Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 24 ekim 2021 fenerbahçe alanyaspor maçı

    şurada 10 dakika kalmış bitime, gol atan oyuncu sevinç çığlıkları atıp sahayı turluyor.
    büyük takım dediğin böyle olmaz. 0-1 yenikken 80. dakikada 1-1'i yakaladığında topu alır anında santraya koşarsın. sayılı dakika kalmış çünkü. büyük takım beraberliğe sevinmez.

  • 2. 24 ekim 2021 manchester united liverpool maçı

    salah şeytan taşlıyor.

  • 3. 36 saat nöbet çıkışı direksiyonda uyuyan doktor

    çok çok üzücü bir olay. daha üzücü olanı ise ölmüş bir insanın arkasından söylenen utanmazca, hayasızca laflar.

    "tipini gördüm, hiç doktor edası yok. kim bilir nereden, nasıl mezun oldu?" yazmış insanlıktan nasibini almamış bir ahlak fukarası. belki en yüksek puanlı tıp fakültelerinin birinden dereceyle mezun oldu. nereden biliyorsun? tipinden mi anladın? belki de vakıf üniversitesi mezunu. ne fark eder? doktor edası olmayan (her ne demekse artık) ölmeyi hak ediyor öyle mi?

    bir başka edepsiz de memurlar.net isimli sitede "ben 15 yıldır çalışıyorum şahini zor aldım, 1 senelik doktorun altındaki arabaya bak" yazmış. hayatını kaybetmiş gencecik bir insanın arkasından şunu yazmak için nasıl bir kalp katılığı gerekiyor acaba? hiç mi insanlık namına bir nasibiniz olmadı sizin?

    kıskançlığınızın, kalbinizin çirkinliğinde boğulun. umarım bir gün en sevdiğiniz insanın feci bir şekilde ölmesinin üzerine kendisine atılan iftiraları ve oh olsunları dinlemek zorunda kalırsınız. benim bunu söylerken bile içim acıyor ama başka türlü yaptığınız iğrençlikleri anlamanıza imkan yok. canınız yanarsa belki.

    ayrıca artık yeter. o kamyonun arkasında tampon olsaydı gencecik bir doktor hayatını kaybetmeyecekti. o tamponları söken duyarsızlara da, kontrolünü sıkı tutmayanlara da yazıklar olsun.

    (bkz: tamponsuz kamyon kalmasın kampanyası)

    edit: tampon olsa hiçbir işe yaramazdı diyenler olmuş. linkteki videoyu izleyin ondan sonra konuşalım.
    [https://www.youtube.com/watch?v=dfcc4qqcols https://www.youtube.com/watch?v=dfcc4qqcols]

  • 4. 24 ekim 2021 iyi parti reklamı

    en sonda o gazla tayyip de övülecek diye korkutan reklam.

  • 5. kur kontrol altında her evde iki üç telefon var

    bu telefon olayından öyle bir gına geldi ki bana; çevremde telefondan zenginlik göstergesiymiş gibi bahseden ilk insanın götüne sokacam bu telefonu. eş, dost, akraba dinlemeyeceğim, aynı anda 10 uygulama kullanıp telefonu ısıtarak sokacam götüne. buradan ilan ediyorum. yeter lan..

  • 6. baban çalışsaydı adam olsaydı

    son günlerde dikkat ediyorum da, videolardaki çomarlar, git gide agresifleşmeye başladılar. kamerayı, röportajı gördükleri yerde pislik yapmaya geliyorlar, millete çirkeflik yapıyorlar. bunlar nasıl insan yahu? sorunlarını dile getiren vatandaşlara bile düşman oluveriyorlar. sanki kendileri vatandaş değilmiş gibi...

  • 7. 1 doların 10 lira olmasına pozitif bir yorum bırak

    escortlarımız da ihracat imkanına kavuşacak.

  • 8. kadıköy'deki fırsat daire

    stüdya daire denmiş ama, bu bildiğin f tipi kapalı cezaevi.

  • 9. 2021 abd gp

    perez allahın varsa yarın o ilk virajda torpido gibi girersin hamilton'a

  • 10. ali koç

    hiç şaşmaz, odağı saha dışına çevirdiğin anda patlarsın.

    eline megafon alıp "hakemler bizim üstümüze oyun oynuyorlar ühühühüh" diye ağlarsan, topçusu da "ne uğraşacağım, hakem der geçerim" diye içinden geçirir.

    ali koç'un artık biletinin kesilmesi gerekiyor. bu kadar şamata yeter.

  • 11. türkiye'nin avrupa'dan önde olduğu konu

    mülteci sayısı

  • 12. yaşlılara saygı duyma saçmalığı

    güçsüzlere toleranslı davranmak bana saçma gelmemektedir.

  • 13. 10 büyükelçi istenmeyen adam ilan edilecek

    turkiye avrupa birliği üyeliği çerçevesinde avrupa insan hakları mahkemesinin kararlarına uyacağını ve hukuki olarak avrupa insan hakları mahkemesini tanıdığını açıkça imza altına almış bir ülke.

    tutukluluk bir tedbirdir, kaçma şüphesi delillerin toplanmasinda sanığın etkisinin olabileceği yahut cezanın büyük oranda kesinlik taşıdığı durumlarda sanığın tutuklanması hukuki bir tedbir olarak kullanılır.

    insan hakları mahkemesi bu tip tutuklama tedbirlerinde, masumiyet karinesi geregi (suçlu oldugu ispatlanana kadar herkes masumdur ) tutuklamanin makul bir süre içinde kalmasını ve sanığın sucu kesin ise bir an evvel sonuçlandırılıp hüküm giyecekse cezasını yatmasını yada tutuksuz yargılanarak kendini baskı altında hissetmeden savunmasini ,adil ve hızlı yargılanma karinesi geregi (gec kalmis adalet adalet değildir) kararlarinda üye ülkelere telkin ve tespitte bulunur.

    bu konuya ilişkin türkiye aleyhine verdigi 60 dan fazla karar vardır.

    mevcut olayda osman kavala yaklaşık 4 seneden fazla hakkında açılan terör davasından sanık ve tutuklu ,sözlükteki büyük algıya gore ! kendisinin terörist oldugu kesin fakat nedense turk mahkemeleri 4 senedir bu adam hakkında bir karar vermiyor .

    adamda kanunen kendisine verilen hakki kullanıp insan hakları mahkemesine başvuruyor ve 4 senedir tutukluyum ya benim için bir hüküm verilsin yada beni tutuksuz yargilasinlar ki baskı olmadan savunma yapayım diyor .

    avrupa insan hakları mahkemesi de , başvuruyu hakli buluyor ve bu yönde karar veriyor .

    normal de bu karar doğrultusunda turk mahkemeleri sanığın tutuksuz yargılanmasına hukmetmeleri gerekiyor.

    bakin karar osman kavala suçsuzdur onu salin karari degil, bu adam suçluysa hüküm verin yada serbest bırakın savunmasını özgürken yapsin şeklinde.

    tabiki normal bir hukuk devletinde bu tamamen hukuksal bir prosedür fakat bizde hükumet bunu teröristi serbest bırakın diyorlar diye propagandaya dönüşüyor.

    normalde hüküm giymemiş birine terörist demek bile hukuken aslinda suc ama bizde ergenlerin balyozda falan alışıldığı gibi bu kimsenin umurunda değil zaten alıştık.

    neyse sonuçta hükumet çıkıp insan hakları mahkemesi bizi bağlamaz karışamazlar falan diye yalan ve yanlış ahkam kestiği için karar uygulanmıyor.

    bunun üzerinede ab üyesi ulke büyük elçileri ve abd elçisi, insan hakları mahkemesi kararlarına uyulması bunun üye ulkeler ve aday ulkeleri bağlayıcı oldugu yönünde bir ortak açıklama yapıyorlar.

    yani ortada ne bir içişlerine müdahale ne bir teröristin kullanması var .

    zaten uyacagimizi kabul ettiğimiz bir mahkemenin kararina uymamakta direndigimiz icin mahkemenin kurucu üye ülkelerinin yaptığı bir uyarı bu ,

    fakat bizim hükumetimiz ne yapmayı tercih etti ? büyük elçileri istenmeyen adam ilan etmeyi , oysa o büyük elçilerin bu açıklamayı kafasına göre yapmadığı ve ülkelerinden aldıkları talimatı yerine getirdigi ortada sonuçları da bu yönde olacaktır.

  • 14. shib coin

    konuya o kadar uzağım ki kim kime niye laf sokuyor , kim kazandı kim kaybetti bir sik anlamıyorum. bir cümleyi okuyunca birşeyin değer kazandığını düşünüyorum bir sonraki adamın cümlesinde düştüğünü. bari biliyormuş taklidi yapayım.

    shib coin kendinden bekleneni yaptı gene .

  • 15. tamponsuz kamyon kalmasın kampanyası

    22 yil once daha cocuk yastayken babami boyle bir kazada kaybetmistim. turkiye'de babamin memleketine babam, annem ve ben gelmistik. sonrasi bu kaza iste. kamyon hareket halinde degilmis, sofor cok sacma bir yere park etmis dinleniyormus. birkac hafta taziyeydi yasti falan derken, annem ve ben eve yalniz donduk. neyse bunca yil gecmis, yasadigim aciyi falan anlatip dram yapmak istemiyorum. sadece bu kamyonlarin bende biraktigi izden bahsetmek istedim: o gunden beri yolda ne zaman kamyon gorsem farkinda olmadan gozum hep kasaya ve arka tekerleklere kayiyor. ilk o zaman gormustum bu bariyerleri ya da tamponlari artik her neyse. gorur gormez bunlarin babamin yaptigi kaza gibi durumlarda boyle sonuclari onlemek icin takildigini fark etmistim. bir de yasadigim ulkede gordugum istisnasiz butun kamyonlarin arkasinda bu bariyerlerden oldugunu fark etmistim. 1999 yilinda bile boyleydi. yani "turkiye'de insan hayati ucuz" soylemi malesef, en azindan benim icin, kliselesmis bir ifade degil, buz gibi, korkunc bir gercektir.

    umarim bu kampanya basariya ulasir.

  • 16. avrupa'da yaşanan ahlaksız şeyler

    fransa'dan almanya'ya doğru araç ile gidiyoruz. kongre vs derken yorulduk ve sınıra yakın bir kasabada gece konaklamak için mola verdik.
    ev sahibine market var mı dedik. 1 tane var dedi. tarif etti.
    gittik tarif edilen bakkal - manav karışımı markete. 1 tane personel yok. kapandı mı acaba dedik ama ışıklar yanıyor. alacaklarımızı aldık bekliyoruz sahibi gelsin ödeyelim. neredeyse yarım saat sonra biri geldi alışveriş için. sahibi sandık ama değilmiş. ürünleri aldı, masanın üstündeki ahşap kutuya para attı ve para üstü aldı.
    hemen sorduk sistemi.
    markette personel yokmuş, 24 saat açıkmış. fiyatlar zaten yazıyor dedi. kutuya atın dedi.

    ben böyle ahlaksızlık görmedim. müşteriyi siklemiyor bu avrupa. git kutuya kendin para at yok efendim para üstünü say ve al.

  • 17. tv'de en çok vakit geçirilen kanal

    bi tanesi de tv8 yazmamış.

    ulan masterchef en az 3 saat sürüyor 3!

    ve oylama bilmem ne olduğu günler burada entryden geçilmiyor, sol tarafı dolduruyorsunuz ha bire. burada gelip filozofluk yapmaya gerek yok. trt 2 izleyeninden tut, yok radyo kanalı açıkmış da bilmem ne :)

    yazarların aylık maaşı başlığında 10.000 liradan( hatta k diyelim) az maaş almadığını iddia eden de bence aynı güruh. lan nerede asgari ücretli %40 diyoruz, herkes maşallah müdür maaşı alıyordu orada da :d

    neyse ben de trt çocuk açık oluyor genelde, ona maruz kalıyorum. başka da bişey izlediğim yok zaten...

  • 18. vitor pereira

    2015-2016'daki asrın kadeosunu elindeki grande tall boy kahve ile piç ederek iki kupayı hediye eden, ne sikime bel bağlanıp methiyeler düzüldüğünü anlamadığım teknik olmayan direktör.

    var mı vitor hocanızın bir bildiği? defol git.

  • 19. rte'nin 10 büyükelçi konusunda geri vites yapması

    ümmet yine şaşkın,
    ümmet yine korku içinde,
    ümmet daha papazı nasıl saldık onu açıklayamıyoruz bunu nasıl açıklayacağız sıkıntıları içinde,
    ümmet yine mevlevi modunu açtı ümmet.

  • 20. emlak balonu

    2020 yazında ekşi ekonomistleri ile devlet memuru babamın ekonomi teorisi arasında bir tercih yapmam gerekti.

    ekşi ekonomistleri bir emlak balonu olduğunu, ileride evlerin çerez parası olacağını iddia ediyordu.

    devlet memuru babamın ekonomi teorisi ise "ev al amuğakoyim, türküye'de emlah her zaman deerli" üzerinden ilerliyordu.

    150 bin babam koydu, bir o kadar da ben 0.74'ten kredi çektim; geri ödemesi 2200 lira. şu an geldiğimiz konumda evimin bulunduğu semtte 2+1 kiraları 2500 liradan başlıyor.

    teşekkürler baba.
    allah belanızı versin ekşi ekonomistleri.

  • 21. amerika'da bir hastane faturası

    bizim ülkede de bedava değildir ama sigorta her şeyi karşılar.

    fatura epey kabarık geldi ama sağlık sektörü pahalı bir sektör.

    dedem beyin ameliyatı oldu. bir kaç kalemi hesapladığım da günde 6 bin tl lik serum ve ilaç veriliyordu.
    10 gün de 60 bin tl lik ilaç verildi. .oda fiyatını biz ödedik 2 bin tl tuttu.
    5 kere tomografi çekildi. ameliyat sırasında kullanılan malzemeler vs.
    hesaplasan 100 bin tl tutar.

    ama sosyal sigortalar bu yüzden var.

    ayrıca amerikada da sigorta tüm bunları karşılar.

    şu da şurda dursun.

    ın 2020, annual premiums for health coverage for a family of four averaged $21,342, but employers picked up 73% of that cost.
    the rise in employer health costs may be one reason wages haven't risen much over the past two decades.
    the highest-benchmark plan premium for a 27-year-old in 2020 was wyoming's, at $648; the lowest was new hampshire's, at $273.

  • 22. cristiano ronaldo

    şu yaptığı hareketin izahı yok. sırf tekme topa geldi diye sarıyla geçiştirdiler. hareketi net kırmızı kart, tartışılır bir yanı yok.

    adam önce adama bacağını takıp düşürüyor sonra yerde tekmeliyor, sadece sarı kart veriyorlar. şaka gibi.

    derken salah 4'ü salladı. hahaha içimin yağları eridi.

  • 23. dizel arabası olanlar şimdi ne düşünüyor

    hep beraber batıyoruz, milletin sidik yarıştırdığı konuya bak. tamam benzinli daha iyi, dizel daha az yakıyor. herkes götünde açılan şemsiyeye bakmadan kendi kullandığı şeyin fanatikliğini yapıyor. komple belamızı bulmuşuz da haberimiz yok.

  • 24. ömer'in yolu

    mahmut esat bozkurt'un adalet yolunu seçmek varken din istismarı yolunu seçmişler.

    iyi parti kendine ömer'in yolunu seçmiş, chp ali'nin yolunu, akp ebubekir'in yolunu geri kalanlar da ebu süfyan ebu bilmem ne yollarını seçerler herhalde.
    21.yüzyılda türkiye'de siyasi partiler 1400 yıl önce yaşamış arap tüccarlarını kendilerine rehber belliyorlar.

  • 25. ayda 75 bin tl kazanmak

    sonu gelmez başlıklar silsilesinden biri daha.. avarel gibi yazıyor millet de habire..

    ayda 75 bin lira kazanmak diye başlık açmış herif.. bu parayı kazanan kim, kazanç yolu ne, bunu buraya niye açma gereği duydun, biz niye tartışıyoruz burada bunu? hiçbir açıklama yok.

    ayda 75 bin lira kazanmak.

    pek yakında "ayda 76 bin lira kazanmak, 89 bin lira kazanmak, 31 milyon euro kazanmak" diye sürüyle kopya başlık açılır iyice çöplük olur sol frame.

    tıpkı "xxxx milyon dolar verseler şunu yapar mısın, y milyon euro verseler 17 yaşına döner misin" vb gibi çöp başlıklar gibi.

    bilgi, haber, yorum değeri olmayan, öznesiz ve kurgusuz bomboş içerikler bunlar.

  • 26. ucuza psikolog bulmanın imkansız olması

    klinik psikoloğum. daha önce de yazdım, yine yazıyorum. halkçı adamım, öğrencidir, asgari ücretlidir vs. herkese söylüyorum, psikoterapiye ihtiyacı olup yüksek miktarlar veremeyecek durumda iseniz yeşillendirin. elimden gelen yardımı yaparım.

    edit: daha önce yazdığımın editi.

  • 27. sucuğun pişerken eğilmesi

    sucuğun içindeki kıymanın belli bir oranı yağdır, ısıyı gören yağlar et kısmından ayrılır ve tavaya süzülür, ısıyı yedikçe de yağ harici geriye kalan kısımlar bir birine yaklaşır daha sıkı tutunur o sırada eğilme bükülme olur. ayrıca belli bir ısı derecesinde eğilip bükülmeyen bir şey var mı ki!

  • 28. dune (film)

    şu dönemde yazılan çoğu kitap lan acaba dizisi filmi yapılır mı diye yayınlandığı için görsel olarak daha fazla ipucuna sahip, ayrıca daha akıcılar. ancak fantastik ve bilimkurgu kitaplarının atası dediğimiz yapıtlara baktığınızda böyle bir çaba göremezsiniz. çünkü şimdilerde kült olan pek çok seri o dönemde ana akımın dışındaydı. dune bu konuda çok iyi bir örnek. mesela kitapta iki karakter konuşurken üst tarafta yüzeysel bir diyalog geçiyor. alt tarafta ise karakterlerin birbirini jestleri, mimikleri ve yaptıkları göndermeler ile uzun uzun analiz edişine şahit oluyoruz. (ki serinin en sevdiğim özelliklerinden biridir) işte karakterlerin bu ufak nüansları fark edişini görsel bir sanat olan sinemaya aktarmak çok zor. ayrıca kitap serisi okuyucusunu sürekli farklı kültürlerin içine atıp duruyor. bunu da sanki öyle bir kültür gerçekten varmış gibi doğal bir şekilde yapıyor. bu nedenle o kültür şokunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. mesela kitabı okurken yanınızda duran bi bardak suyu devirdiniz diyelim. kısa bi an çok büyük bir hata işlemişsiniz gibi geliyor kitabın etkisiyle. bu nedenle evet matrix, yüzüklerin efendisi, the foundation gibi (ilk iki bölümü için inceleme yazmıştım meraklısı okuyabilir) dev serilerin geldiği bir dönemde dune'un yapılması da çok şaşırtıcı değil. yine de en cesur adımlardan biri olarak görüyorum ben bunu. şimdi filmimiz nasıl olmuş bir bakalım.

    --- spoiler ---

    öncelikle sinemacılar uyarlamalara nasıl yaklaşıyor bir bakalım. burada en bilinen iki yöntem var. ilkinde kitapların genel havasını yansıtmaya çalışıp olay akışını nasılsa 2 saatlik süreye sığdıramayız diyerek boş vermek. ancak bu yaklaşımda karakter gelişimi tam oturtulamadığı için filmin başarısız olma ihtimali çok yüksek. ikinci adımda ise olaylara sadık kalmaya çalışıyorlar. yalnız burada da süre kısıtlaması olduğu için filmin koştur koştur gitme ihtimali var. bu da haliyle hikayenin önemli anlarının ağırlığını yitirmesi anlamına geliyor. şimdi diyeceksiniz ki sinan iki yöntem söyledin ikisinde de filmler başarısız oluyor, peki kitap uyarlamasından nasıl iyi film çıkacak? onun da yöntemi sinemada aşağı yukarı her konuda olduğu gibi denge kurmaktan geçiyor. yani hem hikayenin ruhunu yakalayacak hem olay akışında bütünlük sağlayacak bir senaryo çalışması yapmalısınız.

    dune da tam olarak bu noktayı denemiş. öncelikle dikkat ettiyseniz filmin başında dune part 1 yazıyor. yani ilk kitap iki filme bölünmüş durumda. bu da hikayeden olabildiğince çok para kazanmak için yapılmış bir şey değil. olay akışını düzgün bir şekilde anlatma çabası var. ki ilk kitabın başındaki olayların çoğuna da yer veriyorlar. hatta bazı yerlerde gerekli bilgileri aktarmak için dış ses bile kullanmışlar. bu kısım fena değil. en azından detaylı bir çalışma var diyebiliriz ama karakterler arasındaki ilişkiye ve kimin kim olduğu konusu üzerine çok durmamışlar. mesela duncan idaho evrenin en iyi kılıç ustalarından biri, millet sardaukar adını duyunca kaçacak yer arıyor, bene gesserit'ler yüz kat daha sinsiler kimse onlara güvenmiyor ve sevmediklerini açıkça belli ediyorlar. şimdi kitapları okumamış olan izleyiciye bu noktalar geçti mi çok emin değilim. mesela lonca ve uzay taşımacılığındaki tekelleri seride çok önemli bir problem ama buna hiç değinilmemiş.

    yalnız bu çok çok büyük ihtimal bilinçli bir tercih. çünkü jamis'in ölümü bir filmi bitirmek için yeterli gerilime sahip bir konu değil. (bari paul'un ağladığını gösterip ölüye su veriyor deseydiniz allahsızlar) bu nedenle şimdi yarım yamalak anlatmak olmaz daha fremen kültürü var, muad'dib var, evrene yayılacak savaş var, solucan sürmenin incelikleri var, arrakis'i yeşillendirme projesi var, var üstü var. hikaye tam olsun diye 7 saat film yapmayalım diyerek tam yerinde kesmişler sanırım. bu da yine her şeyin hızlıca tüketildiği dizi/sinema döneminde riskli bir karar. yaptığınız işe çok güveniyor olmanız ya da bu işin ideali budur tamam stüdyoyla anlaştık ama her şey de para getirecek formüller değildir diyebilmeniz gerekiyor. bu bile bence dennis villenueve'nin dönemi içinde nasıl öne çıktığının işaretlerinden biri.

    oyunculuklar kısmına gelecek olursak da timothee chalamet kardeşimiz gerçekten rolüne yakışmış. tam o ergenlik ve yetişkinlik arasındaki dönemde duruyor tip olarak. ayrıca paul de başlarda böyle meraklı ama kontrollüydü. timothee de o havayı yakalamış. lakin bu noktadan sonra işi zor. zira muad'dib dediğin adam geleceği görerek yaşıyor. yani olan ve olacak her şeyi biliyor herif. timothee muad'dib'in o ilahi halini ne kadar yansıtacak tartışma konusu. ha bunu timothee kötü oyuncu olduğu için söylemiyorum. zaten öyle olsa genç yaşına rağmen bi yığın kaliteli yönetmenle çalışamazdı ama ta en başından muad'dib gibi bir karakteri canlandırmak mümkün müdür o koca bir soru işareti.

    oscar isaac de leto atreides'in hem lider ruhlu hem çok soğuk olmayan havasını yakalamış. yalnız lady jessica biraz problemli. şimdi lady jessica sonuçta bir bene gesserit ve bene gesseritler vücutlarındaki en ufak kası bile kontrol edebiliyor. ayrıca düşüncelerine duygularına hakim olmak onlar için çocuk oyuncağı. bu nedenle kitapta lady jessica ailesine karşı sevecen ama dışarıya karşı kontrollü ve elegan bir kadın olarak yansıtılıyor. yani bir bene gesserit'in ellerinin titremesi bile aslında çok büyük bir olay. buradaki karakterin yansıtılması ise gereksiz şekilde histerik.

    chani'yi ise henüz tanıyamadık hikaye gereği. sadece zendaya ile güzel görseller alınmış ama bunların kullanılış yeri biraz garip. zendaya'nın çok fotografik bir yüzü var ve paul'ün rüyalarında baya parfüm reklamı gibi dolanıyor ortalıkta. bu tamam da o rüyalarda paul ne görüyor aslında, chani ile birlikte giderse neye sebep olacak ve o güzel görüntü bu anlatılan ile eşleşiyor mu çok emin olamadım. bir de zendaya yaş itibariyle henüz kariyerinin başında. ben de oturup tüm filmlerini izlemedim ama her filmde aşağı yukarı aynı kızla karşılaşıyormuşum gibi geliyor. bu nedenle rol yelpazesi hayli dar olabilir. tabi biraz acımasızlık olacak ama bunu stilgar'ı canlandıran javier bardem'e baktığınızda daha iyi anlayabiliyorsunuz. adam resmen farklı bir kişiliğe bürünüp gelmiş buraya.

    filmin teknik yönüne bakacak olursak da allah imax'i icat edenden razı olsun demek istiyorum. o savaş sahneleri falan muazzam bir görsel şölendi. ayrıca hikayede sıkça kullanılan topterlerin tasarımı da hem çok şık hem de çok kompleks olmuş. lakin sanat yönetiminde gözüme batan bir ufak nokta oldu. şimdi kitapları okumayan arkadaşlar da fark etmiştir film süresinde, arrakis aslında orta doğu kültürü temelli bir yer. hacılar olsun, mesih kavramı olsun, kahvenin önemi olsun, kum solucanlarına fremenlerin şeyh hulud demesi olsun bir yığın atıf var. atreides'lerin dune'dayken yerleştikleri şehir de aslında daha canlı. böyle 16. yy şam / bağdat gibi yerleri düşünebilirsiniz. sokak satıcısından tüccarına, zengininden dilencisine kadar türlü çeşit insan var normalde ama burada nedense o eklemeyi yapmamışlar. o da yine filme aktarılırken lore'un bir derece kaybedilmesine sebep olmuş.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak film izlenir mi, izlenir. hele imax'te muazzam keyifli. ama the voice nedir, jessica ve paul'ün yaptığı o parmak işaretleri ne işe yarar, padişah imparator'un madem sardaukar gibi güçlü birlikleri var neden atreides'leri kendisi ortadan kaldırmıyor, kimse neden ateşli silah kullanmıyor da kalkan ve bıçaklarla dövüşüyorlar gibi soruların cevabını bilirseniz daha fazla keyif alacağanızı düşünüyorum. ha derseniz ki film çıktı şimdi kitap ne ara yetişecek yanınıza bilen birini alabilirsiniz. gördüğüm kadarıyla sinemaya gelen çoğu kişi böyle yapmış. hiç denk gelmezse gelin bana sorun ben anlatırım size. şimdilik benden bu kadar. kendinize iyi bakın.

  • 29. 24 ekim 2021 lütfi elvan'ın istifa ettiği iddiası

    çoğu g7 ülkesi olan 10 büyükelçinin istenmeyen kişi ilan edilmesi, batıdan iyice soyutlanmamız, lütfi elvan'ın istifası, doların rocketing hızda yükselmesi, kışın gelecek olan hiperenflasyon, ülkede ödemeler krizi yaşanması... ülke iyice götü başı dağıttı kemerlerinizi bağlayın, bu sefer gerçekten çarpıyoruz.

  • 30. 25 ekim 2021 dolar kuru

    öğrenciyim. malum büyükelçi açıklaması üzerine son paramla 650 dolar aldım. belki bu ayı az hasarla atlatırım ama bu artış hızıyla önümüzdeki aylarda ne yapacağım bilemiyorum. geleceğim için endişelenmekten geceleri uyumakta zorlanıyorum. sonumuz hayrolsun.

    gelen mesajlar üzerine zorunlu edit: yazın garson olarak çalışıp biriktirdiğim para ve ailemin yolladığını birleştirerek aldım. bir ayda 650 dolar elime geçmiyor elbette. telefonumu da çıkarayım mı?

  • 31. bekar erkek kahvaltısı

    ulan herkes van kahvaltısı gibi kahvaltı hazırlıyormuş. yok mu aranızda filtre kahve ile vücuduna işkence eden.

  • 32. artık hiçbir kadının yemediği erkek yalanları

    "olgun kadınlardan hoşlanıyorum, bir kere ne istediklerini biliyorlar, trip atmazlar, özgüvenleri yüksek, şarap gibiler."

    eşoleşek, yaşıtım kızları düşüremiyorum hem hala ailemle yaşıyorum, gelirim yok, seni hem düdüklerim hem de paranı yerim diyemiyor tabii.

  • 33. mutlu olmayı beceren insanların ortak özelliği

    kendileriyle ilgili kararlar alırken başka insanların ne düşündüğünü önemsemezler.

  • 34. ermeni bir kadın sevmek

    herhangi bir kadını veya erkeği sevmek normaldir. saçma olan bunun başlığını açıp edebiyat parçalamaktır.

  • 35. tügva komando timi

    fetöcülerin kankalarının yeni oluşumu.

    mahkemelerde yalvaracak bunlar, hepsi birbirini satacak dönekler.

  • 36. bir kadını kaybetmenin en kısa yolu

    ilgilenmemek, merak etmemek, hayatında güzel bir yere sahip olduğunu hissettirmemek bunlardan birkaçıdır. zaten öncelikli soğuma sebepleri olunca kadın da uzaklaşıyor doğal olarak. "çok sevince gidiyor." diyen erkekleri de anlamıyorum. siz çok seviyorsunuz diye onun da sizi çok sevmesi şart mı gerçekten? olmuyordur bir şeyler, iki tarafın birinde bir problem vardır. bunu genellemeye vurup "çok sevince herkes gidiyor" demek saçma. sevginizi hak etmeyen insanların gitmesi daha iyi bence.

  • 37. kartal lütfi kırdar şehir hastanesi rezaleti

    görsel bu gördüğünüz şeyin adı kahvaltı (refakatçi kahvaltısı) ve dışarıdan yemek sokmak yasak bu kahvaltıyı veren hastaneye. tost peynirini ortadan bölüp koymuş reziller. çok merak ediyorum bu kadar reklamını yaptığınız, büyüklükleri, donanımı ile gurur duyduğunuz sözde hastanelerde durum bu, siz yine de harika hastanelerinizi övmeye devam edecek misiniz? gerçi edersiniz tabii, çünkü sizler için önemli olan her zaman beton oldu. üsttekiler ihalelerden güzel güzel paralar kaldırırken, hastaneye gelen, hizmet alan vatandaşa da bu hak görülüyor tabi. şu peynirimsi şey tostlara koyulan peynir ama bölünerek konmuş tabağa. biz tam 1 haftadır hastanedeyiz ve ben her öğünümü dışarda yedim. yani 42 kilo bir kadın olduğum halde şu iğrenç şeylerle beslenmem ve yaşamam mümkün değilken kocaman insanlar ne yapsın? yakınlarından gelen yiyecekleri de içeri sokamamak ne demek biliyor musunuz? eğer fakirsen öl!!! insanlar eşlerinden, dostlarından gelecek bir börekle, çorbayla, kekle günü geçirebilecekken her gün dışardan yemek zorundayız. 1 haftadır aralıksız her öğünümü dışarıdan sağlıyorum ve buna gerçekten ciddi bir bütçe gerektiğini söyleyebilirim. hadi ben aldım yedim ya alamayanlar? sokaktaki hayvanlara bile veremeyeceğimiz iğrençlikte ki o yemeklere muhtaç olmak zorunda olanlar? yazık günah gerçekten bu insanlar o yediklerinden aldıkları güçle hasta bakmaya çalışıyorlar. hepsinin zaten moralleri bozuk bir de bu iğrenç yemekler yüzünden her gün yemek telaşı yaşamak zorunda bırakılıyorlar. çok merak ediyorum, yemek ihalesinden cukkalanan para ile kim nerede nasıl bir hayat yaşıyor acaba? yazıklar olsun size!!!! şu ülkede hastanelere düşüp bunlara yine bile oy verebilecek olan insan evladının da aklına tüküreyim ben!

    edit:
    gerçekten kahvaltıda bunla beslendiğini söyleyen birini görmek komik geldi. evde dolabını açarsın ay bugün canım pek bir şey istemiyor der ve istediklerini seçersin ve bu 3 zeytin 1 dilim peynir olabilir. hani kibrit kutusu peynir ile kim doyacak derler ya bakın bu kibrit kutusu peynir kadar yok, incecik tost peyniri ve ortadan bölünmüş!!! ayrıca ben hiçbir zaman çürük yeşil zeytin, ortadan bölünmüş bir dilim tost peyniri ve iğrenç bir balı vatandaşıma hele de hastaya bakan, gücü ve enerjisi olması gereken insana bunu vermeye utanırım. daha önce bir sürü hastanede yine annemin refakatçisi olarak yanında oldum ve bura kadar berbatını hiç görmedim. bu arada şeker hastası hastaya kahvaltı öğününde petibör bisküvi veren sonra şekerin çok yüksek diyen gerçekten harika bir hastane. evet arkadaşlar evet kahvaltı mikemmeeelll.

    edit 2: güvenlikler kapıda çantaların hepsini kontrol ediyor. dün arkadaşlarımın getirdiği galeteler bile alınmadı içeri. sıcak su dışında her şey yasak. termosuma kahve yapıp gitmiştim ve kapağını açıp içine baktılar kahve yasak ya danışmaya bırakın ya da dökün kahvenizi termosunuzla çıkın, sadece sıcak su götürebilirsiniz yanınızda dediler. maalesef tam olarak gerçek bir durum. ben de yaşamadan inanmazdım.

    edit 3: hasta yemekleri de sabah petibör büskivi, öğlen sadece çorbadan oluşuyor. şu an daha fazlasını hiç görmedim en azından bizim olduğumuz serviste yok. bu arada öğlen hem hastaya hem refakatçiye gelen tüm yemekler soğuk oluyor. çorbalar asla çorba değil yani gerçekten bir yemeği o şekilde yapabilmek ayrı bir yetenek olmalı diye düşünüyorum. keşke, ay bu kahvaltı gayet normal diyenleri 1 günlüğüne hastaneye alıp normal olup olmadığını bir de öyle sorabilseydik.

  • 38. rte'nin büyükelçilerle uğraşmasının asıl amacı

    ya hala şöyle özlem gürses'imsi fake şaşkınlıklar, aaaa öyle miiiiii baygınlıkları yaşamayın be birader. adam her diktatörün uyguladığı en basit kuralları takip ediyor ve her dara düştüğünde gundemi degistirmek için sahte düşmanlar yaratıyor. sikinde mi onun osman kavala, selo vs. salmıyor adamları ki batı ile uğraşabilsin. içeride de beyni götünde, açlıktan nefesi kokan, cahil cühela tayfayı etkilemeye çalışıyor işte. 20 yıldır aynı tatava. rahip brunson krizinde görmedik mi ? havlıyordu ortalıkta, abd mal varligini aciklamakla tehdit edince r yaptı anında. siyasal islamcı dedigin böyle olur işte. sıkıştığı anda r yapar. omurgasızdır çünkü; onur, şeref, haysiyet yoktur. sana orada burada chp=hdpkk der, abi sen nerede yaptın askerligi diye sordugunda, "bedelli" der. abd'nin uyarilarina ragmen kıbrıs harekatini başlatan, haşhaş ekimine izin veren ecevit ile taşak geçiyordu bu orospu çocuklari bir de. bunlar ecevit'in sictigi bokun zerresi dahi olamazlar.

  • 39. fenerbahçe

    beşiktaşlıyım ama benim için futbol demek fenerbahçe demek. ben futbolu bir parça hayatın stresinden uzaklaşmak keyifli zaman geçirebilmek için izliyorum. kendi takımımdan çok fenerbahçe bu zevki yaşatıyor bana. özellikle son 10 senedir her sene ne yapıyor ne ediyor taşak geçeceğimiz bir mevzu bulup bizi zevkten zevke sürükleyip eğlendiriyorlar. allah cümlesinden razı olsun. zuahhaha

  • 40. atatürk'e karşı çıkmak neden vatan hainliği olsun

    atatürk'e karşı çıkmak sizi doğrudan vatan haini yapmaz ama atatürk'e karşı çıkanların ekseriyeti vatan hainidir.

  • 41. recep tayyip erdoğan

    bop esbaskaniyim ben derken yalan soylemiyordu. bop esbaskani olarak kendisine verilen gorevi eksiksiz yerine getirdi.

    ortadogunun yuksek musluman nufusuna sahip ancak guclu ordusu olan ve tek laik ulkesi artik diger komsulari gibi. ordusunun kozmik odalarina girildi, demografisi milyonlarca arapla corba haline dondu, ekonomisi dunyanin en kotusu.

    bravo reis. yapamazsin dediler, yaptin.

  • 42. 24 ekim 2021 barcelona real madrid maçı

    vay be el clasico varmış ve bunu maç günü öğreniyoruz...

    eskiden millet birbirinin gırtlağına çökerdi; yok sen çakma katalansın, yok sen kralın piçisin, messiciler, ronaldocular vs derken maç gününe kadar 20-25 sayfa yazılırdı... hey gidi hey!

    barcelona galibiyeti sürpriz olur, real yenilmez...

    başlama saati tsi 17.15!

  • 43. dexter morgan vs michael scofield vs walter white

    dexter morgan'ın suya götürüp susuz getireceği kıyastır.

    idealizmi diğer ikisinden yücedir.

    scofield iyidir hoştur ancak bir dexter değildir. abisi düşmeseydi hapse adaleti aramayacaktı.
    dexter çocuklukta yaşadığı travmayı tersi bir gelişim anlayışına evirerek hem kendine hem topluma fayda sağlıyor.

    walter white'a hiçbir zaman kanım ısınmadı.

  • 44. evlenilecek kişiye verilebilecek garantiler

    ya adam diz çökmüş birazdan yüzük kutusunu açacak gibi madde madde yazmış ya lan ciddi ciddi ahahaha çal kemancı.

    edit: yazım hatası.

  • 45. 24 ekim 2021 sanna marin'in erdoğan açıklaması

    o kadar kötüledikleri dış güçler bu mu? çok güzelmiş ya.

  • 46. erkeklerin hep araba konuşması

    erkeklerin değil boş adamların sürekli araba ve futbol konuşmasıdır

  • 47. zeki kadınlarla ilişkinin yürümemesi

    adı üstünde zeki olduğundan kolay kolay yutmaz her şeyi...
    sabreder, bekler, saygılıdır ve en önemlisi de salağa yatar ama hep anlar.

    e zekiyse de adı üstünde yine entelektüel bilgi birikimi vardır, karakteri sağlamdır falan kim ne yapsın salak avutmak kolayken böylesini?

  • 48. farsça konuşan valiyi tokatlayan türk

    aslında türkiye’de her bilginin nasıl diğerleri gibi oksitlenerek sunulduğumu gösteren bir haberdir. haber hatalıdır.

    doğrusu: buyurun

  • 49. kontağı kapatıp araçta bir süre sessizce oturmak

    başlığı görünce hakikaten çok mutlu oldum.var var cidden böyle birşey var.o araçta geçen bir süre insana saatlerce düşünüp de kararını alamadığı şeylerin kararını verebileceği anlardan biri olabilir.yıllar önce çok yapıyordum;artık fark ettim ki yapmaz olmuşum.demek ki hayatımı basitleştirmişim:)
    aferin lan bana valla:)

  • 50. izmir istinye park

    fakir ve zengin ayrımının çok güzel hissedildiği bir avm olmuş.

    avm giriş önünde lüks araçlar valeler falan var herkes etrafında dönüyor zenginlerin.

    ne güzel hayatlar var amk. biz de işte eshot'tan inip hes kodu göstermek için sıraya giriyoruz.