tövbe bismillah, şu fotoğrafta özer hurmacı ile ronaldinho'yu yiyişirken gördüm.
tanım: lüzumsuz aşktır.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. şeriatçı suud şeyhi ve rihanna aşkı
-
2. tıbbın çare bulamadığı hastalıklar
sayısı epey çok olan hastalıklardır.
insanlık olarak çaresini bulduğumuzu iddia ettiğimiz pek çok hastalığın da aslında sadece semptomatik tedavisi yapılmaktadır. (insanlık olarak diyorum çünkü günümüzde hastalıkların incelenmesinden tedavisine tüm süreçler multidisipliner ilerliyor.)
aslında tedavi yerine toplum sağlığını korumaya yönlensek pek çok hastalıktan kurtuluruz. ama gel bunu komadaki hastaları ilaç firmalarına rıza gerektirmeden kobay yapmaya çalışan devletlere anlat. -
3. 29 haziran 2017 öğretmenlerin ne yaptığı
öğrenciyken okul tatil olsun diye ağlayan küçük camışlar, büyük camış olduğunda okul olsun öğretmen iş yapsın diye zırvalar. öğrenci yoksa öğretmen de yok okula gidip dikilsin mi mal gibi.
ne diyo bunlar? -
4. tarkan'ın bitme sebebi
tarkan bitmez. bitme ihtimali bile yoktur ama bittiğini varsayarsak bunun sebebi ozan çolakoğlu olacaktır.
ayrıca adamın biri gelmiş tarkan kim falan yazmış. yetmemiş bir de kemalist dönemin ünlü ettiklerinden, tarkan'ı kim tanıyor diye eklemiş. hahaha iyi güldüm ya. ne kafalar var. tarkan kimmiş. mustafa ceceli mi tanınıyor, sinan akçıl mı yoksa kutsi mi? ak troll seni. -
5. küçükkuyu edremit arasındaki ölüm yolu
üst edit 3: arkadaşlar, https://www.bimer.gov.tr/ den derdimizi yetkililere yazabilir misiniz? bu da önerilerden biriydi.
üst edit 2: bazı yazarlar sağolsunlar önerilerde bulundular. bu olayı duyurmak için twitterdan edremit belediyesinin sayfasına (mesela) yazabilir misiniz?
üst edit 1:
lütfen birşeyler de siz yazın, bu konuyu gündemde tutalım bizimki yandı başka canlar yanmasın. kaza altınoluk'ta oldu. ama bu o güzargahın genel bir sorunu.
ilk entry:
akşam yürüyüne çıkmışsınız, ve dönelim de bir çay içelim diye konuşurken sevdiğiniz insanlarla, 5 dk sonra karşıdan karşıya geçerken gözünüzün önünde sevdiğiniz insanlardan birine arabanın biri son surat çarpıyor. zor durumdayım iyi düşünemiyorum, başlıktaki ve entrydeki hataları hoşgörün ve bir şeyler de siz yazın lütfen, desteğinize ihtiyacımız var.
sözlük içim yanıyor be, sevdiğimiz birini kaybettik, siz de etmeyin, kimse etmesin diye bu çağrım. böyle konularda duyarlılığına güveniyorum hepinizin. tabiki bu yol ve yaya güvenliği sorunu çok yaygın bir konu ama ben bildiğim yöre için yardımınızı istiyorum. yayalar için çok tehlikeli olan yol. her sene mutlaka ölümcül kazalar oluyor, yayalar ölüyor. dün de bir amcamıza sonsürat çarptı bir araç ve kendisini kaybettik.
bilindiği gibi özellikle yazları çoluk çocuk genç yaşlı tatilcinin bulunduğu bir yöre burası. bahsettiğim yol ise sahile oldukça yakın geçen, her yaştan insanlanın denize girmek vs için karşıdan karşıya geçmek zorunda olduğu bir yol. ve bu yol 3 gidiş 3 geliş yani 6 şeritli. hız sınırı tabelaları var ama kimse uymuyor buna. alt geçitler deseniz virane gibi, üst geçitler ise nadir, ışık desen sadece şehir merkezinde var.
1. yolun normalde şehirlerarası kısımda 6 şerit ama meskun mahale yani yaşamın yoğunlaştığı yere gelince iki şerite inmesi gerekiyor. sürücüler 6 şeritli yolda tam gaz gidiyorlar. hem 6 şerit yaparak denizi insanların denize girdiği sahilleri de öldürdünüz, daralttınız. yolun yerleşim yeri sınırlarında daraltılması gerekiyor.
2. malum dilekçe vs pek işlemiyor. isteğimiz alt geçitlerin mağaradan standard alt geçitlere evrilmesi ve çoğaltılması.
3. trafik lambalarının birden birkaça çıkarılması.
başka önerilere de açığız tabiki. bilmediğimiz cahillik ettiğimiz konu da olabilir. lütfen birşeyler de siz yazın ve daha çok insana ulaşalım, kimse ölmesin artık o yolda. -
6. thy'nin uçak kapasitesinin üzerinde bilet satması
overbooking denen ve butun havayolu sirketlerinin yaptigi sey. amerika'yi yeniden kesfetmenin bir manasi yok. overbooking, ucaklarin yuksek doluluk oranini garantilemeye yarayan ve gereksiz yere bos ucmasinin engelleyen, boylelikle de musteri acisindan ucak biletlerinin daha ucuz olmasini, havayolu sirketi acisindan da maliyetlerin kompanse edilmesini saglayan seydir.
-
7. bir paket sigara 100 tl olsun
-
8. evrim gerçektir ve inanç meselesi değildir
aziz sancar'in hakkinda cikan "evrimi reddediyor" iddialarina verdigi yanit.
http://www.cumhuriyet.com.tr/…rim_gercektir....html
"
sancar araştırma makalelerinde evrimsel gelişmeye göndermeler yapan bir insan. biyolojik varlığımızı evrimsel gelişmeden ayrı tutmak asla olası değil. bunları bildiğim için sancar’a sordum, nedir bu? nihayet gürcistan’dan önceki gün döndü ve yanıtladı: evrim gerçektir!
“aziz’i en çok üzen türkiye’de üstümüze aptal tozu serpilmiş gibi durmadan akla mantığa sığmayacak sebepler bulup, tüm enerjimizi bu suni kavgalara harcıyor ve ülkemize zarar veriyoruz, bu büyük bir günahtır...”
tamamen katılıyorum. yazıktır, günahtır bu ülkeye
peki, gerçek neydi?
“bir gencimiz bilim ve inanç konusunda soru sordu. ona şu yanıtı verdim: ‘ben müslümanım ve allah’a inanıyorum. evrime inanmak gibi bir şey yoktur, evrim bir gerçektir ve inanç meselesi değildir
" -
9. bafetimbi gomis
bonservisi elinde olmayan bir oyuncuya imza parası ödendiğini de görmüş olduk. teşekkürler dursun başkan. ilklerin başkanı.
-
10. sinop'ta üniversite öğrencilerinin yaptığı araba
tavan ve far tasarımı ile estetiği ve konforu bir arada sunan, tabuların dışında, olağanüstü bir tasarım.
edit: bir şey "üniversite öğrencileri tarafından yapıldı" diyerek tanıtılıyorsa, beklentinizin legodan yapılmışa benzeyen bir hurdadan fazlası olması gerekiyor.
şu arabamsıya bakınca yalnızca zaman kaybı görüyorum. ne var yani bunda yeni olan? ne amaçla yapılmış? ne kadar zaman harcamışlar ortaya koyacakları şeyin tasarımına? hangi ihtiyacı karşılıyor bu şey?
bu adamlar üniversite öğrencisi , yaptıkları şey yeni olmalı, özgün olmalı, taklit edilemez olmalı, cesur olmalı.
üretimlerinin en özgür ortaya koyabilecekleri dönemde eğer lego araba yapıyorsa bu adamlar, uzun uzun dalga geçilmeli. -
11. eve erkek atma taktikleri
ikeadan aldığım sehpaaaayı kuramıyoooruuuummmm berkeeeee..
not: erkeğim la.. yürümeyin hemen..ahaha! -
12. kedi köpek için duyar kasıp mülteciler ölsün demek
dün gündemde suriyelilerle ilgili 2 haber vardı; birincisi alanya'da küçük bir kızı taciz eden suriyeliler, ikincisi ölen 13 günlük bir bebek.
bir bebekle ölüm kelimesini, çocukla taciz kelimesini bile aynı cümlede kullanmak korkunçken dün ikisi de gerçekleşti. suriyeliler ölsün, ne hali varsa görsün, bize ne diyen yok. sadece bayramda ülkelerine gittikleri gibi gitsinler istiyoruz. zaten her şeyin zor olduğu ülkemizi daha fazla zorlaştırmasınlar istiyoruz.
kedi, köpek için duyar kasanlar kedi, köpek için bir şeyler yapıyor. suriyeliler için duyar kasanlar hiçbir şey yapmıyor. canlılar arasında değerli diye bir şey yoktur, hepsi değerlidir. hepsi iyi yaşamı hak eder. -
13. ekşi itiraf
çocuğum bir emmi, bir kamyon şoförü ruhu taşıyor, kafamı vuracak taş arıyorum ama taşları da yemiş, obur ya.
ben elit, seçici, havalı bir çocuk yapayım derken sonuç bu oldu.
kendime büyük söz vermiştim, eğer oğlum yeme probleminden kurtulur ve her yemeği yerse bir daha yemekle ilgili şikayet etmeyeceğim diye. bu benimki şikayet değil aslında, durum değerlendirmesi.
2 sene boyunca tek bir yemekle hayatını sürdüren cücemiz son aylarda harika besleniyordu. aynı zamanda komşum da olan sayın karatay hocamın yolundan giden bir anne olarak, çocuğa verdim eti, balığı, dayadım proteini, sebzeyi. arada farklı lezzetler de olsun diye yine hocamızın önerdiği lahmacun gibi bana göre geleneksel pizza olan besini de menüye kattım.
insan gece uykusundan kalkıp "nahmmmacunnn" diye bağırır mı? bu ne be? yanında da kefir istiyor. (yalnız kefiri ve yoğurdu evde kendimiz yapıyoruz, tamamen doğal. saygılar hocam)
hadi diyelim onu atlattık, bu sefer etli dolma istiyor. hem de salçalı, ekşili olacak. eee, ben enginar yaptım, kuşkonmaz salatası var menüde. sağolsun onları da yiyor ama garnitür olarak. yanında köfte olmadan, lahmacunsuz, içli köftesiz sofrayı beğenmiyor velet. hakikaten boşan da semerini ye yavrum diyesim geliyor ama verdiğim söz zihnimde çakınca dişimi sıkıyor, susuyorum.
bak bunları da kabul ederim ama beyaz ekmek nedir allah aşkına. biz eve sokmuyoruz, çocuk hiç görmedi beyaz ekmeği diye düşünürken beni zorla götürdüğü köftecilerden bir koca köşe parça ekmek kemirerek çıkıyor. bir de çay içmeye başlamış ki evlere şenlik. sindirsin diye içiyor sanırım. neyse ki onu şekersiz içiyor ama maalesef çikolatayı da öğrendi. (hocam siz bu kısmı görmemiş olun)
her sabah başımda canının istediği tüm yiyecekleri sıralıyor. bir de fiil çekimlerini kavramaya başladı bu aralar, şiir gibi başlıyor "köftem, nahmacunum, çikokatam, pastam, kefirim, kuru memişim, simitim"
normal anne çocuk ilişkisi nasıl olur bilmediğim için ben bunları sevgi sözcüğü olarak almaya çalışıyorum. her gün on bin adım yürütüp, bir saat bireysel jimnastik ve üstüne yüzmeye gönderiyorum ama göbek çıkmaya başladı. geçenlerde göbekli erkeklerden hoşlanmakla ilgili yazıyordunuz ya burada. oğlum adına çok mutlu oldum çünkü görüyorum ki geleceği parlak.
bir bambam, bir hasan emmi, bir küheylan yetiştiriyorum. oysa ne güzel hayallerim vardı ama oğlum hepsini yedi. -
14. türkiye'nin ahlaken çöküyor olmasının nedeni
(bkz: siyasal islam)
(bkz: akp)
(bkz: planlı kültürsüzleştirme) -
15. doktorların kalp cerrahı olmaktan korkması
75 yaşındaki hasta tedavi sonrası "...başım döndü, tansiyonum düştü, ilaç sonrası oldu doktor yanlış tedavi uyguladı..." diye şikayet eder. cumhuriyet savcılığına gidip ifade verir ağır cezada yargılanma riskiyle karşı karşıya kalır.
84 yaşındaki hasta ex olur, torun oğul doktora küfür eder döver. öldürür ( samsun'da öldürülen doktoru unutmayın) çok büyük paralar da kazanma ihtimaliniz yok. senin benim hayatım için neden bunlara katlansın. mesleklere, meslek sahiplerine saygı yok. şu elit olmaya çalışan sözlükte bile açılan başlıklar doktora, öğretmene, avukata, mühendise hakaret etmek için, maaşını tatilini eleştirmek için.
edit: temel sebebi maniy diyenler; siz hayrına mı çalışıyorsunuz? doktor da emeğinin karşılığını ister, aynı okula gittiği arkadaşına bakıp yorgunluk, risk, kazanç oranına bakar. -
16. şeyma subaşı
yeni nesil türk kızı* için idoldür kendisi, bir rol modeldir.
son 10-15 yıldır dizilerde, götünü parayla silen zenginlerin hayatlarını izliyoruz ya, 15-25 yaş grubunda olanlar o dizilerle büyüdü, hayattaki yegane amaçları zengin koca bulup hiç emek etmeden, en ufak bir entelektüel birikim sahibi olmadan öyle zengin ve görgüsüz bi hayat yaşamak.
şeyma subaşı evli adamdan çocuk yaparak ve onur diye bi kelimeyi lügatından çıkararak (o şimdi türkçesini anlamaz, ingilizcesi honour), o zengin dizi hayatına yamanmanın mümkün olduğunu kanıtladı. o yüzden hiç de azımsanmayacak bir kesim için halk kahramanı kendisi. -
17. eski muş valisi mi muş eski valisi mi sorunu
doğrusu "muş vali eskisi"dir.
-
18. bıçak parası doktorun hakkıdır
ben bir doktorum ve ısrar ediyorum , bıçak parası doktorun hakkı değildir. belki adam eğitiminin hakkını alamıyordur , azdır çoktur bilemem, ama usulsüz bir para alamaz kimse.
kimse haksız kazanca göz yummamalı. bunlara bahçelievler'de 1 trilyona ev satan müteahhitlerin kazancı da dahil. -
19. büyük izmir depremi
bir kişi de dememiş veysi kurt kim mk.
-
20. 28 haziran 2017 13 günlük bebeğin açlıktan ölmesi
katil bir anne babanın masum kurbanı olan bebeğin başına gelen acı ölüm. vay arkadaş bizim ayıbımızmış, ülkemizin ayıbıymış bu. evet çok ayıbımız var ülkecek, ama bu onlardan değil.
bu işin tek sorumlusu her şart altında ilkel hayvanlar gibi çiftleşen, ama o hayvanlar kadar yavrusuna sahip çıkmayan anne babadır.
vahiy mi inecekti hayırseverlere orada bir bebek var, annesini ememiyor diye? doğumu hastanede yapmayı biliyorlar, ama bebeklerini hastaneye götürmeyi akıl edemiyorlar mı? doğurmaya gittiği hastaneye başvursa yine çözülürdü sorun. 13 gün boyunca yavrucağın fotosentez mi yapmasını beklemiş aile acaba? -
21. burak yılmaz
cuma ya da cumartesi istanbul'a geliyormuş. hırsız dediğim adamın transferini kabul etmiyorum (gerçi kimin umrunda da) kusura bakmayın o kadar da midesiz değilim.
edit : 3-3 lük derbide stattaydım ve kendini atışını unutamıyorum. beşiktaş tarihinin en çöp transferidir isterse 50 gol atsın cl de gruplardan çıkarsın. -
22. hastane önünde sigara içen doktor
kimseye örnek olması gereken doktor değildir. sigara içilmeyen bölgede olmadığı sürece istediği yerde sigara içebilir.
-
23. aras bulut iynemli'nin türk yazılı tişört giymesi
türk olduğu düşünüldüğünde gayet normal bir davranıştır.
-
24. google'ın telefonları dinlemesi
daha beterini ınstagram yapıyor.
allah affetsin biraz kelim ancak hiç dert etmem. ne saç çıkarıcı şampuan kullanmışlığım var ne de saç ekimi ile ilgili bir araştırmaya girmişliğim.
çevredekilerle de bu konuda bir kere bile konuşmuşluğum yok. ancak instagramda karşıma hep saç ekimi reklamları(şu kurtlar vadisinden abidin'in olduğu) ve saç çıkarıcı kremleri çıkıyor. adamlar sanirim fotoğraflarımı analiz edip öyle reklam sunuylorlar karşıma.
google yine ihtiyaçlarızı dinliyor falan. bu instagram çok kırıcı valla. -
25. 29 haziran 2017 kılıçdaroğlu haber türk yayını
tayyip bir kez olsun karşısına uğur dündar veya ahmet şık'ı alamadı. niye ??.
kılıçdaroğlu ise karşısına yandaşlıkta utanmazlık arasında gezinen birisini karşısına alıyor.
ne kadar ilginç değil mi. sonra utanmadan ak çomarlar; demokrasi, hukuk, adalet diye sallıyor. neden ??. çünkü yol yaptılar a.koyim. -
26. resim dersinden bir alan öğrenci
anılarımı depreştiren başlık.
ben doğuştan solağım; ancak dindar babaannem sağ olsun, günah diye sağ elimi kullanmaya zorlamış, annem bir iki karşı çıkmış ama tabi susturulmuş, babam bu durumu hiç s.klememiş (geçen konusu açıldı hatırlamıyor bile, öyle alakalı bir baba) benim de hayatım zorluklarla dolmuştu. okumayı okula gitmeden çok evvel öğrendim; ama yazmayı beceremiyordum. sol eli kullanmanın günah olduğuna ben de inandığım için yalnızken bile sağ elimi zorluyordum. çektiğim sıkıntıları bir ben biliyorum. sırf elimi kullanmayacağım diye matematik sorularını aklımdan çözüyordum, çünkü yazmaya çalışınca çok zaman kaybediyordum ya da yanlış yazıyordum. elime resmen laf geçiremiyordum. öss dahil devam etti bu alışkanlığım, kitapçık incelenince işlem sayısı az bulunur da kopya çektiğim düşünülür diye, soruları cevaplamayı bitirince artan zamanda kitapçığın sağına soluna yalandan işlemler yazmıştım, halime bak ya, ne saçmalıklar yaşadım. neticede her iki eliyle de doğru düzgün yazamayan biri oldum çıktım, neyse ki bilgisayar teknolojisi gelişti de el yazısıyla yazmaktan kurtuldum.
düşünün iki satır yazmayı beceremeyen bu velet bir de resim yapacak. herkese eğlence olan ders, benim kabusum oldu.
ben anadolu lisesine 5. sınıftan sonra giren nesildenim. kendince işini çok ciddiye alan bir resim öğretmenine 11 yaşındayken denk gelmiş ultra beceriksiz olarak ilk notumu almamla beraber, sonraki 7 yıl resim derslerinden kurtulmamı sağlayacak stratejiyi geliştirdim. sınıfın en iyi resim yapan öğrencisiyle anlaştım. ve tam 7 yıl boyunca ben onun kompozisyon ödevlerini yaptım, o da benim resimlerimi yaptı.
ateist olmamın yolunu açan babaanneme bir kere, resim yapmaya zorlayan eğitim sistemine iki kere küfrediyorum.
dişlerimi de halen sol elimle fırçalıyorum, her nasılsa dişimi hangi elle fırçaladığımı hem babaannem hem de ben gözden kaçırmışız. -
27. 30 yaşında evini arabasını alamamış bekar erkek
31 yaş kontenjanından katıldığım klüp. çok yararını görüyorum:
-çıkarcı, çakal çukal tipler rahatsız etmiyor.
-az çalışıp az yorulup kendi ilgi alanlarıma yoğunlaşabiliyorum.
-evlilik mevzusuna baya uzak hissedebiliyorum. zaten arabam olmadığı için otomatik olarak bir kezban savar durumundayım.
-sırf bugün oturup hiçbir şey yapmadan bir saat klasik müzik dinledim.
-evin masrafları, arabanın vergileri, akaryakıt soygunu gibi keriz parası ödemediğimden psikolojim rahat.
-ailem ile beraber kalıyorum. 30+ sonrası ailesiyle yaşayan erkeklere zavallı gözüyle bakan zombilere inat, aramızda bir dayanışma durumu var. annem benim gömleğimi ütüler. ben onun banka işlerini kovalarım gibi. ayrıca kişisel hayatımıza saygımız var. eve kızarkadaşımı getirebiliyorum mesela.
-bu kafa rahatlığıyla iki üniversite bitirdim. beş yabancı dil konuşabiliyorum.
benzeri faydalar sayılabilir. hayat sizin. istediğiniz gibi yaşayın. milleti mutlu etmek veya göz boyamak için değil. -
28. kredi kartı
kafasını siktiğimin cebinde parası yok, kartın limiti kadar harcama yapıyor neredeyse, sonra gelip burada yok tehlikeli yok kullanmayın yok şöyle.
geri zekalıysanız illa burada ben geri zekalıyım diye ilan mı etmeniz gerekiyor amk? dünyanın en güzel nimetlerinden biri bu kredi kartı, sayesinde ne doğru dürüst para ne de bozukluk taşıyorum. -
29. otobanda ort. 95 km/s hızla gidene ceza kesilmesi
x ile y arasını 3 saaaaattteee indirdik diye böğürüyorlar sonra da 3 saatte gidene ceza kesiyorlar.
-
30. ali nesin'in atatürk'ün sözünü küçümsemesi
babasinin bahsettigi o malum %60 icinde olan kisi beyani. sanrim kendileri ne sartlar altinda o fakulte kuruldu bilmiyor.
-
31. istanbul'un en çirkin binası
-
32. 28 haziran 2017 süryani vakıf mallarına el konması
oldukça üzüldüğüm haberdir. bir mardinli olarak gerçekten dünya üzerinde en sevdiğim yerlerin bir kısmı süryanilere aittir. gelgelelim devlet el koymuş-ki nelere el koymadı ki- umarım aihm de bu iş güzellikle çözülür. yoksa efes antik kentinde sünnet düğünü yapanlar mor gabriel'e neler yapmaz. haberlerden medreseye çevrildiğini duyarız artık.
-
33. akademik tezlerin %34'ünün intihalli çıkması
maalesef oldukça doğru bir durumdur. ben de bizzat bir örnek yaşadım. tezi intihal programına sokmak için danışman hocam araştırma görevlisi arkadaşa mail attı. sonuc %6 gelince araştırma görevlisi "programda bir arıza var herhalde bu kadar düşük çıkmaz" dedi. her bir cümle bizzat tarafımdan kurulduğu için %6 bana yüksek gelmişti. sonradan bir tabloyu kaynak göstererek doğrudan aldığımı hatırladım.
arkadaşlar da %40'lardan falan bahsediyor kendi tezleri için ben %6 deyince yalancı konumuna düşüyorum. o yüzden kimliğimin belli olduğu platformlarda söylememeyi tercih ediyorum.
yine de bu oranın düşeceğini düşünüyorum. çünkü enstitüler intihal raporu olmadan diploma aşamasına geçmiyor ve danışmanlar da öğrencilere düşük çıkması için baskı yapıyor. -
34. kadınların iyi araba kullanamamalarının nedenleri
kullanma değil ancak park etme ile ilgili olarak zamanında bir yabancı popüler bilim dergisinde şöyle bir bilgiyle karşılaşmıştım: kadınların üç boyutlu tahayyül etme yeteneğinin erkeklere nazaran daha az olduğundan bahsediyordu, park etme konusu da bu yetiyi gerektirdiğinden bu işte daha az başarılı olmalarını buna bağlıyordu. bu da muhtemelen avcı-toplayıcı dönemlerden modern insana kadar uzanan bir dizi evrimsel basamakla açıklanıyordur.
-
35. doktorların tatil hakkının olmaması gerekliliği
tabi lan her şey siz çombiklerin mutluluğuna adansın zaten amk.
dünyanın en şımarık halkı olabiliriz. -
36. evde bira yapma modası
şu durum devam ettiği sürece geçmesini beklememek gereken, hatta muhtemelen katlanarak artacak akım.
-
37. jumanji welcome to the jungle
en güzel yorumu bir youtube kullanıcısının yaptığı film.
(bkz: this is not my jumanji) -
38. 28 haziran 2017 havanın aşırı sıcak olması
yazın bu kadar kavrulan memlekette, doğal hava hareketini engelleyecek şekilde istifleme beton binalar yaparsan böyle yanarsın. hava hareketini bozmayacak ve duvarları beyaz veya asma çardaklarıyla çevrili , ağaçların sökülmediği yerlerde eve girince serinlersin.
-
39. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
bir tane kadin yok baslikta. alanya'nin gece klupleri geldi aklima.
-
40. 5 bin tl'den düşük maaş alan adamın yaşama amacı
he ya he hepiniz 100bin tl kazanıyorsunuz. herkes lüks içerisinde yaşıyor. ortalık çok fena karıştı, sözlük birbirine girdi. biz fakirler de bu başlığa bakıp çok üzüldük. sevin şimdi bir köşede.
-
41. lokantalarda yemek sonrası servis edilen beleş çay
leman kültürde bulamayacağın bir ikramdır. çay başı 8 liradır. yanılıp da yemekten sonra 4 çay istediğinizde gelen haşırt sesinden 100 m çaplı bir alandaki kargalar havalanır.
-
42. rte'nin almanya'daki mitingine izin verilmemesi
bence ne zaman dr. beşar esad'a türkiyede miting yapma hakkı tanırız o zaman rte de almanyada miting yapabilir.
ama barzani türkiyede megri megri mitingi yaptı demeyin kalbinizi kırarım. -
43. kadınların kendi ayakları üzerinde durma sevdası
aynı anda 4 kadın hayali kuran dincilere dert olmuştur.
-
44. galatasaray
allahım, işte rakip gibi rakip ya.
adamlar 2 transfer yaptı, 2 mutlu oldular hemen demorolize oldum ne güzel. keyfim kaçtı. kıskandım. işte bu amk ya çok özlemişim. 2 senedir gram haset yoktu içimde iyi oldu.
not: velbuenaspor -
45. skoda superb
sayesinde bazı enteresan "aile içi baskı" çeşitleri öğrendiğimiz araç.
(bkz: çocuğuna passat al diye baskı yapan aile) -
46. suyun kaldırma kuvveti yoktur gök çekimi vardır
-
47. didier drogba vs robin van persie
biri arsenal'de top oynamış, digeri o arsenal'i top diye oynamistir.
biri ucmasiyla ünlüdür, digeri ucan, kacan,yer,gok yakalarsa affetmemesiyle. -
48. ekşi'de yazdığı için uzaklaştırılan lise öğrencisi
(az sonra söyleyeceklerim hiçbir kuruma dair değildir. belki de öyledir bilmiyorum. siz ne anlıyorsanız o, beni bağlamaz. hiçkimseyle hukuki boyutta uğraşmak istemiyorum, param yok çünkü.)
ben. bugün diplomamı aldığımda sicilime işlendiğini öğrendim.
öncelikle sizlere teşekkür etmek istiyorum. belki hatırlarsınız okulumda bir sergi açılmıştı. (bkz: sosyal bilimler lisesindeki aşırı bilimsel sergi) ben bu sergiyi gördüğümde oradan kaldırılması için çabaladım. birkaç saat sonra ekşi'ye yazdım ve gündeme düştüğünde haber sitelerine de düştü ve sergi apar topar kaldırıldı. serginin bulunduğu yerde kameralar olduğu ve sergiye ait fotoğrafları bizzat çektiğim için kendimi saklamadım. zaten saklamam için bir sebep yoktu çünkü kamuya ait bir kurumda, okulun giriş kapısının önünde ve herkesin görebileceği bir yerde açılan sergiye ait fotoğrafları paylaşmıştım. yazdığım yazıda herhangi bir hakaret unsuru yok, dilerseniz bakabilirsiniz. kamuya ait bir alandaki sergiyi paylaşmak suç değildir ve ben bir suç işlemedim. şayet okul hakkında yazı yazmak suç olsaydı ve okulun fotoğraflarını çekmek uzaklaştırılma sebebi olsaydı, okulda 400 kişi varsa 300ünün instagram'da yaptığı paylaşımlardan dolayı uzaklaştırılması gerekirdi.
serginin gündemde olduğu süreçte bana hiçkimse bir şey söylemedi. fakat 5-6 gün sonra okul müdürü yanına çağırdı ve yanında emir erleriyle birlikte bana bağırdı çağırdı. yazıyı silmem için beni tehdit etti, ben de silmemekte ısrar ettim. daha sonra dışarı çıkardı beni ve sınıfa geri döndüm. birkaç dakika sonra rehber öğretmeni beni çağırdı ve disiplin işlemlerinin başladığını söyledi.
o yazıyı yazdığımda okul idaresiyle epey sorun yaşayacağımı biliyordum ama yaptığım bir suç olmadığı için okuldan uzaklaştıracaklarını tahmin edememiştim. ilk başlarda epey direndim, "okul hakkında yazı yazmak" bir disiplin gerekçesi olmadığı için itiraz ettim. dava edeceğimi söyledim ama benimle anlaşma yoluna gittiler. (sanki ticaret yapıyoruz.) suçu sene sonunda sileceklerine dair okul idaresi bana söz verdi. benim amacım o sergiyi oradan kaldırmaktı ve başarmıştım. küçük eniştemin egosu epey sarsıldığı için zaten silecekleri bir disiplin cezası için sınav senemde kimseyle uğraşmak istemedim. isterlerse 1 hafta uzaklaştırsınlar zaten silinecek diye düşünmüştüm çünkü söz vermişlerdi. fakat kurda kuzu emanet etmek hatalı bir davranıştır.
ben başarısız bir öğrenci değilim. bunları anlatmak hoş değil ama kendimi savunabilmek adına söylemem gerekiyor. benim 12. sınıf karne ortalamam yüz üzerinden doksan sekizdi fakat e-okul sisteminden iki adet takdir belgemi sildiler. daha önce youth exchange and study projesine katıldım. 17 yaşında educationusa programında yapılan bir proje sayesinde amerikan büyükelçisi john bass ile yemek yedik. geçen senenin yazı kaliforniya'ya gitmek için sekiz bin dolar amerikan hükümetinden burs aldım. demek istediğim ben başarısız, haylaz bir öğrenci değilim ve daha önce hiçbir disiplin cezam yoktu. akademisyen olmak istiyordum fakat ilerde bunun bana engel olacağına eminim çünkü bu hukuksuz cezayı sicilime işlediler.
o gün yanınıza çağırdığınızda yazdığım yazıyı silseydim bu disiplin cezası bana verilir miydi? "okul hakkında yazı yazmak" bir disiplin gerekçesi olduğu için değil siz kendi egonuz sarsıldığı için verdiniz bana bu cezayı. bu yaptığınız adil değil ve suçtur. sigara içmenin kınama cezası, okulda açılan bir sergiyi paylaşmanın uzaklaştırma cezası olduğu bir okulda okul arkadaşına çatalla saldıran öğrencinin disiplin cezası okul sonunda siliniyor ama benim cezam sicilime işleniyor. sileceğiz diye söz veriyorsunuz ve beni dava etme kararımdan vazgeçiriyorsunuz ama sözünüzü tutmuyorsunuz. nerede kaldı lan sürekli bahsettiğiniz ahlak?
ne yapacağımı bilmiyorum. artık sicilime işledikleri için elimden gelen bir şeyler var mı? akademik alanda çalışmama ve yurtlar için vs. burs almama engel olacak mı bu durum? tavsiyelerinize ihtiyacım var.
edit sebebi: okulda olan bir olayı daha yazmıştım ama elimde video ve resim olmadığı için iftiraya gireceği ve ceza alacağım söylendi. ben de bu yüzden sildim.
edit: e-okuldan takdir belgesinin silinemeyeceğini söylemiş bir yazar. ayrıca yazmak istedim buraya. aç bak bakalım yönetmeliği, disiplin cezası olan öğrenciler belge alabiliyorlar mı. -
49. kürt'üm denince verilen türk tepkileri
- git ötede kürt
sözlüğün aklı evvel kürt ırkçıları sözde mizah yapmaya çalışıyor,sorsan hepsi sosyalist, hepsi bakunin'in yoldaşı ama iş mikro milliyetçiliğe gelince sol maskesi altında şövenist takılmaktan imtina etmiyorlar.
ben türk solunun aklını sikeyim, bu faşist kürtleri adam yerine koyup başımıza bela etti.