Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 11 temmuz 2021 italya ingiltere maçı

    bugün...

    kaç dakika oynarsanız oynayın
    ama birinci dakikadan itibaren
    on kişi oynamamız
    donnaruma dahil
    hariç
    on kişi oynamamız çok önemli

    bonucci ve chiellini
    topa yatmak yok
    tehlikeli bölgede jorginho'nun adamı belli
    ve top oynayacağız

    size bir daha söylüyorum
    en iyi defans yapmak
    defans yapma
    oyunu oynamaktır
    oynamaktır

    ters toplarımızı unutmayın
    ara toplarına koşanları hiç düşünmeksizin
    verratti
    geri dörtlü ile beraber desteğimiz
    düşünmeksizin
    evet
    verratti

    burada tek şey kaldı
    sizin oynamanız
    bir dünyanın seyredeceği sizin
    oynamanız

    başlarken çok iyi başlıyoruz
    hiç riziko yok
    ofsayt taktiği diye bir şey yok
    kadememiz tamam
    ileri gittiğimiz zaman da
    hep beraber topa doğru
    bam bam bam bam gideceğiz
    ve oynayacağız
    oynadınız

    oyun disiplinini bozmak yok
    şartlar ne olursa olsun
    atarız, yeriz

    ve de bazı arkadaşlarımıza
    burada bir daha söyleyeyim
    maguire
    maguire çok konuşur
    dirsek atar, konuşur
    muhattap olmak yok

    türkiye maçı ile başladık
    size hep bir şeyler söyledik
    dedik ki
    arkadaş biz bu işin sonuna kadar gideriz
    gidersiniz
    tanrıya şükürler olsun ki
    aslan gibi bir periyot çizdiniz
    aslan gibi top oynadınız

    bugün 6'mı 7'mi
    7'nci avrupa şampiyonası maçımıza çıkıyoruz
    ve bunun adı da final

    yine söylüyorum
    kazanacaksınız
    kazanmak için uğraşacaksınız
    ama netice ne olursa olsun
    siz benim gönlümde hep kazandınız
    hep şampiyonsunuz
    ve öyle kalacaksınız

    tanrı yardımcınız olsun!

    - roberto mancini -

    edit ; orjinalini de buraya bırakalım.

  • 2. 6 yaşındaki çocuğunu kuran kursuna gönderen millet

    babasının sorumsuzluğuna annesinin ise daha rahat televizyon izleme densizliğine kurban giden çocuktur

  • 3. 11 temmuz 2021 arjantin brezilya maçı

    sahadaki futbolcuların adeta "efendilik arayan euro 2020 izlesin, burda sikiş var sikiş" diyerek oynadığı bir maç olmaktadır.

  • 4. 11 temmuz 2021 djokovic berrettini maçı

    trt spikerine hayran kaldığım maç. istatistik, teknik, tarih, magazin, dedikodu, heyecan ne ararsan var anlatımda.

  • 5. her yazardan 1 kötü haber

    bugün papağanım öldü. çok üzgünüm sözlük. evladım gibi sevdiğim ardından gözyaşı döktüğüm, kanatlı dostumu kaybettim bugün.

  • 6. düz vites

    ne kadar düz vites araçla sürüşü sevsem de artık baydı bu insanların düz vites öğrenin goygoyu. 18 senedir otomobil kullanıyorum, dozer, kepçe, forklift, kamyon, otobüs dahil sürmediğim taşıt kalmadı diyebilirim, deneyimliyim yani.

    otomatik vites de tıpkı diğer konfor ekipmanları gibi bir şey ve teknoloji geliştiği müddetçe daha da yaygınlaşacak. düz vites sürmeyi öğrenin diyenler senkromeçsiz düz vites sürmeyi biliyor mu mesela? bilmiyor %99'u. 70 model bir bedford kamyon sürün mesela, vites geçiremezsiniz öyle.

    servosuz direksiyona alışın diyen var mı aranızda? kalmadı artık direkt direksiyon sistemi.

    yahu abs'siz arabayla fren yapmayı öğrenin, frene asılmayın öyle, trailbrake yapın diyen var mı? yok.

    neden manuel vitese bu kadar kutsiyet atfediliyor o halde? 2021 model, hillholder'lı manuel bir araçla 90 model balatayı sıyırmış, komple analog bir aracın debriyajı aynı mı sanıyorsunuz? değil tabii.

    mecbur değilseniz öğrenmeye gerek yok manuel vitesi. hevesiniz gelirse öğrenirsiniz. bu kadar gerizekalı taksici dolmuşçu manuel kullanıyor. üstün şoför mü bunlar? cevabı size bırakıyorum.

  • 7. ww2'de gidişatı değiştiren ruslar mı abd mi

    1940 yılında nazi işgali altına giren fransa'da 1945, 1994 ve 2004 yıllarında yapılan anketi şuraya bırakıyorum:

    görsel

    yok amerika gelmese o olurmuş da, öyle olmasa şöyle olurmuş da. bizzat savaşın göbeğindeki adamlar 1945 yılında almanya'nın yenilmesindeki en büyük katkıyı sovyetler yapmıştır demiş. sonraki yıllarda yapılan anketler de amerikan propagandasının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.

    ama yine de bizim ekşiciler daha iyi bilir tabii.

  • 8. ben evlenince kirada oturamam

    bunu diyen kişi evlenmeden önce evini alsın o zaman, karşı taraftan bekliyorsa önce sikilir ve sonra göt gibi ortada bırakılması gerekiyor. iki bacağının arasında 250 gramlık et parçası var diye kimsenin kölesi olmayın.

  • 9. lionel messi

    güney amerikanın en büyükleriyle oynadı brezilyayı uruguayı şiliyi paraguayı kolombiyayı yendi, 9 gole direkt katkı sağladı. takımının onun katkısı olmadan turnuvada attığı gol sayısı sadece üç, 28 senedir kupa alamayan ülkeye allem etti kallem etti sonunda kupayı kazandırdı, tüm zamanlarda kendi evinde kupa kaybetmeyen brezilyayı yendi.
    şüphesiz tüm zamanların en iyisi.

  • 10. 11 temmuz 2021 yeni göç dalgası

    bunlara istihdam sağlayıp yenilerinin gelmesine vesile olanlar net orosbu çocuğudur.

    bunlar sınırı geçerken uyarı ateşi bile açtırmayan komutan, silahı bıraksın tığ alıp kazak örsün, ona bunu siyasi emir olarak veren kişi ise akşam eşi ve kızlarıyla ağırlasın bunları.

  • 11. kürtlerin ana dilde eğitim hakkı

    yeni mezun kürt öğretmen bile batı'ya atanmayı isterken, daha ana dilde eğitim diyorsunuz.

    kürt arkadaşlar ilk önce “kendi” topraklarınızı sevin ondan sonra ana dil eğitimini konuşuruz.
    ilk fırsatta “kendi” şehrinizden kaçtığınızı herkes biliyor.

  • 12. ilk buluşmayı 3 kelime ile mahvet

    fotoğraftaki haline benzemiyorsun. *

  • 13. kaymakam mı büyüktür cerrah mı

    hangisi önce doğmuşsa o büyüktür.

  • 14. garipoğlu ailesinin mide bulandıran paylaşımı

    eğer anneyi saymazsak yaştan dolayı, o gün çekilmiş olan fotoğraflarda en kalabalık fotoğraflara bakarsak 7 kişi var.1 2 bu 7 kişinin hepsi de genç. doğum günü için evde toplanmışlar ve görünen yüzüyle evde anne ve 7 genç var. peki neden bu kadar 7 genç vurgusu yaptım? çünkü paylaşılan fotoğraf serisinde bütün fotoğraflar klasik doğum günü partisi fotoğraflarıyken, en sonda alakasız bir şekilde among us isimli bir oyunun ekran görüntüsü paylaşılmış. bu ekran görüntüsünde de oyunda 8 karakter olduğu gözüküyor. eğer anne oyuna dahil değilse(öyle tahmin ediyorum) evdeki 7 genç ve dışarıdan 1 kişi dahil 8 kişi oynuyorlar. ve bu 8 karakterden birinin nickname' i "gem". artık nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin açık açık bir mesaj içerdiği kesin. söyleyeceklerim bu kadar.

  • 15. ebebek'in cuma saatlerinde ticaret yapmaması

    “size ne?” diyen arkadaşları anlayamadığım olay. yav kimse asalım keselim demiyor. medenice görüşünü belirtiyor herkes.

    firmanın kişisel kararıdır, saygı duyulur. bu haberi görüp firmayı tercih etmemek de müşterinin kendi kararıdır. bitti gitti.

    burada baskı nerede anlamadım?

  • 16. kilyos'taki mide bulandırıcı rant düzeni

    olay yerimiz kilyos ve civar sahilleri. halkın olması gereken ve öyle taahhüt edilen sahillerimiz; ekrem beyden başlayıp, sarıyer belediye başkanına, oradan kaymakam ve jandarmaya olan bir birliktelik oluşturuyor.

    cumartesi günü kilyos civarı hafif dalgalı olduğu icin, lisanslı dalga sörfçüsü olmam dolayısı ile antrenman yapmaya gittim. dalga dediğim de 50-60 cm yani dalga denemez ve yönü sahile doğru olan bir rüzgar.

    neyse efendim. kilyos merkeze aracımı park ettim. halk tarafından plaja girmek istedim. belediye ve kaymakamlık demirlerle kapamış. özel bir beach club masa koymuş. 70 tl sadece giriş icin istiyor. arkadaş kıyı kanunu ve halkın plajı diye tartıştım, 5-6 dövmeli serseri basıma toplandı. jandarmayı aradım orası onların kira veriyor dedi. kanundan bahsettim kanunda öyle demez mi.

    bakın kilyos'tan başlayıp, gümüşdere boyunca kilometrelerce sahile girmeniz imkansız. iğne deliğini bile kapamışlar. otopark ücreti mecburi, bir de giriş, en az 90 tl sadece sahile girmek.

    delirdim jandarmaya gittim. çavuşla konuşabildim. adam elimizde değil dedi. neler dönüyor bi bilsen diyebildi.

    neyde dedim hemen bir kaç km ötede ki halk plajı olan kısırkaya plajına geçtim. bir baktım ki binlerce kişiyi denizden kovalarcasına çıkaran jandarma. başlarının yanına gittim, düzgün bir üslupla konuşmaya başladım. hemen az ötede paralı bölgede denize girmek serbest. ki kilyos daha tehlikeli dalga olduğunda. ama parası olmayan denize girmesin öyle mi dedim. etrafımda da halk toplandı ve nasıl sinirliler. bu arada onlarca can kurtaran ve deniz sınırı da çizilmiş olmasına rağmen halki sokmuyorlar. bilin bakalım neden, park ücreti ve girişi ücreti ödenen bir yer yok!!

    bilin bakalım ailesi ile kırk yılda bir sahile gelmiş, çocukları denize sokamayan aileler nereye gitmek zorunda. yallah paralı bölgeye.

    sesli bir şekilde jandarmalara aynen söyle dedim. "ranta hizmet ettiriliyorsunuz. güvendiğimiz bir iki kurum kaldı. göz göre göre güvenimizi kaybediyorsunuz. " o sıcakta bana kızabilirlerdi ama yapmadılar, mahcup mahcup haklısınız ama emir yüksek yerden dediler.

    buna başta bu şehrin baskani olmak üzere göz yumanlar belli. isin içinde rant olunca partiler, hükumet falan nasıl da işbirliği yapıyorlar.

    not olarak yaklaşık 10 km sahile hic bir yerden giremiyorsunuz. bildiğiniz otluk bir yer ve yapı yok. zorladığınız da da mafyalari korumaya jandarma geliyor.

    kiralayan ve şartları belirleyen belediye. yasağı koyduran kaymakamlık. rantı bölüştüren mafyatik işletmeler. hepsini kollayan jandarma.

    not olarak dursun editi; hayatımın hiç bir aşamasında siyaset olmadı. çünkü siyasetin yekûnu pis. sevmem siyaset de konuşmam. su an ki belediye başkanı, istanbul'un yönetici kim. ayrıca senelerdir gittiğim bir yer de son girişi de kapanmışsa yani yeni gelen baskan ister uzayli olsun düzeleceğine sistem ranta daha da hizmet etmişse onu da konu bahse alırım. dikkat ettiyseniz devlet görevlileri belediyeler hepsi bir arada bu ısın içinde dedim.

    ayrica burası istanbul yaz turistinin ağırlandığı bir belde degil. cebinde sadece otobus parası olan gençler ve sevgililerin , ya da sadece piknik sepeti yapabilecek kadar bütçesi olan düzgün ailelerin , ömründe deniz görmemiş çocukların, garibanların da yaşadığı bir şehir. mavi bayraklı tüm hizmetleri belediyenin halka ücretsiz sunduğu plajlar gibi burayı ücretsiz yapabilirler. en azından bir kısmını. mis gibi tertemiz de kalır ve halk da mutlu olur. bazılarınıza kalsa insan olmanın şartı paran olması. yazık.

    ben durumu iyi olan bir birey olmama rağmen hak aradım arıyorum da. inanın dün tecrübe ettiğim şey çok üzücüydü. aile parası yok denize giremiyor. o çocukların yaşadığı hayal kırıklığını düşünemiyorum bile.

  • 17. 4 savcının kurduğu uyuşturucu çetesi

    van'ın erciş ilçesinde 300 kilo uyuşturucuyu piyasaya süren 'dört savcılı' çete ortaya çıktı. van erciş adliyesi adli emanet bürosunda bulunan malzemeleri, sahte evrak düzenleyerek satan, dört savcının da aralarında bulunduğu çete çökertilmiş.

    4 savcı 300 kilo eroin ve 10 yıllık çete

    kaynak 2

    savcıların ve adli emanet müdürünün dahil olduğu ve yıllardır adli emanete getirilen kaçak malları, 300 kilo uyuşturucuyu ve tarihi eserleri emanetten sahte evraklarla çıkaran çete çökertilmiş. işin trajikomik yanı ise çetenin çökertilmesini, aralarında husumet oluşan başka bir çetenin yaptığı ihbar sağlamış. yani anlayacağınız öyle bizim adli makamların, türk polisinin çalıştığı falan yok. tıpkı sedat peker olayında olduğu gibi. menfaatler çakışınca bir çete, diğer çeteyi ihbar etmiş

    ülkenin adaletinin geldiği nokta bu işte, savcıları adli emanetteki uyuşturucuyu satıyorlar, satmakla da kalmayıp çete kuruyorlar.

    edit: `@pozdnishev` isimli yazar arkadaş hem başlık altına entr ile #125605379 hem de bana mesaj atarak başlığa giri yazanları manipule ettiğimi söylemiş mesajı şu şekilde: "10 yıllık bir durumdan bahsediliyor, erciş adliyesinin sitesinden tek tek baktım, savcıların hepsi en fazla 2019 yılından beri orada. zaten haberde çeteyi kuran savcılar değil adli emanet bürosu müdürü denmiş. haberde savcıların tutanakların altında imzaları bulunduğu için yargılandığı yazıyor. insanları ne güzel manipüle etmişsiniz, tebrikler."

    haberi okuyan ve başlığı okuyup kendini manipule edilmiş olan birileri varsa lütfen söylesin. kendilerinden özür dilerim. ben anladığım şekilde başlığı açtım. ayrıca başka çete değil, çete adına çalışıp alacağını alamayan kişi veya kişiler durumu ihbar etmişler. yanıltıcı bilgi vermek istemem. moderatörler gerekiyorsa başlığı "4 savcılı uyuşturucu çetesi" olarak değiştirsinler. benim için sıkıntı değil yani.
    edit 2: @qui audet vincit isimli yazar arkadaş şunu eklememi istedi, onu kırmak istemiyorum ve mesajını buraya eklemek istiyorum olduğu gibi: "kardeş şunu yazar mısın savcılar müdürden fazla suçludur.

    çünkü denetim görevini yapmamıştır. bu emanetten çıkan suç delillerini kontrol etmemiş müsaderesini düzgün yapmamış belki de orada dahi bulunmamıştır."

    bu alttaki spoiler kısmı da gazete duvar'dan alınma haberin içeriği:

    --- spoiler ---

    van – erciş adliyesi’nde adli emanet bürosuna teslim edilen malzemeleri gizlice satan ve aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu bir şebeke deşifre oldu. geçen yıl yapılan ancak detayları yeni ortaya çıkan operasyonda, emanet bürosu müdürü m.z'nin yanı sıra sahte tutanakların altında imzası bulunan 4 savcı da yargılanıyor.

    aralarında erciş adliyesi emanet bürosu müdürü m.z.’nin de bulunduğu bir şebeke, ilçede yapılan uyuşturucu, tarihi eser kaçakçılığı, sahte para operasyonlarının ardından adli emanete teslim edilen malzemeleri piyasaya sürerek satışa sundu. ele geçirilen 300 kilo eroinin yerine un koyan, emanet edilen parayı imha ettiklerine dair sahte evrak düzenleyen şebeke üyeleri, 10 yıl boyunca 6 ayda bir yapılan sayıma rağmen adli emanetleri dışarı çıkararak satmayı başardı.

    yapılan ihbar şebekeyi ortaya çıkardı
    ancak şebekenin hesaba katmadığı şeyler oldu, bir süre sonra m.z ve arkadaşlarının malı adliyeden çıkardığını öğrenen suç örgütleri, şebekeye vermeleri gereken parayı ödemedi. zor durumda kalan m.z ve arkadaşları paralarını alabilmek için aracı kişilere başvurdu. bu arada bu kişilerin adli emanetteki malı dışarı çıkararak sattıklarını öğrenen uyuşturucu tacirleri, şebeke üyelerini açığa çıkarmakla tehdit etti. olayların çevrede duyulmasıyla şebeke, 2019 yılında açığa çıkmaya başladı. yapılan bir ihbar sonucu adalet bakanlığı bir müfettiş görevlendirdi. yapılan teftiş sonrası durumdan şüphelenen müfettiş, adli emanete teslim edilen eşyaların evraklarını inceleyince, paraların imha edildiğine dair sahte tutanak tutulduğunu gördü. bunun üzerine polis, aralarında adli emanet müdürü m.z. ve birçok kamu görevlisinin de bulunduğu şebekeyi takibe aldı. yürütülen teknik ve fiziki takip neticesinde şebeke mensuplarının adli emanet bürosuna teslim edilen emanetleri, yasadışı yollardan piyasaya satışa sundukları ortaya çıktı. adli emanet müdürü m. z. ve bir kişi daha tutuklanarak cezaevine gönderildi. davada bir kişi tutuksuz yargılanırken, bir kişi de aranıyor.

    4 savcı yargılanıyor
    yasalara göre adli emanet bürosuna teslim edilen malzemelerin 6 ayda bir sayılması gerekiyor. yapılan sayımlarda adli emanet bürosundaki tüm malzemelerin yerinde olduğuna dair tutanakların altında savcıların imzası var. 2011 yılından bu yana erciş adliyesi’nde görev yapan ve hazırlanan sahte evrakları imzaladıkları belirtilen dört adli emanet savcısı ise bu dosya kapsamının dışında ‘görevi kötüye kullanmak' suçlamasıyla bölge adliye mahkemesinde yargılanıyor. konuya ilişkin erciş cumhuriyet savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede bu kişiler, 'uyuşturucu ticareti, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma, zimmet' ile suçlanıyor.
    konuya ilişkin ilk duruşma 20 haziran 2020 yılında görülürken, 7. duruşma ise 29 haziran 2021’de erciş ceza mahkemesi’nde görüldü. mahkeme duruşmayı 5 ekim 2021 tarihine erteledi.

    m.z. suçlamaların bir kısmını kabul etti
    tutuklu adli emanet müdürü m.z. emniyette, savcılıkta ve mahkemede verdiği ifadede, 'her adli emanet bürolarında bu tür durumların yaşandığını', adli emanete teslim edilen malzemelerin imha edildiğini belirterek, hakkındaki suçlamaların bir kısmının doğru olduğunu ama kayıp eşyaların bir kısmından ise haberinin olmadığını söyledi
    --- spoiler ---

  • 18. sevgilisi olmadığı halde mutlu olabilen insan

    mutluluk her zaman kendimle kucaklaşabilmekti.
    mutluluğun kendimle yaşamayı öğrenmekle ilgili olduğunu ve mutluluğumun asla başkalarının elinde olmadığını biliyorum.

  • 19. 2021 türkiye gp

    geçtiğimiz yıl biletleri ucuza satışa sunma sebeplerinin, yarışın seyircisiz yapılacağını bildikleri için sadece sempati toplamak ve ilgi yoklaması yapmak amacıyla olduğunu ispatlar nitelikte olmuş bu fiyatlar. nasıl da şov yapıyorlardı değil mi basın toplantılarında?

    biletlere zam gelmesi doğaldır fakat böylesine bir zam tek kelimeyle fırsatçılıktır. açık alan tribününe 300 lira vereceğinize beleş tepe bulun veya evde tv yayınından izleyin çok daha mantıklı.

  • 20. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden

    yolda olmak.. yorgunluktan pek de uyuyamamak.

    ege denizi'ne karşı içilen cay eşliğinde güneşin doğmasını beklemek de bonus olsun.

  • 21. ciddi ciddi ronaldo'yu messi'den iyi sanan insan

    " messi üst üste 3 şampiyonlar ligi alsın , sonra oturur konuşuruz. "

    ne sikim adamlarsınız siz aq :d niye üst üste alıyor :d alt alta alsa olmaz mı :d

    kupa dediğin şey takım oyunuyla alınır. bak mesela ronaldo real madrid ile 4 kez kupayı aldı. ardından juventus'a gitti. 2 sezondur çeyrek finali geçemiyor.

    aynı şekilde lige yıllardır ambargo koyan juventus , ronaldo geldikten sonra şampiyonluğu ınter'e kaptırdı. hatta ve hatta şampiyonlar ligine bile son maçta katılmaya hak kazandı :d son hafta öncesi ilk 4'te değildi :d

    kupayı oyuncu değil takım alır.

    tanım : ronaldo'yu messi'den iyi gören insan futboldan anlamayan insandır.

  • 22. bodrum deyince akla gelenler

    metro marketin otoparkında sırf gölge diye arabasız bir şekilde bekleyen yaya bir adam. otoparkta yer yok, oraya park etmek için yanaştım. bekliyorum bir hareket. dat yaptım yok, dut yaptım yok, abicim biri mi gelecek park için dedim, yok gölge diye burda bekliyorum dedi. ne bekliyosun peki dedim, sanane dedi. burası otopark, sen oto değilsen buraya park edemezsin dedim, güvenliğe anlat dedi. ben bekledim o bekledi. park yerleri boşaldı bu adam ayrılmadı oradan. adam diyorum ama bence otomobildi o. yoksa ne bileyim yaa, koskoca bir araçlık park yerinde tek bir adamın ne işi olur?

    bodrum deyince ilk aklıma gelenin bu olması da üzdü beni bu arada. millet bir hamburgere bir lahmacuna verdiği paraları yazar, ben ezik gibi bir yayanın park ettiği yer için onca dakika beklediğimi yazıyorum.

  • 23. amerikan evlerinde pencerelerde korkuluk olmaması

    bir çok eyalette evi bırak bahçeye davetsiz gireni mermi manyağı yapmak mülk sahibinin yasal hakkı olduğundan korkuluğa gerek olmaz. zaten bir çok evin alarm sistemi var, milletin arka bahçede köpeği falan da oluyor. amerika'dayken bir keresinde şüpheli şahıs ihbar etmek için polisi aramıştım, aldığım cevap "bahçenize girerse silahla vurun öldürün sonra bizi arayın, gelip ceset torbasına koyarız" oldu. kelimesi kelimesine aynen bu. böyle bir ortamda korkuluğu ne yapsın millet, götüne mi soksun? çeker vurur, bitti.

    fav manyağı editi: yahu o kadar emek verdiğim tarih entryleri dururken çalakalem yazdığım 5 satırlık ne varsa debe ve fav manyağı oluyor. asıl okunması gerekenler bunlar:

    (bkz: bizans tarihi/@sorg)
    (bkz: sovyet siyaseti/@sorg)
    (bkz: çernobil faciası/@sorg)
    (bkz: roma tarihi/@sorg)

  • 24. thy pilotunun genç kıza tecavuz etmesi

    başlığı ve ilk entry'sini okuduğunuzda "heralde suç uçakta ya da türk hava yollarına ait lounge'ta işlendi" diye düşünüyorsunuz ama haber linkine tıklayıp tüm haberi okuduğunuzda türk hava yollarına dair hiçbir bilgi, detay vs göremiyorsunuz.

    pilotun thy pilotu olup olmadığı belli olmadığı gibi tecavüz suçu da türk hava yollarına ait herhangi bir lokasyonda işlenmiyor.

    mevzu bar ve evde geçiyor.

    thy bu başlığı açana ve ilk entryi yazana "ticari itibarı zedeleme" suçundan dava açsa hukuki olarak götündeki dona kadar tazminat alır.

    ekşi sözlük'te yeni yazmaya başlayan toy arkadaşlara tavsiyem, haber kaynağı olarak refere edebileceğiniz bir iddia yoksa eğer bir taraflarınıza dayanarak milyar dolarlık şirketler hakkında suç teşkil eden entryler yazmadan önce temkinli olun.

    edit:

    ilk entry'yi yazan silip, kaçmış.

    ekran görüntüsü aşağıda;

    görsel

  • 25. kaymakamın 8 bin 750 tl değerinde ayakkabı alması

    --- spoiler ---

    …1981 yılında rize’de doğdu. ilk, orta ve lise öğrenimini rize’de tamamladı…

    --- spoiler ---

  • 26. ellerim kırılaysaydı da akp'ye oy vermeseydim

    şikayet sebebi patatesin ellerinde kalmasıymış. bakın bu tam olarak patatese oyunu satmaktır. hukuk ayaklar altına mı alınmış, gençler haksız yere şiddet mi görmüş, demokrasi, insan hakları vb. hiç biri umurlarında değil.

    sadece patates karşılığı oy veriyorlar. sonra da akp neden 30-35'in altına düşmüyor diyoruz. nasıl düşebilir ki bu tipler aramızda yaşıyorken. lanet olsun böyle düzene.

  • 27. sevilen kişi tarafından yarı yolda bırakılmak

    çok daha kötüleri var hayatta, söv geç.

  • 28. eurovision denince akla gelen ilk performans

    net bir şekilde waterloo'dur.

  • 29. iç savaşa hazırlanın

    bu topraklar vahabilere kalmayacak. türkiye cumhuriyetini geri kazanmadan ölmek yok.

  • 30. 10 temmuz 2021 türkiye'ye giren göçmenler

    derinkuyu’da suriyeli perisan halde 6 cocuk gorduk, cok uzucuydu halleri. cikolata alip dagittik, yandan esnaf geldi bu 6 cocugu 6 yilda yaptilar dedi. kaldiklari evi gosterdi, yikinti bir yere yerlesmisler yemek, su ve elektrik olmayan terkedilmis bir tas yigina. boyle bir ortamda surekli cocuk yapan bir tur insan olamaz. hayvan gibi ureyen bu iki varlik kesinlikle insandan asagi bir turdur diye dusundum. sonra acaba ben fasist miyim diye dusundum. yok yok degilim, bu mantiksal bir cikarim, bir gercek.
    akpliler bu tipleri bu ulkeye doldurdular. ulkeyi yikmak dertleri. bu insanlar ne egitilir, ne de gonderilir artik. 6 cocuk da turkce konusuyordu.

  • 31. esnafın otopark mafyası olması

    arabayı park etmeye çalıştığım her gün dikkatimi çeken durum. caddelerin büyük kısmı sanki onlarınmış gibi duba veya benzeri cisimlerle kapatıldığını görüyorum, bir sürü boş yer varken aracınızı park edemiyorsunuz. yani kendilerinin olmayan yolu gasp etme şeklinde de yorumlanabilir.

    edit: yolda kimse park etmemeli
    diyenler olmuş ama her yolda park yasağı yok ki. zaten park yasağı olan yerde arabanız çekiliyor. bir de belediyelerin yolu park haline getirip park ücreti aldığını unutuyor bu kişiler.
    son olarak evet yol kimsenin değil hele de tek bir kişinin hiç değil!

  • 32. insanı aptallaştıran şeyler

    instagram keşfette vakit geçirmek.

  • 33. evlenilecek kişiye verilebilecek garantiler

    gelinlerin tatlı telaşı olaylarına girmeyeceğimin garantisini veriyorum...

  • 34. ayda 10 bin tl kazanıp bim/a101 indirimi kovalamak

    geleneksel insanların kazancını küçümseme timine başarılar diliyorum. kendimi tutamayarak: "10 bin lira para mı lan it ."," açlık sınırında yaşıyor haberi yok.","yakında onu bile yapamayacak."," beceriksiz herif. " tamam özetledim.boşuna başlığı okumayın.

  • 35. türkiye'de 1000 dolar ile rahat geçinebilmek

    (bkz: türkçe bilmeden yazar olabilmesi)

    türkiye'de 1000 dolar ile geçinirsin aslında ama türkiye'de 1000 dolar kazanman öyle kolay değil. sorun bu.

  • 36. 11 temmuz 2021 sedat peker tweet'leri

    adam dikkat çekmek için her şeyi yapıyor. intihar eden polislere kadar değindi. twitter neden video kadar etkili değil artık anladım. bizim millet goygoy seviyor. video izlerken de ciddiye almıyorlardı, şimdi bakmıyorlar bile. bu halk daha da ucuz iş gücü olmayı hakediyor.

  • 37. direksiyon sınavında arabaya takla attırmak

    başlıktan çok güzel nick olur.

    (bkz: direksiyon sınavında arabaya takla attıran adam)

  • 38. kızı aşağılayarak yürümeye çalışan erkek tipi

    kızların çoğunun bayıldığı erkek tipidir.

    en son ne zaman merhaba ile başlayan bir sohbet ortamı gördünüz?
    ya iq düşüren bir şakayla ya da ortak yaşanan bir durumla konuşmaya başlayabiliyorsunuz.

    aslında bu da toplumdaki kadın erkek iletişimin ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.

    bu iş bu kadar zor olmamalı.
    birini beğendiyseniz gidip merhaba diyip konuşmaya başlayabilmelisiniz.

    toplum içinde kızlar o kadar garip davranıyorlar ki selam merhaba diyebilmek namümkün.
    ya kankalarıyla çete gibi dolaşıyorlar. ya da burunları yere düşse eğilip almazlar, o derece havalılar.

    bu yüzden erkekler ya sosyal medyadan hırçın bir giriş ya da aptalca bir yorumla tanışmaya çalışıyor.

    velhasıl kelam zorsunuz kızlar. çok zor.

  • 39. 660. kırkpınar yağlı güreşleri

    660 yıllık geleneğimiz olan ve tarihimizi yansıtan kırkpınar güreşlerini devlet televizyonu trt dahil hiçbir kanalın umursamayıp yayınlamaması ve yabancı orijinli bir kanal olan dmax'ın yayınlaması türk spor tarihimiz açısından büyük bir utanç vesilesi bence.yerli orijinli hiçbir kanalın böyle büyük bir organizasyona sahip çıkmamasını gerçekten anlayamıyorum.ayrıca bir edirneli olarak,dmax'e hem edirne'nin hemde türkiye'nin en büyük spor organizasyonlarından biri olan tarihi kırkpınar yağlı güreşlerine sahip çıktıkları için çok teşekkür ediyorum.

  • 40. bella hadid'in 2021 cannes'da giydiği elbise

    (bkz: boyun fıtığı)

  • 41. 2021 yılında 3.5 tl'ye döner satan adam

    döner resmi indirsen renkli çıktısını bile alamazsın bu fiyata.

  • 42. kadir mısıroğlu'nun mezarı

    afedersiniz ama aynı yarrama benziyor muhteşem üstadımızın mezarı.

    edit: yazmayın lan yunan tohumları sizi.

  • 43. gidişi en çok üzen futbolcu

    (bkz: abdul kader keita)

    isim olarak belki çok daha iyileri gelmiştir ama performans olarak ondan daha iyisini ne izledim ne de işittim. inanılmaz bir futbolcuydu. izlemeyenler için çok üzgünüm, keşke görseydiniz neler yapabildiğini! yanılmıyorsam kendisine rüzgar'ın oğlu gibi bir lakap takılmıştı.

    istatiksel olarak çok daha iyi sayılara ulaşan onlarca kanat oyuncusu sayabilirsiniz. ama topu keita'nın ayağına attığınızda güvende hissederdiniz. bütün takımı rahatlatırdı ve topu kaybetmezdi. çizgiyi çok severdi. aldığı her topu mutlaka olumlu kullanırdı.

    2010 dünya kupası'nda hakemi kandırıp rakip oyuncuyu oyundan attırdığı için dönemin teknik direktörü rijkaard adnan polat'a bu oyuncuyu yeni sezonda takımda görmek istemediğini belirtmiş ve oyuncu satılmıştır. galatasaraylıların yüreğinde bir uktedir abdul kader keita.

  • 44. 40 yaşında olup 25 yaşında gösteren insan

    “göstermiyorsun ki” lafından sıkılmıştır. zaten hayattan da sıkılmıştır

  • 45. novak djokovic

    tum maclarinda sadece 2 set vererek 2021 wimbledon sampiyonu olmustur. hala en iyi kim diye tartisiyorlar :d

  • 46. kadıköy

    yok, istanbul'da cidden yaşanmaz. 10 gün antalya'da takıldıktan sonra buna iyice karar verdim. istanbul'da en azından kadıköy var diyordum ki bugün, kadıköy'ün de artık kalmadığını anlamış oldum.

    1- öncelikle 16 km'lik yolu 1 saat 30 dakikada geldim ve kadıköy'e girdim. ilk rezalet bu olmalı. başka şehirlerde 16 km 20 dakikada gidiliyor.

    2- kadıköy ispark'a geldim, aracı park etme sırası var. neden? çünkü tek gişe açık girişte. evet. 1000 araçlık otoparka tek tek alıyorlar. birer birer. muazzam iş, tebrikler ibb.

    3- otoparka girdim, çıktım. sandalyelerimizi aldık, starbucks'a girip bir şeyler alalım sonra moda sahilde içelim dedik. starbucks'ın önündeki sırayı artık rezaletten saymıyorum. kadıköy meydanda duruyorum, unicef ve çeşitli vakıfların yapışkan gönüllülerine alışkındım fakat bu bir ilkti. adam sara hastaları için bir şey satmaya çalışıyordu. istemiyorum dedim. para istemiyorum dedi. ne istiyorsun o zaman diye sordum. saçmaladı bir şeyler ve bir ayraç uzattı. aldım, ne yapacağım bunu diye sordum. cüzi bir miktar bağış yapmanı istiyorum diyor. ulan hani para istemiyordun? sonra tartıştık, birader al ayracını istemiyorum diyorum adam hâlâ para diyor. en son ayracı yere attım. hâlâ konuşuyordu. rahat bırakmazsan polisi arayacağım dedim, siktirdi gitti.

    4- arkadaş starbucks'tan kahvemizi aldı, moda sahilde oturduk. kahvemizi içtik. kalktık. oradaki tuvalete gireyim dedim. hop, tuvalet kapanmış, sabah 8'de açılıyormuş. türkiye'nin kalbindeki paralı tuvaleti gece kapatmak gerçekten muazzam bir fikir. insanlar çimlere falan işerler. nasılsa hayvanız biz.

    5- neyse, en son araca döndük. ispark'ta sadece iki gişe çalıştığı için (evet, 1000 araçlık otoparkın girişinde 1 gişe, çıkışında 2 gişe çalışıyor. bence yarım gişe çalışsın. böyle çok olmuş.) otoparktan çıkabilmem 30 dakika sürdü. daha sonra da boğaz köprüsü trafiğine girince zaten gece 11'de çıktığım yerden 15 km yol gidip eve dönebilmem 00.20'yi buldu.

    antalya'da olsaydım muhtemelen şöyle olacaktı:

    lara'ya 10 dakikada gidecektim. rahatça aracımı ücretsiz bir yere park edecektim. sahilde takılacaktım. kimse rahatsız etmeyecekti. sonra aracıma dönüp 10 dakikada eve dönecektim.

    böyle şehri sikeyim.

    edit: normalde adetim değildir ama birkaç arkadaşa cevap vermem gerektiğini hissettim. saçma sapan entry'ler var çünkü.

    -cumartesi kahve içmek için arabayla kadıköy'e gelecek olan gelmesin.

    niye lan, kadıköy senin tekelinde mi? ben bu arabaya kaç para direkt vergi ve dolaylı vergi veriyorum senin haberin var mı? aylık gideri senin kadıköy'deki kiran kadardır. ben bu siktiğimin aracını kullanmayacaksam niye alıyorum? mahalle arasında gezmeye mi? 30 bin kişiyle toplu taşımada sürünmek zorunda mıyım? insancıl yaşamak, rahat etmek herkesin hakkı. sen bu haktan vazgeçeli çok olmuş belli ki ama ben sıkış tıkış yolculuk eden hayvan muamelesi görmeyi reddediyorum birader.

    -starbucks'tan kahve almak zorunda değilsiniz, ara mahallede şurada burada alın.

    niye olum? starbucks'ın kahvesini seviyorum ben. benim hoşuma o gidiyor. sen mutlu ol, kadıköy halkı memnuniyet duysun diye ara mahallede sikik sokuk kafelere bir ton para vermek zorunda mıyım?

    -karı kız kesmeye geliyorsunuz.

    bunun konuyla ne alakası var amk. karı kız kesmeye bak sen. kahve alıp oturmak. vay amk standart bayağı düşmüş. karı kız kesmekle suçlanmamak için artık sultanbeyli'de kot 2'de daire alıp oradan kafayı çıkarmamak lazım. sen ki ezik türko, sen kim sahil kenarında temiz hava almaya çalışmak, kahve içmeye çalışmak kim. ya kız kesmeye gelmişsindir ya da başka bir niyetin vardır (11bir)

    ya bsg ya. yarrak gibi semt olmuş işte. neyini savunuyorsanız.

  • 47. srebrenica soykırımı

    11 temmuz 1995.
    avrupa'nın göbeğinde hollandalı askerler, masum boşnakları, gözü dönmüş sırp kasaplara teslim etti...
    binlerce kişi katledildi.
    binlerce kadın tecavüze uğradı.
    binlercesinin de akibeti meçhul...

    sırplar katlettikleri masumlar ortaya çıkmasın diye toplu mezarlar yaptılar.
    masumları derin kuyulara gömdüler.

    bu toplu mezarlar ortaya çıkmasın diye çevreye uygun bitki örtüsü ile örttüler...

    hatta ilerde bu kayıpları ararlarken toplu mezarlara manyetik dalgaları şaşırtmak için metal parçalar koydular.

    ama sırplar bir şeyi hesaplayamadı.

    doğa anayı...

    bu toplu mezarların üzerinde çiçekler açtı.
    ponera pregrina çiçekleri.

    neydi ponera pregrina çiçekleri???
    kan ile beslenen bir bitki türü...

    evet, kan ile beslenen bu kan çiçekleri o toplu mezarların üzerinde açtı, toplu mezar olan yerler ponera pregrina çiçeğinin rengine büründü.

    bitmedi.
    bir de küçük mavi kelebekler çıktı ortaya.

    glaucopsyche alexis adıyla bilinen bu mavi kelebekler, besinlerini kan çiçeklerinden sağlardı.
    görsel

    kan çiçekleri ve mavi kelebekler...

    artık ortada bir gerçek vardı ki, bu iki canlının olduğu yerde muhakkak ölüm vardı.

    kan çiçekleri ve mavi kelebeklerin görüldüğü yerler kazıldı.

    bu şekilde bosna'da tam 300 toplu mezar ortaya çıkarıldı.
    binlerce masumun yeri doğa ana sayesinde tespit edildi.

    sırpların katilliği tescillendi...

    ne var ki bosna'da hala akibeti meçhul 20 binden fazla kayıp var.

    bugün 11 temmuz.
    srebrenitsa soykırımı'nın 26. yılı.

    ve hala medeni(!) insanlık, doğa ana kadar yaptırım uygulayamadı masumların katillerine...
    doğa ana "katilleri burada" mesajını verse de, srebrenitsa katillerinin yüzlercesi hala elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyorlar...

  • 48. gelmiş geçmiş en üst düzey türk sporcu

    (bkz: naim süleymanoğlu)

  • 49. öss-öys vs ygs-lys vs tyt-ayt

    üniversiteye öğrenci alımlarında yapılan bugüne kadarki sınavların karşılaştırılması.
    en mantıklı olan ygs-lys sistemiydi.
    sistem değiştikçe isimler de değişti. halbuki en çok yakışan isim öss-öys idi.

  • 50. afganistan'ın neyi meşhur sorunsalı

    oğlan çocuğuna tecavüz