Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. bedelli askerlik

    solcuların yüksek sesle, islamcıların kısık sesle, ülkücülerin gizlice beklediği bir sevdadır bedelli askerlik.

  • 2. kaynanasıyla ilişkiye giren yerli ve milli damat

    dayı ve damadın isimlerinin aynı olması kafamı karıştırdı. ilişki zaten karmaşık kimin kime kaydığı belli değil.

    not: dayı değil kayın biraderin adı aynıymış. bir de arkadaş damat nasıl oturup da eşine annenle seviştim diyor bu ne marjinallik.

  • 3. 28 mart 2018 dolar kuru

    emsonhaber denen pislik yuvasının attığı manşet:
    “merkez uyuma”
    alttaki yorumlardan biri:
    “merkez bankası başkanı metal yorgunuysa istifa etsin. reis hangi birine yetişsin.”

    evet, merkez bankası başkanı suçlu, almanya suçlu, uzaylılar suçlu ama reis ne yapsın... herkes metal yorgunu, o değil. hatırlarsanız bir önceki merkez bankası başkanı da “vatan haini”ydi.

    bu gerizekalılar oy verdiği sürece dolar 5 de olur 6 da..

  • 4. ekşi sözlük'ün düşen kalitesinin nedenleri

    edit: açtığım başlık nedeniyle sözlük yönetimi beni "lanetli yazar" ilan ederek haklılığımı bir kez daha bana hatırlattı.

    yaklaşık 8-9 yıldır ekşi sözlükteyim. son 1-2 senedir eski sözlüğü arar oldum. eskiden sözlüğün bir heybeti vardı. ekşi sözlük denilince akan sular dururdu. çaylaklık süreci ağır ve sancılı olmasına rağmen kurallara uyulmaya gayret gösterilirdi. sözlüğün algoritmasına bir saygımız vardı. şimdilerde ise (bkz: 6 günde yazar olan çaylak),(bkz: çaylak entry'sini çalan yazar) gibi durumlar yaşanıyor. bu kalite düşüşünün (bkz: ssg)'nın ayrılmasından sonra yaşanması aklıma sözlük denetim koltuğuna (bkz: kanzuk)'un henüz kimseyi atamadığını getiriyor.

    aklıma gelen bir kaç konuyu yazmak istedim. umarım (bkz: kanzuk) konuya bir el atar.

    *her önüne gelenin ucuz başlık açması.

    *son zamanlarda kontrol edilmeden binlerce çaylağın yazar yapılması.

    *büyük çoğunluğun konuları anlamadan entry girmesi.

    *çoğu yazarların imla kurallarına dikkat etmiyor olması.

    *girilen entry'lerden dolayı bazı ergenler tarafından küfür ve lince maruz kalınması.

    *özellikle vatan, millet, sakarya konularında girilen entry'lerden dolayı vatan haini ilan edilmek.

    *en önemlisi ise sözlük yönetiminin denetim mekanizmasının işlememesi.

  • 5. gökova körfezi'nin imara açılması

    bir insanın gökova körfezi'ni görüp de böyle bir kararın altına imza atabilmesi için tüm insani değerlerini kaybetmiş olması gerekir.

    gerçekten iğrenç bir haber. en az 3. sayfa haberleri kadar mide bulandırıcı.

  • 6. ekşide yazar olmanın insana kazandırdıkları

    çok değerli insanlar var. hepsinden güzel şeyler katıyorsun kendine. instagram gibi görsel gösteriş bombardımanı yerine, salt kelimelerin raksı söz konusu.

    burada zengin olan değil, bilen adam kıymetli oluyor.

  • 7. dolar için bir dörtlük bırak

    dörtnala gidiyor dolar
    ne market kurtarıyor ne pazar
    böyle giderse bu ekonomi
    ne ampul kalacak ne çomar.

  • 8. bir şirketin kurumsal olmadığını gösteren detaylar

    *eğer çalışanların görev tanımları kesin sınırlar içerisinde belirlenmemişse, herkes ne iş verilirse uzmanlığı ile alakasız da olsa bir tarafından işin içine bulaşmak zorunda kalıyorsa,
    * her işin sonunda patronun dediği oluyor ve tek karar mercii patron ise,
    * şirkete alınacak fotokopi kağıdından bilgisayar yazıcısına kadar patron seçiyor ve o istediği zaman alınıyor ise
    geçmişler olsun demektir.

  • 9. ilber ortaylı'nın vikipedi'yi önermiyorum demesi

    viki nin çalışma prensibini bilen yazarlar için mantıklı önermedir. bilmeyenler için yüce şahsiyet google a sorabilirler.

  • 10. nasa'nın dünya fotoğrafındaki sex yazısı

    (bkz: damacanaya tecavüzden dünyaya tecavüz)

    göremedigim yazi. belkide orda bir sex yazisi görebilmek icin yeterli abazanlik kriterlerini de tamamlayamamis olabilirim.

    edit: düzeltme/imla.

  • 11. insan ömrü 250 yıl olsa olabilecekler

    kabul et aklına malum şahıs geldi ve seni de bir hüzün kapladı sevgili yazar

  • 12. ufak tefek cinayetler

    --- spoiler ---

    bence her şey taylan’ın oğlunun rüyası. zaten rachel de tuzluk. *

    --- spoiler ---

  • 13. kemal sunal'ın iyi bir insan olmaması

    çok yanlış düşünen yazar konusudur.
    anlatayım , ben o zaman 11 yaşındayım,eniştem işi gereği "kemal sunal'ın evine gitmiş ve telefon hatlarını kontrol etmiş falan. sonrasında kemal sunal'da "bayramda ailenle seni ağırlamak isterim" demiş. bize bu haber geldiğinde hem bizim aile hem de teyzemin ailesi hep birlikte süslenip püslenip kemal sunal'ın kozyatağındaki evine gittik. o kadar iyi ağırlandık ki hala unutamam,kemal sunal'ın eşi muhteşem "un kurabiyesi" yapmıştı. ali ve zeyno sunal'da oradaydı,bildiğin akraba ziyareti gibi gittik,harçlığımızı aldık,saatlerce oturduk ve sohbet ettik.
    kemal sunal gayet mütevazi bir insandı.
    hala bu anıyı unutamam. o yüzden fırça falan yemezdiniz lan adam bizi evinde ağırladı.
    allah rahmet eylesin.

  • 14. en yavşak insan tipi

    hayatı belli sorular üzerine endeksli olan insan tipidir.

    çocukken başlar sormaya;

    - büyüyünce ne olacaksın?
    - anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?

    sonra seneler geçer değişik değişik sorularla

    - hangi okulu kazandın bakayım ?

    okul kazanılır, okumaya başlanılır

    - bitirince ne olacaksın bakalım... hayır ananın amı olucam da diyemiyor insan.
    - 2 senelik mi 4 senelik mi o ?

    bu sefer okul biter iş güç sorar, iş güç bulunur evlilik sorar, evlenirsin çocuk sorar, çocuk yaparsın 2. çocuğu sorar... sanane ablacım sanane abicim ya sanananeeeeee sa na ne yani.

  • 15. ekşi sözlük'te tanışıp sevgili olmak

    bu kadar irrite olanları anlamadığım durum. yahu burası nispeten elit bir ortam değil mi ? istisnalar harici hepiniz öyle veya böyle çeşitli konularda birikimi olan insanlarsınız hatta bazılarınız uzman. sokakta 100 kişiye sorsanız bulamayacağınız ortak noktaları burada çok kolay yakalayabiliyorsunuz. ee o zaman mantıksız olan veya irrite eden nedir? illa filmlerdeki gibi kitaplarınız falan mı düşecek yere. yok artık öyle bir dünya millet tablet taşıyor elinde. buradan öyle bir ortak noktada kesişirsiniz ki o sizi arkadaş yapar. ee görüşmeye başlayınca da bu ortak noktaları birtakım güzel hislerle süslerseniz neden gayet elit bir ilişkiniz olmasın.

  • 16. yazarların cenazesinde çalınmasını istediği müzik

    bu başlığa cidden yazayım diyorum ama aklıma cenazede pide-ayran yiyen güruh geliyor.

  • 17. en unutulmaz son dakika golü

    benim için, belki de bir çoğumuz için euro 2008' de (bkz: semih şentürk)' ün hırvatistan' a attığı goldür.

  • 18. annesine vuran adama uçan tekme atan buzağı

    izlemelere doyamıyorum.

    https://youtu.be/yecyorx_e0w

  • 19. türkiye'nin antartika'da bilim üssü kurması

    antartika belirli bir ülkeye ait olmayan ve 53 ülke tarafından yönetiliyor görünümünde olan güney kutuptaki kıtadır.

    bu ülkeler ise; danışman ve gözlemci statüsünde bulunuyor. türkiye gözlemci konumundaki ülkelerden, danışman ülke olabilmesi için kıtada bilimsel çalışmalar yapmak durumunda. itü'deki küçük bir grup bu konuyla ilgili çalışmaya başlıyor ve ardından itü okyanus ve kutup araştırma merkezi öncülüğünde, farklı bilimadamlarının da bulunduğu bir grupla bu işe adım atıyorlar. itü

    haber

    potansiyel petrol vb fosil yakıtların da olduğu bilinen kutuplarda gelecek için söz sahibi olabilmek için de danışman ülke olması gerekiyor. türkiye'de bir grup insan bununla uğraşıyor.

  • 20. bir kadını kırmadan ona çirkin olduğunu söylemek

    bir insanın, ona çirkin olduğunu söyleyen at yarağı kılıklı bir insandan daha çirkin olma ihtimali yoktur.

    senin zevklerine hitap etmiyor olabilir, sevmemiş olabilirsin, çirkin olduğunu bile düşünüyor olabilirsin. ama bir insana bunu söylemek şerefsizliktir.

    bak farkettiysen cinsiyet belirtmedim. insan olan, başka bir insana bunu yapmaz zaten...

  • 21. ekşi itiraf

    dün gece evlenme teklifi aldım sözlük.
    evleniyorum... içim kıpır kıpır. 20li yaşlarda bir adam sevip evlenmiştim. olmadı yürütemedik. bu ikinci evliliğim olacak. 30dan sonra karar vermek daha zormuş. kabul ettim teklifi. seviyorum, öyle çok seviyorum ki, uzun zaman sonra yeniden gülümseyebiliyorum. iki haftaya artık evli bir kadın olacagım. küçük bir kızım var. annem babam bakıyorum yıllardır. onun hayatı için dogru olan nedir sorgulamaya başladım.

    yeni bir hayata selam olsun.

    edit: birsürü tebrik mesajı aldım. yerim yaa, öperimm. *

  • 22. barış manço'nun abartılmış bir balon olması

    kişisel yaşantımda çok ciddi olarak tanımlanan bir adamım... bakın bu şekilde düşünen insanların olması beni ağlatır. hakikatten ağlatır. yazıklar olsun lan barış manço'dan bahsediyoruz, senin ne haddine böyle bir başlık açmak?

  • 23. kabin memurlarının aşırı yüksek maaş alması

    9 yıldır thy'de kabin memuru olarak çalışıyorum. daha o paraya yaklaşamadım bile.
    hangi thy bu.
    biz farklı thy'de mi çalışıyoruz amk.

  • 24. mehmed bir cihan fatihi

    2. bölümde ilkine göre epey toparlanmış dizi.

    mehmed'in çandarlı'ya geçmişten gelen kinini ve hırsını gayet güzel anlattılar. mehmed aynen dizideki gibi sert mizaçlı bir hükumdardı. bilimsel açıdan iyi yetişmiş ve becerikli olması onu yumuşak mizaçlı yapmıyor. özellikle çandarlı'nın ilk hükümdarlığında ona yaptıklarını hatırladığı ve henüz kendi uç beylerine bile laf geçiremediği henüz "mutlak" iktidar olmamanın verdiği sinir ve hıncı görmemiz gayet normal. bu bölümde de gayet iyi yansıttılar mehmed'in bu sebeple yaşadığı hezeyanları.

    kişisel olarak mehmed'i bırak daha osmanlı hanedanı bile henüz devletin mutlak sahibi değil, çandarlı gibi güçlü aileler ve diğer türk beyliklerine mutlak hakimiyetini kabul ettirememiş. henüz gaziler ve uç beyleri dönemi bitmemiş, gücün ve iktidarın diğerleri ile paylaşıldığı feodal bir devlet o dönemde. delibaş ve yanındakiler de bu nedenle hiç abartılı değil. o dönemde bu tarz "savaşçıların" hükümdar ile olan hiyerarşisi bu seviyede. henüz padişahlar ile ordu ve bu tarz savaşçılar arasında imparatorluk döneminde olduğu kadar uçurum yok. o dönemin padişahları hala savaşlarda bizzat savaşan ve çevresinde bu tarz savaşçılarla "samimi" olan insanlar. bu surumu değiştirip emperyal protokolü osmanlı'ya getirenler de bizzat mehmed ve torunu yavuz.

    babası 2. murat'ın diğer uç beylerinin baskısıyla iktidardan vazgeçip oğlunu tahta geçirmesi de bu nedenle. bizans imparator'u ile şehzade orhan için karşı karşıya geldiğinde aynı uç beylerinin "burada savaş çıkarırsan biz yokuz" tarzında osmanlı padişahına hala ayar verebilmesi de bu yüzden.

    osmanlı'nın o dönemde başta karamanlılar olmak üzere diğer türk beyliklerine bile mutlak üstünlüğü yok. sınırsız asker kaynağı yok. bir donanması bile yok! onu da mehmed kurup adam edecek. hatta mehmed tahta geçtiğinde osmanlı devleti'nin rumeli'deki toprakları anadolu'dan daha büyük. devletin gayri müslim vatandaşı türk ve müslüman vatandaşından daha kalabalık. henüz balkanlarda bile tam hakim değil, toprakları işgal etmiş durumda fakat orada bile mutlak hakim değil.

    süleyman ile karşılaştırılması da abes. süleyman döneminde osmanlı'nın eriştiği imparatorluk kapasitesini yaratan adam mehmed. henüz edirne'de küçük bir saraydan yönetilen, dizide çandarlı'nın sürekli vurguladığı gibi düşmanlarının süleyman döneminde olduğu kadar osmanlı'dan çekinmediği, daha bütün kurumları oturmamış bir dönem onunki.

    dizide de vurgulandığı gibi mehmed tahta geçmeden 39 sene önce moğol imparatorluğu'na yenilmiş, ardından bir fetret dönemi yaşamış, babası 2. murat döneminde daha yeni toparlanmış ve hala geçmişten kalan "devletin yıkılması/dağılması" korkusunu üzerinden atamamış bir devlet henüz. daha balkanların fethi tamamlanmamış, yunanistan'ın fethi bitmemiş, anadolu'nun bile ancak üçte birine sahip. çandarlı'nın "şimdi bu deli mehmed yüzünden herkes üzerimize çullanacak" korkusu boşa değil.

    halit ergenç vs kenan imirzalıoğlu arasındaki oyunculuk konusunda halit ergenç her türlü ağır basar. zira ergenç bu işin okulunu okumuş, oyunculuk üzerine diğerinden 10 kat eğitim almış, diğerinin 10 katı sahne tozu yutmuş bir insan. diğeri bir modellik yarışması kazanıp sonrasında zaman içerisinde aktörlüğü öğrendi. kenan imirzalıoğlu'ndan 1. sınıf aktörlük beklemek manasız. buna rağmen bence gayet başarılı şu ana kadar.

    dizide kadın eksik demiştim, bu bölümde yavaş yavaş sokmaya başladılar. özellikle roma dükü notaras'ın kızı belli ki dizideki önemli karakterlerden biri olacak. bizans imparatoru'nun kardeşinin meylettiği ve gizliden müslüman olduğunu gösterdikleri pontus prensesi de büyük ihtimalle ileride önemli bir karakter olacak.

    osmanlı imparatorluğu'nda yönetime kadınları sokan ve haremi güçlendirip sonradan yönetimin başına bela eden de zaten kanuni süleyman. mehmed'in oğlu 2. bayezid ve torunu yavuz döneminde harem sadece cariyelerin olduğu ve yönetimde kadınların en ufak söz sahibi olmadığı bir ortam. yavuz zaten 8 sene padişah olmuş, bunun %80'i seferde geçmiş. haremi osmanlı yönetimine sokup ilerde devletin başına bela edecek olan kişi süleyman.

    ayrıca mehmed'in ne kadar zeki ve bilimsel kapasitesini iktidarını sağlamlaştırmak için nasıl kurnazca kullandığını da gayet güzel anlatmışlar. notaras'ın kızına çektiği numara bile bunu gösteriyor. mehmed sadece matematik, astronomi, mühendislik vs bilen bir hükümdar değil, aynı zamanda kurnaz bir insan. iktidarın sadece güç ile değil, akılla ve özenli bir siyasetle elde edileceğini bilecek kadar da iyi eğitimli. dizide bunu da gayet iyi aktardılar ilk 2 bölümde.

    çandarlı'yı oynanan çetin tekindor'un da neden bu kadar eleştirildiğini anlamadım. çandarlı'nın "osmanlı devlet terbiyesine" ne kadar bağlı olduğunu da çok iyi gösterdiler ilk iki bölümde. bunu da o cibilliyetsiz ishak paşa üzerinden gayet güzel anlattılar. ishak paşa sadece kendi kellesini koruma derdindeyken çandarlı ve yeniçeri ağasının "biz devletin bekası için gerekeni yapalım da gerekirse kellemizi veririz" zihniyetini çok güzel anlattılar. çandarlı'nın "bu devlet infaz edilenlerin kelleleri üzerinde kuruldu, burada kimsenin hata yapmaya hakkı yoktur, gerektiğinde herkes kellesini bu devlet için feda eder ve bu devleti ayakta tutan bu bu zihniyettir" şeklinde özetlenebilecek konuşması da bu durumu gayet güzel anlattı. osmanlı'yı diğerlerinden üstün kılan da zaten bu adanmışlık ve sadakattir. osmanlı'yı zayıflatan en büyük sebep de ilerleyen yüzyıllarda bireylerin kendi ikbalini devletin önüne koymaya başlamasıdır.

    kısa notlar:

    -osmanlı dönemi'yle ilgili her işi "günümüzün siyasi çekişmeleri" üzerinden değerlendirip sırf kılçık olmak için konuşup "osmanlı düşmanlığı" yapan cahiller siktirip gitmiş başlıktan. çok da iyi olmuş.
    -dizinin tarih danışmanlarının lideri prof. dr feridun emecen. kendisi halil inalçık ve ilber ortaylı'dan sonra sultan mehmed dönemi hakkında en bilgili ve yetkin tarihçilerimizdir. sırf onun varlığı bil bu dizinin tarihsel gerçekliğinin gayet yüksek olmasının teminatı.
    -2. mehmed döneminde harem düzeni henüz doğru düzgün oturmamıştı. o nedenle önceki dizilerdeki kadar harem muhabbeti (oku: kadın entrikası) olmayacağını baştan kabullenmek lazım.
    -akşemseddin'in sadece fatih'in hocası ve dini eğitmeni değil de ona siyasi danışmanlık da yaptığı çok iyi anlatılmış.
    -aynı şekilde çandarlı ve yeniçeri ağasının "öncelik devlet ve onun bekasıdır, biz sadece hizmetkarız ve gerekirse kellemizi veiririz" zihniyetini çok güzel anlatmışlar.

  • 25. hiçbir evli erkeğin evliliği tavsiye etmemesi

    evli bir arkadaşıma "evlilik nasıl? bende evlensem mi? diye sordum.
    "evlen tabii, senin benden daha mutlu olmaya hakkın yok" dedi.

  • 26. tek taş yüzük istemeyen kadın

    şahsi fikrim bir alyansın yeterli olacağı yönünde. arkadaş ortamında, yaşça büyüklerin ortamında bu konu açıldığında alyans yeter dediğimde, “seni çok süzerler böyle”, “salaksın”, “gözünü aç erkek tek taş da almayacaksa evlenme teklifi bile etmesin” minvalindeki şeyler duyarım. amaç nedir? orada bir tek taş olunca ele geçen nedir? amaç sonuç ilişkisi açısından benim mantığımda bir sonuç yok. ha tabi piremseslere sorarsanız en basitinden instagramda o tek taşı göstermezse ne olacaktır? bütün fotoğraflarda o tek taş gözükmelidir ki, benim evleneceğim adam bunu bana aldı demelidir o. sosyal hayatında tek taşlı arkadaşlarının yanında boynu bükük kalmamalıdır. ben bunları sonuç olarak göremiyorum, aksine bunlar o insanların yanlış yolda olduklarının göstergesidir. çünkü sevginin bu nevi şeylerle hiçbir ilgisi yoktur. birini gerçekten seviyorsanız o tek taş bu beş taş önceliğiniz değildir. olmaması umrunuzda olmaz, tek taşla değil o adamla ömür geçireceksiniz.

    70 yaşında kocasını kaybetmiş bir kadın kocasını kaybetmiş olmasına rağmen hala alyansını takıyor ve eşinin konusu ne zaman açılsa o incecik alyansa dokunuyorsa, evlendiklerinde hiçbir şeyleri olmayan o çift bir alyansla evlenmiş ve o adam o kadın için o benim hayattaki şansım keşke onunla daha erken karşılaşsaydık diyorsa sevginin paraya bağlı olan tek taş nevi şeylerle hiçbir bağlantısı yoktur benim gözümde. önemli olan her koşulda, gerçekten iyi günde de kötü günde de yanınızda mı değil mi, gönül bağınız var mı yok mu? bunlar yoksa geriye kalan hiçbir şeyin bir hükmü ve önemi yoktur.

  • 27. fatih sultan mehmet vs mustafa kemal atatürk

    ikisi de birbirlerinin yerinde olsa en az birbirleri kadar basarılı olurlardı. çok benziyorlar aslında kimlik olarak...

    ne kadar şanslıyız ki ikisi de türklere ata oldu...

  • 28. chp iyi parti hdp ortak adayı olabilecek isimler

    (bkz: zülfü livaneli)

  • 29. sosyalizm

    haftada 45-70 saat çalışıp ucu ucuna ev gecindiren birisi için sosyalist olmak tabii ki çok kolaydır. dikkat edin serbest piyasayı götünüze sokuvermesin.

  • 30. türkiye'de etin pahalı olmasının nedeni

    kaynak

    türkiye'de çok et yendiği için et krizi çıkmıyor. hükümetin "gelir arttı, lüks tüketim tavan, herkes et yiyor, durduramıyoruz" laflarına rağmen ortalama bir avrupalı nın yarısı kadar et yiyoruz. (buna tavuk eti dahil. kırmızı ette oran 4'te bire düşüyor) yani vatandaş gerçekten et yiyemiyor ve buna rağmen et krizi çıkıyor.

    neden? sebebi basit:
    "arz çok düşük".

    yani et üretimimiz o denli az ki, bu kadar düşük olan tüketimi dahi karşılayamıyor. yani asıl sıkıntı "eti üretememek".

    peki kökeni göçebe hayvancılıktan gelen bizler, neden et üretemiyoruz? genlerimiz mi bozuldu?

    evet, biraz da öyle oldu ama gerçek sebepler farklı. 2 taneler:

    1-) "mera" yok.
    2-) "et ithalatı" var.

    aracıların fahiş karları üretici eti 1 yıl emek harcayıp, 23 lira maliyet ile üretip, kilosu 27 liraya aracılara satıyor. aynı eti, o aracılar, bir gün içinde 45 liraya bize satıyor. kuzu bıçak fiyatı ise koyunculukla uğraşan kalmadığı için 43 tl ye kadar çıktı

    bilinçsiz yapılan hayvancılık: öğretmenin, mimarın, doktorun, mühendisin çoban olmaya meyletmesi.

    hayvancılığın zor bir meslek olması: öyle bir meslek ki, 1-2 değil, yılın her günü bok temizliyorsunuz. üstelik insan boku değil. elinizi bir koyunun vajinasına sokup, ters dönmüş kuzuyu zarar vermeden çıkarıyorsunuz.

    hayvancılığın sosyokultürel algısı: çoban, sığır, inek, öküz, hayvan, sürü, malak, davar, camış, koyun...... vs gibi hayvancılık ile ilgili her kelimenin, türkçe'de aynı zamanda bir hakaret, aşağılama sıfatı olması mesela. yol boyunda koyun otlatan bir çobana olan bakış açınız nasıldır? ön yargılı değil mi?

    meran yoksa" eğer, hayvanlarının açlıktan ölmemesi için beslemek zorundasın.
    yem fiyatları da bu memlekette (çok afedersin) kol gibi. 1 tonu 1 milyar. sen bu pahalı yemi hayvana verince, hayvanın eti de hali ile pahalı oluyor. "pahalı yem = pahalı et". dünyanın en basit denklemi bu. kaçınılmaz sonuç yani. mera yoksa, hayvana yem vermemek gibi lüksün yok. ölürler.

    et pahalı diye "ithalatı açmak". o zaman ne oluyor? o pahalı yetiştirilmiş hayvan değer kaybediyor. normal şartlar altında zaten kazancı düşük olan zor bir iş, ithalat sonrası zarar ettirmeye başlıyor.

    sonuç: üretici mefta. çok ciddi zarar ediyor. aldığı para ile yem borçlarını kapatamıyor. en iyi ihtimal kar etmeden kapıyor defteri. boşa hamallık yapıyor anlayacağınız. nihayetinde üretimden çekiliyor. çünkü kimse bedavaya çalışmaz. bir kimse, bir işi ne kadar severse sevsin, bedavaya yapmaz. yapamaz. ınsanların sorumlulukları var.

    (bkz: 10 yilda 600 bin ciftcinin uretimi birakmasi)

    üretimden her çekilen üretici, üretimin daha da düşmesine neden oluyor. ıthalat yeniden gündeme geliyor.

    ithalat ile et sorununu çözmeye çalışmak ise, "cüzam yarasını fondötenle, pudrayla" kapatmaya çalışmak gibi. sorunu o anlık örtüyor belki ama gerçek sorun, tam olarak orada, üstelik büyüyerek bekliyor.

    işte bu yüzden her yıl şiddeti değişen et krizleri yaşanıyor bu memlekette. yer yıl!.. üstelik et ithalatı açık iken.

    ve eski bakan eker zamanında çıkıp şu açıklamayı yapabiliyor: “hayvancılıkta cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık.”

    güler misin, sabaha mı bırakırsın.

  • 31. levent gültekin

    hep siyaset konuştuğu için tam olarak fark edemiyoruz ama siyaset dışında konuştuğu zaman ne kadar derin bir adam olduğunu anlıyoruz.

    "kadın ile erkek karşılıklı etkileşim halindedir. erkek kadından şefkati, inceliği, zerafeti kısacası insanı insan yapan duyguları öğrenir. kadın erkekten güçlü olmayı, kendi ayakları üstünde durmayı, kararlılığı kısacası doğada hayatta kalmak için gerekli güdüleri öğrenir.
    erkeklerden uzak kalan kadınlar silik karakterli kadınlardan uzak kalan erkekler de duygusuz odunlar olur "

    demiş ve beni benden almıştır. sonra duramayıp şöyle devam etmiştir.
    " ortadoğu ve islam ülkelerinin en büyük sıkıntısı bu. kadın ve erkekleri birbirinden uzak tuttukları için toplum da aktif rol alamayan kadınlar ve yontulmamış odun olan erkekler ortaya çıkıyor. o yontulmamış odunlarda bugün ortadoğuyu kasıp kavuruyor."

    parti kur oy verelim reiz.

  • 32. 4 bin tl maaş alıp güzel yaşayamamak

    600 kira+200 servis+ayda 200 tl bira=1000tl

    mutfak masrafı taş çatlasın 500 tl arkadaşın var sanırım / 2=250tl

    doğuda olduğundan sosyal aktiviten yok denecek kadar az o yüzden saymadım onları.

    geriye kaldı 2750 tl birader. bu parayla her gün pubg, gta 5 alıp hediye etmiyorsan millete nasıl yetmiyor birader. bence temel muhasebe kursuna git bir an önce

    edit: altta elemanın biri sadece mutfak masrafıyla mutlu olunmaz gibi birşeyler zırvalamış. evet haklısın birader bak ben 3000 tl maaşla mutlu yaşıyorum neden ?
    çünkü para sikimde değil ailem yanımda sağlıklıyım. bu para da bana yetiyor artıyor bile. önce mutlu olmayı öğren sonra para diye ağlarsın.

    koca sakıp sabancı ne demişti engelli oğluyla ilgili "koskoca toyota fabrikam var ama kullanacak oğlum yok". elinizdekiyle yetinmeyi bilin sonra gerisi gelir zaten.

  • 33. bir evi daha yaşanılır kılan detaylar

    (bkz: sessizlik) huzur ulan huzur. her gün ses yapan orospu çocuğu komşularının olmaması mesela.

  • 34. 1 türk lirasının 2 norveç kronu olması

    norveç'in gsmh'sının kişi başına 80,749$ olduğunu bilmeyen bir yazarın sıçmığı.

    torbacısının walter white olduğunu düşünüyorum...

    edit: üstteki girdi için birileri “ironi” demiş. heee, ironi yapmak için sözlüğe giren libdem ise malı arap faik’ten alıyordur. walter’a sıkleti yetmez...

  • 35. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    herkese selamlar;

    sohbet etmek isterseniz, ister 5 dakika, ister 5 saat, isterseniz 5 gün sohbet edebiliriz. söz veriyorum söylemek istemediğiniz hiçbir şeyi sormayacağım!

    http://ribony.com/fusafi

    en sevdiğiniz sözü de, hediye olarak getirir misiniz lütfen? :)

    sözlük üzerinden de mesaj atabilirsiniz.

    güzel geceler.

  • 36. göğüs çatalına bakmayacak olgunluğa erişmek

    ne olgunluğu lan. bir arkadaşım doyasıya bakmak için zift gibi siyah içini göstermeyen gözlüğe dünya para saydı. takıyor gözlüğü göt meme ne verdiyse yaradan.

  • 37. akp'nin 2019 seçimini kaybetmesi

    senaryo: ysk oyların yeniden sayılmasına karar verir, o sırada "terör örgütleri" oyların yeniden sayılmasını engellemek için kaos ortamı oluşturmak isterler, bunun üzerine olağanüstünün üstü hal ilan edilir, ysk seçimi iptal eder.

  • 38. atatürk tişörtü ile meclise alınmayan vatandaş

    ben ana avrat sallamadan önce, mantıklı bir açıklaması olan varsa lütfen yazsın ve aydınlatsın.

    yoksa o sakalını siktiğim kahbe evladı meclise cübbeyle girebiliyor da, ülkenin kurucusu olan atamızın basılı olduğu tişört ne tehlike yaratıyor?

    daha laflarım var, geçerli bir açıklama bekliyorum.

    doğruysa gerçekten inanılmaz.

  • 39. getcontact

    uygulamayı indirip kullanan denyolara bir soru:
    (edit: rehberini paylaşanlar diye ekleyeyim gönlünüz olsun)

    rehberinizde kayıtlı olan, kişisel verisini paylaştığınız insanlari yaptığınız şey ile ilgili bilgilendiriyor musunuz? çünkü bu olay şirketlerin reklam stratejileri için veri toplaması boyutunu çoktan aştı. siz artık en yakınınızdaki insanların verilerini, kendi elinizle herkesin erişimine açıyorsunuz. ve bunu o kişilerin, numaralarını bu ortamda listelemek isteyip istemediklerini hiç düşünmeden yapiyorsunuz.

    'insanların sizi nasıl kaydettiğini merak etmek' bu eyleminizi aklayabilecek bir açıklama değil, çünkü karşılığında ödediğiniz bedel sadece sizi ilgilendirmiyor, bilgisi ve rızası dışında verilerini paylaştığınız insanları da ilgilendiriyor. özür dilerim, yaptığınızın meraktan çok sorumsuzluğunuz, bilinçsizliğiniz ve aptallığınızla ilgisi var. ve hatta özgüven problemleriniz ve sosyal kaygı bozukluklarınızla. detaylı bilgi için psikoloğunuza başvurunuz.

    saçma sapan savunmalara da cevap verelim de bitsinler

    1- vatsap, feysbuk kullanmıyor musunuzcular

    verilerini bu gibi uygulamalar üzerinden paylaşmak kişinin kendi insiyatifindedir. benim internet ortamında ne gibi bilgilerimi paylaştığım sadece beni ilgilendirir. ancak şöyle bir rehberime göz gezdirdiğimde, sosyal medyasıydı internetiydi hiçbiriyle alakası olmayan bir sürü insan var. hatta akıllı telefonu olmayan da var. eminim sizde de vardır bir bakın. şimdi ben bu uygulamayı kullanırsam hangi yetkiyle bu insanların bilgilerini paylaşmış oluyorum?

    2- paranoya yapmayıncılar

    'kişisel verilerin korunması kanunu, madde 5- (1) kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez.'

    mahremiyet hakkımı savunmak ne zamandan beri paranoya olarak adlandırılmaya başladı? madem öyle mülkiyet hakkını savunanları pinti, seyahat hakkını savunanları da gezenti ilan edelim.
    whatsapp, facebook gibi uygulamaları ben de kullanıyorum ancak numaramın hangi uygulamayla paylaşılacağına sadece ben karar veririm. spam, reklam yememek için gözüm gibi sakladığım numaramın bu gibi uygulamalar üzerinden paylaşılmasını istemeyebilirim mesela. veya yeni tanıştığım birine numaramı verdiğimde, lise arkadaşımın beni kaydettiği şekilde görmesini istemeyebilirim de. sorun kişisel verilerinizi paylaşmanız değil ayrıca, sorun başkalarının kişisel verilerini paylaşmanız

    3- rehbere erişim izni vermeye gerek yokçular

    açıklayıcı edit: kimse erişim izni vermediği için mi herkesin numarası meydanda. üzgünüm en temel akıllı telefon kullanım bilgisinde de sınıfta kaldınız.
    numaranızı sorgulattığınızda kaç tane kayıt çıkıyor? kimse rehberini paylaşmasa kaç tane çıkardı? herkes numarasını sorgulattığında ortalama 10-15 kayıt görüyorsa, demek ki o izin azımsanmayacak bir insan güruhu tarafından verilmiş. buradan da sorumsuzluk ve bilinçsizlik kısmına geri dönüyoruz. eğer akıllı telefon kullanımınız başkalarının mahremiyet hakkı üzerine bu denli tehlikeler arz edecekse kullanmayın o zaman. zaten sorun kendi kişisel verilerinizi paylaşmanız değil, sorun başkalarının kişisel verilerini paylaşmanız

  • 40. şu anda çalan şarkı

  • 41. 2018 ekonomik krizi

    asla gercekleşmeyecek olan krizdir.

    ülke dediğin bir trendir,bir tek lokomotif onlarca vagonu ceker,
    bir ülkenin de ekonomik krize girmesi demek lokomotifin stop olması demek.tıpkı yunanistan gibi, orada lokomotif stop oldu,devlet, memur maslarını bile odeyemedi.

    turkiye de halen tıkır tıkır giden,işleyen bir lokomotif var,amma bir de turkiye cumhuriyetinin görmedigi ve hatta gecmiş kriz dönemlerinde bile yasamadıgı bir vagonlar faciası var.

    vagonlar fakirlikten yakınıyor,

    ama olsun,bakın sadece fakirlik yaşanıyor daha sefalete dönüşmediniz,şükredin ,çünkü daha bunlar iyi günleriniz,fakirlikten kırılacaksınız sefalete düseceksiniz amma o lokomotif bir şekilde hep gidecek hep ilerleyecek,ve lokomotif kullanıcıları o kadar duygusuz arsiz yuzsuz ki dönüp de arka vagonlarda yaşayan halkı görmeyecek,duymayacak,ücretlerini ödüyor muyum,ödüyorum gerisi beni ilgilendirmez diyecek.

    daha azerbeycan halkı gibi olmadık,şükür,bakın orada da bir saltanat süren sözde laik, diktator var bizimkinin aynısı.
    halk açlıktan kırılıyor,maslar 100-200 dolar arası,devlet bu kadar veririm gerisi beni ilgilendirmez diyor,aliyevler sarayda altın wc lere kaka yapıyor.halk ise evinde karısına bile hukumeti eleştiremiyor yerin kulagı var diyor, sesi cıkanı zindanlara atıveriyorlar.memuru, mühendisi iş cıkışı taş taşıyor, kadınlar evde pişi yapıp satıyor,eeee biz daha bugünlere gelmedik..ne krizi..

    sonumuz aynen onlar gibi olacak.kriz yok, daha da sefalet bekleyin.yok oyle maası alıp dısarı yemeklere, tatillere, tiyatrolara gitmek..azıcık fakirlik hissettiniz diye de zır zır bagırmayın ,söyluyorum bak, bunlar iyi günleriniz.siz ki vatanınızın, turklugunuzun,atanızın kıymetini bildiniz mi ?,bilmediniz, el birliği ile ulkeyi yamyamlara teslim ettiniz,şimdi yepyeni bir hayat yeni bir yaşam tarzı sizi bekliyor ,güle güle yaşayın .
    azerbeycanın,suriye nin,moldovya nin gürcistanın canı yok mu,onlar nasıl katlanıyor sefalete ?sen de katlanacaksın cicim,bitti o eski modern, laik ülke,olsa dükkan senin.

    edit:bu yasadıgın fakirlik dönemi var ya ,hani içinde bulundugun durum,haah bu durum krizin gelme işareti degil, yeni yaşam tarzına evrilmenin sancısı, yeni hayat standartının dogum sancısı,anlayamadıysan özetleyim dedim.kusura bakma bilal bilal dedik..ortalık bilal doldu da ondan anlayamadın sandım.acıkladım.kusura bakma cicim.

  • 42. harita mühendisliği bürosu için isim tavsiyesi

    (bkz: fidel kadastro)

  • 43. iphone alma nedenleri

    telefon derdinin belli bir süre için bitişi

  • 44. gece 3'te bağırarak sevişen komşu

    bunun yüksek sesle seks yapan komşu'dan ne farkı var? her saat için; gece 1'de, gece 2'de, gece 4'te, 5'te diye ayrı başlık açmaya ne gerek var? git o başlığa gece 3'te yapanlarla ilgili tanımını yaz.

  • 45. çok güzel bir kadın olmak

    keşke şu başlığa yazanların hepsi fotoğrafını da koysa.

    tanım: göreceli olan bir kavrama sahip olduğunu düşünmek.

  • 46. yorgun görünüyorsun git dinlen diyen patron

    çalışanların sürekli yorgun görünmesine sebebiyet verecek patrondur.

    burası türkiye, iyi niyeti suistimalin ana vatanı.

    birbirimizi kandırmayalım.

  • 47. barbiegibikizimcanim

    spam mesaj atan orospu çocuğunun teki.

    şu çaylakların mesaj atma kriterlerini geliştirin amına koim ya. bunun gibi orospu çocukları yüzünden mesaj alımını kapamak istemiyorum. ama bu orospu çocuklarına da maruz kalmak istemiyorum.

  • 48. 5 tl'lik kulaklıkla müzik dinleyen insan

    bırakin adam müzik dinlesin, kulakligin fiyati, kalitesi önemli değil. bırakin müzik yapan adamın çaldığı enstrüman ucuz olsun, halı sahaya profesyonel nike kramponlarla gitmeyelim, güneş gozlugumuzu isportadan alalım. birakin semt pazarından yirmi liraya aldığımız kotu giyelim. bırakın 1+0 dairelerde oturalim. bmw' ye, audi' ye para vermeyelim, gidip renault' ya dacia' ya binelim.

    amk toplumunda her şey tüketmek üzerine. kim daha iyi tüketiyor yarışması yapıyoruz resmen her gün. bir tane adamla karşılaşmadım daha bak kardeş bunu ben yaptım, ben tasarladım, ben ürettim diyen.

    ben beş yaşındayken de böyleydi bu insanlar, aradan on yıllar geçti hala oyleler. bir bok olmaz bizden.

  • 49. öğrencisine özel ders veren öğretmen ahlakı

    sözlükte genel olarak bir okuduğunu anlayamama problemi olduğuna iyiden iyiye inanmaya başladım. öncelikle belirteyim ki öğretmen değilim, hiçbir öğretmen yakınım yok.

    bir öğretmenin bir öğrencisine özel ders vermesi suç değildir. ahlaksızlık da değildir.

    bir öğretmenin bir öğrencisine özel ders verdiği için daha yüksek not vermesi, öğrencileri özel ders almaya zorlaması, özel ders alan öğrencilere soruları vermesi gibi durumlar ahlaksızlık olduğu kadar suç da teşkil eder.

    yani burada tepki gösterilmesi gereken öğrencisine özel ders veren öğretmenler değil, özel ders verdiği öğrencisine torpil yapan öğretmenlerdir. ikisi aynı şey değil. niye aynı şeymiş gibi davranıldığını da tam olarak anlayabilmiş değilim.

  • 50. suriye'yi de alacağız ırak'ı da alacağız

    başlığı açınca seri şekilde bakınız ve komiklik var.
    zihniyetini siktiğim beyinsiz ergenler “yok artık” denilen noktadayız. tepki gösterin, kamu oyu oluşturun, sert tepki gösterin. nereden nereye geldik kör müsünüz, sosyal medyanın esprili dünyasına hepiniz mi kapıldınız?

    çok zoruma gidiyor ülkemin şu hali.