplarla dalga gecmiyorum. allah gostermesin, hepimizin colugu cocugu var. zaten salondaki parti yetkilisi bir isim de gereken cevabi verdi.

19) bireysel silahlanmaya karsi oldugunu soyledi.

20) siddet konusunda doktoru sikayet hakkini daraltacaklarini soyledi. gerekce olarak da sikayet hakkinin oldugunu gorunce bir sonraki adim olarak siddet hakkini da kendinde gorenler oluyor dedi. doktora siddetin cezasini artiracaklarini soyledi. sahsi fikrim bu ulkede saglikta siddet diye ayri bir baslik yok. genel olarak siddet gibi bir sorun var.

21) planlama konusuna degindi ki cok ama cok onemli. devlet planlama teskilatinin bu ulkede yeniden kurulmasi lazim.

toparlamak isterim.
mukemmel bir yayin olmus. sakindi. sorulara uzatmadan, etrafindan dolasmadan yanit verdi. sinan ogan icin imza vermistim ve asgari duzeyde bilgim vardi kendisi hakkinda. evvelden de dinlemistim ama ilk kez uzun uzun derli toplu bir sekilde dinledim. cok begendim. bu yayinla umarim cok daha genis kitlelere ulasir. yolu acik olsun.

son olarak adayligi ile ilgili de sunu soylemek lazim. secimlerde şok aday gibi bir kavram var. tam ismi nedir hatirlamiyorum. secime ilk kez giren adayin basarisini anketlerin belirleyememesi durumu olarak ozetleyebiliriz bunu. mesela imamoglu tahmin edilenden cok yuksek oy aldi cunku secime ilk kez girdi. sinan ogan icin de boyle bir beklenenden fazla sonuc cikabilir. secime ilk kez girecegi icin bilemiyoruz.

tanim: fazlaca begendigim yayin.
edit: imla ve ekleme

fahiş akaryakıt, vergi, elektrik, doğalgaz vb zamlarına da hapis gelecek mi sayın bakan?

bakın z kuşağı tanıştırayım bu fenerbahçe.

burada hiçbir şey ne tam olur ne hiç olmaz. olacakmış gibi olur ama sonunda olmaz. biz ihtiyar gs’liler iyi biliriz. rahattık çünkü dünkü puan kaybından sonra “ulan bu fener yapar yine güzelliğini” dedik, yaptı. bizi hiç bugüne kadar üzmedi sağ olsun.

aklınız varsa tutmayın diyeceğim de z kuşağı gs’lilerin de taşak geçmesi için birileri lazım. biz kendi yaşıtımız fb’lilerle taşak geçmekten yorulduk. zaten onlar da artık bizle futbol konuşmuyorlar. biliyorlar artık neyin ne olduğunu. şimdi öğrenme sırası z kuşağında. nesilden nesile bir eğlencedir bu. hadi yatın uyuyun bakalım şimdi.

tanım: fenerimizin bizi üzmediği bir başka maç.

bence kılıçdaroğlunun adaylıktan çekilip sinan oğanı desteklemesi lazım

kodumun demokrasi şehidi diye güzellenen özde hain adnan menderesi olmasaydı şu an bunlarla uğraşmıyorduk. 70 senedir uçaklarımız göklerdeydi.

hala hakem bizi katletti diyenleri okuyoruz. allah'ım neyle sınıyorsun bizi. bu kadar mal ile aynı takıma nasıl gönül veriyoruz anlamak mümkün değil.

oğlum bak sinirden duvarları yumruklayacagim. bir tane derbi kazanamamış. 10 kişilik takımdan 4 yemiş, küme düşmeye oynayan takımı en kritik maçta ruh gösterip yenememis, çıkmış hala buz gibi golümüzü vermedi diyor. hadi verdi diyelim golü. bre sikik, ardına gol yemeyecegin ne malum ki şu oyunla zaten yerdin. top yapmayı bilmeyen takım 3 kere kalene gelmiş, üçünde de saplamış gitmiş, hala hakem maçı katletti diyor.

ya siktirin gidin sizden bir bok olmaz.

ilk aşamasını bile beceremediğim yorucu süreç.

40 lira mi saka mi bu? coca cola iyice cildirmis, yurt disina cola icmeye gidecegiz yakinda :) genelde 24 lu 33luk coke zero kutu paketini 7 pounda aliyorum = 170 lira yapiyor. turkiyede tanesi 15 liradan satiliyor markette yani 360 lira. turkiye'deki fiyati yurt disi fiyatinin iki kati. artik ureticiler halkla dalga geciyor bence. enflasyon, doviz bahane. ne satsak aliyor bu kerizler diyorlardir. ayni otomotivciler gibi.
edit: amazon uk uzerinden subscribe and save ile 24lu 33luk kutuyu 6.30pound'a almisim en son.
edit2: %47.5 civari vergi yani alinan her kolanin yarisi saraya ve akp'nin secim propagandasina gidiyor. tamamen cc'yi suclanamazsa da fiyati yine de yuksek.
mesaj atip durmayin nerede diye :) alin size tesco'da 5 pounda, pahali bile yazdim :) : https://www.tesco.com/…d=cptpuqqqxf4cfcmf_qcdxaabcq
bol bol soguk iciniz. turkiye'dekine cok daha iyi ustelik.

öte tarafta kendisi, kahramanmaraş depreminde enkazdan kurtulamadı, ruhu şad olsun.

babacan gibi hiçbir alengirli soruya doğrudan cevap vermeyen bir politikacının böyle bir beyanı olacağını tahmin etmiyorum. videolu kaynak gelene kadar temkinli olmakta yarar var. yeni bir interstellar'ı dört kez izledim vakası olabilir.

millet ittifakı ile memleket partisi arasında mesafe oluşturacak her türlü yorumdan uzak durmak seçimlerin 2. tura kalması halinde hayati bir önem arz edeceğinden kendisini muhalefette gören herkesin bu hususu göz önünde bulundurması icap eder.

çok bir sike derman olmayacak şeydir.
bırak 2000 yıl öncesini git bağcılara anlat bildiklerini bakalım ne olacak?

e bu balkan çakması orta doğu ülkesinde zorunlu olarak ebesinin nikahı kadar para ödeyerek girdiğimiz araç muayenesi diye bir şey yok mu, nasıl böyle bir yavşaklık muayenede fark edilmez, fark ediliyorsa hangi kanun koyucu izin verdi buna, neden hala bununla ilgili bir düzenleme yapılması için bekleniyor diye sordurtur. sordurtur da sordurtur ama cevap alamazsınız işte... başta dedim ya, burası orta doğu ülkesi, burada kanunsuzluk, ahlaksızlık, utanmazlık prim yapıyor, teşvik ediliyor adeta. şeytan diyor tak arabanın üzerine şunlardan, 360 derece dönen mekanizması olsun, sonuna kadar açıp mevzubahis p.zevenklerin gözünün yağını akıt ama yok işte...

en uyuz olduğum durumlardan bir tanesidir. evet, astigmatım...

orjinal yazının kısa özeti:
az önce okudum tamamını. kılıçdaroğlu'nun bir adım önde olduğunu kabul etmekle birlikte, erdoğan'ın kazanacağına inandıklarını yazmışlar. ayrıca meclis çoğunluğunun da muhalefete geçmesini beklediklerini yazmışlar. onun dışında bildiğimiz şeyler... batı cephesinde yeni bir şey yok :) @amerikancı teşekkürler

---

sondakika kalitesinde bir haber gerçekten. the economist 9 sayfa erdoğan yönetimini gömmüş, bunu "erdoğan gazanacak" diye özetlemişler.

kaynak linki de vermemişler, öyle yaparlarsa algı kasamazlar çünkü.
kaynak

"by the time turkey formally turns 100 on october 29th, mr erdogan may be out of office." bunun çevirisi erdoğan kazanacak demekmiş. google translate bile kullanamayıp gazeteci olunca böyle oluyor. uzaktan eğitimle gazeteci olsam daha iyi haber yaparım.

sözcü de bunu haber yapsın, dıj güjler erdoğanı istiyor diye. kendiniz çalın kendiniz oynayın. ne diyeyim

edit: orjinal referans'ın şu olduğuna dair mesajlar geldi: kaynak
ben kahin olmadığım için o sayfayı bulamadım. the ecomist'teki en güncel turkey election tag'lı haberi okudum. aslında the economist değil, the economist intelligence group kaynaklı bir haber. the economist'in analiz odaklı bir alt şirketiymiş. karışıklık buradan kaynaklı.
uzay çağındayız, ve türkiye'de bu haberi yapan hiçbir yerli haber sitesi link vererek kaynak göstermiyor.

bütün dış medya haberlerinde aynı olay. adamlar araştırma yayınlamış, bir sayfalık araştırmayı türkiyede 3 sayfa haber yapıp orjinal araştırmaya link paylaşmıyorlar!

29 ekim ya da 14 mayıs'ı değil de, aklıma gebereceği günü getiren reklam. kimin gebereceği? onun. o kim? gizli özne. adam, tarihin en bilinen gizli öznesi oldu. bunu sonuna kadar hak etti. her gün bu nefret duvarına on tuğla kendisi koyduysa, bir tuğla da ben koydum. o kaba sıvayı yaptı, incesini de ben sabırla, her gün dişimi sıkarak hallettim. kazığı o çaktı, ipi ben çektim ve sonunda uzun demlemenin sonuna geldik.

bundan sonrası herkes için yokuş aşağı. kaçış rampaları tıkandı, bölüp parçalama taktiğini çok geç de olsa çözdük. kalan sayılı günlerinde ne kadar çirkinleşeceğini de göreceğiz. önce yenileceksin, sonra da attaya gideceksin.

hah işte o zaman balkona masamı atar, tiril tiril beyaz bir örtü, birkaç meze ve rakıyla müzeyyen senar'ı aynı anda açar keyfime bakarım. toprağın altı kendini vazgeçilmez sananlarla dolu, terracotta savaşçıları gibi yandaşlarından oluşan orduyla gömül istersen. bundan sonrasi milli değil şahsi irade.

he yaprağım kesin öyledir. bir maç zevkimiz var ona da laf ediyorlar lan hayret ya.

lan tamam en elit sizlersiniz biz cahiliz…

benim 10 binimi kim alıyor lan söyleyin !

18 mart çanakkale zaferini anamayan bir parti'nin sözde ermeni soykirimiyla ilgili tweeti.

erkek telefonuysa elinize yapışabilir dikkatli olun.

2014 ekimde evlendik. çeyrek altın 145 tl idi. kiraya çıktığımız ev satışa çıktı 360.000 tl'ye satıldı. 2482 çeyrek altın yapıyor.

bugün kapalı çarşıda çeyrek altın 2200 tl. 2482 çeyrek altın aşağı yukarı 5,5 milyon yapıyor. evin o fiyata satılması mümkün değil, en fazla 4,5 milyon eder.

el sonuç, ev fiyatlarında anormal bir durum yok hatta bazı yerler olması gerekenin de altında. ama mesela memur maaşları altın bazında olması gerekenin yarısı.

türkiye de hiç bir siyasi parti öcalanı serbest bırakamaz.ama bırakmaya en yakın parti ak partidir.çözüm sürecin'de milim kalmıştı.

küme düşme hattındaki tüm takımlara puan kaybetmiş, şampiyonluk yolundaki rakiplerin kadıköy'ü kayak merkezi yapmış, bütün bunlara rağmen hala hakemler diye ağlayan bir kulübün açıklaması…

var kayıtları açıklanacaksa şayet lütfen aşağıdaki maçların kayıtları da açıklansın. böylece fenerbahçe'nin +12 puanı hakemler yardımıyla nasıl kazandığını öğrenelim.

antalyaspor-fenerbahçe
alanyaspor-fenerbahçe
fenerbahçe-ankaragücü
başakşehir-fenerbahçe

benim gibi milliyetçi bir insanın dahi bundan sevinememesi ne kadar üzücü. milli bir araba üretiliyor ancak bu siyasi malzeme olarak kullanılıp milli bir değerden çok bir siyasi partinin başarısı gibi lanse ediliyor.

ayrıca devletin araba seri üretimde 3 dakikada bir araba banttan çıkıyor sözüne dahi güvenemiyorum.

misal altay tankı testler için devlete teslim edildi cümlesi dahi baştan aşağı yalan. otokar devlete 5 adet teslim etmiş bütün testlerden geçmiş ve seri üretim ihalesini verilmişti zaten. ethem sancak üstünden rant olmasa otokara verilse çoktan binlerce tank envanterdeydi. şimdi gözlerimize baka baka yalan söyleyebilirlerken bu araba olayına nasıl inanmamızı beklerler?

çoğu vatandaşın itibar etmekte zorlandığı devlet beyanatıdır.

en çok saldıran da yurtdışında yaşayan amca. ulan ne zaman biteceksiniz :)))

eğer hesabı irem sak öderse zaten o civarlarda bi hesap gelecektir.
o yüzden irem sak ile yemek yemek her halükarda daha karlı.

inanılmaması gereken patrondur. çünkü:

işyeri sıcak bir yuva değildir.
patron ailenin babası değildir.
iş arkadaşlarınız kardeşiniz değildir.
yapılan iş hayır işi değildir.

iş yeri, emeğinizi ortaya koyup paranızı almanız vereken bir yerdir. ne fazla ne eksik.

bana sorarsanız ekonomi o kadar kötü ki, insanlar birikim yapıp ev araba alamayacağını bildikleri için hayatı artık günübirlik yaşıyorlar. yoksa kimsenin kredi çekip grande filtre kahve içtiğini düşünmüyorum. bu bağlamda gelecekte de hiçbir şeye sahip olmayıp her şeyi kiralayacağız. kahve gibi ufak tefek şeyler satın alıp mutlu olacağız en fazla.

bu arada starbucks'ta bi oturuşta verdiğiniz parayla nitelikli kahve alıp evde kendiniz demleyin.

the man was a cauldron.

2. tura ince kalacak diye düşünenlere elimdeki kelepir boğaz köprüsünü satmak istediğim başlık. kendisine bir kere oy verdik, ertesi gün tvye çıkıp bize şizofrenler dedi. adam kazandıya bir oy daha vermem. o treni çoktan kaçırdı.

kk % 53
rte % 43
ince 3
oğan 1

o arkadaşın da sırıtarak yanıtladığı diyalog. o kişi o diyalogdan memnunsa yapacak bir şey yok.

kendi halinden memnun olan insanlar için başkalarına tepki göstermeyi bırakalı çok oldu. siz birileri için mücadele ediyorken o birileri sizi hiç umursamıyor. bunu idrak edebilmek yıllarımı aldı ama artık öğrendim. size de tavsiye ederim. çok rahatlıyor insan.

fenerbahçeli olmaları (bkz: fenerbahçe)

lisede çıkardığımız politik yazıların ağırlıkta olduğu fanzini bir de bir dergiyi satmak için alevi mahallesine girdik. hava sıcak. adana'nın temmuz ayı.
o mahallede teyzeler ve amcalar gündeme vakıf olur, gençleri bilhassa destekler. sol kimlikleri ile tanınır. tabii ben bu durumu zamanla anladım.
bina kapısının önüne sandalye atmış bir grup teyze ile konuşmaya başladık. fanzinden, dergiden ve kendimizden kısaca bahsettik.
teyzelerden biri elini cebine attı ve kurduğu ilk cümle şu oldu:
" eve gir, mutfakta dolapta soğuk karpuz var. soluklanın."

gözlerim doldu o an. masumiyetten içim ısındı.
ya ben hırsızsam teyze?

alevi denince aklıma o teyze ve soğuk karpuzu geliyor.

ben o mahallede çok dolandım, mahlledeki mobilya işçileri, kahvehanede oturan yaşlılar ile röportaj falan yaptım. kimseden kötülük görmedim. ki ben fanzin, dergi işleri için çok mahalle gezdim.

ya bir de arap alevlerinin konuşması çok içten ve tatlı. bir kızım deyişleri var, sanki kızıyım. anne diyesim geliyordu. oyyy gadanı alırım teyze.

kürdistan, kürt milleti, kürt illeri, kürtçe, şeyh sait, başkent amed, türk bayrağı değil türkiye bayrağı, türk toplumu değil türkiye halkı, atatürk yerine mustafa kemal filan deyince milliyetçi ve hasta değil demokrat, humanist, barışcıl oluyorsunuz.

kapıyı kapatınca, hayatın karmaşası dışarıda kalır. 13 ay evli kaldım, karım olacak bir akşam olsun kapıda karşılamadı, ama kedim öyle değil. kapının hemen arkasında beni bekler. kitaplar, kedim beni tazeliyor.

o stadyum tt arena olsaydı, o adam o hareketi yaptıktan sonra kovulmadan çıkamazdı bu gece. fenerbahçe'li arkadaşlar vasata alışmış durumda. her büyük maçta kadıköy'de minimum 3 yiyen jesus'a mı biat ediyorsunuz ?

gitmesin diyen taraftarlar görüyorum. kim kardeşim bu adam ? kendi kendinizi gaza getirdiniz, taptınız adama, adamda şimdi millete köpek çekiyor koca stadda ? ali koç bu adamı bugün göndersin, bunun oynattığı futbolu volkan demirel gözü kapalı oynatır buna emin olun, sen şampiyonluk maçında havlu at sonra cebinden para verip maça gelmiş taraftara küfür et, la s.kerler öyle işi.

2-3 kişi anlamış gerisi anlamamıştır.

kılıçdaroğlu'nun kendisini takmamasından dolayı çıldırıp hepimizi, tanıdık bir ağızla, terörist olmakla itham ediyor. bu da yetmiyor "ikinci tura kalacak haaa beni kırmayın, yoksa..." devamını getirmiyor tabi. "ben akepeye verin de diyebilirim" diyecek de diyemiyor beyefendi.

la
la
la la la la la la
la
la

bak bu da benim eserim hüsnü

tabi ya millet ittifaki terörist evet, ülkeyi ortadan kaldırmaya falan çalışıyor...

biri über olmak üzere 2 gol atıp leş takımını kurtaramayan yetenek.

oynamaya çalıştığı oyun bitti eleştirisine kesinlikle katılmıyorum.

bu eleştirinin sebebi sürekli ayağına topu isteyip sürekli içe kat edip, ayağında topu fazla tutup şut, kilit pas, verkaç kovalaması.

modern futbolda böyle bireysel bir oyun var mı? arsenaldeysen madriddeysen citydeysen atleticodaysan ajaxdaysan lyondaysan yok.

peki arda neden böyle bireysel oynuyor? çünkü takımın kalanı 2 pas ya-pa-mı-yor.

bu takıma bugün cityden bernardo silvayı koysan citydeki gibi mi oynayacak? bakacak takımda tek yetenekli adam kendisi, diğer sığırlara topu verince kara deliğe girmiş gibi top yok oluyor. o da çalıma şuta kilit pasa oynayacak, o da topu ayağında tutacak mecbur. yetenekli adam topu kütüklere niye versin?

bruno fernandes eriksen de brune luka modric pogba... vs modern elit playmakerların hepsini bugünkü fb'ye koy onlar da mecbur arda gibi oynayacak.

(arda bu seviyede demiyorum onların oyun tarzı arda gibi olacak diyorum)

sürekli yan pas geri pas yapan yeteneksiz kabız leş futbolcula dolu bir takımda oynuyor arda.

insanlar sanıyor ki arda -uç bir örnek olacak ama- city'e gitse böyle oynayacak, de bruneye pas vermeyecek haalandın koşusunu gördüğü halde şut çekecek, grealish'le verkaç yapmak yerine çalıma girecek. ilkaydan her dakika ayağına top isteyecek.

ulan arda topu ayağında fazla tutuyor çalıma giriyor bireysel oynuyor da napsın bu çocuk, mert hakan sığırına irfana topu atsa ne atmasa ne. valencia zekasızıyla pedroyla üçgen mi kursun bu çocuk? tabi açıyı buldu mu çakacak uzaktan.

arda 2000'lerin orta sahaları gibi değil, modern playmakerlar gibi de oynar ama takım çemişgezek seviyesinde olunca arda da takımın messisi gibi oynamak zorunda kalıyor.

not: ardanın attığı kilit pasları görüp emre mor zekasızı gibi futbol zekası düşük sokak futbolcularıyla bir tutmak büyük hata.

beşiktaş maçında anama sövüldü diye günlerce destan yazan emre belözoğlu’nun icraatidir.
kendisine gelince saygı bekliyor ama başkasına gelince ne ana bırakıyor, ne ölü bırakıyor, ne diri bırakıyor.

devre arası 7,5 milyona aldığı sol bek pendik'te saatçiliğe başlayan başkan. kimse adamı tanımıyor.

4,5 milyona aldığı stoper canlı bomba gibi. hep bizim içimizde patlıyor.

adamlar bu ikisinin parasına zaniolo aldı. ama onlar batıyor, biz çıkıyoruz dimi başkan. senden büyük gsli yok, erden timur ile fifa oynarken hanginiz galatasaray'ı alacaksınız diye kavga etmiyorsan adam değilim.

herhangi bir insan evladının ve olayın, bir yana sizi diğer yana başka bir seçeneğini koyup şu ooo piti piti diye başlayan çocuk oyununu oynamasına izin vermemek. yani belirsizlikleri, kangrenli uzvu lokal anestezisiz kesmek kadar acı verici olsa da kesip atmak. 4 haftadır sabırla sonucunu beklediğiniz ama sonuç için aramaya cesaret edemediğiniz iş görüşmesi, duygu durumu sonsuz bir meksika dalgası halinde seyreden yakın arkadaş, karabatak gibi görünüp kaybolan adamlar/kadınlar, ihtiyaç anında bir kez bile uygun ve orada olmayanlar, yapmayı planladığınız bir iş için sadece konuşup, başlarken ortada olmayacağını çok iyi bildiğiniz ortaklar, uzar gider. kesip atmak acıtsa da öldürmez. sürünceme öldürmez ama mental sağlığınızı yavaş yavaş varlığınızdan ayırıp sırt çantasına koyar ve uzaklaşır. belirsizlik, sizin olur verdiğiniz, karşıdakinin de memnuniyetle devam ettirdiği uzun bir cinayettir ve silahı elinden aldığınızda kimse sizi vuramaz.

(bkz: #147970621)

kahreden haber gelmiş ve ücreti 40 tl’ye çıkartmışlardır. sebebi tabii ki tahmin ettiğimiz gibi kendileri için orijinal türk dizi ve filmleri çekmeye başlamaları. murat boz’un ücreti bizden çıkacak tabii ki. yine zam bekleniyordu ama 8 tl’den 20-30 tl’ye çıkardı en fazla eğer murat boz ve benzeri isimlerin projeleri olmayacak olsa. teşekkürler türk dizi ve film sektörü, bir platform zevkimizin daha içine ettiniz!

görsel

sergio leone, dolar üçlemesi, büyük besteci ennio morricone, dudak kenarındaki sigaralık, milyon dolarlık bebek ve gorillaz parçası.

pedofili bir arabin attigi yalanlara inanacak kadar aptal bir kitlenin varolmasi.

akıllanmıyorlar abi yok insan der ki ulan çok gündemdeyiz bi sakinleşelim vallaha çıldırmışlar artık aq