vize ya da final sınavıydı. gözetmen hoca çarşaf kağıtları dağıtıyordu.
sıra bana geldiğinde;
naber cahs nasıl gidiyor? dedi.
iyiyim…….. hocam. siz nasılsınız? dedim.
hiç unutmam o günü.
hocanın, eski sınıf arkadaşım olmasından başka bir sorun yoktu aslında.
edit: gelen mesajlardan sonra “eski” kelimesi eklenmiştir.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. fakültede hocadan duyulup unutulmayan söz
-
2. ülkeyi terkeden doktora söylenmek istenenler
kendinden ve ailenden başka kimseye borcun yok. emek de senin hayat da.güzel günler seninle olsun.
-
3. beş evin olsa çalışır mısın
cevabı benim için net (bkz: çalışmam) olan soru cümlesi. resim yaparım, bol bol kitap okurum, basketbol oynarım, kamp yaparım, trekking yaparım, hiking yaparım daha bir dünya hobime bir dünya zaman ayırırım ama asla çalışmam.
hiçbir şey yapmıyorsam 365 gün yatarım ama yine çalışmam. -
4. bir beyin cerrahının vazgeçiş hikayesi
sevgili ekşi sözlük okuyucuları, size bir hikaye anlatmak istiyorum. biliyorum benzerlerini çok dinlediniz ve ailenizde sağlık çalışanı yoksa içten içten hiçbir tanesine hak vermediniz, çünkü bu ülkenin siyasi düşünceden, tuttuğu takımdan, etnik kökeninden bağımsız birleştiği tek nokta doktor nefretidir. 2016 mezunu bir doktor olarak; size ailenizden genetik kalmış eski muayenehane sisteminin, akp türkiyesinin randevu alınamayan yarı paralı sağlık sistemiyle kombine olmuş nefretini yenemeyeceğimi çok iyi biliyorum. tek isteğim olayları bir kere de kendi açımdan anlatmak ve belki bir kısım insan tarafından anlaşılmak.
ben çok çalışkan bir öğrenciydim, hep öyle oldum. bazen doktorların zekiyiz tribi irrite edici oluyor katılıyorum, çok zekiyim demiyorum ama ortalamanın üstünde zekaya sahip bir insan olduğumu düşünüyorum. ama başardıklarımın çok azını zekamla başardım, kalanı çalışkanlıktı. bir doktor size, sizden daha zeki olduğunu söylerse inanmayabilirsiniz ama bir doktor size, sizden daha çalışkan olduğunu söylerse aksine bahse girmemenizi öneririm.
çok uzatmayalım, hikaye klasik, fen lisesi, sonrasında tıp takültesi vs. ilk üç sene tıptan nefret ettikten sonra 4.sınıftan sonra cerrahinin özellikle de beyin cerrahisinin büyüsüne kapıldım. ilk tusumda istanbul’da bir kliniğe yerleştim. başlangıç yaptığım ilk gün yanımda nöbet takımı olmadığı için sen bugün tutma nöbet yarın başlarsın denilip bir resmi başlangıçın ertesi gün ilk nöbetimi tutmaya başladım. ama ne tutmak… 30 çeken aylar 15, 31 ler de 16 nöbet. bu süreç bir yıl sürdü. sonrasında rahat ettim dememi beklerseniz maalesef değil, uzun süre 10 nöbet tuttum, uzmanlığa 6 ay kalana kadar da en az 7 nöbet. gün görmeme deyimininin ne olduğunu yaşayarak öğrendim. sabah 5te hastanede ol, ertesi akşam 6-7 de çık. gerçekten gün ışığı görmediğim dönemlerim oldu.
sayısız özel gün kaçırdım, aile hayatım, kişisel ilişkilerim yerle yeksan oldu. kan, ter, gözyaşı, beyin omurilik sıvısı, idrar, iltihapla yıkandım. kandan çöpe attığım kıyafetlerle, iç çamaşırlarıyla kaç yetim giyinirdi…
çok uzatmayalım benzeri çok yazıldı, çizildi. detaylarını anlatmak şu an bu tuşlara bile basarken bile içimi acıtan 5 yılın sonunda bugün uzmanlık belgemi almak üzereyim. bu dönemde aşırı alkol tüketimi, sigaraya başlamak, sağlıksız beslenme ve bozuk uyku düzeni nedenli aşırı kilo alımı, majör depresyon gibi sağlık sorunlarıyla cebelleştim.
kendimi beğenmişlik yapmak istemem ama diyorum ya çalışkanım diye, çalışkan adam iyi cerrah olur. ben de iyi bir beyin cerrahı oldum. sadece kesip biçen bir teknisyen de olmadım pek çok kursa katıldım, akademik çalışmalarda da bulundum. ilginç bir şekilde bu hayatı kabul edecek bir kadınla evlenmeyi bile başardım. kağıt üzerinde özenilecek bir hayat ama size bir gerçekten bahsedeyim.
mutlu değilim.
geleceğe dair hiçbir umudum ya da hevesim yok. öğrenmek için uykusuz geceler, en yakın arkadaşımın düğününe gidememe bedeli ödediğim ameliyatların hiçbir kıymeti yok. her gece geçim kaygısıyla uykularımdan uyanıyorum. şımarık isteklerim yok. mercedes araba ya da villa istemiyorum. evime et, bira almak istiyorum, kombi açarken masrafını düşünmek istemiyorum. her sabah işe giderken akpnin şımarttığı ağzı keton kokan bir cahil tarafından dövülmekten, elimin kırılıp/kesilip mesleğimden olmak korkusu taşımak istemiyorum.
kendimi öldürmeyi defalarca düşündüm, ölümü çok yakından gören bir mesleğe sahip olarak ölmekten korkmuyorum ama aileme ve sevdiklerime bunu yaşatmak istemedim.
eşim yurtdışına gitmemiz gerektiğini defalarca söyledi, hep karşı çıktım. atatürk gitmemişti, inönü gitmemişti, çakmak gitmemişti. bu insanlar bizden çok daha zeki çok daha donanımlı ve çalışkandı. vazgeçmemişlerdi. biz de kalıp savaşmalıydık. hep böyle düşündüm.
ama artık değil.
ben vazgeçtim.
bu ülkenin kurtarılma düzeyinin ötesine geçtiğini düşünüyorum.
maalesef atatürk değilim.
insanca yaşamak ve öyle ölmek istiyorum. elimden geleni yapmama rağmen kurtaramadığım bir hastanın yakınının elinde ya da en sonunda dayanamayıp damarıma her türlü ilacı enjekte ettikten sonra bir koltukta ölmek istemiyorum.
almanca çalışmaya başladım ve çok sevmeme rağmen beni boğan bu ülkeden gitmek istiyorum.
keşke başaramasam ve kalmak zorunda kalsam. inanın ki bunu içten içe bunu istiyorum. denedim olmadı, mecbur kaldım kalmaya desem ve denizin kenarında 30 liralık biramı yudumlasam.
ama diyorum size ben çalışkanım, başaracağıma ve gideceğime şüphem yok. almanca beyin anevrizması kliplemekten zor olamaz.
ben vazgeçtim, umarım siz vazgeçmezsiniz. belki bencillik ama ailemi emanet edeceğim güzel insanlar kalsın isterim bu ülkede.
17 yıllık ekşi sözlük okuruyum, yıllar önce yazmaktan vazgeçtiğim bir dönemde yazarlığım geldi. neredeyse çaylak entrylerimden beri yazmıyordum. dayanamadım bir sitem de ben edeyim dedim.
kusura bakmayın özet geçemedim, kalın sağlıcakla
başta doktorlar olmak üzere bütün sağlık emekçilerine selam olsun… -
5. stanley termos almanın mantıklı açıklaması
ulan hala anlamadınız mı ? termos pahalı değil, biz fakiriz. araba pahalı değil, biz fakiriz. rakı pahalı değil, biz fakiriz. kitaplar pahalı değil, biz fakiriz. yani şunu anla güzel kardeşim, biz türk halkı f a k i r i z.
edit: tamam termos pahalı amk. kabul ediyorum, pahalı termos. mesaj atmayın yeter. -
6. kur korumalı mevduat yerine neden dolar alınır ki
(bkz: haram)
-
7. yurt dışında döner yemek
berlin, munih ya da düsseldorf’ta türkiye’deki dönerlerin %90’nından daha iyisini rahatlıkla bulabilirsiniz. içindeki et kaliteli, katki maddesi doldurulmamış ve kurallara uygun olması da cabası.
-
8. 23 ocak 2022 istanbul kar yağışı
-
9. galerindeki çektiğin son fotoğraf
-
10. yazarların 30 dk boyunca anlatabileceği konular
30 dk boyunca insanların kafasını konuşa konuşa sikmemeniz gerektiğini anlatabilirim.
sözlükte herkes kültür abidesi amk.
(bkz: kimse de demiyor ki aga ben kimim) -
11. 23 ocak 2022 15 temmuz platformu açıklamaları
adliye önünde yapılmıştır. başka söze gerek yok herhalde.
adliye önünde "kafaya sıkmaktan" bahseden bir metin okunan ülkeden hiçbir şey beklenmez. her şey müstahak bize. -
12. 1 liraya kiracı arayan ev sahibi
umarım bir travestiye denk gelir dediğim uyanık ev sahibidir.
-
13. taylan antalyalı
xavi ya amına koduğum, bakmadan pas atıyor arkasına.
-
14. 23 ocak 2022 melih gökçek'in kudurması
i. melih gökçek'in ciddiye alınma baremi kendi partisi tarafından boş damacana misali kapının önüne konulduğunda kaybolduğundan nazarımca faydasız paylaşımlardır.
hala kendisini ciddiye alan varsa o onların problemi. -
15. rusya'da buz tutan göle atlayıp kaybolan kadın
bak bu sozlukte nerede ise ssg kadar eskiyim. sourtimes zamanlarindan beri yazarim. odtu arkadas grubunda ya bizim sedat sozluk diye bisi yapti cok iyi geyik donuyor diye yazmaya baslayan tayfadanim.
bu kadar surede 1 kere bile kufur yazmadim. 1 kere bile argo yazmadim. binlerce insan okuyor,yaslisi genci, colugu cocugu, kadini erkegi, dogru duzgun birseyler yazayim, fikrimi, bilgimi paylasayim diye kullandim sozlugu. saygisiz bir kelime bile etmedim.
ama ilk defa bu prensibimden vaz gececegim. senin dogal secilim diyen ,darwin odulu diyen dilini sikeyim oldu mu pezeveng cocugu, senin cahil , bilgisiz, bir o kadar da bir boka yaramaz beynini sikeyim beynine kodugumun saklabani, sokak serserisi seni. dogal secilim diyorlar it oglu it, gelmis saka yapiyor got kafali, yok atlamis gebermis vs vs dalga geciyor beyin kivrimi olmayan primatlar. sizin ben taaa o nefes israfi olan akcigerlerinizi sikeyim emi. ne o irki bilirsin, ne oranin kulturunu bilirsin, ne cografya tarih bilirsin, ceviz kadar beyninle gelir burada , kendi gelenegini, dini inancini yerine getiren bir kadincagizin, bir anlik dalginlik ve dusuncesizlik sonucu akintiyi hesaplayamayip , ailesinin gozleri onunde hayatini kaybetmesi ile dalga gecersin. senin var ya ben, o klavyeye basan toynaklarini gotune sokmak lazim ama artik sozluk eski sozluk degil ne yazik ki. bak sinirim gecmedi. sana insan diyene, seni insan yerine koyani. senin harcadigin oksijene yazik lan. senin icin calisan ogretmene, devlet gorevlisine yazik . senin icin harcanan vergiye yazik lan. senin icin parlayan gunese bile yazik. -
16. 45'in %20'sini hesaplayamayan z kuşağı
o da bir şey mi ekonomiden anlamayan sahte diplomalı ekonomistimiz var bizim
beğeni editi: bu başlığı da buraya bırakıyorum (bkz: left-pad) -
17. youtube premium'a ciddi ciddi para ödemek
ekran içinde ekran özelliği, reklamların olmaması, ekranı kapatınca oynatmaya devam etme, videoları offline durumda da izlemeyi mümkün kılan indirme özellikleri için tercih edilir.
-
18. beren saat'in garip sezen aksu paylaşımı
ne güzel yazmış işte, nesini anlamıyorsunuz ki.
ben mealini yapayım.
“biz dizide oynarken (hatırla sevgili) bu tarz siyasi göndermeler yapardık. rte de o dizide iyi şiir okuyan bir genç olarak canlandırıldı. kendisinin edebiyata merakı bilinen bir şey, ki zaten şiirleriyle halkın gönlüne girdi..dolayısıyla; özellikle sezen aksu gibi edebiyatı ve yeteneğiyle öne çıkan bir sanatçıya, üstelik kendisi şiir için hapis yatmışken, bu kadar saldırması anlamsız”
demek istemiş.
edit:türkçeyi türkçeye çevirerek deli fav aldım. sağolun. sözlükte bu kadar mülteci olduğunu bilmiyordum -
19. 24-28 ocak 2022 sanayi elektrik kesintileri
sanayiciler ses çıkarmıyorsa size ne?
adamların kocaman odaları, stkları, birlikleri falan var.
bir tanesinden tepki geldi mi?
beter olsunlar. sanayici dertlenmiyorsa size ne oluyor ki? boşverin dert edinmeyin.
saatlerdir sosyal medyaya bakıyorum, patronlar sınıfından bir tanesi bile yalandan söylenmiyor. işçi söyleniyor, enerji piyasası uzmanları söyleniyor, bunların gıkı çıkmıyor.
türk burjuvazisi onursuz haysiyetsiz bir burjuvazi. korkudan kendi sermayelerine sahip çıkamayacak kadar aptallar.
bir patron 3 gün boyunca elektrik olmazsa depodaki etlerin bozulacağını söylemiş. ama sanki bu olay hükümetlik değil gibi anlatıyor. insan bu açıklamaları dinleyince sinirleniyor.
bırakın abi dert etmeyin. -
20. gonca vuslateri'den gülse birsel'e fatura tepkisi
gülse o vasfiye teyze karakterini yazıp sana oynatmasa şimdi en fazla samanyolunda dini dizi karakteriydin. zaten o diziden sonra bir başarını görmedik...
gonca vuslateri kim yaw... -
21. iphone pişmanlıktır
pişmanlık değil zulümdür resmen. elim gitmiyor yemin ediyorum. telefon harici kullanmak dışında başka bir boka yaramıyor gibi hissediyorum. şunu yap bunu yap diyorsun sikinde değil aletin. amk makinesi hiçbir iş yapmıyor ki stabilitesi bozulsun. arka planda şunu yap. "yok yapamam." e amk android arka planda 5 ayrı işlem yapıyor. ama ios çok stabil. sikerim öyle stabiliteyi.
neymiş sürekli güncelleme alıyormuş. e? her yeni güncellemede ne kaybediyorsunuz lan siz? evde tablet var android 8 çalıştırıyor. güncelleme falan da almıyor. elimdeki android 11 arasında sizi bu kadar üzecek ne var? ios 12 ile 13 arasında ne hissettiniz amk? bir fark yok. ios'un önemli bir kesmi ilk güncellemeyi bile kabul etmiyor "anasını sikecekler" diye. bir kaç kurbandan sonra götü başı düzeltip ikinci güncelleme gelince alıyorlar. yalan mı olm?
her uygulamanın yeni sürümü size gelse ne oluyor? hepiniz android'in 5 sene önceki özelliklerini yeni görüp öven insanlarsınız. biz özelliği unutuyoruz adamlar gelip "baaak böyle bir özellik var" diyor. hadi ya. olm sizin telefonunuz soğukta çalışmıyordu amksnsskjss.
10 yıl geriden geliyorsunuz. algı olarak. eksiklikleri övünerek anlatıyorsunuz. sadece kendi cihazları arasında bir bağ oluşturmasının nesi iyi olm hasta mısınız lan siz? deli misiniz?
aldığı fiyata satarmış yenisini üzerine ekleyerek alırmış. olm bu nasıl matematik? sen aldın iphone 8'i 6 bin liraya. ben aldım android 3 bin liraya. sen 3 sene sonra 6 bine satıp üzerine 3 bin ekliyor 9 bine iphone 11 alıyorsun. ben 2 liraya satıp üzerine 2 bin ekliyorum yine android alıyorum. ee? bu hesabı da fikir oluştursun diye yazıyorum yoksa belgelerle konuşuyor değilim. *
neyse. pişmanlık falan değil. alışan insana iyi. sadece fanboyları aşırı geri zekalı. ben alışamıyorum. kullanışlı gelmiyor.
edit: amk ne mallar var ya. adam güncelleme gelmeden uygulamalar çalışmaz demiş. şuraya hem ios hem android os kullanıyorum yazıp ayrıntılı karşılaştırma yapıyorum ve adam "oygolomo goncollomo olmodon çoloşmoz" yazacak güvene sahip. pes amk.
edit: abicim 7 yıl önceki kamerayı kullanmak da övülecek bir şey değil. aynı paraları harcıyoruz ama sen 7 yıl öncesinin teknolojisini övüyorsun. * -
22. komşu seslerinden hayatın altüst olması
bulunduğum katta altı daire var, her dairede onlarca kişi yaşıyor. abartmıyorum gerçekten onlarca kişi. bu onlarca kişinin de onlarca çocuğu var ve sürekli kapımın önündeler. bisiklet sürmek mi dersin, tabletle bağıra çağıra oyun oynamak mı dersin… gürültüden psikolojim bozuldu. çocuklar böyle.
anneleri de ayrı idiot. bir gün işe gitmek için kapıyı açtım, gördüğüm manzara karşısında dilim tutuldu! kapımın önünde, küçük tüpte salça kaynatıyorlardı. hiçbir şey demeden yürüyüp gittim ama travmayı atlatamadım. ha bir şeyler dediğim zamanlar da oldu, o zaman da türlü hakaretler işittim çünkü cahil insanlar çok cesur oluyor bildiğiniz üzere.
taşınmayı çok istiyorum ama huzur bulabileceğim bir yer var mı bilmiyorum. biz çocukken evde terlikle gezsek, altta insanlar yaşıyor, yere usulca basın diye uyarılırdık. bu şekilde yetiştirildik. -iyi ki-
neyse işte hayatımız böyle geçiyor. her açıdan berbat. -
23. 23 ocak 2022 selçuk bayraktar'ın ders gibi tweet'i
tusaş'ın ürettiği teknolojik ihaların yanında nal toplayan ürünleri olan birinin tweeti.
gazlayın gazlayın, bu kişinin kayınbabası da 2002'den önce buzdolabi yoktu falan diyor.
bu ülke akp'in ve avanesinin hayallerinin ulaşamayacağı başarılar gordu, ulan sanki insansiz hava araçlarını siz buldunuz? bu ne kibir, bu ülkede temelleri kıbrıs ambargosunda atılan aselsan, roketsan, tusaş varken, bayraktar sıralamaya giremez.
not: tusaş ile aselsan karmaşası olmuş. anlattığım yine değişmiyor.
not2: koymayı unuttum anka-s'in rus pantsirleri etkisiz hale getirdiği vsveuriye'deki operasyonlarda en önde ankaların gittiğini herkes biliyor.
https://www.google.com/…ovvaw3sgfw99ltl_l4mf--t1zdx -
24. samsun'daki imamın skandal sedef kabaş paylaşımı
500 km öteden diyorum ki ; bu kavuklunun evindeki masaüstü, dizüstü bilgisayarı, kelepçe konulu miki filimleri ile tıka basa dolu.
gözler kalbin aynasıdır. profil fotosuna bak. -
25. galatasaray
sorun okan kocuk’u, yunus akgün’ü, emre akbaba’yı kiralık göndermek değil. sorun bu futbolcuların galatasaray’da oynayamayıp gittikleri takımlarda kendilerini bulmaları. mesela yunus akgün bu sene bizde, morutan adana demirspor’da olsaydı, adamlar ne yetenekler buluyor biz yunus akgün’den medet umuyoruz diyecektik eminim. herkes geliştiriyor, biz geriletiyoruz. sıkıntı burada.
-
26. 22 ocak 2022 sedef kabaş'ın tutuklanması
artık 'diktatör olsa o lafı edemezdin' argümani da seslendirilmez herhalde bi daha!
-
27. türkiye'de kuzenle evlenme oranları
sonra sma ebubekir bebekler nerden çıkıyor diyorlar. bu evliliklerde normal evliliklerden daha çok çocuk doğması da cabası.
-
28. 22 ocak 2022 mc donald's ısırılmış tavukburger
müdürlerde iş yokmuş. ben müdür olsam, para iadesi + en pahalı menü hangisiyse o menüden birer tane ücretsiz servis ederdim. üstüne çay, kahve, kola, dondurma, milkshake artık allah ne verdiyse yığardım o müşterinin önüne. bu arada tekrar tekrar özür diler, bu olumsuz durumdan sorumlu olan kimse onu da çok ciddi bir şekilde uyaracağımı söylerdim. yani bir şekilde müşterinin gönlünü almaya çalışırdım.
öyle yok isterseniz para iadesi yapalım, isterseniz yeni menü verelim demekle olmaz o işler. yapabileceğin her şeyi yapacaksın! sizin müşteri memnuniyetinize tüküreyim! bu başlık altındaki gibi "yapılcak her şeyi yapmışlar, daha napsınlar, daha ne istiyorsun ki?" diyenler yüzünden bunlar böyle yüz buluyor işte.
ortada çok büyük bir rezalet var! ısırılmış burgeri müşteriye servis etmek ne demektir ya?! aklınız alıyor mu sizin?! sanki bedava veriyorlar o burgerleri! -
29. survivor 2022 all-star
hahaha puanlama sistemi baya başarılı olmuş gerçekten de. baya adil olmuş.
yüzdeyi kaldırıp puan sistemine dönüyorsun, eyvallah, olur. ama ne yapıyorsun bu sefer? mağlubiyete eksi puan yazmıyorsun. haydaa. dolayısıyla noluyor? basit anlaşılması açısından egzajere ederek şöyle örnek vereyim: ben 10 yarışta oynayıp 10'unu da kazansam, yüzde yüzlük başarıyla oynasam, rakibimse 100 yarışta oynayıp sadece 11'ini kazansa rakibim benden başarılı sayılıyor. neden, çünkü galibiyet sayısı benden fazla, onun 11 benim 10.
hayatımda adaletten daha uzak bir şey duymamış olabilirim. ki türkiye'de yaşıyorum yani düşün :) -
30. mühendislerin hiç sosyal medyada ağlamaması
mühendis ağlamaz, çözüm üretir.
-
31. türkiye'nin ekonomide 21. sıraya gerilemesi
2002 yilinda 17. olarak aldiklari ekonomiyi ilk 10'a sokacagiz hedefiyle ilk 20'den asagi dusurduler. simdi g20'ye cagirmasalar ne diyebirizki...
turkiye'den baska ulkeye gitmeyenler veya turkiye'den baska ulke bilmeyenler ekonomiyi super saniyor. hani bir atasozu var ya "el siki görmeyen kendininkini balta sanır" diye, bizdeki durum da o hesap. -
32. kızını acımasızca döven baba
dövmek demişsin ama burada cani öz evladını işkence ile öldürmeye çalışıyor. izlemenizi pek tavsiye etmem. en tez zamanda hapiste s*kerler ecdadını umarım.
-
33. canavarlı filmlerdeki en iyi canavar
(bkz: gulyabani)
-
34. domenec torrent
gelisme gösteren ve umut vadeden teknik direktör.
trabzon karsisinda oynanan ilk 45dk son senelerde izledigimiz en iyi gs performanslarindan biriydi. ismail israrindan vazgecti, emre kilinc'i takima kazandirdi, organize ataklar calisti. hakki yenilmemeli. ugurcan harika oynadi ve 3 tane gol olacak topu cikardi. büyük bir enkazi aldi belki tarihin en kötü sezon'un ortasinda. isi hic kolay degil ama iyi futbol oynattigi sürece kendisine güveniyorum.
mental ve kondisyon sorunlari cözmeli. ayrica bir kaleci ve taylan bombasi'nin yerine bir orta saha alinirsa takim kendine gelir. -
35. öküz saraya çıkınca kral olmaz ama saray ahır olur
kamış, ses verince; ney oldum sanır,
iplik, elde gerilince; yay oldum sanır,
kütük, çaya düşünce; sal oldum sanır,
yalan, dilden çıkınca; söz oldum sanır,
diken, bülbül konunca; gül oldum sanır,
değnek, körün elinde; göz oldum sanır,
sarayda oturmakla padişah olmaz kişi,
aptal, ata binince bey oldum sanır..
*
tanım.
yukardaki dizeler kadar üzerine alınan hain ve ahlaksız islamcıyı hak ettiği kadar anlatamayan bir atasözüdür. -
36. çocukken baba eve getirdiğinde mutlu olunan şeyler
rahmetlinin daha kırkı çıkmadı ama benim hep hayalimdeki hali, akşam eve geldiğinde çorabına sakladığı çikolata ya da oyuncak arabayı bana sürpriz yaparak verişidir. o zamanlar mutlu oluyordum şimdi hüzünleniyorum.
-
37. anın fotoğrafı
görsel
gurban olduğum aydede. gün gibi ağartıvermiş dört bucağı. benden selam söyle o yavruya, üstü açıksa örtüver, üşümesin limon çekirdeğim. -
38. walkman dinlenen karanlık dönem
şimdinin spotify parasından çok, pil parası giderdi de, doğubanktan şarj edilebilir piller almıştım çare olarak..
kulaklıklar küçüktü eskiden, walkman büyüktü.
şimdi kulaklıklar eşek kadar, müzik çalar minicik..
karanlık dönem konusuna gelince, 90 lar bir çok yazarın çocukluğuna/gençliğine denk geldiği için, en güzel zamanlarımızdı sanırım.. -
39. 8 talcid 4 metsil 3 rennie'ye rağmen ekşiyen mide
yıllar önce tamamen iyileşmiş biri olarak benim çözümüm : düşük karbonhidratlı diyet ve asitli gıdalar. ne alaka diyenlere :
ben 5 yıldan fazla süre lansor kullandım. rennie, talcid gibileri hiç bir işe yaramıyordu. bir süre sonra lansor bile tam yeterli gelmemeye başladı. sabah kalkıp tamamen boş mide üzerine su içsem (o kadar boş ki soğuk suyun midey inme sesini duyuyordum) mide asidi boğazıma kara gelip beni acıya boğuyordu.
sonra biraz kilo veririm diye karatay diyeti yapayım dedim. malum ketojenik diyet olmasa bile alınan karbonhidrat düşük ve hele şeker ekmek ve işlenmiş karbonhidrat yok. toplamda 3 gün içinde mide yanması sorunum bitti. ben ilaçları bırakıp kurtuldum, aradan yıllar geçti. aynısını yapamayan bir arkadaşım hala lansor kullanıyor.
sebebini o zamanlar bilmiyordum ama zamanla öğrendim. mide yanması olan kişilerin çok azı hariç, midelerinin yanma sebebi asit fazlalığı değil asit azlığı. yeterli asit olmazsa mide kapakçığı "aşağıda sindirim yapılmıyor" diye kapanmaz, tüm o asit boğazınıza kaçar. eğer bol karbonhidrat yiyorsan sorun daha da büyüyor.
hatta bazısına bu uyurken olur, boğazı asitten tahriş olur ve sigara içmese bile her sabah boğazında aşırı bir balgam olur ve bu garip balgamı hiç bir ilaç kesmez. zira bedeni tahriş olan boğazı tamir için mukus salgılamaktadır. sen bir de asidi azaltacak "proton pompası inhibitörü" türünden ilaç kullanırsan sindirim iyice ayvayı yer. mineralleri düzgün sindiremediğinden vücut mineral alamaz ve sürüyle yeni hastalığın olur.
eğer mide asidi gerçekten az olan azınlıkta iseniz elbette asit önleyiciler işinize yarayacak. ama bu dertten uzun süredir ıstırap çekiyorsanız, karatay diyeti veya ketojenik diyet(daha da etkili) deneyin. bir de salatalara sirke ekleyin. çok değil, tam uyarsanız 3-4 gün deneyin göreceksiniz sonucunu.
eğer diyet deneyemiyorsanız, mide asit seviyenizi ölçecek bir doktor bulun. asit test yapılıp da yüksek çıkıyorsa, ne ala, ilaca devam edersiniz. ancak doktorların çoğu bunu gerçekten ölçmeden, size asit önleyiciyi dayayacaktır.
maalesef bir çok kişinin ihtiyacı olan şey daha fazla asit. sulandırıp sirke içerek iyileşen insanlar var. çok ters geliyor ama gerçek. burada "kilo verdim düzeldi" diyenlerin midesi de yaptıkları diyet yüzünden düzeliyor, verilen kilodan dolayı değil. -
40. aracı ile acil servise dalan doktor
düpedüz ruh hastası bir adamın toplu cinayet teşebbüsüdür bu. kimse “doktorların hali şu” filan deyip bu olayı başka yerlere çekmesin. o koltuklarda meslektaşları, hasta insanlar, çocuklar olsaydı ne olacaktı düşünsenize.
evet bu ülkede doktorlara yapılan çok büyük haksızlıklar, yanlışlıklar, suç kapsamına girebilecek davranışlar var ama bunların hiçbiri hiçbiri masum insanların hayatına kast edilmesine gerekçe gösterilemez. -
41. karlı havada kuryelik yapmak
duyarsız insanlar yüzünden artık iyice zorlaşan.
ismini vermeyeceğim ancak tahmin edilmesi çok da zor olmayan bir firmada yemek/sanal market için kuryelik yapıyorum motorumla. öğrenciyim, derslerden vakit kaldıkça kuryelik yapıyorum ki bu da gece geç saatlere tekabül ediyor. aracım bana ait; benzini, tamiri, bakım vs masraflarının her şeyi de bana ait oluyor bu sebeple. aylık cebime giren paranın büyük bir kısmı zaten son gelen zamlardan sonra yakıta gidiyor. okul masrafları da (devlet üniversitesinde tıp okuyorum) vs derken artık yetişemez oldum. şehir dışından geldim istanbul'a okumak için, kimseyi zor durumda bırakmamak adına ailemden para da almıyorum. kuryelik mi yapayım uyku mu uyuyayım ders mi çalışayım karar veremiyorum artık. elbet her işin zorlukları var, bunları da göze alarak yapıyoruz zaten bu işi, ona da eyvallah.
şu anda istanbul'da yolların büyük bir çoğunluğu kar sebebiyle motorlar için pek müsait değil. buna rağmen sipariş almaya devam ediyorum lakin sipariş veren kişiler; sipariş bekledikleriden 2-3 dakika geç gelince servis hızına düşük puan verip cebime girecek iki kuruş paraya da engel oluyorlar. misal dün gece tahmini teslim süresi 10-15 dk olan siparişi 20 dakikada getirdim diye sipariş hızına 1/10 vermiş sipariş vermiş birisi. bir başka örnekte de siparişi (siparişte kesinlikle temel ihtiyaç olmayan şeyler vardı) karlı yollar sebebiyle getiremeyeceğimi söylediğim müşteri, “işin bu, ne güne kuryesin” tarzı bir cevap vermişti. duyar kasmayacağım, işimizin bu olduğunu ben de biliyorum. zaten karlı havada sipariş vermeyin de demiyoruz kimseye, sonuçta burdan kazanıyoruz parayı. bahşiş beklemiyor, yalnızca biraz sabır ve anlayış, başka bir şey istemiyorum sizlerden. ha ne kadar güzel bir dille yazarsam yazayım linç yiyeceğimi, yanlış anlaşılacağımı da biliyorum ama içimi dökeyim istedim.
edit: anında mesaj kutuma damlamışlar “zorla mı yapıyorsun git başka iş yap” diye. öğrencilik hayatları boyunca iş yapmamış herkes bir anda ahkam kesmeye başlıyor, inanılır gibi değil. şikayet ettiğim şey zaten kurye olmak değil, insanların sabırsız olması. siparişi getirdiğimde teşekkür bile etmeyen adamların 5 dakika gecikmede ortalığı ayağa kaldırması. başka da bir şey değil, dediğim gibi her işin zorlukları var. maden işçisiyle vs kıyaslayanlar olmuş ki konudan tamamen alakasız. hizmet sektöründeyim, anlayış bekliyorum diyorum, daha ne kadar açık yazabilirim bunu?
edit 2: kimsenin bilgisi yok ancak fikri var. tahmini teslim süresi bilgisini her dakika değiştirmenin mümkün olmadığı gibi değiştirdiğiniz zamanda da sisteme geç düşmesi gibi bir problem var. ki karlı havalarda zaten belirtiliyor siparişin gecikebileceği, belirtilmese bile insan azıcık kafasını çalıştırsa maksimum 5-10 dakika gecikme olabileceğini anlar, şayet beklenen de uzun bir gecikme olacaksa (trafiktir kaza durumudur) ben bizzat müşteriyi arayıp belirtiyorum durumu. entry'nin asıl sorunu buymuş gibi herkes buraya odaklanmış anlamadım.
edit 3: motoru kaldırımda kullanan kuryeler üzerinden genelleme yapılıp bana neden küfür ediliyor anlamış değilim. yazdığım her şey kendi adıma, şu ana kadar bir kez bile kaldırımda motor kullanmış değilim. -
42. sabaha karşı 5'te kartopu oynayan yaratıklar
(bkz: biraz saygı)
buradaki sorun oynamaları değil, sabahın sessizliğin de bağıra bağıra oynamalarıdır. insanların evinde hastaları, bebekleri vs. olabilir.
annem kemoterapi gördüğü zamanlar da 1 saat uyuyabilmesi için hepimiz dua ederdik, kimsenin neler yaşadığını bilemiyoruz. -
43. düzenli spor yapan erkek
lan madem hepiniz o kadar fantastik sporcularsiniz da, bizim milli takım niye ezelden beri caner-hasan ali ikilisinden birini oynatıyor sol bekte?
hala semih erden basketbol milli takımında falan.. gecsenize bu arkadaşların yerine madem :)
sağlıklı yaşam için gerekli olan şeylerden birini yerine getiren erkektir. -
44. türkiye'nin bilimde geri kalmasının nedenleri
din ve dinciler.
dinin geniş alan bulduğu yerde bilime yer kalmaz.
edit. hala daha dini savunanlar var. ulan daha dünyanın düz olduğuna, yer çekimi değil gök itimi olduğuna, dünyanın bir kaç bin yıldır var olduğuna, evrimin olmadığını düşünüyorsunuz. bilim sizin neyinize. -
45. uğurcan çakır
bu adamı altay ile kıyaslayanlar vardı ya sırf milli takım için, kör gözlerini sikeyim onların ben.
-
46. şarap seven erkekler
(bkz: kenan komutan)
-
47. ülkeyi ileriye götürecek bir fikir
(bkz: erken seçim)
üstte de biri islam demiş. lan islam kimi nereye götürmüş bu kadar yıldır? en zengini elle pilav yiyor amk mdkdkdk. -
48. boğa burcu erkeğinin en mükemmel erkek olması
yanlış önermedir. en mükemmel değillerdir zira mükemmel erkek yoktur* ama 12 burç içinde gözlemlerime dayanarak söyleyebilirimki eşi yada sevgilisi tarafından en çok övgü alan burç erkeği. inat mı inat, zor mu zor… ama mamasını memesini eksik etmeme konusunda anlaşabilirse eşiyle, hayatı ona daha kolay, daha yaşanılası, daha sevilesi bir yer haline getirmeyi de çok kolay başarırlar. komplike değillerdir, hatta düz adam sami karakteri bu burç erkeğinden esinlenilerek yaratılmıştır. bu ne istediğini bilmeyen kadınlara sıkıcı gelecek olsa da bence akıllı bir kadının hayatına alması gereken erkek modelidir. sev-sevil-seviş felsefesi ile hayat hiç bitmese demek bu burcun erkeği ile mümkündür. (bkz: yatırım tavsiyesi değildir)
-
49. kendini değersiz hissetmek
çevrenizdekilerin eseridir.
-
50. kar + battaniye + kahve + sevgili
hanım koş doğu ekspresi romantikleri gelmiş yine...