Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 28 haziran 2020 başakşehir galatasaray maçı

    valla maç ne olur bilmem ama, gs kazara bu sene şampiyon olursa, bir daha besmelesiz adını anmam.
    not:fb
    zorunlu edit: (bkz: #76853707)

  • 2. ülken için ölür müsün

    olmem.
    hic kimse ya da hicbir sey ugruna canimdan olmam.
    hayata bir kere gelme sansim var ve onu da kaybetmek istemem.
    kaldi ki; ulkelerin kendileri ugruna olecek insanlara degil gelisimine katki saglayacak, katma deger yaratacak insanlara ihtiyaci olmali.

  • 3. üniversite tercihlerinde yazılmaması gereken bölüm

    sevgili gençler. burayı gerek yazar, gerek çaylak, gerek misafir olarak okuyan insanlar. söyleyeceklerim için lütfen beni yanlış anlamayın. iyiliğiniz için konuşacağım.

    bu ülkede iş garantili bazı bölümler haricinde bir hedefinizin olması için tanıdığınızın olması gerekiyor. tanıdığınız, referansınız, torpiliniz yoksa bu yazıyı okuyan, bu devranın başında olan sizlerin %95'i iğrenç hayat gerçeklikleriyle yüzleşecek.

    mühendis olsanız, sizi asgari ücret ile başlatıp ilkokul mezunu şefe ezdirtecekler, avukat olursanız kodaman avukatlara çay servisi yaparak staj yapmanızı bekleyecekler, psikolog olursanız asgari ücreti size çok görecekler, öğretmen olup atanamazsanız özel kurumlar size asgari ücretin 2/3'ünü önerecekler.

    hepsini biliyorum, çünkü neredeyse her bölümden arkadaşım var. arkeoloji mezunu arkadaşım özel eğitim kurumunda müdür yardımcılığı yapıyor(maaş:2500 tl) , mühendis arkadaşım şu an tezgah açtı pazarcılık yapıyor(yaklaşık 3000 tl), ben yüksek lisanslı terapist olarak zamanımın çoğunu aile işimde(tekstil) geçiriyorum, kendi yerimde haftada 1-2 danışan bulabilirsem ne mutlu.

    ben ve saydığım bu insanların hiçbiri başarısız, salak, yetersiz falan değil. hepimizin yabancı dili vardır, hepimiz oturup başlangıç seviyesinde bile olsa atomaltı parçacıklardan, darwinist evrimden, kübizmden bahsedebiliriz ancak bunların hiçbir para etmediğini, maddi olarak size hiçbir fayda sağlamadığını göreceksiniz. bu ülkede size para kazandıracak tek şey yalamaktır. yalayacaksınız, üst statüdeki herkesi belli bir süre yalayıp onun açıklarını yakalayacak ve üstüne çıkacaksınız.

    yalamazsanız ne mi olur? lisans diplomanız evinizdeki vitrinde tozla kaplanırken yalayanların instagram hikayelerinde partiler verdiğini, altlarına lüks araçlar çektiklerini, daireler aldıklarını göreceksiniz. size verilen en büyük lütuf da hala kapatılmadığına inanamadığınız netflix ve dertlendikçe sarıldığınız 2 bira şişesi olacak.

  • 4. gurbetçi oy hakkının iptali kampanyası

    ülkede yaşamayan, ülkeyi tanımayan, ülkeye vergi vermeyen insanların oy hakkı olmamalı.

    gel euroyla ülkeye tatile, 7 ile çarp ye iç sıç sonra ögöhöhöhöh.

  • 5. 28 haziran 2020 muğla depremi

    il yazan tamam da mahallesine başlık açmış adam amk
    28 haziran cumhuriyet mahallesi depremi

  • 6. ibrahim tatlıses'in 26 yaşındaki yeni sevgilisi

    ben kustum...
    bir kıza baktım. bir ibo ya.
    sonra bir daha baktım. kızın yüzüne baktım. sonra ibo nun boyalı, saçına kaşına, bir daha kustum..
    sonra utandım. kızın adına. öperken hiç mi tiksinmeyeceksin. hiç mi iğrenmeyeceksin.

    adamı sevmediğin belli. para için değer mi...
    şöhret için değer mi. zengin mezesi olmaya değer mi...
    söyleee haaa söyleeee değer miiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii (burasını ibo nun hülyaya bağırması gibi okuyacaksınız)

    asıl önemli edit : biraz önce hürriyetinden, sözcüsüne, takviminden habertürküne kadar basında bu haberin veriliş biçimine baktım. aşk demişler bu rezilliğe. içimden tüm küfürleri ettim medyaya..
    yazıklar olsun. sokaktaki çocuk bile bunun aşk olmadığını bilir..

  • 7. karakomik filmler 2

    ülkemizde yanlış yorumlanıyor olmasına gerçekten üzüldüğüm eserler. cem yılmaz deyince tabii hepimizin aklına gişe geliyor, neden? çünkü kendisi bir popüler kültür nesnesi. ancak karakomik filmlerde ben kendisinin gerçek anlamda gişe kaygısı güttünü sanmıyorum; çünkü zeki biri.

    karakomik filmler gibi arthouse işleri gişe kaygısıyla dünyada yapan var mı? galiba yok. cem yılmaz'ın trajikomik ve çoğu zaman da gerçek anlamda anadolu insanını konu aldığı hikâyeleri bunlar. bir nuri bilge ceylan üslubu ya da bir orhan pamuk yazınsallığı beklemiyoruz elbette; ancak farklı bir anlatım var. hüzünlendiren ve yer yer alışkın olduğumuzun dışında bir trajediye, cem yılmaz sineması için, sürükleyen bir ortam görüyoruz.

    ben açıkçası cem yılmaz'ın bu üslubunu çok beğendim ve beğeniyorum. keşke seriyi de devam ettirse ve bu anlatıları zenginleştirse.

  • 8. 28 haziran 2020 yeni gümrük vergileri

  • 9. dark (dizi)

    3. sezonu daha iyi anlamak için 2. sezonu yeniden izlemiştim. 3. sezonun 1. bölümünü izledim. anlaşılan o ki 3. sezonu anlamak için 3. sezonu bitirince yeniden 3.sezonu izlemek gerekiyor.

  • 10. 2020 yks'de zorla 30 dakika erken çıkarılma olayı

    asıl sorumluluk ösym'de olsa da ben bir konuya dikkat çekmek istiyorum.

    4 senelik akademik hayatımda (çoğunluğu ösym sınavı olan) pek çok sınavda görev aldım. bu sınavda da benzer şekilde sınav görevi almak için başvuru yaptım. çünkü biliyorum ki bu sınav öyle ya da böyle yapılacaktı. sınavın temmuzda yapılmayacağı kesinleşmişti. (şimdi diyebilir birileri, sınav için görev almasaydın da iptal edilseydi diye. ösym'nin zorla görevlendirdiği ve gelmeyen o kadar çok öğretmen vardı ki... onlar yerine, "kurum dışı memur"a bile görev verilmişti, düşünün.) yani bu sınav yapılacaktı. salon başkanı olarak atandığım sınav için bir hafta önce bina sınav sorumlusu yardımcılığına terfi ettim. nereden bileyim ben bu kadar aceminin bir arada olduğunu... kabul ettim, bugünün sonundan bakınca pişman değilim.

    çocuğu olan, yaşlısı olan kimseye bir şey söylemiyorum. elbette kimse hastalanmak istemez. ama bu sınav yapılacaktı ve kesindi. görev almayan, zorla görev yazıldığı halde gelmeyen...
    insanların sadece bireysel sorumluluklarının değil, toplumsal olarak da sorumluluklarının olduğuna inanırım. hasta olma ihtimalini bile göze alarak çocukların sınavlarını başarılı bir şekilde geçirmesi için elimden geleni yaptım. görev yaptığım okulda benden başka bir araştırma görevlisi vardı, bir de bina sınav sorumlusu olan dr. öğr. üyesi. zorla görevlendirilmiş hocaların sadece ikisi geldi. onlar da kavga kıyamet desem yeridir. gelmeyen hocalarımızın yerine, yedek görevli olarak gelmiş olan memurları yönlendirdik. binamızda 3 sınıf sadece salon başkanı ile, yani gözetmensiz sınav yaptı.

    bundan 11 sene önce sınava girdiğimde, başımda hayatında ilk defa sınav görevi almış öğretmen ve memurların görev aldığını biri söyleseydi, sinirimden stresimden ölürdüm sanırım. çocuklarla empati yapan kimsenin olmadığını görünce üzülüyorum. siz de 18 oldunuz, siz de girdiniz bu sınavlara be!
    bu nedenle, ben sorumluluğun daha önce sınav görevi almış ve geçerli bir mazereti olmadığı halde bu sınavda görev almamış olan akademik ve öğretmenlere de suç buluyorum. kusura bakmayın ama, iş bilmez insanların bu sınavda görev almasına neden olanlar biraz da sizsiniz.
    ama tekrar ifade edeyim: tabii ki en büyük sorumluluk ösym'de ve sınavın bu tarihte olması konusunda direten ne kadar politikacı, bakan vs. varsa ondadır.

    bir de ek olarak (bir miktar ösym savunusu içerecek maalesef):
    ösym sınavlarında, her sınıf için birer salon tutanağı olur. bu tutanakta hangi saatte ne yapacağınız dakikası dakikasına yazılıdır. sayfanın ön yüzünde aşağıda, sınavın süresi, başlangıç ve bitiş saatleri ve sınavdan çıkılabilecek süreler yazılıydı. bunun yanında sınav başlangıç ve bitiş saatlerini tahtaya yazmak ve son beş dakika "beş dakika kaldı" demek zorunlu. yani salondaki görevlinin bunu özellikle bilmesine gerek yok, zaten yazılı ve yazmak zorunda. ikincisi, bina sorumlusu ve yardımcısının sınıfları dolaşması gerekir. tahtalara hocaların başlangıç ve bitiş saatlerini yazıp yazmadığını kontrol eder. bu durumda kontrol etmemişler mi, çok merak ettim. bundan ötürü, sorumluluğun bir kısmı bu hocalarındır da.

    sonuç olarak, bu kadar iş bilmezle bu kadar yapılabilen sınav.

    https://www.youtube.com/watch?v=uut6jbactda

    bakın videoda çocukları azarlayan bir görevliden bahsediliyor aynı zamanda. yahu, ben o çocuklar sınavda, sanki dershanede, okulda sıradan bir denemeye giriyormuş gibi hissetsin diye sınav öncesi streslerini yok etmek için onlarla sohbet ediyorum, şakalaşıyorum falan. bir yanda da böyle insanlar... nasıl bir kafadır yahu bu? sınavdan erken çıkarıyorsun, hatanın farkında değilsin. ama nasıl gerersin bu çocukları?

  • 11. 2020 otomobil ötv indirimi

    el mahkum inecek diyen bazı romantikler görüyorum. indirim neden olur?

    elde fazla mal vardır, stok eritmek gerekir
    ürünün son kullanma tarihi geçiyordur paraya çevirmek gerekir.

    dünya genelinde üretim daha rayına oturmamış, ülkeye araç girmiyor, girenler 3 ay önceden garanti şekilde satılmışken, tıkır tıkır vergi girecekken bana ötv'de indirimin mantıklı bir gerekçesini gösterin. piyasayı canlandırmak desen, e zaten indirimsiz fiyattan cayır cayır satılıyor, stok fazlası yok. niye gelecek paradan feragat edesin? desen ki oradan artan para diğer sektörlere gidecek, hiç sanmam. 500bin arabaya gömen, gıda mı alamıyor yani? ya da 300e alsa, 200ü harcayacak mı? harcasa bile devletin kasasına çok daha az para girmiş olacak. neden yapsın? istihdam mı? hiç sanmıyorum.

    edit: bundan önceki ötv indiriminde bayilerin elinde deli gibi stok patlamıştı, ondan indirim oldu. ondan sonra sipariş üzerine çalışmaya başlamışlardı. o yüzden fazla stok olayı da yok artık.

    edit2: şu an ekonomi zaten kötü, deli gibi cari açık varken, 300binlik aracı 200bine satıp, aradaki 100binden de vazgeçip, üstüne kendisine zerre hayrı olmayan, sadece cari açık yaratan bir şeyi yapacağını söylemek de, net ekonomi bilmemektir. biri de çıkmış ithal ürünlere gelen vergiler ötv indiriminin habercisi demiş, bak ben bu kadar ekonomiden anlamayıp da çıkarım yapan çok az gördüm. hadi bu ithal ürünlere gelen verginin içerideki ürünlerin kullanımı dolayısıyla cari açığın dengelenmesi için olduğunu düşünemeyecek kadar ekonomi bilgisinden yoksunsunuz, 80 milyonun kullandığı her şeye vergi bindirme sebebini 15-20 bin tane araba sevdalısının gönlünü etmek şeklinde düşünebilecek kadar ne kafalar yaşıyorsunuz anlamıyorum. he amk durduk yere 15-20 bin tane adamın gönlünü edip oy kazanmak için, 80 milyona zam yapınca daha çok kazancı olacak.

    öteki de benzinden falan o ötv ile kapanacak deniyor. ulan 200binlik araçtan alınan vergi, 100bin tl. 100bin tl'lik benzin 16bin litre yapıyor. 16bin litre dediğin şey ile, 200-300bin km arası yol yaparsın. standart kullanıcı senede 50bin bile yapmaz, 5-6 senede alacağı farktan cart diye vazgeçecek diye düşünüyor. bak benzinin hepsini de vergi olarak aldım haa, benzinin kendisi 0tl yani bu hesapta. abi insan hiç hesap da mı yapmaz? vergisi sigortası desen senede 2000-3000 normal bir arabada. yani devletin benzinden sigortadan gelecek zaten dediği şeyde 1 yılda aynı miktarda kazanması için 1 yerine 4-5 araç satması lazım en az. böyle bir istek var mı? yok. o da patladı yani.

    edit 3: yerli üretim için olur diyenler var. yerli üretime indirdin. c-hr oldu yaris'ten daha ucuz. toyota demeyecek mi "abi sen manyak mısın?" hepsini indirsen oradan alman çıkacak diyecek ki, "e bunlar yerli üretim değil, benim ne suçum var?" hele ki distribütörü doğuş iken. ha sonra renault var, bazı modelleri burada üretiliyor. şimdi ona ötv'yi kaldırırsan, alman sana gümrük birliği ile gelmeyecek mi? devlet ne kadar iyi veya ne kadar kötü yönetilirse yönetilsin, bazı hukuki prosedürler, anlaşmalar var arkadaşlar, öyle "şunu yapsınlar" deyince yapamıyorsun. bir de tabi 300 yerine 200e çekip 100 yerine 50 vergi alır, 100 değil 300 satar, dengeleriz kafası olmuyor. sıfır satışı 3 katına çıkınca para daha çok yurtdışına gidince tl'nin değer kaybı, dolayısıyla sizin ucuz araba sevdanız yüzünden ülkedeki her şeyin daha da pahalı olması var. yoksa ben de isterim golf alacağım paraya q3'e/glc'ye binmeyi(golf highline vergili ile diğerleri vergisiz aynı evet).

  • 12. obp'nin kaldırılması gerekliliği

    obp(ortaöğretim başarı puanı), öğretimde fırsat eşitliğini en çok zedeleyen kavramlardan birisi. özellikle bu sene olduğu gibi soruların basit ve puanların yığılma yaptığı sınav senelerinde birçok insanın hakkının yenmesine sebep oluyor.

    bir örnekle, en zor fen liselerinden birinden 60 puanla mezun olup üniversite sınavında 5 bine giren öğrenci ile özel berkecan kolejinden 98 puanla mezun olup 25 bine giren öğrenci gün sonunda aynı sıralamayı yapmış sayılıyor. halbuki bu iki öğrenci profili arasında dağlara taşlara bir fark varken birinin tek suçu zor bir okulda kaliteli bir eğitim almış olmak.

    #obpkaldırılsın

  • 13. bodrum belediye başkanının döner açıklaması

    bir turizm mezunu olarak diyebilirim ki bu tarz tatil beldelerinde orta ve dar gelirli insanlara insan muamelesi yapılmaz. bakkala girip bir su alsanız bile trip yersiniz.

    kısacası parası olan gelsin olmayan günübirlik halk plajına gitsin tarzı bir açıklama. devlet firmaya, firma işletmeye, işletme müşteriye sonra hepsi müşteriye...

  • 14. 27 haziran 2020 trabzonspor ankaragücü maçı

    yalnız harbiden hiçbir şey olmayan pozisyonda trabzon'a penaltı çalmak için var'a çağırdılar. 10 dakika baktılar taradılar bişey bulamayınca ofsayt verdiler :)

    yemin ediyorum türk futbolu ne deseler oradaki 2-3 dakikayı gösteririm.
    şampiyonluğa oynayan takıma bişeyler bulmak için çırpınan hakem ekibi.

  • 15. emre belözoğlu

    adam hak yediği halde maçtan sonra mutluluk gözyaşı akıttı ya la, bu kadar da olmaz!!

  • 16. ekşi itiraf

    6 ay evvel ananem vefat etti. vefatının öncesinde 10 gün boyunca yoğun bakımdaydı. ben de tüm o sürede yanındaydım. cenazesinin 3. gününde ise ben terk edildim. 1,5 yılımı koşulsuz, sorgusuz paylaştığım insan, konuşma tenezzülü bile göstermeden bıraktı beni. ardından bir ay içinde de başkasıyla oldu. şu anda da bir başkasıyla muhtemelen.

    çok iyi anlaşıp çokça ortak noktalarda buluşuyor olmanın yanında birçok konuda çatıştığımız da bir birliktelikti. bıçaktan keskin diline, söylediği saplayıcı cümlelerin varlığına rağmen güzellikler fazlaydı.

    daha önce bu başlığa, ölümlere dair yankılarımın sonradan, mütemadiyen ortaya çıktığını yazmıştım. aynı mekanizma burada da varlığını gösterdi. bunca süre geçmesine rağmen ben bu gerçekliği aşamadım, aşamıyorum. zihnim öyle bir karmaşa içindeki..

    alışkanlıklar, rutinler, ifadeler, mimikler, gülüşü, sövdüğü, iğnelediği, meydan okumaları, terk edişi, hemen ardımdan başkalarıyla birlikte olması beni bocalatıyor. hangi duyguyu yaşayacağımı şaşırdım. mutlak kötü biri olsa belki bu kadar zorlanmayacaktım. nefretim baskın gelecekti. ama değil. yaşattıklarına rağmen.

    ben aklımın yettiğince, bildiğim şekilde, tüm benliğimle sevmiştim. kendim olabildiğim bir tek gerçeklikti. çatışmalara, pürüzlere, sorunlara rağmen. hayatımdaki yaratıcı, tanrı, inanç gibi manevi eksikleri, varoluş sancılarımı karşımdaki somut varlık ile tamamlıyor, törpülüyordum. bunu ona hiçbir zaman ifade etmedim. bir yük gibi hissetmesin diye. bu denklem uzun süredir bozuldu.

    önceki kusurlu ilişkisinde eksik ne varsa fazlasıyla tamamlamaya çabaladım. sadece o istediği için, mutlu etmek için değil. ortak arzulardı. ayrıca mutsuz görmeyi, gülüşünden mahrum olmayı hiç sevmiyordum. her yanına gidişimde tempolu, hızlı hızlı bir an evvel ulaşma çabasıyla hareket ediyordum. kendisinin işe koştuğu gibi ben ona koşuyordum.

    söylemde benden fersah fersah yukarıda olsa da realitede ibre benden yanaydı. bu entry bir umutla yazılmıyor. zira o inancımı çoktan paramparça etti. ne yana nasıl savrulacağını, tüm bunları nasıl atlatacağını bilmeyen, yine arafta bir duyguyla kaldım evrende. öyle bir iç döküş entrysi bu.

  • 17. türk kara kuvvetlerimizin 2229'uncu yıl dönümü

    mezopotamya eşekleri ve vahabi köpeklerinin zoruna gideceği yıl dönümüdür.

    kutlu olsundur!

  • 18. survivor 2020 ünlüler-gönüllüler

    berkan sanane lan sercan potaya nisa'yı koysa? bizim tirifimizdin yinliş inlişilir.

    asla şampiyon olamazsın bu kafayla.

    dudaksız bir kız acun dahil tüm erkekleri parmağında çeviriyor. ah be çıplak ayağıyla odun kıran nagehan olacaktı 3. hafta ağlayarak evine giderdin adwdwdwfw

  • 19. dolandırıcıya 800 bin liralık altın kaptıran teyze

    en çok damatlar üzülmüştür. bu yaşlı bunağın onlarca yıl ağzı kokarak gezme pahasına biriktirdiği paraları ezemeyecekler, yazık oldu.

  • 20. bizi burak'ın ve bebeğimin melekleri korudu

    düşük gelirli insanların arabalarındaki melek nedense hep azrail oluyor

  • 21. dünyanın kaderini değiştiren 3 nesne

    tüfek, mikrop ve at siki.
    (bkz: aramaya inanmak)

  • 22. yağ yakma metotları

    opel corsa 1.7 dtı

  • 23. yks 2020

    3 senedir bir sütçüye kurulmama neden olan sınav. belki bilenleriniz vardır. küçükçekmece, avcılar, esenyurt bölgesinde kamyonetle süt satan, geldiğini de korna çalarak ifade eden bir sütçü var. ama korna sesi hayatımda duyduğum en iğrenç ses. bu adam haftasonları sabah saatlerinde korna çalarak geçiyor ve bu sınav zamanları da böyle.

    küçükçekmece'de otururken bu adamı aklınıza gelecek her mecraya şikayet ettim ancak sonuç alamadım. bak sütçü kardeşim, sana çok fena kuruldum haberin olsun. senin köyünü bulacağım ve o arabanı ateşe vereceğim. senin bu terbiyesizliğine biri dur demeli artık.

  • 24. başörtüsüz girdiğim sınavda başörtülü gözetmenim

    10 yıl önce akp iktidarında yaşadığı zulmü anlatan başörtülü.

  • 25. yaratılan en kusursuz hayvan

    ayı favorilerdendir. #81139271'e ek olarak herşeyi yiyen nadir hayvanlardandır, hem etobur hem otoburdur yani. ayrıca o kiloyla ağaca da çıkabilmektedir.

  • 26. vedat milor sorularınızı yanıtlıyor

    gıda endüstrisinin ekonomi politiği üzerine yazıp çizebilecek, yorumlayıp eleştirel analizler yapabilecek, bunları cilt cilt kitap ya da makale şeklinde rahatlıkla ortaya koyabilecek ve gelecek nesillere yeme içmeye dair hem üretim hem de sektörel anlamda sorgulama ve eleştirel düşünebilme bağlamında birşeyler bırakabilecekken (!?); nedense işin daha çok lezzet, damak zevki ve keyif kısmına odaklanmış. elbette ki tercihlere saygımız sonsuz. lakin o kadar kıymetli üniversite ve bölümden sonra bir de burawoy gibi bir üstadın danışmanlığında doktora tezi yazıp, sonrasında böyle bir rota çizmek biraz garip geliyor bana. belki de ben biraz fazla idealist ve toplumcu düşünüyor olabilirim. ama benzer bir eğitim kariyerine ulaşma onurunu elde edebilseydim (imkanlarım da elverseydi) kesinlikle aktivist olup kendimi toplumun yaşam koşullarında birşeyleri değiştirmeye adardım.

  • 27. trabzonspor

    ligin sampiyonluk formulü=atanın tutanın iyi olacak + bir hizli skorcu kanat + bir oyunu direkt etkileyen orta saha.

    e bunların hepsi sende var , ustune sınırsız kollanma her daim arkanda ustune fener besiktas yok iki hafta once galatasaray vardi ama o da bugun yok zaten zihnen kopmus e sen daha ne istiyorsun aga ?

    ben sana neden olmadigini soyleyeyim ; (bkz: ünal karaman)
    seni bu sene icin o noktaya getiren o potaya sokan o kadroyla haziran’dan beri çalışan adamı bir gece siyasi operasyonla görevden alırsan senin iki yakan bir araya gelmez.hem madden hem manevi olarak sonuc budur arkadasim yanlis yaptiniz o adamin kadrosu da bireysel beceriyle baliyla senin huseyin’i bi yere kadar taşır.
    bir daha bu kombinasyonu ne zaman sağlarsınız bilinmez geçmiş olsun.

  • 28. 4 yaşındaki kuzeninden kazık yiyen yks adayı

    abi şunun bile troll olduğunu anlamayacak kadar düşük iq'lu aptallarsınız ya. siz gerçekten gerizekalısınız. işte z kuşağı bu falan demişler bir de. ahahaha. ulan siz nesiniz ki?

    bu sözlüğün iq ortalaması ülke ortalamasının üstündeydi bir zamanlar. şu haline katlanamıyorum. bu kadar beyinsizi nasıl yazar yaptılar buraya acaba?

  • 29. emirhan'ın youtube kanalına abone oluyoruz

    arkadaşlar bu kampanya ve benzerleri sözlükte defalarca yapıldı.
    bir anda binlerce aboneye çıkartıyorsunuz. sonra bir daha dönüp bakmıyorsunuz. anlık popülarite ile mutlu olan çocuklar sonra izlenme sayıları dibe düşünce daha çok üzülüyorlar.

    abone olun, zili tıklayın, paylaştığı videoları biraz olsun izleyin. bunları yapmayacaksanız hiç tıklamayın o abone butonuna. anlamsız oluyor o zaman.

  • 30. utanmadan otomatik vitesli araç kullanan erkek

    zannediyorum ülkemizde aşağı sınıflar, "girift bilgi" ile ilişkilerini araba üzerinden kuruyorlar. ömrünce hiçbir girift bilgiye ilgi göstermemiş, biraz farklı bir sözcük kullansan afallayan tipler, arabadan çok iyi anlarlar. bir bakmak lazım aslında, diğer ülkelerde de böyle mi? futbol konuşmuyorsa, konuştuğu arabadır. arabanın her aksamını bilir, hiç binmediği arabaların özelliklerini sayar.

    etrafında epey girift, hatta çetrefilli bir dünyanın döndüğünün biraz farkında. tepesinden uçak uçuyor, cep telefonuna görüntü geliyor, devlet denen kurum her gün milyonlarca operasyonu aynı anda yapıyor ve bir şekilde ona dokunuyor; bunların nasıl karmaşık işler olduğunu elbette seziyor. ama anlamak gibi bir kaygısı yok. anlamadığı, karmaşık bir hayatla çevrili olmak gerçeğiyle de, kendince erkekliğin rüknüne soktuğu bazı motiflerin karmaşasını çözerek baş ediyor.

    ülke nasıl yönetiliyor bilmez. ne kadar vergi veriyor, bilmez. dünya nasıl işliyor, ne bileyim kuşlar nasıl uçuyor, neden madde var bunları sormaz bile. hiçbir ilgi alanı yoktur, gündelik bir hayat yaşar. yalnızca araba ve futbol konusunda bir dağarcık oluşturur. onun üzerine konuşuur, durur.

    erkekliği de bunun üzerinden tanımlar. yahut kadınlığı. halbuki erkekliğini vitese endekslemesinin erkekliğini ne kadar zayıf kıldığının farkında değildir. plastikten bir sap, kendi organik sapının işlevini belirleyecektir, ona bu yetkiyi vermiştir, anlamaz.

    tabii başlığı açan arkadaş belli ki troll. ilgi çekmek için yazıyor, geyik yapıyor. yazanların çoğu da "arabam şu model" demek için yazmışlar. yine de yalan değil mi? avam sınıfların yaşantısını şöyle bir gözle, arabadan başka konuştukları hiçbir şey 50 iq üzerini gerektirmez. arabayı da "yapmak" epey iq ister ama, var olanı anlamak herhalde ortalama bir zeka gerektiriyordur en fazla. zihninin çalışma, işe yarama ihtiyacını, arabayla atar.

    arabanın böyle bir işlev kazanması tuhaf. gerçekten birkaç sene farklı ülkelerde yaşamak, onların avamını gözlemlemek isterdim aynı işlevi üstlenmiş mi diye.

    evet, yalan değil mi? otomatik vites kullanan erkek değildir derler, "manitası" bikini giyen erkek değildir, ve ilahiri ve ila. bu düşüncedeki tipleri şöyle kıyaslıyorum veriştirdikleri muhayyel tiplemeyle: "manita"sını yurt dışına, diyelim 2000 motor otomatik vitesli, konforlu arabasıyla kara yoluyla geze geze tatile götüren, yol bilgisayarı arıza verince götürüp yetkili servise bırakan, kredi kartı şifresini girmek dışında uğraşmayan, bikini giyen karısını hiçbir zevkten, ilgiden, tatminden eksik bırakmayan adam "errrkek" değil, manuel vites kullanan erkek. müthiş.

    karanlıkta değil, aydınlıkta beni görse yolun karşısına geçecek tip, mesela, otomatik vites kullanıyorum diye erkek değil diyor bana. trolü boşver, var böyle insanlar hayatımızda.

    insan gibi yaşayan, modern hayatın konforundan istifade edip, nezih bir hayat sürmeye gayret eden "beyaz türk"ler, aynı zamanda biraz bıçkın ve kavgacı olmalılar. bu avam tiplerle her denk geldiklerinde manen yahut fiziken aşağılamalılar, ters bakınca dövmeliler ki, boktan erkeklik algıları yüzünden stres altına girmeyelim. zira hepimiz biliyoruz, bu anlayış zaman zaman sinir bozucu bir hal alıyor, uğradığın muamele mecburen elini beline attırıyor.

    her ne ise, erkeklik de çok mesele değil de, gerçekten üzerine düşünmeye değer bir konu: başka hiçbir karmaşıklığa ilgi göstermeyen avamın, araba söz konusu olunca bu kadar meraklı olması. sebebine dair hiçbir fikrim yok, ama böyle başlıklar güzel veriler sağlıyor.

  • 31. ölümüyle üzen roman karakterleri

    (bkz: melez prens)(bkz: albus dumbledore)

  • 32. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    pezevenklere bak masaya kadın çağırıyorlar sanki. ne ekşi pavyon ne kadın yazarlar kons. hadi gidin omegleye çükünüzü avuçlayın buralar size göre değil.

  • 33. bacak kıllarını tıraş eden erkekler

    ikinci bacağı traş ederken ilk bacakta tüylenme başlıyor, söyleyeceklerim bu kadar.

  • 34. eylül 2020'de okulların açılmama ihtimali

    büyüklerimiz düşünüp taşınıp değerlendireceklerdir.

    hangi durumda devlet daha fazla para kazanıyorsa, o senaryo hayata geçecektir.

  • 35. murat bardakçı'nın açıkladığı atatürk gerçeği

    murat bardakci oncelikle ne yazmis

    ozetle;
    "ataturk un haberi olmadan bisey yapilamaz, ayasofyayi o muze yaptirdi."

    simdi bunu hepimiz biliyor muyuz?
    evet biliyoruz.

    sorun var mi?
    hayir yok.

    sayin bardakci en son ne yazmis;

    paşa, “benim bir dinim yok, bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını arzu ediyorum” der!

    bunun da dogru oldugunu, yazarin yalan soyleyemeyecek kadar itibarli birisi oldugunu belirtmis.

    simdi yazinin devaminda buradaki arkadaslarin paylastigi ekran goruntulerine gore ataturk un turk halkinin akla bilime caba sarfetmesi kendisini gelistirmesi ve bi seyler uretmesini arzuladigini cagin gelismis ulkeleriyle rekabet etmesi gerektigini soylemis. icine sinen inanci da ozgurce yasasin istemis.

    bu zaten hepimizin bildigi konular miydi?
    evet oyleydi.

    simdi gelelim murat bardakci nin asil istedigi, ataturk dinsiz diye gundemi degistirme, gundemi mesgul etme cabasina.

    araplarin turk askerlerine yaptiklari serefsizlikleri en iyi murat bardakci bilir mi?
    evet bilir.

    hristiyan ulkelerinin turk askerlerine yaptiklari serefsizlikleri en iyi murat bardakci bilir mi?
    evet bilir.

    dinci yobazlarin, seyhlerin yaptiklari serefsizlikleri de en iyi murat bardakci bilir mi?
    evet bilir.

    simdi murat bardakci o yazinin devamini getirse idi, iyi niyetle konu ayasofya diyebilir miydik?
    evet.

    ama kendisi yazisini ataturk dinsizdi olarak bitirdigine gore. murat bardakci nin bunu yapmasinin bi sebebi olmali degil mi?

    evet.

    (bkz: 29 haziran 2020 trt 1 tarihin arka odası yayını)

    murat bardakci ya trt 1 de baslayacak olan programinda basarilar.

  • 36. birinin hayatından sessiz sedasız çıkmak

    birinin hayatından çıkmaktan çok çok farklıdır.

    ya zaten karşı tarafın hayatında hiçbir şey ifade etmiyorsunuzdur ve sizin çıkışınız o kadar alakadar etmiyordur ki onu, çıkıp gitmişsinizdir ama onun ruhu bile duymamıştır ya da bir zamanlar hayatınızda o kadar önemli bir yere koymuşsunuzdur ki karşı tarafı onun hayatından ancak sessiz sedasız çıkmanız gerekmiştir ve hayata geçirmişsinizdir onu.

    ya en tepede ya da en diptesinizdir bunu yaparken, arası yoktur; ya kusursuz bir sessizlikle gidersiniz ya da zaten kusursuz bir umursamazlıkla gönderilmişsinizdir.

    en kötüsü de bunu yaptıktan sonra yaşanmışlıkların peşinizi bırakmaması ve yaşadığınız özlemdir. eliniz gider, aklınız gider, kalbiniz gider ama siz geri gidemez ya da bir zamanlar gitmemesini istediklerinizi geri getiremezsiniz.

  • 37. 11 yıllık vestel tv'nin içinde lg lcd ekran olması

    dünyada 3 tane ana lcd panel üreticisi vardır. lg, samsung ve philips. evet diğer bildiğiniz tüm markalar bu markaların panellerini kullanırlar.

    o nedenle çok şaşırmayın. lcd panel üretmek, ekmek yapmaya benzemez.

  • 38. ikinci el otomobil piyasası

    10 yıl önce: çalışarak ev alınmaz
    5 yıl önce: çalışarak sınıf atlanmaz
    2 yıl önce: çalışarak araba alınmaz
    1 yıl önce: kredi çekmeden bir şey yapılmaz

    gençliğini çaldığınız, karın tokluğuna çalıştırdığınız, vergilere boğduğunuz 30 yaş altı yakında kapınızı çalacak.

    (bkz: 2023'e adım adım)

  • 39. instagram'da kızların profilini ara sıra açması

    zengin bir erkek ağa düşünce tekrar gizli yapılır. yolma aktivitesi bittiğinde tekrar açılır.aç kapa, aç kapa artema.

  • 40. çocukken beğenilip şimdi anlam verilemeyen araba

    görüyorum ve azaltıyorum
    (bkz: ford ka)

  • 41. kredi ile ev almak vs kirada oturmak

    kamu ya da özel, şu anki kredi faiz oranları ile kredi vermek zorunda bırakılan tüm bankalar kallavi zarar yazıyorlar. değirmenin suyu merkez bankasının şuursuz para basması ve banka mudilerinin gerçek enflasyona karşı reelde eriyen mevduatlarıyla dönüyor. legal bir hortumlama adeta. tabi ev fiyatlarını artırarak ellere var da bize yok mu şarkısı eşliğinde terennüm eden emlakçılar da belli ki osmanlının oğlancılığı anlatan meşhur tren minyatüründe halkaya son katılanlar olma fantezisini yaşamakla meşguller.

    ehl-i titreşimli yüzüğün marifetiyle başlatılan bu zincir sikişi, bankaların yaşayacağı borç krizine kadar devam edecektir. borçlarını döndüremeyip aldığı krediyi geri ödeyemeyen özel sektör, önce bankaları batırır, ardından bankacılık sektörü kaynaklı işsizlik ve oluşacak hiper enflasyonsa ülkeyi. özel sektörün topu atmasıyla işsiz kalıp gelirleri kesilen ve bu kadar olumlu kredi taksitlerini dahi ödeyemeyen insanlar evlerine haciz geldiğini gördüklerinde tüm bu yaşanan saadet zinciri gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçecek; bu hard core filmi çeken kamera, kalorifer borusuna asılmış halata doğru usul usul zoom yapacaktır.

  • 42. insan ilişkilerinden çıkarılmış en önemli ders

    tanıdığım tüm insanlar hep diğerlerinin ne kadar kötü olduğundan bahsediyor. bu tarz başlıklarda ve hayatta herkes ne kadar naif, ne kadar hassas, ne kadar ihanete uğramış. anlamadığım şey şu herkes bu kadar iyiyse bahsettiğiniz kötülükleri yapanlar kimler?

    belki de çıkarılacak bir ders yoktur. herkes herkese işine geldiği gibidir. olabilir.

  • 43. çay koyulur mu dökülür mü sorunsalı

    doldursak olmuyor mu?

  • 44. ruh eşini bulamamak

    sadece beden değil ruh da yaşlanıyor.
    seneler döve döve şekil veriyor.
    ruhun değişiyor sürekli; öğreniyor, büyüyor, yıpranıyor, kararlar alıyor, uyguluyor, adapte oluyor ya da hırçınlaşıyor, bir sevdiğini bir daha sevmiyor bazen ama her zaman d e ğ i ş i y o r.

    ruh eşi ne?
    yok eşi falan. senin ruhun da 1 yıl öncekiyle eş değil ki.

    diyelim ki öyle ve var ruh eşin; bir ömür geçirmek için zaten sende olanı niye istiyosun? keşfet, sana bi şeyler katabilecek, öğretebilecek bi ruh bul.

    seninkisi çok da matah değil inan bari biraz çeşit olsun güzel kardeşim.

  • 45. tekrar gitmek istenilen yer

    türkiye'de marmaris, güney kore'de gangnam. ikisini de çok özledim.

  • 46. iran'daki toki konutları

    çöle bile dikey yapılaşma sistemi uygulanmış. anladıkları bu.

  • 47. #lgbtfaaliyetleridurdurulsun

    bunlar lgbt normalleştiği zaman kendileri de zorla gay olacak zannediyorlar. bakın espri olsun diye yazmıyorum bu insanlar böyle.

    edit: bakınız...

  • 48. oda tv'nin fake türbanlı yazarı

    a haber ve sabah gazetesi sonrasında türkiye'de en az güvenilen medya aygıtı olmak kolay değil

    https://ibb.co/y6hm2cy

    orjinal kaynak: https://reutersinstitute.politics.ox.ac.uk/…nal.pdf

  • 49. ekşi sözlük'ün şaka maka 30'luk teyze kaynaması

    sıkıntı 30’luk olmak mı?
    kadın olmak mı?
    nesinden şikayet edildiğini anlamadığım bir ergen beyanı.

  • 50. istanbul başakşehir futbol kulübü

    bu sene buradan şampiyonluğu verirlerse kesin kapanacak kulüp.